Etiket: kadavra

  • Binlerce hayat kurtaran vasiyet…

    Binlerce hayat kurtaran vasiyet…

    Bursa’da Askeri Hastane’de röntgen teknisyeni olarak görev yaparken emekli olan 70 yaşındaki 2 çocuk babası Fehmettin Saymaz, 2013 yılında zatürre teşhisiyle Onkoloji Hastanesi’ne yatırıldı. Burada vefat ederse bedeninin kadavra olarak kullanılmasını vasiyet eden Saymaz’ın naaşı 20 Mayıs 2013 tarihinde hayata veda edince Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne götürüldü.
    Burada tıp fakültesi öğrencilerinin derslerinde kadavra olarak kullanılan Fehmettin Saymaz’ın naaşının 11 yıl sonra ailesine teslim edilmesine karar verildi.
    Aile fertlerinden kardeşi Ergin Saymaz (65) kızı Çiğdem Saymaz Narlı (56) ve Semra Kama (58) Uludağ Üniversitesi’nde törenle naaşı teslim aldılar.
    Fehmettin Saymaz’ın cenazesinin Ayvalık’ta düzenlenen tören ve cenaze namazının ardından ilçe mezarlığına defnedileceği öğrenildi.

    “Babam ihtiyaç olduğunu haberlerde görmüş”

    Ayvalık Adliyesi’nden emekli olan ve burada yaşayan Çiğdem Saymaz Narlı cenazeyi teslim alırken şunları söyledi: “Babam 11 sene önce vefat etti. Ölmeden önce kendi isteği, kadavra olarak teslim olmaktı. Biz de çok büyük zorluklarla annem, eniştem uğraşarak teslim ettik. Bu tür durumlar yaygın olmuyormuş. Neredeyse vazgeçecektik. Uludağ Üniversitesi’ne kadavra olarak bağış yapıldı. Babam askeri hastanede röntgen teknisyeni olarak görev yapıyordu. En son görev yeri Denizli idi. Orada emekli oldu. Orada yaşıyorduk. Babamın neden vefat ettiği tam anlaşılamadı. Zatürre dediler. En son biz öğrendiğimizde, akciğerine sıçrama yapmış. Hangi kanser türüydü tam net bilmiyoruz. Çabuk ilerleyen bir hastalıkmış.

    Denizli’de bir aya yakın kaldık hastanede. Kendi imkanlarımızla Bursa’ya geldiğimizde ilk olarak Göğüs Hastanesi’nde tedavi gördü. Onkoloji Hastanesi’ne bir hafta sonrasında yattık. Bir hafta normal kaldı. Bir hafta da yoğun bakımda geçirdi. Kendi talebiyle kadavra olmasını istedi. Annem kabul etmeyeceği için bana, amcama söyledi. Haberlerde görmüş. Kadavrasız eğitimde tıp öğrencilerinin sıkıntı yaşadığını görmüş. Kadavra ihtiyacı olduğunu duymuş, eğer vefat edersem beni kadavra olarak bağışlayın diye ısrar etti. Bağış yaparken bize 5 yıl dediler. Korona virüs ve deprem döneminde kullanılmadığı söylendi. Geçen yıllarda telefonla aradım. Kadavra eksikliğinden dolayı daha uzun kalmış. Teslim alma talebi bizden geldi ve bugün defnedeceğiz. 11 yıl babamın hep yaşadığını düşündüm. Bugün bir eksik tamamlanmış gibi olacak. Ayvalık’ta defnedeceğiz” diye konuştu.

    “Kadavra bağışı yetersiz”

    Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı Başkanı Prof Erdoğan Şendemir de Türkiye’de 120 Tıp Fakültesi olmasına rağmen beden bağışının çok düşük olduğunu ifade ederek, “Fehmettin Saymaz binlerce tıp fakültesi öğrencisine alabileceği en iyi eğitimi alabilmesi için bedenini bağışlayarak büyük hizmette bulundu. Ölçülebilir bir hizmet değildir. Ülkemizde 120 tıp fakültesi olmasın rağmen beden bağışı düşüktür. Pek çok tıp fakültesinde kadavra bulunmamaktadır. Bağışçıların varlığı ve aileleri bizim için anlamlı ve değerli. Nasıl organ bağışı ile çok hayat kurtulması mümkün ise beden bağışı da hekimlerin yetişmesi açısından karşılıksız değere sahiptir. Uzunca süre insanlığa hizmet etmiş Fehmettin Saymaz’ı ve yakınlarını şükranla anıyoruz. Büyük bir borçtur. Öğrencilerimiz buna saygıyla yaklaşıp alabilecekleri en büyük eğitim ve bilgiyi Fehmettin Saymaz’dan almışlardır. Sonsuz saygı ve şükranlarımızı sunuyoruz. Kadavra bağışı ne yazık ki yeterli değildir. 40 yıl önceki Avrupa’nın durumunu yaşıyoruz. Bağış sayısı yavaş yavaş artıyor. Ailelerin yaklaşımı ile birlikte bir ivme var. Yeterli mi hayır. Anadolu’da pek çok tıp fakültesinde kadavra bulmak zor. Batı kentlerinde Ege’de, Mersin’de, İstanbul, Ankara’da bağışlar arttı. Bunun yetmediği kesin. 8-10 öğrenciye bir beden sunabilmemiz lazım. Tıp Fakültesinde bir sınıfta 400 öğrencimiz var. Toplam 1600 öğrencimiz var. 10 öğrenciye bir beden sunacaksak çok sayıda bedene ihtiyacımız var. Öğrencilerimiz çok görmek istedikleri yeterlilikte bir bedenle karşı karşıya gelemiyorlar. Umutluyuz inançlıyız, ailelerden beklentimiz beden bağışlayanlardan geri kalmamaları. Tıp Fakültelerinin anatomi anabilim dallarına başvurmaları. Ben Saymaz’a ve ailesine teşekkürlerimi sunuyorum” diye konuştu.

     

  • Bursa organ bağışında lider

    Bursa organ bağışında lider

    Bursa Bölgesi yaptığı organ bağış ve nakil çalışmalarıyla organ bağışına yıllardır öncülük etmeye devam ediyor. Bursa, Balıkesir, Çanakkale, Yalova, Düzce ve Bilecik illerinin yer aldığı Bursa Bölgesi 2023 yılında da beyin ölümü tespiti ve aile bağış oranlarında liderliğini korumaya devam etti.
    Bursa bölgesinde bulunan hastanelerin yaptıkları donör bildirimleri ile listenin başında yer alarak Türkiye’nin bu anlamda yüz akı olduklarını belirten Bursa İl Sağlık Müdürü Dr. Orkun Yıldırım, “ Başta Bakanlığımız olmak üzere Bursa, Balıkesir, Çanakkale, Yalova ve Bilecik illerinde yıllardır sürdürülen organ bağışı farkındalık çalışmalarına destek veren Sağlık Müdürlükleri, hastane yöneticileri, yoğun bakım hekim ve hemşireleri ile büyük özverilerle çalışan organ nakli koordinatörlerimizin bu başarıda katkıları çok büyüktür. Bölgemizin senelerdir organ bağışında zirvede kalmasını sağlayan tüm çalışma arkadaşlarımıza teşekkürü bir borç bilirim” dedi.

    Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de organ ve doku bekleyen hasta sayısının her geçen gün arttığını söyleyen Dr. Yıldırım, “Bekleme listelerine bakıldığında tüm Türkiye’de 2023 yılı itibari ile 24 bin 449 kişi böbrek, bin 422 kişi kalp, 2 bin 600 kişi karaciğer, 204 kişi akciğer, 277 kişi pankreas, 3 bin 963 kişi kornea nakli için bekliyor. Bursa Bölgesinde ise 2 bin 341 kişi böbrek, 337 kişi karaciğer, 138 kişi ise hala kornea beklemektedir” ifadelerini kullandı.

    ‘Herkesin Bir Gün Organ İhtiyacı Olabilir’

    Geçtiğimiz yıl Türkiye’de bin 711 kişiye beyin ölümü tanısı konulmasına rağmen vefat eden bu kişilerin sadece 289’unun yakınlarının organ bağışına onay vererek başka yaşamlara umut olduğunu söyleyen Dr. Yıldırım “Buradaki rakamlarda da anlaşılacağı üzere ülkemizdeki kadavradan bağış oranları maalesef hala çok düşük oranlarda seyretmekte. Hastalarımız sağlıklarına ancak sağlıklı olan başka bir yakınlarının organı ile hayata tutunabilmektedir. Sağlık Müdürlüğü olarak organ bağışına yönelik toplumsal farkındalık çalışmaları en önem verdiğimiz konuların başında geliyor. Hastalarımızın bir an önce sağlıklarına kavuşabilmesi için organ bağışının yapılmasına her zaman ihtiyaç duymaktayız. Yapılan bağışların sayısının azalması birçok hastanın organ nakli yapılmadan vefat etmesine neden olmakta. İnsanlarımızın bu noktada hassasiyetle davranacağına, özellikle vefat eden yakınlarının organlarını bağışlama noktasında bir gün kendilerine ya da bir yakınlarına organ ihtiyacı olacağı düşüncesiyle hareket edeceklerini inanıyorum” şeklinde konuştu.

  • Sivas’ta kadavradan organ nakli yapıldı

    Sivas’ta kadavradan organ nakli yapıldı

    Kurulduğu günden itibaren başarılı operasyonlara imza atan Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Uygulama ve Araştırma Hastanesi adından söz ettirmeye devam ediyor. 6 yıldır diyaliz hastası olan Emrah Demir’e Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Uygulama ve Araştırma Hastanesi bünyesinde bulunan Organ Nakli Merkezi’nde yapılan başarılı operasyonla kadavradan böbrek nakli yapıldı. Organ nakli yapılan Demir, “Bana bu böbreği veren aileye ve ameliyatımı başarılı bir şekilde gerçekleştiren ekibe çok teşekkür ediyorum” dedi.

    “Büyük bir fedakarlıkla gece geç saatlerde bu nakli gerçekleştirdiler”
    Başhekim Prof. Dr. Ömer Tamer Doğan, yaptığı açıklamada, “Yaklaşık iki yıl önce açmış olduğumuz Organ Nakli Merkezimizde 15’inci böbrek naklini gerçekleştirdik. Ekibimiz kadavradan bir nakil yaptı. Gerçekleştirilen başarılı operasyondan sonra hastamızı şifa ile taburcu edeceğiz. Büyük bir fedakarlıkla gece geç saatlerde bu nakli gerçekleştirdiler. Ben bu özverili çalışmadan dolayı tüm ekibe teşekkür ediyorum” dedi.

    “Hastamıza bir gece vakti kadavradan nakil yaptık”
    Gerçekleştirilen operasyon hakkında bilgi veren Organ Nakli Merkezi Müdürü Doç. Dr. Süleyman Koç, “Merkezimizde açıldığı günden bu yana birçok hastaya başarılı nakil ameliyatı gerçekleştirdik. Hastamıza bir gece vakti kadavradan nakil yaptık. Hastamızın bütün kan parametreleri normal durumda ve böbreği çalışıyor. Kendisini taburcu edeceğiz. Bu başarılı ameliyatın arkasında geniş bir ekibin emeği var. Emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum ve hastamıza şifa diliyorum” diye konuştu.

    “O anda büyük bir mutluluk yaşadım”
    Nakil yapılan hasta Emrah Demir ise, “6 yıldır diyaliz hastasıyım ve bir gece vakti nakil için beni aradılar. O anda büyük bir mutluluk yaşadım. Bana bu böbreği veren aileye ve ameliyatımı başarılı bir şekilde gerçekleştiren ekibe çok teşekkür ediyorum” diyerek duygularını ifade etti.

  • 4 yıl kadavra olarak kullanılan kadının cenazesi defnedildi

    4 yıl kadavra olarak kullanılan kadının cenazesi defnedildi

    Mersin Üniversitesi Temel Tıp Bilimleri Anatomi Anabilim Dalı’na ilk kadın bağış kadavra olarak kabul edilen Pınar Erdemil’in cansız bedeninde gerçekleştirilen 4 yıllık eğitim- araştırmanın ardından cenazesi, ailesine teslim edilip, defnedildi. Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Hakan Öztürk, sağlık alanındaki eğitim ve araştırmalara sağladığı katkılardan dolayı aileye teşekkür belgesi verdi.

    Yumurtalık kanseri tedavisi gören Pınar Erdemil, 2017 yılında vücudunu kadavra olarak bağışladı. İlk kadın bağış kadavra olarak kabul edilen Erdemil, hayatını kaybetti. Ardından Erdemil’in cansız bedeninde eğitim ve araştırmalar gerçekleştirildi. Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Hakan Öztürk, eğitimleri sırasında kadavralardan çok şey öğrenen tıp, diş hekimliği, eczacılık, hemşirelik fakülteleri, sağlık hizmetleri meslek yüksekokulu öğrencileri, cerrahi bilim dallarından pek çok araştırmacı ve anatomist adına şükranlarını ifade etmek üzere Pınar Erdemil’in ailesine bir teşekkür belgesi verdi. Dekan Öztürk, hiçbir eğitim materyalinin kadavraların yerini tutmadığını belirterek, öğrencilerin kadavralar sayesinde çok daha iyi bir eğitim alma imkanı yakaladıklarını kaydetti.

    ‘Sonsuz Öğreticiler’ olarak ifade ettiği kadavralara hak ettikleri saygı ve özenin gösterildiğini ifade eden Dekan Öztürk, kadavraların sağladığı katkılarla yeri doldurulamaz birer öğretici olduklarını dile getirdi. Eğitime sağladıkları katkının ardından defin süreçleri tamamlanan bedenler için Anatomi Anabilim Dalı tarafından düzenlenen şükran törenlerinin, öğrenciler, asistanlar ve hekimlerden sağlık hizmeti alan toplum adına aileye teşekkür sunmak anlamına geldiğini kaydeden Anatomi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Alev Bobuş Örs, Mersin Üniversitesi’ndeki ilk bağışçı-öğretici olan Murat Erdemil’in ardından, kızı Pınar Erdemil’in de ‘ilk kadın bağışçı-öğretici’ olduğunun altını çizdi.

    Bu kez veda sürecinin pandemi koşulları nedeniyle sınırlı katılımla gerçekleştirildiğini vurgulayan Prof. Dr. Örs, tüm Erdemil ailesine şükranlarını illeti. Bu vesile ile ’24-31 Ekim Beden Bağışı Farkındalık Haftası’nın yaklaşmakta olduğunu da hatırlatan Prof. Dr. Örs, beden bağışı hakkında toplumun bilgilendirilmesinin önemine bir kez daha dikkat çekti. Daha sonra Erdemil’in cenazesi, ailesine teslim edilerek defnedildi.

  • Dünyada bir ilk! Kadavradan nakil ile bebeğine kavuştu

    Dünyada bir ilk! Kadavradan nakil ile bebeğine kavuştu

    Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Hastanesi’nde, 9 yıl önce dünyanın başarılı ilk rahim naklini olan Derya Sert’in (32), 4 Haziran’da dünyaya getirdiği Ömer Özkan bebek ile ilk fotoğrafı ortaya çıktı.

    Mersin’in Anamur ilçesinde yaşayan ve doğuştan rahmi olmayan Derya Sert’e, 8 Ağustos 2011 tarihinde kadavradan alınan rahim, AÜ Hastanesi’nde Prof. Dr. Ömer Özkan ve ekibi tarafından 7 saat süren ameliyatla nakledildi. Sağlık Bakanlığı’nın özel izniyle yapılan nakil sonrası Mustafa Sert ile evli olan Derya Sert, bebek sahibi olması için birkaç kez denenen embriyo transferi sonucu hamile kaldı. Ancak kese büyüyemediği için hamilelik sonlandırıldı. Geçen 4 Haziran’da ise 28 haftalık 760 gram erkek bebek dünyaya geldi. Sert çifti, erkek bebeklerine ‘Ömer Özkan’ adını verdi.

    BEBEĞİYLE BULUŞTU

    Derya Sert’in, bebeğiyle buluştuğu anları gösteren ilk fotoğraflar da ortaya çıktı. Sert, beslenme saatlerinde yoğun bakım odasında bebeğini beslemeye başladı.

    BEBEĞİN DURUMU İYİ

    AÜ Tıp Fakültesi Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Özlenen Özkan, Derya Sert’in bebeği ‘Ömer Özkan’ın sağlık durumunun iyi olduğunu açıkladı. Prof. Dr. Özkan, bebeğin anne sütüyle beslenmeye devam ettiğini, hızla kilo aldığını söyledi.

  • Dünyada ilk! Kadavradan alınan rahimle anne oldu

    Dünyada ilk! Kadavradan alınan rahimle anne oldu

    Akdeniz Üniversitesi Hastanesi’nde, Prof. Dr. Ömer Özkan tarafından 8 Ağustos 2011’de dünyanın başarılı ilk rahim nakli yapılan Derya Sert (32), anne oldu. Kadavradan alınan rahimle hamile kalan Derya Sert, 4 Haziran günü erkek bebek dünyaya getirdi. Prof. Dr. Ömer Özkan’a teşekkür eden Sert ailesi, bebeğe doktorun adını verdi.

    AÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Ünal, Başhekim Prof. Dr. Bülent Aydınlı, Prof. Dr. Ömer Özkan, Prof. Dr. Mustafa Bahçeci, Prof. Dr. Özlenen Özkan ve uzman ekiplerin katılımıyla, basın toplantısı düzenlendi. AÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Ünal, özellikle organ nakli olmak üzere bütün branşlarda yetkin hekimlere sahip bir hastane olduklarını belirterek, “Çok sağlam laboratuvar altyapısı ve hastanenin tüm çağdaş tedavi seçeneklerini hastalarımıza sunmaktayız. Bölgemizin ve şehrimizin en önemli sağlık merkezlerinden bir tanesi. 2011 yılında Ömer Özkan hocamızın başkanlığındaki bir ekip kadavradan rahim nakli yapmıştı Derya Sert isimli hastamıza. O zamandan beri hastamız takip ediliyordu. İlk embriyo transferle gebeliği, 2013 yılında ben başhekimdim ve sizlerle paylaşmıştım. Ama daha sonra o doğuma kadar yaşamamıştı. Bugünkü paylaşacağımız güzel haber, Derya Sert hastamız embriyo transferinden sonra çok başarılı bir gebelik geçirdi ve 4 Haziran’da sağlıklı bir bebek dünyaya getirdi. Bu başarıda emeği geçen özellikle Ömer Özkan hocamız başta olmak üzere, ekipte yer alan tüm hekim arkadaşlarımıza personelimize, dışarıdan bu sürece destek veren diğer hekimlerimize çok teşekkür ediyorum, üniversitemiz adına. Hem ülkemiz için hem de tüm dünya ölçeğinde böyle bir başarıya imza attıkları için” dedi.

    DÜNYADAKİ İLK NAKİL

    Sürecin 8 Ağustos 2011 tarihinde başladığını belirten Prof. Dr. Ömer Özkan, “Özüne bakarsanız bu süreç içerisinde Derya Sert’in özeli, dünyada kadavradan yapılan başarılı ilk rahim naklidir. 2000 yılında Suudi Arabistan’da yapılan ve 99 gün sonra başarılı olmayarak alınan rahim naklinden sonra o süreçteki tecrübelerimizi, klinik çalışmalarımızı kliniğe yansıttık ve Derya Sert’e o tarihte naklimizi yaptık. Tabi dünyada önemli güzel bir tepki topladı ve Avrupa, Japonya, Endonezya’ya kadar tutun, dünyanın birçok merkezinden ziyaretler oldu ve o kliniklere yardımlarımız, mevzuat çıkarmaları ameliyat olması için her türlü teknik desteği ve bilgi birikimimizi yansıttık. Hastamızı ziyaret ettiler. Ameliyat tekniğimizi mümkün olduğunca hem klinik literatürde hem de canlı olarak sunumlarımızı yaptık” diye konuştu.

    SAĞLIK BAKANLIĞI VE DERYA SERT’E TEŞEKKÜR

    Sonraki süreçte gebelikler olduğunu anlatan Prof. Dr. Özkan, “Ama hem hastayı sıkmayacak, zarar vermeyecek şekilde hem de biz literatüre katkımız olacak şekilde çalışmalarımıza devam ettik süreç içerisinde tabi önemli çalışmalar oldu. Herkesin büyük oranda katkısı oldu. En son yaptığımız transferden sonraki durumda da bugün karşınızda mutlu şekilde buradayız. Özellikle o süreçte dünyada yapılmayan rahim nakline bize izin veren Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığına teşekkür ediyorum. Her türlü altyapıyı, teknik desteği ve kanuni mevzuatlarla gerekli tüm destekleri özel izinle verdiler. Bu süreci yakından takip ederek, hastayla ilgili bilgileri sürekli bizden alarak takip ettiler. Ayrıca Derya Sert’i de bize olan inancından dolayı teşekkür ediyorum. Hem bize inandı ve sonuçta mutlu bir şekilde bugünleri gördük” dedi.

    TÜRK TIBBINA ÖNEMLİ KATKILARI OLACAK

    Süreçteki tüm ekip arkadaşlarına da teşekkür eden Prof. Dr. Özkan, “Burada mutlu olduğumuz kısım, bir sevinci yaşıyoruz, Derya da anne olmanın sevincini yaşıyor. Ama daha önemlisi Derya 10 sene boyunca bu sevinci almak için yaşadığı süreçte aslında tıbba çok büyük katkıda bulundu. Bunu tabi bilimsel yayınlarda sunacağız. Gebelik süreci, rahmi bile olsa gebelik yaşamamış birçok anneye umut olabilecek bazı bulgular saptadık. Yıllardır söylerdim moleküler çalışmalar devam ediyor, bu çalışmalarla ilgili güzel bulgular var. Bunları inşallah bilimsel literatürde kadın doğum uzmanlarımız takip edecek ve Türk tıbbına önemli katkılarımız olacak” diye konuştu.

    ‘SERT BEBEK’ DİYORUZ

    Eşi ve bölüm başkanı Prof. Dr. Özlenen Özkan ile bu süreci başından beri takip ettiklerini de anlatan Prof. Dr. Özkan, “Sağlıklı bir şekilde çocuğumuzu doğurtma imkanı bulduk. 4 Haziran günü 28 haftalık olarak 760 gram doğurttuk. Küçük bir bebek olmasına rağmen çok güzel bir takiple literatüre uygun. Cinsiyeti erkek, anne babası karar verecek. Biz şu anda ‘Sert bebek’ diyoruz. Takiplerini de böyle yapıyoruz. Doğduktan sonra rahmi almış olduk ve bu konuda anne de çok rahatlamış oldu” dedi.

    22 GÜNLÜK OLDU

    Yeni doğan servisinden yoğun bakım uzmanı Dr. Hakan Ongun, 28 haftalık olarak 760 gram doğan bebeğin şu anda 22 günlük ve 910 gram olduğunu belirterek, “Doğduğu andan itibaren hiç entübe olmadı. Şu anda da yeni doğan yeni bakım ünitesinde göğüs içerisinde destek tedavisine devam ediyoruz. Tümüyle anne sütüyle sonda aracılığıyla beslenmeye devam ediyor. Büyümesine gelişmesine tüm yeni doğan ekibi olarak destek olmaya çalışıyoruz, takipteyiz” dedi.

    TEK BİR EMBRİYO TRANSFERİ

    Prof. Dr. Ömer Özkan ve Özlenen Özkan’ın bu işin mimarı olduğunu belirten kadın doğum uzmanı Prof. Dr. Mustafa Bahçeci, “Biz de elimizden geldiği kadar katkıda bulunduk ve bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak gurur duyuyorum. 4.5 senedir beraber çalışıyoruz. Bu süreçte birtakım denemeler yaptık, eksikler neler, bunları bulduk ve daha sonra da son dönemde transferini yaptık. Tek bir embriyo transfer ettik. Bundan önce kişiselleştirilmiş tedavi yöntemlerini uygulayarak bu hasta için en uygun neyin olduğunu bulmaya çalıştık. Ve bunun sonucu bir embriyoyu transfer ettik ve sonuçta 4 Haziran günü bir canlı doğumla emeğimizin karşılığını gördük” diye konuştu.

    PROF. ÖZLENEN ÖZKAN: ÇOK AĞLADIM

    Bu projenin çok özel bir proje olduğunu belirten Prof. Dr. Özlenen Özkan, “Biz birçok kez karşınıza çıktık, ama benim için belki de hayatımın en güzel projelerinden bir tanesiydi. Ben de doğum yaptım ama Derya’nın yaptığı doğumda çok ağladım. Çok ciddi emek var, 10 yıl içinde biz başka nakiller yapabilirdik ama Derya üzerine eğildik ve çok ciddi bulgulara ulaştık. En büyük emek doktor Ömer Özkan’ın, bize verdiği ışıkla dünyada rahim nakillerine bundan sonra sahip olacak anneleri ve bebeklerinin vesilesi odur. Onunla çalışmak bizim için çok büyük keyif. Çalışma arkadaşı ve bir kadın olarak çok teşekkür ediyorum kendisine. Sağlık Bakanlığı bize ilk günden itibaren çok büyük destek verdi. Çok güzel bebeğimiz oldu. İnşallah Derya ve Mustafa Sert ailesi büyüdü, kocaman bir aile oldu. Küçük bebek Sert de inşallah Ömer Özkan gibi insanlık için hayırlı bir şahsiyet olur” dedi.

    DOĞUM SEZARYENLE YAPILDI

    Dünyadaki ilk başarılı rahim naklinden sonra böyle mutlu bir haber vermekten mutluluk duyduklarını belirten kadın doğum uzmanı Prof. Dr. İnanç Mendilcioğlu, “Uzun süre bu hastamızın takibinde bulundum. Olası risklere karşı gerekli bilgiye sahiptik. Çok sıkı takip yaptık ve pandemi süreci de eklendiğinde risk biraz daha arttı. Gebemizin takibinde 28’inci haftada anne ve bebeğin sağlığı için doğumun uygun olduğunu hep beraber tartışarak karar verdik ve 28’inci haftada doğurttuk. Sezaryenle bir doğum oldu ve sonrasında herhangi bir sorun olmadı. Şu anda bebeğimiz stabil bir şekilde takipte. Türk ve dünya tıbbına hayırlı olsun” diye konuştu.

    Çok önemli tıp olaylarıyla basın mensuplarının karşısına çıktıklarını dile getiren Başhekim Prof. Dr. Bülent Aydınlı, “Organ nakli merkezinin başarısı belli. Kuruluşundan bu yana çok önemli işler yapıldı. Ömer Özkan hocamız ve ekibinin bu kompozit doku nakilleriyle beraber aslında dünyada en çeşitli ve en farklı nakil yapılan merkezlerden biri haline geldik” dedi.

    Mersin’in Anamur ilçesinde yaşayan ve doğuştan rahmi olmayan Derya Sert’e, 8 Ağustos 2011 tarihinde kadavradan alınan rahim, Prof. Dr. Ömer Özkan ve ekibi tarafından 7 saat süren ameliyatla nakledildi. Sağlık Bakanlığı’nın özel izniyle yapılan nakil sonrası Mustafa Sert ile evli olan Derya Sert, bebek sahibi olması için birkaç kez denenen embriyo transferi sonucu gebe kaldı. Ancak kese büyüyemediği için gebelik sonlandırıldı. Geçen 4 Haziran’da ise 28 haftalık 760 gram erkek bebek dünyaya geldi.