Etiket: Kadın cinayeti

  • Aleyna’nın katil zanlısı cezaevinde intihar etti

    Aleyna’nın katil zanlısı cezaevinde intihar etti

    Denizli’nin Pamukkale ilçesinde üniversite öğrencisi 22 yaşındaki Aleyna Yurtkölesi’ni  elleriyle boğarak öldüren eski sevgilisi İran uyruklu 25 yaşındaki Shayan Kheyrian, tutuklu bulunduğu cezaevinde kendini asarak intihar etti.

    Pamukkale Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü öğrencisi Aleyna Yurtkölesi, 9 Ocak Cumartesi günü, yalnız yaşadığı Yunus Emre Mahallesi 6422 Sokak’taki apart dairesinde ölü bulundu.

    Pamukkale Üniversitesi Hastanesi Adli Tıp Kurumu’nda yapılan otopside Yurtkölesi’nin boğulmaya bağlı olarak yaşamını yitirdiği belirlendi. Polis ekipleri, apartmanın çevresindeki güvenlik kameralarını inceledi.

    Kayıtlarda yüzünü maskeyle kapatan şüpheli bir kişinin binaya girip çıktığı tespit edildi. Yapılan incelemede bu kişinin boynunda Arapça yazılı bir dövme bulunduğu görüldü.

    Şüphelinin, Yurtkölesi’nin eski sevgilisi İran uyruklu Shayan Kheyrian olduğu belirlendi. Şüpheli Kheyrian, polis tarafından kaldığı evde yakalanarak gözaltına alındı.

    Kheyrian, polisteki ifadesinde Yurtkölesi’nin eski sevgilisi olduğunu, bir süre önce ayrıldıklarını, barışmak için eve gittiğini, barışmak istememesi genç kızı çıkan tartışma sonucu boğazını sıkarak öldürdüğünü itiraf etti.

    CEZAEVİNDE İNTİHAR ETTİ

    Emniyetteki işlemlerinin ardından geçen hafta pazar günü adliyeye sevk edilen Kheyrian çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Aleyna Yurtkölesi’nin kaldığı apartmana zillere rastgele basıp yemek kuryesi olduğunu söyleyerek girdikten sonra cinayeti işlediği belirlenen İran uyruklu Kheyrian, Kocabaş D Tipi Cezaevi’ne götürüldü.

    Shayan Kheyrian, tutuklu bulunduğu cezaevinde kaldığı koğuşta dün akşam kendini tavana iple asarak intihar etti. Kheyrian’ın cesedini görevliler buldu.

    Koğuşta jandarma ekipleri tarafından yapılan inceleme sonrası Shayan Kheyrian’ın cesedi otopsi için Pamukkale Üniversitesi Hastanesi Adli Tıp Kurumu’nun morguna kaldırıldı. Olayla ilgili soruşturma sürüyor.

  • Bir kadın daha cinayete kurban gitti

    Bir kadın daha cinayete kurban gitti

    Ankara’da sevgilisi Gökhan A. tarafından sol göğsünden ve sağ kolundan vurulan Sevgi T.(32) kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti.

    Olay, saat 02.00 sularında Başkent’in Mamak ilçesi Mutlu Mahallesi 706’ncı Sokakta meydana geldi. Edinilen bilgiye göre 50 numaralı binanın 6 numaralı dairesine gelen Gökhan A., sevgilisi Sevgi T.’nin kapısını çaldı. Sevgi T.’nin kapıyı açmaması üzerine evin camını kıran Gökhan A., camdan içeri girerek Sevgi T. ile tartışmaya başladı. Tartışma kısa sürede yerini kavgaya bıraktı. Yanında getirdiği silahı Sevgi T.’ye doğrultan Gökhan A., iki el ateş etti. Mermilerden biri Sevgi T.’nin sağ kolunu sıyırırken, diğeri sol göğsüne isabet etti.

    ‘ODAYA GEÇ ORADA VURACAĞIM SENİ’

    Öğrenilen bilgiye göre Gökhan A., Sevgi T.’ye “diğer odaya geç, seni orada vuracağım” diyerek bağırdı. Daha sonra Gökhan A., Sevgi T.’nin 5 ya önce boşandığı kocasından olan kızları Seda ve Sedef’i ayrı bir odaya kitledi. Sevgi T.’nin evde bulunan kızlarının ihbarı üzerine olay yerine çok sayıda polis ve 112 Acil Sağlık ekibi sevk edildi. Sevgi T., olay yerinde yapılan ilk müdahalenin ardından Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne kaldırıldı. Sevgi T., hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatanı kaybetti.

    Olaydan sonra camdan kaçarak kayıplara karışan Gökhan A.’yı arama çalışmaları devam ederken, polis olayla ilgili soruşturma başlattı.

  • Bursa 2021’e kadın cinayeti haberiyle girdi

    Bursa 2021’e kadın cinayeti haberiyle girdi

    Bursa’da dün gece 2020 yılının son dakikalarında eşi tarafından pompalı tüfekle vurulan bir kadın tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti. Şüpheli koca ise adliyeye sevk edildi.

    Olay, dün gece merkez Yıldırım ilçesi Arabayatağı Mahallesi’nde meydana geldi. İddiaya göre, 25 yaşındaki Selma Taşkaya ile dini nikahlı eşi 26 yaşındaki Fahri Küçükdivan kıskançlık meselesi yüzünden telefonda tartışmaya başladı.

    Tartışmanın büyümesiyle aracına binen Fahri Küçükdivan, Selma Taşkaya’nın kaldığı evin önüne geldi. Burada konuşan çift kavga etmeye başladı.

    Bu sırada Fahri Küçükdivan aracında bulunan pompalı tüfeği alarak Selma Taşkaya’ya ateş etti.

    Bacağından ve karnından yaralanan Selma Taşkaya, kanlar içerisinde yere yığılırken Fahri Küçükdivan olay yerinden kaçtı.

    Durumu gören mahalle sakinleri sağlık ve polis ekiplerine haber verdi. Olay yerine gelen sağlık ekipleri, Selma Taşkaya’yı Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırdı. Olay yerinden kaçan Fahri Küçükdivan bir süre sonra devriye gezen ekiplerce gözaltına alındı. Fahri Küçükdivan ilk ifadesinde eşinin kendisini aldattığını iddia etti.

    Olayın ardından hastanede tedavisi devam eden 25 yaşındaki Selma Taşkaya yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamazken, şüpheli koca Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Bürosu’ndaki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi.

  • Türkiye’yi sarsan cinayetin katili tutuklandı

    Türkiye’yi sarsan cinayetin katili tutuklandı

    Üniversite öğretim üyesi Aylin Sözer’in öldürülmesiyle ilgili detaylar ortaya çıkıyor. Son olarak zanlı Kemal Ayyıldız’ın vahşi cinayeti işlediği binaya giriş görüntüleri ortaya çıktı. Zanlı savcılık sorgusunun ardından “canavarca hisle eziyet çektirerek kasten öldürmek” suçundan tutuklandı.

    İstanbul Maltepe’de üniversite öğretim görevlisi Dr. Aylin Sözer’in vahşice katledilmesi gündemdeki yerini koruyor.

    Katil zanlısı Kemal Ayyıldız’ın emniyetteki işlemleri tamamlandı.

    Gayrettepe’deki İstanbul Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğünden çıkarılan zanlı, güvenlik önlemleri altında Anadolu Adliyesine getirildi.

    Burada savcıya ifade veren Ayyıldız, “canavarca hisle eziyet çektirerek kasten öldürmek” suçundan tutuklandı.

    CİNAYET ÖNCESİ GÖRÜNTÜLERİ ORTAYA ÇIKTI

    Sözer’in katili Kemal Ayyıldız’ın cinayet öncesi görüntüleri ortaya çıktı.
    Görüntülerde 32 yaşındaki Kemal Ayyıldız ‘ın saat 08.48 sıralarında binaya geldiği görülüyor. Yalpalayarak yürüyen Ayyıldız daha sonra binaya giriyor.

    Dün meydana gelen olayda inşaat işçisi olduğu öğrenilen Ayyıldız, Aylin Sözer’i boğazını keserek öldürdükten sonra evini ateşe vermişti.

    Saat 13.00 sıralarında polis tarafından binadan çıkarılan Kemal Ayyıldız’ın üzerinden Sözer’e ait ziynet eşyaları çıkmıştı.

    İlk ifadesinde Aylin Sözer ile 10 yıldır tanıştıklarını ve ilişkileri olduğunu söyleyen Ayyıldız cinayet günü Aylin Sözer ile konuşarak evine geldiğini söyledi.

    Evli ve 3 çocuk babası olduğu iddia edilen Ayyıldız’ın, Aylin Sözer’le 2009 yılında internet üzerinden tanıştığını, tanıştıklarında Aylin Sözer’in Amerika’da olduğunu, iki yıl boyunca sadece internet üzerinden telefonla konuştuklarını söylediği belirtildi.

    Zanlı, Aylin Sözer’le ilk defa 2011 yılında İstanbul’da yüzyüze görüştüklerini anlatarak “Bir kaç ay görüştükten sonra aramıza bir soğukluk girdi. 2014 yılına kadar hiç görüşmedik. Daha sonra tekrar görüştük. 2015 yılı ile 2018 yılı arasında yine hiç görüşmedik. 2019 yılı Kasım ayından beri sık sık görüşmeye başladık. Kız kardeşi ve oğlu beni tanıyordu” dedi.

    CİNAYETİ KISKANÇLIK YÜZÜNDEN İŞLEDİĞİNİ İDDİA ETTİ

    Aralarında kıskançlık yüzünden tartışma çıktığı iddiasında bulunan Kemal A. “Aramızda kavga çıktı. Bıçağı rastgele salladım. Boğazına geldi. Kanlar içinde yere düştü” iddiasında bulundu.

    Uyuşturucununda etkisiyle şoka girdiğini bu nedenle evden çıkamadığını anlatan Kemal A’nın., “Kapı çalınca panikledim. Evi uyuşturucu için yanımda getirdiğim yanıcı maddelerle ateşe verdim. Kendimi öldürecektim ama beceremedim. Bunun üzerine polislere kendimi vurdurmaya çalıştım. Bu nedenle onlara doğal gaz borusunu kesip ateşe vererek saldırdım” dediği öğrenildi.

    KARDEŞİNİN HESABINA 260 BİN LİRA GÖNDERMEYE ÇALIŞMIŞ

    Şüphelinin saat 10.30 sıralarında Aylin Sözer’in banka hesabına girerek internet üzerinden kardeşinin hesabına 260 bin lira göndermeye çalıştığı tespit edildi. Ancak bankanın EFT’nin yüklü olması sebebiyle telefonla Aylin Sözer’i aradığı, ulaşamayınca EFT talimatını askıya aldığı öğrenildi.

    Şüphelinin ayrıca Aylin Sözer’in telefonundan bir öğrencisine mesaj atarak “Sana EFT yapacağım. Bu parayı euroya çevirip sana söylediğim kişiye teslim edersin” diye yazdığı belirlendi.

    Ancak Aylin Sözer’in öğrencisinin “Hocam ben bu talimatı sizin sesinizi duymadan yapmam” diye mesaj attığı ardından Aylin Sözer’in telefonunu aradığı ulaşamayınca alt katta oturan kız kardeşine durum hakkında bilgi verdiği öğrenildi.

    BİR YIL ÖNCE SOYADI DEĞİŞİKLİĞİ

    Evli ve iki çocuğu olan zanlının Delbe olan soyadını da bir yıl önce Ayyıldız olarak değiştirdiği öğrenildi.

    “EN AĞIR CEZAYI ALMALARINI BEKLİYORUZ”

    Vahşi cinayete toplumun her kesiminden tepkiler geldi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan da Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “Her kadın cinayeti, kalbimizde yeni yaralar açıyor. Kadınlarımızı katleden canilerin en ağır cezayı almalarını bekliyoruz. Yitirdiğimiz tüm kardeşlerime Allah’tan rahmet, ailelerine ve tüm ülkemize başsağlığı diliyorum” ifadelerini kullandı.

  • Öldürülen Dr. Öğretim Üyesi Aylin Sözer için tören düzenlendi

    Öldürülen Dr. Öğretim Üyesi Aylin Sözer için tören düzenlendi

    Maltepe’de dün öldürülen İstanbul Aydın Üniversitesi Eğitim Fakültesinde Okul Öncesi Öğretmenliği Bölüm Başkanı olarak görev yapan Dr. Öğretim Üyesi Aylin Sözer için düzenlenen törende, çalışma arkadaşları ve öğrencileri gözyaşlarına hakim olamadı.

    Maltepe’de dün öldürülen İstanbul Aydın Üniversitesi (İAÜ) Eğitim Fakültesinde Okul Öncesi Öğretmenliği Bölüm Başkanı olarak görev yapan Dr. Öğretim Üyesi Aylin Sözer i için İstanbul Aydın Üniversitesi Florya Halit Aydın Yerleşkesi’nde tören düzenlendi. Törene, İAÜ Rektörü Prof. Dr. Yadigar İzmirli ile fakülte dekanları, öğretim üyeleri ve üniversite çalışanları katıldı.

    Rektör Prof. Dr. Yadigar İzmirli, yaptığı konuşmada, 2020 yılının çok zor bir yıl olduğunu, bu zorluklarla mücadele edildiğini ancak telafi edilemeyecek bir kayıp ile karşı karşıya kaldıklarını söyledi.

    İzmirli, Sözer’in “dokunduğu her noktaya güzellik ve sevgi ekleyen, tükenmek bilmeyen enerjisiyle Türkiye’nin hemen her ilinde eğitimler veren, eğitim camiasının ve öğrencilerinin göz bebeği” olduğunu belirterek, Sözer’i cinayete kurban verdiklerini için duyduğu üzüntüyü dile getirdi.

    Aylin Sözer’i acil çözüm gerektiren şiddetin kurbanı olarak uğurlamanın içlerini acıttığını ifade eden İzmirli, şöyle konuştu:

    “Ülkemizin yetiştirdiği çok değerli bir kadın akademisyeni, hiç hak etmediği şekilde kaybetmeyi, bir kadın cinayeti ötesinde üniversitemizin yükseköğretim camiasının ve ülkemizin kaybı olarak değerlendiriyoruz. Aylin Hocamızı vahşi bir cinayete kurban verdik, canımız yandı. Bu acı kaybımız, son günlerde sık sık gündeme gelen kadınlara yönelik her türlü şiddetle mücadeleye ilişkin tüm önlemlerin acilen hayata geçirilmesi gerektiğini bizlere bir kez daha açık biçimde hatırlatmaktadır. Bir öğrencimizin ifadesiyle elinde oyuncak kovası, kırmızı saçları, kırmızı gülüşüyle öğrencilerine hayat veren Aylin Hocamız her aklımıza geldiğinde içimizi ısıtacak ama hep yüreğimizde derin bir yara olarak kalacak. Bizler, Aydın Üniversitesi olarak şiddetin her türünü ama illa ki kadına ve çocuğa karşı şiddeti tüm benliğimizle kınıyor ve başta ailesi olmak üzere tüm öğrencilerine, çalışma arkadaşlarına ve eğitim camiamıza baş sağlığı diliyorum. Mekanı cennet olsun.”

    Adına bir proje yürütülecek

    İAÜ Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Elif Yeşim Üstün de yasta olduklarını, çok kıymetli bir hocalarını kaybettiklerini belirterek, “Benim için Aylin yaşıyor. Yaşamaya devam edecek, yaşatacağız. Güler yüzlü enerjisi, kahkahası pozitif yaklaşımıyla girdiği her yeri aydınlatan bir hocamızdı. Böyle hocalar kolay yetişmiyor. Ömrünü eğitime adamıştı. Özellikle okul öncesi eğitimi onun hayatının bir parçasıydı. Tutkuyla anlatırdı derslerini. Bu tutkuyu öğrencileri içinde hissederdi. Birçok hocamız konuşma yaparken ‘Güle güle’ dedi. Ben ‘Güle güle’ demek istemiyorum. Bırakmayacağız, yaşatacağız. Ona layık bir projeyle şiddeti önlemenin yollarını arayan, ortaya koyan, erken çocukluk eğitim dönemini kapsayan bir proje ile adını sürdüreceğiz.” dedi.

    İAÜ Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nükhet Çıkrıkçı da arkadaşını bu şekilde uğurlamayı asla düşünemeyeceğini ve ölümün kendisine hiç yakışmadığını söyledi.

    Konuşmaların ardından Sözer için dua okunurken, çalışma arkadaşları gözyaşları döktü. Sözer’in odasına çalışma arkadaşları ve öğrenciler tarafından notlar asıldı, çiçekler bırakıldı.

  • Annesini, kahvaltıya uyandırdığı için öldürmüş

    Annesini, kahvaltıya uyandırdığı için öldürmüş

    Gaziantep’in İslahiye ilçesinde, rehin aldığı annesi Vesile Dönmez’i (55) pompalı tüfekle öldüren Uğur Dönmez (32), sevk edildiği adliyede çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. Dönmez’in, annesini, kendisini kahvaltı için uyandırmasına sinirlenip, öldürdüğü ortaya çıktı.

    Hacı Ali Öztürk Mahallesi’nde dün yaşanan olayda, Uğur Dönmez, tartıştığı annesi Vesile Dönmez’i pompalı tüfeğiyle rehin aldı. Şizofreni hastası olan ve 15 gündür ilaçlarını kullanmadığı belirtilen Uğur Dönmez’in annesini rehin aldığını fark eden mahalleli, durumu polise bildirdi.

    İhbarla gelen polis ekiplerinin ikna çabalarına rağmen Uğur Dönmez, annesini tüfekle vurarak öldürdü. Uğur Dönmez, cinayetin ardından özel harekat polislerinin eve düzenlediği operasyonla yakalanıp, gözaltına alındı.

    KAHVALTIYA UYANDIRMASINA SİNİRLENDİRMİŞ

    İlçe Emniyet Müdürlüğü’nde sorgulanan Uğur Dönmez’in, annesini, kahvaltı için kendisini uyandırmasına sinirlenip, öldürdüğü ortaya çıktı. Dönmez, ifadesinde “Kanepede uyurken annem ‘oğlum kalk kahvaltın hazır’ diyerek beni kaldırdı. Sinirli uyandım. Annemle tartışmaya başladık. Uyuduğum kanepenin altındaki, kendime ait pompalı tüfeği aldım. Annem silahı görünce balkona kaçtı. Sonrasını hatırlamıyorum. Psikolojik sorunlarım var. Pişmanım böyle olmasını istemezdim” dedi.

    Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen Uğur Dönmez, çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.

  • Türkiye bu cinayeti konuşuyor! Kan donduran ifadeler ortaya çıktı

    Türkiye bu cinayeti konuşuyor! Kan donduran ifadeler ortaya çıktı

    Öğretim görevlisi Aylin Sözer’in katil zanlısının emniyete verdiği ifadesinin detaylarına ulaşıldı. Uyuşturucu madde etkisinde olduğu öğrenilen zanlının evdeki yangını  uyuşturucu düzeneği ve doğal gaz hortumunu kullanarak çıkardığı öğrenildi. Zanlının, Sözer’in hesabından kendi kardeşine 260 bin TL göndermek istediği de ortaya çıktı.

    Dün, İstanbul Maltepe’de yaşadığı evde vahşice öldürülen Aylin Sözer’in katil zanlısı emniyetteki işlemlerinin tamamlanmasının ardından adliyeye sevk edildi ve  cinayete ait yeni detaylar ortaya çıktı.

    Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekiplerince sorguya alınan Kemal A. cinayeti itiraf ederek tüm detayları anlattı. İlk olarak 2009 yılında internet üzerindeki bir arkadaşlık sitesinde tanıştıklarını söyleyen zanlı, o dönemde Aylin Sözer’in dil eğitimi için Amerika’da olduğunu, ilk görüşmelerini 2011 yılında Sözer Türkiye’ye döndüğünde gerçekleştirdiklerini söyledi.

    2011 yılında bir süre görüştüklerini daha sonra ayrıldıklarını, 2014 ve 2018 yıllarında aralıklarla görüşmeye devam ettiklerini son olarak geçtiğimiz kasım ayında tekrar görüştüklerini belirtti. Aylin Sözer’in de geçtiğimiz ocak ayında boşandığı ve bir çocuğunun olduğu öğrenildi.

    Zanlıdan kıskançlık iddiası

    Evli ve üç çocuk babası olduğu, eşinin bir süre önce şehir dışına tayini çıktığı öğrenilen zanlı, kasım ayından bu yana tekrar görüşmeye başladıkları Aylin Sözer’in evine dün sabah 09.00 sıralarında tekrar gidip Sözer’e bu yılbaşını çocuklarıyla geçireceğini söylediğini ifade etti. Sözer’in ise ise bunu kabul etmeyerek “Çocuklarına değil karına gideceksin” deyince tartışmaya başladıklarını iddia etti. Yine zanlının iddiasına göre, tartışma sırasında Sözer, eline geçirdiği bıçakla kendisine saldırmak isteyince katin zanlısı Kemal A., elindeki bıçağı alarak boğazına önce ince bir kesik attı ardından da boğazını derin bir şekilde kesti.

    Sözer’in hesabından kardeşine 260 bin TL yollamak istedi

    Zanlı daha sonra, Aylin Sözer’in cep telefonundan Sözer’in asistanına onun ağzından bir mesaj attı. Mesajda “Sana EFT yapacağım. Sen de bu EFT’yi nakite çevirip o parayı kuryeyle bana geri getireceksin” demesi üzerine asistanı durumdan şüphelenerek Sözer ile aynı binada yaşayan ablasına haber verdi. Ablası da kardeşinin evine giderek zilini çaldı ancak cevap veren olmayınca şüphelenerek durumu polise bildirdi. Kemal A., asistandan umduğu yanıtı alamayınca bu kez erkek kardeşinin hesabına 260 bin TL göndermek istedi. Meblağın yüksek olduğunu gören banka teyit etmek için kendisini aradı ve karşıda hesap sahibi Sözer’in sesini duyamayınca transfer gerçekleşmedi.

    Polisleri de yakmak istedi

    O sırada ihbarı alan polis ekipleri de Sözer’in yaşadığı dairenin kapısına geldi. Kemal A., dışarıda polisleri görünce kapıya yığınak yaparak eve girişlerini engellemeye çalıştı. Kemal A. bir süre önce kullandığı uyuşturucu maddesini yere ve Sözer’in üzerine dökerek evdeki doğal gaz borusunu kesip ateşe verdi. Polisler içeri girmek isteyince doğalgaz hortumunu pürmüz gibi kullanarak de onları da yakmak istedi. Polis, uzun uğraşlar sonucu içeri girince Aylin Sözer’in yanmış bedenini ve Kemal A.’yı gördü. Kemal A.,’nın üzerinden 3 gram uyuşturucu madde ve Aylin Sözer’e ait ziynet eşyaları çıktı.

    Zanlı şube çıkışında gazetecilerin sorularını yanıtsız bıraktı. Aylin Sözer’in öldürülmesi olayının zanlısı Kemal A., emniyetteki işlemleri tamamlanmasının ardından adliyeye sevk edildi.

  • CHP’den kadın cinayetleri raporu

    CHP’den kadın cinayetleri raporu

    Cumhuriyet Halk Partisi Kadın Kolları, son dönemde yoğunlaşan kadın cinayetlerine karşı ayağa kalktı. CHP Kadın Kolları Genel Başkanlığı’nın önderliğinde 81 il ve ilçe Kadın Kolları eş zamanlı gerçekleştirilen basın açıklamasıyla, kadın ve çocuk hakları açısından 2020 yılını değerlendirdi.

    Bursa’da da CHP Bursa İl Kadın Kolları Başkanı Aysel Okumuş’un okuduğu açıklamada, aldıkları göstermelik cezalarla adeta sırtları sıvazlanan katillerin can almaya devam ettiği vurgulanarak, “Kadınlar, en çok ateşli silahlarla, evlerinde ve sokak ortasında öldürüldü. Ölüm, kadınlara hep en yakınlarından geldi. Kadını her defasında eve hapseden, itaat etmeye zorlayan zihniyet, katillerini de üretti” ifadelerine yer verildi.
    İl Kadın Kolları yönetimi ile Kadın Kolları MYK Üyesi Berna Keser Bilici’nin de katıldığı toplantıda kamuoyuna açıklanan CHP Kadın Kolları 2020 yılı değerlendirmesinden satır başları şöyle:

    HÜKÜMETİN ‘’2020 CİNSİYET EŞİTLİĞİ’’ KARNESİ

    Ocak ayında;

    -27 kadın cinayeti ve 7 şüpheli kadın ölümü gerçekleşti.

    -Yıldız Teknik Üniversitesi profesörü Bedri Gender, Elazığ depremin gerekçesinin çocuk yaşta evlendirmenin yasaklanması olduğunu açıkladı. İlgili kişi hakkında üniversite tarafından inceleme başlatıldı.

    -“Deve sidiği şifalıdır” şeklinde garip açıklamalar yapan Yalova Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olan Doç. Dr. Ebubekir Sifil, bu defa da erkeğin birden fazla eşinin olabileceğini söyledi, bunun meşru olduğunu iddia etti.

    -Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, üniversiteler ve ilçe milli eğitim müdürlükleri tarafından desteklenen bir bilim projesinin afişinde “erkek öğrencilere yöneliktir” yazdı ve kız öğrencileri yok saydı.

    -Düzce Kaynaşlı Belediye Başkanı Birol Şahin, Türkiye A Milli Kadın Voleybol Takımı hakkında kadın düşmanı açıklamalar listesine bir yenisini ekledi ve kadın sporcuların kendini teşhir ettiğini iddia etti ve “Dünya şampiyonu olsan ne yazar. Dinimize göre kadınlar kendi aralarında spor yapabilirler, erkekler huzurunda açık saçık olarak değil” dedi.

    -Dünyanın dört bir yanında gerçekleştirilen Las Tesis eyleminde kadınlara karşı şiddet uygulanan “tek” ülkenin Cumhurbaşkanı, başka ülkelerdeki polisler hakkında “coplarla bayanları dövüyorlar, bunları ekranlardan izledik. Türk polisi yapsa dünyayı ayağa kaldırırlar” dedi.

    Şubat ayında;

    -22 kadın cinayeti ve 12 şüpheli kadın ölümü gerçekleşti.

    -Diyanet İşleri Başkanlığı’nın sözde kadına şiddetle mücadele kapsamında kurduğu aile ve dini rehberlik bürolarına başvuran kadınlara, akla ziyan tavsiyelerde bulunduğu ortaya çıktı. Basındaki habere göre; görevli kişi, şiddet nedeniyle boşanmak isteyen bir kadına “Dayanılmaz hale geldiyse, büyüklerinizle istişare edin. Biz diyoruz ki aile büyükleriyle sıkıntıyı aşmaya çalışın” diyor. Şiddete maruz kalındığında ise polisi aramak yerine “Uygun dille sebebini sorun. Çok büyük bir sorun değil bu, konuşarak çözebilirsiniz.” önerisinde bulunuyor. “Şiddet gördüğümde ne yapmam gerekir?” diye soran kadına ise “Vurursa tepki vermeyin, oradan uzaklaşın. Odanıza çekilin. ‘Nasıl istiyorsan öyle yapayım’ diye olayı örtmeye çalışın, ama uygun zamanda açın. Suçlayıcı dille konuşmayın. Konuşmanın sonunda ‘Peki, polisi aramak gerekir mi?’ diye sorulduğunda ise telefondaki kişi “Yok, bu tür şeyleri çözersiniz inşallah. Allah’a emanet olun…” diyor.

    -Adalet Bakanlığı’nın ikinci yargı paketi çalışmasına göre, aile uyuşmazlıklarına da zorunlu arabuluculuk getirilmesi hedefleniyor. Boşanmalarda şiddet varsa arabuluculuk olmaması gerektiği halde, ‘’mahkemelerin iş yükünün hafifletilmesi’’ gerekçe olarak sunuluyor.

    -TÜİK’in bu ay açıkladığı rapora göre; son 1 sene içinde evlilik oranı azalırken, boşanma oranları arttı. Geçen sene öldürülen 474 kadından 114’ü boşanmak veya ayrılmak gibi kendi hayatlarına dair karar almak isterken öldürüldü.

    Mart ayında;

    -29 kadın cinayeti ve 9 şüpheli kadın ölümü gerçekleşti.

    -Covid-19 salgını ile birlikte karantina önlemleri ile başlayan eve kapanma uygulamaları, birçok sorunu beraberinde getirdi. Kadınların iş yükü daha da arttı.

    -Televizyonda yayınlanan bir programda konuşan İlahiyatçı Ali Rıza Demircan, korona virüsün nedeninin “evlilik dışı ilişki ve eşcinsellik” olduğunu iddia etti.

    -Korona virüs salgını nedeniyle başlayan uzaktan eğitim programında çocuklara Adnan Menderes’in idam sahnesi detaylı şekilde izletildi, yayınlanan görüntüler kamuoyu tarafından büyük tepki çekti. Tepkilerin ardından açıklama yapan Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk ise, görüntülerin ‘denetleme ihtiyacı duymadığı’ bir ekip tarafından hazırlandığını ifade etti.

    -TRT EBA TV yayınlarındaki kadın öğretmenler, kıyafetleri bahane edilerek, kadın düşmanı tartışmalarının hedefi haline geldi. Yine EBA TV’de öğrencilere cinsiyetçi bir eğitim verildi. Videoya göre “masayı hazırlama” ve “ütü yapma” gibi ev işleri, erkek seslendirmesiyle komut olarak veriliyor ve kadın oyuncu tarafından bu işler yerine getiriliyor.

    -Düşünce kuruluşu Freedom House’un hazırladığı “Dünyada Özgürlükler 2020” raporuna göre; Türkiye son 10 yılda dünya genelinde özgürlüklerin en çok gerilediği ikinci ülke oldu.

    Nisan ayında;

    -20 kadın cinayeti ve 20 şüpheli kadın ölümü gerçekleşti.

    -Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı İstanbul İl Müdür Yardımcısı Nail Noğay, “Çocuklarım aç, nasıl evde kalayım” diyen kadına düşmanca bir tutum sergileyerek “Geber” cevabını verdi. Kamuoyunun tepkisi sonrasında görevden alındı.

    -Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, camide yaptığı bir konuşmasında homofobik ve cinsiyetçi ifadeler kullandı. Erbaş tarafından yayımlanan “Ramazan Günlükleri” isimli kitapta da üniversite gençleri özel hayatlarıyla ilgili konularda hedef gösterildi.

    -Diyanet’in açıklamasının ardından Almanya’da yaşayan Metin Çakır isminde bir tıp doktoru, eşcinselliği hastalık olarak nitelendirdi. Tepkilerin ardından hastane, doktoru görevden aldığını belirtti.

    Mayıs ayında;

    – 21 kadın cinayeti ve 18 şüpheli kadın ölümü gerçekleşti.

    – Gazi Üniversitesi Dekanı Orhan Acar, çevrimiçi eğitim sırasında kamera ve mikrofonunun kapalı olduğunu zannedip “çaktırma kızların resimlerini de görüyoruz” dedi. Gazi Üniversitesi, dekan hakkında soruşturma başlatınca, Orhan Acar görevinden istifa etti.

    -AKP’li İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyesi Hamdullah Arvas, Muğla’da katledilen Zeynep Şenpınar’ın ardından kadın düşmanı bir açıklamada bulundu. Kadın cinayetlerini meşrulaştırmaya çalışarak “Hikaye aynı, özgürlük düşkünü bir kadın ve gayrimeşru yaşantısı içinde geçen bir ölüm hikayesi” dedi. Aynı akşam binlerce kadın sosyal medyada ona gereken cevap verdi.

    -Diyanet İşleri Başkanlığı çevrimiçi olarak yayımladığı “Aile Hayatımız” isimli bir dokümanda, kadınlarla erkeklerin birlikte dans etmemelerini, el ele halay çekmemelerini, horona durmamalarını öğütledi ve bunların İslam’a aykırı olduğunu iddia etti.

    Haziran ayında;

    -27 kadın cinayeti ve 23 şüpheli kadın ölümü gerçekleşti.

    -Bir kadın, evli olduğu erkeğin şiddetinden kaçarak başvurduğu karakolun yönlendirdiği sığınma evine yerleşti. Aynı karakolda görevli olan ve evli olduğu erkeğin arkadaşı olan polis memuru, şiddet uygulayıcısı erkeğe sığınma evinin adresini verdi.

    -Cumhurbaşkanı Erdoğan Onur Ayı hakkında yaptığı bir açıklamada, toplumsal cinsiyet eşitliği için mücadele eden kişilere ithafen “Bu tür marjinal akımları destekleyenler bizim gözümüzde aynı sapkınlığın ortaklarıdır” dedi.

    Temmuz ayında;

    -36 kadın cinayeti ve 11 şüpheli kadın ölümü gerçekleşti.

    -Kadınların can simidi olan İstanbul Sözleşmesi aleyhine birçok açıklama yapıldı.

    AKP Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, “Nasıl usulünü yerine getirerek imzalanmışsa, usulünü yerine getirerek sözleşmeden çıkılır” dedi.

    AKP Milletvekili Ahmet Hamdi Çamlı, “Kadın erkek eşitliği koca bir tantanadır. İstanbul Sözleşmesi, başka toplumsal sıkıntıların kapısını araladı” dedi.

    Eski AKP milletvekili Yasin Aktay, ‘’Bu sözleşmenin etkinliği arttıkça, kadına yönelik şiddette de bir artış olduğunu görebiliyoruz” dedi.

    Ağustos ayında;

    -27 kadın cinayeti işlendi ve 23 kadın şüpheli şekilde öldü.

    -Spiker Melih Şendil, “Futbol o kadar ataerkil bir oyun ki, mesela kadınlara voleybol oynamak çok yakışıyor ama şahsen benim düşüncem kadınlar futbolda olmamalı. Basketbol da bence erkek oyunu” ifadelerini kullandı. Tepkiler sonrası özür diledi.

    -Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın Aile Eğitim Programı için hazırladığı “Aile ve Evlilik Hayatı” belgesinde, “Günümüzde çiftler aşk duygusunu çabucak tüketmekte ve aşkın bitmesini boşanma sebebi olarak görmektedirler” ifadeleri kullanıldı.

    Eylül ayında;

    -16 kadın cinayeti ve 20 şüpheli kadın ölümü gerçekleşti.

    -Sakarya’nın Akyazı ilçesi’nde bulunan dergâhta çocuk istismarı olayı ortaya çıktı. Tutuklanan Uşşaki tarikatı lideri Fatih Nurullah’ın, her şeyi itiraf ettiği ses kaydı bulundu. Nurallah, olayın büyütülmemesi için çocuğun babasına 70 bin lira vermeyi teklif etti. Baba şikâyetten vazgeçmeyince, müritler tarafından sert bir şekilde darp edildi.

    Ekim ayında;

    -21 kadın cinayeti ve 8 şüpheli kadın ölümü gerçekleşti.

    -GATA’nın Başhekim Yardımcısı Ali Edizer, Medeni Kanun’u hedef alarak erkeklere “ikinci eş almayı” önerdi. Gelen tepkiler üzerine, Edizer görevinden alındı.

    -Resmi Gazete’de yayımlanan 2021 Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı’nda sadece kadınlara yönelik açılması planlanan bir “kadın üniversitesi” projesi yer aldı.

    Kasım ayında;

    -29 kadın cinayeti ve 10 şüpheli kadın ölümü gerçekleşti.

    -Bütçe tartışmaları gündemi kaplarken bütçenin genelinin halka ait olmadığı, kadın ve çocuklar açısından ise hiçbir önlem alınmadığı görüldü. Bütçe görüşmelerinde Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın katipliğini, adı Nadira Kadirova’nın şüpheli ölümüyle anılan Şirin Ünal yaptı. Kadın dernekleri buna büyük tepki gösterdi.

    -SMA hastası çocukların aileleri, Sağlık Bakanlığı yetkilileriyle görüşmek için Ankara’ya geldiler. Aileler bakanlığa dahi yaklaştırılmadı. Güvenlik güçleri; “Demagoji yapmayın. Burada konuşmakla bir şey olmaz” dedi.

    -Türkiye İzmir depremini konuşurken, AKP Genel Başkanı Erdoğan ‘3 çocuk temennisinde’ bulundu; “Her fırsatta söylediğim 3 çocuk temennisi hayati öneme sahiptir” dedi.

    Aralık ayında;

    -15 kadın cinayeti ve 1 şüpheli kadın ölümü gerçekleşti.

    -Pandemi nedeniyle zorunlu olarak kısa çalışma ödeneğinden faydalanan hamile işçiler, eğer yasada değişiklik yapılmazsa, 90 prim gününü dolduramadıkları için analık ödeneğinden yararlanamayacaklar.

    -Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Merkezi (DİSK-AR) 2020 Asgari Ücret Raporu’nu açıkladı. Rapora göre kadınların yarısı asgari ücret ya da bu ücretin altında çalışıyor. Özel sektörde ise her dört kadından üçü asgari ücret civarında ve altında ücret alıyor.

    -Uşak’ta kadınlara yapılan çıplak arama, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin gündemindeydi. AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin, Türkiye’de çıplak aramaların olmadığını ve Meclis’in terörize edildiğini söyledi. Buna karşın birçok kadın görüntülü ve sözlü beyanda bulunarak çıplak aramaya maruz kaldığını belirtti.

    -Sakarya Üniversitesi Öğretim Üyesi Ebubekir Sofuoğlu, “üniversiteler fuhuş yuvası” dedi. Kadınların ve kamuoyunun büyük tepkisine yol açan bu açıklama sonrasında, Savcılık Sofuoğlu hakkında resen soruşturma başlattı.

    -“Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun Teklifi” değişikliği yasalaştı. Kanun’a göre; terörle mücadele kapsamında soruşturma açılan dernek yöneticileri, İçişleri Bakanlığınca görevden alınabilir, dernek faaliyetleri durdurulabilir ve uzaklaştırılan kişiler yerine kayyum atanabilir. Düzenleme, yardım toplama şartlarına aykırı faaliyetler için oldukça yüklü miktarda idari para cezaları öngörüyor.

    -Ve dün bir günde üç kadın katledildi. Rakamlardan değil, insan hayatından bahsediyoruz.

    Pandemiyle mücadele edilen 2020 yılı, kadınlar açısından çok daha zor bir yıl oldu. En az 297 kadın katledildi, 161 kadın da şüpheli şekilde öldü. Aldıkları göstermelik cezalarla adeta sırtları sıvazlanan katiller, can almaya devam etti. Kadınlar, en çok ateşli silahlarla, evlerinde ve sokak ortasında öldürüldü. Ölüm, kadınlara hep en yakınlarından geldi. Kadını her defasında eve hapseden, itaat etmeye zorlayan zihniyet, katillerini de üretti.

    Kadınların ve çocukların hayatlarını tek tipleştirmeye çalışan bu zihniyetle, ilk önce biz kadınlar hesaplaşacağız, çünkü asla ödün vermeyeceğimiz haklarımız var! Her gün yaşam çığlığını büyüten ve örgütlü gücüyle yeniden ayağa kalkan kadın mücadelesi var! Tercihimiz eşit, özgür, demokratik, adil bir yaşamdan yana…

    Cumhuriyet Halk Partisi Kadın Kolları olarak; Türkiye’nin her bir köşesinde örgütleniyoruz. Hızla artan kadın üyelerimizle, her geçen gün sesimizi çoğaltıyoruz. Şiddet gören, yalnızlaştırılan kadın ve çocuklara YaşamHak destek hattımızla ulaşıyoruz. Onlara “Yalnız değilsin biz varız” diyoruz. Kadın dernekleriyle kenetlenerek, örgütlü mücadelemizi büyütüyoruz. 2021 yılında, dipten gelen bir dalgayla kadınların, ülkemizin kaderini değiştireceğine inanıyor, hepinizi en içten dileklerimizle selamlıyoruz.

  • Selda Taş’ın katil zanlısı eşi: Aldatıyordu, öldürdüm

    Selda Taş’ın katil zanlısı eşi: Aldatıyordu, öldürdüm

    Malatya’da, çok sayıda suçtan sabıka kaydı bulunan, uyuşturucu bağımlısı olduğu belirtilen ve dün eşi Selda Taş’ı (38) tabancayla başından vurarak, öldüren Mehmet Taş’ın (40) emniyetteki ifadesi ortaya çıktı. Tutuklanıp, cezaevine gönderilen Taş’ın ifadesinde “Eşim beni aldatıyordu, bu nedenli tartışmadan dolayı silahı çektim, öldürdüm” dediği öğrenildi.

    Dün Malatya’da yaşanan olayda, tartışma sırasında Mehmet Taş, eşini çocuklarının gözü önünde tabancayla başından vurarak, öldürdü. Olay sonrası apartmandan çıkarken yakalanan Mehmet Taş, polis ekiplerince gözaltına alındı.

    Emniyetteki sorgusunun ardından adliyeye sevk edilen Taş, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Selda Taş’ın cenazesi ise otopsisinin ardından gözyaşlarıyla toprağa verildi.

    “SİLAHI ÇEKTİM, ÖLDÜRDÜM”

    Mehmet Taş’ın, gözaltına alındıktan sonra emniyette verdiği ifade ortaya çıktı. Eşinin kendisini aldattığını öne süren Taş’ın, ifadesinde, “Eşim beni aldatıyordu, aramızdaki bu nedenli tartışmadan dolayı silahı çektim, eşimi öldürdüm” dediği belirtildi.

    ÇOCUKLAR: BABAMIZ UYUŞTURUCU KULLANIRDI

    Öte yandan gözleri önünde anneleri öldürülen çiftin 3 çocuğu, polise, babalarının sürekli uyuşturucu kullandığını anlattı. Çocuklardan biri, “Babamız uyuşturucu kullanırdı. Babam, annemle sürekli kendisini aldattığı şüphesiyle kavga ediyordu” dedi.

    Cinayetin ardından çiftin yaşadığı mahalledeki komşuları da büyük üzüntü yaşadı. Mahalleli, çiftin sık sık kavga ettiklerini, evlerinden tartışma sesleri geldiğini ve cinayeti duyunca çok üzüldüklerini söyledi.

  • Yaptırdığı 65 dövmenin nedenini açıkladı

    Yaptırdığı 65 dövmenin nedenini açıkladı

    Mersin’de kadın cinayetlerine dikkat çekmek isteyen Abdullah Saygın (23), Özgecan Aslan, Pınar Gültekin ve Aleyna Çakır’ın fotoğraflarını koluna dövme yaptırdı. Artan kadın cinayetlerine karşı kadınların sesini duyurmayı amaçladığını kaydeden Saygın, cinayete kurban giden 65 kadının da isimlerini kollarına yazdırdı.

    Mersin’de kadın cinayetlerine dikkat çekmek isteyen Abdullah Saygın, anlamlı bir davranışa imza attı. 2015 yılında katledilen Özgecan Aslan’ın adını koluna yazdıran Saygın, daha sonra cinayete kurban giden 65 kadını da unutturmamak için isimlerini tek tek koluna yazdırdı. Saygın, kadın cinayetlerinin simgesi haline gelen Özgecan Aslan, Pınar Gültekin ile Aleyna Çakır’ın fotoğraflarını da koluna dövme yaptırdı.

    ‘HAYATIN HER ALANINDA KADINLARIN EMEĞİ VAR’

    Kadın cinayetlerinin kendisini çok etkilediğini belirten Saygın, “Özgecan Aslan öldürüldüğünde ertesi gün kadın cinayetlerine dikkat çekmek ve Özgecan’ı unutturmamak için adını koluma yazdırdım. Kadın cinayetleri devam ettikçe isimlerini koluma yazdırdım. Kolumda öldürülen 65 kadının ismi yazıyor. Son olarak da Özgecan Aslan, Pınar Gültekin ile Aleyna Çakır’ın resmini koluma yaptırdım. Amacım kadın cinayetlerine dikkat çekmek. Kadına yönelik şiddet son bulsun artık. Biz işte belki 12- 13 saat çalışıyoruz ama onlar 24 saat evde hiç durmadan çalışıyor. Kadınlar için adalet istiyorum. Kadın katilleri sokakta elini koluna sağlayarak gezmesin. Bir erkeğim ama erkekliğimden utanıyorum. Kadınlar öldükçe ben de onlarla birlikte ölüyorum. Kadınlar olmadan biz bir hiçiz. Hayatın her tarafından kadının emeği var. Kadına şiddete hayır diyorum. Kadınları vurmak yerine onlara vurulsunlar, kadınları sevmek, aşık, onlarla mutlu olmak daha güzel” diye konuştu.

    ‘YAPTIĞIM EN DUYGULU İŞ’

    Meslek hayatının en duygulu anlarından biri olduğunu dile getiren dövme sanatçısı Sami Arman (46), “Yaptığım en anlamlı ve en duygulu işlerden bir tanesi. Gönül ister ki hiçbir şekilde gitmiş bir insanın resmini başka bir insanın koluna yapmayalım. Çok ağır duygulu bir iş ama yapmak zorundayım, bu benim mesleğim. Böyle duyarlı kardeşlerimin davranışlarına ön ayak olduğum için gururluyum. Çok üzülüyoruz. Son yıllarda çok sayıda kadın öldürüldü. Umarım bu son olur ve tekrarlanmaz. Hepsi bizim için çok kıymetli” dedi.