Etiket: kadın cinayetleri

  • İçişleri Bakanlığı: Kadın cinayetleri yüzde 27 düştü

    İçişleri Bakanlığı: Kadın cinayetleri yüzde 27 düştü

    İçişleri Bakanlığı, bu yılın 10 aylık döneminde kadın cinayetlerinin, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 27 oranında düştüğünü açıkladı.

    Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamaya göre, aile içi ve kadına yönelik şiddetle mücadeleye yönelik yürütülen çalışmalar sonuç vermeye devam ediyor. 1 Kasım 2019-1 Kasım 2020 tarihleri arasında Polis Merkezi Amirliklerinde ve Jandarma Karakollarında görev yapan 128 bin 798 kolluk personeline ‘Aile içi ve kadına karşı şiddetle mücadele’ eğitimi verildi. Polis sorumluluk bölgelerinde kurulan bin 5 adet aile içi ve kadına karşı şiddetle mücadele büro amirliğinde profesyonelleşme sağlandı. Yıl sonuna kadar 140 bin personele daha eğitim verilmesi planlanıyor.

    YÜZDE 27 ORANINDA DÜŞTÜ

    Eğitimli kolluk personelince doldurulan ‘Aile İçi ve Kadına Yönelik Şiddet Olay Kayıt Formu’ doğrultusunda, aile içi ve kadına şiddet olaylarında risk analizleri artık daha etkin şekilde yapılabiliyor. Bu sayede yılın 10 aylık döneminde, geçen yılın aynı dönemine göre 6284 sayılı kanun kapsamında şiddet mağdurlarına yönelik koruyucu tedbir kararı yüzde 46, şiddet uygulayanlara yönelik önleyici tedbir kararı yüzde 70 oranında arttı. Bu yılın 10 aylık döneminde kadın cinayetleri geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 27 oranında düştü. Bu yılın ekim ayı ile bir önceki yılın aynı dönemi mukayese edildiğinde ise azalış yüzde 14 oldu.

    545 BİN KİŞİ KADES’İ İNDİRDİ

    Acil durum anlarında kolluk birimlerine kolayca ihbarda bulunulması amacıyla hizmete sunulan Kadın Destek Uygulaması’nı (KADES) 545 bin 579 kişi indirdi. 45 bin 920 kadın ise acil durumlarda uygulamayı kullanarak ihbarda bulundu. KADES’in etkin ve yaygın kullanımı da aile içi ve kadına yönelik şiddet oranlarının düşüş göstermesinde önemli pay sahibi oldu. Ayrıca şiddet mağdurlarının ve sivil toplum kuruluşlarının sosyal medya üzerinden yapmış olduğu ihbarlara kolluk kuvvetleri tarafından hızlı bir şekilde müdahale ediliyor.

  • ‘Düştü’ demişti, döverek öldürdüğü ortaya çıktı

    ‘Düştü’ demişti, döverek öldürdüğü ortaya çıktı

    Antalya’da, Gökhan Ç.’nin (31), “Düştü” dediği sevgilisi Hatice Şimşek’i (30) döverek öldürdüğü ortaya çıktı. Polisleri görünce gözyaşları döken Gökhan Ç., gözaltına alındıktan sonra verdiği ifadesinde, cinayeti itiraf ederek, “Alkollüydük. Gece kavga ettik, dövdüm. Uyandığımda öldüğünü fark ettim” dedi.

    Muratpaşa ilçesine bağlı Konuksever Mahallesi 798 Sokak’ta dün yaşanan olayda, Gökhan Ç., saat 15.30 sıralarında polisi arayarak, sevgilisi Hatice Şimşek’in evde hareketsiz yattığını bildirdi. İhbar üzerine adrese gelen polis ve sağlık ekipleri, Hatice Şimşek’in yaşamını yitirdiğini belirledi. Yapılan incelemede vücudunda morluklar olduğu tespit edilen Şimşek’in cansız bedeni, kesin ölüm nedeninin belirlenmesi için Antalya Adli Tıp Kurumu’na gönderildi.

    Polislerin incelemesi sürerken, Gökhan Ç., Şimşek ile birlikte yaşadığı evin balkonunda gözyaşı döktü. Şüphe üzerine gözaltına alınan Gökhan Ç. polise, “Alkollüydük, düştü” dedi.

    KOMŞULAR ‘KAVGA OLUYOR’ İHBARINDA BULUNMUŞ

    Apartman sakinleri ise gece boyu çiftin evinden kavga sesleri geldiğini, bunun üzerine farklı saatlerde polise ihbarda bulunduklarını anlatarak, “Her ihbardan sonra gelen ekipler, Hatice Şimşek’in şikayetçi olmaması üzerine geri gitmek zorunda kaldı” iddiasında bulundu.

    ‘KAVGA ETTİK, DÖVDÜM, UYANDIĞIMDA ÖLDÜĞÜNÜ FARK ETTİM’

    Poliste 11 suçtan kaydı olduğu ortaya çıkan Gökhan Ç. ifadesinde cinayeti itiraf etti. Gökhan Ç.’nin ifadesinde, “Alkollüydük. Gece kavga ettik, dövdüm. Uyandığımda hareketsiz yattığını ve öldüğünü fark ettim. Bir yakınımı aradım. Ondan sonra da polisi aradım” dediği öğrenildi.

    Hatice Şimşek’e daha önce de şiddet uyguladığı belirlenen Gökhan Ç.’nin polis merkezindeki işlemleri devam ediyor.

  • Türkiye’de son bir ayda 36 kadın öldürüldü

    Türkiye’de son bir ayda 36 kadın öldürüldü

    İstanbul Sözleşmesi tartışmaları sürerken kadına yönelik şiddet ve cinayetler devam ediyor. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun raporuna göre; Temmuz ayında 36 kadın cinayeti işlendi, 11 kadın şüpheli bir şekilde ölü bulundu. Öldürülen 36 kadından 18’inin neden öldürüldüğü tespit edilemedi, 5’i ekonomik bahaneyle, 13’ü de boşanmak istemek, barışmayı reddetmek, ilişkiyi reddetmek gibi kendi hayatına dair karar almak isterken öldürüldü.

    Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, Temmuz ayı raporunu açıkladı. Rapora göre Temmuz’da 36 kadın öldürüldü, 11 kadın şüpheli şekilde ölü bulundu.

    Temmuz ayında öldürülen kadınların 33’ünün koruma kararının olup olmadığı bilinmezken; yalnızca 3 kadının polis şikayeti, boşanma başvurusu, uzaklaştırma veya koruma kararı gibi adli başvurusu olduğu biliniyor.

    21 yaşındaki 1 çocuk annesi Gülsüm Y. evli olduğu erkek tarafından evden kaçtığı bahane edilerek bir aracın içerisinde ateşli silahla vurularak öldürüldü.

    Manisa’da yaşayan 54 yaşındaki Nuray Duğrul, oğlu İlhan Süngerciler tarafından evinde itilerek kafasını mermere çarpması sonucu öldü.

    Burdur’da yaşayan 35 yaşındaki 3 çocuk annesi Sevil Özel, geçtiğimiz sene boşandığı Tarkan Altun tarafından sokak ortasında kızının gözleri önünde kesici aletle öldürüldü. Failin cezaevinden izinli çıktığı ve kaçak durumda olduğu ortaya çıktı.

    Kayseri’de yaşayan 40 yaşındaki Deniz Dal, ateşli silahla vurulmuş bir şekilde hastane kapısına bırakıldıktan sonra hastanede öldü. Deniz’i hastaneye bırakan kişinin birlikte olduğu erkek S.Ö. olduğu ortaya çıktı, S.Ö. tutuklandı.

    Muğla’da yaşayan 60 yaşındaki Nazife Gedük, evli olduğu Mehmet Salih Gedük tarafından evinin önünde ateşli silahla vurularak öldürüldü.

    Kayseri’de yaşayan 2 çocuk annesi G.S., evli olduğu M.S. tarafından evinin balkonundan atılarak öldürüldü.

    2 ay önce evli olduğu erkek tarafından şiddete maruz kaldığı için İstanbul’da sığınma evine yerleşen 27 yaşındaki Bahar Topal, Bingöl’de elleri arkadan bağlı bir şekilde ateşli silahla öldürülmüş şekilde bulundu. Evli olduğu Osman Topal tarafından öldürüldüğü, failin Bahar’ı sığınma evinden aldığı ortaya çıktı.

    Adana’da yaşayan 40 yaşındaki 4 çocuk annesi Zahide Cengiz, evli olduğu Fatih Cengiz tarafından geçtiğimiz ay ateşli silahla ağır yaralanmıştı. Zahide Cengiz bu ay hayatını kaybetti.

    Konya’da yaşayan 28 yaşındaki Zehra Rahmani, birlikte olduğu Raz Muhammed Ahmedi tarafından ateşli silahla öldürüldü.

    Diyarbakır’da yaşayan 6 yaşındaki Evin Teker, dedesinin evinin bahçesinde iple boğularak öldürülmüş şekilde bulundu.

    Ordu’da yaşayan 35 yaşındaki Sema Dağ, birlikte olduğu erkek 38 yaşındaki Kemal Emen tarafından sokak ortasından ateşli silahla öldürüldü.

    Tekirdağ’da yaşayan 37 yaşındaki Hatice Turan bir süre önce ayrıldığı Murat K. tarafından sokakta ateşli silahla vurularak öldürüldü. Sonrasında Hatice Turan’ın evine giden fail kızları 6 yaşındaki Esila Turan’ı da vurarak öldürdü.

    Gülsüm Zeynep Önlütürk ve annesi Melahat Önlütürk Sakarya’daki bir termal tesiste ateşli silahla öldürülmüş şekilde bulundu. Cinayetlerin Zeynep Önlütürk’ün önceden evli olduğu, çok sayıda suç kaydı bulunan ve cezaevinden çıkan İsmail Karapekmez tarafından işlendiği öğrenildi.

    Bursa’da yaşayan 40 yaşındaki 2 çocuk annesi Sabriye Yıldız, evli olduğu Mithat Yıldız tarafından ateşli silahla vurularak öldürüldü.

    İzmir’de yaşayan 3 çocuk annesi 74 yaşındaki Hatice Sevinç, çöp atma tartışması bahane gösterilerek cezaevinden yeni çıkan komşusu Gürkan Yıldırım tarafından ateşli silahla vurularak öldürüldü.

    İzmir’de yaşayan 43 yaşındaki Dilek Yüksel, birlikte olduğu Sefettin Erilmez tarafından miras meselesi bahane gösterilerek kesici aletle öldürüldü.

    İstanbul’da yaşayan 40 yaşındaki Enkhmunkh Erdene Batsukh, birlikte olduğu Tsogtbaatar G. tarafından kıskançlık bahane gösterilerek kesici aletle evinde öldürüldü.

    İzmir’de yaşayan 32 yaşındaki Sultan K., çocukların velayeti anneye verilmesi bahane gösterilerek işyerinin önünde bir süre önce boşandığı Erdal D. tarafından kesici aletle öldürüldü.

    İstanbul’da yaşayan Figen Karadağ, oğlu ile birlikte ev almak için gittiği Kars’ta bir su kuyusunda ateşli silahla öldürülmüş olarak bulundular. Cinayetlerin Figen Karadağ’ın birlikte çalıştığı M.S. ve A.S. tarafından para tartışması bahane gösterilerek işlendiği ortaya çıktı.

    Kütahya’da yaşayan 19 yaşındaki Hamide Yiğiter, geçtiğimiz ay gerçekleşen bir silahlı saldırıda ağır yaralanmıştı, bu ay hayatını kaybetti. Saldırı sonrası geçen ay İ.M., İ.M., R.G., E.M. ve B.G. tutuklanmıştı.

    Muş’ta yaşayan 32 yaşındaki 6 çocuk annesi Fatma Altınmakas, evli olduğu erkeğin kardeşi S.A. tarafından cinsel saldırıya ve ölüm tehditlerine maruz kaldı. Jandarmaya şikayet için birlikte gittiği evli olduğu erkek Kazım Altınmakas tarafından öldürüldü.

    Diyarbakır’da yaşayan 2 çocuk annesi 61 yaşındaki Hamdiye Şık, arazi anlaşmazlığı bahanesiyle çocukları ve eskiden evli olduğu erkeğin çocukları arasındaki tartışma sırasında öldürüldü.

    Muğla’da yaşayan 27 yaşındaki Pınar Gültekin, ayrılmak istemesi bahane gösterilerek eskiden birlikte olduğu erkek Cemal Metin Avcı tarafından fiziksel şiddet gördükten sonra vahşice öldürüldü.

    Antalya’da yaşayan Seher Fak, İstanbul’a taşınmak istememesi bahane gösterilerek oğlu tarafından ateşli silahla evinde öldürüldü.

    İstanbul’da yaşayan 2 çocuk annesi Bahar Özcan, evli olduğu Ünal Özcan tarafından kıskançlık bahane gösterilerek uykusunda boğularak öldürüldü.

    Bartın’da yaşayan 31 yaşındaki Gönül Gökçe, evli olduğu erkeğin babası Mustafa Gökçe tarafından bahçede ateşli silahlı öldürüldü.

    Mersin’de yaşayan 29 yaşındaki Sümeyye ve annesi 51 yaşındaki Şule, Sümeyye’nin boşanma aşamasında olduğu İsmet Ateş tarafından ateşli silahla öldürüldü.

    Niğde’de yaşayan 28 yaşındaki Süheyla Yılmaz, eskiden evli olduğu erkek tarafından ailesinin evinde kesici aletle öldürüldü. Süheyla’nın annesi ve babası ağır yaralı, fail 5 yaşındaki kızını da alarak kaçtı.

    İstanbul’da yaşayan 33 yaşındaki 2 çocuk annesi Derya Aslan, boşanma aşamasında olduğu Sami Aslan tarafından barışma isteğini reddettiği bahane gösterilerek bir arazide ateşli silahla vurularak öldürüldü.

    Ankara’da yaşayan 20 yaşındaki Emine Yanıkoğlu, evli olduğu erkek tarafından şiddet gördüğü için koruma kararı aldırmış, boşanma davası açmış ama daha sonra şikayetini geri çekip yeniden birlikte yaşamaya başlamışlardı. Emine, evli olduğu erkek tarafından evinde ateşli silahla öldürüldü.

    Sivas’ta yaşayan Gülbeyaz Genç’in annesi Döndü Kandur ve kardeşinin evli olduğu Beyza Kandur, Gülbeyaz’ın evlilik teklifini reddettiği eskiden birlikte olduğu erkek tarafından ateşli silahla evlerinde vurularak öldürüldü. Gülbeyaz’ın, ölüm tehditleri üzerine önceki gün karakola gidip şikayetçi olduğu öğrenildi.

    İzmir’de yaşayan 4 yaşındaki N.T., bir süre önce annesinden boşanan babası E.T. tarafından ateşli silahla öldürüldü.

     

  • Pınar’ın katiline birileri yardım etti mi?

    Pınar’ın katiline birileri yardım etti mi?

    Pınar’ın katline 75 yaşındaki Melek Set’in farkında olmadan şahitlik ettiği ortaya çıktı. Hürriyet’in ulaştığı bilgilere göre, katil Avcı varildeki cesedi yakarken komşu Melek Teyze, “Her yeri yakacaksın” diye çıkıştı. Melek Set o anları, “Panik hali yoktu, soğukkanlıydı. ‘Boş bira kasalarını yakıyorum’ dedi” diye anlattı. Pınar’ın acılı annesi Şefika Gültekin ise “Ben oraya gittim, kameralara baktım. Tek kişi değil ama tek kişi yakalanmış” dedi. Özellikle katilin, genç kızın bedenini yaktığı varili nasıl taşıdığı araştırılıyor. Katile birisinin yardımcı olup olmadığı hâlâ soru işareti.

    Pınar Gültekin’in vahşice katledilmesine ilişkin soruşturmada yeni detaylar ortaya çıkmaya devam ediyor. Tutuklanan Cemal Metin Avcı ifadesinde, Pınar’ın cesedini varile koyup yakmaya çalıştığı sırada ‘Melek Teyze’ diye bahsettiği bağ evi komşusunun dumandan rahatsız olup kendisini uyardığını anlatmıştı. Şahit sıfatıyla ifade veren 75 yaşındaki Melek Set, o akşam gördüklerini anlattı.

    Cani Cemal Metin Avcı, cesedi önce evde yakmaya çalıştı. Banyoya götürdüğü varile attığı odunlar yanmayınca benzin alıp geldi. Varili de bahçeye çıkarıp ateşi yaktı. Bu sırada yandaki bağ evinden komşusu, ‘Melek Teyze’ dediği 75 yaşındaki Melek Set dumanı ve ateşi fark ederek o tarafa doğru geldi, 10-15 metre yaklaştı. Varil yanarken Cemal Metin Avcı başında, ayakta bekliyordu.

    ‘HİÇ PANİK DEĞİLDİ’

    Saat 20.00 civarıydı. Melek Set, “Cemal bu saatte ne yakıyorsun oğlum?” diye sordu. Cemal Metin de “Boş bira kasalarını yakıyorum” dedi. Melek Set, “Oğlum, plastik bu mevsimde, bu saatte yakılmaz. Allah göstermesin, ateş sıçrar, herkesi yakarsın. Bunları sabahtan yak” diye uyardı. Metin Cemal ise “Bana bir şey olmaz” diyerek yakmaya devam etti. Melek Set de kendi bahçesine geri döndü. Melek Set, fail Avcı’nın o andaki tavırlarını ifadesinde “Panik hali yoktu. Sakin ve soğukkanlıydı. Etrafta başka kimseyi de görmedim” sözleriyle anlattı.

    Cemal Metin Avcı ifadesinde “Her şeyi kendi başıma yaptım” demişti. Kızının cenazesinde konuşan annesi Şefika Gültekin ise “Ben oraya gittim, kameralara baktım. Tek kişi değildi ama tek kişi yakalanmış. Cumhurbaşkanımızdan onu da takip etmesini istiyoruz. O hem bizi mahvetti hem de kendi ailesini mahvetti. Bizi yaktı.” diye konuşmuştu. Avcı’nın herhangi birinden özellikle varilin taşınması konusunda yardım alıp almadığı araştırılıyor. Ancak şimdiye kadar bir bulguya ulaşılamadı.

    Cezaevine gönderilen Cemal Metin Avcı, tek başına bir bölüme konuldu. Herhangi bir saldırı girişimine karşı da tedbirler alındı.

     

  • Pınar’ın katili: Ara ara giderek yanıp yanmadığını kontrol ettim

    Pınar’ın katili: Ara ara giderek yanıp yanmadığını kontrol ettim

    Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü öğrencisi Pınar Gültekin’i kıskançlık nedeniyle çıkan kavgada boğazını sıkarak öldüren ve cesedini ormanlık alana götürüp, çöp varilinde yakarak üzerine beton döken Cemal Metin Avcı’nın, jandarmada ve savcılıkta verdiği ifadesi ortaya çıktı. Avcı ifadesinde olayı şöyle anlattı:

    “Pınar ile iş yerim olan barda tanıştık. Sonrasında da bazen tek bazen de arkadaşlarıyla geliyordu. O günlerde bana Instagram’dan teşekkür mesajı attı. Sonrasında da telefon numaralarımızı verdik birbirimize WhatsApp üzerinden konuşmaya başladık. Bana, buluşmak istediğini söyledi. Ben de ertesi gün buluşmayı kabul ettim. Amacım tamamen ilişkimi bitirmekti. Saat 15.00 sıralarında kendisini aldım. Birlikte eve gittik. Kendisinden konuşmasını istedim. Benden ne istediğini sordum. Kendisine artık bu işin bitmesi gerektiğini söyledim. Bağırmaya başladı ve ‘karına söylerim’ şeklinde sözler söyledi bana. Bu sırada sağ kolum dirsekten çizildi.”

    ‘YUMRUK ATTIM, BOĞDUM, SONRA AİLEM AKLIMA GELDİ’

    Pınar Gültekin’in boğazına doğru yaklaştığını iddia ederek, bunun üzerine kendisine yumruk attığını söyleyen Avcı, ifadesini şöyle sürdürdü:

    “Sonrasında boğazıma doğru yaklaşınca ben de kendisine yumruk attım. Yere düştü ve kafasını yere çarptı, sanırım kafasının arka kısmını çarptı. Biraz kan aktı. Sonrasında yerdeyken yüzüne bir yumruk daha vurdum. Hatırladığım kadarıyla yere düştükten sonra bir kere vurdum. Sonrasında hareket etmediğini fark ettim ve boğazını 15-20 saniye kadar sıktım nefes alıp almadığını, tepki verip vermediğini kontrol ettim. Ancak nefes almıyordu. Sonrasında ne yapacağımı bilemedim. Yerde yatar vaziyette duruyordu. 5-10 dakika bir şey yapmadan bekledim. Herkesin öğrenmesinden çok korktum. Ne yapacağımı bilemedim. Aklıma ailem geldi. Ne yapacağımı düşünmeye başladım.”

    ‘ELİMDEN KAYIYORDU, SABİT TUTMAK İÇİN ORADA BULUNAN İPLE BOĞAZINI SARDIM’

    İfadesinde “Aklıma bahçedeki varil geldi. Bu varil bahçedeki çöpleri ve benzeri şeyleri yakmak için kullandığımız bir varildi” diyen Cemal Metin Avcı, evde Pınar’ın cansız bedenine yaptıklarını şöyle anlattı:

    “Varili evin içine getirdim. Pınar’ı varilin içine koymak istedim ancak elimden kayıyordu. Sabit tutmak için orada bulunan iple boğazını sardım. Bir elimle ayaklarından, diğer elimle de boğazına sardığım ipten tutarak varilin içine koydum. Bu sırada Pınar’dan herhangi bir emare yoktu. Bu olaylar oluncaya kadar tahmini 15 dakika geçmiştir. Pınar’ı varile koyarken başındaki kanlardan dolayı elbisemin göğüs kısmıma kan bulaştı. Daha sonra varili evin içinde üzerine odun atmak suretiyle yakmaya çalıştım. Evin içi duman doldu, varili tuvalet tarafına götürdüm. Varil evin içinde yanmayınca ve evi duman kaplayınca endişeyle varilin evde yanmayacağını anladım.”

    ‘TELEFONU SİNYAL VERSİN DİYE AKYAKA’YA GİTTİM’

    Cemal Metin Avcı, Akyaka’da kalan Pınar Gültekin’in telefonunun burada sinyal vermesi için araçla bölgeye gidip, sim kartını parçalayarak geri döndüğünü belirterek, şunları söyledi:

    “Sonra Pınar’ın da telefonu ile benzin almak için aracıma bindim. İlk önce yayla tarafına Keyif Oturağı civarına gittim, oradan geri döndüm. Pınar, Akyaka’da kaldığı için telefonu Akyaka´da sinyal versin diye oraya doğru yola çıktım. Akyaka kavşağına vardığımda geçitten yeni yapılan yerden geri döndüm. Akyaka kavşağına 1-2 kilometre kala sim kartı telefondan çıkardım dişimle ısırarak kırdım ve parça parça camdan attım. Daha sonra Muğla’ya geri döndüm.”

    ‘BENZİN DÖKÜP YAKARKEN KOMŞUM GÖRDÜ, PLASTİK YAKIYORUM DEDİM’

    Muğla’ya gittikten sonra eve gidip üstünü değiştirdiğini anlatan Avcı, “Yani tişörtümü ve şortumu değiştirdim. Sonra deterjan ile tişörtümü çitiledim, ertesi gün makinede yıkandı. Ardından petrolden iki 1.5 litrelik şişelerde benzin aldım ve aracıma da mazot aldım. Sonrasında tekrar yaylada bulunan eve geri döndüm. Döndükten sonra varili bahçeye çıkardım. Orada varilin içine biraz tahta parçası attım ve üzerine benzin döküp yaktım. Benzini bir anda dökmemle alev yükseldi. Bahçede bulunan asma çardağın bir kısmı ve ağaç yaprakları bu alevin etkisi ile yandı. Yan komşu Melek teyze gördü ve bana ‘ne yaptın yangın çıkacak’ dedi. Ben de ‘plastik kasalar var onları yaktım’ deyince, ‘bu havada yangın çıkar yakma’ dedi ve gitti” diye anlattı.

    ‘YAKTIKTAN SONRA ÇALIŞMAYA GİTTİM, YANDI MI DİYE ARA ARA KONTROL ETTİM’

    Varili ateşe verdikten sonra iş yerine çalışmaya gittiğini anlatan Avcı, varilin içinde Pınar’ın cansız bedeninin üzerine duvar sıvısını nasıl boşalttığını ve genç kızın cansız bedenini nasıl taşıdığını şöyle itiraf etti:

    “Ben de daha sonra iş yerime geldim çalıştım. Ara ara giderek yanıp yanmadığını kontrol ettim. Gece saat 23.00 gibi gittiğimde varilin içine su dökerek söndürdüm. Palet yardımı ile üç basamak aşağıda olan depo gibi olan bir yere koydum. Sonrasında iş yerime döndüm. 15.00-16.00 gibi dükkandan yemek yemek için çıktım. O esnada yaylaya gittim. İş yerinin fayanslarını değişmiştim. Artan malzemeler yayladaki evin deposunda duruyordu. Burada artan malzemelerden duvar sıvasını varilin içine boşalttım. Ağırlaşacağı aklıma geldi. Aracı yanaştırmıştım. Kapılarını da kimse görmemesi için açmıştım. Balyozla varilin ağzını küçültmek için yamulttum. Varili paletin üzerine yerleştirdim. Paleti kaldırarak aracın içine paletle ittirdim. İttirirken de de bacaklarımda yaralanmalar oldu. Hatta varili ilk paletin üzerine koyarken sağ ayağım altında kaldı. Varili aracın arka kısmına yerleştirdim. İçine önce boşalttığım torbanın geri kalanını ve bir torba daha duvar sıvası koydum ve üzerine su ekledim, sulandırdım. Sonra varilin ağzını küçültmüştüm, biraz daha balyozla vurarak kapattım. Yani ağzını yummuştum. Sonrasında arabaya binip, yayladan Sanayi Kavşağı’ndan karşıya devam ettim. Gülağzı tarafına ayrılan yola döndüm. 1-1.5 kilometre sonra yolun sağ tarafına doğru yanaştım. Aracı geri geri yanaştırdım. Arkasını dereye doğru verdim. Arka kapakları açtım ve yine palet yardımı ile aşağıya indirdim. Bu sırada varil yuvarlandı, palet de aşağı düşüyordu ancak paleti tutarak aracımın içerisine koydum ve aracımla Gülağzı’ndan inerek Gülağzı kavşağından Muğla istikametine doğru devam ettim.”

    ‘ARKADAŞI ARADI, PINAR’I SORDU, HABERİM YOK DEDİM’

    Katil Cemal Metin Avcı, Pınar’ın arkadaşlarından Ceren’in kendisini aradığını da ifadesinde belirterek şunları söyledi:

    “Sanayiye iş yerine gittim, üzerimi değiştirip iş yerim olan Cüce isimli yere gittim. 18 Temmuz’da Pınar’ın arkadaşı olan Ceren isimli şahıs aradı ve bana ‘Cemal nasılsın, ben Pınar’ın arkadaşıyım biz Pınar’a ulaşamıyoruz. Senin haberin var mı?’ diye sordu. Ben de ‘Haberim yok, nereden haberim olsun’ dedim. O da ‘Tamam biz jandarmaya haber verdik’ diyerek kapattı. Daha sonra evde de temizlik yaptım.”

  • Pınar Gültekin’in babası: Kızımı teşhis edemedim…

    Pınar Gültekin’in babası: Kızımı teşhis edemedim…

    Kanal D ekranlarında yayınlanan, sunuculuğunu Hakan Ural ve Nur Tuğba Namlı’nın sunduğu “Neler Oluyor Hayatta” programına canlı yayınına bağlanan Pınar Gültekin’in acılı babası Sıddık Gültekin, korkunç bir cinayete kurban giden 27 yaşındaki kızı Pınar Gültekin‘in öldürülmesinin ardında yaşanan olaylara isyan etti.

    Acılı baba evladı için yaptığı açıklamada yürekleri dağladı. Baba Sıddık Gültekin, Türk halkına teşekkür ederek “Acım çok büyük. Pınar artık benim kızım değil Türkiye’nin kızı” dedi. ”Bu vahşetten öte bir şeydir” diyen Sıddık Gültekin, ” Bir insanı öldürürsün ama bu şekilde öldürülür mü Allah aşkına söyleyin? Ben bir baba olarak kızımı teşhis edemedim. Bu benim yüreğimi yakıyor. Bu acıyla ben yaşayamam zaten” diye feryat etti.

    Acılı baba; “Öncelikle size ve bütün Türkiye’ye saygılarımı sunuyorum. Bütün annelerin ellerinden öpüyorum, bütün kadınların ayaklarından öpüyorum. Benim acım çok büyük Hakan bey, en iyi siz anlarsınız çünkü siz de bir babasınız. Benim acımın tarifi edilemez. Benim acım çok büyük. Artık yeter diyelim. Bugün benim ocağım yandı, benim ciğerlerim yandı, ben bittim, öldüm. Bütün ailem bitti. Benim 27 sene verdiğim bütün emekler bitti. Ama bundan sonra hiçbir evlat ölmesin, hiçbir kadın ölmesin, hiçbir kız çocuğu ölmesin. Artık Türkiye öyle olmuş ki, her kız çocuğunun başına birer nöbetçi mi dikmemiz lazım? Pınar benim kızım değil bu saatten sonra, bütün Türkiye’nin kızıdır. Hakan bey, ben ne söyleyeceğimi bilmiyorum gerçekten. Acım çok büyük. Bunu da söylemeden geçemeyeceğim. Bütün Türk halkına teşekkür ediyorum. Muğla Akyaka Jandarma Bölge Komutanlığı’na, Muğla Valisi’ne, Emniyet teşkilatına teşekkür ediyorum. Ben şahit oldum, üç gün üç gece aynı bizim gibi hiç yatmadan görevlerini dört dörtlük yaptılar. Bunu söylemeden geçersem bir yanlış yapmış olurum. Türkiye’nin başı sağ olsun.

    Annesi tarif edilemez bir acı yaşıyor şu anda. Zaten hasta, orada da doktorlar geldiler müdahale ettiler. Kız kardeşi aynen öyle. Benim 5 tane çocuğum var, dördü de perişan. Biz bunu hak etmedik. Bir insan ne kadar kötü olursa olsun, hiçbir varlık, hiçbir canlı ölümü hak etmiyor. Artık yeter, bu ülke kana doymadı mı?