Etiket: Kadın

  • Öztürk: “Sizlere güvenimiz tam”

    Öztürk: “Sizlere güvenimiz tam”

    TOBB bünyesinde bulunan ve toplamda 4’er kişiden oluşan Körfez Kadın ve Genç Girişimciler Kurulu İcra Komiteleri, Kadın ve Genç Girişimciler Kurullarının oylarıyla belirlendi. Yapılan seçimde Körfez Ticaret Odası Kadın Girişimciler İcra Kurulu Komitesi Ayşe Hacet Aşar, Büşra Çakır, Fatoş Durak ve Hazel Uzun olarak belirlendi. Körfez Genç Girişimciler İcra Kurulu’na ise Asil Baykal, Nihat Can Kırcı, Velat Çay ve Yusuf Ayberk Öner olarak seçildi.

    Ortak akıl ile hareket ettiklerine dikkat çeken Körfez Ticaret Odası Başkanı Recep Öztürk, “Oda olarak her zaman çalışmalarımızda kadın ve genç girişimcilerimizle beraber, ortak akıl ve istişare ile yol almaya önem gösterdik. Sizlerle kurduğumuz güçlü bağlar sayesinde pek çok başarılı proje gerçekleştirdik ve gerçekleştirmeye devam etmekteyiz; buradan emeği geçen tüm kadın ve genç girişimci üyelerimize tek tek teşekkürlerimizi sunuyoruz” dedi.

    Öztürk, ayrıca yeni dönemde seçilecek üyelere de kadın ve genç girişimci olarak başarılı projelere yenilerini ekleyeceklerine olan güveninin tam olduğunu belirtti.

  • Aile Yaşam Merkezi’nde kadınlar üretiyor

    Aile Yaşam Merkezi’nde kadınlar üretiyor

    Belediye Başkanı Hükmü Pekmezci ve eşi Aysel Pekmezci’nin refakat ettiği ziyarette; el sanatları, aşçılık ve fitness kursları başta olmak üzere çeşitli etkinliklerle yalnızca bayanlara yönelik hizmet veren Aile Yaşam Merkezi’ni gezen Vali Eldivan ve eşi, hayranlıklarını belirttiler.

    Bayburt Belediyesi Aile Yaşam Merkezi faaliyetleri hakkında Belediye Başkanı Pekmezci’den bilgi alan Vali Eldivan ve eşi Meltem Eldivan, kursiyerler tarafından üretilen ürünleri bir süre incelediler.

  • Bursalı kadın girişimcilere destek

    Bursalı kadın girişimcilere destek

    Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi Sanayici İş İnsanları Derneği (DOSABSİAD) üretici kadınların ekonomiye katma değer sağlamasına destek olmaya devam ediyor. Kadın kooperatiflerinin ve üreticilerin ürünlerini ticaret sitelerinde değerlendirmek ve satışlarını kolaylaştırmak amacıyla; ShopSa Kadın Girişimcilere Destek Platformu işbirliğinde, Milli Eğitim Bakanlığı, Bursa Büyükşehir Belediyesi ve Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu (TKDK) katkılarıyla Bursa’daki üretici kadınlar, e-ticaret hakkında bilgilendirildi.
    DOSABSİAD Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen etkinliğe, DOSABSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Nilüfer Çevikel, Bursa İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Arzu Ayyıldız, TKDK Bursa İl Koordinatörü Bilal Tunç ve 200 kadın üretici katıldı. Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğü eğitmenleri tarafından katılımcılara dijital pazarlama ve e-ticaret farkındalığı konularında önemli bilgiler aktarıldı. Seminer sonunda Başkan Nilüfer Çevikel tarafından katılımcılara sertifikaları törenle verildi.

    “Kadın güçlendikçe toplum da güçlenir”

    Kadın girişimcilerin ve üreticilerin desteklenmesinin ekonominin sürdürülebilir büyümesi için vazgeçilmez bir unsur olduğunu belirten Başkan Nilüfer Çevikel, “Kadınların ekonomideki gücünün artırılması, sadece onların bireysel başarılarına katkıda bulunmakla kalmaz, aynı zamanda toplumların refahını artırır. Kadınlar ekonomik olarak güçlendikçe, aileleri ve toplumları da güçlenir. Bu nedenle, kadın girişimcilerin ve üreticilerin desteklenmesi, sadece cinsiyet eşitliği açısından değil, aynı zamanda ekonomik büyüme açısından da stratejik bir adımdır. E-ticaret, günümüzün dinamik iş dünyasında önemli bir yer tutuyor. İnternetin sınırsız potansiyeli sayesinde ürünlerinizi dünya genelinde daha geniş bir müşteri kitlesine ulaştırabilirsiniz. Bu eğitimlerle, katılımcılarımız dijital pazarlama ve e-ticaret konularında daha bilinçli hale gelmişlerdir. Unutmayalım ki, kadınlar güçlendikçe, ekonomiler ve toplumlar da güçlenir. Kadınlarımızın ekonomiye kazandırılması için canla başla çalışan ve eğitimimize büyük destek veren ShopSa kurucusu Demet Sabancı Çetindoğan’ateşekkür ediyorum.” ifadelerini kullandı.

    Bursa’da yeni bir sayfa açıldı

    TKDK Bursa İl Koordinatörü Bilal Tunç ise, “Bursalı kadın girişimcilerimiz ve üreticilerimizin başarısı sadece ülkemizde değil Avrupa sınırlarını da aşıyor. Avrupa’da 3 bin kişiye 1 kooperatif düşerken Bursa, 2 bin kişiye 1 kooperatif sayısıyla ilk sırada yer alıyor. Bugün burada, Shopsa ve DOSABSİAD işbirliği ile gerçekleştirilen bu eğitim programı ile yeni bir sayfa açıyoruz. Bu eğitim programı, kadın girişimcilerimizin ve üreticilerimizin yeteneklerini daha da geliştirmeleri ve uluslararası arenada rekabet edebilmeleri için bir fırsat sunuyor. İş birliği, dayanışma ve eğitim, sadece bireysel başarıyı değil, aynı zamanda Bursa’nın genel ekonomik büyümesini de artırmanın bir yoludur.Bursa’nın bu alandaki liderliğini sürdürebilmesi için, her birimizin katkısı çok önemli. Bu anlamda kadınlarımızdan bir an olsun desteğini esirgemeyen DOSABSİAD Başkanımız Nilüfer Çevikel’e teşekkür ederim” dedi.

  • Selülit, özgüveni olumsuz etkiliyor

    Selülit, özgüveni olumsuz etkiliyor

    Op.Dr. Arif Eroğlu, “Bölgesel yağ fazlalıklarından kurtulup yeniden şekillendikten sonra deri kalitesi ve sıkılığı için kadınların kendine yatırım yapması ve selülite karşı önlem alınması gerekir. Şimdiye dek sellülit tedavisi için kullanılmış birçok yöntem olmakla birlikte ONDA’nın yağ dokusuna özel mikrodalgaları ile yapılan selülit tedavisi çok başarılı sonuçlar veriyor. ONDA Soğuk Dalga Terapisi, selülite neden olan yağların eritilerek vücuttan atılmasını sağlayan çok etkili bir sıkılaşma ve incelme yöntemi. Tıptaki adı hidrolipodistrofi olan sellülit, derinin alt tabakasındaki yağ dokusunun bağ dokular arasında sıkışması sonucunda derinin üst kısmının portakal kabuğu görüntüsü almasıdır. Selülit, deri altı dokusunda (hipodermis) kan dolaşımının durağanlaşması, metabolizmanın yavaşlaması, fibröz bantların kısalması ve kalınlaşması anlamına gelir. Yağlı dokular büyüdüklerinde fibröz bantlarla çevrili deri altı odacıklarının duvarlarında kabarmalar oluşur. Bu ‘Portakal kabuğu görünümü’ olarak tanımlanır. Vücudun çeşitli bölgelerinde yağın birikmesi sonucu oluşan selülit cildin yüzeyine el yapımı yün yorgan tarzı pürüzlenme gibi yansır ancak bir hastalık değildir. Selülit, vücudun yağlı ve dolaşımı bozulmuş herhangi bir yerinde oluşabilir ancak vücutta özellikle selülit oluşumuna daha yatkın bölgeler şunlardır: Göbek, bel, kalçalar, uyluklar, dizler (özellikle dizlerin üstleri), bacak içleri, kollar” dedi.

    Selülitin kesin nedeninin bilinmediğini ifade eden Op.Dr. Eroğlu, “Cilt yüzeyinin altında yer alan dermis tabakasındaki fibröz bantların kısalmasıyla başlar. Yaşın ilerlemesiyle birlikte kan ve lenfatik dolaşımın yavaşlamasıyla cilt altındaki odacıklardaki yağ tabakasının şişmesi ve karnıbahar gibi topaklanması sonucu ortaya çıkan selülit kadınlara özel bir fizyolojik problem kabul edilir. Sellülit erkeklerde çok nadir görülür. Kadınlarda hipodermisdeki yağ hücreleri ve bağ dokusu zamanla değişir. Yağ hücreleri kilo alımıyla şişerek deri tabakasına doğru çıkıntı yaparsa bu portakal kabuğu gibi bir görünüm verir. Selülit, aşırı yağ olan kadınlarda daha sık görülse de ince ve formda insanlarda da görülebilir. Selülitin orta yaştan sonra oluşması daha olasıdır, ancak genetik faktörler ve yaşam koşullarına bağlı olarak gençlerde de oluşabilir. Üç tip selülit vardır: Yumuşak: En sık görülen tiptir. Aşırı yumuşak ve jelleşmiş gibidir. Selülitli bölgedeki doku çok gevşektir, hareket ettikçe oynar. Kalça ve üst bacaklarda yaygın olarak oluşmaya meyillidir. Ağrı yoktur. Sert: Tedaviye en zor cevap veren selülit tipidir. Deri sert ve sıkıdır. Oluşan sellülit derinin hassasiyetini arttırdığında selülitli bölgeye dokunmak veya nodüllere basmak bile çok acı verir. Selülit problemi ilerledikçe selülitli bölgede gitgide belirginleşen soğukluk hissi olur. Sert selülite ‘Sporcu Selüliti’ de denir. Genellikle güçlü ve sıkı bir bağ dokusu yapısı olan genç ve orta yaştaki yaşta ki kadınlarda rastlanır. Ödemli: En yaygın olarak görülen selülit tipidir. İyileşmesi de en kolay selülit tipidir. Genellikle üst bacak gibi lenfatik dolaşımın yavaşladığı vücut orta hattında oluşur. Hem yumuşak hem de sert selülitin özelliklerine sahiptir” diye konuştu.

    Op. Dr. Arif Eroğlu, sellüliti önlemek için en önemli yöntemlerden birinin spor yapmak olduğunu söyledi. Op.Dr. Eroğlu, “Kan ve lenf dolaşımını hızlandırmak için özel egzersizler çok önemlidir. Her gün ideal olarak 45 dakika egzersiz yapılmalıdır (Tempolu yürüyüşe çıkılabilir, evde dans edilebilir, yüzülebilir veya bisiklete binilebilir). 45 dakika boyunca ara vermeden bol terlemek amacıyla yoğun kardio antrenmanı yapılması son derece sağlıklıdır. Selülit giderici egzersizler, selülitli görünümünü azaltmak için çok etkilidir. İp atlamak, uzanarak bacakları aşağı yukarı indirip kaldırmak, yan yatarak bacakları yukarı aşağı hareket ettirmek, dizleri karına çekip bırakmak selülitte etkili jimnastik hareketlerinden bazılarıdır. Selülit tedavisinde basit şekeri ve rafine edilmiş karbonhidrat kaynaklarını hayattan çıkarmak gerekir. Cüce buğdaydan yapılan hamur işi gıdalar ve kompleks karbonhidratlar tüketilmelidir. Doğru bir protein kaynağı veya sağlıklı yağlar kullanılmalıdır. Bu sayede sindirim yavaşlayacağından ve kana şeker yavaş yavaş geçeceğinden insülin salgısı az ve düzenli bir formda olur. Etkili bir şekilde yağ yakmak için beslenme programına biraz yeşil çay (xanthine) eklemek doğrudur. Günde birkaç kere yeşil çay tüketmenin catechin – polyphenolleri içermesinden dolayı metabolizma hızlandırıcı etkisi kanıtlanmıştır. Lenfatik dolaşımın düzenlenmesi için günde 1.5-2 litre su tüketilmelidir. Üzüm çekirdeği ektresi, üzüm kabuğu gibi proanthocyanidinlerden zengin gıdalar kolajen yıkımını önler, yeni bağ dokusu oluşumunu destekler, hücre zarlarını tamir eder. Bioflavonlardan zengin gıdaların başlıcaları soya, soğan, yeşil fasulye, lahana çeşitleri, elma, turunçgiller ve suları, kuru eriktir. C vitamini güçlü bir kolajen yapımı tetikleyicisi ve antioksidandır. C vitamininden zengin turunçgiller, kivi, çilek, brokoli, karnabahar, yeşil biber gibi sebze ve meyveler kolajen yapımını hızlandırır ve metabolizmayı oksidan hasarından koruyarak yeniden daha genç bir bağ dokusu oluşumu için çok önemli bir rol oynar. Jelatin özellikle şu 3 aminoasit açısından çok zengin bir içeriğe sahiptir; proline, hidroksiprolin, glisin. Hidrolize edilmiş jelatin içerisindeki oligipeptidler kolajen sentezi arttırır. B 12 vitamini açısından da önemli olan kemik suyu ve kelle paça çorbası en az haftada 1 içilmelidir. Soya fitoöstrojenler içerir. Östrojeninin görevini taklit eden fitoöstrojenler östrojenin hücre reseptörlerine bağlanır ve kolajenin yıkılmasını engeller. Soya, östrojeni taklit ederek hücreyi östrojen hasarlarından korur ve östrojenin kolajen liflerini yıkmasını engeller. Omega-3 damarları güçlendirerek kan dolaşımını ve kan akışını kolaylaştırır. Somon ve sardalya omega-3 açısından çok zengindir. Soğan ve sarımsak doğal antibiyotik ve antiseptik özellik taşır, kan basıncının düşmesine sebep olarak dolaşımın ve kan akışının rahatlamasını sağlar. Zencefil, aspirin gibi etki göstererek kan damarlarında plak oluşumunu engeller, kanı inceltici etkisinden dolayı dolaşımı da rahatlatır. Zencefilin anti- enflamatuar etkisi de kuvvetlidir. Japonya’da nükleer bombalanma sonrası halkı kanserden korumak için uygulanmıştır. Zerdeçal, Hint mutfağında bolca kullanılan hint safranı (zerdeçal) antioksidan yönünden kayda değer zenginliktedir. Muz kas kasılmasını dengelediği için sporculara ve diyet yapanlara önerilir. İçerisinde bulunan potasyumla kan basıncını dengeler ve dolaşıma yardımcı olur. Çinko bakımından oldukça zengin olan muz, cilt hücrelerin yenilenmesinde görev alır. Muz, kan akışını da oldukça hızlandırır. Sellülitlerden kurtulmak için en etkili meyvelerden biridir. Lahana sellülit konusunda en etkili sebzelerden biridir. Vücudun toksinlerden temizlenmesine yardımcı olur. Harika bir antiseptik özelliği bulunur. Selülitin azalmasındaki ve ödem atmadaki etkileri hemen fark edilir. Yumurta beyazı, lesitin maddesi yönünden çok zengindir. Lesitin, hücrelere giren ve çıkan besinlerin düzenlenmesine yardımcı olur. Selülit tedavisinde bu madde çok önemlidir ve mutlaka tüketilmesi gerekir. Keten tohumu, alfa linolenik asidin anti enlamasyon özelliğinden dolayı selülit tedavisi sırasında tüketilmelidir. Koyu renkli sebze ve meyveler, antioksidan olarak C,E vitaminleri ve beta karoten, minerallerden çinko, manganezyum, selenyum, bakır en bilinen antioksidanlar arasındadır. Bu vitamin ve minareller en çok koyu meyve ve sebzelerde bulunur. Ananas, bulundurduğu bromelain enzimi sayesinde ödemleri azaltır. Selülitten kurtulmak için yeşil çay, kiraz çöpü ve mısır püskülü çayı yararlıdır. Ayrıca her gün en az 1,5 -2 litre su içilmelidir. Soda, ıhlamur, ada çayı, sebze suları, ayran tüketilebilir. Turşu suyu, şalgam, sirke gibi probiyotiklerden zengin içecekler fazla tuzlu olmamak şartıyla tüketilmelidir. Gazlı içecekler, katkılı kutulanmış meyve suları ve alkolden uzak durulmalıdır” açıklamalarında bulundu.

  • Saçından tuttuğu kadını dakikalarca sürükledi

    Saçından tuttuğu kadını dakikalarca sürükledi

    Olay, Pamukkale ilçesi Topraklık Mahallesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Kayalık Caddesi’nde aralarında alacak verecek meselesi olduğu iddia edilen iki kadın yolda karşılaştı. Bir süre konuşan kadınlar bir anda saç baş kavga etmeye başladı.

    Kadınlardan biri, diğer kadının saçından tutarak dakikalarca oradan oraya sürükleyip, başını duvara vurdu. Kavga seslerini duyan çevredeki esnaf ve vatandaşlar, kavga eden kadınları ayırmaya çalıştı. Araya girenlere rağmen tuttuğu saçı bırakmayan kadın, diğer kadını kaldırımda sürüklemeye devam etti. Güçlükle diğer kadını bırakması sağlanan kadın, olay yerinden hızlıca uzaklaştı. Mağdur olan kadın, polisi arayarak ihbarda bulundu. Olay yerine gelen polis ekipleri, şikayetçi olan kadının ifadesini almak için karakola götürdü.

    İki kadının sokak ortasındaki saç saça baş başa kavgası, bir iş yerinin güvenlik kamerasına saniye saniye yansıdı. Görüntülerde yolda karşılaşan kadınların kavga ettiği anlar, vatandaşların araya girmeye çalıştığı, bazı kişilerin ise kavgayı sadece izlemekle yetindiği anlar yer aldı.

    Olayla ilgili soruşturma başlatıldığı bildirildi.

  • 38 yıl kadın kimliğiyle yaşadı

    38 yıl kadın kimliğiyle yaşadı

    Giresun’un Bulancak ilçesi Hisarkaya köyü nüfusuna kayıtlı 52 yaşındaki Kumral Bodur, nüfus müdürünün hatası nedeniyle nüfusa pembe kimlik ile kadın olarak kaydedildi. Kadın kimliği nedeniyle askere gidemeyen, çocuklarını nüfusuna kaydedemeyen, çalışma hayatı boyunca sigorta yaptıramayan ve verdiği hukuk mücadelesinde 15 hakim, 19 savcı değişmesine rağmen kimliğini değiştiremeyen Kumral Bodur, bir hatanın bir ömre mal olduğunu söyledi.

    “Erkek kardeşlerimin kimliği mavi, benimki pembe çıktı”

    İsminden dolayı nüfus müdürünün hata yaptığını anlatan Kumral Bodur, “Eskiden nüfus müdürleri köylere gider kayıt yapar, nüfusa geçirirmiş. İlkokula başlayacağım zamanlarda köye gelen nüfus görevlisine babam çocukların ismini ve yaşlarını söyleyerek kaydettirmiş. Bir hafta sonra da babama gel çarşıdan kimlikleri al denilmiş. Babam bir hafta sonra Bulancak’tan kimlikleri gidip alıp geliyor. Kardeşlerimin kimliklerini dağıtırken 6 tane erkek kardeşimin kimliği mavi benimki pembe çıkıyor. Okula gittiğimde kimliğimi gören öğretmenim bana ‘Senin kimliğin kız olarak kayda geçmiş, babana söyle erkek kimliği ile değişsin’ dedi. Babam da öğretmene ‘Okul bitsin kendi değiştirir’ dedi. Ondan sonra da benim hukuk mücadelem başlamış oldu” dedi.

    15 hakim, 19 savcı değişti, kimlik değişmedi

    Hukuk mücadelesinde ise Kemal Sunal’ın “Davacı” filmi gibi bir süreç yaşadıklarını da anlatan Bodur, “Okul bitip Bulancak ilçesinde bir restoranda işe başlamıştım. Buraya hakim ve savcılar da geliyorlardı. Bir gün patronum benim durumu anlattığında orada bulunan savcı bir şikayet dilekçesi vermemi istedi. Ben de arzuhalciye dilekçe yazdırıp gittim. Ancak yapılan duruşmalardan bir sonuç çıkmadığı gibi bir yıl sonra, yaşım küçük olduğu için babamın dava açması gerektiği söylendi. Ben de babama söyledim, o dava açtı. Bu sefer köylülerden bilirkişi heyeti istendi. Köyde ne kadar aza, akraba, komşu varsa hepsi şahit yazıldı. Biz 3 ayda bir köyden araba tutup mahkemeye gelmeye başladık. O gün başka hiç duruşma olmuyor, sadece bizim duruşmaya bakılıyordu. Tam dava sonuçlanacak 2 yıl içinde karar verilmediği için dava düştü. Yeniden dava açıldı. Bu defa da hakim değişti ve bana yaşımın 18 olduğu için benim dava açmam istendi. Bu defa da ben dava açtım köylüler mahkemeye gelmekten kurtuldu. Ancak bu defa da bana doktordan heyet raporu istendi. Hangi hastane dedilerse gittim ama dava boyunca ya hakim, ya savcı değişti ama bizim kimlik değişmedi. Sonra bir avukat tutmamı istediler. Ben de tanıdık bir arkadaş vardı o avukata vekalet verdim. Bu defa her şey yeniden başladı. O hastane bu, hastane erkek olduğumu ispatlamaya çalıştım. Ama yine bir sonuç alamadım” diye konuştu.

    Nüfusta kadın göründüğü için çocuklarını nüfusuna kaydedemedi

    Nüfusta kadın göründüğü için yaşadığı bir çok sorundan birinin de evlilik olduğunu anlatan Bodur, “Bir tarafta hukuk mücadelemiz devam ederken, diğer tarafta yaşımızda gelip geçiyordu. Bu süre içerisinde 3 defa evlilik yaptım. Hiç birisini kadın göründüğüm için nüfusuma kaydedemedim. İmam nikahlı olarak evlendik. Bu evliliklerden de 4 çocuğum oldu. Ancak resmi nikah yapamadığım için çocuklarımızı da üzerimize kaydedemedik. Eşim de kadın, ben de kadın görünüyorum. Böyle olunca çareyi çocuklarımı kardeşimin üzerine yazdırmakta bulduk. Şimdi bu çocuklarımı üzerime almak istiyorum ama mahkemeye gitmekten korkuyorum. Çünkü çocuklar 18 yaşından küçük olduğu için çocukların benim olduğunu ispatlamak için bir sürü DNA testi gibi mevzuatlar, kanıtlarla uzayıp gidecek. Ama 18 yaşına geldiklerinde kendi beyanları esas alınarak benim nüfusuma geçmeleri kolay olacak” şeklinde konuştu.

    Kadın kimliğiyle erkek cezaevinde tutmadılar

    Kadın kimliğiyle düştüğü cezaevinde de erkek koğuşundan gece yarısı çıkartıldığını da anlatan Kumral Bodur, “Mahkeme beni erkek olduğuma dair rapor almak için heyet raporuna göndermişti. Defalarca gittiğim için artık psikolojim bozulmuştu. Ben de eşimi ve çocuklarımı alıp öyle gittim. Doktor bana soyunmam gerektiğini söyleyince bende eşim ve çocuklarım burada erkek olduğumu kanıtlamıyor mu diye sordum. O arada eşim de yanı başımda duruyordu ona geri çekilmesi için elimle ititğimde doktorlar bana eşime şiddetten davacı oldu. Bana ceza verip Keşap Açık Cezaevine gönderdiler. Ben de ‘Kimliğimi evraklarımı iyi kontrol edip beni öyle buraya atın’ dedim ama dinlemediler içeri attılar. Aradan bir gün geçmişti ki bir anonsla beni çağırlar. Müdür bey bana, ‘Sen kadın görünüyorsun, seni burada tutamayız’ dedi. Sonra bir gece yarısı cezaevi yemek aracıyla Giresun merkeze getirip bırakıp gittiler” dedi.

    38 yıl boyunca verdiği kimlik mücadelesinin 3 günde hallolduğunu ifade eden Bodur, “Kendi kimliğimle bir polis çevirmesine takılsam ben erkeğim, ama kimliğimde kadın yazdığı için hep sorun yaşıyordum. Bir türlü yapılan yanlışlığı anlatamıyordum. Bu nedenle çareyi kardeşimin kimlik fotokopisiyle gezmekte buldum. Kimliğim yüzünden kalıcı doğru bir işe giremediğim için inşaatlarda falan çalışıyordum. En son Bitlis’te inşaat işinde çalışırken şirket tarafından sigorta yapılacağı sırada benim kadın kimliğinde olduğum anlaşıldı. Ben ise kardeşimin kimliğinin fotokopisiyle gezdiğimi anlattım. Bu durumu inşaatla bir ilgisi olduğunu düşündüğüm AK Parti Bitlis Milletvekili Vahit Kiler’e ileteceklerini söylediler ve benden TC kimlik numaramı aldılar. 3 gün sonra beni aradılar. Nüfus müdürlüğüne gidip, kimliğini değiştirebilirsin denildi. 38 yıllık hasretim o gün sona erdi. Hemen nüfus müdürlüğüne gittim. Benden bir fotoğraf istediler ve 5 dakika içerisinde erkek kimliğimi bana verdiler. Kimliği elime alınca 38 yılın şaşkınlığı oldu. Bu kadar kolay ise ben 38 yıl niye bu kadar çile çektim. Şimdi polis bile istese kimliğime birşey olacak diye vermiyorum, daha çok ehliyetimi gösteriyorum” ifadelerini kullandı.

    “Erkek kimliğimi aldıktan sonra ilk iş askere gittim”

    Kimliğini alır almaz ilk işinin askere gitmek olduğunu söyleyen Bodur, “Kadın kimliğimden dolayı askere gidememiştim. Bu beni çok üzdüğü için askerlik lafını kimse benim yanımda konuşmasın diye çevremdekilere yasaklamıştım. Çünkü kadın kimlikli olduğum için askere gidemiyordum. Çocuğumun askerlik çağı geldi fakat ben askere gidemiyordum. Erkek kimliğimi aldıktan sonra asker kaçağıyım diyerek geçen yıl askerlik şubesine gidip ‘Ben askere gitmek istiyorum’ dedim. Askerlik şubesi beni Manisa Batıkışla’da askerlik yapmaya gönderdi. Oraya büyük bir heyecanla gittim. Askerliğe başladım fakat askerler hep bana bakıyordu, ‘Kim bu yaşlı adam’ diye konuşuyorlardı. Orada 26 gün sonra hava değişimine gönderdiler. Hava değişim süresi bitip tekrar gitmek istediğimde ise, heyete sevk ettiler ve tekrara askere almadılar. Aradan bir süre geçtikten sonra da ‘Asker kaçağı’ diye eve kağıt geldi. Ben de askerlik şubesine gidip teskeremi gösterdim. Belli ki benim erkek kimliğim resmi kurum ve kuruluşların kayıtlarına yeni yeni geçiyor” dedi.

  • Bursa’da 45 gün sonra cesedi bulundu

    Bursa’da 45 gün sonra cesedi bulundu

    İznik’te yaşayan Nevrigül Alan (22), 45 gün önce Gemlik’te babasının yanına gitmek için evden ayrıldı. Çocuklarını almak için babasının evinden ayrılan kadından bir daha haber alınamadı. Yakınları durumu polis ekiplerine bildirdi. Ekipler Nevrigül Alan’ı bulmak için çalışma başlattı. Ekiplerin arama çalışmaları devam ederken Gemlik Umurbey Mahallesi’nde çevredeki bir tarla sahibi tarafından polise zeytinlikte ceset olduğu ihbarı geldi.

    Bölgeye çok sayıda polis ekibi sevk edilirken, ekipler cesedin 45 gün önce kaybolan Nevrigül Alan’a ait olduğunu belirledi. Genç kadının cansız bedeni, Cumhuriyet Savcısı’nın olay yerinde yaptığı incelemenin ardından kesin ölüm nedeninin tespiti için Bursa Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı.

    Savcı cesedi ağaç dalı ile birlikte indirtti

    Olay yerinde inceleme yapan Savcı, Gemlik İtfaiye Müdürlüğünden arama kurtarma ekibi isteyerek, kadın cesedini zeytin ağacının dalını keserek indirttiği, ip ve ağaçta da DNA örneği incelemesinin yapılacağı öğrenildi.

    Öte yandan Nevrigül Alan’ın bir süre önce kayıp olduğu için canlı yayında Müge Anlı’nın programlarına konu olduğu öğrenildi.
    Olayla alakalı soruşturma sürdürülüyor.

  • “İdrar kaçırma sorunu normal karşılanmamalı”

    “İdrar kaçırma sorunu normal karşılanmamalı”

    İdrar kaçırmanın kadınların yaşam kalitesini olumsuz etkileyen önemli sağlık sorunlarından biri olduğunu söyleyen Kadın Hastalıkları ve Doğum uzmanı Op. Dr. Tuğba Sekmenli Tursun, idrar kaçırma sorununun tedavi edilmediği takdirde yaşam kalitesini ve konforunu düşüren bir problem olduğuna dikkat çekti.

    İdrar kaçırmanın birçok sebebi olduğunu ama özellikle idrar torbası sarkmasında, zor doğumlarda ve gebelikte daha sık karşılaştıklarını belirten Op. Dr. Tuğba Sekmenli Tursun, “Her zor doğumda kural değil ancak kişisel faktörlere de bağlı olarak risk artışı görülür. Ayrıca gebelikte hem karın içi basınç artışı hem de mesane kapasitesinin azalmış olması nedeni ile bu dönemde fizyolojik olarak idrar kaçırılabilir” dedi.

    “İdrar kaçırmada en şık görülen çeşitler 4 gruba ayrılıyor”

    Op. Dr. Tuğba Sekmenli Tursun, cinsel organ ile mesane arasında fistül yani doğumlar veya bu bölgeye yapılan cerrahiler sonrasında da hastanın cinsel organından idrar kaçırma ihtimalinin artacağını kaydetti. İdrar kaçırma temel olarak en sık görülen çeşitlerinin 4 ayrı gruba ayrıldığını söyleyen Op. Dr. Tuğba Sekmenli Tursun, “Stres Tipi İnkontinans; öksürme, hapşırma, egzersiz gibi karın içi basınç artışlarından sonra görülür. En sık görülen inkontinans türüdür. “Sıkışma Tipi İnkontinans, bu tipte aniden gelen tuvalete gitme isteği ile birlikte idrar kaçırma söz konusudur. Burada problem mesane kaslarının aniden kasılmasıdır. Miks tip, her 2 tip idrar kaçırma bir arada görülür, yani hem aktivite ile idrar kaçırmakta hem de ani gelen idrar yapma isteği ile tuvalete yetişememe problemi yaşanmaktadır. Taşma Tipi İnkontinans, burada da mesane tam olarak doludur ancak birey tarafından mesanenin dolduğu ve idrar yapma isteği algılanamadığı için sızıntı şeklinde idrar kaçırır” şeklinde konuştu.

    “Tedavi süreci hemen başlamalıdır”

    Tanının teşhisinde öncelikle hastaya sorulan sorulara alınan cevaplarla birlikte fiziksel muayenenin de önemli olduğunu vurgulayan Dr. Tuğba Sekmenli Tursun, “Tanının doğru konulması için mesane içi basıncı ölçen sistometri, bu işlem esnasındaki kasları kontrol eden EMG testi, idrar sonrası mesanede ne kadar idrar kaldığını öğrenmemizi sağlayan testlerden de faydalanılır. Tedavide altta yatan türe göre genel olarak 4 farklı yaklaşım olduğunu söyleyebiliriz. Bunlar; yaşam değişikliği önerileri, İlaç tedavileri, cerrahi tedaviler ve lazer tedavisidir. Kilo verilmesi veya güneş battıktan sonra sıvı alımının kısıtlanması ya da kahve tüketiminin azaltılması gibi durumlarda, şikayetlerin azalmasına yardımcı olabilir” diye konuştu.

    İleri seviyede idrar kaçırma sorunu yaşayan hastalarda cerrahi tedavi veya lazer tedavisinin uygun olduğunu ifade eden Dr. Tuğba Sekmenli Tursun, “Özellikle bu bölgede lazer tedavileri sonrasında dokularda sıkılaşma izlenmesi üriner İnkontinans için de tedavi sağlayabilmektedir. Altta yatan sebep her ne olursa olsun idrar inkontinansının, bireyde özgüveni zedeleyen, utanç duygusu oluşturan ve bireyin sosyalleşmesine kadar derin etkileri bulunan önemli bir problem olduğunu unutmamak gerekir. Hangi tip inkontinans olmasına bağlı olarak tedavisi değişkenlik göstermektedir. Benzer şikayetleri olan kadınların bir kadın hastalıkları ve doğum uzmanı tarafından değerlendirilmesinin akabinde tedavi süreci hemen başlamalıdır” ifadelerini kullandı.

  • Boşanmak isteyen karısının kabusu oldu

    Boşanmak isteyen karısının kabusu oldu

    Pamukkale ilçesine bağlı Hacıkaplanlar Mahallesi Atatürk Caddesi’nde önceki gün meydana gelen olayda, eşinden boşanmak istediğini söyleyen Gülderen Ş. (26) ile kocası Beytullah Ş. (26) sokakta tartışmaya başladı. Tartışmanın büyümesi ile Beytullah Ş.’nin eşine fiziksel şiddet uygulamaya başlaması ile çevredeki vatandaşlar müdahale etmek istedi. O esnada kocasının elinden kaçan Gülderen Ş., bir marketin önünde ayağının takılması sonucu yere düştü. Arkadan hızlıca gelen koca ise Gülderen Ş.’yi diz çöktürüp bıçakla rehin aldı. Kadının boğazına dayadığı bıçakla tehditler savuran eski koca, çevredekilerin tüm çabalarına rağmen ikna olmadı. Belinden çıkarttığı bıçakla kadına birkaç darbe vuran koca, saçından tutuğu kadını 30 metre sürükledikten sonra yere yatırıp darp etmeye çalıştı.

    Son anda boğazından bıçakladı

    Çevredeki vatandaş ve esnafın ‘dur, yapma’ diye yaptığı ikazlara aldırmayan Beytullah Ş., araya girmeye çalışan vatandaşlara da direndi. Bazı vatandaşlar, bir esnafın dışarıda sergilediği boş kavanozları saldırgana fırlatarak durdurmaya çalıştığı esnada son bir hamle yapan cani adam, Gülderen Ş.’yi boyun ve sırt bölgesine birkaç kez daha bıçak sapladı. Öfkeli adamın elinden kurtarılan kadın, kanlar içinde yere yığıldı. Vücudunun çeşitli bölgelerine 7-8 bıçak darbesi alarak ağır yaralanan kadın, ilk önce olay yerinde bir markete alınarak esnafın yardımı ile pansuman yapıldı. Daha sonra ise sağlık ekibi tarafından Pamukkale Üniversitesi Hastanesi’ne kaldırıldı.

    Karı kocanın tedavisi sürüyor

    Sokak ortasında bıçaklanan yabancı uyruklu kadının sağlık durumunun ciddiyetini koruduğu öğrenilirken, ona şiddet uygulayan kocası ise bir anda kalabalığın hedefi haline geldi. Elindeki bıçak alındıktan sonra kalabalığın ortasında kalan şahıs, aldığı darbelerle yere tıkıldı. Tekme tokat meydan dayağı yiyen şahıs, polislerin müdahalesiyle linç edilmekten son anda kurtarıldı. Kocasının bıçak darbeleri ile yaralanan Gülderen Ş. ile kalabalık tarafından linç edilen Beytullah Ş.’nin tedavisinin sürdüğü öğrenildi.

    Saçından sürüklediği anlar güvenlik kamerasına yansıdı

    Boşanmak isteyen eşine ve çevredeki vatandaşlara korku dolu anları yaşatan Beytullah Ş.’nin saldırgan hareketleri bir işletmenin güvenlik kamerasına an be an yansıdı. Görüntülerde Beytullah Ş.’nin eliyle saçında tutuğu Gülderen Ş.’yi yerden sürükleyerek karşı yola geçtiği ve tekme attığı anlar yer aldı. Saldırgan kocanın etrafında toplanan kalabalığın Beytullah Ş.’ye ikazlarda bulunduğu ve olumsuz cevap vermesi üzerine kalabalığın linç ettiği görüldü.

    “Esnaf ve vatandaşlar müdahale etmeseydi o kadın ölürdü”

    Olay şokunu kendilerinin de yaşadığını anlatan Burak İlemin, “Arkadaşlarla yolda yürüyorduk ve bir anda bağırış sesleri duyduk. Seslerin geldiği bir yere doğru gittik. Büyük bir kalabalık vardı. Bir adamın kadını bıçakla rehin aldığını fark ettik. Bizlerle birlikte saldırgan adama ‘yapma’ ve ‘kadını bırak’ gibi sözler söyledik ama kadını belinden defalarca bıçakladı. En son kadına bıçak saplamaya başlayınca hemen müdahale ederek kadını kurtardık. Esnaf ve vatandaşlar müdahale etmeseydi o kadın ölürdü” dedi.

    “Herkes çok kızdığı için adama meydan dayağı attı”

    Bu tür şiddet olaylarının sona ermesi gerektiğini söyleyen Nazmi Arslan ise, “Olayın yaşandığı bölgeye doğru ilerlerken, bağırış seslerini duyduk. Orada adam kadını tutup, rehin almıştı. Çevrede vatandaşlar, durumu gördükçe gelmeye başladı. Herkes orada bulunan marketteki ürünleri fırlatmaya başladı. Bir tane vatandaş adama yaklaşmaya başladığı sırada saldırgan adam elindeki bıçağı kadına defalarca sapladı. Allah şükür kadına bir şey olmamış, sadece yaralanma ile kurtuldu. Bizler artık bu tür şiddet olayların yaşanmasını istemiyoruz. Son zamanlarda kadına yönelik şiddet arttı ve umarım bu olaylar artık son olur” ifadelerini kullandı.

  • Fuhuş operasyonunda 9 mağdur kadın kurtarıldı

    Fuhuş operasyonunda 9 mağdur kadın kurtarıldı

    İstanbul genelinde fuhuşla mücadele çerçevesinde yürütülen soruşturmada Ahlak Büro Amirliği görevlileri yaklaşık 3 ay süre ile yapılan teknik takip sonucunda, suça karışan 11 erkek ve 1 kadın olmak üzere 12 şüphelinin yakalanması, mağdur kadınların kurtarılması, suç delillerine el konulması, şüphelilerin soruşturma konusu faaliyetlerinin sona erdirilmesi amacı ile Pendik, Tuzla ilçeleri ve Kocaeli ili İzmit, Kartepe, Darıca ilçeleri olmak üzere 12 farklı adreste 10 Ekim günü saat 06.30 sıralarında eş zamanlı operasyon yaptı. Operasyonda 12 şüpheli şahıs yakalandı, 8’i yabancı uyruklu olmak üzere 9 mağdur kadın kurtarıldı.

    Adreslerde yapılan aramalarda ele geçirilen 13 adet cep telefonu, 13 adet sim kart ve 1 adet hafıza kartına el konuldu.
    Yakalanan 12 kişi, 13 Ekim günü mevcutlu olarak Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığına sevk edildi. Adliyeye sevk edilen şahıslardan 9’u tutuklandı, 3’ü ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Mağdur olan 8 yabancı kadın, işlemlerinin ardından İl Göç İdaresi’ne sevk edildi.