Olay Esentepe Mahallesi’nde dün öğle saatlerinde sulama kanalında kadın cesedi görenler, polise haber verdi. İhbar üzerine bölgeye giden ekipler tarafından kadın cesedi kanaldan çıkartıldı. Polis yaptığı kimlik tespitinde cansız bedeni bulunan şahsın kayıp başvurusu yapılan Songül Çakmak (26) olduğunu tespit etti. Yapılan incelemede herhangi bir darp ve yara izine rastlanmayan Çakmak’ın cansız bedeni, otopsi için Adana Adli Tıp Kurumu’na kaldırıldı.
Etiket: Kadın
-
Kadın kursiyerlerin emekleri podyumda
Van Mobilya ve Evlilik Hazırlıkları Fuarı, Organize Sanayi Bölgesi Expo Fuar ve Kongre Merkezi’nde kapılarını ziyaretçilerine açtı. Renkli görüntülerle açılan fuarda, Büyükşehir Belediyesi Kadın ve Aile Hizmetleri Dairesi Başkanlığı bünyesindeki kursiyerler tarafından tasarlanan yöresel kıyafetlerin moda defilesi yapıldı.
Yerli ve yabancı mankenler tarafından tanıtılan bir birinden güzel yöresel kıyafetler izleyicilerden tam not alırken, kurulan stant ise yoğun ilgi gördü.
Çeyizlik eşya ve mobilya ürünlerinin bulunduğu fuarın 14 Mayıs Pazar gününe kadar ziyaret edilebileceği bildirildi. -
Eşi ile tartışan kadın kendini balkondan attı
Olay, geçtiğimiz Pazar günü Esenyurt İstiklal Mahallesi’nde yaşandı. Edinilen bilgiye göre, eşiyle arasında tartışma çıkan 21 yaşındaki Çağla G. isimli genç kadın, tartışmanın ardından balkondan aşağı atladı. Bir süre sonra çevredeki vatandaşlar, yerde yatan kadını fark ederek polis ve sağlık ekiplerine haber verdi. Polis ekipleri kadının eşini gözaltına alırken, genç kadın ambulansla hastaneye kaldırıldı. Yapılan tüm müdahalelere rağmen kadının hayatını kaybettiği öğrenilirken, yaşanan o anlar çevredeki bir işyerinin güvenlik kamerasına yansıdı.
“Bir kızın yerde yattığını gördüm”
Yaşanan olay hakkında konuşan mahalle sakini Nahit Kaptan, “Gece saatlerinde evde oturduğumuz sırada polis ve ambulans sesi duyduk. Hemen aşağı indim ve bir kızın yerde yattığını gördüm. Yetkililer bizi yaklaştırmadı ama ben 4-5 metre uzaktan yerde yattığını gördüm. Daha sonrasında ambulans aldı götürdü. Ölü müydü, sağ mıydı bilemiyorum” dedi.
-
“İstihdamda kadın sayısını 11 milyona çıkardık’’
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı ve İstanbul 1. Bölge Milletvekili Adayı Murat Kurum, Beykoz’da ‘Kadınlarımız İle Kahvaltı Buluşması’ programına katıldı. Bakan Murat Kurum’a program boyunca Beykoz Belediye Başkanı Murat Aydın eşlik etti.
‘’Doğanın Anneleri” çatısı altında bir araya gelen kadınlarımızla, evlatlarımızın daha temiz, daha yeşil şehirlerde büyümeleri için çalışıyoruz’’
‘Kadınlarımız İle Kahvaltı Buluşması’ programında konuşan Bakan Kurum, ‘’ Her fırsatta dile getirdiğimiz gibi Türkiye’nin tüm sorunlarını sizlerle, kadınlarımızla, gençlerimizle birlikte, el ele vererek çözüyoruz. Bu anlamda kadınlarımızın çevre projelerimizde üstlendikleri rolün her geçen gün daha da artmasını arzuluyoruz. Doğamızın, canlılarımızın korunması, şehirlerimizin daha yaşanabilir hale gelmesi için sizlerle güç birliği yapmak bizler için son derece kıymetlidir. Bu anlamda da önemli bir gönüllü hareketi başlattık. Bakanlık olarak “Doğanın Anneleri” çatısı altında bir araya gelen kadınlarımızla, evlatlarımızın daha temiz, daha yeşil şehirlerde büyümeleri için çalışıyoruz. Ben burada bulunan tüm hanım kardeşlerimi gönüllülük esasıyla yürüttüğümüz bu harekete özellikle davet ediyorum. Sizlerle birlikte daha güçlü olacağız. Sizlerle birlikte ülkemizi daha güzel yarınlara ulaştıracağız. Ülkemizi, yeşiliyle, mavisiyle, çevresiyle, doğasıyla, şehirleriyle hep birlikte güçlü yarınlara ulaştıracak içi bu mücadeleyi kararlılıkla sürdüreceğiz. Şairin dediği gibi: “Bir kadındır; evi yuva, toprağı vatan yapan. Geleceğimizin teminatı olan evlatlarımızı büyüten, yetiştiren.” Bu sebepledir ki tarihimizde olduğu gibi, bugün de Türkiye’yi geleceğe taşıyacak olan sizlersiniz. Türkiye’nin bir asırlık geçmişine şöyle bir baktığımızda kadınlarımızın hak ve özgürlüklerinin genişletildiği, alınlarının teriyle çalışma hayatında etkin bir şekilde varlıklarını gösterebildikleri dönem AK Parti dönemi olmuştur’’ dedi.‘’ Emekli olmak isteyen ev hanımlarının primlerinin üçte birini biz karşılayacağız’’
21 yılda, hem çalışma hem aile hayatında kadınlarımıza her zaman destek olduk. İstihdamda kadın sayısını 6 milyondan 11 milyona çıkardık. İŞKUR eğitimleri, KOSGEB destekleriyle bugün kadınlarımız geleceğe güvenle bakıyor. Ülkemizi kadına şiddet ayıbından kurtarmak için eğitimden istihdama her alanda kadınlarımıza pozitif ayrımcılık politikalarını hayata geçirdik. Okul öncesi eğitim ve bakım kurumlarını yaygınlaştırdık, çalışan çocuklu kadınlarımıza destek olduk. Biz kadınlarımızı siyasetin bir nesnesi değil, her zaman kıymetli birer öznesi olarak gördük. Bu anlamda Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde en yüksek kadın temsil oranına ulaştık. Sayın Cumhurbaşkanımızın açıkladığı, “Türkiye Yüzyılı İçin Doğru Adımlar” yaklaşımıyla hazırlanan AK Parti seçim beyannamemizde kadınlarımızın güvenli yarınları için yeni bir sayfa daha açıyoruz. Ülkemizin ürettiği doğal gaz ve petrol gelirlerinden ayrılacak kaynakla Aile ve Gençlik Bankası kuracağız. Aile Kalkanı Programı’yla ev hanımlarından çocuklarımıza ve gençlerimize kadar ailenin tüm bireylerine destek vereceğiz. Ev hanımlarımıza emeklilik hakkı getireceğiz. Emekli olmak isteyen ev hanımlarının primlerinin üçte birini biz karşılayacağız. Yıpranma hakkı da vererek ev hanımlarının daha kısa sürede emekli olabilmelerini sağlayacağız’’ diye konuştu.
-
Kadın erkeği sokak ortasında darp etti
Olay, geçtiğimiz Perşembe gece saatlerinde Pendik’te Yeni Mahallede meydana geldi. İddiaya göre, sokak ortasında bir çift arasında sözlü tartışma çıktı. Sözlü başlayan tartışmanın büyümesiyle kadın şahıs erkek şahsa hakaretler savurdu, tokat attı. Uzun süre sokak ortasında tartışan çift bir süre sonra olay yerinden ayrıldı. Yaşanan o anlar vatandaşın cep telefonu kamerasına yansıdı.
-
Yılın Kadınını Destekleyen Şirket seçildi
Bursa İş Kadınları ve Yöneticileri Derneği (BUİKAD)’nin her yıl düzenlenen ödül töreninde bu yıl UEDAŞ, “Pembe Lambalar”, “Trafolar Konuşuyor” ve “Cinsiyetçi Söylemin Farkında Ol” projeleriyle 2023 yılının Kadını Destekleyen Şirketi ödülünü aldı. Marmara Bölgesi’nin güneyini kapsayan hizmet sahası içerisinde 4 ilde 5 milyondan fazla vatandaşa elektrik dağıtımı sağlayan UEDAŞ, geliştirdiği sosyal sorumluluk projelerinde toplumsal sorunları önceliklendiriyor.
Ödül gecesinde hayata geçirdikleri kadın hakları, sağlık ve cinsiyet eşitliği odaklı projelerinden bahseden UEDAŞ Genel Müdürü Gökay Fatih Danacı, “Toplumsal sorunların yanı sıra, kadınlarda en sık rastlanan meme kanserine, kadına şiddete ve eşitsizliklere karşı farkındalık kazandırmak adına geliştirdiğimiz projeleri uzun yıllardır aralıksız sürdürüyoruz. Bu zamana kadar planladığımız ve gerçekleştirdiğimiz sosyal sorumluluk projelerimizle kadınların hem iş yaşamında hem de sosyal hayatta karşılaştığı zorlukları dile getirerek çözüm yolunda farklındalığı arttırmayı ana hedefimiz belirledik. BUİKAD Yönetim Kurulu Başkanı Oya Eroğlu’nın da bahsettiği üzere başarılarıyla Bursa’nın dışında ülkemize ve dünyaya yayılan, kadınlara sayısız destek veren bu oluşum tarafından ödüle layık görülmek ayrıca gurur verici. BUİKAD’ın bugün şirketimizin böyle bir ödüle layık görülmesinde emeği geçen tüm ekip arkadaşlarıma sonsuz teşekkürlerimi iletiyorum.” sözleriyle konuşmasını gerçekleştirdi. -
Depremzede kadınlar el işi deri eşyalar üretiyor
6 Şubat’ta yaşanan deprem felaketinde yıkılan veya hasar gören evlerinden ayrılarak Sinop’ta yurt ve misafirhanelerde konaklayan depremzede kadınlar, Sinop Valiliği ile Saraciye Sanayicileri Derneği işbirliğiyle başlatılan Halk Eğitim Merkezi programında yerli kadınlarla birlikte saraciye kursu alarak deri eşyalar üretiyor. Kadınlar hem el becerilerini geliştiriyor hem meslek öğreniyor hem de depremin oluşturduğu psikolojik etkilerinden uzaklaşıyor.
Sinop Mahmud Kefevi Kredi ve Yurtlar Kurumu(KYK) Yurdu’nda kurulan deri tasarım atölyesinde kurs veren usta öğretici Sevda Dikmen, “Burada deri tasarım kursu veriyoruz öğrencilerimize. Toplamda 20 öğrencim mevcut, haftada 2 gün ders yapıyoruz. Toplam 3 aylık bir proje, Nisan’da başladık Haziran’da bitecek. Öğrencilerimiz bu eğitimde hem meslek öğreniyorlar hem de katılım belgesi vererek bu işin devam etmesini sağlıyoruz” diye konuştu. Unutulmaya yüz tutmuş meslekler arasına girdiğini dile getiren Dikmen, isteyenlerin kendi ürettiği ürünlerin satışını da yapabildiğini söyledi.
Hatay’ın İskenderun ilçesinden gelerek misafir edilen Yıldız Özgen, “Kursa ilk başta Sevda ve Beyza hocamızla beraber başladık. Biz rehabilite olma adına başladık ama daha sonra bunu meslek edinebileceğimizi öğrendik. Usta eğitici belgesi alıp tekrar kendi bölgemize döndüğümüzde orada eğitmen olarak da çalışabileceğimiz söylendi. Ben rehabilite olma adına buraya başladım ama şu anda burada olmaktan çok mutluyum ve bir kazanç elde edeceğim. Üretiyorum, ürettiklerimizi eğer alıcı olursa satacağız. Satılmasa da bana Sinop’tan bir hatıra olarak kalacaklar” şeklinde konuştu.
Malatya’dan gelerek yurtta misafir edilen Özgül Bakça, “Daha önce böyle bir şey ile hiç ilgilenmemiştim. Vakit öldürmek adına geldim aslında ben buraya, hiç böyle şeyler yapacağım aklıma gelmezdi ama çok güzel şeyler yapmaya başladık. Anahtarlık, kolye gibi ürünler yapıyoruz, kendimiz öğrenmeye çalışıyoruz hocalarımızın yardımıyla. Gittiğimiz yerde de diplomalarımızı alırsak gittiğimiz yerdeki Halk Eğitim Merkezlerinde öğretmenlik yapabileceğimiz belirtildi, orada da ben de başka insanlara yararlı olacağım. Hiç düşünemezdim böyle şeyler yapacağımı ama şimdi her yaptığım ürünü zevkle ‘ben yaptım’ diyebiliyorum” ifadelerini kullandı.
Farklı şehirlerden gelen depremzede kadınlarla birlikte çalışmaktan mutluluk duyduğunu dile getiren Sinoplu Birgül Dikmen ise, “Yeni arkadaşlarla tanıştık, bu tür ürünler yapıyoruz sergiliyoruz. Talep olursa inşallah satmayı düşünüyoruz. Anahtarlıklar, cüzdan, kartlık gibi ürünler ilk çalışmalarımız mesela. İlerledikçe inşallah daha iyi şeyler olacak diye düşünüyoruz” dedi.
-
Güçlü kadın güçlü yıldırım
Yıldırım Belediyesi, kurduğu kadın kooperatifleri ve girişimcilik merkezleri ile kadının sosyal ve ekonomik hayattaki rolünü güçlendiriyor. Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, 75. Yıl Kadın Eğitim ve Girişimcilik Merkezi’ni ziyaret ederek, yürütülen çalışmalar hakkında bilgi aldı. Ev tekstili, giyim, bebe tekstil alanlarında eğitim alan kursiyerlerin hazırladığı ürünleri inceleyip kadınlarla sohbet eden Başkan Yılmaz, ilçede kurulan kooperatifler ile girişimcilik merkezleriyle kadınların emeğinin ekonomiye katma değer olarak dönüşmesine katkı sağladıklarını ifade etti.
Kadınların hayatın her alanında olduğu gibi ekonomik alanda da rollerinin güçlenmesi için yoğun bir mesai sarf ettiklerini dile getiren Başkan Yılmaz, “Yıldırım Belediyesi olarak kooperatiflerimiz ile kadın eğitim ve girişimcilik merkezlerimize mekân temininden makine alımına, proje hazırlamadan eğitime, üretimden pazarlama süreçlerine kadar destek sağlıyoruz” dedi. Güçlü, marka değeri yüksek, üretimde söz sahibi bir Yıldırım hedefine ancak kadınların desteğiyle ulaşılabileceğini vurgulayan Başkan Oktay Yılmaz, “Dünyada var olan her şeyde kadınlarımızın emeği var. Dünyada kadınların desteği, emeği olmadan başarıya ulaşmış hiçbir proje hiçbir çalışma yoktur.Günümüzün en temel sorunlarından olan tüketen toplum anlayışımızdan kurtulup üreten topluma dönüşmemiz de ancak kadınlarımızın desteği ile mümkün olacaktır. ‘Güçlü kadın güçlü toplum’ şiarıyla kadınlarımıza yeni imkânlar oluşturacak, farklı bakış açıları kazandıracak, onların gelişimine katkı sağlayacak projeler geliştiriyoruz. Kadın Girişimcilik Merkezlerimiz ve kooperatiflerimiz kadınlarımıza bu konuda önemli kazanımlar sağlıyor. Her insanın olduğu gibi her kadının da bir hikâyesi vardır. Kadınlarımızın hikâyelerini daha güçlü bir şekilde yazmalarına katkı sağlamak bizim en büyük mutluluğumuz olacak. Emeğini ekonomik değere dönüştürmek için çaba gösteren tüm kadınlarımızı kutluyorum” dedi.
-
Minibüsün altında kalan kadın için seferber oldular
Kağıthane Gürsel Mahallesi üzerinde önceki gün saat 14.00 sıralarında meydana gelen olayda, otomobiliyle ara sokaktan çıkan sürücü Okan Danyıldız’ın kullandığı otomobil kontrolden çıkmıştı. Hızlanan otomobil önce kaldırımdaki kadına ardından da park halindeki kapalı kasa minibüse çarpmıştı. Çarpmanın etkisiyle iki araç arasında kalan 67 yaşındaki Müşerref Çaylak minibüsün altında kalmıştı.
Dehşet anlarının yeni görüntüleri ortaya çıktı
Vatandaşların ihbarıyla olay yerine itfaiye, sağlık ve polis ekipleri sevk edilmiş, ağır yaralanan Çaylak’ı vatandaşların yardımı ve itfaiye ekiplerinin çalışmasıyla aracın altından çıkartılmıştı. Yaralı kadın sağlık ekiplerinin ilk müdahalesinin ardından ambulansla Okmeydanı Prof. Dr. Cemil Taşcıoğlu Şehir Hastanesi’ne kaldırılarak tedavi altına alınmıştı. Otomobil sürücüsü ise tedbir maksatlı hastaneye götürülmüştü. Güvenlik kamerasına yansıyan kazanın yeni görüntüleri ortaya çıktı.
Feci kazada can pazarı yaşandı
Görüntülerde, sokak arasında park halinde olan otomobilin sürücüsü aracına biniyor. Araç ardından hızlanarak caddeye çıkıyor. Otomobil o esnada önce yol kenarında kardeşiyle bekleyen kadına ardından da minibüse çarpıyor. Savrulan kadın, devrilen minibüsüne altına giriyor. Sesleri duyan vatandaşlar ise koşarak olay yerine geliyor. Cep telefonu görüntülerinde ise çok sayıda vatandaş devrilen minibüsü kaymaması için tutuyor. Vatandaşlar minibüsü tutarken, ekipler ise yaralı kadını altından çıkartıyor. Vatandaşların panik yaşadığı görülüyor.
“Araç hızlı geliyordu o sırada ben yavaş diye bağırdım”
Olayla ilgili konuşan minibüsün sahibi Alp A., “Biz burada duruyorduk çarptıkları araç bizimdi. Karşıda kızımla arabanın üstünde oyun oynuyordum. Üç tane teyze vardı onlar da bizim mahallenin insanları, karşı taraftan araç hızlı geliyordu o sırada ben yavaş diye bağırdım. Herhalde direksiyon hakimiyetini kaybetti o esnada ben kendimi buraya attım. İki tane teyze kaçarken biri kaçamadı iki arabanın arasına sıkıştı araçların altında kaldı. Ondan sonrasını hatırlamıyorum zaten. Ambulans ekiplerinin söylediğine göre teyzenin durumu ağırmış ayakları kırılmış. Şu an hastanede tedavi altında. İlk müdahaleyi biz yaptık altına yastık koyduk. Daha sonra ambulans geldi onlar çıkardı. Sürücünün durumu da ağır. Alkol falan yok ama oda burada esnafmış diye duyduk. Fren tutmuyormuş dediler mekanik bir arızadan dolayı olabilir diye düşünüyoruz. Resmi tatile denk geldi hafta içine denk gelseydi daha kalabalık olurdu. Tekstil firmaları var. Köşe başında kaldığı için orada sigara içenler oluyor. Buna da şükür hafta içi olsaydı daha fazla yaralı olabilirdi. Faciadan dönüldü” dedi.
Sürücü ifadesinin ardından serbest bırakıldı
Öte yandan polis ekipleri kazayla ilgili inceleme yaparak tutanak tuttu. Çalışmaların ardından minibüs vinç yardımıyla bulunduğu yerden çıkartılarak emniyet otoparkına götürüldü. Tedavisinin ardından emniyete götürülen sürücü Okan Danyıldız’ın ise ifadesinin alınması ve “taksirle yaralama” suçundan adli işlem yapılması sonrasında savcılık talimatıyla serbest bırakıldığı ortaya çıktı.
-
“Kadınların okullaşma oranı erkekleri geçti”
Bakan Mahmut Özer, Ticaret Bakanı Mehmet Muş ile birlikte Samsun’da Olgunlaşma Enstitüsü Kültür Sanat Merkezi açılışına katıldı. Burada konuşma yapan Bakan Özer, eğitim alanında son 20 yılda yapılan çalışmalar hakkında bilgi verdi. Samsun’da olmaktan mutlu olduğunu dile getiren Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, “Bakanımız Mehmet Muş da Samsun’da. Gerçekten çok hızlı bir şekilde ülkemizin ticari kapasitesinin artmasındaki engelleri birer birer aşan kıymetli bakanımızın bulunmuş olduğu şehirde bir açılış yapmak bana ayrı bir keyif veriyor. Ben inanıyorum ki bakanımla Samsun çok büyük bir ekonomik kalkınmaya, sadece ekonomik anlamda da değil, üretimde, kültürde, sanatta, diğer alanlarda da çok büyük bir hamleye tanıklık edecek. Biz de Ordu’dan kendisine merhaba diyeceğiz ama tatlı bir rekabet içerisinde olacağız. Birbirimize destek olacağız. Karadeniz’in sahilinde inşallah Samsun’da, Ordu’da, Trabzon’da kıymetli bakanlarımızla birlikte farklı bir renk, farklı bir iklimle ülkemizi kalkındırmak, daha güçlü kılmak için elimizden gelen çabayı sarf edeceğiz” dedi.
“2000’lerde 300 bin olan derslik sayısı 857 bine çıktı”
Derslik sayısında çok önemli bir artışa gittiklerinin altını çizen Bakan Mahmut Özer, “Türkiye son 20 yıl içerisinde eğitim de gerçekten devrimsel bir dönüşüme tanıklık etti. Eğitim olmazsa üretim olmaz. Eğitim olmazsa geçmişten geleceğe iddialı bir şekilde yolda yürümek mümkün olmaz. Eğitim olmazsa, sanat olmaz, eğitim olmazsa hiçbir şey olmaz. Onun için bugün rekabet etmiş olduğumuz ülkeler 2. Dünya Savaşı’ndan sonra eğitimde okullaşma oranlarını arttırmak için yani tüm eğitim kademelerinde çocuklarını, gençlerini eğitimle buluşturmak için devasa yatırımlar yaptılar. Okullaşma oranlarını yüzde 100’lere ulaştırdılar. 2000’li yıllara geldiğimiz zaman Türkiye’de eğitimin manzarası çok kötüydü. Bugün şaka gibi geliyor. 2000’li yıllarda 5 yaşındaki okullaşma oranı yüzde 11’di. Okul öncesi eğitimde 100 çocuktan sadece 11 tanesi okuldaydı. 89 tanesi dışarıdaydı. O eğitim alanlar da sosyoekonomik seviyesi güçlü olan ailelerdi. Yani garibanlar, eğitime erişimle ilgili dezavantajları olanlar, eğitime erişemiyordu. Ortaöğretimde yani lisede okullaşma oranı sadece yüzde 44’tü. Yani lise çağı nüfusunun 100 gencimizin 56 tanesi liseye devam edemiyordu, kayıt dışıydı. Yükseköğretimdeki net okullaşma oranları yüzde 14’tü. Türkiye 2000’li yıllara gelirken beşeri sermayesini hoyratça kullanan, ona eğitim üzerinden gerekli değeri vermeyen bir ülke konumundaydı. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde eğitimle ilgili devasa bir seferberlik başlatıldı. Derslikler yapıldı. Okullar yapıldı. 2000’li yıllarda Türkiye’deki 81 ilde, 920 ilçedeki derslik sayısı sadece 300 bindi. Bugün 857 bin dersliği olan bir ülkeyiz” diye konuştu.
“Okullaşma oranları yüzde 100’e yanaştı”AK Parti iktidarı öncesi çok altlarda olan okullaşma oranlarının yüzde 100’e kadar çıkarttıklarına değinen Milli Eğitim Bakanı Özer, “Bu okullaşma oranını artırmak için yapılan hamle eğitimin demokratikleştirilmesi hamlesi oldu. Yani eğitimin önündeki tüm antidemokratik uygulamalar kaldırıldı. Bu ülkede başörtüsü yasağı vardı. Kadınlarımızın başörtüsü nedeniyle en temel anayasal hakkı olan eğitime erişim yasaklanmıştı. Yüksek öğretim kurumlarının önünde, ikna odalarında kadınlarımıza şiddet uygulanıyordu. Bugün kadına şiddetle ilgili konuşanlar o gün hiç konuşmuyordu. İmkanı olan kadınlarımız yurt dışlarına gidiyordu. Bugün beyin göçüyle ilgili konuşanlar da o gün konuşmuyordu. Beyin göçü var. Bu kadınlarımız niye kendi ülkelerinde eğitim alamıyor? Başka ülkelere gidiyor diye. Hiç gündem bile olmuyordu. Başka ne? Bu yasak kaldırıldı bu dönemde. Başka ne vardı? İmam hatip liselerinin ve meslek liselerinin yükseköğretime erişimini engelleyen bir yasa vardı. Bu yasa da 12 yıl uygulandı. 2012’de o da zorla kaldırılıyor. Danıştay iptal ediyor, tekrar değiştiriliyor, tekrar iptal ediliyor. Bugünlere öyle kolay gelinmedi. Bugün konuşuyorlar. ‘Tüm eğitim kademelerinde ücretsiz yemek vereceğiz’ diyorlar. Yani bunu başlatan zaten bu dönem. Bundan önce ücretsiz yemek diye bir şey yoktu. 1,8 milyon öğrenci ücretsiz yemek yiyordu. 6 Şubat’ta biz bunu 5 milyona çıkarttık. Okul öncesi eğitimdeki tüm çocuklarımıza, tüm yavrularımızı ücretsiz olarak yemek veriyoruz. Bu sosyal politikaların bugünkü maliyeti, son 20 yıldaki sosyal politikaların maliyeti 525 milyar TL. Neticede 5 yaştaki okullaşma oranı yüzde 11’den yüzde 99,86’ya çıktı. Ortaöğretimdeki net okullaşma oranı yüzde 44’ten yüzde 99,17’ye çıktı. Yükseköğretimdeki net okullaşma oranı yüzde 14’ten yüzde 47’lere çıktı. Yani son 20 yıl bu ülkenin beşeri sermayesini en bereketli bir şekilde kullandığı bir döneme tekabül etti. Bunun iki tane kazananı vardı. Birincisi garibanlar. Hani o Türkiye Yüzyılı şarkısında ‘Mazlumlar söylesin şarkılarını’ diyor ya, mazlumlar şarkılarını söyledi bu dönemde. İkincisi de kadınlar oldu. Ortaöğretimdeki kızlarımızın okullaşma oranı ortalama yüzde 39’du. Şu anda yüzde 99’a yükseldi. Kız çocuklarının okullaşmalarını, kadınların okullaşma oranları ilk kez erkekleri geçti. Yükseköğretimde 2014’ten tarihinden itibaren kadınların okullaşma oranı erkekleri geçti” şeklinde konuştu.
“Yaptıklarımızı hükümsüzleştirip, kendileri yapacaklarmış gibi anlatıyorlar”
Kendi yaptıkları yenilik ve çalışmaların yok sayılıp muhalefet tarafından hükümsüzleştirildiğini vurgulayan Bakan Özer, “Hatırlayın, biraz hafızanızı tazeleyelim. Hanımefendilerin, çocukların, kız çocuklarının okullaşmasıyla ilgili seferberliklerini o zamanki tartışmalara bakın. Muhafazakar kesim sürekli töhmet altında bırakıldı. ‘Kızlarını, çocuklarını, kadınlarını okutmuyor’ diye. E sen hem okul yapmayacaksın hem başörtüsü yasağı uygulayacaksın, hem de kenara çekileceksin. Rahat bir şekilde ‘ya bu muhafazakar kesim çocuklarını okutmuyor, kız çocuklarını’ diyorlar. E peki problem kaldı mı bugün? Bugün problem kalmadı. Demek ki muhafazakar kesimin eğitimle ilgili bir sorunu yok. Sorun olan onu, sorun olarak dillerine pelesenk eden o vesayet odaklarıydı. Bugün aynı kesim sanki bu ülkenin her derdine dertleniyormuş gibi bizim yaptıklarımızı yapacağız diye öne çıkan kesim. Yani 5 yaştaki okul öncesi eğitimdeki okullaşma oranını son 1 yıldaki hamleyle 6 bin 700 yeni anaokulunu yaparak yüzde 65’ten yüzde 99,86’ya çıkarttık. Onların beyannamesine baktığınız zaman şunu görüyorsunuz. ‘5 yaşı zorunlu yapacağız’ diyorlar. 5 yaş zaten defakte olarak zorunlu oldu. Yüzde 100’e ulaştı okullaşma oranı. Yani Allah’a şükür eğitimle ilgili söyleyecekleri bir şey yok. Sadece bizim yaptıklarımızı hükümsüzleştirip, kendileri yapacaklarmış gibi anlatmaları aslında bizim yaptıklarımızın da bir teyidi. Zımnen bir teyidi, bu da çok keyifli bir şey” ifadelerini kullandı.
Olgunlaşma enstitülerinin öneminin de altını çizen Mahmut Özer, “Olgunlaşma enstitüleri çok kritik kurumlar. Baktığınız zaman cumhuriyetin kuruluşundan sonra hızlı bir şekilde devreye alınan kurumlar. Amacı çok sembolik, tarihine bakarsanız İstanbul’da Türk-Müslüman kadın terzi yok. Hep azınlıklar var o dönemde. Sadece yerli el sanatları becerisi olan kadınları yetiştirmek için kuruldular. Bu kadar aslında yerli, milli bir başlangıcı var ve zaman içerisinde Türkiye’nin farklı noktalarında dağılarak o geçmişten günümüze dokumanın, el işlerinin, sanatın, modanın taşındığı kurumlar, taşıyıcı kuruluşları, kurumları olarak hizmet vermeye başlıyor. Emine Erdoğan hanımefendiyi buraya da dokundu. Burayı farklı bir konsepte taşımaya çalıştı. Yani sadece geleneksel üretim teknolojileriyle sınırlı kalmasın. Günümüzde de kullanılabilir ürünlere dönüştürüp geleceğe yani günümüze taşımayla ilgili bir misyon üstlendi. Bu kapsamda işte İstanbul’da, Beyoğlu Olgunlaşma Enstitüsü’nün bohçayla yeni bir markayla tanışılsın. Diğer alanlardaki olgunlaşmayan enstitülerinde de farklı açılımlarla bu devreye girdi” açıklamasında bulundu.
Ticaret Bakanı Mehmet Muş: “1,6 milyar dolarlık ihracatı yukarı çekmek istiyoruz”
Programda konuşan Ticaret Bakanı Mehmet Muş ise “Samsun bir turizm, sanayi kenti. Ticaret ve üretim merkezi aynı zamanda ama şimdi kültür merkezi olma noktasında emin adımlarla ilerliyor. Bu açılışını yaptığımız eser mutlaka Samsun’a önemli katkılar sunacaktır. İnsanların burada sosyalleşmesini, becerilerin geliştirilmesini belki burada küçük işletmelerin kurulmasına kadar gidecek daha sonra onların belki büyük bizim alanımız da ihracat olduğu için belki ihracatçılara dönüşecek kadın girişimcilerin çıkacağı bir kuluçka merkezine dönüşebileceğini biliyoruz. Bu anlamda emeğinizden, katkılarından dolayı ve çok kısa bir süre içerisinde tamamlanması için yaptığınız çalışmadan dolayı şehrimiz adına teşekkür ediyoruz. Samsun, Karadeniz’in en büyük şehri. Türkiye’nin sayılı şehirlerinden önemli bir sahil kenti. İki tane önemli ovası var. Hem tarımsal üretim noktasında ülkenin önemli yerlerinden birisi. Hem de bu yapılarla beraber iyi noktaya geleceğiz. Biz tabi üretim olarak geçen sene 1,3 milyar dolar ihracat yapan bir şehiriz. Bunu üretim merkezi olarak baktığımızda 1,6 milyara tekabül ediyor. Dolayısıyla bu rakamı ciddi bir şekilde yukarı çekmek istiyoruz. Bazı çalışmalarımız söz konusu. Onları hayata geçireceğiz. Tabi sanayi tarafını güçlendiriyorken bir de kültür sanat tarafı var bunun bir turizm ayağı var. Bunları bir entegre paket olarak değerlendirilmesi kanaatindeyim. O açından bir taraftan sanayiyi, üretimi, turizm, tarımı güçlendiriyorken bir taraftan da kültürel ve sanatsal faaliyetleri de güçlendireceğiz” dedi.
Programa ayrıca Samsun Valisi Doç. Dr. Zülkif Dağlı, Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Demir, AK Parti Samsun Milletvekilleri Çiğdem Karaaslan ve Fuat Köktaş katıldı.Samsun Olgunlaşma Enstitüsü Kültür Sanat Merkezi özellikleri
Açılışı yapılan Olgunlaşma Enstitüsü Kültür Sanat Merkezi, 2 tarihi bina ile bu binaların orta kısmında bulunan iç bahçeden oluşuyor. 2022 yılına kadar çeşitli eğitim kurumlarına ev sahipliği yapmış olan binalar, 2022 yılında Samsun Olgunlaşma Enstitüsü’ne tahsis edilerek tadilat ve teşrifatları yapıldıktan sonra Kültür Sanat Merkezi’ne dönüştürüldü. Binanın A bloğunda satış reyonları (Çini ürünleri satış reyonu, moda tasarım-kuyumculuk ürünleri satış reyonu, seramik -cam ürünleri satış reyonu, el sanatları- sanat tasarım ürünleri satış reyonu, müze ve sergi salonları, Samsun Olgunlaşma Enstitüsü Müzesi, Anadolu Selçuklu temalı koleksiyon ve sergi birimi, Osmanlı temalı koleksiyon ve sergi birimi, Atatürk ve Cumhuriyet temalı koleksiyon ve sergi birimi ve Anadolu geleneksel kadın ve erkek giysileri temalı koleksiyon ve sergi birimi) yer alıyor. B blokta mutfak (Kafeterya, kitap kafe, mescit, çini atölyesi, elde Maraş işi (puşide) atölyesi ve el sanatları çiçek atölyesi) bulunuyor.