Etiket: kadınlar

  • “Haklarımız korumak için haydi kadınlar, sandığa”

    “Haklarımız korumak için haydi kadınlar, sandığa”

    CHP Bursa İl Başkanlığı binasında basın toplantısı gerçekleştiren CHP Bursa İl Kadın Kolları Başkanı Aysel Okumuş, ülkemizin tarihi bir süreçten geçtiğini belirterek, “Ülkemizin kaderinin belirlenmesine iki gün kaldı. 28 Mayıs’ta gerçekleşecek olan seçim iki aday arasında değildir. Bir referandum niteliğindedir. Elbette her seçim çok önemli fakat bu seçim özellikle Türkiye Cumhuriyeti nüfusunun yarısını oluşturan biz kadınlar için hayati öneme sahiptir. Bir yanda esaret diğer yanda özgürlük duruyor” dedi.


    Cumhur İttifakı’nın adeta kadın düşmanı bir koalisyona dönüştüğünü vurgulayan Okumuş’un açıklamasından satır başları şöyle:

    “Kadınların kazanılmış tüm kazanımlarına göz diken Yeniden Refah Partisi ve Hizbullah terör örgütünün siyasi uzantısı olan HÜDA PAR’ın Meclis’e girişi ile Cumhuriyet tarihinin kadınlar açısından en karanlık parlamentosu oluşturuldu. Meclis’te temsil hakkı kazanan bu zihniyet planlarını alenen ilan etti. Gelin! HÜDA PAR’ın inşa etmeye çalıştığı Türkiye’ye bir kez daha yakından bakalım:

    Cumhuriyet’e savaş açılarak parlamenter sistem eleştirisi yapıldı. Tek adam rejiminin ülkemizi sürüklediği kaos yok sayılarak, parlamenter sistemin çözümsüzlük yarattığı iddia edildi. Katılımcı demokrasi hedef tahtasına konuldu.
    Kadınları ikinci sınıf vatandaş olarak görenler yeni Anayasa yazmaktan bahsetti. Unuttukları bir gerçek var ki; yeni Anayasa’yı 13. Cumhurbaşkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu önderliğinde biz hazırlayacağız. Güçlendirilmiş parlamenter sistemle demokratik, laik, sosyal hukuk devletini yeniden inşa edeceğiz.”

    KARMA EĞİTİM TEHDİT ALTINDA

    Kız çocuklarının erken yaşta zorla evlendirilmesinin önünü açmak isteyenler, karma eğitimin zorunluluktan
    çıkarılmasını istiyor. Eğitimin Anayasal bir hak olduğu gerçeğini her fırsatta yüzlerine vurmaya devam edeceğiz. Geleceğimiz olan çocuklarımızın eğitim hakkının gasp edilmesine asla izin vermeyeceğiz.

    KADINLARIN YAŞAM HAKKI GASP EDİLİYOR

    Kadın erkek eşitliğine inanmayan HÜDA PAR, kadınların kazanılmış bütün haklarına göz dikti.
    “Kadınların çalışma şartlarının fıtrata uygun hale getirilmesi” isteniyor. Eşit işe eşit ücretin alınmadığı, her üç kadından birinin işsiz olduğu ülkemizde hangi fıtrattan bahsediyorlar?

    Kadınların kayıt dışı istihdama itildiği yetmezmiş gibi kadınlar sadece hemşire, kadın hastalara bakan hekim ya da kreş öğretmeni olabilir demek istiyorlar. Mesleğin cinsiyeti olmaz. Biz kadınlar her işi yapabiliriz.

    6284 BUDANMAK İSTENİYOR

    İstanbul Sözleşmesi bir gecede hukuksuzca fesih edilirken 6284 sayılı kanunun yürürlükte olması gerekçe gösterilmişti.
    Şimdi de 6284 işlevsiz hale getirilmeye çalışılıyor. Kadına yönelik şiddetle etkin bir mücadele yürütmeyenler yasal korunağımızı elimizden almak istiyor. Günde en az iki kız kardeşimizin hayattan koparıldığı bu düzende yasal hiçbir hakkımızın budanmasına asla izin vermeyeceğiz.

    YOKSULLUK NAFAKASI KALDIRILMAYA ÇALIŞILIYOR

    Şiddet mağduru olan kadınların boşanmasının önünü kesmek, boşandığında da ailesinin evine dönmesine mecbur etmek adına yoksulluk nafakası kaldırılmak isteniyor. Kadın işe girdiğinde, evlendiğinde kesilen bu nafaka ömür boyu ödeniyormuş gibi yanlış bir algı ile kadınların ekmek parasına göz dikiliyor. Biz yürütülen bütün bu kara propagandalara rağmen nafaka hakkımıza sahip çıkmaya devam edeceğiz.

    YALNIZ VE BEKÂR KADINLARI SAHİPLENDİRİLECEK

    Biz bu ifadeleri söylerken utansak da kadın düşmanı zihniyet bu sözleri “müjde” diye ilan edebiliyor. Kadınlar bir sokak hayvanı gibi sahiplendirilmek isteniyor. Sosyal bir hukuk devletinde yaşadığımız gerçeğini yok sayanlar kadınları sahiplendirme hadsizliğinden bahsediyor. Biz kimsenin sahiplenebileceği bir mal ya da hayvan değiliz.

    KADININ ADI VAR YÜZÜ YOK

    Gelin! Yeniden Refah Partisi’nin inşa etmeye çalıştığı Türkiye’ye de bakalım: Yeniden Refah Partisi’nin Düzce’deki seçim aracında, kadın milletvekili adayının fotoğrafı gölgelendi. Türkiye’yi şeriat düzenine taşımak isteyenler kadının yüzünün görünmesine dahi tahammül edemese de biz varız ve var olmaya devam edeceğiz.

    KADIN ERKEK YAN YANA FOTOĞRAF ÇEKTİRMEZ

    Yeniden Refah Partisi Aydın İl Başkanlığı’nda kadın milletvekilinin oturduğu yerin değiştirilmesini istedi. Kadın milletvekili adayına “Kadın ile erkek yan yana fotoğraf çektirmez.” diyerek bağırdılar. Kadınları ötekileştirmeye çalışan bu zihniyetin hedeflerine izin vermemeye kararlıyız.

    6284 KALDIRMAYI DÜŞÜNÜYORLAR

    HÜDA PAR 6284’ü budamak isterken Yeniden Refah Partisi kanunun tamamen yürürlükten kaldırılmasını istiyor. Hatırlarsınız, İstanbul Sözleşmesi’ne de karşı  çıkmışlar ve kaldırılması için karalama kampanyaları yürütmüşlerdi. Şimdi de 6284’ü hedef tahtasına koydular.

    MEDENİ KANUN TEHDİT ALTINDA

    Medeni Kanun ile kazandığımız hakları elimizden almak istiyorlar. Çok eşliliği özendirmeye çalışıyorlar. Eşit yurttaşlık hakkımızı gasp ederek ikinci sınıf vatandaş olalım istiyorlar! Daha mazbatasını bile almadan kadın düşmanlığını ortaya koyan Cumhur İttifakı milletvekillerinin Meclis’te nasıl bir yol izleyeceği ortada. Küskün olduğunu, bezgin olduğunu, umutsuz olduğunu ifade ederek sandığa gitmemeyi düşünenler varsa, neyle karşı karşıya olduğumuzu bir kez daha görsün. Bugünümüz ve yarınımız tehdit altındadır. Hayatlarımıza, haklarımıza ve hayallerimize pranga vurulmak isteniyor. Eve mahkûm olduğumuz, eğitim dışına itildiğimiz, çalışma hayatından soyutlandığımız, toplumsal yaşamdan dışlandığımız bir hayat dayatılmak isteniyor. Kadınların göklerde yükselmeyi hak ettiği Atatürk Türkiye’sinden sahiplendirilmesi gereken bir Türkiye’ye dönüştük. 1920’li yıllarda Türk kadınları hakim, öğretmen, mühendis, pilot olabilirken, 21. yüzyılda çalışma hakkımızı elimizden almak istiyorlar. “Taliban’ın inancıyla ters yanımız yok” diyen Erdoğan, yanına aldığı müttefikleriyle kadınların ve kız çocuklarının eşit yurttaşlık hakkına göz dikiyorlar. Bizim de İran’a, Afganistan’a dönüşmemizi istiyorlar.

    AYM ÜYESİ “KADIN ERKEK EŞİTLİĞİ HURAFEDİR” DİYOR

    Eşitsizlik öylesine derinleşti ki; hukuken kadın erkek eşitliğini savunması gereken AYM üyesi “kadın-erkek eşitliği modern hurafedir” diyebiliyor.
    Yıllardır uğradığımız hakaretlerin haddi hesabı yok. Kahkaha attığımızda “iffetsiz”, haklarımızı aradığımızda “sürtük” ilan ediliyoruz. Hamile kadının sokağa çıkmaması gerektiği savunuluyor. İşsizliğin sebebi kadınların iş araması olarak gösteriliyor. Kadın cinayetlerinin ardından ‘neredeymiş, ne giymiş, üzerinde ne varmış, hangi renk ruj sürmüş, saat kaçmış?’ gibi sorular soruluyor. Utanmasalar, kadının öldürülmeyi hak ettiğini söyleyecekler. Kurdukları hukuk sistemlerinde katiller ceza indirimleri ile ödüllendiriliyor. Ülkemizde artık çocuklar ve kadınlar güvende değil. Afganların ve Pakistanlıların Türkiye’ye gelmeden önce internette arama motorundan “Türk kızları, Türk çocukları” gibi aramalar yaptığını dehşetle öğrendik.

    HAYDİ KADINLAR SANDIĞA

    Sözün kısası: sandıklara gitmek, oy kullanmak zorundayız. Sadece oyumuzu kullanıp dönmek de yetmiyor, sandıklara sahip çıkmamız gerekiyor. Millet İttifakı olarak sandık güvenliği konusunda tüm tedbirlerimizi aldık. Her sandığa üç kadın müşahit çağrımıza ses veren herkese buradan bir kez daha teşekkür ediyorum. Haydi kadınlar, sandığa…

  • Karapınarlı kadınlara ‘markalaşma’ farkındalığı

    Karapınarlı kadınlara ‘markalaşma’ farkındalığı

    Yıldırım İlçesi Karapınar Mahallesi’nde ikamet eden kadınları da kapsayacak şekilde büyüyen Kelebeğin Dünyası projesi, “Güçlü kadınlar, mutlu yarınlar” sloganına uygun olarak her ay kendi alanında uzman konuşmacıları kadınlarla buluşturuyor.

    Söyleşi programı çerçevesinde Karapınar Kadın Eğitim ve Girişimcilik Merkezi’nde ‘Markalaşma Yolculuğu’ başlıklı etkinlik organize edildi. Söyleşiye konuşmacı olarak katılan özel bir grubun Marka Yöneticisi Rümeysa Gürel, Karapınarlı kadınların yoğun ilgi gösterdiği söyleşide, markalaşmanın önemi, yeni bir markanın oluşum süreci ve markanın sürdürülebilirliği konularında bilgi ve tecrübelerini paylaştı.


    Bir kurumun, ürünün veya hizmetin birbirine çok benzeyen kitleleri arasında öne çıkabilmesi, ayırt edilebilir ve tercih edilebilir olabilmesi için markalaşmasının gerektiğini vurgulayan Gürel, “Markalaşmak, farklılaşmak ve kalıcı olmak için son derece önemli bir kavram. Bu kavramın meydana gelmesini sağlayan unsurlar oldukça çeşitli ve birbiriyle ilişkili. Marka oluşturulduktan sonra markalaşmak süreç ister. Tüm süreç sizin marka yolculuğunuzdur. Doğru adım ve strateji çok önemlidir.” diye konuştu.

    Söyleşinin ardından Karapınarlı kadınların sorularını yanıtlayan Marka Yöneticisi Rümeysa Gürel’e ve özel grubun İletişim Direktörü Dilek Cesur tarafından, projeye katılım ve desteğinden dolayı teşekkür sertifikası takdim edildi.

  • Kadınlar atık malzemeleri ekonomiye kazandırıyor

    Kadınlar atık malzemeleri ekonomiye kazandırıyor

    Kavak Halk Eğitim Merkezi öncülüğünde yürütülen projede atık kumaş parçaları, boş şişeler, peynir ve salça kutuları gibi malzemeler kadınların elinde işlenerek yeniden ekonomiye kazandırılıyor. Halk Eğitim Merkezi Müdürü Zekeriya Ersoy, “Sıfır Atık Projesi” çerçevesinde yürütülen çalışmalara kadınların büyük ilgi gösterdiğini söyledi. Ersoy, kursiyerlerin Sıfır Atık Projesi çerçevesinde kurslarda kumaş, düğme, plastik gibi çeşitli atıkları değerlendirerek yeniden ekonomiye kazandırdıklarını ifade etti.


    Kavak Halk Eğitim Merkezi El Sanatları Bölümü’nde usta öğretici olan Gülcan Arslan da, “Burada marangozların atıl malzemelerini ve hanımların evlerindeki salça, peynir kutusu, boş soda şişeleri gibi çöpe atılacak her şeyi toplayıp yeniden geri dönüşüme kazandırıyoruz. Böylece doğaya ve aile ekonomiye katkı sunarken, ev hanımlarının da vakitlerini değerlendirmelerini sağlıyoruz. Ayrıca burada kursiyerlerimizle ortaya çıkardığımız ürünleri pazar ve fuarlarda satıyoruz. Kavaklı tüm ev hanımları kurslarımıza gelerek hem zamanlarını değerlendirip hem de aile bütçelerine katkı sağlasınlar” dedi.

  • “Kadınlar Dayanışmayla Hayatı Yeniden Kuracak’’

    “Kadınlar Dayanışmayla Hayatı Yeniden Kuracak’’

    Nilüfer Kent Konseyi Kadın Meclisi ve Nilüfer Belediyes “Kadınlar Dayanışmayla Hayatı Yeniden Kuracak’’ diyerek bir haftalık bir dayanışma kampanyası yürüttü. Kampanya çerçevesinde Hatay’daki kadınlar için hijyen kiti ve kişisel bakım ürünleri toplandı. Nilüfer’de düzenlenen kadınlar toplanan ürünleri Mor Tıra hep birlikte yükledi ve “Yaşasın Kadın Dayanışması” sloganlarıyla deprem bölgesine uğurladı.


    Tırla birlikte Nilüfer Belediyesi Başkan Yardımcısı Dr. Sibel Özer, Nilüfer Kent Konseyi Başkanı Neslihan Binbaş, Nilüfer Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanı Serpil Altun ve Nilüfer Kent Konseyi Kolaylaştırıcısı Suna Acar da yardım malzemelerini deprem bölgesindeki kadınlar bizzat vermek için Hatay Samandağ’a gitti. Sibel Özer ve beraberindekiler kadınlar Hatay Samandağ’a ulaşan Mor Tırdaki 600 kişisel hijyen ve bakım kitini kadınlara bizzat dağıttı. Nilüfer Belediyesi tarafından kurulan konteynır kentte, kalan kadınların uzun vadeli ihtiyaçlarını karşılaması amacıyla da çok miktarda kişisel hijyen ve bakım ürünü içeren koliler depoya konuldu.


    Nilüfer Belediye Başkan Yardımcısı Dr. Sibel Özer, Nilüfer Kent Konseyi Başkanı Neslihan Binbaş, Nilüfer Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanı Serpil Altun, depremin ilk günlerinden itibaren dayanışma için bölgede bulunan Kadın Savunması ve Mor Dayanışma, Samandağ Eğitim Sen ve Afet Dayanışma ekibini de ziyaret ederek kadınlara ulaştırılmak üzere kişisel hijyen ve bakım ürünü içeren kolileri teslim etti.

    Nilüfer heyeti ayrıca Hatay Arsuz’a giderek Arsuz Kent Konseyi Kadın Meclisi ile buluşarak uzun vadeli dayanışma pratikleri oluşturulmasına yönelik görüş alışverişinde bulundu. Arsuz Belediye Başkanı Dr. Asaf Güven ile yapılan görüşmenin ardından kişisel hijyen ve bakım kitleri bölgede dağıtılmak üzere Arsuz Kadın Meclisi’ne teslim edildi.

  • Mağazada sadece kadınların el emekleri satılıyor

    Mağazada sadece kadınların el emekleri satılıyor

    KO-MEK, e-ticaret sitesi olan komeksepeti.com adresini kurarak bir ilki gerçekleştirmişti.

    Pazar ağını genişleterek ilk satış mağazasını geçtiğimiz yıl Anneler Günü’nde Ormanya’da hizmete açan KO-MEK Sepeti, bu kez 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde Darıca mağazasını açarak, KO-MEK kurslarında üretilen el emeği eserleri Gebze bölgesinde yaşayan vatandaşların ayağına getirdi.


    Darıca Millet Bahçesi 2. etapta hobbit evlerine yakın bir noktada inşa edilen KO-MEK Sepeti Darıca Mağazası, ilk etapta 98 üreticinin 145 ayrı çeşitte olan yaklaşık 2 bin ürünüyle satışa başladı. Mağazada dekorasyon, ev ve yaşam, oyuncak, takı ve aksesuar ürünlerinin yanı sıra Sekapark A.Ş.’nin tıbbi aromatik bitkileri ve İzmit pişmaniyesi de satışa sunuluyor.

  • BTÜ’nün kadınları unutulmadı

    BTÜ’nün kadınları unutulmadı

    Mimar Sinan Yerleşkesi Turkuaz Salonda gerçekleşen etkinlikte söz alan BTÜ Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar, aile ve toplumun temel yapı taşı ve geleceğin umudu olan kadınlarımızın ve kadın çalışanlarımızın ‘8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutladı. Kadınların, sınırsız sevgisi, hoşgörüsü, fedakârlığı ile kutsal annelik görevinin yanı sıra üstlendikleri roller ile bilimden sanata, spordan edebiyata, siyasetten çalışma hayatına kadar her alanda büyük çaba ve başarılar gösterdiğini dile getiren Prof. Dr. Naci Çağlar, “Bu duygu ve düşüncelerle, BTÜ’de görev yapan kadın akademik ve idari personellerimiz ile ülkemiz ve dünya kadınlar bizler için çok değerli” diye konuştu.


    İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Sosyoloji Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. İpek Beyza Altıparmak ise, “8 Mart Dünya Kadınlar Günü tarihçesi 1800’lü yıllara dayanmaktadır. Bu mücadelenin ilk adımları günümüz dünyası için kulağa son derece makul gelen insani çalışma şartlarının sağlanması talebiyle başlamıştır. Özellikle 1800’lü yıllarda uzun çalışma saatleri, sağlıksız ve güvenliksiz çalışma şartları hem kadın hem de erkek işçiler için geçerli olmuştur.

    8 Mart 1857’de New York’taki bir dokuma fabrikasında çalışan işçilerin başlattığı grev neticesinde hayatını kaybeden 129 kadın işçi bu anlamlı günün Dünya Kadınlar Günü olarak kutlanmasına vesile olmuştur. Ülkemizde ilk kez 1921 yılında Emekçi Kadınlar Günü olarak kutlanan 8 Mart yaygınlaşması, 70’li yıllarda gerçekleşmiştir. Bugün hem Türkiye hem de dünyada, kadınların ekonomide, iş hayatında, sanatta, sporda daha çok yer almasının da etkisiyle, 8 Mart iş dünyasının ve markaların da sahiplendiği bir kimlik kazanmıştır” şeklinde konuştu.
    Etkinlik, BTÜ Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar’ın kadın çalışanlara hediye takdimiyle sona erdi.

  • Kadınlar, şiddete karşı kick boks ve muaythai öğreniyor

    Kadınlar, şiddete karşı kick boks ve muaythai öğreniyor

    Dövüş sanatları sporlarına son yıllarda kadınlar yoğun ilgi gösteriyor. Sivas’ta düzenlenen kick boks ve muaythai kurslarına katılan kadınlar, kadına şiddet olaylarının arttığını bu dönemlerde hem kendilerini savunmak için hem de spor maksadıyla bu kurslara katılıyor. Sivas’ta bir spor salonunda düzenlenen kurslara katılanların birçoğu kadınlardan oluşuyor. Kadınlar kick boks ve muaythai sporlarıyla hem spor yapıyorlar hem de kendilerini savunmayı öğreniyorlar.

    Ayten Aydın: “Kadınların kendini savunmayı öğrenmesi şart”
    Kick Boks ve Muaythai Antrenörü Ayten Aydın, antrenmanlara kadınların yoğun katılım sağladığını belirterek, “9 yıldır bu sporla uğraşıyorum. Başlamamın nedeni ise bir kadın olarak kendimize savunma sanatını öğretmek ve kendimize bir şeyler katmaktı. Bunu da başantrenör Ekrem Arıs’ın 35 senelik tecrübesinden yararlanarak yaptık. Genç kızlarımız kendilerine bir şeyler katmak, savunma sanatını öğrenmek ve ilerleyen hayatlarına bir şeyler katabilmek için bu sporu tercih ediyorlar. Haberlerde ve yaşanan olaylarda gördüğümüz üzere kadınların kendini savunmayı öğrenmesi şart. Artık bu zorunlu hale geldi” dedi.

    Beyza Yalçın: “Kadınlara şiddete hayır”
    Sporculardan Beyza Yalçın, kadına şiddete hayır diyerek, “9 aydır bu sporu yapıyorum. Kendimi savunmak ve özgüven katmak için gayet iyi bir spor. Alıştıkça insan yoruluyor ama özgüvenli olmamız için, daha sağlıklı yaşam için bu sporu tercih etmeliyiz. Bugün Dünya 8 Mart Kadınlar Günü, kadınlara şiddete hayır diyoruz, bu yüzden kendimizi savunmak için bu sporu tercih edebilirsiniz” ifadelerini kullandı.

    “Bu spor özgüvenli hissettiriyor”
    Kendisini savunmak için bu sporu tercih ettiğini söyleyen sporculardan Nazar Sarıyıldız, “Kadına şiddetin arttığı bu toplumda kadınların bu sporu yapmasını tercih ediyorum. Kick boks kendini savunmadır. Yapanlar kendisini daha özgüvenli hissediyor. Bende öyleyim. Genelde çok stresli bir hayatım var. Antrenmanlara gelince zaten hiçbir şey düşünmüyorum. Her şeyi boks torbasına vurarak halledebiliyorum. Haftada 4-5 gün antrenman yapıyorum. Türkiye’yi bu sporda bir kadın olarak en iyi şekilde temsil etmek istiyorum” şeklinde konuştu.

    Ekrem Arıs: “Kadınlar sokaklarda kendilerini daha rahat savunabilmek için bu spora ilgi gösteriyor”
    Muaythai ve Kick Boks Antrenörü Ekrem Arıs ise, “Biz 1994 yılından beri kick boks ve muay thai çalışıyoruz. Sivas Olimpiyat Spor Kulübü olarak birçok sporcumuzu milli yaptık. Çalışmalarımıza bayan ağırlıklı minik, yıldız ve genç olarak devam ediyoruz. Kadınlar sokaklarda kendilerini daha rahat savunabilmek için bu spora ilgi gösteriyor. Kendilerine güven ve rahatlık geliyor. En azından yumruk ve tekme ile kendilerini savunacak şekilde burada bunu öğreniyorlar. Bu sıralarda kadınlar yoğunlukla çalışıyor. Önümüzde müsabakalar var, onlara katılacağız. Biz karma çalışıyoruz, hem kick boks hem de muaythai. Zaten ikisi de birbirine yakın sporlar. Sadece muay thaide diz ve dirsek farkı var. Sporcularımız ağırlıklı olarak muaythaiyi tercih ediyorlar” şeklinde konuştu.

  • Yıldırım’da depremin yaraları sarılıyor

    Yıldırım’da depremin yaraları sarılıyor

    Kahramanmaraş’ta meydana gelen ve 10 ili etkileyen deprem sonrası tüm Türkiye tek yürek oldu. Yıldırım Belediyesi iş odaklı mesleki eğitim kurslarında ve kadın eğitim ve girişimcilik merkezlerinde eğitim alan kursiyerler ile kooperatif üyeleri afetin yaşandığı andan itibaren depremzedeler için kışlık kıyafet ve battaniye dikimi yapıyor.

    Yıldırım Sosyal İnovasyon ve Girişimcilik Merkezi’nde Vişne Caddesi’ndeki tekstil firmalarından bağış olarak aldığı kumaşlarla afetin yaralarını sarmaya çalışan Yıldırımlı kadınlar, 10 günde ürettikleri 4 bin eşofman takımı, bin polar takım, 750 yağmurluk, bin battaniye ve 500 nevresim takımını afet bölgesine gönderirken merkezlerde üretimler tüm hızıyla devam ediyor.

    Depremin yaralarını el birliğiyle saracaklarını belirten Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, depremzedelere destek veren Yıldırımlı kadınlara teşekkür ederek, “Biz, birbirinin dertleriyle dertlenen, mutlulukları ile mutlu olan dayanışma duyguları güçlü bir toplumuz. Yaşadığımız deprem felaketinde bunu bir defa daha gördük. Bu zor günleri hep birlikte atlatacağız. Yıldırım olarak belediyemiz, kurumlarımız ve hemşehrilerimizle birlikte ilk günden itibaren afetzedelere yardımcı olmak için adeta seferberlik başlattık. Gösterdikleri özveriden dolayı herkese teşekkür ediyorum” dedi.

  • Eski kumaşları yeni ürünlere dönüştürüyorlar

    Eski kumaşları yeni ürünlere dönüştürüyorlar

    Hatay Antakya’da kadınlar, evlerinde bulunan kumaş ve iplikleri geri dönüşüm amacı ile yeniden değerlendiriyor. Antakya Nedime Keser Halk Eğitim Merkezi Usta Öğreticisi Seval Gücel’in Türkiye Muharip Gaziler Derneği Hatay Şubesi’nde verdiği eğitim ile birlikte kursiyerler eski kumaş, iplikler ve perdeleri değerlendirerek hırka ceket, çanta gibi birbirinden farklı ürünler yapıyor.

    Kursiyerlerin dışarıdan almak yerine evlerinde bulunanları değerlendirdiğini belirten Usta Öğretici Seval Gücel, “Daha çok elindeki, evindeki ne varsa onu değerlendirip, tekrar nasıl kullanılabilir diye güncelliyoruz. Maksat zaten burada hazır alarak veya kumaşı alarak değil geri dönüşüm olarak ne yapabiliriz. Daha çok terapi oluyor kadınlara. Dışarıdan gidip masraf yapmak yerine ellerinde ne varsa onu değerlendirmek maksadı ile hanımlar da seviyor, en azından masraf yapmıyorlar” dedi.


    “Hediye el yapımı olunca daha değerli oluyor”

    İsteyen kursiyerlerin yaptıkları ürünleri satabildiklerini de aktaran Gücel, “Yaptıkları ürünleri kendi kullanım alanlarında daha çok değerlendiriyorlar. Hatay Valiliğinin bize tahsis etmiş olduğu çok güzel bir sergi ve satış evimiz var. Nedime Keser Halk Eğitim Merkezi’nden çıkan tüm ürünlerin sergilendiği yer var. Orada kursiyerlerimiz yapmış oldukları ürünleri satışa da sunabiliyor. Kullanan da kendi evinde, kendi üzerinde yapmış oldukları ürünleri kullanıyorlar. İlk başta giyebileceği kıyafetler, ondan sonra evinde kullanabileceği, sonrasında torunlarına, çocuklarına, sevdiklerine hediye anlamında kıyafetler yapılıyor. Ben arkadaşlarıma da her zaman söylüyorum, en güzel sizin yaptığınız hediyeyi vermek. Senin kendi elinde yapmış olduğun hediyeyi insan daha değerle kullanır. El yapımı olunca daha değerli” diye konuştu.