Etiket: kahverengi kokarca

  • Kahverengi kokarca kabusu

    Kahverengi kokarca kabusu

    Sinop Ziraat Odası Başkanı Yılmaz Özben, Boyabat Ziraat Odası Başkanı Cemil Elmacı, Durağan, Dikmen, Saraydüzü, Ziraat Odası Başkanı Enver Yiğin, Erfelek Ziraat Odası Başkanı Ali Koca ve Türkeli Ziraat Odası Başkanı Günay Özçelik, Sinop Tarım ve Orman İl Müdürü Fatih Önlem’i ziyaret etti. Asya kökenli bir tarımsal zararlı olan kahverengi kokarcanın il genelinde yaygın bir şekilde görülmeye başlandığı belirtildi.

    Toplantıda kahverengi kokarca böceğinin 2017 yılında Batum’dan Türkiye’ye giriş yaptığı, tarımsal alanlarda önemli ürün kayıplarına neden olduğu konuşuldu. Söz konusu böcek türünün, 300’den fazla bitkide zarar meydana getirdiği ve kışlamak için toplandığı alanlarda insanlarda rahatsızlık oluşturduğu ifade edilirken, zararlı ile ilgili olarak İlçelerde üreticileri uyarmak için mücadele yöntemlerini belirlendi.

    Biyolojik mücadele vurgusu

    Tarım ve Orman İl Müdürlüğünün konu hakkında sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada biyolojik mücadelenin önemine vurgu yapıldı. Açıklamada, ilçelerde de zararlı hakkında toplantılar düzenlendiği, mücadelede en etkili yöntemin biyolojik mücadele olduğu, zararlıyla kimyasallarla mücadele faaliyetinde bulunan üreticilerin il-ilçe tarım müdürlüğüne danışmadan ilaçlama yapmamaları hakkında bilgi verildiği ifade edildi.

  • “Samuray arıları zararsız”

    “Samuray arıları zararsız”

    Kahverengi kokarcalar özellikle fındık başta olmak üzere birçok sebze ve meyveye zarar vermeye devam ediyor. Bu yıl Karadenizli çiftçilerin korkulu rüyası olan kahverengi kokarcalar, fındıktaki yüzde 25’lik rekolte düşüşüne de sebep olarak gösteriyor.

    Kahverengi kokarcalar ile zirai mücadele için doğaya bırakılan samuray arılar da akıllarda soru işareti oluşturdu. Arıcılar, samuray arılarının bal arılarına ya da diğer türlere zarar verip vermeyeceğini merak ederken, Başkan Rasim Kaplan, bal üreticilerin yüreğine su serpti. Samuray arılarının Japon eşek arısı olmadığını ve bal arısı kolonilerine saldırmadığını dile getiren Kaplan, önemli bilgiler verdi.

    Zararlı kahverengi kokarca hakkında bilgi vererek zirai mücadelenin önemine değinen Rasim Kaplan, “Ülkemizde son yıllarda giriş yapan ve hızlıca yayılan kahverengi kokarca hız kesmeden yayılmaktadır. Zararlı, 1990’lı yıllarda Uzak doğudan Kuzey ABD’ye bulaşmış, 2000’li yıllarda ise Avrupa’da zararlı bir böcek türü olarak ortaya çıkmıştır. 2016 yılında Gürcistan’da tespit edilmiş ve 2017 yılında epidemi yaparak önemli zararlara neden olmuştur. Tarımsal üretimde önemli ölçüde kayıplara neden olan tahripkâr, istilacı ve polifag bir zararlıdır. Kahverengi kokarcanın yayılışı bitkisel materyallerle, ulaşım araçlarıyla, erginlerin uçuşuyla ve zararlının bulunduğu ülkelerle yapılan ticari faaliyetlerle gerçekleşir. Kahverengi kokarca, insan sağlığı açısından bir tehlike oluşturmamakla beraber yaz mevsimi sonunda kışlamak için özellikle ev, depo gibi korunaklı alanları tercih ettiği için fiziki rahatsızlık oluşturmaktadır. Birçok meyve ve sebze türüne zararlıdır. Başta fındık olmak üzere elma, armut, turunçgiller, şeftali, ceviz, Trabzon hurması, mısır, fasulye, domates, biber, patlıcan en önemli konukçuları arasındadır. Bu ürünler ülke ekonomisi için stratejik öneme sahip bitkiler arasında yer almaktadır. Meyve ve sebzelerde emgi yaparak birçok ürün için verim ve kalite kaybı riski oluşturmaktadır. Kimyasal (ilaçlı) mücadelesi; ruhsatlı bitki koruma ürünleri ile yapılmaktadır” dedi.

    “Samuray arıları bal arılarına zarar vermiyor”

    Samuray arısının sektörel açıdan önemi ve bal arıları üzerindeki etkileri hakkında da bilgi veren Kaplan, “Kahverengi kokarca ile mücadele yapmak için en doğal yol kahverengi kokarcanın yumurtalarına kendi yumurtalarını bırakan samuray arısı yetiştirilerek doğaya salınmasıdır. Dünyada başarıyla uygulanan bu yöntem ülkemizde ve ilimizde de yapılmaktadır. Ancak kamuoyunda eksik ve yanlış bilgilendirmeden dolayı zaman zaman sorunlar yaşanmaktadır. Avcı böceğin samuray arısı olarak tanınması ve Latince adında Japon ifadesi geçmesi nedeniyle Japon eşek arısı olduğu ve bunun da bal arısı kolonilerine zarar verebileceği endişesi duyulmaktadır. Bu tamamen bir yanlış anlaşılmadır. Samuray arısının bal arılarına bilinen hiçbir zararı bulunmamaktadır. Medyada paylaşılan görseller de Samuray arısına ait olmayıp sarıca arının resimleridir. Yanılgının bir kısmı da buradan kaynaklanmaktadır. Bu nedenle arıcılarımız bu konuda rahat olmalıdırlar. Samuray arısının Japon eşek arısı ile hiçbir ilgisi bulunmamakta olup bal arısı kolonileri açısından da herhangi bir risk bulunmamaktadır” diye konuştu.

  • TZOB Genel Başkanı’ndan açıklamalar

    TZOB Genel Başkanı’ndan açıklamalar

    TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, birçok meyvenin üretiminde önemli bir tehdit haline gelen kahverengi kokarca hakkında basın açıklamasında bulundu. Kahverengi kokarcanın başta fındık olmak üzere elma, armut, turunçgiller, şeftali, ceviz, domates, biber gibi birçok bitkiye zarar verdiğini dile getiren Bayraktar, zararın boyutlarının üreticileri mağdur ettiğini belirterek, önlem alınması gerektiğini ifade etti.

    Bayraktar, kahverengi kokarcanın fındığa Karadeniz Bölgesi illerinde bu yıl yüzde 25’lere varan oranlarda zarar verdiğini tahmin ettiğini söyleyerek, “Zararın boyutları üreticilerimizi mağdur ediyor. Bu hastalık nedeniyle randımanın 30-35’e kadar düşmesiyle bazı üreticilerimiz fındığını satamadı. Karadeniz Bölgemizin ekonomisinin büyük bölümü fındığa dayalıdır. 500 bin aile doğrudan üretici olarak, on binlerce aile ise fındık nakliyesi, işlenmesi ve ticareti ve işçiliğinden geçimini sağlıyor. Yıllara göre değişmekle birlikte dünya üretiminin yaklaşık yüzde 62’sini, ihracatının ise yüzde 61’ini ülkemiz karşılıyor. Tedbir alınmadığında bu zararlının vereceği zararın yüzde 50 ila 75 arasında olduğu göz önüne alındığında, fındıkta 12,8 milyar lira olan üretim değerinin 6,4 ila 9,6 milyar lirasının ve 2,1 milyar dolara varan ihracat değerinin 1,1 ila 1,6 milyar dolarının tehdit altında olacağı bilinmelidir. Acilen tedbir alınmazsa bu zarar daha da yüksek oranlara erişecek. Çok önemli bir ihraç ürünümüz fındıkta gelecek yıllarda kötü sonuçlara yol açabilecek bu zararlıya gereken hassasiyet gösterilmelidir” ifadelerini kullandı.

    “Ziraat odalarımız bu konuda gerekli faaliyette bulunmaya hazırdır”

    Fındığa taraf olan her kesimin zarara karşı mücadeleye katılması gerektiğini de sözlerine ekleyen Bayraktar, “Zararlının daha fazla yayılmaması için gereken çalışmalar artırılmalıdır. Yoğunluğun olduğu yerlerde Tarım ve Orman Bakanlığı il ve ilçe müdürlükleri, ziraat odalarımız ve üreticilerimiz bu yoğunluğu ortadan kaldırmak için gerekli çalışmaları ivedilikle başlatmalıdır. Ziraat odalarımız bu konuda gerekli faaliyette bulunmaya hazırdır. Ülkemizde Doğu Karadeniz Bölgesi’nin dışında Batı Karadeniz ve Marmara bölgelerinde de kahverengi kokarcanın varlığı tespit edildi. Bu yıl zararlının görüldüğü fındık üretim bölgelerinde yoğunluk kazanırken, çiftçilerimiz bu konuda gerekli tedbirlerin bir an önce alınmasını istiyor. Ülkemizin en önemli ihraç ürünlerinden olan ve 2,1 milyar dolar döviz kazandıran fındığın geleceği için acilen tedbirler alınmalıdır” diye konuştu.

    “Popülasyonun yoğun olduğu bölgelerde, gerek kışlaklarda ve gerekse kokarcanın ürünlere zarar vermeye başladığı aylarda gerekli tedbirler alınmalıdır”

    Bayraktar, kahverengi kokarca için Zirai Mücadele Teknik Talimatı hazırlandığının altını çizerek, “İlaçlı mücadele için bitki koruma ürünleri ruhsatlandırıldı. Ayrıca doğal düşman olarak zararlının mücadelesinde kullanılacak olan yumurta parazitoidi salımı için kitlesel üretim çalışmaları tamamlanarak, 2023 yılı haziran ayından itibaren bölgeye kitlesel salıma başlandı. Toplum bilincinin artırılması amacıyla zararlının tanınması, zarar şekli ve mücadele yöntemleri hakkında afiş ve broşür hazırlandı. Karadeniz Bölgesi’nin coğrafi olarak engebeli olması ve fındık bahçelerinin dik alanlarda bulunması sebebiyle çiftçilerimiz zararlının görüldüğü alanlara teknik talimatlara uygun bir şekilde müdahale edemiyor. Ayrıca çiftçilerimizin mücadele dönemlerinde orada bulunması güç olduğundan, zirai mücadelenin yeterli ve zamanında yapılmaması sorun oluşturuyor. Ülkemizde de diğer ülkelerdeki gibi kayıplara ulaşmadan, başta Tarım ve Orman Bakanlığı olmak üzere popülasyonun yoğun olduğu bölgelerde gerek kışlaklarda ve gerekse kokarcanın ürünlere zarar vermeye başladığı aylarda gerekli tedbirler alınmalıdır” açıklamasında bulundu.

    “Kahverengi kokarca nisan ayına kadar evimizde, depomuzda, samanlığımızda kışlayarak sonra tarımsal alanlara yayılıyor”

    Üreticilerin kahverengi kokarcaların verdiği zararın önüne geçmeleri için yüz yüze, afişler ve broşürlerle eğitim almaları gerektiğini vurgulayan Bayraktar, “Evimizde, depomuzda, samanlığımızda ve benzeri yerlerde kahverengi kokarcaları gördüğümüzde onları imha etmeliyiz. Kahverengi kokarca nisan ayına kadar evimizde, depomuzda, samanlığımızda kışlayarak, sonra tarımsal alanlara yayılıyor. Bu sebeple kışlamış erginlerin kışlaklardan dağılmadan kitle halinde imhası için bulunduğunuz yerin Tarım ve Orman İl ve İlçe Müdürlüğü ve belediye ile irtibata geçerek, halk sağlığı açısından zararlı olmayan ilaçlar ile ilaçlanması sağlanmalıdır. Mayıs ayından sonra kokarcanın hareketli olduğu dönemlerde Tarım ve Orman Bakanlığının ruhsatlandırdığı ruhsatlı bitki koruma ürünleri ile tarımsal alanlarda ilaçlı mücadele yapılması gerekiyor. Kimyasal mücadelenin yanında çevreye zarar vermemek adına biyolojik mücadele daha bir önem kazanıyor. Bu nedenle biyolojik ve biyoteknik mücadelede Bakanlık daha fazla inisiyatif almalıdır” şeklinde konuştu.