Etiket: Kalp

  • Diyanet açıkladı

    Diyanet açıkladı

    Sivas Müftülüğünde görevli baş vaiz Saffet Bölükbaşı, anne karnında kalp atışları başlamış bebeğin, annenin ölüm riski olmadığı takdirde alınmasının dinen caiz olmadığını ve bunun bir cinayet olduğunu değerlendirildiğini söyledi.
    Sivas’ta geçtiğimiz hafta boş bir arazide bulunan, sokak köpekleri tarafından parçalanmış bebek cesedi gündem olmuştu. Sivas Emniyet Müdürlüğü ekiplerinin titizlikle yürüttüğü çalışma sonrası, bebeğin anne karnında 8 aylıkken ölü olarak dünyaya geldi, ailesi tarafından daha önce 10 aylıkken ölen bebeklerinin mezarına defnedildiği anlaşıldı.

    70 santimetre derinlikte toprağa verilen bebeğin sokak köpekleri tarafından mezardan çıkartılarak parçalandığı tespit edildi.
    Sivas’ta gündem olayın ardından akıllara, bebeğin neden İslami usullere göre defnedilmediği, ölü doğma ihtimali yüksek bir bebeğin kürtaj yöntemiyle alınmasının uygun olup olmadığı yönünde sorular geldi.

    “Anne için risk yoksa kalp atışı başlayan bebeğin alınması cinayettir”
    Sivas Müftülüğünde görevli baş vaiz Saffet Bölükbaşı, anne için hayati bir risk teşkil etmediği sürece anne karnında kalp atışı başlayan bebeğin alınmasını cinayet olarak değerlendirip, “Din işleri yüksek kurulumuzun fetvasına göre, anne karnında kalp atışları başlayan bebek, anneye ciddi bir sağlık riski oluşturduğu takdirde aldırılabilir.

    Tabii bunu da alanında uzman konsültasyon ekibi uzmanların karar vermesi gerekiyor. Halk arasında bilinen ve toplumda da baya itibar edilen ‘hamileliğin 4. ayına kadar kürtaj yaptırılabilir’ diye bilinen eski bir fetva var. Bu belki eski tıbbın verilerine göre verilmiş bir fetva olsa da bugüne baktığımızda anne karnında kalp atışları başlamış bebeğin, annenin ölüm riski olmadığı takdirde alınmasının caiz olmadığını ve bunun bir cinayet olduğunu söylüyoruz.

    Bunun dışında engelli olacak, parmakları olmayacak veya beyni gelişmeyecek denildiğinde de kürtaj doğru değil. Biz bunu bir insanı direkt öldürmekle bir duvar arkasından öldürmeye benzetiyoruz. Anne karnındaki de bir canlıdır. Allah’ın verdiği bir lütuftur. Kürtaj, anne hayatını etkilemediği takdirde İslamiyette hiçbir şekilde onaylanmamaktadır” dedi.

    “Hayat belirtisi görülen bebek İslami usullerle defnedilmeli”
    Bölükbaşı, doğduktan sonra hayat belirtisi görülüp ölen bebeklerin İslami usullerle gömülmesi gerektiğini ifade edip, “Ölü doğan bebek durumları için kitaplarımızda bazı bilgiler var. Eğer bebek anne karnından ölü olarak doğmuşsa ismi konularak ve bir bez parçasına sarılarak defnedilebilir. Ancak eğer ses çıkarttı ve sonra hayatını kaybettiyse yıkanıyor, namazı kılınıyor ve defnediliyor. Son yaşanan olaylarda da gördük. Merhumun, hem hijyen açısından hem de yabani hayvanlardan korunması amacıyla en az bir veya bir buçuk metre derinliğe gömülmesini de tavsiye ederiz” şeklinde konuştu.

  • Kalp hastası bebek helikopter ambulansla Diyarbakır’a sevk edildi

    Kalp hastası bebek helikopter ambulansla Diyarbakır’a sevk edildi

    Sağlık Bilimleri Üniversitesi Van Eğitim ve Araştırma Hastanesinde doğuştan kalp hastası olan bebeğin ileri tetkik ve tedavisi için başka bir hastaneye sevkine karar verildi. Hastaneden ambulansla Ferit Melen Havalimanı’na götürülen bebek, burada hazır bekleyen ambulans helikopterle Diyarbakır’a nakledildi.

  • ‘Deniz suyu kalbe iyi geliyor’

    ‘Deniz suyu kalbe iyi geliyor’

    Deniz suyunun hayatımızı zenginleştiren, doğal şifa veren bir su olduğunu dile getiren Kardiyoloji Kliniğinden Uzm. Dr. Mustafa Yaşan, deniz ve kalp sağlığı arasındaki ilişki hakkında bilgilendirmede bulundu. Dünya yüzeyinin yüzde 68’inden fazlasını kaplayan tuzlu suyun insan sağlığına faydalarının bilimsel olarak inceleme konusu olduğuna dikkat çeken Kardiyoloji Uzmanı Dr. Mustafa Yaşan, insan vücudunun da benzer oranda bu değerli sıvıdan oluşmasının tesadüf olmadığını ifade etti. Uzm. Dr. Yaşan, deniz suyunun sağlığa faydalarını anlattı.

    “Deniz suyu dolaşım sisteminizi düzenler ve kalp sağlığınıza iyi gelir”

    Denizdeki hidrostatik basınç ve suyun hareketli olmasının kan dolaşımını hızlandırarak kan basıncını düşürdüğünü ve kalp-damar sağlığı üzerine iyileştirici etkisinin olduğunu vurgulayan Uzm. Dr. Yaşan, şu bilgileri paylaştı:
    “Yüzme vücuttaki hemen hemen her kas grubunu çalıştırarak kalp sağlığını iyileştirir, dolaşımı ve dayanıklılığı artırır. Su direnci havadan yaklaşık 44 kat daha fazla olduğundan denizde yüzmek, kalbi ve akciğerleri güçlendirmenin etkili bir yoludur. Yüzmek eklemlere fazla yük bindirmeyeceğinden her yaş ve fitness seviyesine uygundur. Sahilin sakin ortamı kan basıncını düşürmeye ve rahatlamayı teşvik ederek kardiyovasküler sağlığı daha da destekleyebilir. İster hafif bir yüzme, ister güçlü bir deniz egzersizi olsun, tuzlu suda olmanın kalp sağlığına faydaları önemli ve kalıcıdır.”

    “Deniz suyunun gençleştirici etkisi vardır”

    Deniz suyunun kişiyi yenilenmiş hissettirdiğini belirten Uzm. Dr. Yaşan, “Tuzlu sudaki yüksek magnezyum seviyeleri sayesinde denizin içinde veya yakınında olmak kaslarınızı ve sinir işlevlerinizi düzenlemenize, kan şekeri seviyenizi düzenlemenize ve hatta uykunuzu iyileştirmenize yardımcı olabilir. Bu çoğu zaman kendinizi yenilenmiş hissetmenize neden olur. Dalgaların ritmik sesleri aynı zamanda sirkadiyen ritminizi dengelemenize de yardımcı olur” dedi.

    “Cildinizi iyileştirir”

    Alkali bir su olan deniz suyunun magnezyum, çinko, demir ve potasyum gibi mineraller bakımından zengin olduğunu sözlerine ekleyen Uzm. Dr. Yaşan, “Bu mineraller iltihabı azaltmaya, cildimizi korumaya ve her türlü sıyrık, kesik veya yarayı iyileştirmeye yardımcı olabilir. Tuzlu su ayrıca selülit görünümünü azaltabilen lenf sıvısının akışını artırmada da etkilidir. Vücudumuzun çalışması ve gelişmesi için eser minerallere de ihtiyacı vardır. Öyle ki deniz suyu ihtiyacımız olan temel eser miktardaki besin maddelerinin çoğunu içerir. Bunlara magnezyum, manganez, kobalt, sodyum, kalsiyum, potasyum ve bor dâhildir. Ancak endişelenmeyin, bu eser mineralleri elde etmek için tuzlu su içmenize gerek yok. Denizin içinde veya yakınında olduğunuzda cildiniz tarafından vücudunuz tarafından emilirler” şeklinde konuştu.

    “Nefesinize iyi gelir”

    Denizde yüzmenin nefes alıp verirken hissettiğimiz tıkanıklığın açılmasına yardımcı olabileceğine dikkat çeken Uzm. Dr. Yaşan, “Deniz suyu saman nezlesi, sinüzit ve astım semptomlarını hafifletebilir. Bunun nedeni denizdeki tuzlu suyun iltihabı azaltması ve vücudunuzun kendi sıvılarını taklit etmesidir. Deniz havası yüksek tuz içeriğine sahip olduğundan aslında daha yoğundur ve bu da nefes aldıkça boğazınızı ve solunum sisteminizi temizleyeceği anlamına gelir. Sonuç olarak daha rahat nefes alınabilir ve daha kaliteli bir uyku uyumanıza neden olur. Deniz havasının nispeten daha serin olması nedeniyle gün içerisinde sizi daha uyanık ve enerjik tuttuğu da bilinmektedir” ifadelerini kullandı.

    “Deniz suyu sizi rahatlatır”

    Deniz suyunun rahatlatıcı etkilerine de dikkat çeken Uzm. Dr. Yaşan, şu bilgileri paylaştı:
    “Sahilde yalınayak yürürken hiç dünyayla barışık hissettiniz mi? ‘Topraklanma’ olarak bilinen bu olgunun bilimsel bir nedeni vardır. Serbest radikal formundaki pozitif elektronlar vücudumuzda birikebilir. Negatif yüklü kum ve tuzlu su ile doğrudan temas bunu dengeler. Bu nedenle sahilde olduğunuzda muhtemelen daha enerjik ve rahat hissedersiniz. Çoğumuzun doğal olarak denize çekildiğini hissetmemizin nedeni budur.”

    “Bağışıklık sistemini güçlendirir”

    Deniz suyunun bağışıklık sistemine olumlu etkileri olduğunu dile getiren Uzm. Dr. Yaşan, “Deniz suyu bağışıklık sistemine, anemiye ve yüksek kan şekeri düzeylerine iyi gelir. Bu nedenle modern tıpta, özellikle bağışıklık sistemimize yardımcı olma özelliği nedeniyle artık her zamankinden daha fazla kullanılıyor. Ayrıca tuzlu su virüslere, bakterilere ve patojenlere karşı direncimizi arttırır” dedi.

    “Sindirim sistemine iyi gelir”

    Deniz suyunun sindirim sistemi için de bazı faydaları olduğuna değinen Uzm. Dr. Yaşan, “Az miktarda yutulan deniz suyu kalın bağırsağınızın temizlenmesine yardımcı olabilir. Tuzlu su içmenin neden olduğu bu uyarılmış bağırsak hareketi, detoks benzeri bir etki oluşturarak toksinleri, atık maddeleri ve mevcut parazitleri ortadan kaldırır” diye konuştu.

    “Deniz suyu sakinleştirir”

    Uzm. Dr. Yaşan, deniz suyunun psikolojik açıdan olumlu etkilerini ise şöyle açıkladı:
    “İster kumlu bir kıyıya hafifçe vuran su, ister deniz bariyerini döven büyük dalgalar olsun, suyun büyüleyici etkisi çoğu zaman kaygısız bir transa girmenize yardımcı olmak için yeterlidir. Suyun hem görsel hem de işitsel unsurlara sahip olması yumuşak bir odaklanmaya girmenize yardımcı olur; bu, farkındalık veya meditasyon uygulamaları sırasında meydana gelen türden bir şeydir.”

  • Yaz sıcakları kalbinizden vurmasın

    Yaz sıcakları kalbinizden vurmasın

    Köksal, “Kalp yetmezliğiniz olsa da sıcak havalarda daha fazla sıvı tüketmeniz zorunludur aksi halde tansiyonunuz düşecektir. Eğer kalp yetmezliği veya kalp kapak problemi nedeniyle idrar söktürücü alıyor iseniz lütfen doktorunuza danışın. Aşırı sıcaklarda terleme yolu ile sıvı kaybınız fazla olacağı için doktorunuz idrar söktürücünüzü kesebilir. Eğer kalp yetmezliğinden dolayı günlük 1.5 litre ile sıvı alımınız kısıtlandı ise bu miktarı aşırı sıcaklarda 2 litreye çıkarmak doğru olacaktır. Belli aralarla (günlük veya haftalık) kilo takibi ile vücudunuzda fazla su toplanıp toplanmadığını kontrol etmek mümkündür. Takiplerde kilo alımı veya kaybı size doğrudan vücutta fazla su toplanıp toplanmadığı veya yeterli sıvı alıp almadığınız konusunda fikir verecektir. Tansiyon hastalarına, kalp yetmezliği olan veya kalp kapak hastalarına tuz kısıtlaması yapılmıştır. Hastalara özellikle aşırı tuz içeren gazlı içecekler, turşu vb. gıdalar yasaklanmıştır. Bunun nedeni ise tuz tüketiminin vücutta aşırı sıvı yüklenmesine neden olmasıdır. Ancak aşırı sıcaklarda terleme yolu ile su ile beraber tuz kaybı da olacağı için dikkatli olunmalıdır. Tansiyonunuz sürekli düşük, ağızda kuruluk var ve bacaklarda kramplar olmaya başladı ise bir miktar tuz tüketmekte fayda vardır. Ayrıca idrar söktürücü kullanan hastaların aşırı potasyum kaybını önlemek için günde 1 tane muz veya birkaç parça kayısı tüketmeleri önerilir” dedi.

    Kan sulandırıcı kullanan hastaların aşırı sıcaklarda dikkat etmesi gerektiğini belirten Köksal, “Kapak ameliyatı (mekanik kapak) geçirmiş olan ya da kalp damarlarına stent konulmuş hastaların sıvı kaybına uğramaması önemlidir. Vücudun aşırı sıvı kaybına uğraması kanın pıhtılaşmaya yatkın olmasına yol açar. Bu pıhtılaşmaya yatkınlık da mekanik kapağın çalışmasını bozabilir veya kalp damarlarındaki stentlerin tıkanmasına sebep olabilir. Bu yüzden kan sulandırıcı ilaçlar düzenli alınmaya devam edilmelidir ve kaybedilen sıvının kontrollü olarak yerine konması gereklidir. Warfadin kalp kapak ameliyatı olmuş, kalp ritim problemi olan veya damar tıkanıklığı olan hastaların yaygın kullandığı güçlü bir kan sulandırıcı ilaçtır. İdeal ilaç (warfadin) dozu, belli aralıklarla yapılan ve INR diye adlandırılan kan testi bakılarak ayarlanır. Yazın aşırı sıcaklarda vücuttaki sıvı kaybının da etkisi ile warfadin kullanan hastalarda INR değerleri daha yüksek çıkma eğilimindedir. Bu nedenle bu güçlü kan sulandırıcıyı kullanan hastaların yazın aşırı sıcaklarda daha sık INR kan tahlili yaptırarak, ilaç dozunu daha yakın takip etmeleri gerekmektedir” dedi.

  • Genç yaşta kalbine yenik düştü

    Genç yaşta kalbine yenik düştü

    Tarım İl Müdürlüğünden Emekli Bilecik esnafından Halil Çaldemir’in oğlu Cezaevi İnfaz Koruma Memuru Aytekin Çaldemir (41), geçirdiği kalp krizi sonrası hayatını kaybetti. Genç yaşta hayatını kaybeden Aytekin Çaldemir sevenleri yasa boğarken, cenazesi bugün öğle namazını müteakiben Osmaneli Çerkeşli Köy Camii’nden kaldırılarak köy mezarlığına defnedilecek.

  • Kalpten bal

    Kalpten bal

    Feke’nin Paşalı köyü Bahçeli Mahallesinde bir dut ağacının bir çok dalına arılar oğul verdi. Oğul veren arıları fark eden Mustafa Özsoy arısı olan komşularına haber verirken bir dalda bulunan arıların görselde kap şekli oluşturması dikkat çekti.

    Arıları fark eden ve görsel bir şölen oluşturan mahalle sakini Mustafa Özsoy, “Bahçe işleri yaparken arıları fark ettim. Arılar bu mevsimde oğul verir ama kalp şeklinde hiç denk gelmemişti. Arı sahiplerine haber vermiştim arı sahibi gelip arıları kovana aldı. Bende arıları fotoğraflamak istedim” dedi.

  • Yoğun bakımda yatan Nuri Alço taburcu oldu!

    Yoğun bakımda yatan Nuri Alço taburcu oldu!

    6 Nisan’da evinde rahatsızlanan ve özel bir hastaneye kaldırılan ünlü oyuncu Nuri Alço, ilk muayenesinin ardından yoğun bakım ünitesine alınmış daha sonra kalp pili operasyonu için Ankara’ya sevk edilmişti. Operasyonu başarılı geçen sanatçıdan müjdeli haber geldi.

    TERK ETMEDİ SEVDAN BİZİ

    Sağlık durumuyla herkesi korkutan Nuri Alço, tedavisinin tamamlanmasıyla taburcu edildi. Bu süreçte eşini bir an olsun yalnız Burcu Alço da Instagram hesabından usta ismin fotoğrafını yayınlayarak “Terk etmedi sevdan beni. 17 gün sonra… Şükürler olsun” ifadelerini kullandı.

    NE OLMUŞTU?

    Eskişehir’de yaşayan Nuri Alço, 6 Nisan’da evinde fenalaşarak özel bir hastaneye kaldırılmıştı. Beyin kanaması geçirdiği tespit edilen sanatçı, ilk muayenesinin ardından tedbir amacıyla yoğun bakım ünitesine alınmıştı. Hayati tehlikesini atlatan ve tedavisi tamamlanan Nuri Alço, daha sonra kalp pili operasyonu için ambulansla Ankara Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne sevk edilmişti.

  • Kalp sağlığınızı korumak sizin elinizde

    Kalp sağlığınızı korumak sizin elinizde

    Kardiyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Bilal Boztosun, kalp sağlığının korunmasına ilişkin önemli uyarılarda bulundu.
    Kalp sağlığının korunmaması sonucunda ölümlerin arttığını da aktaran Prof. Dr. Bilal Boztosun, Sağlık Bakanlığı’nın konuyla ilgili yaptığı çalışmalara değindi;
    “Türkiye’de ölümlerin yüzde 33,4’ü dolaşım sistemi hastalıklarından kaynaklanıyor. Bu durum her üç dakikada bir kişinin ölümü anlamına geliyor. Her yıl yaklaşık 300 bin kişi kalp krizi geçirirken, kanser nedeniyle yaşanan kayıplar ise bu rakamın yarısını oluşturuyor. Kardiyovasküler hastalıklar dünya çapında önde gelen ölüm nedenlerinden biri olmaya devam etse bile, kalbinizi sağlıklı tutmanın yolları var.”

    Kalp sağlığınızı korumak sizin elinizde

    Sağlıklı bir hayata adım atmanın kalp sağlığını korumanın altın kuralı olduğunu söyleyen Prof. Dr. Boztosun, kalbi koruyacak 10 öneriyi de şöyle özetledi;
    1. Tansiyonunuzu ölçün
    Yüksek tansiyon kalp hastalığı için önemli bir risk faktörü. Kan basıncınızı yılda en az bir kez, yüksek tansiyonunuz varsa daha sık kontrol ettirin.
    2. Kolesterolünüzü kontrol altında tutun
    Yüksek kolesterol seviyeleri atardamarlarınızı tıkayabilir, koroner arter hastalığı ve kalp krizi riskini artırabilir.
    3. Sigara içmeyin
    Sigara içmek kan basıncınızı yükselterek, kalp krizi ve felç riskinizi artırır. Sigarayı bırakmak riski ciddi oranda azaltır.
    4. Dengeli beslenin
    Doymuş veya trans yağlardan zengin beslenmek kalp hastalığıyla bağlantılıdır. Çok fazla tuz ve alkol kan basıncınızı yükselterek kalbinizi zorlar. Kronik olarak yüksek kan basıncı, kalbinizin vücudunuzda kan dolaşımı sağlamak için gerekenden daha fazla çalışması anlamına gelir bu da kalbinizi daha fazla yorar. Akdeniz diyeti, tam tahıllar, fasulye, yeşil yapraklı sebzeler, meyveler, daha az miktarda kırmızı et ve az yağlı süt ürünleri içeriğiyle kalp hastalıklarını önlemede en çok tavsiye edilen diyettir.
    5. Düzenli egzersiz yapın
    Fiziksel aktivite kilonuzu korurken kolesterol ve kan basıncınızı düşürmenize yardımcı olur. Her hafta 150 dakika orta yoğunlukta egzersiz yeterliyken koşu, spinning gibi yüksek yoğunluklu egzersizler haftada 75 dakika yeterli olur.
    6. Kilonuzu kontrol altına alın
    Aşırı kilolu olmak kalp hastalığı için önemli bir risk faktörü. Bir kilo vermek kan basıncınızı bir puan düşürürken, 10 kilo vermek 10 birim düşürür.
    7. Stresle mücadele etmeyi öğrenin
    Yüksek stres seviyeleri kan basıncınızı, kalp atış hızınızı ve nefes alıp vermenizi artırır. Bu yüksek seviyeler kalp krizi gibi kardiyovasküler bir olayı tetikleyebilir. Meditasyon, derin nefes alma, sevdiklerinizle telefonda konuşma, ailenizle ve evcil hayvanlarınızla vakit geçirme gibi farklı yöntemler stresle başa çıkma becerilerinizi geliştirir.
    8. Yıllık grip aşınızı yaptırın
    Grip, artan kalp krizi ve felçle ilişkilidir. Grip olma riskini ve ciddi enfeksiyonları ortadan kaldırmak için aşı yaptırın.
    9. Yeterince uyku
    Çoğu yetişkinin 7 ila 9 saat uykuya ihtiyacı vardır. Yeterince uyumazsanız, yüksek tansiyon, obezite ve diyabet riskini artırabilirsiniz.
    10. Birinci basamak sağlık hizmetlerinden faydalanın
    Birinci basamak aile hekiminizin ana hedefi sağlıklı kalmanıza yardımcı olmaktır. Bunu yapmanın yollarından biri, kalp hastalığı da dahil olmak üzere çeşitli hastalıklara ilişkin risk faktörlerinize bakmaktır. Aile hekiminiz orta veya yüksek risk taşıdığınızı tespit ederse ilaç yazabilir, yaşam tarzı değişiklikleri önerebilir ve gerektiğinde kardiyoloji uzmanına yönlendirebilir.

  • Kalbi duran genç ANKA’da hayata tutundu

    Kalbi duran genç ANKA’da hayata tutundu

    Gaziantep Özel ANKA Hastanesi’ne göğüs ağrısı şikayeti ile getirilen ve muayene sırasında kalbi duran 31 yaşındaki Gökhan Yalçındal, hekimlerin müdahalesiyle hayata tutundu.
    “Yaşadığıma hala inanamıyorum”

    20 dakika müdahale edildikten sonra kalbi çalıştırılan Yalçındal, yoğun bakımda entübe olarak 10 gün tedavi gördükten sonra 7 günde dahiliye servisinde tedavi gördü. Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Fehmi Çıkmaz ve İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Seyfi Yılmaz tarafından tedavi edilerek yeniden hayata tutunan Yalçındal, “Kalbimde bir sızı ve kolumda ağrı olunca yakınlarım tarafından hastaneye getirildim. İyi ki de getirmişler. Kalbimin durduğunu ve tekrar çalıştırıldığını öğrendim. Önce Allah’ın sonra da doktorlarımın çabasıyla hayattayım. Yaşadığıma hala inanamıyorum” dedi.

    “Kriz esnasında kalbe yapılacak erken müdahale hayat kurtarır”

    Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Fehmi Çıkmaz, “Hastamız bize kalbi durmuş vaziyette gelmişti. Hemen müdahale ettik. 20 dakikalık kalp masajı ile yaşama dönmesine vesile olduğumuz için çok mutluyuz. Erken müdahale edilmeseydi hastayı kaybedebilirdik. Kriz esnasında kalbe yapılacak erken müdahale hayat kurtarır. Biz de hastamızın tamamen tıkanmış damarını anjiyo yöntemi ile acilen açtık” şeklinde konuştu.

    “Operasyon sonrası hasta 7 gün yoğun bakımda kaldı”

    İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Seyfi Yılmaz da, “Hastamızın kalp krizi sonrası kalbinin durmasına bağlı olarak kalpte ritim bozukluğu oluştuğunu fark ettik. Bu sebepler ile bilinci kapalıydı. Hızlı bir şekilde tıkalı olan damara müdahale ederek damar açıldı. Operasyon sonrası hasta 7 gün yoğun bakımda kaldı. Solunum cihazından ayrıldı ve hasta ayaktan sağlıklı bir şekilde evine taburcu edildi” diye konuştu.

  • Soğuk havanın kalpteki etkisi

    Soğuk havanın kalpteki etkisi

    Soğuk havanın kalp üzerindeki etkisini anlatan Kardiyoloji Uzm. Dr. Celal Kırdar, mevsimler arasında yaşanan ani ısı değişiklikleri sağlımızı etkileyebiliyor. Kış aylarında ve kışın en soğuk olduğu dönemlerde kalp krizi oranında artışlar görülmektedir. Soğuk havanın etkisi ile kan damarlarında büzüşme ve daralma olur. Bu daralma kalp ve damar sisteminde bazı sorunlara neden olur. Kalp vücuda oksijen bakımından zengin kanı pompalamak için daha fazla çalışmak zorunda kalır.

    “Kronik hastalığı olan hastaların grip ve zatürre aşılarını yaptırmaları gerekiyor”

    Soğuk havalar ile birlikte grip ve zatürre gibi hastalıkların görülme olasılığı arttığını belirten Kırdar, “ Bu tür hastalıklar özellikle kronik kalp hastalığı olanlarda çok ağır seyretmekle birlikte kalp yetersizliği hastalarının stabil olan durumunun bozularak hastaneye yatmalarına ve hatta ölüme kadar ilerleyebilir. Kronik hastalığı olan hastaların grip ve zatürre aşılarını yaptırmaları bu riskin azalmasında çok önemlidir. Kalp hastalarında eğer vücut sıcaklığınız düşerse kalbimiz bu sıcaklığı sağlaması için organlarımız ve kolumuz, bacağımız, bütün kaslarımız daha çok çalışmak zorunda kalır, kalbi hızlandırır, daha fazla kan göndermek için, daha fazla çalışır ve sonunda yorgun düşebilir. Sağlıklı kişide belki bu hiçbir soruna yol açmayabilir ancak kalp yetmezliği olan koroner arter hastalığı, hipertansiyonu olan kişilerde bu kalbi zorlayan bir etkendir” dedi.

    “Bağışıklık sistemini kuvvetlendirecek gıdalar tüketin”

    Soğuk havalarda kalp sağlığını korumak için önerilerde bulunan Kardiyoloji Uzm. Dr. Celal Kırdar, “Yürüyüş için öğlen saatlerini tercih edin. Göğsün ön bölgesine soğuk havanın direkt gelmesini engelleyin, montunuzun önünü kapalı tutun. Dışarı çıkarken boyun bölgesini içine alacak kaşkol gibi aksesuarlar kullanın. Kalın ve sıcak tutacak kıyafetler giyin. Bağışıklık sistemini kuvvetlendirecek gıdalar tüketin. Düzenli beslenmeye ve sıvı alımına özen gösterin” dedi.