Etiket: kalp krizi

  • Kışın kalp krizi riski artıyor

    Kışın kalp krizi riski artıyor

    Soğuk havaların kalp sağlığı üzerindeki etkileri hakkında bilgi veren Kardiyoloji Uzmanı Uzm. Dr. Fatih Çam, “İnsanlar sıcakkanlı canlılardır, dolayısıyla havalar soğuduğunda bile vücut ısılarını korumak zorundadır. Bu nedenle, soğuk havada ısı kaybını önlemek için vücut kan damarlarını büzerek ısı kaybı azaltmaya çalışır. Soğuk havada kalbin iş yükü belirgin şekilde artış gösterir, ayrıca damarlar da daralır. Bu nedenle soğuk havada daha çabuk yorulma olur ve daha çabuk nefes nefese kalınır. Yine aynı nedenle, yani damarlar büzüştüğünde giden kan miktarı azaldığı için, azalan o kanın içindeki oksijen de az olduğundan dolayı; eller, ayaklar, burun ucu ve dudaklar gibi uç noktalar morarır. Kalp yetersizliği olanlarda, kalp yetersizliğinde artma, kalp ritmi bozuklukları, koroner damarlarında darlık olanlarda göğüs ağrısı ve hatta kalp krizi ortaya çıkabilir. Üstelik soğukla karşılama ne kadar hızlı olursa tepki de o kadar şiddetli olur. Örneğin soğuk veya buzlu suya düşenlerde bu reaksiyonlar çok hızlı gelişir” şeklinde konuştu.

    Kışın kalp krizi riski artıyor

    Uzm. Dr. Fatih Çam, kışın kalp krizi riskinin artma nedenlerini ise şu şekilde sıraladı:
    “Damarların büzülmesi, tansiyonun yükselmesi, kalbe dönen kan miktarının artması ve kanda oksijen miktarının azalmasıdır. Herkesin evinin önündeki kaldırımın karını temizleme zorunluluğu olduğu, Amerika Birleşik Devletleri ve Kanada’ da kışın kar küreme sırasında ortaya çıkan kalp krizi ve ani ölümler çok sıktır. Kalp krizine yol açmasa da koroner damar hastalarında ani soğukla karşılaşmak veya soğuk rüzgara karşı yürümek ciddi göğüs ağrısına yol açabilir. Kış ayı önemli bir direnç düşüş kaynağıdır. Bu nedenle kalp hastaları her yıl grip aşısı, beş yılda bir de zatürre aşısı olmalıdır. Sağlıklı kişilerde hafif bir kırgınlık nedeni olan grip ve benzeri soğuk algınlığı tabloları kalp hastalarının en önemli ölüm nedenleri arasında gelir. Bu yüzden aşılar ihmal edilmemelidir”

  • Kalp krizi geçiren meclis üyesi hayatını yitirdi

    Kalp krizi geçiren meclis üyesi hayatını yitirdi

    Olay, Çerçiler Mah. Ankara Bulvarında meydana geldi. Araç muayenesine giden Safranbolu CHP Meclis Üyesi İsmail Özgürel aracında kalp krizi geçirdi. Özgürel’i hareketsiz bir şekilde gören çevredeki vatandaşlar durumu polis ve 112 Acil Servis ekiplerine bildirdi. Olay yerine gelen sağlık ekipleri yaptıkları kontrollerde Özgürel’in hayatını kaybettiğini belirledi.
    Yapılan incelemelerin ardından Özgürel’in cenazesi Karabük Eğitim ve Araştırma Hastanesi morguna kaldırıldı

  • Bursa’da direksiyon başında kalp krizi geçirdi

    Bursa’da direksiyon başında kalp krizi geçirdi

    Kaza saat 10.00 sıralarında Hamidiye Mahallesi Park Caddesi üzerinde meydana geldi. Cadde üzerinde seyir halinde olan Yusuf Yılmaz (65) yönetimindeki kamyonetin iddiaya göre, sürücüsü kalp krizi geçirdi. Kontrolden çıkan kamyonet, yol kenarındaki otomobile, ardından da yol kenarındaki ağaca çarparak durabildi.

    Kaza sonucu sürücü, araçta sıkıştı.

    Kaza yerine 112, polis ve itfaiye arama kurtarma ekipleri sevk edildi. Sıkıştığı yerden ekiplerce kurtarılan sürücü, Ambulansla İnegöl Devlet hastanesine kaldırıldı. Sürücü yapılan tüm müdahalelere kurtarılamadı. Sürücünün cansız bedeni, savcılık incelemesinin ardından kesin ölüm sebebinin belirlenmesi için Adli Tıp Kurumu’na gönderildi.

    Polis kazayla ilgili soruşturma başlattı.

  • Yılbaşı akşamı kalp krizine dikkat

    Yılbaşı akşamı kalp krizine dikkat

    Kış aylarında kalp sağlığına daha da önem gösterilmesi gerektiğini belirten Kardiyoloji Bölümü’nden Uzm. Dr. Kamuran Seyidoğlu, “Kış mevsimindeki etkili soğuklar kalp damarlarında büzüşmeye yol açıyor ve kalp krizleri de bu tür havalarda 3 kat daha fazla görülüyor. Özellikle yaşlıların, çocukların ve kalp rahatsızlığı olanların bu nedenle dikkatli davranması gerekiyor. Kış aylarına denk gelen yılbaşında da özellikle kalp rahatsızlığı bulunanların sağlığına eğilmesi büyük önem taşıyor. Özellikle kalp rahatsızlığı bulunanların yılbaşında kontrolsüz bir şekilde beslenmemesi, yağlı, tuzlu ve şekerli gıdaları aşırı tüketmemesi gerekir. Özellikle dışarda yemek yiyecek kalp hastaları veya kalp hastalığı için risk taşıyan kişilerin akılcı menü seçimine dikkat etmeleri önemlidir” dedi.

    Kalple ilgili semptomları göz ardı etmeyin

    Amerika’da yapılan bir araştırmaya göre yılbaşı gibi dönemlerin ciddi kalp sorunlarında zirve yaptığı dönemler olduğunu dile getiren Uzm. Dr. Seyidoğlu, “Bu dönemin hem kış aylarına denk gelmesi hem de aşırı yiyecek içecek tüketimi kronik kalp hastalığı bulunanları olumsuz etkileyebilmektedir. Kalp hastaları böyle süreçlerde diyetlerine dikkat etmemekteler. Ayrıca yoğun sosyalleşme programları hiç akılda olmasa da strese neden olabilmektedir. Bu nedenle de kalp rahatsızlıkları daha da gün yüzüne çıkabilmektedir. Bazı kişiler de yıl sonunun yoğun bir dönem olması nedeniyle kalple ilgili belirtileri olsa da bununla ilgilenmeyebilmektedir. Yoğunluktan ötürü muayenelerini de erteleyebilmektedir” şeklinde konuştu.

    Bu belirtiler kalp sorunlarını işaret edebiliyor

    Göğüste, midede, boyun ya da çene gibi bölgelerde rahatsızlık hissinin kalp sorunlarını işaret edebileceğine değinen Uzm. Dr. Kamuran Seyidoğlu, “Nefes darlığı, soğuk terleme, baş dönmesi veya mide bulantısı, cilt renginde sarılık, şiddetli baş ağrısı gibi semptomları olanların zaman kaybetmeden en yakın sağlık kuruluşuna başvurması önem taşımaktadır. Semptomlar dışında yeni yıl heyecanına kapılıp kalp hastalarının ilaçlarını ihmal etmemesi gerekmektedir” dedi.

    Tuz alımını sınırlandırın

    Yeni yıl akşamında aşırıya kaçmadan yiyecek içecek tüketilmesinin kalp sağlığı için uygun olacağının önemini vurgulayan Uzm. Dr. Seyidoğlu, “Kızartılmış yiyecekler yerine ızgara, fırında pişen yiyecekler tüketilmeli. Fast food türü yerine sebzelerden oluşan menüler tercih edilebilir. Tatlı tercihlerinde ise meyve yemek denenebilir. Ayrıca yılbaşı akşamı tuz tüketimine de dikkat edilmelidir. Yemekten bir saat önce veya bir saat sonra kısa bir yürüyüş yapılabilir” diye konuştu.

    Aşırıya kaçarak yiyecek içecek tüketimi yapmayın

    Uzm. Dr. Kamuran Seyidoğlu, yılbaşı gecesi kalp krizi geçirme ve buna bağlı ölüm ihtimalinin yılın diğer günlerine göre daha yüksek oranda olduğunun eldeki tıbbi veriler tarafından da doğrulandığını bir kez daha vurgulayarak, kalp ve tansiyon rahatsızlığı şikayeti olanların yılbaşında aşırıya kaçacak şekilde yemek yememesi, yağlı, tuzlu ve şekerli gıdaları fazla tüketmemesi, ayrıca yüksek miktarda alkol almamaları gerektiğini de ifade etti.

  • Kalp krizinde ‘altın zaman’ önemi

    Kalp krizinde ‘altın zaman’ önemi

    Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Ergün Seyfeli, kardiyovasküler hastalıklara bağlı ölümlerin kansere bağlı ölümlerden 2 kat daha fazla olduğunu belirterek bu oranın son yıllarda giderek arttığına dikkat çekti ve şunları ifade etti:

    “Kardiyovasküler hastalıklar, dünyada halen en önemli ölüm sebeplerinden biridir. Dünyada yılda yaklaşık 18 milyon, ülkemizde ise yaklaşık 250 bin kişiyi kalp ve damar hastalıklarına bağlı olarak kaybediyoruz. Bu sonuç, kanserden 2 kat daha yüksektir. Maalesef ki bu durumun uzun yıllar aynı şekilde devam edeceği düşünülüyor.”

    “Pandemi süreci etkiledi”

    Pandemi sürecinde Covid-19 enfeksiyonundan kardiyovasküler sistemin önemli derecede etkilendiğini belirten Prof. Dr. Seyfeli, “Pandemi döneminde de kardiyovasküler sistem hastalıkları, COVID-19 tarafından en fazla etkilenen hastalık olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu dönemde kalp krizleri ve kalp krizlerine bağlı ölümlerde artış görmekteyiz. Her ne kadar pandemi geçse de son yapılan çalışmalara göre kalp krizlerinin arttığını söyleyebiliriz. Özellikle Amerika’da yapılan çalışmada 25-45 yaş arası genç popülasyonunda kalp krizlerine bağlı ölümlerin yüzde 30 oranında arttığını görmekteyiz. Bu gerçekten bizi de şaşırttı. Çünkü bu artış, yaşlı popülasyonundan çok daha fazla. Bu da bize Covid geçse dahi orta ve uzun vadede, kalp ve damar sistemini olumsuz etkilediğini gösteriyor. Covid damarlarda inflamasyon ve pıhtılaşmayı arttırdığı için kalp krizlerini tetiklemektedir. Kalp krizleri pandemi sonrası daha genç yaşlarda daha sık görülmeye başlandı diyebiliriz. Bu da bizim için oldukça dikkat etmemiz gereken bir konu diye düşünüyorum” şeklinde konuştu.

    “Aşıların etkisi için orta ve uzun vadeli çalışmalar beklenmeli”

    Pandemi sonrasında yaşanan kalp krizlerinde aşıların etkisinin olup olmadığı ile ilgili olarak uzmanlara sorular yöneltildiğini söyleyen Prof. Dr. Seyfeli, “Pandemi sonrası özellikle kalp krizi artışlarında aşılarla ilgili bize çok fazla soru yöneltiliyor. Bu soruları yanıtlamak için yapılacak orta ya da uzun vadeli çalışmaları beklemek daha doğru olur diye düşünüyorum. Gençlerdeki kalp krizi ile ileri yaşlardaki kalp krizlerini biraz daha farklı görmek gerekir. Çünkü bunların oluş mekanizmaları da farklı olmakta (kireç oranı düşük, pıhtı oranı yüksek). Özellikle genç yaş grubundaki hastalarda daha çok pıhtılaşmaya bağlı kalp krizlerini daha çok görmeye başladık. Bunda da koronavirüsün pıhtılaşmayı artırıcı etkilerine ek olarak sigara kullanımı ve stresin özellikle genç nüfusta artışının etkisi olduğunu düşünüyoruz” dedi.

    “Kalp krizinde ilk 1 saat çok önemli”

    Kalp krizi bulgusu şüphesi olan kişilerin tedavi için ilk 1 saat içerisinde hastaneye başvurmaları gerektiğini dile getiren Prof. Dr. Seyfeli, sözlerine şu şekilde devam etti:

    “Kalp krizinin en önemli bulgusu göğüs ağrısıdır. Tabi ki her göğüs ağrısı, kalp krizinden kaynaklanmaz. Özellikle sıkıştırıcı, ezici baskı tarzında ya da göğüsün üzerine baskı şeklinde olan ağrıların kalp krizi sonucu oluşma ihtimali çok yüksektir. Bu ağrılar genelde göğüste başlayıp, kola, sırta, omuza, çeneye ve mide bölgesine yayılabilir. Bu ağrılara, soğuk terleme, nefes darlığı, çarpıntı ve bazen de bayılma eşlik edebilir. İster yaşlı, isterse genç olsun bu tarz belirtiler kısa sürse bile mutlaka hastaneye gidilmesi gerekir. Ne kadar erken başvurulursa o kadar iyidir. Tedavide de ilk 1 saatte hastaneye başvurmak ‘altın zaman’ olarak kabul edilebilir. Bu ilk 1 saatte başvuran hastaların yapılan tıbbi işlemlerle, adeta hiç kalp krizi geçirmemiş gibi sağlıklı bir şekilde taburcu olma imkanına kavuşabilirler.”

    “Kalp krizi bulgusu olanlar hastaneye ambulansla gitmeli”

    Kalp krizi bulgusu olan hastaların ambulansla hastaneye götürülmesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Seyfeli, “Genç ve ileri yaştakiler arasında görülen kalp krizlerinde farklılıklar var. Gençlerdeki kalp krizleri ileri yaştakilerden farklı olarak çok ani gelişiyor, önceden herhangi bir bulgu vermeyebiliyor. Yani hastanın şikayetleri başladığından kriz süresine kadar geçen süre bazen çok kısa olabiliyor ya da doğrudan kalp krizi ilk bulgu olarak karşımıza çıkıyor. Dolayısıyla kalp krizlerinde bu genç grup hazırlıksız yakalandığı için maalesef ritim bozukluğu ve ani ölümle çok daha sık karşılaşıyoruz. Dolayısıyla bu tür kişilerin eğer bir kalp krizi belirtileri ile karşılaşıyorlarsa mutlaka ambulansla hastaneye gitmeleri gerekiyor. Kendi araçları ya da başkasının kullandığı araçlarla değil de bir ambulansla hastaneye başvurmalarını özellikle öneriyoruz. Çünkü bu ani gelişen durumlarda ambulans içerisinde müdahale edilerek hastaneye yetiştirilebiliyor” ifadelerini kullandı.

  • Aday adayı hayatını kaybetti

    Aday adayı hayatını kaybetti

    Sivas’ta nikah memuru olarak uzun yıllar görev yapan Muzaffer Güner, kentte birçok kişinin evliliğinde imzası bulunuyordu. Güner, 4 gün önce memurluktan istifa ederek Milliyetçi Hareket Partisi Hafik Belediye Başkanlığı için Aday adaylığını açıklamıştı. Dün kalp krizi geçirerek hayatını kaybeden Güner, ikindi namazının ardından Ayyıldız Camiinde düzenlenecek olan cenaze namazı sonrası defnedileceği öğrenildi.

  • Pandemi sonrasında yüzde 50 arttı

    Pandemi sonrasında yüzde 50 arttı

    Kardiyoloji Uzmanı Dr. Ahmet Karabacak, pandeminin ardından artış gösteren kalp krizlerine ilişkin konuştu. Pandemiden sonra kalp krizi görülme sıklığının dünyada arttığını kaydeden Karabacak, “Pandemi geride kaldı ancak Kovid-19 aşısı ile ilgili soru işaretleri, çelişkiler, etkinlik ve güvenmeye dair sorunlar devam ediyor. Pandemiden sonra kalp krizi görülme sıklığı tüm dünyada arttı. Bunun sebebi olarak korona virüsün kendisi de korona virüs aşısı da suçlanıyor. Bir tarafta aşı karşıtları, bir diğer tarafta sıkı aşı taraftarları 2’ye bölünmüş durumda. Bilimsel literatür tarandığında görülecek ki pandemi sonrası kalp krizi görülme sıklığı tüm dünyada yüzde 50 arttı. Kalp krizinin görülme yaşı da aşağılara çekildi. Artık daha genç yaşta kalp krizi görülmeye başlandı. Pandeminden sonra 25-44 yaş aralığında kalp krizi görülme sıklığı arttı. Aşılarla ilgili yapılan araştırmalarda MRNA aşılarıyla ilgili daha fazla soru işareti var. Pfizer, BioNTech ve Moderna aşılarının kalp kası iltihaplanması ve kalp krizine sebep olabileceğine dair birtakım kanıtlar ortaya çıktı. Aşıların etkinlik ve güvenilirliğine dair gerçekten henüz net bir veri yok. Aşılara bağlı kalp krizi bildirildi. Hatta ABD’de aşı yapıldıktan saatler sonra gelişen kalp krizi vakaları da bildirilmiş. Yine Kovid-19 aşısı sonrası kalp kası iltihaplanması görülme sıklığı artmış. İsrail’de yapılan bir araştırmaya göre aşı yapılmayan bireylerde Kovid-19 enfeksiyonu sonrası miyokardit ve perikardit görülme sıklığında anlamlı bir artış yokken aşılama sonrasında kalp kası iltihaplanması anlamına gelen miyokardit görülme sıklığı artıyor. Yine Hindistan’da yapılan bir araştırmaya göre koroner trombüse bağlı kalp krizi geçiren hastaların yüzde 42’sine son 3 ay içerisinde korona virüs aşısı yapılmış. Fransa’da yapılan bir araştırmaya göre oxford astrazeneca aşısından sonra kalp krizi ve akciğer embolisi görülme sıklığı artmış. Pfizer, BioNTech ve Moderna aşıları sonrası gelişen pıhtılaşma bozuklukları sebebiyle hastaneye yatış ve ölüm kaydedilmiş. Yine Kovid-19 aşıları sonrası tromboembolizm çok sık görülmüştür” ifadelerini kullandı.

    “Salgın geride kaldı ama Kovid-19 aşılarının etkinliği ve güvenilirliği hakkında çelişkiler, tartışmalar devam ediyor”

    Dr. Ahmet Karabacak, “Pandemi sonrası kalp krizi görülme sıklığının artmasına yol açan birçok sebep var. Bunlardan bazıları hastanelerde kapasite artışı sebebiyle koruyucu ve girişimsel kardiyoloji hizmetlerinin aksaması, salgının yayılımını önlemek için yapılan ‘evde kal’ çağrılarının sonucu hareketsiz yaşamın benimsenmesi, maske kullanımına bağlı kronik hipoksi, artmış duygusal stres, yeni tip korona virüs enfeksiyonuna bağlı damar iltihaplanması ve Kovid-19 aşılarının yan etkileri, bunlar sayılabilir. Salgın döneminde kalp krizi tanısıyla hastaneye başvurular çok azaldı. Bunun sebebinin hastanede bulaş kaygısının olduğunu düşünüyoruz. Bu durum salgın döneminde kalp hastalarının kalp krizini evde geçirdiği ve etkin tedavi alamadığı şeklinde yorumlanabilir. Salgın geride kaldı ama Kovid-19 aşılarının etkinliği ve güvenilirliği hakkında çelişkiler, tartışmalar devam ediyor. Her ne kadar maliyeti yüksek olsa da aşılama öncesi herkesin antikor düzeyine bakılıp, antikoru negatif olanlara aşı yapılsaydı şimdi aşının koruyuculuğuyla ilgi daha net konuşabilirdik” şeklinde konuştu.

    “Korona virüs aşısı olan hastaların kan cıvıltıcı ilaçları kullanmamalarını öneriyorum”

    Kardiyoloji Uzmanı Dr. Ahmet Karabacak, korona virüs geçiren ve aşı yaptıran bireylerin kan cıvıltıcı ilaçlar yerine kalp sağlığı tarama muayenesinden geçmesi gerektiğini kaydederek, “Daha öncesinde korona virüs enfeksiyonu geçiren veya korona virüs aşısı olan bireylerin kalp sağlığı tarama muayenesinden geçmesini öneriyoruz. Korona virüs enfeksiyonu ya da korona virüs aşısı sonrası kan cıvıltıcı ilaçları kalp krizi riskini azalttığını gösteren kesin bir kanıt yok. Bununla tam tersi mide kanama riskini artırabiliriz. O yüzden ben korona virüs geçiren ya da korona virüs aşısı olan hastaların kan cıvıltıcı ilaçları kullanmamalarını öneriyorum. Bunun yerine kalp sağlığı tarama muayenelerinden geçmelerini öneriyorum. Enfeksiyonun kendisi de aşının kendisi de kalp krizi riskini artırabiliyor. Biz de yaptığımız tarama muayenelerinden sonra hastanın takibi ve tedavisini düzenliyoruz” dedi.

  • Kalp krizi riskini azaltıyor

    Kalp krizi riskini azaltıyor

    Hemen hemen her sofranın vazgeçilmezi olan zeytin ve zeytinyağının insan sağlığına faydasının saymakla bitmeyeceğini ifade eden Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut, yaklaşık 8 bin yıldan beri Akdeniz çevresindeki medeniyetlerin kazanımları arasında bulunan ve ‘sıvı altın’ olarak adlandırılan zeytinin, kuşkusuz dayanıklılığı ve uzun ömürlülüğünün de etkisiyle kutsal bir ağaç ve meyve olarak bilindiğini söyledi.

    Üretimde Türkiye üst sıralarda

    Zeytinin, karakteristik açıdan Akdeniz iklimine uygun olduğunu belirten Karabulut, “Dolayısıyla da Asya, Avrupa ve Afrika bölgelerine özgü zeytingiller (oleaceae) familyasına mensup, yüzlerce çeşidi olan bir ağaçtır. Süs bitkisi olarak da kullanılır. Estetik görünümünün yanı sıra bodur, sağlam ve heybetli, ayrıca çürümeye de son derece dayanıklı olan bu ağaç uzun ömürlüdür. Boyu, nadiren 20 metrelere dek ulaşan yüksek seviyelere çıkma durumu olmakla birlikte ağırlıklı olarak 2 ila 10 metre arasında değişir. Kuraklıktan etkilenmediği için ortalama 2-3 yüz yıl arası yaşayan zeytin ağacı, 2 bin yıl yaşayabilme potansiyeline de sahiptir” dedi.

    İlle de zeytinyağı

    Zeytin ağacının odununun mutfak eşyaları, oyma malzemeleri ve mobilyalarda kullanıldığını da dile getiren Prof. Dr. Karabulut, “Yaprağı da değerli olmakla birlikte, esas itibarıyla kullanılan kısmı meyvesidir. Birçok çeşidi olan zeytinin öncelikle yağı çok kıymetlidir ve ticari anlamda talep zemini de oldukça geniş olan önemli bir üründür. Nitekim dünyada üretilen zeytinlerin yüzde 90 gibi büyük bir bölümü yağ üretiminde kullanılmaktadır. Yemeklere eşsiz bir lezzet ve sağlık katan zeytinyağından elde edilen sabun, şampuan ve duş jelleri yalnızca doğal değil, aynı zamanda çok yararlıdır. Bu türden zeytinyağlı ürünlerin saçlarda kepeklenmeyi ve dökülmeyi önlediği, cildi güzelleştirdiği, kırışıklıkları giderdiği ve yaşlanmayı geciktirdiği bilinmektedir. Öte yandan bu lezzetli meyve kahvaltı sofralarının da vazgeçilmezidir ve bu türden gündelik tüketim için üretilen türlerine sofralık zeytin denilmektedir. Sofralık türlerinin yeşil, olgun ve siyah olmak üzere üç çeşidi bulunan ve Akdeniz mutfağının vazgeçilmez bir öğesi olan zeytinin geçmiş dönemlerde aydınlatma amaçlı sıvı yakıt olarak kullanıldığını, kuşkusuz Türklerin tereyağı kültürlerinden dolayı mutfakta kısıtlı seviyede görüldüğü Osmanlılar döneminde balık yemeklerini ve salatalarını çeşnilendirdiğini de belirtelim. Son olarak Türklerin zeytin ve zeytinyağı ile Anadolu’da tanıştıklarını, üretimini öğrenerek çeşitlendirdiklerini ve zeytini türkülerine, deyimlerine, atasözlerine ve manilerine dâhil ederek bu meyvenin kadim kültürüne birçok noktada katkılar sağladıklarını da not etmeden geçmeyelim” ifadelerine yer verdi.

    İçeriği ve sağlığa faydaları

    Yaprağında muhtelif uçucu yağlar ve organik asitlere ilaveten tanen ve rezin bulunan zeytinin, ayrıca işlenme biçimi ile ilgili olarak içeriğindeki maddelerin oranlarında değişmeler görülebildiğini de belirten Karabulut, vücudu ultraviyole ışınlarına karşı koruyan yoğun E vitamini ve sodyumunda zeytinde yer aldığını söyledi.
    Prof. Dr. Karabulut, Yine zeytin yapısında protein, yağ ve omege-3 ile omega-6 türü yağ asitlerinin yanı sıra A ve C vitaminleri, demir, kalsiyum, fosfor, kükürt, klor ve magnezyum da bulunduğunu ifade etti.

    Özellikle muhtevasında K vitamini olan yeşil zeytinde ayrıca potasyum, karbonhidrat, protein, lif ve oleik asit gibi maddelerin olduğunu da kaydeden karabulut, zeytinin sağlığa faydalarını şöyle sıraladı:
    “Zeytinyağı, ateroskleroza riskini azaltan, kan basıncını düşüren ve kötü kolesterol seviyesini düşürüp iyi kolesterol seviyesini yükselten sağlıklı bir yağdır. Dolayısıyla da yağ denilip geçilmemeli, gündelik beslenme kültürüne mümkün mertebe dâhil edilerek sofraların bir parçası haline getirilmelidir. Yaprağından ve ağaç gövdesinin kabuğundan elde edilen çayın iştah açıcı, idrar söktürücü ve ateş düşürücü olduğu bilinen, bağışıklık sistemini güçlendiren, ayrıca besin değerleri de olukça yüksek olan zeytinin insan sağlığına birçok faydası vardır. Kutsal metinlerde de faydalarına vurgu yapılan zeytin, öncelikle kalp ve damar sağlığı için yararlıdır. Kan basıncını kontrol edip kandaki fazla kolesterolü dengeleyerek kalp krizi riskini düşürmekte, kan pıhtısının oluşumunu engellemekte, kansızlığa iyi gelmekte, antioksidan niteliğiyle hücreleri koruyup kanser ile özellikle de kolon türü kanserlerle mücadele etmekte. Mide asidini azaltıp gaz ve reflü türünden sorunlara karşı koruma sağlayarak sindirim sistemini düzenlemekte, ağrıları gidermekte, hafızayı kuvvetlendirmekte, göz ve görme sağlığına katkı sağlamakta, sinir sistemini korumakta ve Alzheimer hastalığına ek olarak tümörlerin ya da astım türü rahatsızlıkların etkisini azaltmaktadır. Ayrıca çocuk bireylerde kemiklerin gelişimine olumlu anlamda katkı sunmakta ve yaşlıklarda osteoporoz riskini düşürmektedir”

    Zeytin ve yağının yemeklerden önce tüketilmesi durumunda iştahı azaltmasına ek olarak doğurganlığı ve üreme sistemini de geliştirdiğine değinen Karabulut, “Zeytin ayrıca saçları sağlamlaştırmakta ve dökülmesini engellemekte. Cilt rahatsızlıklarının da önüne geçmektedir. Zeytinyağı, yağ hücrelerinin içerisinde bulunan yağları parçalama özelliğine sahip olduğu için, sanılanın aksine kilo kaybı sağlayabilen bir besindir. Araştırmalar, insülin duyarsızlığını da azaltan zeytinyağının içerdiği aroma türlerinin tokluk hissini güçlendirdiği ve kalori alımını azalttığını göstermiştir” ifadelerine yer verdi.

  • Kurtarılan mürettebat kalp krizinden öldü

    Kurtarılan mürettebat kalp krizinden öldü

    Edinilen bilgiye göre, 19 Kasım’da fırtına sebebiyle Pallada isimli kuru yük gemisi ikiye bölündükten sonra kıyıya sürüklenerek karaya oturdu. Gemideki 13 mürettebat ekiplerce kurtarıldı.

    Mürettebat güvenli bölgeye alındıktan sonra sağlık muayenelerinin ardından Öğretmenevi’ne yerleştirildi. 13 mürettebattan Ukrayna vatandaşı Khalimonchuk Ihor, kahvaltı sonrası odasına giderek istirahate çekildi.

    Arkadaşlarının haber alamaması üzerine odasına girdikleri Ihor’un hareketsiz bir şekilde yerde yattığı görüldü. İhbar üzerine olay yerine gelen sağlık ekipleri İhor’un kalp krizi geçirdiğini ve öldüğünü belirledi. Otopsi işlemi için Kdz. Ereğli Devlet Hastanesi morguna kaldırılan Ihor’un otopsinin ardından tabutunun mühürlenerek konsolosluk aracılığıyla ülkesi olan Ukrayna’ya gönderileceği öğrenildi.

  • Erken müdahaleyle kalp krizi geçiren gazetecinin hayatını kurtaran ambulans ekibine başarı belgesi

    Erken müdahaleyle kalp krizi geçiren gazetecinin hayatını kurtaran ambulans ekibine başarı belgesi

    Kırıkkale’nin Yahşihan ilçesi Yenişehir Mahallesi’ndeki bir kafede aniden rahatsızlanan Gazeteci Hakan Gökkaya için yakınları tarafından 112 Acil Çağrı Merkezi aranarak ambulans talebinde bulunuldu. İhbar üzerine, 3 dakika içerisinde olay yerine gelen sağlık ekipleri tarafından Gökkaya’ya akut miyokard enfarktüsü (kalp krizi) ön tanısı konuldu.

    İlk müdahalesi olay yerinde yapılan Gökkaya Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesine kaldırıldı. Yapılan tedavinin ardından eski sağlığına kavuşan Hakan Gökkaya ve kentte görev yapan gazetecilerle İl Sağlık Müdürü Dr. Murat Ağırtaş’ı ziyaret ederek teşekkür etti. Ziyarette olay günü Gökkaya’ya ilk teşhisi koyarak erken müdahaleyi gerçekleştiren ambulans ekibinde görevli Funda Kılıç, Gözde Erbaş ve Samet Engin de hazır bulundu. İl Sağlık Müdürü Dr. Murat Ağırtaş tarafından özverili çalışmalarından ötürü ambulans ekibine teşekkür belgesi verildi.

    Öte yandan, Kırıkkale’de İl Ambulans Servisi Başhekimliği’nin 384 personel, 19 acil sağlık hizmetleri istasyonu ve envanterinde bulunan toplam 35 acil sağlık aracı ile 2023 yılının ilk 10 ayında günlük ortalama 90 vaka olmak üzere toplam 26 bin 403 vakaya hastane öncesi acil sağlık hizmeti verdiği öğrenildi. Vatandaşlar tarafından iletilen ambulans taleplerinden, kent merkezinde olanlara yüzde 95 oranında ilk 10 dakika içerisinde, kırsal yerleşim yerlerinde olanlarına ise yüzde 96 oranında ilk 30 dakika içerisinde ambulansların ulaştığı belirtildi.