Etiket: Kalp

  • Kalbi durdu, öğretmeni hayata döndürdü

    Kalbi durdu, öğretmeni hayata döndürdü

    Olay, Didim ilçesi Zeynep-Mehmet Dönmez Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde 2 Kasım’da meydana geldi. 14 yaşındaki lise öğrencisi Salih Köse, ders esnasında bir anda fenalaştı. Öğrencisinin fenalaştığını ve baygınlık geçirdiğini fark eden öğretmeni Suna Bağ ise hızla müdahale etti. Kalbi duran çocuğa ilk müdahaleyi yapan felsefe öğretmeni Bağ, Köse’ye önce suni teneffüs yaptı, ardından 10 dakika boyunca kalp masajı uyguladı.

    Bu müdahaleyle öğrencinin kalbi yeniden çalıştı. İhbar üzerine okula gelen sağlık ekipleri, ilk kontrollerin ardından çocuğu, önce Didim Devlet Hastanesi’ne kaldırdı. Yapılan tedavinin ardından Köse, Aydın Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi’ne sevk edildi. Hastanede yoğun bakıma alınan Salih Köse, 18 gün yoğun bakım servisinde tedavi gördü. Daha sonra İzmir Şehir Hastanesi’ne sevk edilen Köse’nin kalbine şok cihazı takıldı. Ameliyatın ardından taburcu edilen 14 yaşındaki çocuk, Didim’deki evine döndü.

    “Müdahale sırasında 3 kez kalbi durdu”

    Müdahale esnasında öğrencisinin kalbinin 3 kez durduğunu ifade eden felsefe öğretmeni Suna Bağ, “Salih’in fenalaştığını görünce hemen yanına koştum. Solunum ve dolaşımını kontrol ettim. Zaten daha önce ilk yardım eğitimi almıştım ve rahat nefes alabilmesi için Salih’in ayaklarını çantayla yükselttim. Sağlık ekibi gelmeden önce suni teneffüs uyguladım ve 10 dakika boyunca da kalp masajı uyguladım. Kalbi bu süre içerisinde 3 kez durdu ve müdahaleyle yeniden çalıştı. Daha sonra da ambulansla hastaneye götürüldü. Öğrencim hayata tutunduğu için çok mutluyum. Bir an önce yanımıza dönmesini ve eğitimine devam edebilmesini umuyoruz” dedi.

    “İlk yardım bilmek çok önemli”

    İlk yardımın ne kadar önemli olduğunu yaşadıkları talihsiz olayla daha iyi anladıklarını ifade eden anne Arzu Köse ise öğretmen Suna Bağ’a teşekkür ederek, “İlk yardım çok önemli. Bunu bize bütün doktorlar anlattı. Oğlum, öğretmeninin müdahalesiyle kurtuldu. Suna hanım ile çok kısa görüştük, hastamız biraz toparlasın bize ziyarete gelecek ve ona sarılacağım” dedi.

  • Kalbi öğrencileri için atıyor

    Kalbi öğrencileri için atıyor

    İzmir’de yaşayan 54 yıllık öğretmen Engin Dirikal (81), uzun yıllar yabancı dil öğretmenliği ve idarecilik görevlerinde bulunduğu bir kolejde yönetim kurulu başkanlığı görevini sürdürürken, mesleğini çok sevdiği için öğrencilerle iç içe olmaya devam ediyor. Dirikal, okul yöneticiliğinin dışında boş zamanlarında resim yapıyor ve mandolin çalıyor. Kısa zaman öncesine kadar TOBAV Orkestrasında mandolin çalan Engin Dirikal’ın resimleri sergilere de katılıyor.

    Öğretmenler Gününde okula döndü

    Engin Dirikal, bundan 3 ay önce yorgunluk şikayetiyle hastaneye başvurdu.

    Dirikal, kalbinde 3 damar tıkalı olduğu için ameliyat oldu. Kalp ve Damar Cerrahı Prof. Dr. Suat Büket ve ekibi tarafından robotik bypass ameliyatı olan Engin Dirikal, “Hem doktorum hem de arkadaşım Prof. Dr. İsa Durmaz’a yorgunluk şikayetiyle başvurmuştum. Yapılan anjiyoda 3 damarımda tıkanıklık saptandı. Doktorlarım aktif bir hayat sürdüğüm için kalp ameliyatı olmamı önerdi. Ameliyatın ardından ilk kez, Öğretmenler Gününde okula gelince öğrencilerimin ve meslektaşlarımın ziyaretleri beni çok mutlu etti” dedi.

    Üç kuşaktır öğretmen bir aile olduklarını anlatan Dirikal, öğretmenlikle ilgili duygularını şöyle özetledi:

    “Öğretmenlik çok sabır isteyen bir meslek olsa da verdiğin bilgiyi öğrendiklerini görmenin mutluluğu anlatılamaz. Üzerinden uzun yıllar geçse bile öğrencilerin adı ve soyadı unutulmuyor. Hastanede de doktorlardan, çalışanlardan birçok öğrencimi gördüm, sohbet ettik. Onların iyi yerlere geldiğini görmek gurur verici. Aile şirketimizde üçüncü kuşak olan çocuklarımız da bizim mesleğimizi seçtiği için çok mutluyuz.”

  • Muğlalı kadın, şifayı Isparta’da buldu

    Muğlalı kadın, şifayı Isparta’da buldu

    Muğla’da yaşadığı kalp rahatsızlığı sebebi ile Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesine başvuran 52 yaşındaki Gül Ünlü’ye yapılan tetkiklerin ardından mitral kapak darlığı tanısı konularak ameliyat kararı alındı. Açık kalp ameliyatı olmak istemediğini dile getiren Ünlü, sağ meme altından 4 santimetrelik bir kesi yapılarak kalp kapakçığının değişmesi sonucu sağlığına kavuştu.

    Yapılan ameliyatın Isparta’da ilk kez gerçekleştirildiği bildirilirken, ameliyat öncesi şikayetlerini dile getiren Ünlü, “Nabzım çok yüksek, hızlı atıyordu, sırtımda bir ağrı vardı. Bu şikayetlerle Muğla’da gittim doktora, sonrasında oğlum Şenol Hoca’yı buldu, ameliyatımı oldum. Şu an iyiyim. Ameliyattan ertesi gün kalktım yürüdüm, bir sıkıntım olmadı” dedi.

    “Kalbin içine girdik”

    Ameliyatı gerçekleştirerek bilgiler veren Kalp Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şenol Gülmen, “Hastamız mitral kapak darlığı hastası. Ameliyat kararı alındı hastaya ama hasta kapalı ameliyat olmak istedi. Teknik olarak biz halk arasında iman tahtası olarak bilinen ama bizim sternum dediğimiz kemiği standartta açarak bu ameliyatları yapıyoruz fakat hastamızın kozmetik tedirginliği ve daha iyi iyileşme sürecini sağlayabilmek için kapalı ameliyat yapmaya karar verdik. Sağ meme altından yaklaşık 4 santimetrelik bir kesi yaparak hastanın kalbin içine girdik, hastanın kapağını değiştirdik” dedi.

    “Kozmetik sıkıntısı olan hastalarda yara izi gözükmüyor”

    Ameliyat sonrası hastaların iyileşme sürecinin hızlandığını belirten Prof. Dr. Şenol Gülmen, “Hastamız gayet iyi, tabii iman tahtasını kesmediğimiz için hasta ameliyat sonrası ertesi gün ya da ondan sonraki yan dönebiliyor, hızlı bir şekilde ayağa kalkabiliyor. Kozmetik sıkıntısı olan ya da tedirginliği olan hastalarda yara izi gözükmüyor çünkü memenin altında kalıyor yara izi ve hasta için bir konfor sağlıyor. Bu ameliyatların meme altında bypass da yapılabiliyor ve hastaları daha iyi hizmet vermemiz için ameliyat sayılarını artırmamız lazım. Hastamızın kendisi de memnun. Ben değil biz olarak çalışıyoruz bu konuda da Isparta halkına söylemek isterim ki bu ekibe güveniyorum ben çok daha iyi şeyler yapılacaktır” şeklinde konuştu.

  • Kırılan kalp pili kablosu çıkarıldı

    Kırılan kalp pili kablosu çıkarıldı

    Yaklaşık 5 yıl önce kalp yetmezliği tanısı üzerine kalbindeki ritim bozukluğunu önlemek için şok veren tipte kalıcı kalp pili takılan 56 yaşındaki kadın bir hasta, kalp pilinin şok vermesi üzerine Mardin Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kardiyoloji Polikliniğine başvurdu. Yapılan pil kontrolünde verilen şokun uygunsuz olduğu, kablo ölçümlerinde kablonun kırık olduğu tespit edilmesi üzerine kablonun çıkarılması için hastanın yatışı yapıldı.

    Hastane hekimi ve Artuklu Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Zülkif Karahan yönetimindeki ekip tarafından yaklaşık 2 saat süren başarılı operasyonla kablo, kalpten çıkarıldı.

    Başarılı bir şekilde kablonun çıkarılmasını gerçekleştirdiklerini ve hastanın sağlığına kavuştuğunu dile getiren Kardiyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Zülkif Karahan, bu tür hastaların daha önce şehir dışına özellikle Ankara ve İstanbul’a gittiklerini anımsatarak, “Artık bu işlemler için başka bir merkeze gitmelerine gerek kalmayacak. Bu konuda her türlü desteği bizden esirgemeyen başta Sağlık Bakanlığımıza, İl Sağlık Müdürlüğümüze, Artuklu Üniversitesi Tıp Fakültemize ve hastane yönetimimize teşekkür ediyoruz” dedi.

  • Kalpteki ‘kaçak elektrik’ yakılıyor

    Kalpteki ‘kaçak elektrik’ yakılıyor

    Diyarbakır Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde görev yapan kardiyoloji uzmanları Prof. Dr. Erkan Baysal ve Doç. Dr. Metin Okşul tarafından uygulanan ablasyon (yakma) yöntemiyle kalp ritim bozukluğunun kaynaklandığı dokular ortadan kaldırılarak hastaların sağlığına kavuşması sağlanıyor.

    Prof. Dr. Erkan Baysal, kalpteki ritim bozukluklarını 3 boyutlu haritalama sistemiyle kalpteki elektriksel bölgeleri işaretledikten sonra sorunlu alanlara ablasyon işlemini uyguladıklarını belirtti.

    Teknolojinin gelişmesiyle işlerinin daha da kolaylaştığını dile getiren Dr. Baysal, “Son yıllarda teknolojideki gelişimlerle birlikte bizim de kendi alanımızda büyük gelişmeler oldu. Bunlardan bir tanesi ritim bozukluklarının tedavisidir. Bundan yaklaşık 30 yıl önce hiç aklımıza gelmeyecek tedavi yöntemlerini şu an yaygın bir şekilde kullanmaktayız. Bunlardan bir tanesi de 3 boyutlu haritalama sistemidir. Bu sistemle kalbin 3 boyutlu haritasını çıkarıyoruz. Oradaki gerekli elektriksel bölgeleri işaretliyoruz, sorunlu olan alanları tespit edip bu alanlara ablasyon işlemi uygulayarak ritim bozukluklarını ortadan kaldırmayı hedefliyoruz” dedi.

    “Günde yaklaşık 14 hasta alabiliyoruz”

    Bölgenin en büyük elektrofizyoloji laboratuvarına sahip olduklarını söyleyen Dr. Baysal, “Hastanemizdeki elektrofizyoloji laboratuvarı son 10 yılda işlem sayısında giderek artan bir sayıyla bölgenin en büyük elektrofizyoloji merkezi özelliği taşımaktadır. Merkezimizde 7/24 hizmet veriyoruz. Oldukça yetkin bir ekibe sahibiz. Bölgenin en büyük elektrofizyoloji merkezi olduğu için buradaki temel problemlerden bir tanesi hastalarımıza yetişemiyoruz. Hastalarımızın hepsine hemen işlem yapma imkanımız maalesef yok. Randevu ile sırayla hastalarımızı alabiliyoruz. Günde yaklaşık 14 hasta alabiliyoruz” ifadelerine yer verdi.

    Durumu kritik olan hastalara yaklaşık 6 saat işlem yapmak zorunda kaldıklarını ifade eden Dr. Baysal, “Bazen sadece bir hastada 5-6 saat işlem yapmak zorunda kalabiliyoruz. Özellikle ölümcül ritim bozukluğu dediğimiz hastalar ortalama 4-5 saatimiz alıyor. Normal hastalarımız ise bir saat içerisinde tedavi ediliyor. Bazı hastalarımıza genel anestezi kullanmak zorunda kalıyoruz. Çünkü yaptığımız işlem ağrılı olabiliyor. Özellikle ölümcül ritim bozukluğu olan hastalarımızın masada hareket etmemesi için bazen genel anesteziyle işleme alabiliyoruz. Rutin işlemlerimizde hastalarımıza çok hafif sedasyon yapıyoruz. Çünkü çok fazla anestezi yaptığımızda da hastalarımızın ritim bozukluğu ortaya çıkmayabiliyor. Bu da bizim emek ve zaman kaybımıza neden olabiliyor” diye konuştu.

    Son olarak laboratuvarlarında pediatrik elektrofizyolojinin de uygulandığını aktaran Dr. Baysal, “Hastanemizdeki elektrofizyoloji laboratuvarının diğerlerinden bir farkı da pediatrik elektrofizyolojinin de yapıldığı bir merkezdir. Özellikle son bir yıldır bölgedeki çocuk hastalara yönelik işlemlerin de rutin olarak uygulandığı bir merkezdir. En küçük hastamız bir yaşındaydı. O yönden hastanemizdeki laboratuvar biraz daha farklılık gösteriyor” şeklinde konuştu.

  • Zayıfladığı için hastaneye gitti, kalbinde tümör çıktı

    Zayıfladığı için hastaneye gitti, kalbinde tümör çıktı

    Gaziosmanpaşa’da yaşayan 4 yıllık evli olan ilk çocuğunu kucağına almaya gün sayan 29 yaşındaki Mustafa Yancar, bir süre önce iştahsızlık, hızlı kilo kaybı gibi şikayetler hissetmeye başladı. Yancar, sonrasında yorgunluk ve şişkinlik belirtileri de olup bir anda kendini kötü hissedince Sultangazi Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi acil servisine geldi. Burada yapılan tetkiklerde safra yolları fonksiyonlarıyla ilgili problem tespit edilerek dahiliye servisine yatışı yapıldı. İncelemelerde ekipten bir doktorun şüphesi üzerine sorunun kalbinden kaynaklı bir problem olup olmadığına da bakılınca Yancar ve doğumuna haftalar kalan hamile eşi büyük bir şok yaşadı. Kardiyoloji Bölümü Eğitim ve İdari Sorumlusu Prof. Dr. Erdal Belen ve ekibi genç adamın kalbinde yaklaşık 10 cm’lik tümör olduğunu tespit etti. Ardından hasta, Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Elif Teker Açıkel ve ekibine yönlendirildi. Ameliyat olması gerektiği ifade edilen genç adam, hazırlıkların tamamlanmasıyla operasyona alındı. Kalp ve Damar Cerrahisi ekibinin başarıyla gerçekleştirdiği açık kalp operasyonuyla kalpteki tümör alınırken, tespit edilen damar tıkanıklığı da giderildi. Tedavi sürecinin ardından Yancar taburcu edilirken, en büyük endişesinin şu an doğumuna yaklaşık 1 ay kalan bebeğini görememe korkusu olduğunu söyledi. Kardiyoloji Bölümü Eğitim ve İdari Sorumlusu Prof. Dr. Erdal Belen hastalığın teşhis sürecini anlatırken Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Elif Teker Açıkel de ekibiyle birlikte girdikleri zorlu operasyon ve hastanın tedavisine ilişkin bilgi verdi.

    “En çok korktuğum çocuğumu görebilecek miyim düşüncesi oldu”

    Yaşadıklarını anlatan 29 yaşındaki Mustafa Yancar, “Hastaneye acilden giriş yaptım, 2 ayda yaklaşık 9-10 kilo verdim bir anda, son 1-1,5 haftada yeme olarak inanılmaz kesilmeler oldu. Yürürken artık yorgunluk ve şişkinlik hissetmeye başladım o yüzden acile geldim. Acilde safra kesemle ilgili problem olabileceğini söylediler ve beni dahiliye birimine yatırdılar. Akabinde kalbimde bir büyüme olduğunu fark ettiler. Kalp ve damar cerrahına yönlendirip bir kitle olduğundan bahsedip operasyon yapmak istediklerini söylediler. Acil bir şekilde operasyonum gerçekleşti. Bu benim ilk hastane tecrübem, ilk operasyonum ve çok büyük bir operasyon geçirdim. Bir anda olunca şoka girmiş gibi olduk. Burada kalp ve damar cerrahisindeki doktorlarımız özellikle Melike Hoca, operasyondan önce beni inanılmaz rahatlattı. Çok mutlu oldum, çok rahatladım zaten en başta ameliyatı atlatayım bir uyanayım, ondan sonraki illaki gelecek diye bekliyorduk, öyle de oldu. En çok korktuğum kısım oydu, çocuğumu görebilecek miyim, bütün problem orada başlıyordu zaten operasyona girmeden önce tek bir söz istedim. Ben çocuğuma yetişmek istiyorum, bunu yapabileceksek ben tamamım, her şeye varım. Çok şükür de verdikleri sözü tuttular, yetiştiriyorlar” şeklinde konuştu.

    “Bu şikayetlerle gelen birinde akla gelmesi zordur, ilginç bir vaka”

    Hastanın geliş şikayetleri düşünüldüğünde çok yönlü tanı sürecinin hastalığının tespitinde büyük önem taşıdığını söyleyen Kardiyoloji Bölümü Eğitim ve İdari Sorumlusu Prof. Dr. Erdal Belen, kimi zaman kalp hastalıklarının şikayet vermeyebileceğini ifade ederek kontrollerin yapılması gerektiğine dikkat çekti. Prof. Dr. Belen, “Hastamız çok genç bir hasta 29 yaşında kilo kaybı, iştahsızlık şikayetleriyle başvuruyor. İç Hastalıkları bölümü hastamızı yatırarak tetkik ediyor safra yollarında bir tıkanıklık, enfeksiyon var. Bunu yapacak yüzlerce sebep olabilir aslında ama ayırıcı tanının önemi, oradaki bir doktor arkadaşımız acaba kalpten gelen bir durum var mı diye bizden EKO istedi. Ekokardiyografi yani, kalp ultrasonunda bir sağ kulakçık dediğimiz yerde 10 cm’ye yakın bir kitle saptandı. Bu kitlenin tek tedavisi vardı o da cerrahi. Biz de teşhisi koyduktan sonra bu 10 cm’lik kitle için kalp ve damar cerrahisi kliniğimize konsülte ettik. Ameliyat için hastayı oraya devrettik. 29 yaşında bu şikayetlerle gelen birinde akla gelmesi zordur o yüzden ilginç bir vaka olması önemli. Bir de sağ tarafta olması önemli daha çok solda bekleriz, bu da farklı bir özelliği ama şükür ki iyi bir ameliyatla hastamızı kurtardık” dedi.

    “O kitleyi tamamen kalbinden aldık”

    Hastasının tedavi sürecine yönelik konuşan Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Elif Teker Açıkel, “Gerçekten bizim nadiren görebileceğimiz durumlardan biri, hasta dahiliyeye beslenmesinin azalması, ciddi kilo kaybıyla ve safra kesesinde enfeksiyon soru işaretiyle gelip yatıyor. Oradaki bir doktor arkadaşımın ciddi bir dikkati sayesinde kardiyolojiye danışılıyor. Fark ediliyor ki kalbinde yaklaşık 10 cm’lik tümörel bir kitle olduğu görülüyor. Bize danışıldı, biz de hastamızı zaman kaybetmeden hızla operasyona alıp o kitleyi tamamen kalbinden aldık. Çoğunlukla semptomatik oluyorlar, eninde sonunda bir nefes darlığı, hareketli eforla birlikte güçsüzlük, çarpıntı gibi belirtiler veriyor ama bizim hastamızda ne yazık ki bunlar yoktu. Bu kitlenin sürecini sorarsanız çok uzun süredir var olduğunu düşünüyorum, birdenbire 10 cm’lik bir kitle oluşmaz. Bu yavaş yavaş artmıştır artık en son aşamada kalbe o kadar büyük bası yapmaya başlamış ki bu şekilde belirti vermeye başlamıştır. Kitle 10 cm’ye yakın olduğu için açık kalp ameliyatı yaptık, ameliyatımız esnasında aynı zamanda bir kapağı da tamamen bozulmuş durumdaydı. Hem o büyük kitleyi aldık hem de kapak tamirimizi yaptık” dedi.

    “Hastayı kaybetmeye kadar giden ciddi sonuçlar doğurabilirdi”

    “Ameliyatımız yaklaşık bir 4-5 saat sürdü” diyen Doç. Dr. Açıkel, “Hastamız uyandıktan sonra bile kendisinde farklılıkları çok rahat bir şekilde gördük. Kan değerlerimiz toparladı, hastamızın daha rahat bir hareket hali oldu, beslenmesi arttı. Kilo da almaya başladı, en güzel yanlarından biri de bu oldu. İşin en dramatik tarafı; eğer ki fark edilmemiş olsaydı o kapaktan geçen kitle kapağı tamamen kapatıp kalbin dolaşımını bozup hastayı kaybetmeye kadar giden ciddi sonuçlar doğurabilirdi. Kendisini ilk gördüğüm zaman da dedim; evet, 29 yaşında gencecik bir beyefendisin bu bakımdan şanssızsın keşke olmasaydı ama herhangi bir şey olmadan sana müdahale etme şansımız olması bu da senin şanslı olduğunu gösterir. Çok genç, evet fark edilmemiş ama şu an her şey yolunda. Hastamızı taburcu ettikten sonra günlük hayatına devam edecek, onlar da bir sıkıntısı yok. Belli aralıklarla mutlaka takibimize gelecek. Kullanacağı ilaçlar, tedavilerine de uyduğu zaman ömür boyu artık rahat ve mutlu bir hayat sürmesini düşünüyoruz” diye konuştu.

  • Kalbinden bıçaklanan genç hayatını kaybetti

    Kalbinden bıçaklanan genç hayatını kaybetti

    Kayseri’nin Kocasinan ilçesine bağlı Erkilet Osmangazi Mahallesi’nde meydana gelen olayda, M.K. ile M.C.E. (18) arasında tartışma çıktı.

    Tartışmanın kavgaya dönüşmesi üzerine M.K., yanındaki bıçak ile M.C.E.’ye saldırdı. Kalbine aldığı bıçak darbesi sonucu ağır yaralanan talihsiz genç, kaldırıldığı hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.

    Olayın ardından çalışma başlatan Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekipleri de, şüpheli M.K.’yı yakalayarak gözaltına aldı.
    Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.

  • Kalbi duran hasta hayata yeniden tutundu

    Kalbi duran hasta hayata yeniden tutundu

    SANKO Üniversitesi Hastanesi’ne göğüs ağrısı şikayeti ile getirilen ve muayene sırasında Ventriküler Fibrilasyon (VF- ölümcül kalp ritim bozukluğu) atağına girerek kalbi duran Abdullah Narin (42), hekimlerin müdahalesiyle hayata tutundu.

    Yeniden hayata dönen Abdullah Narin, “Sabah göğüs ağrısıyla uyanınca eşim beni arabayla Acil Servis Bölümü’ne yetiştirmiş. Kalp krizi geçirmişim ancak hatırlamıyorum. Doktorlar 45 dakika süren kalp masajı ve yoğun çabayla beni hayata döndürmüşler” dedi.

    Narin, “Üç stent takılmış, entübe olmuşum. Bir ay kadar yoğun bakımda doktorların ve hemşirelerin özverili çalışmalarıyla hayata tutundum. Sonra kalp pili takılarak, sağlığıma kavuşmuş bir halde taburcu oldum” diyerek, süreci özetledi.

    Acil serviste kalbi durdu

    SANKO Üniversitesi Hastanesi Acil Servis Hekimi Dr. Beraat Mustafa Özel ise saat 6.00 dolayında hastaneye göğüs ağrısı şikâyeti ile getirilen Abdullah Narin’in muayene sırasında kalbinin durduğunu söyledi.

    Hastanın nöbet tarzı kasılmasıyla birlikte VF olduğunu anladığını belirten Dr. Özel, “Resüsitasyon (yeniden canlandırma) odasına alarak hemen müdahalesine başladım. Elektroşok, CPR (Yaşam desteği), entübasyon (solunuma yardımcı) yöntemleriyle müdahaleye devam ettik” diyerek, ilk müdahale sürecini paylaştı.

    Dr. Özel, “Anestezi ve Reanimasyon Bölümünden Dr. Öğr. Üyesi Aykut Akyılmaz hocamızdan aldığımız destekle 45 dakika sonra CPR’dan cevap alabildik. Dirençli VF’den çıkartıp normal ritmi gördük. Normal ritmi görünce hasta yoğun bakım odasına alındı” ifadelerini kullandı.

    Tıp Fakültesi Anestezi ve Reanimasyon Ana Bilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Aykut Akyılmaz da acil servise göğüs ağrısı ile getirilen ve aniden Kardiyak Arrest (kalp krizi) geçiren hastadan kalp masajı uygulanmasına rağmen ancak 45 dakika sonra yanıt alabildiklerine dikkat çekti.

    Acil servise hasta getirildiğinde alınan arteriol kan gazında (AKG) herhangi sıkıntı tespit edilmezken takibi sırasında kalbinin durduğunu ve çok dirençli ölümcül Ventriküler Fibrilasyon ritim sorunu tespit edildiğini hatırlatan Dr. Öğr. Üyesi Akyılmaz, normal kalp ritmine dönmesi sağlandıktan sonra hastaya Kardiyoloji Bölümü’nde Uzm. Dr. Beyhan Tiryaki tarafından anjiyografi yapıldığını ve sorunlu iki damarına üç stent takılarak yoğun bakım ünitesinde tedaviye alındığını bildirdi.

    Tıp Fakültesi Kardiyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Çetin, “Hekimlerimiz büyük çabayla hastanın kalp ritmini 45 dakika sonra kontrol altına alabildi. Anjiyografi işlemi ile takılan üç stent sonrasında, kalpteki ölümcül ritim sorunu nedeniyle hastamızı yaklaşık bir ay yoğun bakımda entübe halde takip ettik. Toparlamaya başlayınca yaşamını sağlıklı şekilde devam ettirebilmesi için kalp pili takarak, hastamızı taburcu ettik” diye konuştu.

  • Sonbahar, kalp hastaları için tehdit

    Sonbahar, kalp hastaları için tehdit

    Aşı gripten koruyor

    “Gripten korunmak için yapılması gereken ilk şeylerden biri de aşı olmaktır. Grip aşısı her yıl, bir önceki sene gribe neden olan virüsler göz önünde bulundurularak, bir sonraki yıl gribe neden olacak virüslere yönelik tahmin ile yeniden hazırlanıyor” diyen Prof. Dr. Katırcıbaşı, ülkemizde kalp yetmezliği olan hasta grubunda grip aşısı olma oranının Avrupa ortalamasının çok altında kaldığını anlatıyor.

    Sonbaharda zatürre riski artıyor

    Kronik kalp hastalıkları, astım ve KOAH gibi sağlık sorunu olanların zatürreye yakalanma olasılıkları özellikle sonbaharda artıyor. Prof. Dr. Katırcıbaşı, ayrıca 60 yaş ve üzeri yetişkin bireylerde zatürreye yakalanma açısından en büyük handikapı kalp hastalıklarının oluşturduğunu ifade ederek, kalp hastaları arasındaki en fazla risk altındaki grubun ise kronik kalp yetmezliği hastaları olduğunu belirtiyor.

    Aşı takvimi kaçırılmamalı

    Grip aşısının kronik kalp hastalığı olan erişkin bireylere sonbahar aylarında yapılması (tercihen Ekim ayı) ve her yıl tekrarlanması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Katırcıbaşı, “Ancak geç başvurmuş bireylerde aşılama Şubat ayına kadar yapılabilir. Zatürre aşısı ise grip aşısının aksine yılın herhangi bir zamanında yapılabilir. Erişkin yaş grubunda her iki zatürre (KPA-13 ve PPA-23) aşısının da yapılması önerilmektedir. Daha önce hiç zatürre aşısı olmamış kişilere tercihen önce tek bir doz KPA-13 yapılması, en az bir yıl sonra PPA-23 ve 5 yıl sonrasında da PPA-23 hatırlatma dozu uygulanması tavsiye edilir” diyor.

    Taburculuktan sonra aşı yapılabilir

    Kronik kalp hastalarının, Sağlık Bakanlığı’nın 2016 yılında erişkinler için risk grubu aşılamalarına ilişkin önerilerinde yer aldığını hatırlatan Prof. Dr. Katırcıbaşı, “Ayrıca aktif enfeksiyonu olan ve/veya akut kardiyak bir olaydan (akut koroner sendrom, akut kalp yetersizliği, akciğer atardamarına pıhtı atması vb.) dolayı hastaneye yatan hastalar ise mevcut hastalıkları iyileştikten ve yaşamsal verileri stabil hale geldikten sonra taburcu olurken veya taburculuğun ardından ilk kontrollerinde aşılarını yaptırabilirler” diyor. Prof. Katırcıbaşı, aşılanması önerilen hasta gruplarını ise şöyle sıralıyor:
    “Kalp yetersizliği ve kalp kasının birincil hastalığı olanlar. Kalp-damar hastaları. Kapak hastaları. Morarma ile seyreden doğuştan kalp hastaları. Pulmoner arteriyel hipertansiyon hastaları.”

  • Kalp sağlığı için yürüdüler

    Kalp sağlığı için yürüdüler

    Kalp Sağlığı Haftası sebebiyle düzenlenen ‘Kalbinin sağlığı için harekete geç!’ sloganıyla yapılan yürüyüş, Üçpınar Mahallesi’nden başladı. Üçpınar-İnegazi arasında yapılan doğa yürüyüşüne çok sayıda kişi katıldı. Yürüyüşe katılanlar şarkı ve türküler eşliğinde 7 kilometrelik etabı tamamladı.

    Özel Medicana Bursa Hastanesi Genel Müdürü Dr. Remzi Karşı, “Kalp sağlığı son derece öneme sahiptir. En fazla ölüm kalp hastalıklarında meydana geliyor. Belirli risk faktörleri var. Kadınların 55 erkeklerin 45 yaşının üstünde olması, ailede kalp hastalığı olması, düzensiz beslenme, alkol ve sigara kullanımı gibi bir çok faktör kalp hastalıklarını tetiklemektedir.

    Biz de farkındalık oluşturmak adına bugün böyle bir yürüyüş gerçekleştirdik” dedi.
    İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Gökhan Erbağ, “Günümüzde kardiyovasküler hastalıklar toplumda en sık ölüm sebeplerinden bir tanesi. Bunu engelleyen toplumda bilimsel olarak kanıtlanmış en büyük aktivite spor. Bizde bugün yürüyüş yaparak bu spora katkı sağlamak ve bu sporu yaygınlaştırmak için hareket etmeye çalışıyoruz” diye konuştu.

    Nilüfer Belediyesi Gençlik ve Spor Hizmetleri Müdürlüğü Spor ve Etkinlikler Büro Sorumlusu Emre Birkan, “Vatandaşlarımızla birlikte Misi yollarında keyifli bir etkinlik olmasını diliyoruz. Nilüfer Gençlik ve Spor Hizmetleri Müdürlüğü periyodik olarak ayda 1 defa doğa yürüyüşlerini gerçekleştiriyoruz. Bu süreçte belirlenen rotada öncü ve artçı arkadaşlarımızla grup hareket etmeye başlıyor. Kumanyalarımızı dağıtıyoruz, mola yerlerinde kumanyalarımızı yiyoruz” diye konuştu.