Etiket: kamu

  • “Kamu görevlisi emekli olmak istemiyor”

    “Kamu görevlisi emekli olmak istemiyor”

    Memur-Sen bünyesi altında faaliyetlerini sürdüren Emekli Memur-Sen Genel Başkanı Ali Küçükkösen, emekli kamu görevlilerinin yaşadığı sorunları dile getirmek ve kabine toplantısı öncesi emeklilerinin maaş beklentisini kamuoyuna duyurmak amacıyla bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Memur-Sen Genel Merkezi’nde ‘Onurlu ve insanca bir yaşam emeklilerin de hakkıdır’ başlığıyla düzenlenen toplantıda, kamu görevlilerine yapılan 8 bin 77 lira seyyanen zammın memur emeklilerine de yapılması talep edildi.
    Burada konuşan Küçükkösen, mevcut aylıkların ne geçimlerini sürdürecek ve ne de hayatlarını idame ettirecek seviyede olmadığını belirterek “Emekli olabiliriz ama sesimizi meydanlarda yükseltmek için hala genciz, sözümüzün gerekli yerlere ulaşması için hâlâ mücadeleye devam ediyoruz, hakkımız olanı almak ve sendikal hakka kavuşmak için mücadelemizde kararlıyız” diye konuştu.

    “Kamu görevlilerinin hakları, kamu görevlisi emeklilerinin de haklarıdır”

    Emekli aylıklarında bir adaletsizliğin olduğunu söyleyen Küçükkösen, “Kamu görevlisi gibi emeklisi de personel sisteminin bir parçasıdır. Mevcut kadro unvanı üzerinden kamu görevlisine yapılan iyileştirmeler, kamu görevlisi emeklisini de etkilemektedir. Mevcut kadronun ek göstergesi artarsa, emekli kamu görevlisinin de ek göstergesi artar. Mevcut kadronun taban aylığı artarsa, emekli kamu görevlisinin de taban aylık tutarı artar. Mevcut kadronun aylık, gösterge aylığı, kıdem aylığı artarsa, emekli kamu görevlisinin de bu unsurların artış oranına göre emekli aylıkları artar. Yani, kadro sadece kamu çalışanına verilmiş bir hak ve menfaat değil, aynı zamanda kamu emeklisini de kapsayacak bir haktır” ifadelerine yer verdi.

    “Kamu görevlisi emekli olmak istemiyor”

    Sıkılaşma politikalarının, mali disiplin hükümlerin ve tasarruf tedbirlerinin en çok emeklilerin üzerinde uygulandığını sözlerine ekleyen Küçükkösen, emekliliğin, hazineye gider ya da devlete maliyet olmadığını yıllarca verilen emeğin sonucunda elde edilmiş bir hak olduğunu ifade etti.
    Küçükkösen, “Kamu görevlileri, bugün emekli oldukları takdirde maaşlarının yüzde 50’den fazla düşeceğini bildikleri için yaşına, yaşlılığına, hastalığına, on yılların getirdiği yorgunluğa ve yıpranmışlığa rağmen bırakın emekli olmayı emeklilik hayali bile kuramıyor. Emekliler, ‘Ya emekli aylıklarımız düzeltilsin, Ya da kamu görevine tekrar dönüş hakkı verilsin’ diyor” açıklamasında bulundu.

    “Emeklilik, bireyin, çalışanın ve emek verenin adil bir ücret elde etmeyi beklediği en doğal hakkıdır”

    Küçükkösen, çalışırken elde edilen ek ödeme, fazla çalışma, tazminat, hatta eş ve çocuk yardımı emeklilik sürecinde kesildiğini ifade ederek, “Emekli olduğunuzda; eşinizle, çocuğunuzla aranızdaki bağ kopuyor mu? Hayır, ama geliriniz bu kopuşu yaşıyor. Sosyal güvenlik ve emeklilik bireyin, çalışanın, emek verenin ve alın teri akıtanın adil bir ücret elde etmeyi beklediği en doğal hakkıdır” şeklinde konuştu.

  • Bakan Tunç’tan Can Atalay açıklaması

    Bakan Tunç’tan Can Atalay açıklaması

    Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Türk Medeni Kanunu Çalıştayı sonrasında gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

    Bakan Tunç, kamuda torpil iddialarına ilişkin yöneltilen soruya, “Bakan yardımcımızla ilgili basına intikal eden hususları biz de gördük. Torpil iddialarını reddediyoruz. Tek kriterimiz liyakattir.” diyerek yanıt verdi.

    Milletvekilleri, bakan yardımcıları ve bakanlara çeşitli talepler gelebileceğini söyleyen Bakan Tunç, “Bunların değerlendirmesini yapacak olan komisyonlardır. Referansları, başka talepleri olabilir. Bu talepler değerlendirilirken, ilgili komisyonlar kişinin liyakatine bakar. Bizim tek kriterimiz liyakattir.” şeklinde konuştu.

    CAN ATALAY KARARI

    Bakan Tunç’a Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesi’nin Türkiye İşçi Partisi’nden milletvekili seçilen Can Atalay hakkında verdiği karar da soruldu. Bakan Tunç, “Kesinleşmiş bir hüküm söz konusu. Kesin hüküm de TBMM’de… Hep beraber önümüzdeki süreci göreceğiz.” dedi.

  • “Kamusal Yaşamda Protokol ve Davranış Kuralları”

    “Kamusal Yaşamda Protokol ve Davranış Kuralları”

    Erzurum Valiliği tarafından organize edilen ve Atatürk Üniversitesi 15 Temmuz Milli İrade Salonunda düzenlenen seminer programının ilk günkü oturumuna Vali Mustafa Çiftçi, eşi Azime Çiftçi, kaymakamlar, kamu kurum yöneticileri ve çalışanları katıldı.

    Vali Mustafa Çiftçi seminer programının açılışında bir konuşma yaptı: “Kamu görevi ifa ederken uymakla yükümlü olduğumuz bazı kurallar vardır. Bunlardan en önemlisi protokol kurallarıdır. Bu kuralları hem bilmemiz hem de kamusal yaşamda uygulamamız gerekmektedir. Aynı zamanda adabımuaşeret yani sosyal davranış kurallarını da hayatımıza tatbik etmemiz gerekmektedir. Bunlar da devlet memurunun vakar ve haysiyetini yücelten davranış kurallarıdır. Bu yönde düzenlediğimiz seminer programının oldukça faydalı olacağı kanaatindeyim. Muhterem hocamıza ve katılımcılara teşekkür ediyor, seminerin hayırlı olmasını niyaz ediyorum.”

    Sunumunda; protokol kurallarına, temel ilkelerine ve bu kuralların uygulandığı alanlara değinen Nihat Aytürk, katılımcılara; ziyaretlerde, resmî tören ve toplantılarda uygulanacak protokol düzeni, resmi yazışmalarda uyulması gereken dil ve hiyerarşi kuralları ile beden dilinin doğru kullanımı gibi birçok başlıkta önemli bilgiler verdi.

    Protokolün, ulusal ve kurumsal onur ve itibarı korumayı amaçladığını ifade eden Sayın Aytürk’ün seminer programının ikinci bölümü, bu gün Atatürk Üniversitesi 15 Temmuz Milli İrade Salonunda devam edecek.

  • Kamu alacaklarında zam oranı arttı

    Kamu alacaklarında zam oranı arttı

    Amme Alacakları İçin Uygulanan Gecikme Zammı Oranının Yeniden Belirlenmesine İlişkin Cumhurbaşkanı Kararı, Resmi Gazete’de yayımlandı.

    Karara göre, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’da yer alan gecikme zammı oranı, her ay için ayrı ayrı uygulanmak üzere yüzde 3,5 oldu.

    Öte yandan Hazine ve Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı’nın Tahsilat Genel Tebliği de Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

    Buna göre, amme alacaklarında yıllık yüzde 24 olarak uygulanan tecil faizi oranı bugünden itibaren yüzde 36 olarak belirlendi.

    Bugünden itibaren yapılacak müracaatlara dayanılarak tecil edilen amme alacaklarına yıllık yüzde 36 tecil faizi uygulanacak.

    Tebliğin yayımı tarihinden önce yapılan müracaatlara dayanılarak tecil edilecek olan amme alacakları ile tebliğin yayımı tarihinden önce tecil edilmiş ve tecil şartlarına uygun olarak ödenen amme alacaklarına tecil şartlarına uygun olarak ödendikleri sürece müracaat tarihlerinden itibaren eski tecil faizi oranının uygulanması gerekecek.

    Bugünden önce tecil talebinde bulunulmuş ve talep kabul edilerek tecil edilmiş amme alacaklarına yönelik tecilin ihlal edilmiş olması ancak yeni talepler üzerine yeniden tecil yapılması halinde, bugüne kadar eski tecil faizi oranı, bugünden sonra ödenmesi gereken taksit tutarlarına ise yüzde 36 tecil faizi geçerli olacak.

  • “Tarım politikaları yeniden belirlenmeli”

    “Tarım politikaları yeniden belirlenmeli”

    Yayınlanan basın bildirisinde, gıdaya ulaşmanın çok zor olduğu bir yıl yaşandığı ifade edildi. Bildiride, pandemi döneminde yaşanan üretim düşüşüyle başlayan sürecin, küresel ısınma, su kaynaklarının kirlenmesi-hoyratça kullanılması- ile Ukrayna-Rusya Savaşı’nın etkisiyle giderek büyüdüğü ve bir “gıda kıtlığına” neden olduğu da kaydedildi.

    Bildiride, tarıma dayalı devlet politikalarının kamu yararı gözetilerek yeniden belirlenmesi gerektiği, aksi halde kendi kendine yeten ülke olma özelliğinin tamamen ortadan kaybolacağı da belirtildi.

    Bildiride şunlar ifade edildi:

    “2021 yılında 828 milyon aç insan varken, bu sayı pandemi ile katlanarak artmıştır. Kıtlığın beraberinde getirdiği yetersiz beslenme sorununun, 2030 yılında yaklaşık 670 milyon insanı hala etkileyeceği öngörülmektedir. Bu anlamda gündemden düşmeyen tarıma dayalı devlet politikalarının daha hassas bir yaklaşımla yeniden gözden geçirilmesi, önemli sonuçlar doğuracak küçük adımlara öncelik verilmesi, bu konuda önde giden coğrafya modellerinin incelenmesi ve uygulanabilir modellerin ülke yapısına adapte edilme çalışmalarının başlatılması ve en önemlisi tüm bu uygulamaların kararlılıkla sürdürülmesi şart olmuştur.

    Gıda kıtlığının, özellikle pandemi ve Rusya-Ukrayna savaşı sonrası küresel ölçekte ortalama %56 düzeyinde gerçekleşen rekor gıda fiyat artışı ile çok yakın ilişkide olduğu aşikardır. 2022 yılında ortaya konan bu tablo, Ağustos 2023 itibariyle Türkiye’deki gıda enflasyonunun %72.9 seviyesine ulaşmasıyla daha korkunç bir hal almış ve erişilebilirliği daha da zorlaştırmıştır.

    Özellikle Covid-19 pandemisi, dünyaya gıdanın stratejik önemini ispatlamıştır. Tedarik kanallarında yaşanan aksamalar, “Kendi Kendini Besleyen Ülke” olmanın hayati önemini gözler önüne sermiştir.

    Dünya’da su ve hava siyasal sınırları aşan herkese ulaşan ve herkesin eşit hakkının olduğu kaynaklardır. Dolayısıyla tarımsal üretim ve çevre koruma adımlarında globalden bireysele doğru hızlı bir etkileşimde olarak; su kaynakları koruma altına alınmalı bunun için modern sulama yöntemleri kullanılmalı, sıcağa, kurağa, tuzluluğa dayanıklı, bölgeye adapte olmuş, verim ve kalite yönünden başarılı daha az suya ihtiyaç duyan çeşitler bitki ıslahçıları tarafından geliştirilerek bölgede planlı şekilde kullanılmalı, ıslah çalışmaları ve gelecek için ülkeler kendi genetik kaynaklarını koruma altına almalıdır. Bitkisel ve Hayvansal üretim modeli konvansiyonel tarımdan uzaklaşarak; İyi Tarım uygulamaları ve mümkün olan her yerde Organik Tarıma döndürülmelidir.”

    Basın bildirisinde, yaşanılan gıda krizine karşı belirtilen çözüm önerilerinin kamucu bir anlayışla sağlanabileceği, tarım alanlarının stratejik öneminin herkes tarafından kabullenilmesi gerektiği de kaydedildi.

     

  • Öncelik yerli üretim araçlarda

    Öncelik yerli üretim araçlarda

    Ekonomide 3 yıllık yol haritasana belirleyen OVP’den yapılan derlemeye göre, program döneminde, kamu harcamalarında tasarrufu sağlayacak yapısal değişiklikler hayata geçirilecek.

    Deprem ve afet riski harcamaları hariç kamu açığı düşürülecek ve bütçe disiplini çerçevesinde maliye politikasının sürdürülebilirliği güçlendirilecek.

    Harcama gözden geçirmeleri sistematik hale getirilecek, verimsiz harcama alanları tasfiye edilecek, yeni harcama alanları sınırlandırılacak.

    Kamu yatırım programında rasyonelleştirme çalışmaları yapılarak, bu çalışma kısa sürede tamamlanacak. Ekonomik ve sosyal fayda üretecek yatırımlar önceliklendirilecek.

    Hazine nakit rezervinin güçlendirilmesi ve daha etkin kullanımı için “Tek Hazine Kurumlar Hesabı’nın” kapsamı daha da genişletilecek.

    Sektörel kamu alımları düzenlemesi hayata geçirilecek. Kamu alımlarına yönelik harcamaların rasyonelleştirilmesi anlayışıyla tasarruf odaklı merkezi kamu alım politikalarının kapsamı genişletilecek.

    TAŞIT KULLANIMI GÖZDEN GEÇİRİLECEK

    Kamu taşıtlarının kullanımı ihtiyaç analizleri çerçevesinde sistematik olarak gözden geçirilecek. Taşıt ihtiyaçları öncelikle geçici tahsisle ya da ihtiyaç fazlası taşıtların devriyle karşılanacak. Yeni taşıt edinimlerinde ekonomiklik gözetilerek yerli üretim ile çevreci araçlara öncelik verilecek.

    Kamu mali yönetiminde sürdürülebilir ve sağlıklı gelir kaynaklarının artırılması için vergi tabanı genişletilecek. Vergi harcamaları gözden geçirilecek, etkin olmayan istisna, muafiyet ve indirimler kaldırılacak.

    Gelir, kurumlar, katma değer vergileri kanunları ile vergi usul kanununun güncellenmesi için düzenlemeler hayata geçirilecek. Orta vadede doğrudan vergilerin payı artırılacak.

    Karbon vergisi niteliği taşıyan vergiler gözden geçirilecek. Tamamlayıcı karbon vergisi dahil karbon fiyatlandırma araçlarının kalkınma ve yatırım ortamı üzerinde yol açacağı ekonomik ve sosyal etkiler analiz edilecek.

    Kayıt dışılıkla mücadelede, teknolojik imkanlardan daha çok faydalanılacak. Dijital faaliyetlerde kayıt dışılığı kavrayacak ve yatırım ortamının cazibesini artıracak vergi uygulamaları geliştirilecek. Dijital olarak alınıp satılabilen ve transfer edilebilen, dijital bir değeri temsil eden sanal varlıklar kullanılarak yapılan işlemlere yönelik mevzuat çalışmaları sürdürülecek.

    Sosyal güvenlik sisteminde kişilerin daha çok istihdamda kalmasını teşvik eden, hakkaniyeti ve aktüeryal dengeyi önceleyen düzenlemeler hayata geçirilecek, sistemin mali sürdürülebilirliği güçlendirilecek. Sosyal güvenlik mevzuatı ve uygulamaları değişen işgücü piyasası koşullarına ve yeni nesil esnek çalışma şekillerine daha uyumlu hale getirilecek. Prim borçlarının takip ve tahsilat süreçleri etkinleştirilecek. Kayıt dışı istihdam ve kayıt dışı ücretle mücadelede veri analizine dayalı risk odaklı denetim faaliyetleri artırılarak prim tabanı genişletilecek.

    SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMAYI TEŞVİK FONU ETKİN KULLANILACAK

    Sağlık hizmetlerinin geri ödemesinde risk analizini ve hizmet sunucularının davranışlarını dikkate alan denetim modelleri etkinleştirilecek.

    Sosyal Güvenlik Kurumunun bilişim sistemleri güçlendirilecek, kurumlar arası veri paylaşımı artırılacak. Sağlık hizmetlerinin finansmanında değer bazlı geri ödeme yöntemleri kullanılacak.

    İstihdam teşviklerinden etkin olmayanlar sonlandırılacak. Kadın, genç ve engellilere yönelik teşviklerin ağırlığı artırılarak, teşvik sistemi sade ve etkin bir yapıya kavuşturulacak. Sosyal yardım sistemi gözden geçirilecek. İşgücüne katılıma mani olmayacak şekilde bütünleşik bir yapıda, aile odaklı ve fert başına asgari bir geliri garanti edecek şekilde yeniden kurgulanacak. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu kaynakları daha etkin kullanılacak.

  • “Bedelini kamu görevlilerimiz ödememelidir”

    “Bedelini kamu görevlilerimiz ödememelidir”

    Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, memur ve memur emeklilerinin 2024-2025 yıllarındaki mali ve sosyal haklarının belirleneceği 7. Dönem Kamu Toplu Sözleşmesi görüşmeleri kapsamında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın ev sahipliğindeki ikinci toplantının ardından açıklamalarda bulundu.

    Hükümet, memur ve memur emeklileri için 2024’te ilk altı ay için yüzde 14, ikinci altı ay için yüzde 9 zam teklif etmişti. Üçüncü toplantı öncesinde şunları söyledi:

    “Bugün itibarıyla, 7. dönem toplu sözleşmemizin genele ilişkin üçüncü toplantısını gerçekleştireceğiz. Kamu iş veren heyeti bugün bir önceki toplantıda önermiş olduğu zam teklifini revize edip etmeyeceğini, ki bizim revize edilmesi yönünde taleplerimiz vardı. Bu toplantıda gündeme gelecek. Biz sadece mali haklar değil, onunla beraber diğer taleplerimizin de mutlaka müzakere edilerek sonuca gidilmesi noktasında tavrımızı koruyacağız.

    Son birkaç ay içinde akaryakıta gelen zamlar yüzde 100’ü aşmış durumda. Vergiler ve cezalar yoluyla kamu, bütün alacak kalemlerine yüzde 100’ün üzerinde artış yaptı. Kiralar, memur maaşlarının bile üzerine çıktı. Kiralık evde oturabilmek bile neredeyse imkânsız hale geldi… Türkiye Kamu Sen olarak 2024 için kümülatif yüzde 100,2, 2025 yılı için ise kümülatif yüzde 158,4 oranında zam talebiyle toplu sözleşme masasına geldik.

    Bugün gelinen noktada ülkemizin nüfusunun yaklaşık dörtte birinin ekonomik geleceğinin belirleneceği toplu sözleşme görüşmelerinde işveren tarafı da teklifini sundu. Kamu iş veren heyeti; memur ve memur emeklilerine 2024 için yüzde 14 artı 9, 2025 için de 6 artı 5 maaş artışı öngörüyor. Bu teklifin piyasa gerçekleri uzaktan yakından bağdaşır tarafı yoktur. Dolayısıyla biz de bu teklifi asla kabul etmiyoruz. Teklif merkez bankasının enflasyon tahminleri ile de uyuşmamakta, gerçeklerle asla örtüşmemektedir. Hayallere göre zam verip, gerçekleri görmezden gelmenin bedelini kamu görevlilerimiz ödememelidir. Hükümet teklifini gözden geçirmek ve gerçekçi bir artış önerisi sunmak zorundadır. Yapılacak teklifte gerçekleşen enflasyon, büyüme, refah payı, harcamalar ve geçmiş dönemde yaşanan kayıpların telafisi gibi etkenler mutlaka değerlendirmeye alınmalıdır.

    Bunun yanında kira yardımı, eş ve çocuk parası, ısınma yardımı ile yemek ücreti gibi taleplerimize ilişkin bir değerlendirme  de yapılmış değildir. Biz Türkiye Kamu Sen olarak pazarlık yapmaya zaman kalacak şekilde bir an önce yeni ve kabul edilebilir bir teklifin gelmesi için buradan açıkça çağrıda bulunuyoruz. Gerçek enflasyon rakamlarının dikkate alındığı, kabul edilebilir, oransal bir artış. Alım gücünün artırılması için maaşlar mutlaka refah payının eklenmesi…

    Enflasyon oranı kadar, yani tahmini enflasyon kadar ücret artışı yapmak, reel olarak çalışanların alım gücünü artırmaz. Onun için de 2023 yılının ocak ayında uygulamaya konulan yüzde 13,5 refah payı uygulamasının mutlaka devam ettirilmesi gerekir.”

  • Kamu kurumlarına tasarruf genelgesi

    Kamu kurumlarına tasarruf genelgesi

    Bakan Şimşek’in, G20 dolayısıyla Hindistan’a gitmeden önce cuma günü imzaladığı ve bugün tüm kamu kurumlarına gönderilen genelgede, 30 Haziran 2021 tarihli kamu kurum ve kuruluşlarının harcamalarında tasarruf sağlanması, bürokratik işlemlerin azaltılması ve kamu kaynaklarının etkili, ekonomik ve verimli kullanımına ilişkin “Tasarruf Tedbirleri” konulu Cumhurbaşkanlığı Genelgesi yayımlandığı hatırlatıldı.

    Söz konusu genelge kapsamındaki kamu kurum ve kuruluşlarının, kendi bütçeleri veya tasarruflarındaki diğer kaynaklardan yapacakları yurt içi ve dışı harcamaları ile taşınır ve taşınmazların kullanılmasında genelgeyle belirlenen tedbirlere uymakla talimatlandırıldığı ifade edildi.

    Cumhurbaşkanlığı Genelgesi’nde, genel ilke olarak kamu hizmetlerinin bütçe sınırları içinde kalınarak ayrılan kaynakların üzerinde harcama yapılmasına yol açılmadan azami tasarruf anlayışı içinde yerine getirilmesi gerektiği belirtilmişti.

    Bütçelerde ilave yük oluşturacak şekilde faaliyet genişlemesine ve iş artışına gidilmemesi istenen genelgede, ilgili mevzuatta belirtilen faaliyet alanlarıyla doğrudan ilgili olmayan herhangi bir harcama veya taahhütte bulunulmaması, ihale şartname ve sözleşmelerine alım konusuyla ilgisi olmayan unsurların dahil edilmemesi ve yapılacak alımlarda ölçek ekonomisinden yararlanarak ihtiyaçların daha düşük maliyetlerle karşılanması amacıyla ortak alım yoluyla tedarikin yaygınlaştırılması için azami gayret gösterilmesi gerektiği vurgulanmıştı.

    Bugün yayınlanan Bakan Şimşek imzalı genelgede, 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin ilgili maddeleri uyarınca, “Maliye ve ekonomi politikalarının hazırlanmasına yardımcı olmak ve bu politikaları uygulamak”, “Kamu harcamalarında etkinlik, etkililik, ekonomiklik ve verimlilik sağlamak amacıyla gerekli standartları tespit etmek ve sınırlamalar koymak, bu hususlarda tüm kamu kurum ve kuruluşları için uyulması zorunlu düzenlemeleri yapmak ve tedbirleri almak” görev ve yetkilerinin Hazine ve Maliye Bakanlığına verildiği hatırlatıldı.

    Deprem kaynaklı maliyetler haricinde tüm harcamaların gözden geçirilmesi, tedbirlerin ivedilikle uygulanabilmesine yönelik gerekli adımların atılması ve tasarruf takibinin tavizsiz sağlanması amacıyla yayımlanan genelgeye göre, bahse konu genel ilkelerin yanında, kamu kurum ve kuruluşları, taşınmaz edinimi ve kiralanması, resmi taşıt edinimi ve kullanımı, haberleşme giderleri, personel görevlendirmeleri, basın ve yayın giderleri, kırtasiye ve demirbaş alımları gibi giderlerini tasarruf kurallarına uygun gerçekleştirecek.

    Bunun yanı sıra kamu kurumları, temsil, tören, ağırlama, tanıtım ve personel giderleri, enerji ve su alımları, personel servisi hizmetine ilişkin giderler ve diğer hususlarda genelgede belirlenen kurallara uymakla yükümlü olacak.

    İdareler, genelgenin düzenlediği konularda bünyelerinde gerçekleştirdikleri iş ve işlemlerle bu kapsamda elde ettikleri tasarrufları, izleyen dönemde tasarruf imkanı olan alanları bakanlıklar ve diğer idareler aracılığıyla 28 Temmuz’a kadar Hazine ve Maliye Bakanlığına resmi yazıyla bildirecek.

  • Borç yapılandırmada başvuru için bugün son gün

    Borç yapılandırmada başvuru için bugün son gün

    Hazine ve Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı’ndan alınan bilgiye göre, vergi daireleri ve sosyal güvenlik müdürlüklerine ödenecek borçlar başta olmak üzere çok sayıda kurumun alacağının yapılandırıldığı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanun’dan yararlanmak için süre bugün doluyor.

    Yapılandırma düzenlemesinden yararlanılmak için tanınan başvuru süresi 31 Mayıs’ta, ilk taksit ödeme süresi ise 30 Haziran’da sona erecekti. Cumhurbaşkanı Kararı ile söz konusu süreler birer ay uzatılmıştı.

    Buna göre, başvuru süresi 3 Temmuz’da (30 Haziran’ın Kurban Bayramı tatiline denk gelmesi nedeniyle), ilk taksit ödeme süresi ise 31 Temmuz’da dolacak.

    HANGİ BORÇLARI KAPSIYOR

    Vergi dairesine ödenmemiş vergi ve diğer borçların tamamı ile bunlara bağlı gecikme zammı ve faizi yerine Yİ-ÜFE (Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi) oranında güncelleme yapılarak hesaplanan borcun ödenmesi, vergi aslına bağlı cezaların (vergi ziyaı cezası) tamamının silinmesi, vergi aslına bağlı olmayan usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarının yüzde 50’sinin silinmesi, dava konusu yapılan ihtilafların (vergi tarhiyatları, vergi cezaları, idari para cezaları gibi) sulh yoluyla sonlandırılması, vergi incelemesi ve takdir işlemleri devam eden alacakların yapılandırılması, 2018-2022 dönemine ilişkin olarak matrah ve vergi artırımında bulunan ve şartları yerine getiren mükelleflere dair vergi incelemesi ve tarhiyat yapılmaması imkanları getirildi.

    Yapılandırılan tutarların peşin veya aylık dönemlerle azami 48 aya kadar taksitler halinde ödenmesi, peşin ödemelerde Yİ-ÜFE oranında hesaplanan tutardan yüzde 90 indirim yapılması, trafik para cezaları ve diğer idari para cezalarının peşin ödenmesi halinde, ceza asıllarından yüzde 25 indirim yapılması, matrah veya vergi artırımı üzerine hesaplanan vergilerin peşin veya aylık dönemler halinde azami 12 eşit taksitte ödenmesi, matrah veya vergi artırımı sonucunda tahakkuk eden vergilerin tamamının ilk taksit ödeme süresi içinde peşin olarak ödenmesi halinde bu vergilerden yüzde 10 indirim yapılması, işletme kayıtlarının (kasa mevcudu, ortaklardan alacaklar, emtia, demirbaş gibi) cezasız ve faizsiz olarak gerçek duruma uygun hale getirilmesi ve beyan edilmemiş gelirler ve kazançlar için cezasız ve faizsiz olarak pişmanlıkla veya kendiliğinden beyanda bulunularak taksitle ödenebilmesi gibi kolaylıklar sağlandı.

    Ayrıca, Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurt Hizmetleri Kanunu’nda yapılan düzenleme kapsamında öğrenim ve katkı kredisi alacaklarının asıllarına vade tarihleri ile 9 Kasım 2022 tarihi arasında gecikme zammı, Yİ-ÜFE tutarı, katsayı tutarı gibi alacaklar hesaplanmayacak ve bu alacaklar terkin edilecek, kalan borç yapılandırma kapsamında ödenebilecek.

    BORÇ YAPILANDIRMADA TAKSİT SAYISI NE OLACAK?

    Kanun kapsamında yapılandırılan borçlar 12, 18, 24, 36 veya 48 ayda aylık eşit taksitler halinde ödenebilecek.

    Taksitli ödemenin tercih edilmesi halinde seçilen taksit sayısına göre yapılandırılan tutarlara ayrıca katsayı uygulanacak. Katsayılar yıllık yüzde 9’a tekabül edecek şekilde belirlenmiş bulunuyor.

    Peşin ödeme yapılması halinde ise hesaplanan Yİ-ÜFE tutarından yüzde 90 indirim yapılacak ve katsayı ödenmeyecek.

    İdari para cezalarının peşin ödenmesi halinde ceza tutarından yüzde 25 indirim yapılacak.

    Yapılandırılan borçlarını taksitle ödemek isteyen vatandaşların Kanun’dan yararlanabilmeleri için ilk iki taksiti süresinde ve tam olarak ödemeleri gerekiyor.

    İlk iki taksitin süresinde ödenmesi şartıyla bir takvim yılında 3 taksitin süresinde ödenememiş olması ihlal sayılmayacak.

    Süresinde ödenememiş bu taksitler seçtikleri plana göre son taksiti izleyen ay sonuna kadar bu gün için aylık yüzde 2,5 hesaplanan geç ödeme zammı ile ödenebilecek.

    Ancak bir takvim yılında 3’ten fazla taksit ödenmemişse Kanun’dan yararlanma hakkı kaybedilecek.

    Ayrıca, yapılandırma düzenlemelerinin yanı sıra Kanun ile tahsilinden vazgeçilen alacaklar ile ilgili düzenlemeler de yapıldı.

    Vergi dairelerine, vergi, ceza, faiz gibi hangi türden olursa olsun borcu bulunan vatandaşların 2000 lirayı aşmayan borçlarının silinmesi öngörüldü.

    İKİ BİN LİRANIN ALTINDAKİ BORÇLAR SİLİNECEK

    Bir kişinin, 31 Aralık 2022’den önce tüm vergi dairelerine ödenmesi gereken borçlarının toplamı 2000 lirayı aşmıyorsa bu düzenleme kapsamında, bir defaya mahsus olmak üzere, hiçbir şart aramadan borçları silinecek, alacaktan vazgeçilecek.

    Terkin işlemleri için başvuru gerekmiyor. Gelir İdaresi Başkanlığı, merkezden terkin edilecek alacakları tespit ederek işlemleri tamamlayacak.

  • Kamuda çalışan işçilere ikramiye

    Kamuda çalışan işçilere ikramiye

    Cumhurbaşkanı kararı ile 6772 sayılı kanun kapsamına giren kurumlarda çalışan işçilere 2023 yılında verilecek ilave tediye sürelerinin belirlenmesi hakkındaki karar Resmi Gazete’de yayımlandı.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla yayımlanan karara göre, devlet ve bağlı müesseselerinde çalışan işçilere bu yıl ek ödemenin birinci yarısı 23 Haziran’da, ikinci yarısı ise 18 Aralık’ta yapılacak.