Etiket: kanser

  • Olestra içeren ürünlere dikkat! Kanser yapıyor

    Olestra içeren ürünlere dikkat! Kanser yapıyor

    Uzman Diyetisyen Eda Balcı, yüksek yağ içeren ürünlere alternatif olarak üretilen olestranın, prostat kanserine yol açtığına dikkat çekerek, olestra içeren ürünlerden uzak durulması gerektiğini söyledi. Balcı, obezitenin yüksek miktarda yağ tüketiminden kaynaklandığını belirterek yağların, karbonhidrat ve proteinlere göre daha fazla enerji içerdiğini söyledi.

    Balcı, yağların fazla tüketiminin obeziteye neden olduğunu hatırlatarak, ‘‘Obezitenin sonuçlarına bakıldığında, koroner kalp hastalıkları, yüksek tansiyon, felç, diyabet, meme ve kolon kanserleri gibi ciddi hastalıklara sebep olduğu görülmektedir” dedi.

    OLESTRA: YAĞ ORANI DÜŞÜK FAKAT LEZZETLİ ÜRÜN ÜRETMEYE YARDIMCI

    Yüksek yağ tüketimi ile ilgili endişeler ve ideal vücut ağırlığına ulaşmaya olan ilginin artmasıyla, üreticilerin yağ oranı düşük fakat lezzetli yiyeceklerin üretilmesi amacıyla yeni yollar aramasına yol açtığını belirten Balcı, olestranın da bu amaç ile kullanılan maddelerden biri olduğunun altını çizdi.

    ‘‘OLESTRA PROSTAT KANSERİ YAPIYOR’’

    Olestranın ürünlere kalori eklemeyen yağ yerine kullanılan bir madde olduğunu belirten Balcı, patates cipsi gibi yüksek yağlı yiyeceklerin hazırlanmasında, böylece yağ içeriklerinin düşürülmesinde veya ortadan kaldırılmasında kullanılıyor. Olestranın lezzet, görünüş, dayanıklılık ve ısı bakımından diğer normal yağlara benzetilerek yağ asidi bazlı sükroz ekstraksiyonundan oluşmuş, yağ yerine, özellikle yağsız ürün ve kızartmalarda kullanılan enerji değeri olmayan sentetik bir maddedir” diye konuştu.

    BAHARATLI ÇEREZ, KRAKER, YAĞSIZ PATATES DE KULLANILIYOR

    Balcı, “Olestra, baharatlı çerez, krakerler, yağsız patates cipsi, hazır gıda ve kızartmalarda kullanılmaktadır. İshale, karın ağrısına, sindirim sisteminde rahatsızlıklara, beden gücünün daha da zayıflamasına ve kandaki karotenoit seviyelerinin azalmasına sebebiyet vermektedir. Kanda karotenoid seviyesinin azalması sonucunda, retina ve görmede bozukluk başta olmak üzere akciğer ve prostat kanserleri gibi ciddi hastalıklara ve ölümlere neden olduğu yapılan çalışmalarla bildirilmiştir” ifadelerini kullandı.

    ‘‘OLESTRA İÇEREN BESİNLERDEN UZAK DURUN’’

    Olestranın, insan vücudunda emilmeden atıldığını belirten Balcı, “Bu sebeple, yağda çözünen vitaminler olan A,D,E ve K vitaminleri ve karotenoid gibi besin maddelerini bağlayarak bağırsaktan emilmelerini azaltmaktadır. Bu maddelerin vücuttan atılmasına yol açmaktadır. Bu nedenle olestra içeren besinlerden uzak durmak gereklidir. Sağlıklı yağlardan yeterli miktarlarda tüketmek hem yağda eriyen vitaminlerin emilebilmesi hem de sağlıklı bir vücut için çok önemlidir” dedi.

  • Ailesinde kanser hastası olanlar dikkat!

    Ailesinde kanser hastası olanlar dikkat!

    Kanser hastalığının yüzde 5 ila 10’unun “ailesel kalıtım” kaynaklı olduğunu belirten Tıbbi Genetik Uzmanı Doç. Dr. Ayşegül Kuşkucu, bu kişilerin kansere yatkınlığını araştırmanın mümkün olduğunu söyledi. Sık görülen kanserlerden meme ve kalın bağırsak kanserlerinin genetik geçiş gösterebildiğini hatırlatan Doç. Dr. Kuşkucu, bununla birlikte her ailenin riskinin birbirinden farklı olduğunu ve buna göre de sunulan önerilerin değiştiğini ifade etti.

    Kanserin genetik bir hastalık olduğuna işaret eden Yeditepe Üniversitesi Genetik Tanı Merkezi’nden Tıbbi Genetik Uzmanı Doç. Dr. Ayşegül Kuşkucu, 4 Şubat Dünya Kanser Günü öncesinde önemli bilgiler verdi. Kanserin, hücre içindeki genlerin henüz net bilinemeyen nedenlerle değişmesi sonucu oluştuğunu ve bu nedenle genetik hastalık olarak tanımlandığını söyleyen Doç. Dr. Ayşegül Kuşkucu, “Kanser genetik bir hastalık olarak tanımlansa da çok az bir bölümü ailesel kalıtım şeklinde gelişir. Bu grubun taramasını önceden yapmak mümkün. Tüm kanserlerin yüzde 5 ila 10 kadarını oluşturan bu ailesel grup için kansere yatkınlığı araştırmak mümkün. Kişinin ailesindeki kanserlerin kalıtsal olup olmadığını öğrenebilmesi bunlara yönelik genetik inceleme yaptırması yatkınlığını tespit etmesi tabi ki mümkün” dedi.

    “HER AİLENİN RİSKİ BİRBİRİNDEN FARKLI”

    Kanser genetik yatkınlık testi hakkında bilgiler veren Doç. Dr. Ayşegül Kuşkucu, “Testi yaptırmadan önce kişilerin bir tıbbi genetik uzmanına danışması gerekiyor. Çünkü ‘Ben kansere yatkınlığımı öğrenmek istiyorum’ diyen herkese bu test yapılmıyor. Öncelikle ailede birden fazla kişide ve çoğunlukla aynı tür kanserin görülmesi gerekiyor. Bunların dışında ailede erken yaşlarda kanser hikâyesinin olması da önemli başka bir nokta. Bu nedenle akılda bir soru ya da şüphe varsa mutlaka bir tıbbi genetik uzmanına başvurulmalı ve genetik danışma alınmalı. Örneğin meme kanseri için konuşursak, bize başvuran kişinin annesi 30’lu yaşlarında bu hastalığa yakalanmış yani beklenenden erken bir yaşta hastalıkla tanışması bile kanserin ailesel olduğuna dair işaret verebiliyor. Böyle bir durumda eğer kanser tanısı almış kişi hayatta ise öncelikle onun incelenmesi gerekir. Daha sonra riskli olan kişilerde bulduğumuz genetik değişime bakıyoruz. Her bireyin, ailenin riski birbirinden farklı oluyor. Bu risklere göre kişiye verdiğimiz öneriler de farklılaşıyor” ifadelerini kullandı.

    KANSER RİSKİ VARSA NELER YAPILMALI?

    Genetik bozukluk taşıyan her kişinin ömrünün bir döneminde kanser olacağı yönünde kesin bir yargı olmadığına da dikkat çeken Doç. Dr. Ayşegül Kuşkucu, şunları söyledi:

    “Ancak bu kişilerin topluma oranla daha yüksek risk altında oldukları bilinen bir gerçek. O noktada çok az kanser türünde koruyucu cerrahi uygulanabiliyor. Örneğin ailesel meme kanserlerinde eğer risk yüksek, ailede olgu çok ve bireyin kanser olma ihtimali yüzde 80’in üzerindeyse o zaman koruyucu cerrahi önerilebiliyor. Bunun için oluşturulan tıbbi onkologlar, genel cerrahlar, radyasyon onkologları, kadın doğum uzmanları, iç hastalıkları uzmanları, nükleer tıp uzmanları, radyoloji uzmanları, radyasyon onkologları ve tıbbi genetik uzmanlarından oluşan multidisipliner konsey risk taşıyan kişiyle konuşuyor birlikte karar veriliyor.”

    “KANSERİ ERKEN DÖNEMDE TESPİT EDEBİLİRİZ”

    Her ailesel kanser için koruyucu ya da önleyici tedavinin bulunmadığını ifade edip böyle durumlarda alınabilecek önlemlerle ilgili de “Yine meme kanseri için konuşursak, 20’li yaşlardaki genç bir kadının meme-yumurtalık kanseri için genetik yatkınlığı belirlenmiş ancak koruyucu cerrahi önerilmemiş veya istenmemişse takipleri normal kişilere göre daha sık ve daha farklı yöntemlerle yapılır. Örneğin mamografi yerine MR görüntüleme ile takip yapılır. Yine bu takiplerin planlanması konsey önerilerine göre şekillenir. Böylece oluşacaksa da kanseri çok erken dönemlerinde tespit edebiliriz” değerlendirmesinde bulundu.

    Tıbbi Genetik Uzmanı Doç. Dr. Ayşegül Kuşkucu, son olarak günümüzde genetik geçiş gösteren kanserleri ise şöyle sıraladı:

    “Meme-yumurtalık, kalın bağırsak kanserleri sıklıkla karşımıza çıkanlar ama bazı tiroid kanserlerinin dahil olduğu çoklu endokrin tümörler, bir de geniş bir yelpaze ile önümüze çıkan bir ailede bir anda farklı kanser türlerinin görüldüğü kanser sendromlarını da görmekteyiz. Mesela akciğer kanseri genetik geçişli bir kanser değildir fakat ailede bir kişide beyin kanseri, diğerinde meme kanseri bir diğerinde lösemi tanısı varken ailenin başka bireyinde akciğer kanseri görülüyorsa onun genetik kökenli olma ihtimali çok yüksektir. Dolayısıyla bu vakaların da çok iyi değerlendirilmesi gerekir.”

  • Kanser tedavisi gören baba-kız, bir gün arayla öldü

    Kanser tedavisi gören baba-kız, bir gün arayla öldü

    Afyonkarahisar’ın Sultandağı ilçesinde kanser tedavisi gören 62 yaşındaki Rıza Karıncalı  ile 31 yaşındaki kızı Nursel Karıncalı, bir gün arayla hayatlarını kaybetti.

    Sultandağı ilçesine bağlı Yeni Mahallesi’nde oturan, 2 çocuk babası Rıza Karıncalı, geçen çarşamba günü evinde fenalaştı. Bir süredir kanser tedavisi gördüğü belirtilen Rıza Karıncalı, yaşamını yitirdi. Karıncalı’nın cenazesi, aynı gün toprağa verildi.

    KIZI DA DÜN ÖLDÜ

    Afyon Sağlık Bilimleri Üniversite Hastanesi’nde kendisi gibi kanser tedavisi gören kızı Nursel Karıncalı da dün yaşamını yitirdi. Nursel Karıncalı’nın cenazesi, babasın defnedildildiği Sultandağı İlçe Mezarlığı’nda toprağa verildi.

  • Anneden bebeğe kanser geçer mi?

    Anneden bebeğe kanser geçer mi?

    Japonya’da yapılan araştırmalar doğum sırasında bebeklere annelerinden kanser bulaşabileceğini ortaya çıkardı. Araştırma hakkında konuşan Tıbbi Onkoloji Uzmanı Dr. Betül Açıkalın, “Bu çok nadir görülen bir durum. Kanser hastası gebe kadınlar bundan korkmamalı. Kanserden değil, geç kalmaktan korkmak gerekir. Bu gibi durumlarda anneler sezaryenle doğumu tercih edebilirler” dedi.

    Japonya’nın başkenti Tokyo’daki Ulusal Kanser Merkezi Hastanesi’ndeki araştırmacılar, erkek bebeklerin doğum sırasında annelerinin rahim ağzı tümöründeki kanserli hücreleri soluması sonucunda akciğer kanserine yakalandığını ortaya çıkardı. Araştırmada, akciğer kanseri olan 23 aylık ve 6 yaşındaki iki erkek çocuktan alınan örnekler, annelerin rahim ağzı kanserleriyle genetik eşleşme olduğunu gösterdi. Bu sonuçlar akla ‘Kanser bulaşıcı olabilir mi? Anneden bebeğe kanser geçer mi? sorusunu getirdi. Araştırmanın sonuçlarıyla ilgili değerlendirmede bulunan VM Medical Park Maltepe Hastanesi’nden Tıbbi Onkoloji Uzmanı Dr. Betül Açıkalın, “Kanser bulaşıcı bir hastalık değildir. Doğum kanalında bir enfeksiyon varsa yeni doğan bebeğe enfeksiyon bulaşabilir ama kanserin bulaşması çok nadir görülen bir olaydır. Eğer rahim ağzında yer kaplayıcı bir lezyon varsa bebeğin normal yolla doğması çok zor. Bu yüzden sezaryen tercih edilmelidir” diye konuştu.

    ANNE VE BEBEKTE BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ SORUNU OLABİLİR

    Rahim ağzı kanserinin genellikle orta yaş üzeri ve doğurganlığını kaybetmiş kadınlarda görüldüğünü dile getiren Uzm. Dr. Açıkalın, “Doğurganlık yaş grubunda rahim ağzı kanserinin olması ve bebeğe geçmesi çok nadir görülen bir olay. Burada büyük ihtimalle hem annede hem de bebekte bağışıklık sistemi sorunu vardı. Bağışıklık sistemi ile ilgili bir sorun varsa yeni doğan bebekte sistemin düzgün çalışmaması sonucunda anneden aldığı sağlıklı olmayan hücrelerin tekrar aktive olarak bir tümör hücresi olarak gelmiş olduğunu düşünmekteyim. Bunun dışında kanser yan yana oturmakla, aynı yemeği yemekle, aynı eşyaları kullanmakla ve anneden çocuğa geçen bir hastalık değildir” ifadelerini kullandı.

    GEBE KADINLAR KORKMAMALI

    Kanser hastası gebe kadınların bu durumdan korkmaması gerektiğini söyleyen Uzm. Dr. Açıkalın, “Mutlaka genç yaşta başlayarak düzenli olarak rahim ağzı kanserinden korunmak için Smear testi yapılması gerekir. Annelerin jinekolojik muayenelerinde rahim ağzı kanserinin başlangıç hücrelerini tespit eden tahlilleri yaptırmalıdır. Kanser hastası olması rağmen gebe olan annelere kemoterapi yaptım ve çok sağlıklı bebekler doğdu” dedi.

    RAHİM AĞZI KANSERİ 3’ÜNCÜ SIRADA

    Türkiye’de kadın kanserleri içinde görülme sıklığı açısından rahim ağzı kanserinin 3’üncü sırada yer aldığını vurgulayan Uzm. Dr. Açıkalın, “Rahim ağzı kanseri başlangıçta hücredeki bir değişiklik olarak başlıyor. Eğer tedavi edilmezse yavaş yavaş bozulmalar devam ediyor ve uzun bir sürede rahim ağzı kanseri oluşuyor. Bizim amacımız rahim ağzı kanseri oluşmadan, hücresel başlangıçlar olduğu dönemde bunun tedavi edilmesidir. Kanserden değil de geç kalmaktan korkmak gerekir” diye konuştu.

  • Kanser tedavisi gören Ayyüce ‘melek’ oldu

    Kanser tedavisi gören Ayyüce ‘melek’ oldu

    Mersin’de sinir sisteminde tümör bulunan ve yumuşak doku kanseri tedavisi gören, daha önce de birçok kez operasyon geçiren Ayyüce Çınar (23) hayatını kaybetti. Ayyüce Çınar’ın acı haberi, sosyal medya hesabından ‘Melek oldu…’ notuyla duyuruldu.

    Erdemli ilçesinde yaşayan İrem Ayyüce Çınar, 2017 yılında sağ bacağında şişlik şikayetiyle hastaneye gitti. Burada bacağında kitle olduğu tespit edilen Çınar, başka bir hastaneye sevk edildi. Tetkiklerden sonra Çınar, nörofibromatozis hastası ve yumuşak doku kanseri olduğunu öğrendi. Hayat enerjisini hiç bırakmayan ve kanserden hayatını kaybeden Neslican Tay’ı örnek aldığını belirten Çınar, sağ bacağını kaybetti. Geçen süre içinde radyoterapi ve kemoterapi ile birlikte defalarca ameliyat olan Ayyüce Çınar, rahatsızlığının başlamasından itibaren saçlarının dökülmesi ve kaşlarını da kaybetmesi sonrası sosyal medyada paylaşımlarda bulunmaya başladı.

    ‘MELEK OLDU’

    Çok sayıda kullanıcı tarafından destek mesajlarının verildiği Ayyüce Çınar, takipçilerine seslendiği videoda, “Günaydın arkadaşlar, birazdan beni ameliyata alacaklar, çok korkuyorum ve çok ağladım, uzun süre aranızda olamam, hepinizden çok dua bekliyorum” ifadelerine yer vermişti. Ayyüce Çınar’ın acı haberi, sosyal medya hesabından ‘Melek oldu…’ notuyla duyuruldu.

  • FB TV spikeri hayatını kaybetti

    FB TV spikeri hayatını kaybetti

    Dilay Kemer hayatını kaybetti. Fenerbahçe TV spikeri Dilay Kemer kanseri yendikten sonra 16 Ekim’de tekrar yoğun bakıma alınmıştı.

    Uzun zamandır kanser tedavisi gören Fenerbahçe TV spikeri 32 yaşındaki Dilay Kemer hayatını kaybetti.

    FB TV’nin ekran yüzlerinden Dilay Kemer, kanser nedeniyle 16 Ekim’de yoğun bakıma alınmıştı. Daha önce de kanseri yenen genç sunucu, tedbir amaçlı hastanede tutulmuştu.

    Dilay Kemer’in ailesi kızlarının vefat haberini sosyal medyadan duyurdu.

    Kemer’in Instagram hesabından yapılan paylaşımda “Biricik kızımızı, canımızı, Dilayımızı kaybettik” denildi.

    DİLAY KEMER KİMDİR?

    Dilay Kemer, 1988 yılında Antalya’da dünyaya geldi. Üniversite eğitimi için İstanbul’a gelen Dilay Kemer, Yeditepe Üniversitesi Fransızca Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler mezun oldu. Daha sonra spikerlik-sunuculuk eğitimine başlayan Dilay Kemer, Fenerbahçe TV’de hem ana haberi hem de çeşitli programların sunuculuğunu üstlendi.

  • Kansere yenilen öğretmenlerini uğurladılar

    Kansere yenilen öğretmenlerini uğurladılar

    Eskişehir’de, yaklaşık 7 aydır kanser tedavisi gören matematik öğretmeni Yelda Özkefe (50) hayatını kaybetti. Ölümü büyük üzüntü yaratan Özkefe’nin cenazesi, gözyaşlarıyla toprağa verilirken, törene yakınlarının yanı sıra öğrencileri de katıldı.

    ​Ahmet Sezer Ortaokulu’nda matematik öğretmeni olarak görev yapan Yelda Özkefe, 7 ay önce pankreas kanserine yakalandı. Özkefe, tedavi gördüğü Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi’nde dün hayatını kaybetti. Özkefe için Odunpazarı ilçesine bağlı Büyükdere Mahallesi’ndeki Nasrettin Hoca Camii’nde cenaze töreni düzenlendi. Törene, İl Milli Eğitim Müdürü Hakan Cırıt, Özkefe’nin mesai arkadaşları, öğrencileri ve yakınları katıldı. Özkefe’nin cenazesi öğle vakti kılınan cenaze namazının ardından Asri Mezarlık’ta toprağa verildi.

    KAN BAĞIŞI ÇAĞRISI YAPILDI

    Tedavi gördüğü ESOGÜ Tıp Fakültesi Hastanesi’nde durumu ağırlaşan Yelda Özkefe için dün sosyal medyadan kan bağışı çağrısı yapıldı. Özkefe’nin arkadaşları ve eğitim camiası tarafından yapılan paylaşımlarda Özkefe için Kızılay Kan Merkezi’ne kan bağışında bulunulması istendi. Ancak bu paylaşımlardan saatler sonra Özkefe hayatını kaybetmesi büyük üzüntü yarattı.

    ‘İNSANI, DOĞAYI VE HAYATI SEVEN BİR İNSANDI’

    Cenaze törenine katılan Yelda Özkefe’nin arkadaşı Eğitim-Sen Eskişehir Şube Başkanı Faik Alkan, insanı, doğayı ve hayatı çok seven bir insanı kaybettiklerini, “Yelda benim çok eski arkadaşımdı. 25 yıla dayanan bir dostluğumuz vardı. Yozgat’ta ilk göreve başladığımda aynı apartmanda kaldık, aynı ekmeği tükettik, aynı acıları paylaştık. O zamanlardan bugüne gelen bir dostluğumuz vardı. 6-7 aydır bir rahatsızlığı olduğunu biliyorduk. İnsanı, doğayı, hayatı seven bir insandı. Çok üzgünüz. Eğitim camiasının başı sağ olsun. Çok değerli bir arkadaşımızı kaybettik. Kan bağışı için Eskişehir’deki bütün sendikalar, ulaştığımız tüm belediyeler seferber oldu. Hatta bizim Yelda ile 25 yıl önce okuttuğumuz şu anda askeri personel alan bir öğrencimiz sayesinde birçok arkadaşa ulaştık. Kan bağışları oldu ama ömrü yetmedi” diye konuştu.

    ÖĞRENCİLERİ DE UĞURLAMAYA GELDİ

    Camiye gelen Yelda Özkefe’nin öğrencileri de cenaze törenine katılarak öğretmenlerini son yolculuğunda yalnız bırakmadı. Öğrencilerden Yusuf Akyüz, “Hocamızı çok seviyorduk. 2 yıl bize eğitim verdi. Allah rahmet eylesin. Öldüğü haberini duyunca ailece çok üzüldük” dedi.

    Ceren Su Aktaş ise, “Ben de öğrencisiydim. İyi birisiydi. Her insan gibi bazen kızgınlığı oluyordu ama hiçbir insana bir zararı dokunmuyordu. Çok güzel ders anlatımı vardı, iyi bir öğretmendi. Kaybettiğimiz için üzüldüm” diye konuştu.

  • Bursa’da kansere yenilen Emir’e Fenerbahçe formasıyla veda

    Bursa’da kansere yenilen Emir’e Fenerbahçe formasıyla veda

    Bursa’da bir yıldır kanser tedavisi gördüğü hastanede hayatını kaybeden Emir Çıbık (16), son yolculuğuna uğurlandı. Fenerbahçe taraftarı olan Çıbık’ın tabutuna ise üzerinde ‘Emir’ yazan 4 numaralı Fenerbahçe forması bırakıldı.

    Orhangazi ilçesinde, geçen yıl rahatsızlığı nedeniyle hastaneye kaldırılan ve doktorların kemik kanseri teşhisi koyduğu Emir Çıbık, bir yıldır tedavi gördüğü Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde hayatını kaybetti. Dün akşam saatlerinde yaşamını yitiren Çıbık’ın ölümü, ailesi ve sevenlerini yasa boğdu. Emir Çıbık’ın, Orhanbey Ortaokulu’ndan mezun olduktan sonra geçen yıl Orhangazi Mesleki Teknik ve Anadolu Lisesi’ne kayıt yaptırdığı ancak rahatsızlığı nedeniyle kaydını dondurduğu öğrenildi.

    FENERBAHÇE FORMASI BIRAKILDI

    Emir Çıbık, Orhangazi ilçesindeki yeni mezarlıkta kılınan cenaze namazının ardından toprağa verildi. Emir’in cenazesinde ailesi ve arkadaşları gözyaşlarına boğuldu. Fenerbahçe taraftarı olan Çıbık’ın tabutuna ise üzerinde ‘Emir’ yazan 4 numaralı Fenerbahçe forması bırakıldı.

  • 16 yaşındaki Bursalı Emir’den acı haber geldi

    16 yaşındaki Bursalı Emir’den acı haber geldi

    Bursa’nın Orhangazi ilçesinde ortaokul öğrencisiyken kanser teşhisi konulan meslek lisesi öğrencisi Emir Çıbık (16), bir yıldır tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti.

    Orhangazi ilçesinde, geçen yıl rahatsızlığı nedeniyle hastaneye kaldırılan ve doktorların kemik kanseri teşhisi koyduğu Emir Çıbık, bir yıldır tedavi gördüğü Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde hayatını kaybetti. Akşam saatlerinde yaşamını yitiren Çıbık’ın ölümü, ailesi ve sevenlerini yasa boğdu.

    Emir Çıbık’ın, Orhanbey Ortaokulu’ndan mezun olduktan sonra geçen yıl Orhangazi Mesleki Teknik ve Anadolu Lisesi’ne kayıt yaptırdığı ancak rahatsızlığı nedeniyle kaydını dondurduğu öğrenildi.

  • Bursalı uzman çavuştan acı haber geldi

    Bursalı uzman çavuştan acı haber geldi

    Bursa’da bir süredir lösemi tedavisi gören Topçu Uzman Çavuş Ramazan Balı (23), yaşamını yitirdi. Balı, memleketi Bursa’nın Orhaneli ilçesinde toprağa verildi.

    Kıbrıs 28’inci Mekanize Piyade Tümen Komutanlığı’nda görev yaparken lösemi teşhisi konulan Topçu Uzman Çavuş Ramazan Balı, geldiği memleketi Bursa’da Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde tedavi göremeye başladı. Balı, doktorların tüm çabasına rağmen dün hayatını kaybetti.

    Uzman Çavuş Ramazan Balı’nın cenazesi, sabah saatlerinde Bursa Merkez Komutanlığı’na getirildi. Burada Balı için tören düzenlendi. Daha sonra Balı’nın cenazesi, helallik alınması için Orhaneli ilçesine bağlı kırsal Göynükbelen Mahallesi’ndeki baba evine götürüldü. Alınan helalliğin ardından Göyükbelen Mezarlığı’nda kılınan cenaze namazı sonrası Ramazan Balı, gözyaşları arasında toprağa verildi.