Etiket: Karadeniz

  • “Karadeniz gazının yansıması farklı olacak”

    “Karadeniz gazının yansıması farklı olacak”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ‘Cumhurbaşkanı Seçim Özel’ programında gazetecilerin sorularını cevapladı.

    “14 Mayıs’ta sıradan bir seçim yapmayacağız”

    14 Mayıs Seçimlerinin önemine yönelik konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “14 Mayıs’ta sıradan bir seçim yapmayacağız. Bu seçimlerde güven ve istikrar ikliminin devam edip etmeyeceğine karar verilecek. Hizmet ve eser hizmeti devam edecek mi yoksa koalisyona geri mi dönülecek? Karşımızda tüm bu kazanımlara göz dikmiş bir yapı var. Terörle mücadelenin devam edip etmeyeceğine karar verilecek. Terör örgütü yandaşlarından kendilerine makam, mevki arayanlar var. Eskisi gibi borç alan borç aldıktan sonra boyundurukları altına giren Türkiye isteyenler de 14 Mayıs’ı bekliyorlar. Biz her alanda kendi kararlarını veren bir Türkiye için mücadele verdik” dedi.

    Eğitimden sağlığa, enerjiden sanayiye tüm altyapının eksikliklerini giderdiklerini söyleyen Erdoğan, ülkeye adeta çağ atlatıldığını ifade etti. Ekonominin 3 kat büyüdüğünü söyleyen Erdoğan, IMF’den borç alan değil tüm dünyaya kalkınma programları yapan bir ülke olduğumuzun altını çizdi. Erdoğan, savunma sanayinde dışa bağımlılığın yüzde 20’lere kadar düşürüldüğünü dile getirdi.

    Yeni müjdeler olacak mı?

    Kalan 18 günün kendileri için farklılık arz ettiğini ifade eden Erdoğan, “Biz yoldayız, şu anda Zillet ittifakı yola çıkmış filan değil. Bunların büyükşehir belediyeleri var, acaba bu büyükşehir belediyelerinde şu ana kadar ne yaptılar? Biz seçim zamanı müjdeler açıklamıyoruz. Bay Bay Kemal gibi milleti seçim zamanı hatırlayanlardan değiliz. Mesela her çiftçiye bir traktör vaat etmişlerdi. Verdiler mi? Hep yalan” dedi.

    Erdoğan, “Zengin bir beşeri yapıya sahibiz, şu anda benim kabinedeki arkadaşlarımı sahaya sürüşüm bu bir liderlik tasarrufudur. Bir liderlik tasarrufu olarak bu arkadaşlarımda nerede nasıl istifade ederiz düşüncesi içinde bütün bakan arkadaşlarımı sahaya sürmüş durumdayım. Bunların içinde istisna Kültür Turizm Bakanımız var. Şu anda sahada olmayışının sebebi mesleği nedeniyle. Onların sahada olmasının getirisini çok önemli görüyorum” açıklamasını yaptı.

    Vatandaşları ekonomik olarak rahatlatacak, alım gücünü artıracak tedbirleri sürdüreceklerini bildiren Erdoğan, milletin her kesimini destekleyecek programlar oluşturduklarını dile getirdi. Erdoğan, “Ülkemizin imkanlarını milletimizin her bir ferdine yansıtacak çalışmalar yapıyoruz. Doğal gazda, elektrikte indirimler uyguladık. Vatandaşımız Karadeniz gazının ülkemize sağlayacağı yararları günlük hayatta görmeye başlayacak. Hepsinden öte Karadeniz gazının tüm vatandaşlarıma yansıması çok farklı olacak” dedi.

    Erdoğan, deprem bölgelerindeki seçim süreci ile ilgili soruya şöyle cevap verdi,

    “YSK’ya ait görevler var. Siyasi partiler olarak bize ait görevler var. Deprem bölgesi ile alakalı neler yapıldığını hatırlarsak çadır kentler, konteyner kentler hepsinden öte özellikle şu anda kalıcı konutlar olmak üzere bunu üst başlıkta düzenleyebiliriz. Şu anda enkaz kaldırma çalışmalarımız yoğun şekilde devam ediyor. Enkaz kaldırma çalışmalarını önemli kısmını bitirdik. Hatay’da da enkaz kaldırmayı tamamlayacağız. Bir yıl içinde de söz verdiğim kalıcı konutları tamamlayıp vatandaşlarımıza teslim edeceğiz. Ankara- Sivas Yüksek Hızlı Tren açılışı var. Yozgat, Kırıkkale, Sivas’a ulaşmak suretiyle bu adımı atalım istiyoruz. Bu illerdeki vatandaşlarımıza hayırlı olsun diyoruz” açıklamasını yaptı.

  • Karadeniz’de bulunan Doğalgaz yakıldı

    Karadeniz’de bulunan Doğalgaz yakıldı

    Doğalgazın ulusal dağıtım hattına bağlanmasında sona gelindi. Filyos Doğalgaz İşleme Tesisi’ndeki yanma ünitesinde Karadeniz gazının ilk alevleri göründü.

    Karada ilk alevin görünmesiyle sevinç yaşanırken, yanma ünitesinden yükselen alevler geceyi aydınlattı. Alevlerin yüksekliğinin 15 metreye ulaştığı öğrenildi. Test yakışında 4 itfaiye ve 2 ambulans tesiste yaşanabilecek aksiliklere karşı önlemi aldı.

    ‘Karadeniz Gazı Devreye Alma Töreni’

    Öte yandan Karadeniz doğalgazının karaya ulaşması sebebiyle 20 Nisan saat 20.23’te Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla ‘Karadeniz Gazı Devreye Alma Töreni’ düzenlenecek.

    “Azimle, sabırla, inançla çalışarak sözümüzü tuttuk”

    Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Melih Han Bilgin, Karadeniz’in derinliklerinde keşfedilen doğal gazın karaya ulaştırılmasına ilişkin, “Milletimizin dualarıyla çıktığımız bu yolda, Cumhurbaşkanımızın bize verdiği görevi tamamlamış olmanın huzuru içerisindeyiz.” dedi.

    TPAO’nun Twitter hesabından paylaşım yapıldı 

    “Enerjide Bağımsız Türkiye hedefiyle çıktığımız yolda; azimle sabırla inançla çalışarak sözümüzü tuttuk ve Karadeniz gazını Sakarya Gaz Sahası Kara Tesisi’ne başarıyla getirdik. Karadeniz Doğal Gazı Devreye Alma Töreni için hazırız. Bu projeye emek ve gönül veren herkese minnettarız.”

    (TPAO) Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Melih Han Bilgin, huzur içerisindeyiz

    “Çok şükür bu mübarek ramazan gününde ne kadar şükretsek az. Milletimizin dualarıyla çıktığımız bu yolda, Cumhurbaşkanımızın bize verdiği görevi tamamlamış olmanın huzuru içerisindeyiz. Allah’a çok şükür, bugünü de gördük. Bütün takım arkadaşlarımızla beraber, Karadeniz’in derinliklerinde keşfettiğimiz gazı karaya ulaştırmış olduk. Sayın Cumhurbaşkanım sözümüzü tuttuk, bize verdiğiniz görevi tamamladık. Arz ederim.”

  • Denizlerde endüstriyel av yasağı başladı

    Denizlerde endüstriyel av yasağı başladı

    Denizlerde av yasağı ile ilgili yapılan açıklamada, “Denizlerde su ürünleri av yasağı 15 Nisan 2023 tarihinde başladı. Yasak 31 Ağustos 2023 tarihinde sona erecektir. Karadeniz’de 15 Nisan-31 Ağustos tarihleri arasında, gırgır ağları ile su ürünleri istihsali yasaktır. Trol avcılığına açık Karadeniz’de 15 Nisan – 31 Ağustos tarihleri arasında trol ağları ile su ürünleri avcılığı yasaklanmıştır.

    Bütün karasularımızda 15 Nisan – 31 Ağustos tarihleri arasında algarna ile deniz salyangozu avcılığı yasaktır. Sadece dalma yöntemi ile deniz salyangozu avcılığı dönem boyunca serbesttir. Yine 15 Nisan – 15 Haziran tarihleri arasında her türlü istihsal vasıtası ile kalkan avcılığı yasaktır. Karasularımızda 1 Nisan- 31 Ağustos tarihleri arasında ağ dalyanları dahil her türlü istihsal vasıtası ile palamut ve torik avcılığı yasaktır. Amacımız; günü kurtarmak değil, geleceği kurtarmak olmalıdır. Av yasağının çok olumlu katkıları olup, aşırı ve kuralsız avcılığın, çok önemli bir zenginliğimiz olan deniz ürünlerimizin yok edilmesi anlamına geldiğini bu sebeple tüm su ürünleri avcılarımızın yasaklara uymaları gerekmektedir” denildi.
    Kıyı balıkçılığı yapan küçük ölçekli balıkçılar ise bu yasaktan muaf olup avcılık yapmaya devam edebilecek.

  • Karadeniz doğal gazı 20 Nisan’da çıkıyor

    Karadeniz doğal gazı 20 Nisan’da çıkıyor

    Namazı burada kılan Erdoğan’a Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya ve AK Parti İstanbul İl Başkanı Osman Nuri Kabaktepe eşlik etti.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Üsküdar’daki Hz. Ali Camisi’nde kıldığı cuma namazının ardından basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

    Bir gazetecinin, Karadeniz doğal gazının gelecek günlerde yerli sisteme entegre edilmesinin öngörüldüğünü anımsatarak entegrasyon sürecindeki son durumu sorması üzerine Erdoğan, “Nasip olursa 20 Nisan arife, doğal gazımızı çıkarıyoruz. Şu anda bütün planlamalar, hesaplar buna göre. Ondan sonra da zaten bunu elimizdeki mevcut doğal gazla entegre edip adımlarımızı atmış olacağız.” açıklamasında bulundu.

    Erdoğan, bir diğer gazetecinin deprem bölgelerinde yürütülen çalışmalardaki son duruma ilişkin sorusu üzerine şunları kaydetti:

    “11 vilayetin tamamında da gerek temel atmalar gerek konut teslimleri, köy evlerinin teslimleri, bunlar devam ediyor. Bildiğiniz gibi, ben vatandaşlarımdan 1 yıl gibi bir süre talep ettim. Bu 1 yıl içerisinde de inşallah biz bu konutlarımızı süratle bitirip hak sahiplerine teslim edeceğiz. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımız yoğun bir çalışmayı devam ettiriyor. Tabii bir taraftan enkaz kaldırmalar var. Bir taraftan bu enkaz kaldırmalarla birlikte zemin etütleri yapılıyor. Tüm bunlarla beraber de şu anda adımlarımızı atıyoruz.”

    “Şehir hastanelerimiz Cleveland’ı falan aştı”

    Yarın Kocaeli’de bir şehir hastanesinin açılışını yapacakların belirten Erdoğan, “Şehir hastanelerinin sizin için önemi nedir?” sorusu üzerine, “Şehir hastaneleri, geçmişte özellikle de sayın Kılıçdaroğlu’nun SSK’nın genel müdürü olduğu zamanlar oralardaki rezaleti, oralardaki maalesef rehin, rehine alma dönemleri, hatta rahmetli Savaş Ay’ın bir programında izlediğimiz -Kılıçdaroğlu’nun da genel müdürü olduğu dönem- o zaman bu hastanelerin hali ortadaydı. Bütün her taraf pislik içerisinde rezillikti. Hatta galoşları satarlardı yoğun bir şekilde ve kan, pislik öyle bir durumdaydı.” ifadesini kullandı.

    Şehir hastanelerinde vatandaşın huzur bulduğunu dile getiren Erdoğan şöyle devam etti:

    “Bu hastaneler tertemiz, pırıl pırıl. Yani bu hastaneye gelen içeri girdiği zaman zaten huzur buluyor ve huzur bulmayla birlikte de daha şifayı bulunduğu yerde yakalıyor. Dünyada biz şimdi sağlık sektöründe bütün benim diyen ülkelerin hastaneleriyle yarıştayız. Herkes mesela konuşur, ne der? İşte Cleveland. Şu an bizim şehir hastanelerimiz Cleveland’ı falan aştı. Ya şurada İstanbul’da yani Çam ve Sakura Hastanemizin durumu ortada. Ankara’da Etlik, öbür tarafta İstanbul’da Murat Dilmener olsun, öbür tarafta Feriha Öz olsun, bütün bu hastanelerimiz ortada. Bu hastanelere vatandaşım girdiği zaman hamdolsun orada bir defa yatmadan şifayı buluyor. Bu da bizi tabii mutlu kılıyor. Bundan sonraki süreçte de öncelikle büyükşehirlerde birer tane olmak üzere yaygınlaştırarak bu şehir hastanelerimizi devam ettireceğiz.”

    Kocaeli’de açılacak hastanede sismik izolatör olup olmadığı sorulan Erdoğan, “Bu hastanelerin büyük bir kısmında sismik izolatörler kuruldu, kuruluyor ve bunu da yaygınlaştırıyoruz. Şu anda hastanelerimizin bir çoğunda bu sismik izolatörler var ve bundan sonraki bütün yatırımlarımızda da buna hassasiyet göstereceğiz.” dedi.

     

  • “Karadeniz asla NATO denizi olmayacak”

    “Karadeniz asla NATO denizi olmayacak”

    Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitriy Kuleba’nın Karadeniz’in NATO’nun hakim olduğu bir deniz haline getirilmesine yönelik açıklamalarına Rusya’dan tepki geldi. Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov konuya ilişkin yaptığı açıklamada, “Karadeniz, asla NATO denizi olmayacak. Burası ortak bir deniz. Tüm kıyıdaş ülkeler için iş birliği, etkileşim ve güvenlik denizi olarak kalmalı” dedi. NATO’nun Ukrayna’ya verdiği desteği de eleştiren Peskov, “Küresel savaşın hatları daha da belirgin hale geldi. NATO’nun çatışmaya müdahil olma derecesi arttı” ifadelerini kullandı.

    Çin ve Tayvan arasındaki gerilimde ABD’nin Tayvan’a yönelik desteğini de eleştiren Peskov, bu tarz girişimlerin provokasyon olduğunu savunarak, “Tayvan konusundaki tutumumuz net. Diğer ülkelerin durumu istikrarsızlaştırmaya yönelik çabalarını kınıyoruz” şeklinde konuştu.

    Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitriy Kuleba, bugün online olarak katıldığı Karadeniz Güvenlik Konferansı’nda yaptığı açıklamada, bölgede kendisini tehdit altında hisseden tüm uluslar için kapsamlı bir güvenlik ağı oluşturulması gerektiğini belirterek, “Karadeniz’i Baltık Denizi gibi NATO denizine dönüştürmenin zamanı geldi” ifadelerini kullandı.

  • Karadeniz’e yakışmayan görüntü

    Karadeniz’e yakışmayan görüntü

    Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Çarşıbaşı Belediye Başkanı Mümin Nuhoğlu, çöp ve inşaat artıkları dökülen alan ile ilgili zaman zaman kendilerine şikâyetler geldiğini, ilgili yerlere sorunu aktarmalarına rağmen soruna çözüm bulamadıklarını söyledi. Doğu Karadeniz’in en önemli sorunların başında yer sıkıntısı geldiğini belirten Nuhoğlu, “Doğu Karadeniz’in sorunlarından bir tanesi yer sorunu. Sahillerimizin daha modernize olması için vatandaşlarımızın burada etkinlikleri daha rahat yapabilmeleri, huzur bulmaları için sosyal tesisler yapabilmek için burada 156 dönümlük bir alan elde ettik.

    Ulaştırma Bakanlığımızla yaptığımız protokolle birlikte burada bir tahkimat yaptık, 156 dönüm yer elde ettik. Bunun birinci etabı İskefiye Deresi ile liman arasında olan 65 dönümünde bir gençlik merkezi bir de Millet Bahçesi yapacağız. Birde Salova Mahallemizin hudutlarında olan 49 dönümlük arazi var burayı fuar alanı olarak işledik dolgu planına uyguladığımız bir yer” dedi.


    Nuhoğlu, dolgu sahasının Büyükşehir Belediyesi’nin uhdesinde olduğunu ve sorumluluk ve yetkilerin kendilerinde olmadığını söyledi.

    Çöp değil hafriyat, inşaat ve yıkıntı atıkları dökülüyor

    Konuyla ilgili yazılı açıklamalarda bulunan Trabzon Büyükşehir Belediyesi ise dolgu sahasına iddia edildiği gibi çöp değil hafriyat, inşaat ve yıkıntı atıkları döküldüğünü savundu. Yapılan yazılı açıklamada “Çarşıbaşı ilçesinde bulunan 75 dönümlük dolgu alanına, Büyükşehir Belediyesi tarafından çöp döküldüğü iddia edilmiştir. Söz konusu alana Ulaştırma 11. Bölge Müdürlüğü tarafından 250 metre tahkimat yapılmış olup, tahkimatın yapılmasıyla birlikte bu alanın denizle bağlantısı kesilmiştir. Denizle bağlantısı kesilen alan; hafriyat, inşaat ve yıkıntı atıklarıyla doldurulmak üzere Ulaştırma 11. Bölge Müdürlüğü tarafından Büyükşehir Belediyemize devredilmiştir.

    İnşaat ve yıkıntı atıklarının Hafriyat Toprağı İnşaat ve Yıkıntı Atıkları Yönetmeliğindeki tanımlanan bileşenleri; binaların seçici olmayan yıkımları, tamiratı, tadilatı, güçlendirilmesi, bakımı, geliştirilmesi faaliyetindeki yıkımlar ile ortaya çıkan beton, duvar malzemeleri (tuğla, briket, taş) sıva, kum, çakıl, ahşap, plastikler, seramikler, metaller, kağıt ve karton olarak belirtilmiştir. Çarşıbaşı ilçemizde bulunan söz konusu alana, bu yönetmeliğe uygun ve kontrollü bir şekilde döküm yapılmaktadır. Bu atıklar, evsel atık veya ‘çöp’ değildir. Alanda yapılan denetim neticesinde de mevcut atıkların inşaat, yıkıntı ve hafriyat atığı olduğu tespit edilmiştir. Evsel atık toplama işi Büyükşehir Belediyesinde olmayıp ilçe belediyelerinin sorumluluğundadır. İlçe belediyelerimiz topladıkları çöpleri Araklı Katı Atık Entegre Tesisi ’ne göndermekte, toplanan atıklar burada bertaraf edilmektedir” ifadelerine yer verildi.

  • Nisan yağmurları Karadeniz’i çamura boyadı

    Nisan yağmurları Karadeniz’i çamura boyadı

    Samsun’da son 72 saat içerisinde metrekareye 70 kilo yağış düştü. Yağmur nedeniyle debileri yükselen akarsular çamur rengini aldı. Çamur akan akarsular, Karadeniz’in mavi renginin kahverengiye dönmesine neden oldu. Ufuk çizgisinde deniz mavi rengini korurken, dron ile havadan görüntülen Karadeniz’de mavi ile kahverenginin kesiştiği noktalar renkli görüntüler oluşturdu.

    Yağmur yağmadan önce Karadeniz’in sularının mavi olduğunu ifade eden İbrahim Aydın, “Tabiatın erozyona uğramasından dolayı oluyor. Toprak eskiyor ve gittikçe parçalanmaya neden oluyor. Bu durumda denizde çamurlanmaya sebep oluyor. Başka bir açıklaması yok, bu doğal bir durumdur. Doğanın erozyona uğramasından kaynaklı oluşuyor. İnsanlar nasıl yaşlandığı zaman ölüyorsa tabiat da aynı kanunla hareket ediyor. Yani bu denizlerin çamurlanması doğal bir olaydır “dedi.


    Vatandaş Eymen Tekcan, “Böyle olayların olması çok normal. Doğa ve tabiatta böyle şeyler oluyor. Bu yağışlar nisan ayı yağmurları sonuçta. Denizin bazen böyle kısa süreli çamurlanması doğadan kaynaklanan normal bir olaydır” diye konuştu.
    Mustafa Kadim ise, “Bu kadar çamurlandığını görmemiştim. Bu sefer çok yerde böyle olmuş. Demek ki çok yağmur yağışından dolayı böyle olmuş. Ama herhangi bir koku yok. Pek bir sorun yok, biz alışkınız böyle şeylerde. Görüntüsü haricinde etkileyen kötü bir durum yok” şeklinde konuştu.

    Yağışlar devam edecek

    Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nden alınan bilgilere göre pazar günü hava çok bulutlu, pazartesi günü en düşük sıcaklık 9 derece sağanak yağışlı, salı günü en düşük sıcaklık 9 derece gök gürültülü ve sağanak yağışlı, çarşamba günü ise en düşük sıcaklık 8 derece sağanak yağışlı olması tahmin ediliyor.

  • ‘Karadeniz’in Değişen Jeopolitiği ve Türkiye’

    ‘Karadeniz’in Değişen Jeopolitiği ve Türkiye’

    Karadeniz Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. İsmail Köse, Ortadoğu Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Bağcı ve Dumlupınar Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Altay Tayfun Özcan’ın konuşmacı olarak katıldığı panelde konuşan Rektör Prof. Dr. Hamdullah Çuvalcı “Doğu ve batı arasında köprü, kuzey ve güney arasında bir kavşak noktası olan Karadeniz, asırlardır doğu ile batı medeniyetlerinin odak ve çatışma noktası olmuştur. Özellikle 20. yüzyılın sonuna doğru Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla birlikte yeniden şekillenen Karadeniz, jeopolitik önemi nedeniyle bir kez daha küresel güçlerin ilgi alanına girmiştir. Karadeniz’in hâkimiyeti ve kontrolü; Avrupa, Balkanlar, Ortadoğu, Doğu Akdeniz ve Avrasya bölgeleri için jeostratejik önem taşımaktadır. Diğer taraftan yeni dünya düzeninde güvenlik, enerji, ekonomik ve siyasi rekabetin pekiştiği Karadeniz, dünyanın ticaret merkezlerinden biri olmakla birlikte jeopolitik konumuyla enerji koridoru görevini de üstlenmektedir. Türkiye’nin Karadeniz’deki rolü son derece kritiktir. Doğu ve batı arasında kalan Karadeniz’in anahtarı, jeopolitik konumu nedeniyle Türkiye’nin elindedir. Bölge ülkelerinin deniz yoluyla Afrika, Doğu Akdeniz ve Ortadoğu’ya çıkış kapısını Türk Boğazları oluşturmaktadır. Karadeniz’e kıyıdaş devletler, Türk boğazları ve Karadeniz, birbirleriyle bütünleşen stratejik geçiş noktalarıdır. Bu noktada Montreux Boğazlar Sözleşmesi ön plana çıkmaktadır. Montreux Boğazlar Sözleşmesi, kıyıdaş devletlerin güvenliği ve refahı bakımından önemli olmakla birlikte Türkiye’nin bölgede öne çıkan aktör olmasını da sağlamaktadır” diye konuştu.


    Prof. Dr. İsmail Köse ise yaptığı konuşmada “Türk cihan mefkûresinde Boğazlar ve Karadeniz’in önemini anlayabilmek için 1453 yılındaki fetihten sonra buraların, Osmanlı’nın egemenliğine girdiği düşünülür ki esasında düzeltilmeye muhtaç bir bilgidir. 1484 yılında Kefe ve Taman’ın fethinden sonra Karadeniz artık bir Türk gölü olmuştur. 1453 sonrasında Osmanlı Devleti, 300 yıl Bağazlar’a hükmedebildi ta ki 1774 yılında imzalanan Küçük Kaynarca Antlaşması’na kadar Boğazlar’ı kim kontrol ediyorsa Karadeniz’i de kontrol ediyordur. Bu Türk kontrolü, 1484 yılında başlayan mutlak kontrol, 1774 yılına kadar devam eden, bundan sonra da uluslararası politikanın gereği doğrultusunda dönem dönem paylaşılan dönem dönem Mondros Mütarekesi zamanında olduğu gibi işgal altında olan ve 1936 yılından itibaren de büyük oranda yine Türkiye’nin güvenlik kaygılarını Montrö Boğazlar Sözleşmesi ile koruyacak şekilde gelişen bir kontrolden söz ediyoruz” dedi.

    Panelde son olarak konuşan Ortadoğu Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Bağcı ise “Bizim, Karadeniz’den Asya’ya ve oradan da bu tarafa doğru bakmamız; yeni dengeleri, yeni bakış açılarını ve yeni felsefi yaklaşımları da beraberinde getiriyor. O nedenle özellikle hem Osmanlı Devleti tarihini hem Rusya’yı hem de yeni aktörler olan ABD ve Çin’i iyi bilmek lazım. Bu açıdan değerlendirdiğimizde özellikle Karadeniz’in, bizim için ne anlam ifade ettiğine bakmamız gerekir. Bu nedenle gençlerimiz, öğrenci arkadaşlar, ne yapın yapın Montrö Antlaşması’nı iyi bilin. Bu antlaşma, modern Türkiye Cumhuriyeti’nin yaptığı en önemli antlaşmalardan biridir. Boğazlar’ın kontrolünün bizde olması, çok önemli bir şey. Özellikle Rusya-Ukrayna Savaşı başladıktan sonra birdenbire Montrö Anlaşması’nın ve Karadeniz’in öneminin ne olduğunu ve ne olabileceğini daha iyi görmeye başladık” ifadelerini kullandı.

    Panel panelistlere plaket takdim edilmesi ve çekilen hatıra fotoğrafı ile sona erdi.

  • Uzungöl beyaza boyandı

    Uzungöl beyaza boyandı

    Turizm Merkezi Uzungöl’de ülke genelinde devam eden olumsuz hava koşulları sebebi ile 29 Mayıs 2023 Çarşamba Günü akşam saatlerinden itibaren kar yağışı başladı. 2 gündür devam eden yoğun kar yağışı sonrasında Uzungöl beyaza boyanırken, kar kalınlığı 40 cm’yi geçti.

    Her mevsim bir başka güzel olan Uzungöl’e ilk kez Mart sonunda bu kadar kar yağışı yaşanırken, deniz seviyesinden bin 90 metre yüksekliğindeki turizm merkezi karla kaplandı.

  • Bin 300 yıllık türbede mukabele geleneği

    Bin 300 yıllık türbede mukabele geleneği

    “Başını vermeyen şehit” olarak bilinen ve Sinop’ta şehit düştüğü noktaya türbesi yapılan Seyyid İbrahim Bilâl Hazretleri’nin türbesi, Karadeniz Bölgesi’nde inanç turizminin önde gelen mekânlarından olarak biliniyor. 13 asırlık türbe içerisinde bulunan 234 yıllık camide her yıl Ramazan ayı geleneği olan mukabele kültürü yaşatılıyor.

    Hz. Muhammed’in 4. kuşak torunu

    Türbe hakkında bilgi veren Seyyid Bilâl Camisi İmam Hatibi Selahattin Başkaya, “Seyyid Bilal Hazretleri, Peygamber Efendimizin dördüncü göbek torunu oluyor. Aynı zamanda din ve İslam’ı yaymak için seferlere katılarak, İstanbul’un fethi için yola çıkmışlar ve bu yolculuk tamamlanamadan, denizdeki fırtınaya yakalanarak Sinop limanına sığınmışlar. Sinop’ta yapmış oldukları tekfurla mücadelelerinde şehit olmuş bir Allah dostudur” diye konuştu.

    Türbenin Anadolu Selçuklu döneminde yapıldığını kaydeden Başkaya, “Aleaddin Keykubat döneminde 1280 yılında yapılmıştır. Cami de 1789 yılında Sinop’u ziyaret eden Osmanlı deniz komutanı Cezayirli Ali Paşa tarafından yaptırılmış bir eserdir. O günden bu güne Seyyid Bilal Hazretleri, ülkemizin ve dünyanın değişik yerlerinden insanlar tarafından çokça ziyaret edilen bir mekândır. Bana göre İstanbul’da Eyüp Sultan, Konya’da Mevlana, Ankara’da Hacı Bayram Veli Hazretlerinin mekanı neyse Seyyid Bilal Hazretleri’nin mekanı da oldukça önemlidir” şeklinde konuştu.

    Cami cemaati mukabele geleneğini bu yıl da önemli değere sahip olan camide gerçekleştirmekten mutluluk duyduklarını ifade ettiler.

    Mukabeleye katılan Osman Tosun, 70 yıldan beri bu mahallede ikamet ettiğini ve bütün ibadetini Seyyid Bilal Camisi’nde gerçekleştirdiğini söyledi.

    46 yıldır caminin cemaati olduğunu belirten Erdoğan Demirci, “1977 yılından beri bu caminin cemaatiyim. Mümkün oldukça hem buraya geliyoruz, namazımızı ibadetimizi yerine getiriyoruz, orucumuzu tutuyoruz. O büyük bir zat, herkese nasip olmuyor böyle bir mekân” dedi.

    Büyükten küçüğüne bölgede yaşayan herkesin Seyyid Bilal Hazretleri’ni bildiğini ve türbesini ziyaret ettiğini anlatan Recep Karataş, kendisinin de yaşadığı şehirde böyle bir türbeye sahip olduğu için şanslı olduğunu söyledi. Ayrıca Sinop İl Müftülüğü, mukabelelerin ildeki tüm camilerde Ramazan ayı boyunca devam ettiğini kaydetti.