Etiket: kardiyoloji

  • “Diyetler, ani kalp krizine neden olmaz”

    “Diyetler, ani kalp krizine neden olmaz”

    Kardiyoloji Uzmanı Dr. Zeki Doğan, sakıncalı diyetlerin sadece kalbi değil tüm vücudu olumsuz etkilediğini belirtirken, ani kalp krizlerine ise neden olmayacağını söyledi. Dr. Doğan, zayıflama iğnelerinin kalp sağlığı açısından faydalı olduğunu ifade etti.
    Hızlı kilo vermek için uygulanan ketojenik diyet, su diyeti, şok diyeti, aralıklı oruç gibi bazı diyetler, tartışma konusu haline geldi. Uzmanlar bu tür diyetlere karşı uyarılarda bulunurken Atlas Üniversitesi’nden Kardiyoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Zeki Doğan, diyetlerin kalp sağlığı üzerindeki etkisine ilişkin önemli noktalara değindi.

    Tekdüze diyetlerden kaçının

    Tekdüze diyetlerin sadece kalp değil, vücut sağlığı açısından da sakıncalı olduğunu belirten Doğan, şu ifadeleri kullandı:
    “Tekdüze diyet dediğimiz gruba giren aralıklı oruç, ketojenik diyetler, su diyetleri veya şok diyetler, genel anlamda aynı kategoride. Ketojenik diyette protein ağırlıklı beslenen kişilerde bu sefer protein fazlalığı nedeniyle sakıncalar olabilir. Mesela safra kesesinde taş oluşabilir, ürik asit artar, gut olur. Gutun olması zaten kardiyovasküler risk faktörlerinden bir tanesi. Bu durumda kalp krizi riskini de beraberinde getirebilir. Yapılan diyetlerin ılımlı, sporla bütünleştirilerek yapılması lazım. Çok hızlı kilo verip sağlığınızdan olmaktansa yavaş yavaş verip daha sakin, daha kabul edilebilir bir tarzda diyet yapılmasını kardiyolojik açıdan tercih ederiz.”

    “Kalp kasları diyetle zayıflamaz”

    Diyet sonucu kalp kaslarının zayıfladığına dair yaygın bir düşüncenin olduğunu belirten Dr. Öğretim Üyesi Zeki Doğan, “Diyetlerle beraber kalp kasının zayıflaması gibi bir şey olmaz. Diyet, su diyeti ya da şok diyeti gibi diyetlerle yağlar dışında kaslardan da kaybedildiği ve kalp de kastan oluştuğu için o da zayıf düşer gibi bir algı var. Böyle bir şey olmaz. Kalp kası en son etkilenecek organdır. Kalp krizi, yıllar içinde biriken zararların ortaya çıkardığı bir süreçtir. Kalp krizinin öncesi vardır, bir anda olmaz. Kolesterol, sigara, hipertansiyon, diyabet, stres gibi faktörlerin aylar yıllar içerisinde yaptığı birikim sonucunda kalp damarında plak oluşur. Herhangi bir tetikleyici faktörle damardaki darlığın tamamen dolması neticesinde kalp krizi olur. Zaman içerisinde oluşan bir şeyi kısa bir süre içinde aniden olmuş gibi gösterme konforu doğru bir yaklaşım değil” dedi.

    “Yanlış diyet, kalp ritmini bozabilir”

    Diyetlerin fizyolojik olmak zorunda olduğunu hatırlatan Dr. Doğan, “Diyetle birlikte spor mutlaka yapılmalı. Her şeyden yemeliyiz ama az az yemeliyiz. Karbonhidratlardan, şekerden, hamur işlerinden, kızartmalardan uzak kalmak daha doğru olur. Proteini, sebzesi, meyvesi beslenme listesinde olmalı. Bu besinlerin tamamen yok sayıldığı diyet türlerine karşıyız. Sağlık açısından bu tür diyetlerin hiçbir faydası yoktur. Bunların tamamının sağlığa zararlı olduğu çok net. Uzun süre kötü diyetler yaparsanız elektrolit dengesizliği olabilir. Elektrolit dengesizliği kalp ritim bozukluklarının bir tetikleyicisi olabilir” diye konuştu.

    “Zayıflama iğneleri doktor tavsiyesiyle kullanılmalı”

    Zayıflama iğneleri ve ilaçlarla ilgili de önemli bilgiler veren Dr. Doğan, “FDA (Amerika Birleşik Devletleri Gıda ve İlaç Dairesi) ve Sağlık Bakanlığı onaylı zayıflama iğnelerini biz de gereken hastalarımızda kullanıyoruz. Bu ilaçların kalp krizinden ölümü azaltmak, kalp hastalıklarına yakalanma riskini azaltmak gibi olumlu özellikleri var. Bunlarla ilgili bizim bir şüphemiz yok. Bunların kullanımının doktor kontrolü ve tavsiyesinde olması gerekiyor. Kişi bunu bir yerden temin edip aklına gelen bir dozu kendine uygulaması asla kabul edilebilir bir şey değil” dedi.
    En başta kalp sağlığı için obeziteyle savaşmanın önemini vurgulayan Dr. Zeki Doğan, bu durumun istismar alanına çevrilmemesi gerektiğini belirterek sakıncalı diyetlerden uzak durulması konusunda uyarıda bulundu.

  • Kalbinizi soğuk havalardan koruyun

    Kalbinizi soğuk havalardan koruyun

    Soğuk havalar kalp sağlığını olumsuz etkilediğinden kalp hastalığı olanların kış aylarında gerekli tedbirleri almalarının çok önemli olduğunu anlatan Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Onur Akpınar, muhtemel riskleri anlattı.
    Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Akpınar, kalbi korumanın 5 yolunu şu şekilde sıraladı:

    1-Grip ve zatürreye karşı tedbirinizi alın

    İnsan metabolizması bir bütün halinde çalışıyor ve hastalıklar birbirini tetikleyebiliyor. Kış aylarında ise grip ve zatürre gibi hastalıkların görülme sıklığı arttığından bu hastalıklar kalp hastaları için üzücü sonuçlara zemin hazırlayabiliyor. Bu nedenle kardiyovasküler hastalıkları olanların grip ve zatürre aşılarını zamanında yaptırmaları riskin azaltılması açısından büyük önem kazanıyor.

    2-İlaçlarınızı almayı aksatmayın

    Kış aylarında hava şartları nedeni ile fiziksel aktivitenin azalması ve bunun yanında istenmeyen kilo alımı kan basıncında yükselmeye neden olabiliyor. Baş ağrısı, baş dönmesi, kulak çınlaması, halsizlik, nefes darlığı, burun kanaması, kalp ritminde düzensizlik gibi işaretler hipertansiyon belirtileri arasında yer alıyor. Bu nedenle hipertansiyon problemi olan bireylerin özellikle kış aylarında kan basıncını düzenli olarak ölçmeyi alışkanlık haline getirmeleri ve doktorlarının verdiği ilaçları aksatmadan kullanmaları gerekiyor.

    3-Sıkı giyinin

    Soğuk havalarda dışarı çıkarken tek bir kalın kıyafet yerine birkaç kat giyinmek gerekiyor. Çünkü bu şekilde giyinmek vücut ısısının daha iyi korunmasını sağlıyor. Ayrıca göğsün ön bölgesine soğuk havanın doğrudan gelmesini engellemek için ceketin önünü kapalı tutmak da faydalı oluyor. Bunların yanı sıra baş bölgesi vücut ısısının hızlıca kaybedildiği bölgelerden biri olduğundan sokağa çıkarken şapka takmak ve ağızdan değil burundan nefes almak da soğuktan korunmada etkili bir yöntem olarak öne çıkıyor.

    4-Düzenli egzersiz yapın

    Soğuk havalardan korunayım derken egzersiz yapmayı tamamen bırakmayın. Dışarda yapılacak egzersizlerin yerine evde yapılabilecekleri tercih edin. Örneğin yürüyüş bandında her gün 30 ila 45 dakika arası düzenli olarak tempolu şekilde yürüyün. Bunun yanı sıra güneşli ve ılık havalarda saat 11 ila 14 saatleri arasında, uygun şekilde giyinmek şartı ile dışarıya çıkın ve yine hafif tempolu yürüyüşler gerçekleştirin. Bu şekilde kış aylarında artan depresyon riski nedeniyle yükseliş gösteren stres hormonlarının kalp krizi ve hipertansiyon gibi kalp hastalıklarını tetiklemesinin de önüne geçmiş olursunuz.

    5-Taze sebze ve meyve tüketin

    Kalp sağlığının korunması ve desteklenmesi için dengeli ve çeşitliliği olan bir beslenme şekli gerekiyor. Bu sebeple özellikle taze kış sebze ve meyvelerine sofranızda bol miktarda yer verin, haftada 2 gün fırında veya buğulama yöntemi ile pişirilmiş balık tüketmeye özen gösterin. Yemeklerinizde doymuş ve trans yağ kullanmayın, şekerden uzak durun. Ayrıca yemeklerinize tuz atmaktan da kaçının. Grip ve soğuk algınlığından korunmak için C vitamini açısından zengin, turunçgiller ile bağışıklık sistemini kuvvetlendirecek besinler tüketin ve bol miktarda su için.

  • Kalp hastalığı riskini önlemek mümkün

    Kalp hastalığı riskini önlemek mümkün

    Kardiyoloji Uzmanı Dr. Adnan Koşüş, kalp hastalıkları riskini basit yöntemlerle engellemenin mümkün olduğunu söyledi. Kalp hastalıklarından korunma yollarının temelinde öncelikle hastalığa yol açan yaşam tarzını ve çevre faktörleri değiştirmenin yattığını belirten Uzm. Dr. Köşüş, “Kalp sağlığını koruyabilmenin öncelikli yollarından biri sağlıklı yiyecekler tüketmektir. Kişiler kolesterollerini uygun seviyede tutmak için tereyağı ve iç yağ gibi hayvansal kaynaklı yağlardan uzak durmalı, fındık yağı ve zeytinyağı gibi bitkisel yağlar tercih etmelidir. Kırmızı etten mümkün olduğunca uzak durulmalıdır. Kırmızı et yerine, balık, hindi ve tavuk eti gibi beyaz et tercih edilmelidir. Bol miktarda sebze ve meyve yenmelidir. Beslenmede fasulye, mercimek, bezelye gibi kolesterolsüz protein kaynaklarına yer verilmelidir. Süt ve süt ürünlerinde ise konsantre süt yerine yağsız veya az yağlı ürünler tüketilmelidir. Karaciğer, işkembe, sakatat, sosis, sucuk, salam gibi gıdalardan uzak durulmalıdır. Beyaz un yerine işlenmemiş buğday unu yani kepekli un tercih edilmelidir. Ayrıca yemek yerken besinleri yavaş yavaş tüketmeye özen gösterilmelidir” diye konuştu.

    “Düzenli egzersiz yapmayı ihmal etmeyin, sigarayı bırakın”

    Sadece her gün yarım saat yürüyerek ve sigara içmeyerek kalp hastalığına yakalanma riskinin yarı yarıya azaltılabileceğine dikkat çeken Uzm. Dr. Köşüş, “Kalp-damar hastalıklarında sigara tüketilmesi başlı başına önemli bir sebeptir. Bu nedenle sigara içen bir kişi sigarayı bırakmalıdır. Ayrıca kişilerde yağların karın çevresinde toplanması da özellikle kalp-damar hastalığı riskini arttırır. Bu nedenle fazla kilolarınızdan kurtulmaya çalışın. Düzenli egzersiz kalp hastalıkları ve kalp krizinden sizi korur. Günümüz toplumu araç kullanımı nedeniyle daha az yürür hale geldi. Bunun önüne geçmek için ise aracınızı, gideceğiniz yere en az 400 -500 metre uzağa park ederek, kalan mesafeyi yürümeye özen gösterin.

    Bu yolu yürümek bile uzun vadede size kalp-damar sağlığınız açısından ciddi bir yarar sağlayacaktır. Asansör kullanımını minimuma indirmek de kalp sağlığı açısından önemlidir. İmkan buldukça bol bol doğa yürüyüşleri yapın. Unutmayın ki uygun kiloya sahip olmak, sağlıklı bir yaşam için ilk adımdır. Kilo vermek kan basıncını, kan şekerini, kan yağlarını ve erken ölüm riskini azaltır. Aşırı stresten ve hareketsiz yaşamdan da mümkün olduğunca uzak durun. Eğer kişinin ailesinde kalp hastası varsa, şişmansa, diyabet veya yüksek tansiyon hastasıysa, sigara kullanıyorsa 30, herhangi bir şikâyeti yok ise de 40 yaşından sonra düzenli olarak bir kardiyoloji uzmanına başvurup, gerekli kontrollerini yaptırarak, kalp-damar hastalıklarına karşı önlemini almalıdır” ifadelerini kullandı.

  • Covid-19 kalpte hasar oluşturuyor

    Covid-19 kalpte hasar oluşturuyor

    Covid-19’un akciğerlerin yanı sıra; kalpte de önemli hasar oluşturabildiğine dikkat çeken Kardiyolog Dr. Bilal Çuğlan, “Koronavirüsün, kalp zarı iltihabı, kalp kası hasarı, kalp krizi, kalp yetmezliği, ritm bozukluğu ve ani kardiyak ölüm gibi pek çok kalp rahatsızlığına neden olduğu saptanmıştır.” diyerek kalp rahatsızlığı olanların tedbiri elden bırakmaması uyarısında bulundu.

    Dünyada ve Türkiye’de en fazla ölüme sebep olan ve yaşam kalitesini düşüren kalp ve damar hastalıklarının önlenebilir nitelikte olduğu konusunda toplumsal farkındalığı artırmak için Dünya Kalp Federasyonu tarafından 2000 yılından bu yana her yıl 29 Eylül günü ”Dünya Kalp Günü” olarak kabul ediliyor. Beykent Üniversitesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Bilal Çuğlan da, 29 Eylül Dünya Kalp Günü nedeniyle, kalp hastalıklarının Covid-19 ile ilişkisine dair açıklamalarda bulundu.

    ÖLÜMLERİN YÜZDE 40’INI OLUŞTURUYOR

    Kalp ve damar hastalıklarının, Türkiye’de ölümlerin yaklaşık yüzde 40’ını oluşturduğunu hatırlatan Dr. Çuğlan, ”Ayrıca, ülkemizde diğer Avrupa ülkelerine oranla kalp krizi daha sık yaşanmaktadır ve bunların yarısından fazlası ise hastaneye ulaşamadan hayatını kaybetmektedir. Her yıl dünyada 17.5 milyon insan kalp damar hastalıklarından dolayı hayatını kaybetmektedir. Ülkemizde ise 2019 TÜİK verilerine göre, yaklaşık 160 bin kişi kalp ve damar hastalıkları nedeniyle hayatını kaybetmiştir.” bilgisini paylaştı.

    EN ETKİLİ YÖNTEM: BİRİNCİL KORUMA

    Kardiyoloji Uzmanı Dr. Bilal Çuğlan, kalp damar hastalıklarına bağlı ölümleri azaltmanın ilk ve en etkin adımının birincil koruma olduğunu söyledi.

    Dr. Çuğlan, birincil koruma yöntemlerini şu sözlerle açıkladı:

    ”Birincil koruma olarak; sağlıklı ve dengeli beslenme, tütün ve alkol kullanımının azaltılması ve yeterli düzeyde fiziksel aktivite gibi yaşam tarzı değişikliklerinin yanında diyabet ve hipertansiyon gibi hastalıkların kontrol altında tutulmasıyla kalp damar hastalıklarına bağlı ölümlerin büyük oranda önlenebileceği saptanmıştır. Kardiyovasküler risk faktörlerinin kontrolü için özellikle 40 yaş üstü bireylerde kardiyovasküler riskin hesaplanması ve bununla birlikte beslenme ve yaşam tarzı değişiklikleri ile kalp damar hastalıklarının gelişimi veya ilerlemesi azaltılabilir. Ayrıca, tütün kullanımı, kalp damar hastalıklarının gelişiminde çok ciddi rol almaktadır. Kalp damar hastalıklarından korunmak, çocukluk çağından başlanarak yapılan sağlıklı beslenme ve düzenli hayat tarzı değişikliklerini benimsenmesi ile sağlanabilir. Özellikle; beslenme olarak Akdeniz mutfağının seçilmesi kalp açısından en sağlıklı beslenme şeklidir. Sağlıklı beslenme olarak; deniz ürünleri, badem, fındık gibi kuruyemişler, işlenmemiş tahıllar ve az yağlı süt ürünlerinden zengin, doymuş yağ oranı yüksek hazır gıdalar, kırmızı et, kızartma, şekerli ve unlu besinlerden fakir bir diyet tercih edilmelidir.”

    COVID-19, KALP HASTALIĞINI YANINDA GETİRİYOR

    Dünya Kalp Günü için her yıl farklı bir tema kullanıldığını ve bu yılın temasının Covid-19 pandemisi üzerinden belirlendiğini ifade eden Çuğlan, ”Tüm dünyada yaklaşık 1 milyon ölüme neden olan ve milyonlarca insanda sekel bırakan koronavirüsün önemli hasar bölgelerinden biri de kalp tutulumudur. Bu hastalık seyrinde sürekli akciğer bulguları ön planda olmasına rağmen, çoğu hastada kalp hastalıkları da sık görülmektedir.” diye konuştu.

    Kardiyolog Dr. Bilal Çuğlan şöyle devam etti;

    “Koronavirüsün, kalp zarı iltihabı, kalp kası hasarı, kalp krizi, kalp yetmezliği, ritm bozukluğu ve ani kardiyak ölüm gibi pek çok kalp rahatsızlığına neden olduğu saptanmıştır. Koronavirüs enfeksiyonu geçiren hastaların yaklaşık yüzde 20’sinde en az bir kardiyak problem tespit edilmiştir. Ayrıca, Covid-19 enfeksiyonu geçiren hastaların yaklaşık dörtte biri kalp krizi veya kalp yetmezliği semptomları ile hastaneye başvurmuşlardır. Kalp kası hasarı gelişen hastalarda daha sonra ritm bozuklukları ve kalp yetmezliği gelişebilmektedir. Bu hastalarda, virüs enfeksiyonuna bağlı oluşan hipoksi, inflamatuar stres ve metabolik anormalliklere bağlı olarak hastaneye yatırılan hastaların yaklaşık yüzde 20’sinde, yoğun bakıma alınan hastaların ise yaklaşık yarısında aritmiler gelişmiştir. Bununla birlikte, daha önce kalp krizi geçirmiş olanlar ile kalp yetmezliği mevcut olan hastalar Covid-19 enfeksiyonunu daha ağır ve ciddi olarak yaşamaktadırlar. Ayrıca; atletlerde bu komplikasyonlar fark edilmediğinde, ağır spor sırasında kalp krizi gelişebilmektedir.”

    DOKTOR TAVSİYESİ OLMADAN TEDAVİ DEĞİŞİKLİKLERİ RİSKLİ

    Kardiyoloji Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Bilal Çuğlan, Covid-19 enfeksiyonu geçiren hastaların çoğunda kalp hasarı bulgusu tespit edildiğini ve bu hasarlardan korunmak için alınan önlemlere, kalp hastalığı bulunan hastaların daha sıkı uymaları gerektiğini şu sözlerle aktardı:

    ”Bu süreçte, kronik kalp hastalarının ilaçlarını düzenli alması ve doktor tavsiyesi olmadan kesinlikle değişiklik yapmamaları gerekmektedir. Özellikle; Sağlık Bakanlığı tarafından sürekli vurgulanan 14 kurala mutlaka uyulmalıdır. Maske, mesafe ve hijyen ile bu süreçte kendimizi korumalıyız. Koronavirüs için aşı veya tedavi bulunana kadar, tüm önlemleri alarak aynı zamanda kalp sağlığımıza da korumuş olacağız. Kalp hastalıklarının gittikçe arttığı bir dünyada, doğru risk yönetimi ve alınacak önlemlerle bu artışı azaltabiliriz. Kalp hastalıkları için oluşan risk faktörlerini yaşam tarzı değişikliği, beslenme alışkanlıklarının değişikliği ve salgın sürecinde korunma ile azaltabiliriz ve kalp sağlığımızı daha iyi koruyabiliriz. Kendimizi korumak aynı zamanda kalbimizi ve sevdiklerimizi de korumaktır.”