Etiket: kastamonu

  • Kastamonu’da tonlarca ceviz hasat edildi

    Kastamonu’da tonlarca ceviz hasat edildi

    Kastamonu’da 10 bin 172 dekar arazide yetiştirilen çeşitli cins cevizler hasat edildi. Hasadın ardından Kastamonu’da toplamda 5 bin 454 ton ceviz hasat edildi.

    En fazla ceviz ise Doğanyurt ilçesinde hasat edildi. Doğanyurt’ta bin 550 dekar araziye ekilen cevizden bin 502 ton verim alındı. İnebolu’da ise 2 bin 106 dekar araziden 861 ton ceviz alınırken, Tosya ilçesinde de bin 453 dekar araziden 740 ton cevizin hasadı yapıldı.

    İlkbahar mevsiminde yaşanan soğuk hava sebebiyle il merkezi başta olmak üzere Araç, Şenpazar, Taşköprü ve Devrekani’de dekar başına verimde düştü.

    Buna göre merkez ilçede bin 105 dekar alanda geçtiğimiz yıllarda 6 bin ton ceviz yetiştirilen, bu yıl sadece 360 ton ceviz hasadı yapıldı. Ayrıca Araç’ta 940 dekar alandan 440 ton, Taşköprü’de 450 dekar alandan 241 ton ve Devrekani’de 180 dekar alandan 2 ton ceviz hasat edildi.

    “Ceviz, besin değeri yüksek ve ekonomik olarak büyük potansiyel taşıyan bir meyve türüdür”
    Kastamonu İl Tarım ve Orman Müdürlüğünden yapılan yazılı açıklamada, “Coğrafi şartlarına bağlı olarak sıfır rakımdan 1600’lü rakımlara kadar değişen yükseltilere sahip olması ayrıca denize olan bakışı gibi sebeplere bağlı olarak, ürün deseni oldukça geniş bir yelpazeden oluşmaktadır. Ceviz de bu kapsamda belirli alanlarda öne çıkan tarımsal ürünlerden bir tanesidir.

    Kastamonu, ceviz üretimi açısından önemli bir potansiyele sahip olup, son yıllarda ceviz tarımının yaygınlaşması ve ekonomik anlamda değer kazanmasıyla dikkat çekmektedir. Ceviz, besin değeri yüksek, sağlıklı yağlar içeren ve ekonomik olarak büyük potansiyel taşıyan bir meyve türüdür. Dünyada ve Türkiye’de önemli bir ihraç ürünü olan ceviz, aynı zamanda yerel ekonomiye katkı sağlamaktadır.

    Kastamonu’da ceviz, özellikle son yıllarda yaygınlaşan tarım alanlarından biri olmuştur. Kastamonu’nun coğrafi yapısı, iklimi ve toprak özellikleri ceviz tarımına oldukça elverişlidir. İl, yüksek rakımlı ve dağlık alanlarda ceviz yetiştirilmesine imkan tanır ve bu durum, ceviz yetiştiriciliği için uygun iklim şartları sağlar.

    Ayrıca işlemeli tarıma uygun alanlarda, tarım alanlarının üretime kazandırılması amacıyla özellikle yetiştiriciliği tercih edilen bir ürün olarak dikkati çekmektedir” diye belirtildi.

    “Kastamonu, Türkiye’nin ceviz üretiminde önemli bir yer tutan illerden biridir”
    Kastamonu’nun ceviz üretimi ağırlıklı olarak İnebolu, Doğanyurt, Merkez, Tosya ve Araç ilçelerinde yoğunlaştığının belirtildiği açıklamada, “Bu bölgeler, ilkbahar geç donlarının etkisi daha az görülüyor olması üretimin bu bölgelerde yoğunlaşmasındaki başlıca etkenlerdendir.

    Bunun yanında arazinin dağlık ve eğimli olması, hakim rüzgarların bulunması ceviz ağaçlarında verimi olumlu yönde etkilemektedir. Kastamonu, Türkiye’nin ceviz üretiminde de önemli bir yer tutan illerden biridir.

    Ülke genelinde ceviz üretiminin arttığı yıllarda, Kastamonu’da bu büyümeden payını almıştır. Kastamonu’nun ceviz üretiminde önemli bir yeri olmasının başlıca sebeplerinden biri de, burada yetişen cevizlerin yüksek kaliteye sahip olmasıdır.

    Bununla birlikte, son yıllarda Kastamonu’daki çiftçiler, daha fazla gelir elde etmek amacıyla ceviz yetiştiriciliğine ilgi göstermeye başlamıştır. Yapılan projelerle bölgeye uygun ceviz çeşitleri temin edilerek plantasyonu ve özellikle kapama tipi bahçe tesisinin desteklenmesi yönünde yapılan çalışmalar neticesinde ilimizde kapama ceviz bahçeleri de kurulmuş ve verim çağına ulaşan bahçeler üreticilerimiz için gelir kapısı olmaya başlamıştır” ifade edildi.

    Kastamonu’da ceviz tarımının geleceğinin oldukça parlak olduğunun belirtildiği açıklamada, “Üretim planlamasının uygulanmaya başlaması ile birlikte yüzde 6’dan daha düşük meyilli arazilerin dikili tarımda kullanımının sınırlandırılması nedeniyle üreticilerimizin bahçe tesisinden önce Tarım ve Orman Bakanlığı’nın taşra teşkilatları ile irtibata geçmeleri gerekmektedir.

    Sonraki süreçlerin tamamında İl ve İlçe Tarım Müdürlükleri uzman kadroları ile yetiştiricilerin yanında olmaya devam etmektedir. Kastamonu’da ceviz tarımının geleceği oldukça parlaktır.

    Türkiye’nin ceviz ithalatının arttığı günümüzde, Kastamonu’daki ceviz üretiminin de artması beklenmektedir. Ceviz, sağlıklı bir besin kaynağı olarak gittikçe daha fazla talep görmekte ve dünya çapında pazar payı artırılmaktadır. TÜİK Denge Tablosu incelendiğinde halen cevizde ithalatçı konumda olduğumuz görülmekte olup, cevize yatırım yapılma ihtiyacı ortaya çıkmaktadır.

    Türkiye’de yıllık 335 bin ton ceviz üretimi yapılırken, 448 bin ton talep oluşmaktadır. Bu yüzden yıllık 120 bin ton civarında ceviz ithal edilmektedir. Üretilen cevizin 396 bin tonu insanlar tarafından tüketilmektedir” denildi.

    Kastamonu’nun ceviz üretiminde verimin arttırılabileceğinin vurgulandığı açıklamada şu ifadelere yer verildi:
    Kastamonu’nun ceviz tarımında bir marka değeri oluşturması, ürün çeşitliliğinin arttırılması ve modern tarım tekniklerinin uygulanması hem iç pazarda hem de ihracatta ciddi bir avantaj sağlayabilir.

    Ayrıca üreticilerin buluşturulacağı üretici birliğinin oluşturulması sürecinin de başlatılması gereklidir. Şöyle ki üreticinin ve alıcının buluşabileceği ortamlar her zaman tarımın gelişimini ciddi destekleyici etkisi olmuştur.

    Ürününü doğru fiyata satan üretici üretime devam ederken verim ve kaliteyi artırıcı tedbirler almakta, tüketici de doğru fiyata ürün satın alabilmektedir.

    Ayrıca devlet destekleri ve çiftçilere yönelik eğitim programları da bu süreçte önemli bir rol oynamaktadır. Bu alanda yapılan yatırımlar, Kastamonu’daki ceviz üretimini arttırabilir ve bölgesel kalkınmaya katkı sağlayabilir.”

  • Yol kenarına inen karacalar kamerada

    Yol kenarına inen karacalar kamerada

    Kastamonu’nun Azdavay ilçesinde yol kenarında yiyecek arayan karacalar vatandaş kameralarına yansıdı. Karla kaplanan ormandan çıkarak yol kenarında yiyecek arayan iki karacayı yoldan geçen vatandaşlar görüntüledi. Karacalar bir süre sonra tekrar ormanlık alana girerek gözden kayboldu.

  • Kastamonu’da çıkan yangında ahşap ev kullanılamaz hale geldi

    Kastamonu’da çıkan yangında ahşap ev kullanılamaz hale geldi

    Edinilen bilgiye göre, Tosya’da Yunus Emre Mahallesi’nde Yunus Bakır’a ait iki katlı ahşap evde yangın çıktı. Sobadan çıktığı tahmin edilen yangında evde tek başına yaşayan Yunus Bakır, 112 Acil Çağrı Merkezini arayarak ihbarda bulundu. İhbarın ardından yangın yerine itfaiye ekipleri sevk edildi. Ekipler, ahşap evde çıkan yangını kontrol altına alarak söndürdü.
    Sobadan çıktığı tahmin edilen yangında iki katlı ahşap ev ile evde bulunan eşyalar büyük ölçüde zarar görerek kullanılamaz hale geldi.

  • Onlarca cami ve mescit satılmış

    Onlarca cami ve mescit satılmış

    Kastamonu’da 1930-1965 yalları arasında, Selçuklu ve Osmanlı’dan yadigar kalan 30 civarında caminin gazete ilanları ile satıldığını söyleyen Araştırmacı-Yazar Mustafa Gezici, “Bin yıllık bir geçmişten gelen medeniyetimizde bozulan bu yapıların birkaç yıllık çalışmayla düzelmesini söylemek doğru olmaz, kapatmamalıydık, ata yadigarı bu eserlere sahip çıkmalıydık” dedi.

    Kastamonu’da yaşayan Araştırmacı-Yazar Mustafa Gezici, yaptıkları araştırmaya göre Selçuklu ve Osmanlı’dan günümüze kadar ulaşan Kastamonu’daki 30 civarında cami, mescit ve cami arsalarının 1930-1965 yılları arasında yayın yapan mahalli gazetelere verilen ilanlarla satışa çıkartıldığını tespit ettiklerini söyledi.

    “Evliyalar Şehri” olarak bilinen Kastamonu’da, satılan cami ve mescitlerin birçoğunun bakımsızlıktan yıkıldığını, birçoğunun ise farklı amaçlarda kullanıldığını belirten Gezici, 16. yüzyılda yapılan caminin bile çok düşük bir fiyattan şahıslara satıldığını ifade etti.

    “Vakıfta bunun bedduası dahi vardır”
    Camilerin gazete ilanları ile satıldığını belirten Gezici, “Belki de onlarcası satılmıştır, Tosya’da hatta diğer ilçelerde de camiler satılmıştır.

    Bu o dönemin gazetelerine de yansımıştır. O günün parasıyla 100 liraya, 200 liraya, 300 liraya şahıslara satılmıştır. Kimi caminin yeri boş kalmıştır, bazılarının ev ya da işyeri gibi çeşitli amaçlarla kullanmışlardır.

    Bu doğru değil, camiler amaçlarına uygun kullanılmalıdır. Vakıf malıdır, vakıfta bunun bedduası dahi vardır. Bu bedduayı almamak gerekiyor. Kastamonu’da bugün birkaç tane cami ya da mescidi örnek verebiliriz. Şu anda üzerlerinde binalar bulunuyor.

    Dün cami olan yerde şimdi binalar var. Bunlardan bir tanesi Kabe Mescididir. 16. yüzyılda Hacı Tahir Efendi tarafından yaptırılmış ama 1930’lu yıllarda çok cüzi bir paraya satılmıştır. Şu anda arsası boş, duruyor. Bir evin bahçesi konumundadır.

    Ne yazık ki camilerin ve mescitlerin bazıları yıkılmış, bazıları da farklı amaçlarla kullanılmıştır. Bazılarının mihrapları dahi duruyor. Bir bahçenin duvarında mihrabı görebiliyoruz” dedi.

    Yaptıkları araştırmalarda 30 civarında cami ya da mescidin satıldığını tespit ettiklerini söyleyen Gezici, “Ak Mescit ya da Türmenoğlu Mescidi, 1921 yılındaki kayıtlarda var, şehir haritasında mevcut, fakat 1947 yılında 80 lira fiyatla satılmıştır” diye konuştu.

    “Bunların durması gerekirdi ama maalesef o günün şartlarında satılmış ve yok olmuşlardır”
    Osmanlı’nın vakıf medeniyeti olduğunu ifade eden Gezici, “Osmanlı’nın çöküşüyle birlikte 17. Yüzyıldan 1920’lı yıllara kadar çöküş devam ede ede gelir.

    1923 yılında da Cumhuriyet kurulur. Bu yüzden Kastamonu, bir Türkmen memleketidir. Türk boylarının hüküm sürdüğü, hiç istila görmemiş, istila görmemesine rağmen her dönem en çok şehit veren Osmanlı’da iller arasında yer almıştır.

    Bunların kitabeleri olsun, kuruluş amaçları olsun, vakfiyeleri olsun, bunlar çok önemlidir, bunların durması gerekirdi ama maalesef o günün şartlarında satılmış ve yok olmuşlardır.

    Vakıf kayıtlarında, İstanbul Devlet Arşivleri kayıtlarında Vakıflar Genel Müdürlüğü kayıtlarında camilerin satılma amaçları gibi bilgiler detaylı olarak bulunabilir. Bunlara araştırmacılar, bilim adamlarımızda detaylı olarak çalışıyor” şeklinde konuştu.

    “Satış ilanlarını Kastamonu’nun mahalli gazetelerinde o dönem görebiliyoruz”
    Kastamonu’da satılan cami ve mescitlerin satış ilanlarını o dönemin yayın yapan mahalli gazetelerinde görebildiklerine dikkat çeken Gezici, “1930’lu yıllardan 1960’lı yıllara kadar vakıfların satış ilanlarını Kastamonu’nun mahalli gazetelerinde görüyoruz.

    Vakıflardan satış ilanları şeklinde. Bunların bazıları satılmış, bazıları satılamamış. Yerel olarak satılan cami ve mescitlerle ilgili Fazıl Çiftçi arkadaşımız araştırma yapmıştır.

    Kastamonu’nun Cami ve Mescitleri adı altında iki ciltlik kitap yazmıştır. Bu kitaplarda yıkılan ve satılan camilerle ilgili bilgilerde mevcuttur. Böyle bir araştırma için Fazıl Çiftçi’ye teşekkür ediyoruz” ifadelerini kullandı.

    “Ata yadigarı bu eserlere sahip çıkmalıyız”
    Ata yadigarı vakıf eserlerine sahip çıkmaları gerektiğine işaret eden araştırmacı yazar Mustafa Gezici, “Selçuklu ve Osmanlı’dan itibaren geriye dönük bin yıllık bir geçmişten başlayarak Cumhuriyet dönemi de dahil olmak üzere biz, bir vakıf medeniyetiyiz.

    Bu vakıf medeniyetinde vakıf malları amaçları doğrultusunda kullanılmalı, bunların yok edilmemesi gerekirdi.

    Kitabeler, vakfiyeler, korunabilseydi bizlere çok dersler verirdi. Maalesef biz bu dersleri alamadık. Bin yıllık bir geçmişten gelen medeniyetimizde bozulan bu yapıların birkaç yıllık çalışmayla düzelmesini söylemek doğru olmaz, buna çalışmak lazım, vakıflar amacına göre kullanılırsa daha doğru olur.

    Vakıf malları tamir edilmeli, daha çok işlevsel görevleri yerine getirmelidir. Kapatmamalıyız, ata yadigarı bu eserlere sahip çıkmalıyız” dedi.

    Öte yandan Araştırmacı Yazar Fazıl Çifçi’nin “Kastamonu Camileri, Türbeleri ve Diğer Tarihi Eserleri” isimli kitabında da 1930’lı yıllar ile 1965’li yıllar arasında satılan cami, mescit ve cami arsalarının satış fiyatlarıyla birlikte kime satıldığı bilgileri yer alıyor.

    Ayrıca 1942 yılında 250 lira bedel ile satışı yapılan Cebrail Camisi de uzun yıllar depo olarak kullanıldı. Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından harabe halde tekrar geri alınan Cebrail Camisi, 2005 yılında tekrar ibadete açıldı.

  • Küle dönen evdeki baba ve engelli oğlunun cansız bedenlerine ulaşıldı

    Küle dönen evdeki baba ve engelli oğlunun cansız bedenlerine ulaşıldı

    Olay, Tosya ilçesi YukarıBerçin köyünde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Sabri Gizli’ye (80) ait evde bilinmeyen sebeple yangın çıktı. Kısa sürede büyüyen yangın 2 katlı evi sardı. Yangını gören vatandaşlar durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbar üzerine olay yerine itfaiye, sağlık ve jandarma ekipleri sevk edildi. Olay yerine gelen ekipler tarafından, evden yaralı olarak çıkan Şahin Gizli (45), yapılan ilk müdahalesinin ardından Tosya Devlet Hastanesine kaldırıldı. Olay yerine intikal eden itfaiye ekiplerinin müdahalesi ile yangın kontrol altına alınarak söndürüldü. Yangında iki katlı ev kullanılmaz hale gelirken, yaklaşık 50 küçükbaş hayvan telef oldu. Şahin Gizli’nin, babası Sabri Gizli ve engelli kardeşi Salih Gizli’nin yangın sırasında evde bulunduğunu söylemesi üzerine ekipler evde arama çalışması başlattı.

    Jandarma, itfaiye ve AFAD ekipleri tarafından evde yapılan çalışmalar neticesinde, Sabri Gizli ve oğlu Salih Gizli’nin cansız bedenine ulaşıldı. Ekipler tarafından baba ve oğlunun cenazeleri enkaza dönen evden çıkartıldı. Tosya Devlet Hastanesi’ndeki ilk müdahalesinin ardından Ankara’daki bir hastaneye sevk edilen Şahin Gizli’nin hayati tehlikesinin olduğu öğrenildi.
    Öte yandan, Kastamonu Valiliği Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğüne bağlı Sosyal Hizmet Merkezi Müdürlüğü ekipleri vatandaşlara psikososyal destek verdi.

  • Kastamonu’da musluklardan çamurlu su akmasına tepki

    Kastamonu’da musluklardan çamurlu su akmasına tepki

    Kastamonu’da il merkezinde yaşayan bazı vatandaşlar, musluklarından akan çamurlu suyun fotoğrafını çekerek sosyal medyadan paylaşarak Kastamonu Belediyesi’ne tepki gösterdi. Bir sosyal medya kullanıcısı ise yaptığı paylaşımda, “Kastamonumuzun kar manzaralı nezih akşamlarında kahveleriniz ‘Bizim Hasan’dan, (Hasan Baltacı) hem de musluklarımızdan. Bu Kastamonu nankör vilayet, daha ne yapsın bu adam” diyerek tepkisini dile getirdi.
    MHP Kastamonu Merkez İlçe Başkanı Enis Usturacı da, “Kastamonu Belediyesi neredesiniz” yazılı paylaşımı ile tepki gösterdi.

  • Jandarma ekiplerinden uyuşturucu operasyonu: 3 kişi tutuklandı

    Jandarma ekiplerinden uyuşturucu operasyonu: 3 kişi tutuklandı

    Edinilen bilgiye göre, Kastamonu İl Jandarma Komutanlığı ekiplerinin uyuşturucu madde imal ve ticareti yapan şahıslara yönelik çalışmaları aralıksız devam ediyor. Bu çerçevede jandarma ekiplerince Cide ilçesinde E.A. isimli şahsın ikametinde arama yaptı. Yapılan aramada esrar maddesi ve 1 adet ruhsatsız av tüfeği ele geçirildi.

    Ayrıca jandarma ekipleri, il merkezinde C.T. isimli şahsın üst ve ikametinde yaptığı aramada metamfetamin, sentetik ecza hapı, 1 adet ruhsatsız tabanca ve tabanca fişeği ele geçirdi.

    Merkez ilçede diğer operasyonda ise jandarma ekipleri, M.D. ve B.K. isimli şahısların ikametinde yaptığı aramada metamfetamin, sentetik ecza hapı, esrar maddesi ve 39 bin 730 TL suçtan elde edildiği değerlendirilen para ele geçirdi.

    Operasyonlarda jandarma ekiplerince gözaltına alınan 4 şüpheli şahıstan C.T., M.D. ve B.K. tutuklanarak cezaevine gönderildi.

  • Cide’de uyuşturucuyla yakalanan şahıs tutuklandı

    Cide’de uyuşturucuyla yakalanan şahıs tutuklandı

    Edinilen bilgiye göre, Cide İlçe Emniyet Müdürlüğü ekiplerinin uyuşturucu madde kullanan ve ticaretini yapan şahıslara yönelik çalışmaları devam ediyor. Bu kapsamda emniyet güçlerinde tespiti yapılan çalışmalar sonucu bir ikamette arama yapıldı. Yapılan arama sonucu 1 adet havalı tabanca, 2 adet uyuşturucu içiminde kullanılan düzenek, 1 adet hassas terazi ve paketlemede kullanılan şeffaf torbalar ele geçirildi. Operasyonda polis ekiplerince gözaltına alınan A.K., adli makamlarca tutuklandı.

  • Hamsi bereketi sürüyor

    Hamsi bereketi sürüyor

    Kastamonu’nun Çatalzeytin ilçesinde denize açılan balıkçı tekneleri 6 ton 240 kilogram hamsi ile döndü. Kastamonu’da hamsi bolluğu yaşanıyor. Denize açılan balıkçılar, karaya kasalar dolusu hamsi ile dönüyor. Dün denize açılan balıkçı teknelerinden karaya 6 ton 240 kilogram hamsi çıkartıldı. Son 2 haftadır yaşanan hemsi bolluğu balıkçıların yüzünü güldürüyor.

    İlçede bulunan Ginolu Balıkçı Barınağına 14 günde toplam 19 ton 50 kilogram hamsi çıkartıldı. Karaya çıkartılan hamsiler, İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ekipleri tarafından denetleniyor. Ekipler, balıkların avlanabilir boyutta olup olmadığını ölçüyor. Ekiplerce yapılan denetimlerde herhangi bir olumsuzluğa rastlanılmadı.

  • Evde tartıştığı arkadaşını bıçaklayıp balkondan aşağıya atan şahsın yargılamasına başlandı

    Evde tartıştığı arkadaşını bıçaklayıp balkondan aşağıya atan şahsın yargılamasına başlandı

    Olay, 29 Mayıs’ta İnönü Mahallesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, İran uyruklu 44 yaşındaki B.D. ile 34 yaşındaki Afganistan uyruklu M.N.K. arasında, uyuşturucu ticareti sebebiyle tartışma çıktı. Kavgaya dönen olayda B.D., eline aldığı bıçakla M.N.K.’yi vücudunun çeşitli yerlerinden bıçaklayarak yaraladı. Ardından B.D., balkona kaçan M.N.K.’ye demir sandalye ile saldırarak üçüncü kattan aşağıya attı. Ağır yaralanan M.N.K., Kastamonu Eğitim ve Araştırma Hastanesinde tedavi edildi.
    İran uyruklu B.D., polis ekiplerince suç aleti bıçak ile birlikte yakalanarak gözaltına alındı. Adli makamlara sevk edilen B.D. tutuklandı.
    Olayın ardından İran uyruklu B.D. ile Afganistan uyruklu M.N.K. hakkında “basit yaralama ve kasten öldürme” suçlarından Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesinde dava açıldı.

    “Aramızda tartışma uyuşturucu satışı yüzünden çıktı”
    Duruşmada tutuklu sanık B.D., İran’da şoförlük yaptığını belirterek, “Olaydan bir gün öncesinde arkadaşla beraber alkol aldık. Ardından uyuşturucu ticareti sebebiyle aramızda tartışma çıktı. Poşette uyuşturucu vardı. Benim uyuşturucu satmamı istediler. Ben buna karşı geldim. Ardından kızıp poşeti alıp gitti” dedi.
    6 aydır cezaevinde suçsuz yere bulunduğunu savunan B.D., “Bu zaman zarfında kimse benim ziyaretime gelmedi. Olayın olduğu gün yine aramızda uyuşturucu satışı yüzünden tartışma çıkınca bu sefer bana bıçak çekti. Kablo vardı, kablo ile eline vurup bıçağı elinden aldım. Sonra telefonu aldım ve polisi arayacağımı söyledim. ‘Polisi bırak’ deyip üzerime oturdu. Ben de kendimi savunmak amaçlı bıçakladım. Sonra balkona gidip kendisini balkondan aşağıya attı. Ben kendisini balkondan atmadım. Aramızda tartışma uyuşturucu satışı yüzünden çıktı. Aramızda şimdiye kadar husumet yoktu” diye konuştu.
    Aralarında bir husumet olmadığını belirten B.D., “Bu arkadaşla bir husumetimiz yoktur. Ben olay günü bu arkadaşı bıçakladım. Kafam bir dünyaydı. Uyuşturucu etkisindeydim. Belki benden korktu, balkona gitti, ben de arkasından gidince balkondan aşağıya kendisini attı. Ben tüm paramı eşime verdim. Eşim de ‘ben bu şahsı tanıyorum’ dedi. Eşim bana ne dediyse ben kabul ettim. Arkadaştan şikayetçi değilim. Tahliyemi istiyorum” ifadelerini kullandı.

    “Vücudumda 10’dan fazla yerde bıçak yarası oluştu”
    Davada tutuksuz yargılanan sanık M.N.K. ise, “Olay günü evdeydik. Benden uyuşturucu taşımamı istedi. Daha önce kendisi uyuşturucudan ceza aldığı için ben kabul etmedim. Aramızda bu yüzden tartışma çıktı. Kendisiyle bir husumetimiz yoktur. Teyzem ile boşandılar. Teyzem Trabzon’da kalıyordu, oradan Kastamonu’ya taşındı. Teyzemin eşi, eniştem oluyor, kendisi uyuşturucu satıyordu. Teyzemi Kastamonu’da da buldu. Uyuşturucu sattığı için İran’da yakalandı ve cezaevinde kaldı. Bunu bile benden bildi. Olay gecesi de benden alkol istedi. Alkol alırken aramızda tartışma çıktı. Eve geldiğinde zaten kafası bozuktu. Bir şeyler içmiş gibiydi. Sabah uyurken başıma geldi ve kalk dışarı çıkacağız diyerek beni uyandırdı. Ben hazırlanırken kablo ile başıma vurdu. Sonra elinde bıçak vardı, bıçak ile vücudumun birçok yerini yaraladı. Vücudumda 10’dan fazla yerde bıçak yarası oluştu. Kaçmak istedim, kapıya gittim ama kapı kilitliydi, açılmıyordu. Ardından evin balkonuna doğru kaçtım. Balkonun camını kırıp balkona çıktım. Balkonda da demir sandalye ile bana bir kez daha saldırdı. Demir sandalye ile bana saldırınca dengemi kaybettim, beni balkondan aşağıya itince de balkondan aşağıya düştüm. Ben uyuşturucu hiç kullanmadım. Şikayetçiyim. Ben, bu arkadaşa hap ya da uyuşturucu sat demedim hiç uyuşturucu kullanmadım. Mutfaktan bıçağı alıp geldi, beni öldürecekti. Çünkü kendisi İran’a geri dönme planı yapıyordu. Ben ona saldırmadım, o bana saldırdı. Onu yaralamadım canımı zor kurtardım” şeklinde konuştu.
    Sanık B.D.’nin tutukluluğunun devamına karar veren mahkeme heyeti, dosyadaki eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.