Etiket: Kayseri

  • Sindelhöyük’te ‘Spor ve Sağlık’ etkinliği

    Sindelhöyük’te ‘Spor ve Sağlık’ etkinliği

    Etkinlik kapsamında okulda eğitim-öğretim hayatlarına devam eden toplam 185 öğrenci ile birlikte okul bahçesinde sportif etkinlikler yapıldı. Etkinliklerin bitiminde üniversite ve okul öğretmen ve öğrencileri toplu hatıra fotoğrafı çektirdi. Etkinlik Sorumlusu Öğretim Görevlisi Hasan Aksoyak yaptığı açıklamada; “Topluma hizmet uygulamaları dersi kapsamında birçok sosyal sorumluluk projesi ve etkinlik yapmaya devam ediyoruz. Son olarak Develi ilçesi Sindelhöyük Fatih İmamhatip Orta Okulu’nda birçok sportif etkinlik düzenledik. Amacımız ders alan öğrencilerimizle birlikte buradaki öğrencilerimizin kaynaşmasını sağlamaktı. Aynı zamanda onların ilerleyen meslek hayatında karşılaşacakları durumlarla ilgili hazır olmalarını sağlamak, sporun, fiziksel aktivitenin, egzersizin önemi konusunda bilgilendirmeyi amaçladık. Bu çerçevede etkinliğimizi düzenlemek için bizlere destek olan katkı sağlayan herkese, bu projenin gizli kahramanları değerli öğrencilerime sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum” dedi.

  • Kayseri Tabip Odası’ndan o doktorlara tepki

    Kayseri Tabip Odası’ndan o doktorlara tepki

    Kayseri Tabip Odası Başkanı Doç. Dr. Mehmet İlhan Şahin; bebek acil hastalarını önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip ölümlerine neden oldukları ve haksız kazanç elde ettikleri öne sürülen ve aralarında doktorlar ile sağlık çalışanlarının da bulunduğu çeteye tepki gösterdi. Sağlık sisteminin bir güncellenmeye ve reforma ihtiyacı olduğunu kaydeden Şahin; “Yenidoğan bebeklerimizin sağlığının alet edilerek devletin soyulması, bunun üzerine bunu ortaya çıkarmaya çalışan Cumhuriyet Savcısını tehdit edilmesiyle birlikte ortaya çıkmış olan bu pislik, soruşturması devam eden bu adli olaylar biz hekimleri ve sağlık çalışanlarını derinden yaraladı ve dehşete düşürdü. Bizler temiz, namuslu hekimler ve sağlık çalışanları olarak her hastamıza kendi yakınımız gözüyle, bir bebek söz konusuysa kendi bebeğimiz gözüyle, bir yaşlı hastamız varsa annemiz, babamız, dedemiz, ninemiz gözüyle bakmaya çalışan insanlarız. Mesleğini bu şekilde vicdanıyla yapmaya çalışan insanlarız. Toplumdaki ahlaki çürüme maalesef sağlık sektörüne ve sağlık çalışanlarına da sirayet etmiş durumda. Biz bu kadar kirliliğin içerisinde ne yazık ki tertemiz kalabilmiş bir sektör olamadık. Bundan dolayı görüyoruz ki bazı meslektaşlarımız, sağlık çalışanları ve hastane patronları bu pisliklere bulaşmış. Bu hepimizi derinden yaralıyor. Toplumdaki hekime, sağlık hizmetlerine olan güveni de derinden sarsıyor, bunun da farkındayız. Bu güvenin yeniden tesis edilmesi için hepimize çok büyük görevler düşüyor. işi. Biz hekimler olarak üzerimize ne düşüyorsa yapmaya hazırız. Sağlık sistemimizin bir güncellenmeye, reforma ihtiyacı olduğu açıktır. Bu sağlıkla dönüşümle birlikte halkımızın sağlık hizmetine ulaşması kolaylaşmıştı. Yıllarca halkımız bundan yararlandı ama bu aynı zamanda maalesef bir ticarileşmeyi gündeme getirdi ve bu ticarileşmenin neticesi de paraya tapan insanların insan sağlığını hiçe saymasına ve insan sağlığı üzerinden haksız kazanç elde etmesine yol açtı. Bu nedenle bu sistemin yeniden revize edilmesi gerekiyor. Bu ticarileşmenin önünün alınması gerekiyor. Kamudaki sağlık hizmetlerinin de yeni başkan ele alınması gerekiyor. Burada da yine para öncelikli, kazanç öncelikli bir sistemden bizim kurtulmamız gerekiyor. Yoksa bu çürüme maalesef hızlanarak devam edecek” ifadelerini kullandı.

    “Sağlık sektörü en temiz kalması ve herkesin yüzde 100 güven duyması gereken bir alan”
    Şahin; “Bu soruşturmayla birlikte meseleyi sadece yeni doğan bebeklerin sağlığı konusuna sınırlandırmamak gerekiyor. Sağlık sektörü en temiz kalması ve herkesin yüzde 100 güven duyması gereken bir alan. Bu nedenle burada başka muhtemel yolsuzlukların, haksızlıkların insan sağlığını hiçe sayan uygulamaların mutlaka araştırılması lazım. Bununla ilgili sağlık müdürlüklerinin, tabip odalarının ve toplumun bütün kesimlerinin denetleyici bir rol üstlenmesi lazım. Muhtemel başka sıkıntılı durumlar varsa bunların üzerine gidilerek bu güvenin yeni baştan tesis edilmesi gerekiyor. Hepimiz o ailelerin yerinde olabilirdik. Hepimiz bebeklerini kaybeden noktada olabilirdik. Hepimiz bugün yoğun bakıma yatırdığımız hastalarımızın, yaşlılarımızın sağlığından yüzde 100 emin olmak istiyoruz. O emanetlere sahip çıkıldığından emin olmak istiyoruz. Biz hekimiz bu işi yapıyoruz ama biz de yeri geliyor hasta ve hasta yakın oluyoruz. Dolayısıyla bu çürüme hepimizi etkiler. Bu çürüme bizi helak eder. Ondan dolayı da hem devletin üstüne düşen vazifeyi bir hakkın yapması lazım. Devletin bütün savcılarının, kurumlarının, bürokrasisinin ama aynı zamanda halkımızın ve sivil toplumun da bu konuda daha fazla inisiyatif kullanması lazım. Herhangi bir toplumun kesimini suçlayıcı ve birilerini aklayıcı şekilde değil. Bir kere hepimizin bir ahlak buhranı içinde olduğunu kabul etmemiz gerekiyor ve bu buhran da “sen kirlisin, ben temizim” yarışına girmeden olmalı. Biz toplum olarak yeni baştan nasıl arınabiliriz, bu ahlaki yozlaşmayı nasıl durdurup geri çevirebiliriz diye düşünmemiz gerekiyor. İnşallah çabalar fayda görür. Ümit verici şeyler var. Eninde sonunda bir savcımız aldığı bütün tehditlere bu konunun üstüne gitti. Böyle yiğit insanların yüreklendirilmesi lazım. O savcımızı tebrik ediyorum. Başka savcılarımızdan da bu şekilde cesur hareketler, davranışlar, tutumlar bekliyoruz. Bu tutumun sadece savcılardan ve yargıdan beklenmemesi gerekiyor. Kimin sorumluluğu varsa bu sorumluluğu üstlenmesi ve cesur olması gerekiyor. Yoksa sonumuz, gidişatımız iyi değil” diye konuştu.

  • Doğal afetler nedeniyle mağdur olan çiftçilere tohum desteği

    Doğal afetler nedeniyle mağdur olan çiftçilere tohum desteği

    Kayseri Büyükşehir Belediyesi, 2024 Yılı Ekim Ayı Meclis Toplantısı’nda oy birliği ile alınan karar sonrası İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ile iş birliğinde değişik zamanlarda meydana gelen doğal afetler nedeniyle mağdur olan 1000 çiftçiye toplam 250 ton buğdaylık tohum dağıtımı gerçekleştirdi.
    Tarım ve hayvancılık faaliyetlerine yönelik gerçekleştirdiği proje ve yatırımlarla Kayseri’yi tarım şehri haline getiren Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç yönetimindeki Büyükşehir Belediyesi, çiftçilerin her zaman yanında yer almaya devam ediyor.

    2024 Yılı Ekim Ayı Meclis Toplantısı’nda oy birliği ile alınan karar istikametinde Büyükşehir Belediyesi, İl Tarım ve Orman Müdürlüğü iş birliğinde ziraat odaları ve üreticilerin katılımıyla, değişik zamanlarda meydana gelen doğal afetler nedeniyle mağdur olan 1000 çiftçiye toplam 250 ton buğdaylık tohum dağıtım töreni gerçekleştirildi. İl Tarım ve Orman Müdürü Bülent Saklav, İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nde gerçekleşen programda yaptığı konuşmada; “Doğal afete uğrayan çiftçilerimiz için hem Bakanlığımız hem Valiliğimizin talimatları doğrultusunda Büyükşehir Belediyemiz ile proje yaptık. Doğal afete uğrayan çiftçimize 250 kilo yüzde yüz hibeli tohum desteği sağladık. 1000 çiftçimiz bundan faydalanacak. Bu desteği sağlayan Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç ve ekibine teşekkür ediyorum” diye konuştu. ‘Destek belediyeden, üretmek bizden’ diyen Kayseri Ziraat Odaları İl Koordinasyon Kurulu Başkanı Abdulkadir Güneş de şunları söyledi;

    Çiftçilerin mağduriyetinin giderilmesi için ilimizde 250 ton tohumluk buğdayı, karşılıksız, ücretsiz dağıtıyoruz. Çiftçilerimize bir nebze can suyu olsun diye Büyükşehir Belediye Başkanımız böyle bir çalışmayı başlattı. Allah razı olsun sadece tohumluk buğday değil, nohut, aspir, traktör, ekipman da veriyor. Destek belediyeden, üretmek bizden. Çiftçiler, ‘biz üretiyoruz, üreticinin kıymetini Büyükşehir Belediyemiz, devletimiz biliyor, bize verilen değere teşekkür ederiz’ diyorlar. Evvelden belediyeler sadece otobüs işletir, su işi yapar, kaldırım, asfalt yapar zannediyorduk, belediyenin böyle görevleri olduğunu biliyoruz. Allah razı olsun.”

    Büyükşehir Belediyesi Kırsal Hizmetler Daire Başkanı Yasin Harmancı ise Başkan Dr. Memduh Büyükkılıç’ın öncülüğünde kent genelindeki 1000 çiftçiye 250 ton tohum dağıtımı gerçekleştirdiklerini belirterek, “İnşallah bu tür afetleri tekrar yaşamayız, bereketli bir yılımız olur, tarım ile ilgilenen tüm kardeşlerimizin de yüzü güler diye temenni ediyoruz” dedi. Bayramhacı Mahalle Muhtarı Halil Kurukafa, afetin başından beri Büyükşehir Belediyesi başta olmak üzere her kurumun yardımcı olduğunu belirterek, Başkan Büyükkılıç’a ve emeği geçenlere mahalle sakinleri adına teşekkür etti.
    Erkilet çiftçilerinden Erkan Kayapınar da çiftçiye verilen desteklerden dolayı teşekkür ederek, Başkan Büyükkılıç’ın zor zamanlarında hep kendilerine yetiştiğini, buğdaylarını alıp, ekeceklerini kaydetti.

  • Trafik sigortasında ‘tek çekim’ dönemi

    Trafik sigortasında ‘tek çekim’ dönemi

    Sigortacı Yakup Göktaş, araçlarda zorunlu olan Motorlu Kara Taşıtları Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortasında artan maliyetlerden dolayı şirketlerin taksitlendirmeyi kaldırdığını söyleyerek, “Önlem alınarak yaklaşık 10 milyon sigortasız araç sisteme dahil edilirse eski haline dönebilir” dedi.
    Hasar belirlemelerinin ve parça fiyatlarının artışından dolayı şirketlerin taksitlendirmeyi öngörmediğini söyleyen Yakup Göktaş, “Trafik sigortaları zorunlu bir poliçe zaten adı üstünde; Motorlu Kara Taşıtları Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası. Burada ülkemizdeki oluşan enflasyon ve yedek parçalarının yüksek olması sebebiyle ve hasarların da gerçekten çok yüksek olmasından kaynaklı bir fiyatlandırma yapılıyor ve her ay düzenli olarak da bu fiyatlandırma değiştirilebiliyor.

    Haliyle trafik sigortasında sigorta şirketleri taksit yapmayı öngörmüyor. Bazı şirketlerde hala devam ediyor ama genel itibariyle taksitlendirmeyi kaldırdılar. Parça fiyatlarının yüksek olması, hasar bedellerinin yüksek olması ve sigorta şirketlerinin de trafik sigortalarından zarar etmesi nedeniyle de zararı daha aşağı çekmek için taksitlendirmeyi kaldırdılar. Vatandaşımız zaten şu anda şöyle söyleyeyim. Türkiye’de ortalama 36 milyona yakın bir motorlu kara taşıtı var ve duyumlarımıza göre de yaklaşık 10 milyona yakın da trafik sigortasının olmadığını görüyoruz. Bunun her geçen günde çoğalmaması için gerekli önlemin Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından, SDDK tarafından alınması gerekiyor. Eğer bu önlem alınırsa eskiye dönerek yine taksitli bir şekilde işlem yapılabilir. Şikayetler alıyoruz.

    Yani sonuçta bizde bir vatandaşız. Biz de trafik sigortası yaptırıyoruz ama burada şöyle bir sıkıntımız var. Şirketlerde zaten şirket kartlarında trafik sigortası da dahil, diğer poliçeler de taksit imkanı sağlamıyor. Bunun bizle bir alakası yok. Tabi bankayla alakalı bir durum. Fakat günümüzde baktığımız zaman trafik sigortalarında gününü geçirmemelerine çok dikkat ediyoruz. Gününü geçirirlerse bu sefer yasal faizle beraber ödemek zorunda kalıyorlar ve çok büyük tazminatlarla karşı karşıya kalabiliyorlar. Trafik sigortalarını mutlaka elinden geldiği kadar da zamanında yaptırmalarını tavsiye ediyoruz” dedi.

    Göktaş, şirketlerin sistem üzerinden verdiği fiyatları acentede vermediğini ve bununla ilgili de vatandaşın mağduriyet yaşamaması açısından önlem alınması gerektiğini söyleyerek, “Trafik sigorta ruhsatı almış yaklaşık 40’a yakın bir sigorta şirketi var. Fakat bunların içerisinde yaklaşık 10 ya da 11-12 tanesi trafik sigortası yapıyor ve bunların içerisinde de teklif verip yapmayanlar var. En büyük sorun da bunlardan kaynaklanıyor. Biz sigorta acenteleri olarak en büyük sorunu da burada yaşıyoruz. Yani trafik sigortası ruhsatı almış, sigorta şirketlerinin SBM’de vermiş olduğu fiyatları aynı anda acentelere de vermesini istiyoruz.

    Çünkü vatandaş burada SBM’de fiyat alıyor. Geliyor fakat sistemden poliçeyi yaptıramıyor. Çünkü sadece fiyat vermiş oluyor. Ruhsat almış trafik sigortası yapacak sigorta şirketlerine hazinenin daha çok baskı yaparak bu işi çözmesini çok arzu ediyoruz. Gerçekten bizler de bu konuda çok yoruluyoruz. Zorunlu olan bir poliçede göstermiş olduğumuz o performansın inanın haddi hesabı yok. Felaket derecede sıkıntı yaşıyoruz ama trafik sigortasını mutlaka ama mutlaka hazineden ruhsatını almış şirketlerin sorgusuz sualsiz yapmasını arzu ediyoruz” ifadelerini kullandı.

  • Doğa tutkunlarına davet: “Görmeyen kalmasın”

    Doğa tutkunlarına davet: “Görmeyen kalmasın”

    Hacılar Belediye Başkanı Bilal Özdoğan, Erciyes Dağı’nın eteklerinde bulunan Ortaseki Ormanları’nda sonbahar güzelliklerinin ortaya çıktığını belirterek, tüm vatandaşları bu eşsiz doğa harikasını keşfetmeye davet etti. Başkan Özdoğan, “Ortaseki Ormanları’nı görmeyen kalmamalı” dedi.
    Ortaseki Ormanları, son dönemlerde yerli ve yabancı turistlerin uğrak noktalarından biri haline geldi. Doğal güzellikleriyle dikkat çeken bu bölge; Hacılar Belediyesi öncülüğünde yapılan seyir terasları, yürüyüş yolları, yağmur barınakları ve yön levhaları ile daha da cazip hale getirildi.

    “Tüm Halkımızı Davet Ediyorum”
    Hacılar Belediye Başkanı Bilal Özdoğan, Ortaseki Ormanları’nın dört mevsim farklı güzellikler sunduğunu ifade ederek, bölgenin özellikle sonbaharda doğaseverler ve fotoğraf tutkunları için kaçırılmayacak bir fırsat olduğunu belirtti. Başkan Özdoğan, “Ortaseki, gerek sonbahar gerekse yaz aylarında bambaşka güzelliklere sahip. Doğa yürüyüşü, kamp ve fotoğrafçılık için ideal bir alan. Hacılar Belediyesi olarak bu eşsiz doğal güzelliği daha fazla tanıtmak için çeşitli etkinlikler düzenliyoruz” diye konuştu.
    Başkan Özdoğan, herkesi Ortaseki Ormanları’nı ziyaret etmeye davet ederek, “Ortaseki Ormanları, hem Kayseri’mizin hem de ülkemizin değerli doğa alanlarından biri. Yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekmeye devam ediyor. Tüm halkımızı bu eşsiz doğa harikasını görmeye ve keyifli vakit geçirmeye davet ediyorum” ifadelerini kullandı.
    Ortaseki Ormanları, Erciyes’in eteklerindeki konumuyla hem doğa sporları hem de fotoğrafçılık açısından büyük ilgi görüyor. Doğayla iç içe vakit geçirmek isteyenler, bu bölgenin sunduğu güzellikleri keşfederek unutulmaz hatıralar biriktiriyor.
    (AG-Y)

  • Başkan Kararslan, İl Sağlık Müdürü Şenkul’u ağırladı

    Başkan Kararslan, İl Sağlık Müdürü Şenkul’u ağırladı

    Aydın İl Sağlık Müdürü Dr. Eser Şenkul, Aydın Eczacı Odası Başkanı Sefa Kararslan ve Yönetim Kurulu üyelerini ziyaret etti.
    İl sağlık Müdürü Dr. Eser Şenkul’a, Sağlık Hizmetleri Başkanı Uzm.Dr.Mustafa Onur Türkkan ve Sağlık Hizmetleri Başkan Yardımcısı Dr. Taner Tamer’in eşlik ettiği ziyarette, sağlık hizmetleri ve eczaneler ile ilgili istişarelerde bulunuldu. İl Sağlık Müdürü Şenkul, Aydın Eczacı Odası Başkanı Sefa Karaarslan’a misafirperverliğinden duyduğu memnuniyeti dile getirerek teşekkürlerini ifade etti.

  • İnmenin 3 belirtisine dikkat

    İnmenin 3 belirtisine dikkat

    Beynin damarsal hastalıkları sonucu meydana gelen işlev kaybına felç ya da inme denildiğini aktaran Acıbadem Kayseri Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Nurhan Yılmaz, şu anda Türkiye’de yaklaşık 3 milyon kadar inme geçirmiş hasta bulunduğunu ve her yıl bu hastalara 250 bin kişi daha eklendiğini söyledi. İnmenin Türkiye’de ve dünyada fonksiyon kaybına ve yeti yitimine en sık sebep olan hastalık olduğunu vurgulayan Dr. Yılmaz, inmenin aynı zamanda ölümcül bir hastalık olduğunu, Türkiye’de en çok ölüme yol açan hastalıklar arasında üçüncü sırada yer aldığını ifade etti.

    “Erkeklerde daha fazla görülüyor”
    İki tür inme olduğunu belirten Dr. Yılmaz, “Yüzde 80 olarak beyindeki bir damarın tıkanması veya daralması sonucu ortaya çıkan iskemik belirti şeklinde görüyoruz. Yüzde 20 oranında daha nadir olarak da beyin damarlarından herhangi birinin çatlaması ya da yırtılması sonucu ortaya çıkan beyin kanamalarını yani hemorajik inmeleri görüyoruz. Erkeklerde daha fazla rastlanmasına rağmen inme kadınlarda daha ölümcül oluyor. Aynı zamanda tansiyon hastalığı olan, şeker hastalığı olan, kolesterol yüksekliği olan, obezitesi olan hareketsiz kişilerde sigara ve alkol kullanan kişilerde inmeyi daha fazla görüyoruz. Özellikle akciğer fibrilasyon dediğimiz ritim bozukluğu olan kişilerde inme daha fazla görünüyor” dedi.

    “Üç belirti inme habercisi”
    Beynin değişik bölgeleri vücudun değişik bölgelerini ve değişik fonksiyonlarından sorumlu olduğu için beynin etkilenen alanına bağlı olarak da hastalarda görülen klinik bulguların değiştiğini anlatan Dr. Yılmaz, hastaların daha çok konuşma bozukluğu, kas güçsüzlüğü, denge koordinasyon bozuklukları, hafıza kayıpları ve görme bozukluklarıyla hekime başvurduklarını ifade etti. İnme bulgularının toplum tarafından bilinmesi gerektiğinin altını çizen Dr. Yılmaz, temel 3 bulguyu yüzde kayma, konuşma bozukluğu ve kolda güçsüzlük olarak sıraladı.

    “İnmede zamanla yarışıyoruz, saniyeler ve dakikalar bile önemli”
    İnmenin önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalık olduğuna dikkat çeken Dr. Yılmaz, “Buradaki tedavi edilebilir kısmında önemli olan erken tanı. O yüzden inme olduğunda tanımamız ve şüphelendiğimiz durumda neler yapmamız gerektiğini çok iyi bilmemiz gerekiyor. Çünkü zamanla yarışıyoruz. Türk Beyin Damar Hastalıkları Derneği ve Türk Nöroloji Derneği ‘Zaman beyindir’ sloganını belirledi. Zaman çok önemli bizim için. İnme tedavisi çünkü zamana bağlı, vakit kaybetmemek, evde olayın düzelmesini beklememek ve şüphe varsa hemen 112’yi aramamız gerekiyor. İnme tedavi edilebilir bir hastalık dedik ama akut dönem dediğimiz ilk saatler bizim için çok önemli. Saniyeler, dakikalar kişinin hayatı için ve fonksiyon yitimi açısından çok önemli” dedi.
    112 Acil Müdahale ekibinin hastayı aldığı an inme merkezine götürdüğünü belirten Dr. Yılmaz, bu hastalara ilk dört buçuk saat içerisinde pıhtı açıcı tedavi uygulandığını; büyük bir damar tıkanıklığı var ise durumda anjiyo işlemiyle damara girip bu pıhtının dışarı çekildiği trombektomi işleminin uygulandığını dile getirdi.

    “Doktor kontrollerini aksatmayın”
    Düzenli doktor kontrollerinin önemine işaret eden Dr. Yılmaz, sözlerine şu şekilde devam etti:
    “Ben sağlıklı olduğumu düşünüyorum. O yüzden hiç doktora gitmiyorum’ cümlesi güzel ve iyi bir cümle değil. Damar hastalıkları belirli bir seviyeye ulaşmadan riskleri ortadan kaldırmamız gerekiyor. Bunun için de düzenli doktor kontrollerine gitmemiz gerekiyor. Aynı zamanda yaşam tarzımızı değiştirmek ve damar dostu bir yaşam stili benimsememiz gerekiyor. Bunu yediğimizde, içtiğimizde, yürümemizle, uykumuzla, sporumuzla yapabiliriz.”

  • Nakit para ve kredi kartı geçmiyor

    Nakit para ve kredi kartı geçmiyor

    Erciyes Feneri Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği bünyesinde yer alan Fener Market’te nakit para ve kredi kartı geçmiyor. Markette sadece ihtiyaç sahibi ailelere hizmet veriliyor. Erciyes Feneri Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği bünyesinde yer alan ‘Fener Market’ ihtiyaç sahibi ailelerin yardımına koşuyor. Kredi kartı ve nakit paranın geçmediği markette, ihtiyaç sahibi ailelerin bünyesindeki kişi sayısına göre limit verilerek, ücretsiz alışveriş yapmaları sağlanıyor.

    Markette alışveriş yapacak kişiler, dernek üyelerinin tespitleri sonrası seçilirken, markette gıda ürünlerinin yanı sıra tekstil, mobilya gibi ürünler de yer alıyor. Market hakkında bilgiler veren Erciyes Feneri Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Nuh Hasyüncü; “Market sistemiyle, kredi kartının ve nakit paranın geçmediği marketimizde ihtiyaç sahibi aileler ayda 1 kez verdiğimiz tarihlerde buradan ihtiyaçları ne varsa alışverişlerini yapıyorlar. Ailedeki kişi sayısına göre bizim belirlediğimiz bir limitimiz var. En düşük limitimiz bin 500 TL. Nüfus arttıkça bu limit 2 bin TL, 3 bin TL ve 3 bin 500 TL gibi fiyatlara çıkıyor.

    Bizim marketimizin fiyatları diğer marketlere göre yüzde 20 oranında daha ucuz. Bunun yanında promosyon olarak, parça et, kıyma ve sucuk gibi ürünleri de promosyon olarak veriyoruz. Öyle hesapladığımız zaman bin 500 TL limiti olan bir aile yüzde 20 daha ucuz olduğu için normal marketlerde bu 2 bin TL ile 2 bin 250 TL arasında bir fiyata tekabül eder. Bunun yanında promosyon olarak verdiğimiz et ürünlerini de sayarsak en düşük fiyatlı limitimiz 3 bin-3 bin 500 TL’ye kadar çıkıyor.

    Bizim marketimiz halka açık değil. Sadece ihtiyaç sahibi ailelere açık marketimiz ama bizim kriterimizin tuttuğu ihtiyaç sahibi ailelere açık. Aileler bizzat bizim ekibimiz tarafından evlerine gidilerek, buradaki verdiği ifade ile evlindeki durumu aynı mı ona bakılıyor. Kriteri tuttuğu zaman ihtiyaç sahibi ailemizi marketimize çağırıyoruz. Ekibimiz tarafından ailenin evine gidildiği zaman başka bir eksiklik görülürse, onları da tedarik ediyoruz. Çünkü aileye gıdayı veriyorsunuz ama bunu pişirecek, aleti yoksa nasıl pişirecek? Bunları da göz önünde bulunduruyoruz.

    Herkesi mutlu etme imkanımız yok ama yüzde 80 olumlu çıkıyor. Bir de istek, öneri anketi yapıyoruz. Anket sonucuna göre de hareket ediyoruz. Olmayan ürünümüz yok. 2006 yılında marketimizi açtık. O zaman 50’ye yakın ürünümüz vardı. Şu anda 150’ye yakın ürünümüz var” dedi.
    Hasyüncü, 3 Eylül tarihinde Kayseri Ticaret Odası tarafından esnaflığı ve yaptığı faaliyetler nedeniyle yılın ahisi seçilmişti.

  • Büyükşehir Alo 153 ve Beyaz Masa, rekorlar kıran Kitap Fuarı’nda yoğun ilgi gördü

    Büyükşehir Alo 153 ve Beyaz Masa, rekorlar kıran Kitap Fuarı’nda yoğun ilgi gördü

    Öğrenci ve genç dostu bir belediye anlayışı ile çalışmalarını sürdüren Kayseri Büyükşehir Belediyesi, Başkan Dr. Memduh Büyükkılıç yönetiminde vatandaştan gelen talep ve önerilere ayrı bir önem veriyor. Bu kapsamda Büyükşehir Belediyesi Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanlığı bünyesindeki Alo 153 İletişim Merkezi ve Beyaz Masa birimleri, Dünya Ticaret Merkezi Fuar Alanı’nda Türkiye’nin en çok ziyaret edilen fuarlarından olan ve örnek gösterilen 7’nci Kayseri Kitap Fuarı’nda kurduğu stantta yoğun ilgi gördü. Büyükşehir personeli, ulaşım hizmetlerinden spor, kültür ve kütüphane hizmetlerine, KAYBİS’ten otoparka, zabıta denetim hizmetlerinden çevre ve veterinerlik hizmetlerine kadar pek çok konuda vatandaşa anlık bilgi verdi.
    1 milyon 85 bin 214 kişinin ziyaret ettiği 10 gün süren kitap fuarının son gününe kadar standa, gençler başta olmak üzere vatandaşların yoğun ilgisi olurken, Akıllı Şehir Kayseri uygulaması hakkında bilgiler de verildi.

  • Sema Karaoğlu: “Anayasamızın ilk dört maddesi, Cumhuriyetimizin ve demokrasimizin teminatıdır”

    Sema Karaoğlu: “Anayasamızın ilk dört maddesi, Cumhuriyetimizin ve demokrasimizin teminatıdır”

    Kayseri 100. Yıl Cumhuriyet Platformu üyeleri, Kayseri Gazeteciler Cemiyeti’nde basın toplantısı düzenleyerek, cumhuriyetin 101. yılı dolayısıyla düzenleyecekleri etkinlikler hakkında açıklamalarda bulundu. Platform adına konuşan Sema Karaoğlu, “Bir hafta sonra 29 Ekim’de Cumhuriyetimizin 101. yılını kutlayacağız. Yüreğimizde derin bir sevgi, saygı ve şükran duygusu var. Bu Cumhuriyet, bağımsızlık ve hürriyet mücadelesinin eseridir. Bu Cumhuriyet, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının Türk milletine armağanıdır. Bize miras bırakılan bu Cumhuriyet, sadece bir yönetim biçimi değil, aynı zamanda hürriyet, eşitlik ve adalet üzerine kurulu bir yaşam felsefesidir. Bu Cumhuriyet özgür düşünce, bilim, sanat ve kadın haklarıyla şekillenen bir medeniyet projesidir. Atatürk, Cumhuriyetin kuruluşundan itibaren kadınların, toplumda hak ettiği yeri almasını savunmuş, eğitim, sağlık ve çalışma hayatında kadınları güçlendirecek adımlar atmıştır. Bu mirası yaşatmak için bizler de bugün, maalesef koruyamadığımız kadınlarımızı, kızlarımızı, çocuklarımızı korumak, kollamak, toplumsal, ekonomik ve kültürel hayatta güçlendirmek zorundayız.” ifadelerini kullandı
    Dr. Sema Karaoğlu, “Bugün, Cumhuriyetimizin değerlerini ve kazanımlarını dönemin şartlarını unutmadan yeniden hatırlamalı, nereden nereye geldiğimizi iyi görmeli ve geleceğimize daha güçlü adımlarla yürüme zorunda olduğumuzun farkında olmalıyız. Bu yolculuğumuzda Anayasamızın ilk dört maddesi, Cumhuriyetimizin ve demokrasimizin teminatıdır. Bu ilkeler, milletimizin birliğinin ve beraberliğinin temel taşlarıdır. Türkiye Cumhuriyeti’nin bölünmez bütünlüğü, laik, demokratik ve sosyal bir hukuk devleti olma niteliği hiçbir zaman değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez. Bizler, bu maddelerle birlikte Cumhuriyetin kuruluş felsefesini her daim korumakla mükellefiz. Kurucu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır; fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır’ sözleri Cumhuriyetimizin ne denli sağlam temeller üzerine inşa edildiğinin en büyük kanıtıdır” dedi.
    Cumhuriyet’in 101’inci yılı dolayısıyla vatandaşları etkinliğe davet eden Karaoğlu, “Bu yıl 101. yılını kutlayacağımız 29 Ekim’de her zaman ki gibi alanlarda olacağız. Cumhuriyetimizin sonsuza kadar laik, demokratik, sosyal bir hukuk devleti niteliğinde yaşatılacağını haykıracağız. Tüm vatandaşlarımızı ‘Yaşasın Cumhuriyet’ diye haykırmaya davet ediyoruz. 29 Ekim’de saat 14’de Kayseri Form önünden başlayacak olan yürüyüşümüz, Türk bayraklarımızla, Atatürk posterlerimizle ve milli marşlarımızla Cumhuriyet Alanında Atatürk Anıtının önünde son bulacak. Ülkesini, vatanını, Türkiye Cumhuriyetini seven çoluk-çocuk, kadın-erkek, yaşlı-genç demeden tüm halkımızı ‘Yaşasın Cumhuriyet’ haykırışları içinde şanlı cumhuriyet yürüyüşüne davet ediyoruz” şeklinde konuştu.