Etiket: Kayseri

  • İnsan sağlığını hiçe saydılar!

    İnsan sağlığını hiçe saydılar!

    Kayseri’de, uygunsuz koşullarda tavuk etlerini parçalayan 4 işletmeye 111 bin 508 TL ceza uygulandı.

    İl Tarım ve Orman Müdürlüğü yetkilileri, insan sağlığını koruma için gıda denetimlerini sürdürdü. Bu kapsamda denetlenen 4 işletmenin uygunsuz koşullarda tavuk eti parçaladıkları belirlendi. 4 işletmeye toplam 111 bin 508 TL ceza kesildi. İl Müdürlüğü’nden konuyla ilgili yapılan yazılı açıklamada şu ifadelere yer verildi:

    “Kocasinan İlçe Müdürlüğü ekiplerince, merdiven altı tabir edilen uygunsuz koşullarda tavuk parçalama yaptığı tespit edilen biri yabancı uyruklu şahıslar tarafından işletilen 4 işletmeye idari yaptırım uygulanmıştır. Denetimde tespit edilen sağlıksız koşullarda üretilmiş 150 kilogram tavuk kontrol görevlilerimiz nezaretinde işletme yetkilileri tarafından imha edilmiştir. İşletmelerin her birine 27 bin 877 TL olmak üzere toplamda 111 bin 508 TL idari para cezası uygulanmıştır.”

  • Yerli aşıda ikinci aşama yarın başlıyor

    Yerli aşıda ikinci aşama yarın başlıyor

    Kayseri’de Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Rektörü Prof. Dr. Mustafa Çalış, üniversite bünyesinde geliştirilen yerli Covid-19 aşısında Faz 1 çalışması kapsamında ikinci doz aşılamanın başlayacağını belirtti. Prof. Dr. Çalış, “Perşembe itibarı ile ikinci dozlamaya geçeceğiz. 15 Aralık itibarı ile de Faz 1 çalışmasını bitirmeyi düşünüyoruz” dedi.

    Koronavirüs aşı çalışmalarında Erciyes Üniversitesi’nde önemli aşamaya gelindi. Aşı Araştırma ve Geliştirme Uygulama ve Araştırma Merkezi’nce (ERAGEM) Covid-19’a karşı geliştirilen, Koçak Farma’da GMP şartlarında üretimi yapılan ve Sağlık Bakanlığı tarafından desteklenen ERUCOV-VAC inaktif aşı adayının AR-GE çalışmaları tamamlandı.

    Tamamen yerli ve milli olan ERUCOV-VAC inaktif aşı adayının etik kurul izni ve Sağlık Bakanlığı’ndan alınan onayların ardından Erciyes Üniversitesi İyi Klinik Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde (İKUM) ilk dozu 44 gönüllüye uygulanarak, Faz 1 çalışmasına başlandı. İlk dozun tamamlanmasının ardından Faz 1’in ikinci dozu için de geri sayım başladı. Bu kapsamda ikinci dozun aynı gönüllülere yarından itibaren uygulanacağı bildirildi.

    ’15 ARALIK’TA FAZ 1 ÇALIŞMASINI BİTİRMEYİ DÜŞÜNÜYORUZ’

    Çalışmalarla ilgili bilgi veren ERÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Çalış, “Bilindiği üzere 5 Kasım’da çalışmasını bitirdiğimiz Erciyes Üniversitemizde geliştirdiğimiz aşının klinik yani Faz 1 çalışmalarına başlamıştık. 5 Kasım itibarıyla da gönüllülerimize dozlamayı yapmıştık. Şu süreçte 44 gönüllümüzün, aşı adayımızın dozlaması yapılmış oldu. Çok şükür hiçbir yan etki göstermedi. Birkaç hastamızda normal grip hastalığında olabilecek, hafif kızarıklıklar oldu; ama bu her türlü aşıda olabilecek ağırlıklar. Hiçbir yan etkisi olmaması aşımızın güvenilir olduğunu gösteriyor. Bu da Faz 1 için çok önemli. Faz 1’in en önemli ayağı güvenilirlik ayağıydı. İlk dozlamamızda böyle bir şeyin çıkması bizleri çok sevindirdi. Perşembe günü itibarıyla ikinci dozlamaya geçeceğiz. 15 Aralık itibarıyla da Faz 1 çalışmasını bitirmeyi düşünüyoruz. Aynı gönüllülere ikinci dozlamayı yapacağız. İkinci dozlama 15 Aralık’ta bittikten sonra buradan da güzel sonuçlar çıkacağını ümit ediyor, en kısa sürede Faz 2 çalışmasına geçmeyi düşünüyoruz” dedi.

    ‘ALTYAPIMIZIN OLMASI BAŞARI GETİRDİ’

    Yerli aşıyı üreten üniversite olarak çok mutlu olduklarını kaydeden Prof. Dr. Çalış, “Çok güzel duygular içindeyiz. Stratejik alanda milli ve yerli ürünlerimiz olması çok önemli. Erciyes Üniversitesi’nin de bir alt yapısı vardı. Özelikle kaliteli öğretim üyeleri, araştırma görevlileri ile bunu çok iyi değerlendirdik. Daha önce kırım kongo kanamalı ateşinin de ilk faz çalışmasını Erciyes Üniversitesi’nde yapmıştık. Bu durum alt yapımızın olması nedeniyle başarıyı getirdi. Vatanımız ve milletimiz adına çok mutluyuz. Bu çalışmanın başındayız. Diğer aşamaları da başarılı bir şekilde geçersek yerli aşımızı üretmiş olacağız” diye konuştu.

    ‘ŞUBAT AYINDA FAZ 3 ÇALIŞMASINA GEÇMEYİ ÜMİT EDİYORUZ’

    Faz 2 ve Faz 3 çalışmalarıyla ilgili de konuşan Rektör Çalış, şunları kaydetti:

    “Tam tarih vermek çok zor oluyor. Şubat ayı itibarı ile de Faz 2 çalışmasını bitirerek Faz 3 çalışmasına geçmeyi ümit ediyoruz. Bunun için de gece gündüz çalışıyoruz. Bizim Aşı Araştırma ve Uygulama Merkezi’miz var. Aşımız burada geliştirildi, bununla birlikte aslında iki aşı geliştiriliyor Covid-19 için birincisi şuan geliştirmekte olduğumuz aşı diğeri ise Rekombinant aşının klinik çalışmaları devam ediyor. Erciyes Üniversitemiz şu yönden çok şanslı, hem aşı çalışma merkezimiz çok iyi durumda hem de Faz çalışmalarını yaptığımız İyi Klinik Uygulama Merkezi’miz çok kaliteli burada bin 300’ü geçkin çalışma yapıldı. Dünya çapında denetlenebilen bir merkeze sahibiz. Faz çalışmalarımızda İyi Klinik Uygulama Merkezi’mizin ve ekibimizin kaliteli olması bizi ön plana çıkardı.”

  • Kızının gözü önünde eşine dehşeti yaşatmıştı! Cezası belli oldu

    Kızının gözü önünde eşine dehşeti yaşatmıştı! Cezası belli oldu

    Kayseri’de boşanma aşamasında olduğu eşi Ayşegül Taşdöven’i, boğazını bıçakla keserek ağır yaralayan, kendisine engel olmaya çalışan 16 yaşındaki kızını da hafif yaralayan Okan Taşdöven, tutuklu yargılandığı davada 16 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırıldı.

    Geçen 13 Eylül’de merkez Melikgazi ilçesi 30 Ağustos Mahallesi’nde meydana gelen olayda Okan Taşdöven, boşanma aşamasındaki eşi Ayşegül Taşdöven’in çalıştığı mağazaya gitti. Okan Taşdöven, uzaklaştırma kararına rağmen, yanına gittiği Ayşegül Taşdöven ile tartışmaya başladı. Taşdöven, mağazanın merdivenlerinde eşini eşarpla boğmaya çalışırken, kendisine engel olmak isteyen mağaza çalışanlarına da biber gazı sıktı. Okan Taşdöven, cep telefonu görüntülerine yansıyan olayda, 16 yaşındaki kızının engel olma çabasına rağmen eşinin boğazını bıçakla keserek yaraladı. Kızı da boğuşma sırasında hafif yaralandı. Çalışanlar tarafından yakalanan Okan Taşdöven, gelen polis ekiplerine teslim edildi. Cep telefonu görüntülerinde Okan Taşdöven’in, merdivenlere oturttuğu eşini eşarpla boğmaya çalıştığı, kızının da buna engel olmaya çalıştığı görülmüştü.

    ‘ÖLDÜRME NİYETİM YOKTU’

    Gözaltına alınan Okan Taşdöven, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Okan Taşdöven hakkında ‘eşi kasten öldürmeye teşebbüs’ suçundan dava açıldı. Kayseri 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde tutuklu yargılanan Okan Taşdöven, karar duruşmasına Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi ile katıldı. Hastanede gördüğü tedaviyle sağlığına kavuşan Ayşegül Taşdöven ise duruşmada hazır bulundu. Sanık Okan Taşdöven, öldürme niyeti olmadığını ileri sürerek, “Bıçağı takar çok rahat öldürürdüm. Ancak, benim öyle bir gayem yoktu. Beni her taraftan engelledi. Eşimi seviyorum. Kasti olarak yaralamadım. Kaza ile olduysa onu da bilmiyorum. O sırada ne olduğunu hatırlamıyorum. Kızımı da kasıtlı olarak yaralamadım. ‘Bombalarım’ diye bir şey demedim. Ben terörist miyim ki bombalayacağım? Olayın olduğu yere gittiğime pişmanım. Beraatını istiyorum” dedi.

    Ayşegül Taşdöven ise şikayetçi olduğunu söyleyerek, “Yıllardır tehdit alıyordum. Tehditlerinden korktuğum için şikayetçi olamadım. Yıllardır bu korkuyla yaşıyorum. Hiçbir yasal indirimden yararlanmasını istemiyorum” ifadelerini kullandı.

    16 YIL 9 AY HAPİS

    Mahkeme heyeti, tutuklu sanık Okan Taşdöven’e önce ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. Daha sonra eylemin teşebbüs aşamasında kalması nedeniyle ceza 16 yıla düşürüldü. Sanığa, olayda kendisine engel olmaya çalışan kızı A.T.’yi de hafif yaralaması nedeniyle 9 ay hapis cezası verildi. Heyet, sanığın suça meyilli olduğunu gerekçe göstererek bu cezayı ise ertelemedi.

  • Çürük elmadan meyve suyuna bakanlıktan açıklama

    Çürük elmadan meyve suyuna bakanlıktan açıklama

    Tarım ve Orman Bakanlığı, Kayseri’nin Yeşilhisar ilçesinde çürük elmalardan meyve suyu imal edildiği iddiasına ilişkin sosyal medyada paylaşılan görüntülerle ilgili inceleme yapıldığını, denetimlerde halk sağlığını riske atacak herhangi bir olumsuzluğa rastlanmadığını açıkladı. Söz konusu deponun sahibi Necati Arı da çürük elmaları çöpe attıklarını, görüntüyü paylaşan kişi hakkında suç duyurusunda bulunacağını söyledi.

    Yeşilhisar ilçesi Kayadibi Mahallesi’nde bir depoda çekilerek sosyal medyada paylaşılan görüntüde, çürük elmaların meyve suyu yapılması için fabrikalara gönderildiği, halk sağlığının tehlikeye atıldığı ileri sürüldü. Görüntülerde onlarca çürük elma dikkat çekti.

    İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ekipleri, görüntünün çekildiği Yeşilhisar’daki elma üreticisi Necati Arı’nın deposunda inceleme yaptı.

    BAKANLIKTAN AÇIKLAMA

    Tarım ve Orman Bakanlığı, incelemenin sonucuna ilişkin yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, 12 Kasım 2020 tarihinde bazı sosyal medya hesapları üzerinden meyve suyu yapımında kullanıldığı iddia edilen çürük elmalar ile ilgili yapılan paylaşımlar üzerine Kayseri Yeşilhisar İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü ekiplerince çalışma başlatıldığı, sosyal medyada paylaşımı yapılan eve ait depoya ulaşıldığı belirtildi.

    ‘OLUMSUZLUĞA RASTLANMADI’

    Açıklamada, “Üreticinin sadece ev ihtiyacı için ayrılmış 12 kasa elmasının olduğu tespit edilmiştir. Üreticinin çürük ve ıskarta elmaları Yeşilhisar’da bir şahsa sattığı beyanı üzerine söz konusu şahsın deposunda inceleme yapılarak, 10 ton kısmen çürük ve ıskarta elma tespit edilerek ivedi şekilde yasal işlemler başlatılmış, işlemlerin sonucunda elmalar imha edilmiştir. Kayseri ve Niğde Tarım ve Orman İl Müdürlüğü ekiplerimizin kapsamlı çalışmaları ve denetimleri sonucunda bölgede faaliyet gösteren meyve işleme (meyve suyu ,reçel vb) tesislerinde halk sağlığını riske atacak herhangi bir olumsuzluğa da rastlanmamıştır. Halkımızın sağlığı için bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da tüm ekiplerimiz hassasiyetle çalışmalarını sürdürecektir” denildi.

    ‘ÇÜRÜK ELMALARI ÇÖPE ATIYORUZ’

    Sosyal medyada paylaşılan görüntülerde yer alan elma üreticisi Necati Arı da açıklama yaptı.

    Arı, çürük elmaları fabrikalara göndermediğini belirterek, “Ben geçimimi meyvecilikten sağlarım. Ağaçlardan topladığımız elmaları belirli yerlere göndeririz. Sosyal medya paylaşımları, biz ağaçlardan topladığımız elmaları ayrıştırmadan önce çekilmiş bir görüntüdür. Kötü, çürümüş elmaları çöpe atıyoruz. Biz kendimizin yemediği elmaları fabrikalara göndermeyiz. Kötü elmaların meyve suyu fabrikalarına gönderildiği iddiası doğru değildir. Hem biz göndermeyiz hem de bunu meyve suyu fabrikaları da almaz. O görüntüler izinsiz rastgele başlangıç aşamasında yapılan çekimlerdir. O çeken kişi elmalar ayrıştırılmadan çekti” diye konuştu.

    ‘ŞİKAYETÇİ OLACAĞIM’

    Görüntüleri çeken kişiden şikayetçi olacağını kaydeden Arı, “Çekim yapan kişi hakkında da savcılığa suç duyurusunda bulunacağım. Dün yayınlanan o görüntüleri izledim. Görüntüyü çeken kişiyle görüştüm kendisi bana görüntüyü kaldırdığını söyledi. Bizim köyümüz meyveci köyüdür. Bu köye başka tüccar girmemesi için sanıyorum ki o çekimi yapmış. Beni zan altında bıraktı. Ben bunu asla kaldıramam. Biz çürük meyve satmayız, çöpe dökeriz” dedi.

  • Türkiye’de ilk kez yerli aşı gönüllüye uygulandı

    Türkiye’de ilk kez yerli aşı gönüllüye uygulandı

    Erciyes Üniversitesi’nde Covid-19’a karşı geliştirilen “ERUCOV-VAC” aşı adayının ilk dozunun bir gönüllüye uygulandığı bildirildi.

    Erciyesi Üniversitesi’nden yapılan yazılı açıklamaya göre, tamamen yerli ve milli olarak Erciyes Üniversitesi Aşı Araştırma ve Geliştirme Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde (ERAGEM) Kovid-19’a karşı geliştirilen, Koçak Farma’da GMP şartlarında üretimi yapılan ve Sağlık Bakanlığınca desteklenen ERUCOV-VAC inaktif aşı adayının, Ar-Ge çalışmaları tamamlandı.

    Etik kurul izni ve Sağlık Bakanlığından alınan onayların ardından Erciyes Üniversitesi İyi Klinik Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde (İKUM) ilk dozu bir gönüllüye uygulanan ERUCOV-VAC inaktif aşı adayının Faz-1 çalışmalarına başlandı.

    Erciyes Üniversitesi akademisyenleri tarafından Kovid-19’a karşı geliştirilen ERUCOV-VAC aday aşının ilk dozu, Türkiye’deki Faz 1 ruhsatlı birkaç merkezden birisi olan ve daha önce de ulusal ve uluslararası birçok klinik araştırmayı başarı ile tamamlamış, ülkenin diğer yerli aşılarının geliştirilmesinde önemli rol alacak İKUM’da, ilk gönüllü Nazif Durna’ya yapıldı.

    Açıklamadan görüşlerine yer verilen Durna, aşı çalışmasında gönüllü olmaktan mutlu olduğunu belirtti.

    “İnşallah insanlara umut olurum.” ifadesini kullanan Durna, akademisyenlere çalışmalarından dolayı teşekkür etti.

    ERÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Çalış ise ERAGEM tarafından Kovid-19’a karşı geliştirilen aday aşının periklinik çalışmalarının tamamlandığını belirterek, Faz-1 çalışmalarını önümüzdeki yıl ocak ayının başlarında bitirmeyi planladıklarını aktardı.

    Gönüllülere 3 hafta ara ile iki kez uygulanacak

    Aday aşının ilk gönüllüye uygulandığını anlatan Çalış, şunları kaydetti:

    “Böylece aşı çalışmamızda Faz-1 çalışmasına geçmiş bulunmaktayız. Faz-1 çalışması yaklaşık iki ay sürecektir. İnşallah önümüzdeki yıl ocak ayının başlarında bitirmeyi planlamaktayız. Faz 1 çalışmalarının başarılı olması halinde ise üniversitemizde diğer Faz çalışmalarına geçilmesi planlanmaktadır. Üniversitemiz tarafından geliştirilen aday aşımız ve ülkemizdeki diğer aşı merkezler tarafından geliştirilen aşılar inşallah Kovid-19’a karşı vatandaşlarımıza sunulmuş milli aşılarımız olacaktır. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.”

    Çalış, ayrıca İKUM’un, geliştirilen diğer Kovid-19 aşılarının Faz-1 çalışmalarının yapılabileceği Türkiye’deki nadir birkaç merkezden birisi olduğunu da sözlerine ekledi.

    Gönüllülere 3 hafta ara ile iki kez uygulanacak olan aday aşının Faz-1 çalışmasının 5 Ocak 2021 tarihinde bitirilmesi planlanlanıyor. Faz-1 çalışmasının başarıyla tamamlanması halinde ocak ayında Faz 2 çalışmalarına geçilecek.

     

     

  • Kızına cinsel istismar suçlamasıyla yargılanan babaya 30 yıl hapis

    Kızına cinsel istismar suçlamasıyla yargılanan babaya 30 yıl hapis

    Kayseri’de kızı D.A.’ya (29), 9 yaşından bu yana cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla tutuklu yargılanan C.A., 30 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

    Geçen yıl ekim ayında polis merkezine giden D.A., babası C.A.’nın 9 yaşından bu yana kendisine cinsel istismarda bulunduğunu iddia ederek, şikayette bulundu. Gözaltına alınan C.A., çıkarıldığı nöbetçi mahkemece tutuklandı. Olayla ilgili hazırlanan iddianamede C.A. hakkında Kayseri 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde ‘kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ ve ‘çocuğun nitelikli cinsel istismarı’ suçlarından 10 yıldan 30 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. Bu süreçte ailesi ve çevresinin yalnız bırakıp, şikayetini geri çekmesi konusunda baskı yaptığı D.A., ilk duruşma öncesi sosyal medya aracılığıyla destek istedi. Twitter’da ‘Tecavüze hayır’ başlığıyla hesap açan D.A., yaşadıklarını anlatarak, “9 yaşından beri öz babamın tecavüzüne uğruyorum. Fiziksel ve psikolojik şiddeti ve tehditleri yüzünden sessiz kaldım. Defalarca beni tabanca, asit ve bıçakla öldürmeye kalktı. Babaannem, dedem ve benim için en acısı annem ve kardeşlerim olmak üzere tecavüzcü babamın yanında oldular” ifadelerini kullandı.

    ‘HAYAT TARZI DEĞİŞTİ’

    Kayseri 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın karar duruşmasına sanık C.A., tutuklu bulunduğu cezaevinden Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. Sanık C.A., 1999-2006 yılları arasında Almanya’da diğer yıllar arasında da Kayseri’de kızı D.A.’ya istismarda bulunduğu iddialarını reddederek, mahkemeye 10 sayfadan oluşan yazılı savunmasını okudu. Sanık C.A., ifadesinde, “Adil olarak yargılanmıyorum. Tanıklar dinlenilmedi. İktidarsızlık yaşadığıma dair rapor talebim reddedildi. Kızım iffetsiz bir hayat sürüyordu. Çok kolay yalan söylemeye, kin gütmeye başladı. Aşırı tüketim harcamaları yapmaya başlamıştı. Temizlik hastası olmuştu. Alkol almaya başladı. Hayat tarzı değişti. Kızım ile aramızdaki ses kaydı da bir senaryodur. Adaletinize güveniyorum” dedi.

    Mahkeme heyeti, tutuklu sanık C.A.’yı, ‘çocuğun nitelikli cinsel istismarı’ suçundan 30 yıl hapis cezasına çarptırdı. Heyet, ‘kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ suçundan beraatine karar verdiği, sanığın tutukluluk halinin de devamına hükmetti.

  • Bu mahallede koronavirüs 12 can aldı

    Bu mahallede koronavirüs 12 can aldı

    Kayseri’deki Sahabiye Mahallesi’nde mart ayından bu yana 12 kişi koronavirüsten hayatını kaybederken, 560 daire de karantina altına alındı. Mahalle Muhtarı Alim Gerçel, “Sahabiye Mahallesi geçiş mahallesi olduğu için gündüz nüfusu 100 bini buluyor. Tedbirler faydalı oldu ama mahalledeki bazı vatandaşlar halen kurallara uymamak için direniyor” dedi.

    Koronavirüs vakalarının en çok görüldüğü kentlerden Kayseri’de, İl Sağlık Müdürlüğü filyasyon ekipleri çalışmalarını sürdürüyor. Bu kapsamda koronavirüs testi pozitif çıkan ve bu kişilerle temaslı olanların oturduğu evler, karantina altına alınıyor. Koronavirüs vakasının en çok görüldüğü mahalleler arasında 30 bin nüfusa sahip Sahabiye Mahallesi yer alıyor. Mahallede Mart ayından bu yana 12 kişi koronavirüs nedeniyle hayatını kaybederken, 560 daire için de karantina uygulaması yapıldı.

    ’22 VATANDAŞAIMIZ VİRÜSTEN DOLAYI YOĞUN BAKIMDA’

    Sahabiye Mahallesi Muhtarı Alim Gerçel, kentin en merkezi mahallesi olduklarını belirterek, “Mahallemizde Valilik, Büyükşehir Belediyesi, Orduevi, Öğretmenevi ve bütün siyasi partilerin il merkezleri bulunmaktadır. Mahalledeki nüfusumuz 30 bin. 10 ila 12 bin arasında da mülteci ve sığınmacılar bulunmaktadır. Mahallemizde Mart ayından bu yana 560 daire karantinaya alındı. Bugün itibarıyla mahalle sınırları içerisinde 12 kişi vefat etti. 22 vatandaşımız virüsten dolayı yoğun bakım servislerinde yatıyor” diye konuştu.

    ‘MAHALLEMİZİN NÜFUSU GÜNDÜZ 100 BİNİ BULUYOR’

    Koronavirüse karşı alınan tedbirlerin faydalı olduğunu ancak bazı vatandaşların kurallara uymamakta ısrarcı olduğunu söyleyen Gerçel, “Sahabiye Mahallesi geçiş mahallesi olduğu için gündüz nüfusu 100 bini buluyor. Tedbirler faydalı oldu ama mahalledeki bazı vatandaşlar halen kurallara uymamak için direniyor. Sahabiye Mahallesi’nde saat 19.00’dan sonra yabancı uyruklu sığınmacılar, maskesiz ev toplantı ziyaretlerine, bakkal önlerinde oturmaya devam ediyor” ifadelerini kullandı.

    ‘SALGININ MAHALLEDE ÇOK OLMA NEDENİ KURALLARA UYMAYANLAR’

    Mahalle sakinlerinden Ahmet Arslantaş da “Koronavirüsün Kayseri’de en yaygın şekilde mahallemizde görülmesi beni ve ailemi tedirgin ediyor. Maske, mesafe ve hijyen kurallarına uyuyoruz; ancak çevremizde bulunan mülteciler hiçbir şekilde kurallara uymuyor. Akşam saatlerinde maske takmadıkları gibi, evlerine de girmiyorlar. Mahallemizde salgının çok yüksek olma nedeni kurallara uymayan kişiler. Komşularımız içinde hasta olanlar, hastaneye yatanlar oldu. Yetkililerimiz görevlerini her ne kadar yapsalar da kurallara uymayanlar vaka sayısının artmasına neden oluyor” diye konuştu.

  • Kültepe’de kazı çalışmaları 72 yıldır sürüyor

    Kültepe’de kazı çalışmaları 72 yıldır sürüyor

    Kayseri’deki 6 bin yıllık Kültepe Kaniş-Karum Ören Yeri’nde 1948 yılından bu yana kazı çalışmaları devam ediyor. Kazı Başkanı Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Arkeoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Fikri Kulakoğlu, “Burada hedefimiz ve asıl öğrenmeye çalıştığımız şey, o dönemin bütün organik ve inorganik her türlü malzemesini bulmak ve bunlardan yola çıkarak Kültepe’nin, Kayseri’nin ya da Anadolu’nun bütün yaşantısına ilişkin veri toplamak” dedi.

    Kayseri tarihini 6 bin yıl önceye dayandıran belgelerin gün ışığına çıkarıldığı Kültepe Kaniş-Karum Ören Yeri, kent merkezine 24 kilometre uzaklıkta bulunuyor. Hititlerin Anadolu’da kurduğu ilk kentin kalıntısı olan höyük ve onu saran Karum’dan oluşan Kültepe Ören Yeri’nde yönetim binaları, dini yapılar, ev ve dükkan ile atölye kalıntıları yer alıyor. Türkiye’nin önemli turizm merkezlerinden olan ören yerinde kazı ve restorasyon çalışmaları, 1948 yılından bu yana devam ediyor.

    ‘TÜM KALINTILAR BİZİM İÇİN ÖNEMLİ’

    Kazı çalışmalarıyla ilgili bilgi veren Prof. Dr. Fikri Kulakoğlu, “Kazı çalışmalarına aynı alanda devam ediyoruz. Arkeolojik kazılar, hızla yapılan çalışmalar değildir. Özellikle bizim dönemlere ilişkin çalışmalarımız yavaş gitmek zorunda oluyor. Bizim hedeflediğimiz şey, eser bulmak değil. Yapı içindeki tüm kalıntılar bizim için önemli. Kazdığımız sarayın içindeki arşiv, varsa herhangi bir kalıntı. O dönemdeki insanların nasıl beslendiğine kadar bütün oradaki en küçük parçaya kadar bunları toplamaya çalışıyoruz. Bu nedenle çalışmalar uzun sürüyor. Aksi halde kazma kürekle girip bir yapıyı ortaya çıkarmak çok kolay. Bizim burada hedefimiz ve asıl öğrenmeye çalıştığımız şey, o dönemin bütün organik ve inorganik her türlü malzemesini bulmak ve bunlardan yola çıkarak Kültepe’nin, Kayseri’nin ya da Anadolu’nun bütün yaşantısına ilişkin veri toplamak” dedi.

    ‘BİZE BUĞDAY TANESİ BİLE DÜNYANIN BİLGİSİNİ VERİYOR’

    Kazı çalışmalarını yavaş yürüttüklerini belirten Prof. Dr. Kulakoğlu, “Biz kemik bulduğumuz zaman onu kemik olarak görmüyoruz. O kemikten yola çıkarak ekonomisini, insanların yaşam biçimini ve dini inançlarına kadar bütün aşamaları kaydetmeye çalışıyoruz. Aksi takdirde biz bir tahribat yaparız. Bulduğumuz en küçük buğday tanesi bile bize dünyanın bilgisini veriyor. Arkeoloji dalı son yıllarda çok disiplinli bir çalışma yapıyor. Bizim ekibimizde bitki kalıntılarını inceleyen uzmanlar var. Kömür kalıntılarını inceleyen uzmanlar var. Kazı alanında her şeyi inceleyen uzmanlarla iş yapmak zorundayız. Yapmazsak biz kendimize, Türkiye’ye ve insanlığa ihanet etmiş oluruz. Bizim çalışmaları yaparken yavaş olmamızın sebebi budur. Yoksa kazmayı vurur, yapıları ortaya çıkarırsınız” diye konuştu.

    ‘KAZI ÇALIŞMALARI KISA VADEDE BİTECEK GİBİ GÖZÜKMÜYOR’

    Kültepe’de 6 bin yıl önce yaşayan kralların sarayında kazı çalışması yürüttüklerini kaydeden Prof. Dr. Fikri Kulakoğlu, “Kültepe’de bulunan saray dediğimiz yapı çok küçük bir şey değil. Şu an için 70×45 metre civarında. Sadece bir köşesini kazabiliyoruz. Bu kazı çalışması kısa vadede bitecek gibi gözükmüyor. 10-15 yıl gibi bir zaman alır. Eminim ki biz bunu yaparsak Anadolu’da Asurlu tüccarlardan çok daha öncesini, Anadolu’da ne kadar güçlü bir devlet olduğunu ortaya koyabileceğiz” ifadesini kullandı.

    ‘ASURLU TÜCCARLAR ANADOLU’DA YENİ BİR ÇAĞ BAŞLATIYORLAR’

    Yıllardır süren çalışmalarda önemli eserler bulduklarını söyleyen Prof. Dr. Kulakoğlu, şunları söyledi:

    “Şimdiye kadar yaptığımız çalışmalarda küçük buluntular çok önemli ama bulduklarımıza göre Asurlu tüccarlar Anadolu’ya geldiklerinde yeni bir çağı başlatıyorlar. Anadolu insanı yazı ve bürokrasi ile tanışıyor. Anadolu insanı, dini inanç sistemini değiştiriyor. Şu an Kültepe bölgesinde yaptığımız çalışmalardan öğrendiğimiz Anadolu, ilk kez bu döneme Asurlu tüccarlar sayesinde girmedi. Onlardan 500 yıl kadar daha öncesinde Anadolu’da güçlü krallıklar vardı. Anadolu’da Suriye ve Mezopotamya’daki krallıklarla baş edecek büyüklükte veya güçte krallıklarla doludur. Birleştikleri zaman Suriye ve Mezopotamya’daki krallıklarla baş edecek güce sahip olduklarını söyleyebilirim.”

    Öte yandan bu yıl yapılan kazılarda idol (çoktanrılı dinlerde küçük boyutlu tanrı ya da tanrıça heykelciği) bulundu.

  • Valinin talimatıyla milli eğitim müdürlerinin maskesiz toplantısına para cezası

    Valinin talimatıyla milli eğitim müdürlerinin maskesiz toplantısına para cezası

    Kayseri’de yüz yüze eğitim öncesi kafede bir araya gelen İl Milli Eğitim Müdürü Celalettin Ekinci, Melikgazi İlçe Milli Eğitim Müdürü Hacı Kaya ve Talas İlçe Milli Eğitim Müdürü Mustafa Elmalı’ya, maske takmadıkları gerekçesiyle 900’er lira para cezası uygulandı.

    İl Milli Eğitim Müdürü Celalettin Ekinci, bugün başlayan yüz yüze eğitim öncesi dün akşam Kocasinan İlçe Milli Eğitim Müdürü Bahameddin Karaköse, Melikgazi İlçe Milli Eğitim Müdürü Hacı Kaya ve Talas İlçe Milli Eğitim Müdürü Mustafa Elmalı ile kafede bir araya geldi. İl Milli Eğim Müdürü Celalettin Ekinci, kafede 3 müdür ile birlikte selfie çekip, “Kocasinan, Melikgazi ve Talas İlçe Müdürlerimizle Kayseri’mizi ve yarınımızı konuştuk, çay eşliğinde” notuyla Twitter hesabından paylaştı. Fotoğrafta Kocasinan İlçe Milli Eğitim Müdürü Bahameddin Karaköse’nin maske taktığı görülürken, İl Milli Eğitim Müdürü Celalettin Ekinci, Melikgazi İlçe Milli Eğitim Müdürü Hacı Kaya ve Talas İlçe Milli Eğitim Müdürü Mustafa Elmalı’nın maske kuralına uymadığı görüldü.

    VALİ TALİMAT VERDİ

    Fotoğrafı sosyal medyada gören Vali Şehmus Günaydın, maske takmayan 3 müdür hakkında cezai işlem yapılması talimatını verdi. Bunun üzerine Ekinci, Kaya ve Elmalı’ya, Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’nun 282’nci maddesi uyarınca 900’er lira idari para cezası uygulandı.

  • Hamile eşini bıçaklayan koca, teslim oldu

    Hamile eşini bıçaklayan koca, teslim oldu

    Kayseri’de, dün boşanma aşamasındaki 5 aylık hamile eşi Buket T.’yi (24) sığındığı babaevinde bıçaklayıp kaçan Mustafa Aykut T. (25), polise teslim oldu. Mustafa Aykut T. emniyetteki işlemlerin ardından adliyeye sevk edilirken, Buket T. ve karnındaki bebeğin durumunun ciddiyetini koruduğu öğrenildi.

    Olay, dün saat 12.30 sıralarında Melikgazi ilçesi Yıldırım Beyazıt Mahallesi Sırasöğütler Caddesi’ndeki evde meydana geldi. İddiaya göre; Buket T., 2 yıl önce evlendiği Mustafa Aykut T. ile yaşadığı anlaşmazlık sonrası, bir ay önce babası Ramazan Şahin’in evine döndü. İşsiz Mustafa Aykut T., 5 aylık hamile eşi ile görüşmek için kayınpederinin evine gitti. Ancak, genç kadın eşi ile görüşmek istemediğini söyledi. İkili arasında çıkan tartışma sonucu Mustafa Aykut T., eşini karnından bıçakladı. Genç kadın kanlar içerisinde yere yığılırken, Mustafa Aykut T. olay yerinden kaçtı. Ailesinin evde olmadığı sırada bıçaklı saldırıya uğrayan Buket T., çağrılan ambulansla Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne kaldırıldı.

    POLİSE TESLİM OLDU

    Olaydan sonra kaçan Mustafa Aykut T., suç aleti bıçakla dün akşam saatlerinde polise teslim oldu. Mustafa Aykut T.’nin sorgusunda pişman olduğunu, eşinin konuşma teklifini kabul etmeyince çılgına döndüğünü söylediği belirtildi. Kayseri Devlet Hastanesi Adli Tabipliği’nde sağlık kontrolünden geçirilen Mustafa Aykut T., işlemlerin ardından adliyeye sevk edildi. Öte yandan, Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde tedaviye alınan Buket T. ve karnındaki bebeğinin ise durumun ciddiyetini koruduğu öğrenildi.