Etiket: kazı çalışması

  • Kalinda Antik Kenti gün yüzüne çıkacak

    Kalinda Antik Kenti gün yüzüne çıkacak

    Kültür ve Turizm Bakanlığı Fethiye Müze Müdürlüğü başkanlığında yürütülen, Muğla Valiliği Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı (YİKOB) tarafından finanse edilen ve Dalaman Belediyesi tarafından desteklenen Dalaman ilçesindeki Şerefler-Kalinda kazısı Prof. Dr. Fatih Onur ile Doç. Dr. Mustafa Koçak bilimsel danışmanlığı ve gözetiminde başlatıldı. M.Ö. 5 yüzyılda oldukça güçlü olan, Roma ve Geç Hristiyanlık dönemlerine kadar varlığını sürdürmüş bu kentin kalıntıları, Şerefler Mahallesi, Kozpınar Tepesi’ndeki geniş bir kale ve eteklerindeki pek çok bina temelleri ile kendisini gösteriyor. İlçe merkezine yakın bir konumdaki bu antik kent, Dalaman sınırları içerisinde en etkileyici tarihi alan konumunda bulunuyor.


    Dalaman Belediye Başkanı Muhammet Karakuş yaptığı açıklamada, “Kalinda Antik Kenti’nin gün yüzüne çıkması için Muğla Valiliği ile birlikte Ocak ayında başlattığımız çalışmalar çerçevesinde bölgede Arkeolog gruplarının yanı sıra 15 kişilik ekibimiz çalışıyor. Başlattığımız bu kazılar hem Kalinda tarihi hakkında hem de bu kalıntılar hakkında bilinmeyenleri açığa kavuşturmak, ilçemizin bu tarihi değerini bilimsel metotlarla inceleyerek ve arkeolojik kazısını yaparak hem ulusal hem de uluslararası düzeyde daha fazla tanınan, daha görülür, daha ulaşılabilir ve nitelikli bir arkeolojik alan haline getirmeyi hedefliyoruz” dedi.

  • Assos Ören Yeri’nde 12 ay boyunca kazı

    Assos Ören Yeri’nde 12 ay boyunca kazı

    Ayvacık’ta 7 bin yıllık Assos Ören Yeri’ndeki kazılar, Kazı Başkanı Prof. Dr. Nurettin Arslan başkanlığında 25 kişilik ekiple devam ediyor. Assos Ören Yeri’nde bu yıl Helenistik Çağ’da inşa edilen Agora ve Gymnasium Bizans Dönemi Ksenedochion (Misafirhane) yapılarında kazı çalışmalarına devam edildi. Kazılar, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Türk Tarih Kurumu ve İÇDAŞ tarafından destekleniyor. Kazılarda, çeşitli üniversitelerden akademisyen ve öğrenciler yer alıyor.

    Assos Ören Yeri Kazı Başkanı Prof. Dr. Nurettin Arslan, “Assos’ta 2022 yılında yürütülen çalışmalar başta Kültür ve Turizm Bakanlığı olmak üzere Türk Tarih Kurumu ve İÇDAŞ tarafından desteklenmektedir. Bu yılki çalışmalarımız farklı noktalarında sürdürüldü. İlk çalışma alanlarımızdan bir tanesi batı kapısının gerisindeki bir han olarak adlandırdığımız yapıda. Bu yapı Bizans dönemine ait bir kalıntıydı. Orada çalışmalarımız devam etti. Çok büyük bir yapı olduğu için de önümüzdeki yıllar bu yapının diğer mekanlarını da açığa çıkartacağız. İşlevlerinin belirlenmesine devam edilecek. Kentin en önemli kamusal binalarından biri olan Gymnasium’da bizim bu ilkeyi araştırdığımız mekanlardan bir tanesi. Orada da çalışmalar devam edildi ve orada şunu gördük. Helenistik döneminde inşa edilmiş olan ve daha sonra Bizans döneminde bir kiliseye dönüştürülmesi sonrasında mekanların tamamen dolduraraktan konut alanı olarak kullanıldığını gördük. Bu alanda da dediğim gibi yapının büyüklüğü nedeniyle çalışmalar hala devam etmekte” dedi.

  • Doğalgaz çalışması esnasında tarihi eser bulundu

    Doğalgaz çalışması esnasında tarihi eser bulundu

    Afyonkarahisar’ın Dinar ilçesi Camikebir mahallesinde doğalgaz çalışması yapan ekipler, iş makinesinin bir caddeyi kazdığı esnada kepçenin bıçağına büyük bir lahit mezarı takıldı. Ekipler lahit mezarı bulunduğu yerden çıkartırken, Afyonkarahisar Müze Müdürlüğüne bilgi verildi.

    Doğalgaz çalışmalarına ara verilirken, tarihi eser niteliği taşıyan lahit mezar koruma altına alındı. Şimdi Müze Müdürlüğü’nden gelecek yetkililerin incelemiş sonucunda doğalgaz çalışmalarına devam edilip edilmeyeceğine karar verilecek.

    Öte yandan polis ekipleri tarihi eserin bilindiği alana şerit çekerek güvenlik tedbirlerini arttırdı.

  • Erzurum’da kazı çalışması yapan iş makinesi yan yattı

    Erzurum’da kazı çalışması yapan iş makinesi yan yattı

    Kentsel dönüşüm çalışmaları dahilinde Yakutiye ilçesine bağlı Cedid Caddesinde sürdürülen çalışmalarda dere yatağın üzerindeki yolda göçük yaşandı. Beton bariyer taşıyan iş makinesi göçük sonrası yan yattı. Bir işçi son anda oluşan çukurdan kaçmayı başarırken iş makinesi operatörü kazadan yara almadan kurtuldu.

    Bölgedeki esnaftan Fatih Aydın, “Çok şiddetli bir sarsılma yaşandı. Arkada baktığımızda kazı çalışması yapan iş makinesi çukura düşmüştü. Elektrik ve su kesintisi yaşandı. Elektrik olmadığı için işyerlerini kapatamadık. Derenin ıslah çalışması yapılıyor. Uzun bir çalışma. İnşallah kısa sürede herhangi bir kaza yaşanmadan bitirilir” diye konuştu.

  • Gizemli kazının nedeni belli oldu

    Gizemli kazının nedeni belli oldu

    İstanbul Büyükçekmece’de emniyet ekiplerinin dün akşam saatlerinden beri yaptığı kazıda kayıp olduğu belirtilen Murat K.’nin cesedinin arandığı öğrenildi.

    Pınartepe Mahallesi’ndeki boş bir arazide dün akşam helikopter ile inceleme yapan ekipler daha sonra iş makineleriyle kazı çalışması başlattı. Gece saatlerinde ara verilen çalışmalara bugün öğlene doğru tekrar başlandı. İş makineleriyle arazinin kazıldığı çalışmalarda çevrede geniş güvenlik önlemi alındı. Bölgedeki arazinin farklı yerlerinde kazı açan ekipler, olay yerine kimseyi almadı.

    Kazının Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında, bir süredir kayıp olan ve öldürüldüğü belirtilen

    Murat K. adlı kişinin cesedinin aranması için yapıldığı öğrenildi. Soruşturma kapsamında ifadesi alınan bir tanığın Büyükçekmece’deki boş araziye Murat K.’nin cesedinin gömüldüğünü söylemesi üzerine çalışmaların başladığı vurgulandı.

  • Kültepe’de kazı çalışmaları 72 yıldır sürüyor

    Kültepe’de kazı çalışmaları 72 yıldır sürüyor

    Kayseri’deki 6 bin yıllık Kültepe Kaniş-Karum Ören Yeri’nde 1948 yılından bu yana kazı çalışmaları devam ediyor. Kazı Başkanı Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Arkeoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Fikri Kulakoğlu, “Burada hedefimiz ve asıl öğrenmeye çalıştığımız şey, o dönemin bütün organik ve inorganik her türlü malzemesini bulmak ve bunlardan yola çıkarak Kültepe’nin, Kayseri’nin ya da Anadolu’nun bütün yaşantısına ilişkin veri toplamak” dedi.

    Kayseri tarihini 6 bin yıl önceye dayandıran belgelerin gün ışığına çıkarıldığı Kültepe Kaniş-Karum Ören Yeri, kent merkezine 24 kilometre uzaklıkta bulunuyor. Hititlerin Anadolu’da kurduğu ilk kentin kalıntısı olan höyük ve onu saran Karum’dan oluşan Kültepe Ören Yeri’nde yönetim binaları, dini yapılar, ev ve dükkan ile atölye kalıntıları yer alıyor. Türkiye’nin önemli turizm merkezlerinden olan ören yerinde kazı ve restorasyon çalışmaları, 1948 yılından bu yana devam ediyor.

    ‘TÜM KALINTILAR BİZİM İÇİN ÖNEMLİ’

    Kazı çalışmalarıyla ilgili bilgi veren Prof. Dr. Fikri Kulakoğlu, “Kazı çalışmalarına aynı alanda devam ediyoruz. Arkeolojik kazılar, hızla yapılan çalışmalar değildir. Özellikle bizim dönemlere ilişkin çalışmalarımız yavaş gitmek zorunda oluyor. Bizim hedeflediğimiz şey, eser bulmak değil. Yapı içindeki tüm kalıntılar bizim için önemli. Kazdığımız sarayın içindeki arşiv, varsa herhangi bir kalıntı. O dönemdeki insanların nasıl beslendiğine kadar bütün oradaki en küçük parçaya kadar bunları toplamaya çalışıyoruz. Bu nedenle çalışmalar uzun sürüyor. Aksi halde kazma kürekle girip bir yapıyı ortaya çıkarmak çok kolay. Bizim burada hedefimiz ve asıl öğrenmeye çalıştığımız şey, o dönemin bütün organik ve inorganik her türlü malzemesini bulmak ve bunlardan yola çıkarak Kültepe’nin, Kayseri’nin ya da Anadolu’nun bütün yaşantısına ilişkin veri toplamak” dedi.

    ‘BİZE BUĞDAY TANESİ BİLE DÜNYANIN BİLGİSİNİ VERİYOR’

    Kazı çalışmalarını yavaş yürüttüklerini belirten Prof. Dr. Kulakoğlu, “Biz kemik bulduğumuz zaman onu kemik olarak görmüyoruz. O kemikten yola çıkarak ekonomisini, insanların yaşam biçimini ve dini inançlarına kadar bütün aşamaları kaydetmeye çalışıyoruz. Aksi takdirde biz bir tahribat yaparız. Bulduğumuz en küçük buğday tanesi bile bize dünyanın bilgisini veriyor. Arkeoloji dalı son yıllarda çok disiplinli bir çalışma yapıyor. Bizim ekibimizde bitki kalıntılarını inceleyen uzmanlar var. Kömür kalıntılarını inceleyen uzmanlar var. Kazı alanında her şeyi inceleyen uzmanlarla iş yapmak zorundayız. Yapmazsak biz kendimize, Türkiye’ye ve insanlığa ihanet etmiş oluruz. Bizim çalışmaları yaparken yavaş olmamızın sebebi budur. Yoksa kazmayı vurur, yapıları ortaya çıkarırsınız” diye konuştu.

    ‘KAZI ÇALIŞMALARI KISA VADEDE BİTECEK GİBİ GÖZÜKMÜYOR’

    Kültepe’de 6 bin yıl önce yaşayan kralların sarayında kazı çalışması yürüttüklerini kaydeden Prof. Dr. Fikri Kulakoğlu, “Kültepe’de bulunan saray dediğimiz yapı çok küçük bir şey değil. Şu an için 70×45 metre civarında. Sadece bir köşesini kazabiliyoruz. Bu kazı çalışması kısa vadede bitecek gibi gözükmüyor. 10-15 yıl gibi bir zaman alır. Eminim ki biz bunu yaparsak Anadolu’da Asurlu tüccarlardan çok daha öncesini, Anadolu’da ne kadar güçlü bir devlet olduğunu ortaya koyabileceğiz” ifadesini kullandı.

    ‘ASURLU TÜCCARLAR ANADOLU’DA YENİ BİR ÇAĞ BAŞLATIYORLAR’

    Yıllardır süren çalışmalarda önemli eserler bulduklarını söyleyen Prof. Dr. Kulakoğlu, şunları söyledi:

    “Şimdiye kadar yaptığımız çalışmalarda küçük buluntular çok önemli ama bulduklarımıza göre Asurlu tüccarlar Anadolu’ya geldiklerinde yeni bir çağı başlatıyorlar. Anadolu insanı yazı ve bürokrasi ile tanışıyor. Anadolu insanı, dini inanç sistemini değiştiriyor. Şu an Kültepe bölgesinde yaptığımız çalışmalardan öğrendiğimiz Anadolu, ilk kez bu döneme Asurlu tüccarlar sayesinde girmedi. Onlardan 500 yıl kadar daha öncesinde Anadolu’da güçlü krallıklar vardı. Anadolu’da Suriye ve Mezopotamya’daki krallıklarla baş edecek büyüklükte veya güçte krallıklarla doludur. Birleştikleri zaman Suriye ve Mezopotamya’daki krallıklarla baş edecek güce sahip olduklarını söyleyebilirim.”

    Öte yandan bu yıl yapılan kazılarda idol (çoktanrılı dinlerde küçük boyutlu tanrı ya da tanrıça heykelciği) bulundu.

  • Van’da yeni bir ölü gömme geleneği tespit edildi

    Van’da yeni bir ölü gömme geleneği tespit edildi

    Van’daki Çavuştepe Kalesi’nde üç yıl önce ortaya çıkarılan nekropolde yapılan kazı çalışmaları sırasında, Urartular’da yeni bir ölü gömme geleneği belirlendi.

    Urartu Kralı II. Sarduri tarafından yaptırılan Çavuştepe Kalesi ve kuzey kısmındaki nekropol alanında yürütülen kazı çalışmaları devam ediyor.

    Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Rafet Çavuşoğlu başkanlığında yürütülen kazı çalışmalarında antropolog, arkeolog, sosyolog, sanat tarihçi ve restoratörlerden oluşan 17 kişilik ekip görev yapıyor.

    Kültür ve Turizm Bakanlığının izniyle yürütülen çalışmalarda, Urartular’ın sosyal yaşantısı, ölü gömme adetleri ve inançlarına ilişkin her yıl yeni veriler ortaya çıkarılıyor.

    Daha önce kadın ve erkeğe ait 2 bin 777 yıllık iskelet ile bu iskeletlerin üzerinde gümüşten boyunluk, 39 küpe, saç spiralleri, amulet (muska), som altından yapılan aslan protomlu süs iğnesi, mitolojik yaratıklarla bezemeli bir kemer ve sığ tepsi bularak Urartu literatürüne kazandıran kazı ekibi, bu yıl da nekropolün üst kısmında Urartular’da aristokrat kesiminin gömüldüğü alanda çalışmalarını yoğunlaştırdı.

    Çoğunluğu kum taşlarından oluşturulmuş 50 metrekarelik alanda yapılan çalışmalarda daha önce dört farklı mezar mimarisiyle karşılaşan ekip, Urartular’da yeni bir ölü gömme geleneğiyle karşılaştı.

     “Gizemini hala koruyor”

    Kazı Başkanı Çavuşoğlu,  yaptığı açıklamada nekropolde her yıl farklı verilerle karşılaştıklarını söyledi.

    Nekropoldeki kazıların Urartu arkeolojisi açısından çok önemli olduğunu belirten Çavuşoğlu, “2017’de hem ceset şeklinde hem de cesedi yakarak gömme dediğimiz iki tür gömü bulmuştuk. Mezar tipleriyle ise burada ilk kez karşılaştık, hepsini bir arada gördüğümüz bir olgu var. Urartu mezar mimarisinde hepsini bir arada göremiyorduk ama burada hepsi bir arada.” dedi.

    Daha önceki kazılarda dört farklı ölü gömme geleneğiyle karşılaştıklarını aktaran Çavuşoğlu, şunları kaydetti:

    “Burada sandık mezar, basit toprak mezar, örme mezar ve urne mezar mimarisi var. Dört çeşit bir mezar mimarisi var. Yönetici sınıfa ait olduğunu düşündüğümüz bir mezar geleneği daha bulduk. O da birden dörde kadar kum taşı levhalarından oluşan yeni bir mezar mimarisi ortaya çıktı. Bu mezar mimarisi hem inhumasyon hem de kremasyon (urne) mezar gömü biçiminde kullanılmış. Bu mezar şekliyle ilk kez burada karşılaşıldı. Urnenin başına dikili taş konulması da çok ilginç. Mezarın başına taş dikme geleneği, Urartu mezar mimarisinde de ilk defa karşılaştığımız bir durum. Ceset önce yakılıyor, arta kalan kemikler çömleğin içerisine bırakılıyor. Ardından bu alanda dini törenle gömülüyor.”

    Urartular’ın, ölülerini en değerli eşyalarıyla gömdüğünü ve bunun da kazılarda ortaya çıktığını ifade eden Çavuşoğlu, “Buradaki kazılarda, Urartu ölü gömme adetleri hakkında gerçekten çok önemli bilgilere ulaşmış olduk. Nekropolün gövde kısmında, tepenin oluşumuna uygun şekilde kaba taşlardan özenle döşenmiş 30 metre uzunluğunda ve 2,5 metre genişliğinde örme taş sırası ortaya çıkarıldı. Buranın işlevini, ne olduğunu anlamaya çalışıyoruz. Gizemini hala koruyor. Urartular’ın ölü gömme adetleriyle ilgili sürekli yeni veriler karşımıza çıkıyor.” şeklinde konuştu.