Etiket: KEBAP

  • Ustalar fast food tüketimine karşı uyardı

    Ustalar fast food tüketimine karşı uyardı

    Denizli’nin eşsiz lezzetleri arasında öne çıkan Tandır Kebabı, şehrin gururu haline geldi. Denizli Tandır Kebabının önemli isimleri olan aynı zamanda lezzetlerini Denizli Kebap Evi’nde müşterilerine sunan kebap ustaları Mehmet Aslantürk, Durmuş Şahin ve Sadık Olpak, bu lezzetin önemine dikkat çekerek, gençleri fast food kültüründen uzaklaşmaya ve geleneksel tandır kebabını denemeye davet etti. Aslantürk, kebabın hazırlanışında sakız ağacının önemini vurgularken, Şahin de kebabın natürel içeriğini ve elle yenmesini önemsiyor. Sadık Olpak ise Denizli’nin tarihi lezzeti olan Denizli Tandır Kebabının eşsiz tat ve sağlık açısından önemini vurguluyor.

    Denizli Tandır Kebabının sadece bir yemek değil, şehrin bir mirası olduğuna dikkat çeken kebap ustası Mehmet Aslantürk, “Denizli’nin meşhur kebabının sakız ağacı ile pişmesi önemlidir. Süt kuzusu olması lazım ve 6-7 aylık kuzulardan Kebabımızı yaparız. Tabi Kebabımız mutlaka elle yenir ve burada ustayı dahil edersek hepsi lezzette bir etkisi var. Yeni yetişen gençler, hamburger, pizza, lahmacunu da yiyebilir ama Denizli Tandır Kebabını da yemelerini öneririz. İki gıda arasında para yönünden çok fazla fark yok. Vatandaşlarımızın et ve kebap yemeklerinin sağlıkları açısından daha fayda olacağını düşünüyorum” dedi.

    Gençlerin sağlıklı ve yerel lezzetlere yönelmesi konusunda teşvik edilmesi gerektiğine değinen kebap işletmecisi Durmuş Olpak da “Denizli Tandır Kebabı’mız, süt kuzusundan yapılır. 20 kilo civarında, natürel ve hiçbir katkı maddesi yok. Sakız odundan pişer. Bizim kebabımız elle yenir ve çatal ile bıçak kullanılmaz. Hamburger mi yerim yoksa kebap mi yerim diye sorarsan mutlaka kebap yerim. Sağlık ve lezzeti başta olmak üzere her türlü yönden kebap daha iyidir. Fiyatta da fazla farkı yok. Ben gençlere tavsiye ederim. Gençler en azından denemesini tavsiye ederim. Müşterilerimiz yağlı az yağlı nasıl isterse söylesin ve istediği şekilde servis ederiz. Bence hamburger ve pizza yiyeceğine gelsin kebap yesin” ifadelerini kullandı.

    Akranları başta olmak üzere tüm müşterilerine Denizli Tandır Kebabını denemeleri için Denizli Kebap Evi’ne davet eden Sadık Olpak ise “Tarihi bir lezzete dayanan Denizli’mizin meşhur Tandır Kebabı, ayrıcalıklı bir lezzettir. Onun tat bakımında eşi benzeri yoktur. Kendi akranlarımız genellikle fast food gıdalar tüketiyor. Kendi tercihleri ama en azından Denizli Tandır Kebabını yemelerini öneririz. Dışarı çıktığımız zaman arkadaşlarımız fast food yemeye davet ediyor ama ben de kendilerini önce buraya davet ediyorum. Beğenmezseler sonra kendilerinin önerdiğini ben ısmarlayacağım diyorum. Onun karşılığında gelip, yiyorlar ve çok şükür beğeniyorlar” şeklinde konuştu.

  • Kağıt üstünde kebap dönemi

    Kağıt üstünde kebap dönemi

    Kebapçıyı ziyaret eden vatandaşlar, etin kağıt üzerinde sunulmasından duydukları memnuniyeti dile getirdi. Kebapseverler, bu yöntemin hem pratik hem de lezzetin daha doğal hissedilmesini sağladığını belirtti. Kebapçının sahibi Selçuk Cingisiz ise, bu sunum tarzıyla hem çevreye duyarlı bir yaklaşım sergilediklerini hem de müşterilerine farklı bir deneyim sunduklarını ifade etti.

    “Çok tercih ediliyoruz ve bu yoğunluktan çok memnunuz”

    Gastronomi şehrine yenilik getirdiğini söyleyen işletmeci Selçuk Cingisiz, “Gördüğünüz gibi burada düzenli bir şekilde taze et kesiyoruz. Burada dinlendirip daha sonra yemeğe hazır hale getiriyoruz. Gelen müşterilerimize taze bir şekilde ikram ediyoruz. Gördüğünüz gibi işletmemiz çok küçük. Bu yüzden tabak, bardak kullanmıyoruz. İşimizde yoğun olduğu için hijyenik yağlı kağıt kullanıyoruz. Müşterilerimizde bu durumdan gayet memnun. Çok tercih ediliyoruz ve bu yoğunluktan çok memnunuz. Severek tüketiliyor kebaplarımız. Muadilimiz yoktur. Düzenli bir şekilde gelen müşterilerimiz var. Yoğunluğumuzda gözle görülüyor” dedi.

    “Öncelikle bu yemek lezzeti memleketin hiçbir yerde yoktur”

    Hemen hemen her gün et tükettiğini söyleyen müşteri Yunus Şahin, “Öncelikle bu yemek lezzeti memleketin hiçbir yerde yoktur. Doğal olması da ona ayrıcalık kazandırıyor. Çok güzel bir lezzeti var. Herkese tavsiye ediyorum. Ben her gün tüketiyorum” ifadelerini kullandı.

    “Lezzetin olduğu yerde tabak kullanmaya gerek yok”

    Diğer müşteri Engin Yıldız, “Özellikle böyle salaş mekânları çok tercih ediyorum. Lezzetli bir yer. Sunumlarda tabak kullanılmıyor. Bence çok daha güzel. Lezzetin olduğu yerde tabak vesaire kullanmaya gerek yok” şeklinde konuştu.

    “Elle yemek daha çok lezzet katıyor”

    Yurt dışından kağıt üstünde kebap yemek için geldiklerini söyleyen Okan Ezgi Atabay çifti ise, “Eşimle yemek için buraya geldim. Güzel bir yemek yiyelim dedik. Bu yüzden de bu mekanı tercih ettik. Sosyal medyada gördük ve çok merak ettik. Tabak burada kullanılmıyor. Bizim için önemli olanda etin lezzetidir. Elle yemek daha çok lezzet katıyor. Lezzeti on numara olduktan sonra bizim için bir şey fark etmiyor” diye konuştu.

  • Okul bahçesinden kebap dumanları yükseldi

    Okul bahçesinden kebap dumanları yükseldi

    İlçede Halit Dağlı İlköğretim Okulu bahçesinde bu yıl üçüncüsü gerçekleşen lezzet şenliği düzenlendi. Öğrenciler Adana ve Kozan’a özgü kebap, limon dondurması, börek çeşitleri ile lezzet dolu bir gün yaşadı.

    Okul müdürü Seyban Karaköse bu yıl 3. kez lezzet şenliğine ev sahipliği yaptıklarını kaydederek, öğrencilere hem bölge lezzetleri ile buluşturduklarını hem de okul, öğrenci veli iş birliği ile kaynaşma günü olduğunu kaydetti.

    Velilerden Rana Arslan ise öğrencilerin okul bahçesinde yakılan mangal ile Adana lezzetlerini tattıklarını kaydederek, Adanalı öğrencilerin şanslı olduğunu ifade etti.

  • Büryan kebabı iftar sofralarını süslüyor

    Büryan kebabı iftar sofralarını süslüyor

    Sütten kesilmiş kuzuların etinden hazırlanan ve sabahın erken saatlerinde servis edilmesinden dolayı “uykuyu bölen lezzet” olarak adlandırılan büryan, Ramazan ayında da iftar sofralarını süslüyor. Ramazan dolayısıyla hem iftarda porsiyonu 300 liradan servis ediliyor, hem de sipariş üzerine paket olarak evlere ulaştırılıyor. Büryan kebabı, kentte tüketimi yanı sıra çevre illerden de tercih edilip otogardan istenilen kente gönderiliyor.

    Büryanın yılın her ayında olduğu gibi Ramazan ayında da tercih edilen lezzetlerin başında geldiğini söyleyen büryan ustası Murat Kayaalp, rezervasyon sistemi ile çalıştıklarını söyledi. 17 yıldır ramazan ayında büryan kebabı servis ettiklerini belirten Kayaalp, “Ramazan öncesi olduğu gibi Ramazan’da da bayağı rağbet var. İftar sofrasına hazırlamak için saat öğleden sonra 15.00’te çıkarıp servise sunuyoruz. Dışarıya paket yapıyoruz. Büryan kebabımız Diyarbakır’a, Mardin’e, Siirt’in çevre illerine, Güneydoğu Anadolu bölgesinin her yerine hemen hemen her gün gidiyor. Müşterilerimiz büryan kebabını iftarda yiyebilmesi için 3-4 saat öncede rezervasyon yapması lazım. Büryan kebabımız 2003 yılında patenti alınan bir yemektir. Doğal ortamlarda piştiği için her mevsimde ve her ayda rağbet görüyor” dedi.
    Misafir olarak geldiği Siirt’e yediği büryanı beğendiğini dile getiren müşteri İbrahim Aydın, ‘’İstanbul’dan Siirt’e misafirliğe geldim. Normalde kuzu, koyun vesaire gibi et tüketmiyorum ama bayağı bir lezzetli, herkese de tavsiye ederim” ifadelerini kullandı.
    Müşteri Hamza Saltan ise büryanın vazgeçilmezleri olduğunu, günde bazen iki defa da tükettiğini kaydederek, “Sabah saat 04.00’te kalkıp gelip burada büryanın çıkmasını bekliyoruz. Ramazan ayında da en az 10 defaya sığdırmaya çalışıyoruz, iftarımızı büryanla açmaya çalışıyoruz” ifadelerine yer verdi.

  • Kebapçılık yaparak evlatlarına umut oluyor

    Kebapçılık yaparak evlatlarına umut oluyor

    Antakya ilçesinde yaşayan 30 yaşındaki Özlem Habeşoğlu, yaklaşık 1 buçuk yıldır meme kanserine karşı mücadele veriyor. Meme kanserine karşı mücadelesinde göğsünün birisi alınan Habeşoğlu, deprem sonrası yeniden hayata tutunarak konteyner iş yerinde kebapçı dükkanı açtı. Tedavisi için sıklıkla yolculuk yapan Habeşoğlu, 2 kız evladı için çalışarak para kazanıyor. Meme kanseri annenin tek umuduysa evlatlarına iyi bir eğitim aldırabilerek, meslek sahibi olmalarını sağlamak.

    “Bir kadın bu işi nasıl beceriyor diye herkes şaşırıyor”

    Meme kanseriyle 1 buçuk yıldır mücadele ettiğini dile getiren Habeşoğlu, “O günü hatırlamak istemiyoruz. O gün çok kötü bir gündü, biz ölümden döndük. Bir daha o evden çıkar mıydık, çıkamaz mıydık biz tahmin edememiştik. Biz evin içinde oturup ölümü bekledik. Meme kanseri tedavisini 1,5 yıldır görüyorum. 2 defa bıçak altına yattım, bir organım yok diyelim. 2 kızım var ben de bu işe başvurdum. Çünkü 2 kızım var bakmakla yükümlüyüm. Bir kadın bu işi nasıl beceriyor diye herkes şaşırıyor, mecburum çünkü gelirim yok. Çalışacağım kızlarıma bakacağım. Zaten bu hasta haliyle kim çalışmayı ister, kimse istemez” dedi.

    Ağrılarına rağmen evlatları için çalışmak zorunda olduğunu ifade eden Habeşoğlu, “Oturup evinde çocuklarına baksın ister ama benim öyle bir lüksüm yok. Hem hastalığımla hem de hayatla mücadele ediyorum. Bazı günler çalışmak istemiyorum. Arkadaşlar herkes şahit burada ağrılarımdan. Ama mecburum yapmak zorundayım, kimsem yok. Yani ağrılarımı bastırarak çalışmak zorundayım. 2 çocuğum var, onları okutmak istiyorum. Benim gibi kalmasınlar diye hiç yoktan kendilerini kurtarsınlar. Hayata tutunmam lazım, benim 2 kızım var onlardan vazgeçmem. Yıkılmasınlar, ben hastayım diye kendileri kabul etmesin istiyorum. Ben hasta değilim. Bu hastalığı yenip de çalışacağım, önüme bakacağım. Ben depremden önce başka bir yerde çalışıyordum, orada öğrendim. Sonra deprem olunca dükkan yıkılınca işçiler de dağıldı ben de bu işe başvurdum” şeklinde konuştu.

  • Adanalı kebapçı İstanbul’da 34 metrelik kebap yapacak

    Adanalı kebapçı İstanbul’da 34 metrelik kebap yapacak

    Adana Valiliği ile Adana Büyükşehir Belediyesi’nin desteklediği Adana KüAdanalı kebapçı Yaşar Aydın, İstanbul’da düzenlenecek Adana tanıtım günlerinin açılışında 34 metrelik boru kebabı yapacak.
    Adana Valiliği ile Adana Büyükşehir Belediyesi’nin desteklediği Adana Kültür ve Lezzet Buluşmaları 4-7 Ocak tarihleri arasında İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde İstanbul Yenikapı fuar alanında gerçekleştirilecek.
    Adanalı kebapçı Yaşar Aydın’da ekibiyle birlikte İstanbul’a gidecek ve 3 gün boyunca Adanalılara kebap ziyafeti sunacak.

    Açılışa özel 34 metre boru kebabı yapılacak

    Öte yandan 2 Ocak’ta gerçekleşecek açılışta Yaşar Aydın, 34 metrelik boru kebabı yaparak İstanbullulara ikram edecek.ltür ve Lezzet Buluşmaları 4-7 Ocak tarihleri arasında İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde İstanbul Yenikapı fuar alanında gerçekleştirilecek.
    Adanalı kebapçı Yaşar Aydın’da ekibiyle birlikte İstanbul’a gidecek ve 3 gün boyunca Adanalılara kebap ziyafeti sunacak.

    Açılışa özel 34 metre boru kebabı yapılacak

    Öte yandan 2 Ocak’ta gerçekleşecek açılışta Yaşar Aydın, 34 metrelik boru kebabı yaparak İstanbullulara ikram edecek.

  • Adana kebap ve salataları ‘glutatyon’ seviyesini arttırıyor

    Adana kebap ve salataları ‘glutatyon’ seviyesini arttırıyor

    Adana’nın en ünlü yemeği olan, coğrafi işaretli ‘Adana kebabı’, uzun yılardır neredeyse tüm restoranlarda mevsim, soğan, ezme, kaşık ve tablacı salatasının yanı sıra kaşarlı mantar, cacık, humus, pişmiş soğan, biber, domates, fındık lahmacun, fındık pide, çiğ köfte gibi ürün ve mezelerle servis ediliyor. Adana kebabı, yanında servis edilen salatalar ile birlikte vücuda sağlık açısından ciddi katkılar sağlıyor.

    Adana kebap, glutatyon seviyesini de arttırıyor

    Vücudun ürettiği en güçlü antioksidan olan ve hastalıklara karşı direnç sağlayan glutatyon, belli yaşlardan sonra vücutta artık üretilmiyor ve birçok kişi dışarıdan glutatyon takviyesi alıyor. Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Sorumlusu Uzman Diyetisyen Dilek Doğan, glutatyon seviyesinin Adana kebap ve yanındaki salatalar sayesinde arttığını söyledi.

    “Glutatyon seviyesi yaşla birlikte azalıyor”

    İhlas Haber Ajansı’na konuşan Uzman Diyetisyen Dilek Doğan, “En güçlü antioksidan glutatyondur. Yaşla birlikte maalesef doğal olarak sentez edilen glutatyon seviyesi azalmaktadır. Özellikle 20 yaşından sonra her 10 yılda bir glutatyon seviyesinin yüzde 10 azaldığı literatürde yer almaktadır. Adana kebabın ham maddesi kırmızı ettir. Tarım ve Orman Bakanlığı Ulusal Gıda Kompozisyonu veri tabanına göre kırmızı et, glutatyonun öncüsü olan ve temeli olan aminoasitlerden, proteinlerden zengin olduğu için seviyeyi arttıran besinlerdendir” dedi.

    “Adana kebap glutatyon seviyesini arttırıyor”

    Adana kebabı ve salatalarının sağlığa çok ciddi faydası olduğunu vurgulayan Doğan, “Ayrıca Adana kebabın yanında servis edilen salatalarda, glutatyonun seviyesini arttıracak kükürt ve sülfürden zengin besinler vardır. Bunlar bizim çiğ tüketmeyi tavsiye ettiğimiz soğan, şalgam, turp ve teredir. Bunlar da zaten Adana kebabın yanında vardır. Adana kebap ve salataların yaşla birlikte azalan glutatyon seviyesini arttırabileceği ve sağlığımızı korumada, hastalıklara yakalanma riskini azaltacağını söyleyebiliriz” ifadelerini kullandı.

    “Adana kebap yiyenler bağışıklık kazanıyor”

    Kentte uzun yıllardır kebapçılık yapan Cihangir Korkmaz ise kebabın birçok vitamini barındırdığını belirterek şunları söyledi:
    “Adana kebabımız ve yanında servis ettiğimiz biberler, soğan, sarımsak ve turp inanılmaz şekilde vücudu destekliyor. Adana kebap yiyenler bağışıklık kazanıyor. Kışın kebap yiyenler daha fazla C vitamini alıyor ve hastalığa karşı korunuyor.”

  • Kış aylarının vazgeçilmez lezzeti

    Kış aylarının vazgeçilmez lezzeti

    UNESCO tarafından gastronomi kenti seçilen Gaziantep’in önemli lezzetlerinden biri olan soğan kebabı, kış aylarında tercih edilen yemekler arasında yer alıyor. Özellikle gribin ve nezlenin doğal ilacı olarak bilinen soğan kebabı, havaların soğumaya başlamasıyla beraber kentteki kebapçılarda pişirilmeye başlandı. İçerisinde bulundurduğu soğan, baharat, kuzu eti ve nar pekmeziyle adeta şifa deposu olan soğan kebabı gribal enfeksiyonlara karşı bağışıklık kazandırdığı için kış aylarında vatandaşlar tarafından yoğun ilgi görüyor.
    Mutfak Sanatları Merkezi Ünlü Şefi Doğa Çitçi, soğan kebabının yapılışı hakkında bilgi verdi. Çitçi, soğan kebabının kış aylarının vazgeçilmez lezzeti olduğunu söyledi.

    “Gaziantep’te mevsimsel kebaplar olur”

    Gastronomi kenti Gaziantep’te kebapların mevsimine göre yapıldığını ifade eden Çitçi, “Gaziantep’te mevsimsel kebaplar olur. Kış ayına geldiğimizde ise soğan kebabı olur. Evlerde ve lokantalarda yapılan kebapların biridir. Bugün size şişte yapılan soğan kebabını yaptık. Bilindiği üzere soğan kebabı doğal bir antibiyotik. Bu yüzden kış aylarında Gaziantep’te yapılan bir lezzettir. Gaziantep dışarıdan kebap şehri gibi gözükür ama Gaziantep’te önemli şeylerden bir tanesi mevsimsel kebapların olmasıdır. Şu an soğan kebabı zamanı. Birkaç ay sonra sarımsak kebabı yapımına başlarız” dedi.

    “Meşe odununda pişen soğan kebabı çok lezzetlidir”

    Meşe odununda pişen soğan kebabının lezzetine eşsiz olmadığını belirten Çitçi, “Meşe odununda ızgarada pişen soğan kebabının tadı çok lezzetlidir. Evlerde tepsilerde yapılan soğan kebabının yanı sıra şişe dizilmiş halde meşe ateşinde pişen soğan kebabına talep çok fazladır” ifadelerini kullandı.

    “İstanbul’daki lokantalarda da soğan kebabı yapılır”

    Kış aylarının başlamasıyla soğan kebabının İstanbul’da ki lokantalarda da yoğun ilgi gördüğünü söyleyen Çitçi, “Gaziantep dışında kış aylarına girildiğinde İstanbul’da ki lokantalarda da soğan kebabı yapılır. Bunun sebebi ise talebin çok olmasıdır. İnsanalar artık standart kebaplar yemek istemiyorlar. Farklı kebapların tadına bakmak istiyorlar. Farklı deneyimler yapmak isteyen vatandaşların tercihi genellikle soğan kebabıdır” dedi.

    “Yerli ve yabancı misafirlerimizin ilgi odağı oluyor”

    Yurt dışından ve yurt içinden gelen misafirlerin ilgi odağının soğan kebabı olduğunu söyleyen Çitçi, “Soğan kebabı gelen yerli ve yabancı misafirlerimizin ilgi odağı oluyor. Soğanın kebap olacağını düşünemiyorlar. Bilmeyen insanlar için ve özellikle yabancı turist için enteresan bir yemek oluyor. Soğan ile etin birleşmesi onun ızgarada pişmesi, tuz, karabiber, nar ekşisi sosuyla birleşmesi ve bir süre üstü kapalı bir şekilde de pişirilmesi eşsiz bir lezzet oluşmasını sağlıyor. Bu nedenle misafirlerin vazgeçemediği tatlardan bir yemek haline geliyor” diye konuştu.

  • Cağ kebabı için yaktıkları ateş depoyu yaktı

    Cağ kebabı için yaktıkları ateş depoyu yaktı

    Öğle saatlerinde Yakutiye ilçesi Şükrü Paşa semtinde bulunan TCDD’ye ait atölye ve depoların bulunduğu bölgede yangın çıktı. İhbarın üzerine bölgeye sevk edilen Erzurum Büyükşehir Belediyesi İtfaiye ekipleri 3 saatlik bir çalışma sonunda yangını kontrol altına alırken yangının çıkış sebebi duyarları şaşkına çevirdi.
    Kurum çalışanlarının depo içerisinde koyun keserek cağ kebabı yapmak istedikleri belirlendi. Kebap için yakılan ateşin sıçraması sonucu depoda bir anda yangın çıktı. Kısa sürede çatıyı saran yangın itfaiye ekiplerinin yoğun çalışması sonucu 3 saat sonra kontrol altına alınabildi. İddiaya göre çalışanların önce yangını kendi imkanları ile söndürmeye çalıştığı ancak başarılı olamadıkları belirtildi.
    Yangına müdahale edin itfaiye ekipleri de zaman zaman zor anlar yaşadı. Yoğun dumandan etkilenen bazı itfaiye personeline 112 ekiplerince müdahale edildi. Yangın sırasında depoda bulunan kimyasal malzemeler de itfaiye ekipleri ve kurum çalışanları tarafından uzaklaştırıldı.
    İtfaiye çalışanları yangında mahsur kalan iki yavru kediyi de kurtarmayı başardı.
    Yangınla ilgili soruşturma başlatılırken polis ekipleri de yangının meydana geldiği depo ve atölyede incelemelerde bulundu.

  • Kebapçıda ziyafet çektiler, hesabı ödemeden kaçtılar

    Kebapçıda ziyafet çektiler, hesabı ödemeden kaçtılar

    Olay, dün saat 16.30 sıralarında Esenyurt Mehterçeşme Mahallesi’nde bulunan bir kebap salonunda meydana geldi. İddiaya göre restorana gelen 20’li yaşlarda iki kişi masaya oturarak yemek siparişi verdi. Çorba, karışık kebap, dürüm ve tatlı yiyen şahıslar, çay içmek üzere restoranın bahçe kısmına geçti. Bir süre sonra gençlerden biri masadan kalkıp yürüyerek uzaklaşırken diğeri ise içeri gelerek tuvalete gitti. Birkaç saniye sonra tuvaletten çıkan şahıs, tekrar dışarı giderken kimsenin bakmadığından emin olduktan sonra bahçeden atlayıp koşarak kaçtı. Bir süre sonra gençlerin yerinde olmadığını gören işyeri sahibi, olayı güvenlik kamerası kayıtlarını izleyerek anladı. İşyeri sahibi Yazar Dere, yaklaşık 900 TL tutan hesabı ödemeden kaçan gençlerden şikayetçi olmadı. Yaşanan o anlar ise restoranın güvenlik kamerasıyla saniye saniye görüntülendi.

    “Bize ‘Karnımız aç, yemek yemek istiyoruz’ deseler sıkıntı yok”

    Konu ile ilgili konuşan işyeri sahibi Yazar Dere, “İki genç yemek yemeğe geldi. Dürümler, tatlılar istediler. Yediler, içtiler. Sonra çay içmeye dışarı çıktılar. Tabi ben dışarı çıkıp bakmadım çünkü hiç böyle bir olay başımıza gelmedi. Yarım saat sonra baktım ve arkadaşlar yerlerinde değil. Güvenlik kamerasına baktım. Biri arkadaşına ‘Hesabı ödemeye geliyorum’ diyip caddenin karşısına giderek kaçmış. Diğeri de içeri gelip tuvalete girermiş gibi yapıp girmedi. Dışarıda oturur gibi yaptı ve atlayıp kaçtı. 2 porsiyon kanat, 2 dürüm, tatlı, çorba, ne varsa yediler. Hesap yaklaşık 900 TL tuttu. Bize ‘Karnımız aç, yemek yemek istiyoruz.’ deseler sıkıntı yok. Biz zaten ekonomik bir şey veririz ama gelip karışık, kanatlar, tatlılar yiyip kaçmaları hoş değil. Bir yemek için şikayetçi olmadım ama en azından haberi görüp utanmalarını istiyorum” dedi.