Etiket: kemal kılıçdaroğlu

  • Kılıçdaroğlu: “Milletimiz ikinci tur diyorsa başımızın üstüne”

    Kılıçdaroğlu: “Milletimiz ikinci tur diyorsa başımızın üstüne”

    Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanlığı seçimini ikinci tura kaldığını ifade ederek, “Hiç kimse bir oldu bittiye heveslenmesin. Seçim balkonda kazanılmaz. Veriler şu anda akmaya devam ediyor. Milletimiz ikinci tur diyorsa başımızın üstüne. Bu seçimi ikinci turda mutlaka ama mutlaka kazanacağız… Biz önümüzdeki 15 gün boyunca Türkiye için, milletimizle beraber bu ülkeye hakkı, hukuku ve adaleti getirmek için her türlü mücadeleyi yapacağız. Halkımız emin olsun, mutlaka ama mutlaka kazanacağız ve bu ülkeye demokrasiyi getireceğiz” dedi.

    Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kesinleşmeyen seçim sonuçlarına ilişkin Millet İttifakı liderleri İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ile beraber CHP Genel Merkezi’nde basın açıklaması yaptı.

    Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

    “Sevgili halkım. Sandığa gidip oy kullanan tüm seçmenlere yürekten teşekkürler. Özellikle gençlerin ve kadınların yüksek katılımı dolayısıyla son derece mutluyuz. Katılım oranının yüzde 90’a yaklaşması ve sürecin demokratik olgunluk içinde sürdürülmesi, ayrıca memnuniyet vericidir. Erdoğan, bütün iftira ve hakaretlerine rağmen beklediği sonucu alamamıştır. Hiç kimse bir oldubittiye heveslenmesin. Seçim balkonda kazanılmaz. Veriler şu anda akmaya devam ediyor. Milletimiz ikinci tur diyorsa başımızın üstüne. Bu seçimi ikinci turda mutlaka ama mutlaka kazanacağız.

    Herkes bunu görecek. Geçici sonuçlar şunu göstermiştir ki Erdoğan toplumdan beklediği güven oyunu alamamıştır. Toplumdaki değişim talebi yüzde 50’nin üzerindedir. AK Parti’deki oy kaybını da bu gerçek göstermektedir. Biz önümüzdeki 15 gün boyunca Türkiye için, milletimizle beraber bu ülkeye hakkı, hukuku ve adaleti getirmek için her türlü mücadeleyi yapacağız. Halkımız emin olsun, mutlaka ama mutlaka kazanacağız ve bu ülkeye demokrasiyi getireceğiz.”

  • Kılıçdaroğlu’ndan YSK’ya uyarı

    Kılıçdaroğlu’ndan YSK’ya uyarı

    Cumhurbaşkanı ve 28. Dönem Milletvekili Seçimleri’nin oy sayım işlemleri devam ediyor.

    Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, sosyal medya hesabından açıklamada bulundu.

    Sandık müşahitleri ve seçim kurullarındaki görevlilerine “Asla ayrılmayın.” mesajı veren Kılıçdaroğlu, YSK’ya da tepki gösterdi.

    Kılıçdaroğlu, “Yüzde 60’lar ile başlayan kurgu şu anda 50’nin altına düştü. Sandık müşahitleri ve seçim kurullarındaki görevlilerimiz bulundukları yerden asla ayrılmasın. Bu gece uyumayacağız Halkım. YSK’yı uyarıyorum, illerdeki veri girişini sağlamak zorundasınız.” dedi.

     

  • “Herkesin sayım sonuçlarını izleme hakkı var”

    “Herkesin sayım sonuçlarını izleme hakkı var”

    Cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Fox TV canlı yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

    “HERKES SANDIĞA GİDİP OY KULLANSIN”

    Ankara Anadolu Meydanı’nda yapılan mitinge gençlerin ve kadınların katılımından duyduğu memnuniyeti dile getiren Kılıçdaroğlu, seçime ilişkin mesajının sorulması üzerine, tüm yurttaşlardan sandığa gidip oy kullanmasını istedi.

    Bu seçimin sıradan olmadığını belirten Kılıçdaroğlu, “Herkes sandığa mutlaka gitsin ve oyunu kullansın. Çünkü bu seçim sıradan bir seçim değil. Türkiye’de ya demokrasiyi gerçekten getireceğiz ya da tarihin çöp sepetine atacağız. O nedenle sadece benim değil, aslında bu ülkede oy kullanan her vatandaşın sorumluluğu var.” diye konuştu.

    “SANDIKTAN ÇIKAN SONUCA HERKES SAYGI DUYMALI”

    Seçimin demokrasinin gereği olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, iktidar sahiplerinin “halkın oylarıyla gitmeyeceğiz” mesajı verdiğini öne sürerek, “Kimsiniz siz ya? Nasıl gitmezsiniz? Kendinizi halkın üstünde mi görüyorsunuz? Oylama yapılacak ve siz de tıpış tıpış gideceksiniz. Bu kadar basit. Demokrasinin kuralı budur. Sandığı koyarsınız, sandıktan çıkan sonuca herkes saygı duyar.” değerlendirmesini yaptı.

    İktidar mensuplarının sandık sonucuna saygı duymayacakları yönünde görüş beyan ettiğini savunan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

    “İktidar sahiplerinin bu mesajları vermesinin temelinde şu yatıyor, vatandaşları sandığa gitmekten nasıl alıkoyabilirim? Tam tersine bu mesaja karşı her yurttaşın sandığa gidip oyunu kullanması lazım. ‘Kimsin sen?’ demesi lazım. Ben kendi oyumu kullanacağım ve sen de o oyun gereğini yerine getireceksin mesajı vermesi lazım. O açıdan bütün vatandaşlarıma diyorum, tam bir bayram havası içinde, komşularınızla, yakınlarınızla beraber gidin oyunuzu kullanın. Oy kullandıktan sonra sayım işlemi başladığında her vatandaşın sayım sonuçlarını izleme hakkı var. Nerede oy kullandıysa kendi sandığına bakacak. Orada müşahitler var, sandık görevlileri var. Orada bir yargıç var. Hiç kimse unutmasın, okulun önünde bir de gönüllü bir avukat var. Herhangi bir sorun çıktığında bizim arkadaşlarımız hemen avukatı arayacaklar.”

    SEÇİM GÜVENLİĞİ

    Kılıçdaroğlu, seçim güvenliği için hem partisince hem de ittifak ortağı partilerce ciddi bir hazırlık yapıldığını anlattı. Islak imzalı tutanakların birer fotoğrafını edineceklerini bildiren Kılıçdaroğlu, sonuçları bu tutanaklarla karşılaştıracaklarını belirtti.

    Kemal Kılıçdaroğlu, ikinci tura kalmayacağını, vatandaşın tercihini yaptığını, ilk turda seçimi kazanacaklarını savundu.

    ÇELİK YELEKLE MİTİNGE ÇIKMASI

    Kemal Kılıçdaroğlu, “Samsun’da bugün çelik yelekle miting alanına çıktınız. Size çelik yelek giydirten tehdit nereden geliyor?” sorusuna karşılık, “Ayrıntıyı vermek istemiyorum ama pek çok kanaldan geliyor. İsimler veriliyor. Biz o isimleri hemen İçişleri Bakanlığına bildiriyoruz. Bu kişilerden tehdit gelme olasılığının yüksek olduğunu, duyum aldığımızı bildiriyoruz.” dedi.

    İçişleri Bakanlığının, Yüksek Seçim Kurulundan (YSK) seçim verilerini istemesine ilişkin soru üzerine Kılıçdaroğlu, İçişleri Bakanının kendisini ülkenin sahibi sandığını, yasa dışı talimatlar verdiğini iddia etti.

    Bakanlığın talebinin yasa dışı olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

    “Sen İçişleri Bakanlığı koltuğunda oturuyorsun. Bu ülkede herkesin can ve mal güvenliğinden sorumlusun. Sen yasalara uymak zorundasın. Yasaların gereğini yapmak zorundasın. Valilere, kaymakamlara, jandarmaya yasa dışı talimat veremezsin. Kaldı ki Yüksek Seçim Kuruluna gidildi, Yüksek Seçim Kurulu ‘Hayır bunları veremezsiniz.’ dedi. Arkadan bir daha talimat. Bir daha karar. Bu şu demektir, ‘Ben yasa dışı iş yapmakta kararlıyım.’ demektir. Kim oluyorsun sen? Reddediliyor. Hayır, ‘Ben bunda ısrar ediyorum.’ diyor. Sen kim oluyorsun? Bakanlık koltuğunda oturduğun zaman her türlü yasa dışı işlemi yapma hakkına sahip olduğunu mu düşünüyorsun? O bağımsız olarak bunu yapamaz. Çünkü hiçbir bakanın bağımsız iradesi yok. Yukarıdan talimat gelmeden tek başına o bunu yapamaz. Yukarıdan talimat almıştır. Yukarıda talimat veren kişi aslında kaybedeceğini biliyor. Desin ki Sayın Erdoğan, ‘Ben böyle bir talimat vermedim. Yasa dışı talimat vereni de görevinde tutmam.’ Bu kadar basit. Burası hukuk devleti değil mi? Yasalara uymak vatandaştan çok devleti yönetenlere düşer.”

    “BU SEÇİMİN KAZANANI TÜRKİYE’DİR”

    Seçim için TSK’dan zırhlı araç istendiği iddiasının sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, “Sayın Erdoğan’a çağrı yapmak istiyorum, seçime gidiyoruz. Bu seçim kazananı Türkiye’dir. Seçimin kaybedeni de yok. Demokrasilerde birisi iktidar olur, birisi muhalefet. Bu kadar basit. Muhalefet de demokrasi adına görev yapar, iktidar da demokrasi adına görev yapar. Yani sanki birisi düşman, birisi dost ve bunlar kapışıyorlar, işte düşman gidecek. Ortada düşman yok. Hepimiz aynı ülkede yaşıyoruz. Hepimiz huzur içinde yaşamak istiyoruz.” ifadelerini kullandı.

    Devletin tüm kademelerinde çürüme olduğunu öne süren Kılıçdaroğlu, çok zor bir görevi devralacağını, devleti yeniden inşa edeceklerini, devletin liyakatle yönetilmesi gerektiğini, devletin hafızasının siyasi partilerde değil, bürokraside bulunduğunu anlattı.

    RUSYA İDDİASI

    Sosyal medya hesabından Rusya’ya yönelik paylaşımı, sonrasında Moskova’dan konuya ilişkin açıklamaya karşı değerlendirmesi ve bu paylaşıma dayanak olan bilginin kimden geldiği sorulan Kılıçdaroğlu, “Doğal olarak ben, ‘Şu bana söyledi.’ dersem o yanlış olur. Bazı bilgiler var ki bunlar kamuoyuyla paylaşılmaz. Kaldı ki bunların görünürlüğü vardır. Haber olarak görünürlüğü vardır. Ekonomik alanlarda görünürlüğü vardır. Dijital medya üzerinde görünürlüğü vardır. Biz bunu hissediyoruz. Ve o nedenle bu açıklamayı yapmak zorunda kaldım.” dedi.

    Rusya’dan yapılan “Biz müdahale etmeyeceğiz, karışmayacağız” açıklamasına teşekkür eden Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

    “Bir ülkenin bir başka ülkenin iç işlerine müdahalesini asla kabul etmeyiz. Bizim zaten Rus halkıyla hiçbir sorunumuz yok. Bizim kavga edecek halimiz yok, buna gerekçe yok. Ama bizim iç işlerimize müdahale doğru değil. Bu uyarıyı yapmak benim görevimdi. Bunu sadece ben değil, benim dışımda da bazı gazeteciler, televizyoncular yazdılar, çizdiler. Defalarca bu konuda uyarılar yapıldı. Rusya’dan gelen haberler, haberlerle ilgili bize ulaşan bazı bilgiler. Dolayısıyla biz bu uyarıyı yapmak zorunda kaldık. Sizin seçim sisteminize dijital olarak müdahale ederlerse bu bizim iç işimize karıştırmak demektir yani.”

    Kılıçdaroğlu, bir soru üzerine, İletişim Başkanlığının seçime müdahale için yurt dışından hackerlerle anlaştığını, buralara ödeme yapıldığını savundu. Kılıçdaroğlu, “Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin İletişim Başkanlığının yurt dışındaki profesyonel hackerlerle ne işi olabilir? Burası istihbarat örgütü mü? dedi.

    MUHARREM İNCE’NİN ADAYLIKTAN ÇEKİLMESİ

    Cumhurbaşkanı adaylığından çekilen Muharrem İnce ile yakın zamanda görüşüp görüşmediği sorulan Kılıçdaroğlu, “Hastaneye yattığında görüştüm. Aradım, geçmiş olsun dileklerimi ilettim. Kısa da bir sohbetimiz oldu.” bilgisini verdi.

    İnce’yi, Ankara’daki mitinge davet etmek için de aradığını fakat ulaşamadığını söyleyen Kılıçdaroğlu, “Ben Muharrem Bey’in oraya gelmesini, dolayısıyla kendisini kucakladığımızı, Halil İbrahim sofrasına davet ittiğimizi bilmesini istedim.” diye konuştu.

    “Eğer ulaşabilseydiniz Muharrem İnce sahnede olacaktı.” değerlendirmesine karşılık Kılıçdaroğlu, “Gelecekti evet. Eğer tabii görüşebilseydik. Belki de ‘Gelmeyebilirim’ de diyebilirdi.” yorumunu yaptı.

    “Muharrem İnce, sizi destekliyor mu?” sorusuna karşılık Kılıçdaroğlu, bunu bilmediğini, bu konuda görüşmelerinin olmadığını söyledi.

    “TÜRKİYE’NİN GÜNDEMİ MURFAKTAKİ YANGIN”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bugünkü konuşmasında kendisini Muharrem İnce’ye kumpas kurmakla suçladığı belirtilen Kılıçdaroğlu, “Türkiye’nin gündemi bu mu Allah aşkına? Türkiye’nin gündemi farklı, mutfaklarda yangın var. Tartışılması gereken bu. Erdoğan gündem değiştirmeye çalışıyor, biz ona takılmıyoruz. Ne konuşursa konuşsun, ne yaparsa yapsın, artık o toplumdan kopmuş. Anlattığı şeylerle hayatın gerçeği taban tabana zıt.” değerlendirmesinde bulundu.

    Kendisi hakkında terör konusunda da suçlamalar yapıldığını anımsatan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

    “Kim terör örgütlerine destek veriyorsa, kim terör örgütleriyle oturdu konuştuysa, kim onlara çadır mahkemeleri kurduysa, kim şehide ‘kelle’ dediyse, Allah bin kez onun belasını versin. Hala suçlama, çocuk gibiler. Devleti nasıl yöneteceklerini bilmiyorlar, devleti kendi malı sanıyor. Devlet bakidir, siyasi partiler geçicidir. Her türlü iftira, her türlü karalama, emin olun böyle bir seçim hiç görmedim. Allah aşkına halkı darbeci yaptılar. 15 Temmuz’la bu seçimin ne ilgisi var. TBMM’de 15 Temmuz’la ilgili hazırlanan raporu gizlediler. 15 Temmuz Araştırma Raporu’nu korkudan yayınlamıyorlar.”

    FETÖ elebaşının Türkiye’ye iadesiyle ilgili bir soru üzerine ise Kılıçdaroğlu, “Erdoğan talep etmedi ki. Benim bildiğim kadarıyla talep etmedi.” diye konuştu. Kılıçdaroğlu, “Siz iadesini isteyecek misiniz?” sorusunu ise “Talep edeceğiz tabii ki niye etmeyelim.” diyerek yanıtladı.

    Kılıçdaroğlu, başka bir soru üzerine, iktidara gelmeleri durumunda rövanşist bir mantıkla hareket etmeyeceklerini ve devleti mantıkla yöneteceklerini kaydetti.

    Uyuşturucu ile ilgili soru üzerine Kılıçdaroğlu, siyasetçiler bu işin içinde olmasa uyuşturucu baronlarının bu kadar rahat hareket edemeyeceğini savunarak, “Uyuşturucu baronlarının kökünü kazıyacağız.” ifadesini kullandı.

    Doğu Akdeniz gazına da değinen Kılıçdaroğlu, iktidar olmaları durumunda, Türkiye’nin KKTC ile beraber burada yeniden önemli bir aktör olacağını ve buradan çıkan gazın Türkiye üzerinden sevkinin yapılacağını dile getirdi.

    Bir soru üzerine Kılıçdaroğlu, şehir içindeki hastaneleri yeniden açacaklarını, isteyenin istediği hastaneye gideceğini bildirdi.

    Kılıçdaroğlu, iktidar olmaları durumunda asgari ücretten vergi almayacaklarını, ücretliler için de yeni bir düzenleme yapacaklarını belirtti.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Sayın Putin’e saldırıyor, Putin’e saldırırsan buna eyvallah demem” sözleri de hatırlatılan Kemal Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

    “Ben Putin’in yanında konumlanıyorum, demek istiyor. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan kişi bir başka devlet başkanının kanatları altına giremez, onun koruması altına giremez. Böyle bir cümle kullanamaz. Eğer böyle bir cümle kullanıyorsa, o kişinin, belli kişinin yani Putin’in baskısını her alanda kabul ettiğini ve ona muhtaç hale geldiğini kabul ederim. Sadece Putin mi, Trump da aynı şeyi dedi. ‘Bak beni kızdırma senin mal varlığını açıklarım’ dedi. Erdoğan tek cümle bile kullanmadı. Bay Kemal olsaydı, ‘açıklamazsanız namertsiniz’ derdi. Birisi seni mal varlığı ile tehdit ediyor ve sen bu tehdide boyun eğiyorsan, işte Türkiye Cumhuriyeti Devleti için asıl beka sorunu odur. Çünkü senin iradeni her zaman satın alabilirler. Putin konusunda yaptığı açıklama da bunu doğruluyor zaten.”

    SEÇİLİRSE S400’LERİ NE YAPACAK?

    S400’lerle ilgili soru üzerine ise Kılıçdaroğlu, “Türkiye, dünyanın en pahalı hurdalığına sahip şu anda.” yanıtını verdi.

    “Siz ne yapacaksınız gelirseniz?” sorusuna karşılık Kılıçdaroğlu, “Gelince bakacağız. Siyasi otorite bir karar alırken devletin ilgili birimleriyle konuşur. Asker ve sivil bürokrasiyle konuşur. Devletin çıkarlarını bürokrasi korur ve siyasi otoritenin önüne koyar. Eğer devletin aleyhine bir tablo çıkıyorsa siyasi otoriteyi uyarır. Biz ne yapacağız? Çağırıp konuşacağız ilgili bürokratları. 2,5 milyar dolar para ödedik oraya. Niye aktive etmiyorsun o zaman? Bunları bilmiyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.

  • Millet İttifakı Samsun mitingi

    Millet İttifakı Samsun mitingi

    Dün Muharrem İnce’nin cumhurbaşkanlığı adaylığından çekilmesinin ardından Rusya’yı Türkiye’deki seçimlere müdahale etmekle suçlayan Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu, bugün Samsun’da vatandaşlarla buluştu. Cumhuriyet Meydanı’ndaki mitinge Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun yanı sıra Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Saadet Partisi Başkanı Temel Karamollaoğlu ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu da katıldı.

    Bayılan bayılana

    13.30 olarak ilan edilen mitingin 1 saat geç başlaması ve saat 16.10’a kadar sürmesi birçok vatandaşın baygınlık geçirmesine yol açtı. Baygınlık geçiren vatandaşlara doktor olan CHP Milletvekili Adayı Murat Çan müdahale etti. Fenalık geçiren birçok vatandaş ise sağlıkçılar ulaşana kadar miting alanında yerde yatarak bekledi.

    Mitingde sırasıyla Ekrem İmamoğlu, Temel Karamollaoğlu ve Ahmet Davutoğlu birer konuşma yaptı.

    Kemal Kılıçdaroğlu yoğun güvenlik önlemi altında konuştu

    Mitingde son konuşmayı yapan ve emeklilere 15 bin TL bayram ikramiyesi vereceğini yineleyen Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye’deki Suriyelileri de 2 yıl içerisinde memleketine göndereceğini ifade etti. Diğer liderlerin aksine yoğun güvenlik önlemleri altında sahneye çıkan Kılıçcaroğlu, sahnede konuştuğu esnada arkasındaki korumalar da uzun namlulu silahlarla beklerken, 2 koruma da elindeki siyah çanta ile hazır bulundu.
    Millet İttifakı’nın liderleri Samsun’daki mitingin ardından Ankara’da yapacakları mitinge katılmak üzere yine geniş güvenlik önlemleri altından Samsun’dan ayrıldılar.

  • “Siz mi beni korkutacaksınız”

    “Siz mi beni korkutacaksınız”

    Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Bay Kemal çıktığı yoldan asla dönmez. Milletimiz için, milletimizle birlikte. Allah yardımcımız olsun” notuyla bir animasyon video paylaştı. Videoda Kılıçdaroğlu’nun, TBMM’de 17 Ocak 2023 tarihinde yaptığı Grup Toplantısı konuşmasından; “Ve artık son aşamaya geldik. Silah ve suikast tehditleri. Son uyarılarını yapıyorlar akıllarınca. Be gafiller, be şerefsizler, be akılsızlar, be müptezeller, be çakallar, siz mi beni korkutacaksınız? Sizin önünüzde diz çöküp yaşamaktansa ayakta ölmeyi tercih ederim. Hodri meydan gelin görüşelim. Ha Allah nasip eder de yaşarsak hayatınız boyunca görüp göreceğiniz en büyük kabul olmaya devam edeceğim. Eğer bana bir şey olursa halkıma emanetimdir. O 418 milyar doları siz tahsil edeceksiniz” sözleri yer aldı.

    Cumhurbaşkanı adayı ve CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu; sosyal medya hesaplarında “Bay Kemal çıktığı yoldan asla dönmez. Milletimiz için, milletimizle birlikte. Allah yardımcımız olsun” notuyla bir animasyon video paylaştı. Videoda, Kılıçdaroğlu’nun 17 Ocak 2023 tarihinde, Meclis’te CHP Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmaya yer verildi.

    Kılıçdaroğlu’nun yaptığı konuşma şöyleydi:

    “BUNLARIN KOD İSMİ BEŞLİ. ASLINDA BUNLARIN SAYISI BİNLERCE: Silahlı insanların olduğu reklamla güya beni tehdit ediyorlar. O resimdeki mesaj net. Sizin için geleceğiz diyorlar. Bu paramiliter artıklar, daha büyük bir resmin sadece bir parçası. Her şeyin temelinde aslında tek bir şey var; para. Çok para. Doymayacakları kadar para. Halkımızdan çalınan bu para. Ve bu parayı çalan beşli çeteler var. Bunların kod ismi beşli. Aslında bunların sayısı binlerce.

    DEFTERİNİZE YAZIN, SİZDEN 418 MİLYAR DOLARI İKTİDARIMIZDA TAHSİL EDECEĞİZ VE ALACAĞIZ: Bu iktidar döneminde çalınan, çetelerin çaldığı, mafya artıklarının çaldığı, uyuşturucu baronlarının çaldığı 418 milyar dolar. Sonra çıktım çok açık ve net bir şekilde söyledim; defterinize yazın, sizden 418 milyar doları iktidarımızda tahsil edeceğiz ve alacağız. Önce benimle konuşmak istediler. Anlaşmak istediler. Kapıyı yüzlerine kapattım. Her türlü operasyona başvurdular.

    BE GAFİLLER, BE ŞEREFSİZLER, BE AKILSIZLAR, BE MÜPTEZELLER, BE ÇAKALLAR, SİZ Mİ BENİ KORKUTACAKSINIZ: Ve artık son aşamaya geldik. Silah ve suikast tehditleri. Son uyarılarını yapıyorlar akıllarınca. Be gafiller, be şerefsizler, be akılsızlar, be müptezeller, be çakallar, siz mi beni korkutacaksınız? Sizin önünüzde diz çöküp yaşamaktansa ayakta ölmeyi tercih ederim. Hodri meydan gelin görüşelim. Ha Allah nasip eder de yaşarsak hayatınız boyunca görüp göreceğiniz en büyük kabul olmaya devam edeceğim. Eğer bana bir şey olursa halkıma emanetimdir. O 418 milyar doları siz tahsil edeceksiniz. Her kuruşunu tahsil edeceksiniz. 85 milyona tahsil edeceksiniz o parayı. Benim size vasiyetimdir bu.”

  • “Elinizi Türk’ün devletinden çekin”

    “Elinizi Türk’ün devletinden çekin”

    Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu sosyal medya hesabından Rusya’ya yönelik çok sert bir paylaşım yaptı.

    Kılıçdaroğlu, son dönemde sosyal medyada yer alan sahte içerik ve kaset iddialarından Rusya’nın sorumlu olduğunu iddia etti.

    Kılıçdaroğlu, Twitter’dan hem Türkçe hem de Rusça yaptığı paylaşımda, “Sevgili Rus Dostlarımız, dün bu ülkede ortaya saçılan montajlar, kumpaslar, deep fake içerikler, kasetlerin arkasında siz varsınız. Eğer 15 Mayıs sonrası dostluğumuzun devamını istiyorsanız, elinizi Türk’ün devletinden çekin. Biz hala işbirlikten ve dostluktan yanayız” dedi.

  • “Sayın İnce’yi Türkiye’nin sofrasına bekliyoruz”

    “Sayın İnce’yi Türkiye’nin sofrasına bekliyoruz”

    Kemal Kılıçdaroğlu, Muharrem İnce’ye çağrıda bulundu. Paylaşımına Barış Manço’nun “Halil İbrahim Sofrası” şarkısını ekleyen “Kılıçdaroğlu, sayın İnce’yi Türkiye’nin sofrasına bekliyoruz.” dedi.

    Twitter hesabından açıklama yapan Millet İttifakı Cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Benim çağrım hala geçerli.” diyerek şu ifadelere yer verdi:

    “Eski kırgınlıkları, dargınlıkları bir kenara bırakalım artık. Sayın İnce’yi Türkiye’nin sofrasına bekliyoruz. Buyursun lütfen gelsin…”

     

  • Kemal Kılıçdaroğlu Bursa’da

    Kemal Kılıçdaroğlu Bursa’da

    Millet İttifakı’nın Gökdere’de saat 16.00’da başlayacak mitingi için Kemal Kılıçdaroğlu özel jetle Yenişehir Havalimanı’na iniş yaptı. 15.30’da havalimanına inen Kılıçdaroğlu’nu partililer ve CHPli milletvekilleri karşıladı. Kılıçdaroğlu daha sonra miting için vip minibüsle Bursa’ya hareket etti.

  • “Derdi biz çekiyoruz keyfi Avrupalı yaşıyor”

    “Derdi biz çekiyoruz keyfi Avrupalı yaşıyor”

    Millet İttifakı Cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Sivas’ta düzenlenen mitingde konuştu.

    Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

    “En geç iki yıl içinde Suriyelileri kendi ülkelerine uğurlayacağım. Türkiye göçmen deposu olmayacak. Avrupalı rahat etsin diye burada tutuyoruz. Derdi biz çekiyoruz, keyfi onlar yaşıyor. Bay Kemal buna izin vermez.

    Trump dedi ki, bak beni kızdırma senin malvarlığını açıklarım. Tek bir cümle, tık bile çıkmadı. Aynı soru Bay Kemal için söylenseydi, araştırmazsanız namertsiniz derdi. 27,5 yıl devlette çalıştım. Her zaman her yerde dürüst görev yapmaya özen gösterdim.

    “TERÖR İNSANLIK SUÇUDUR”

    Sinan Ateş’in kattilerini yargıya teslim edeceğim, hiç endişe etmeyin. Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’nun oğlu geldi, ona da söz verdim. O olayı da ayrıntılarıyla ortaya koyacağım. Gizli kapaklı bir şey olmayacak.Yok masanın altı, yok üstü yok terör örgütleri. Açık ve net söylüyorum. Terör bir insanlık suçudur, teröre destek verenin de yanında duranın da Allah bin belasını versin. Biz kökten milliyetçiyiz. Bu ülkenin hakkını ve hukukunu sonuna kadar savunuruz. Düne kadar küfrettikleri adamın kapısına gidip para dilenmeyiz. Biz Kuvay-i Milliye’ciyiz.

    “EMEKLİLER KURBAN BAYRAMI’NDA 15 BİN LİRA ALACAK”

    Emekliler için de sözüm var. Emekliye Ramazan, Kurban bayramında asgari ücret kadar ikramiye verilsin dedik. 2 bin lira verdiler oradan toplam 15 bin lira alacağınız var. Emekliler Kurban Bayramı’nda 15 bin lirayı çekecekler ve harcayacaklar. Kaçırdıkları 418 milyar doları alacağım ve size vereceğim. Onlar yandaşlara Bay Kemal vatandaşa çalışıyor.

    “KUL HAKKI YEMEM, YEDİRMEM”

    Sizler gibi bir aileden geliyorum. Lüksüm yok, şatafatım yok. 85 milyonun Cumhurbaşkanı olacğım. Benim kitabımda ayrımcılık yoktur. Birinin derdi varsa onu çözmek için yollara koyulacağım. Huzura ihtiyacımız var, beraberliğe ihtiyacımız var. Haramilerin saltanatını bitireceğim. Kul hakkı yemem ama kul hakkı da yedirmem.

    Sivas’ı Orta Anadolu’nun en güçlü kentlerinden biri haline getireceğiz. Sivas’ın, Anadolu’nun nasıl şaha kalktığını göreceksiniz. Hedefimiz İstanbul’un nüfusunu 5 yıl içinde 2,5 milyon azaltmak.”

  • “Herkes sükunetle,15 Mayıs sabahını beklesin”

    “Herkes sükunetle,15 Mayıs sabahını beklesin”

    Millet İttifakı Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, “Birinci turda kazanacağız. Ben alanları görüyorum, gençleri biliyorum. Bu seçimi iki kişi belirleyecek. Gençler ve kadınlar” dedi. Kılıçdaroğlu ayrıca; “Bazı provokasyonlar olabilir. Bu provokasyonlara karşı son derece dikkatli olsunlar. Vatandaşımız zaten bu konuda çok duyarlı. Örneğin; Erzurum’daki 30-35 kişinin saldırısına, oradaki binlerce kişi hiç karşılık vermedi. Bu, büyük bir sağduyunun olduğunu gösteriyor. Herkes sükûnetle, 15 Mayıs sabahını beklesin” dedi.

    Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Halk TV canlı yayınında İsmail Küçükkaya’nın sorularını yanıtladı. Kılıçdaroğlu, sorulara şöyle yanıt verdi:

    “BİR KURUŞ ALMADAN ANAHTARLARINI TESLİM EDECEĞİZ: (Deprem bölgesi ile ilgili soru üzerine) Evleri yıkılan yurttaşlarımızın evlerini yapacağız, bir kuruş almadan anahtarlarını teslim edeceğiz. Evi yıkılan insanları hiçbir günahı yok. Bunlar gittiler, tapuda tek imza attılar ve evi satın aldılar. Bu evi alırken devlet bunlara güvence verdi dedi ki, ‘Ben 23 ayrı belge düzenledim. 43 kişi bunun altına imza attı.’ Bunların tamamı mimardı, mühendisti. Bu evler depreme dayanıklıdır gidip satın alabilirsiniz ben de gittim satın aldım. Şimdi evlerin depreme dayanıklı olmadığı çıktı ortaya o zaman anayasa diyor ki, ‘İdarenin kusurundan kaynaklanan zararı devlet ödemek zorundadır. Biz bunun gereğini yapacağız. Öyle evi, iş yeri yıkıldı bunları alacaksın 20 yıl taksitle tekrar yapacaksın, sayacaksın. Yahu bu adam vergi vermiş. Bu adam devletine, güvenmiş 43 ayrı imza atılmış 23 ayrı belge var. Sonra diyorsun ki, ‘Evin yıkıldı gel sana ev yapacağım. 2 yıl ödemesiz 20 yıl taksitle sana ev vereceğim.’ Niye kardeşim? 1 kuruş almadan….

    DEPREM BÖLGELERİ ORTADOĞU VE AFRİKA’YA ÜRÜN İHRAÇ EDEN MERKEZ HALİNE GELECEK: Deprem bölgesinin ayağa kaldırılması lazım… Bütün o bölge üretim bölgesi haline dönmek zorundadır. Burada 1 milyon ev yapılacak; beşer kapı düşünün beş milyon kapı demektir. Pencere düşünün, 10 milyon pencere demektir. Musluğundan tutun bu bölgede yapılacak binaların yapımındaki fabrikaların, kullanılacak malzemelerin tamamı bu bölgede üretilmeli. Bunlarla ilgili özel bir düzenleme teşvik getirilmeli. Bölge yaşadığı bütün acılardan sıyrılıp ciddi bir üretim merkezi haline dönüşmeli. Hedefimiz bu. Bu inşaatların tamamı burada yapılacak. Artı depremden sonra bu bölge Ortadoğu ve Afrika’ya ürün ihraç eden büyük bir merkez haline gelmiş olacak… Oradaki vatandaşlarım asla kendilerini sahipsiz hissetmesinler. Gittiler, oturdular, konuştular. Hatta, ‘Kılıçdaroğlu gelince bu binaları yapmayacak’ diye propaganda yarattılar. Binaları yapacağım beş kuruş almadan teslim edeceğiz. Bölgeyi üretim üssüne döndüreceğiz. Bölgede istihdam yaratılacak. Düşündüklerinden çok daha yüksek bir yaşam standardı yaratacağız.

    BİNALİ BEY DE DUYSUN, BUNLARI KESECEĞİM: (Vaatlerin kaynağı ile ilgili soru üzerine) Türkiye zengin bir ülke. Binali Bey’den çok daha devlet tecrübesi olan benim. Binali Bey hayatı boyunca bir kez maliyede çalışmamıştır. Ben 27 buçuk yılımı maliyeye verdim. Bütçenin nasıl yapılacağını, paranın nasıl harcanacağını, tasarrufun nasıl yapılacağını bütün bunların hepsini bilen bir kişiyim. Binali bey arzu ediyorsa gelir özel bir toplantıda bütün arkadaşlarım ayrıntıları anlatırlar. Biz bu rakamları verirken sadece ben oturup oraya rakam yazmıyorum ciddi teknik bir kadromuz var bunların hepsi bürokratik deneyimi olan arkadaşlar. Bunlar hazırlıyorlar bütün ayrıntıları. Paranın nereye harcanacağını belirleyen kanun, bütçe kanunu. Bütçe Kanunu’nu yaparsınız, paranın nereye harcanacağını orada gösterirsiniz. Bu paranın nereye harcanacağını belirleyen organ, siyasi otoritedir. Siyasi otoritede diyor ki, ‘Emekliye vermeyeceğim, buna vermeyeceğim; ama şuna şuna vereceğim’ diyor. Dolar, euro bazında ihale yapıyorsunuz, bu yetmiyor. Her kur artışından bunlar kazanıyorlar. Bu müteahhitlerin hiçbirisi zarar etmiyor. Ayrıca bu müteahhitler eğer euro alınmışsa Avrupa Birliği’ndeki, dolar almışsa Amerika’daki enflasyon da bu milletin sırtına yıkılıyor. Bunları keseceğim. Binali Bey de duysun, bunları keseceğim. Öyle dolar, euro… Ben kendi ülkemi seven milliyetçi damarları güçlü olan bir kişiyim. Benim Türk liram yok mu kardeşim? Sen neden ihaleyi dolarla, euro ile yapıyorsun? Hangi gerekçeyle yapıyorsun. Bunları Türk lirasına bağlayacağım. Ayrıca en büyük tasarruf, faizler düşecek. Şimdi yüzde 75’lere baktı. Gidin bakın piyasaya sorun.

    EĞİTİMDE DE BİR ŞAMPİYONLAR LİGİ KURACAĞIZ: (Merkez Bankası ve Millî Eğitim Bakanlığı’nın bağımsız olacak mı, sorusu üzerine) Eğitime kim karar verir? Nasıl bir eğitim yapılacağına ben karar veremem. Bu işe pedagoglar, eğitimciler karar verir. Bakan geliyor, bakana göre eğitim politikası veriliyor. Eğitim politikasını belirlemek çağdaş bir eğitim politikası olmalı. Çocuğun merak duygusunu büyütmeli, teknolojiyi yakalamalıyız. Bilimsel çalışmalar yapmalıyız. Bunların tamamını yapacak olan bu işlerin uzmanı. Ülkeler böyle yapıyor bizde ise bakan geliyor ben değiştirdim diyor. 7 bakan değişti. Belki 17-20 defa eğitim politikası değiştirildi. Çocuklar denek olarak kullanılmaya başlandı. Bunu kaldıracağız. Tam tersine bu alan özel olarak eğitimcilerin alanı olacak. Milli Eğitim Şuraları elbette olacak. Buna eğitimler karar verecek. Eğitimde de bir şampiyonlar ligi kuracağız. Bugün hangi partiden olursa olsun çocuğunu okula gönderen her anne baba eğitim sisteminden şikayetçi. Tamamını değiştireceğiz. Öyle bir eğitim sistemi kuracağız ki, her anne baba çocuğunu okula gönderdiğinde, ‘Helal olsun benim çocuğum iyi bir eğitim alıyor’ diyecek.

    ADALET YÜRÜYÜŞÜ BİR BAŞLANGIÇTI, DEVAM EDİYOR: Adalet yürüyüşü bir başlangıçtı. O devam ediyor. Kim haksızlığa uğradıysa onun yanında olacağım ve onun sorunu çözeceğiz bu konuda yargıda sıradan vatandaş da duyarlı olacak. Biz haksızlığın karşısında durmayacağız.

    ERDOĞAN NE DERSE DESİN, KAYBEDİYORLAR BUNUN PANİĞİ İÇİNDELER: Hapisteki bir kişinin serbest bırakılması için; ya TBMM bir af kanunu çıkaracak, o yetki de bende değil, Meclis’tedir. Ya da yargılanacak, mahkeme beraat kararı verecek öyle çıkacak. Yoksa ben gidip de kolundan tutup da seni serbest bırakıyorum değil. Bunlar da hukuk nosyonu kaybolmuş derecede. Kendi kararıyla, yargıya talimat verdiği için bunu serbest bırakın diyor hakim ona göre karar veriyor. Bu ülkede hak hukuk adalet varsa mahkeme kararı uygulanmalıdır… Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi bir karar veriyor. ‘Burada bir haksızlık var, bu haksızlığı giderin’ diyor. Ayrıca devlet tazminat uygulamak zorunda kalıyor. Siz bu kararı da uygulamıyorsunuz. O zaman mahkeme kararı uygulanmayacaksa niye bu mahkemeler var… Eğer bir hakim hukukun üstünlüğü ve vicdani kanaatine göre karar vermiyor da saraydan gelen talimata göre karar vermiyorsa orada hukuk da mahkemede yoktur. İşin özü budur. Erdoğan ne derse desin. Kaybediyorlar bunun paniği içindeler.

    GÜNÜN GEREKİRSE 24 SAATİNİ ŞAMPİYONLAR LİGİYLE BERABER ÇALIŞARAK BU SORUNLARI BERABER ÇÖZMEK ZORUNDAYIM: Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturduğumda büyük bir sorumluluk taşıyacağımın farkındayım. Bu sorumluluğun gereğini yerine getirmek zorundayım. Günün gerekirse 24 saatini şampiyonlar ligiyle beraber çalışarak bu sorunları beraber çözmek zorundayım… Biz, altı lider bir araya geldik. Ankara ve İstanbul Büyükşehir Belediye başkanlarımızda bizimle beraber hep birlikte çalışıyoruz. Ekonomi de düzelmeli, eğitimi tarımı, sağlığı düzelmeli sorunlar yumağı ile karşı karşıyayız. Bütün bu sorunları akılcı politikalarla çözmek mümkün… Biz altı ay içerisinde bu ülkeye bir nefes aldıracağız ondan sonra her şey kendi rayında yürüyecek.

    HİÇ KİMSEYİ BU TOPRAKLARDA YATAĞA AÇ YATIRMAYACAĞIM: (Seçimi kazanacak mısınız? sorusuna) Kazanacağız. Elbette birinci turda kazanacağız. Ben alanları görüyorum, gençleri biliyorum. Bu seçimi iki kişi belirleyecek. Gençler ve kadınlar. Ben kadınlara söz verdim. Hiçbir evladınızın beslenme çantası olmayacak. Bunları tamamı okulda sütünü suyunu okulda yiyecek. Hiçbir kadın benim gelirim, güvencem yok kaygısına kapılmayacak. Çünkü Aile Destekleri Sigortası ile her aileye asgari bir gelir güvencesi yapacağız. Bunları tamamını yapacağız. Hiç kimseyi bu topraklarda yatağa aç yatırmayacağım. Evdeki yangını en iyi bilen kadınlar. Mutfaktaki yangını en iyi bilen kadınlar. Bu ekonomik krizin yarattığı bütün sıkıntıları en iyi bilen kadınlar. Kadınlar bu sistemi değiştirecekler. Gençler öyle bir baskı altında hissediyor ki kendini, onlar özgürlük bağımsızlık istiyorlar. Mezun olduklarında okullarında iş istiyorlar. Annelerine, babalarına muhtaç olmak istemiyorlar.

    GELİR DAĞILIMI HİÇ BU KADAR BOZULMAMIŞTI: Bizim tarihimizde ilk kez bir olay gerçekleşiyor. Milyonlarca alt gelir grubundan, bir avuç üst gelir grubuna kaynak transferi. Gelir dağılımı hiç bu kadar bozulmamıştı. Toplum 12 bin 13 bin dolarlık kişi başına gelir varken bugün 7 bin 8 bin dolarlara düştü. Yani bu süreç içinde fakirleştik. Niçin? Belli çevrelere çalıştık, tefecilere çalıştık. Faizcilere çalıştık. Kaynaklar buralara gitti ve fakirleştik. Ekonomiyi yönetemiyorlar. Sarayı yönetiyorlar sadece. Biz sarayda oturmayacağız… Allah nasip ederse Çankaya’ya geçeceğiz. Orayı da değerlendireceğiz. O kadar çok imkanımız var ki, hepsini değerlendireceğiz. Cumhurbaşkanı olacak kişinin mütevazi olması gerekir. Üstten bir dil kullanmaması lazım. Halkına saygı göstermesi lazım, eleştirilere tahammül etmesi lazım. Vatandaşlarını dinlemesi lazım. Ahlaklı olması lazım. Türkiye’nin itibarını koruması lazım.

    (Cumhurbaşkanı seçilirseniz Kemal Kılıçdaroğlu’nun hayatında ne değişecek sorusuna) Çok fazla bir şey değişmeyecek. Belki daha fazla çalışacağım o kadar. Neyim değişecek ki? Ben oturduğum yer… Ben Uğur Dündar’a bir mektup yazmıştım. Bunları ayrıntılarıyla anlattım. Öyle kalkacağım da lüks bir hayat… Bunlar benim hayatımda yok zaten. İsraf, haramdır. Ben buna inanırım. Ben A4 kağıdı kullandığım zaman arkasını kullanmadan o kağıdı atmam. Hayatım boyunca bu böyle. Bugün de bu böyle, değişmedi.

    CUMHURBAŞKANI VATANDAŞINA ÖRNEK OLMALI: (Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın uzun konvoyları sorusuna) Olmayacak efendim. Allah aşkına ne şatafatı yapıyorsunuz ya. Benzin yakıyorsunuz mazot yapıyorsunuz harcamalar yağıyorsunuz nedir bu. Vatandaşa tepeden bakıp onu aşağılayıp böyle bir anlayış olabilir mi? Cumhurbaşkanı vatandaşına örnek olmalı. Zaten siyasetçi vatandaşına yaşam tarzıyla, giyimiyle kuşamıyla örnek olmalı. Oğlunun düğünün yaparken bütün faturaları kendisi elektrik faturasını bile kendisi ödemeli. Cumhurbaşkanı dediğiniz böyle olur. Ayrıca şu da olacak. Bütün ihaleler kamuya açık olacak… O yüzden meydanlarda söylüyorum kul hakkı yemedim, kul hakkı yedirmeyeceğiz. Ben isterim ki bunu Cumhur İttifakı’na dahil genel başkanlar da söylesinler. Söyleyemiyorlar.

    CUMHURBAŞKANI OLUNCA DA MUTFAKTAN SESLENEBİLİRİM: Cumhurbaşkanı seçilirseniz mutfaktan seslenecek misiniz, sorusu) Yeri zamanı gelir. Sesleniriz. Niye seslenmeyelim. Sonuçta karnımızın doyduğu yer evimizin mutfağıdır. Mutfak aynı zamanda berekettir. Mutfak aynın zamanda huzurdur. Mutfakta karnımızı doyurur sohbetler yaparız bunların hepsi olur niye olmasın. Cumhurbaşkanını toplumdan koparır toplumun dışında iterseniz. O topluma yukarıdan bakmaya başlar toplumu azarlamaya başlar. Toplum için ağır sözler söylemeye başlar. Buradan çıkarmak lazım Türkiye’yi. Ne dedik? Türkiye’ye yine baharlar gelecek. Bunun için söylüyoruz zaten. Kimseyi aşağılamadan, üstten bakmadan; farklı bir dil, farklı bir anlayışla Türkiye yönetilecek.

    BÜTÜN SANDIKLARA SAHİP ÇIKIYORUZ: (Seçim güvenliğine ilişkin iddialar) Bütün sandıklara sahip çıkıyoruz. Bütün sandıklarda görevlilerimiz var, ilk kez belki bizim tarihimizde. Tam 1 buçuk yıl önce başladık. Biz bütün önlemlerimizi aldık. Bu tabii sadece CHP’nin, diğer partilerin de benzer önlemleri var. Bir bayram havası içinde sandığa gitsinler; komşularını, yakınlarını, amcalarını, dayılarını; hepsini alsınlar… Türkiye’nin değişimini gerçekleştirsinler. Türkiye artık bu kabustan uyanmalı. Bu kabustan kurtulmalı. Herkesin huzur içinde, güven içinde yaşadığı güzel bir Türkiye’yi inşa edeceğiz. İki büyük aktör var; gençler ve kadınlar. Gençler ve kadınlar Türkiye’nin kaderini değiştirecekler.

    TOPLUMUN SOĞANA MUHTAÇ HALE GELECEĞİNİ HİÇ DÜŞÜNDÜNÜZ MÜ?: Toplum o kadar büyük sıkıntılarla karşılaştı ki… Eğer bir anne çocuğuna süt alamıyorsa, kıyma alamıyorsa; benim Et ve Süt Kurumu’nun önüne gitmem gerekiyordu. TÜİK’e telefon edip, enflasyon rakamlarını düşürüyorlarsa, milyonlarca insanın hakkını, hukukunu gasp ediyorlar demektir. O zaman benim TÜİK’in önüne gitmem gerekiyordu. Küçük tasarrufçuları silkeleyip, soyuyorlarsa; benim SPK’nın önüne gitmem gerekiyordu. Bütün fakirleri perişan ediyorlardı, insanları soğana mahkûm ettiler. Siz Türkiye Cumhuriyeti tarihinde, toplumun soğana muhtaç hale geleceğini hiç düşündünüz mü? Soğanın kilosu 30 lira; hangi devirde nasıl yaşıyoruz biz.

    BU MİLLETİ HESAP UZMANI YAPTILAR: İki Türkiye var. Sarayda yaşayanların gelirleri, paraları, milyar dolarları var. Bir de milyonların hayatı var. Bir kişi aylık alıyor. Bir; kirayı nasıl ödeyeceğim, yol parası, su parası, doğal gaz parası… Bu milleti hesap uzmanı yaptılar. Oturuyor, hesap ediyor; ay sonunu nasıl getireceğim diye. Bir insan hayatı boyunca bu hesabı mı yapacak?

    HALK BUNLARI DİNLEMEDİ: Bizim belediye başkanları için olmadık iftiralar attılar. Bugün olduğu gibi. ‘Ankara’yı Mansur Bey’e verirseniz, teröristler paraları toplayacaklar…’ Ama halk bunları dinlemedi. Sosyal yardımlar dört kat arttı. Niye kesilsin? Ben bu topraklarda hiçbir çocuğun yatağa aç girmeyeceği bir düzen inşa edeceğim. Ben onların yaptığı gibi yapmayacağım, fakire yardım ederken…

    BÜTÜN KADINLARIN SOSYAL GÜVENCESİ SOSYAL DEVLET OLACAK: Her kadının güvencesi olacak. Tarlada, bağda, bahçede çalışan kadınlar ve gençler var. Bunların tamamı sosyal güvenceli olacak. Sigorta primini devlet olarak biz ödeyeceğiz. Onun primini, onun adına yatıracağız. Türkiye’de bütün kadınların sosyal güvencesi sosyal devlet olacak. Herkesin güvencesi olacak. Herkes gelecekten en ufak bir endişesi olmayacak.

    GAZETECİLER ÖZGÜR OLACAK, DİLEDİKLERİ GİBİ ELEŞTİRECEKLER: (Basın özgürlüğü ile ilgili soru üzerine) Gazeteciler özgür olacak, diledikleri gibi eleştirecekler. Bir siyasetçinin övgüden çok eleştiriye ihtiyacı vardır. Gazeteciler; Türkiye sathında olayları görürler, eleştirirler; siz devleti yönetiyorsanız, eleştirilerden ders çıkarmak zorundasınız, onlara bakmak zorundasınız. Haksız bir eleştiri varsa, açarsınız telefonu söylersiniz. Ama eleştiri haklıysa, gereğini yaparsınız. Devleti yönetenler her türlü eleştiriye tahammül etmek zorundadır.

    KİRA KONUSU, YARGININ TEMEL SORUNLARINDAN BİRİ HALİNE GELMİŞ DURUMDA: (Yüksek kira fiyatları) Cumhurbaşkanı seçildik, üç gün içinde kiralar düşecek, böyle bir şey yok. Hızla sosyal konut yapacaksınız. Orta veya düşük gelirliler için kiralar düşük olacak. Bunu yapacağız. Konut, kira sorununu çözeceğiz; belli bir zaman dilimi düşecek. İki açıdan bir açmazla karşı karşıya aileler. Bir taraftan gelirleri düşüyor, öbür taraftan kiralar artıyor. Kira konusu, yargının temel sorunlarından biri haline gelmiş durumda.

    YANİ NEREDEYSE MİLLETİ DE DARBECİ HALİNE GETİRDİLER: Biz demokrasiye inanıyoruz. Belediye başkanını belde halkı seçer. Belediye başkanı bir suç işledi, mahkemeye verirsiniz, yargılanır. Yerine biri seçilecekse, belediye meclisi var; belediye meclisini de halk seçiyor. Siz hemen belediye başkanını görevden uzaklaştırıyorsunuz, onun yerine bir kayyum atıyorum diyorsunuz. Bu demokrasi değil. O zaman bu millet niye oy verdi? Soylu bir şey daha söylemişti: ‘Millet İttifakı kazanırsa, darbe olur’ demişti. Yani neredeyse milleti de darbeci haline getirdiler. Bunlar artık, ülkeyi yönetmekten aciz haldeler.

    PAZARA ÇIKAMAZ, FİLEYİ DOLDURAMAZ HALE GELDİ; NİYE VERSİN OY: (Halkımız Erdoğan’a oy verirse, yönündeki sözler üzerine) Vermez. Kuru soğana muhtaç hale geldi. Niye versin? Kendi ülkesinde huzur istiyor. Pazara çıkamaz, fileyi dolduramaz hale geldi; niye versin oy.

    HERKES SÜKÛNETLE, 15 MAYIS SABAHINI BEKLESİN: (Seçim akşamına ilişkin soru üzerine) Vatandaşlar olarak, sayımlar yapılırken; sayımların doğru yapılıp yapılmadığını gözlesinler, taşkınlık yapmasınlar. Büyük sevinç gösterileri yapmasınlar… Bazı provokasyonlar olabilir. Bu provokasyonlara karşı son derece dikkatli olsunlar. Vatandaşımız zaten bu konuda çok duyarlı. Örneğin; Erzurum’daki 30-35 kişinin saldırısına, oradaki binlerce kişi hiç karşılık vermedi. Bu, büyük bir sağduyunun olduğunu gösteriyor. Herkes sükûnetle, 15 Mayıs sabahını beklesin.”