Etiket: kemal kılıçdaroğlu

  • “Engelli yoksulluğuna el atacağız”

    “Engelli yoksulluğuna el atacağız”

    Millet İttifakı Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, Twitter hesabında; ‘Engelliler ve Aileleri’ notuyla bir video yayınladı. Kılıçdaroğlu, “İlk iş engelli yoksulluğuna el atacağız. Engelli aylıkları ve bakım yardımları için enflasyonu dikkate alacak şekilde kanun çıkaracağız… Engellilere yönelik ayrımcılığı sona erdirmek için yeni hukuki düzenlemeler yapacağız. Bu ülkede engelliler artık eşit yurttaşlar olarak, hak ettikleri gibi insanca yaşayacak. Yani özetle, tüm yaşlılar ve tüm engelliler için de baharlar gelecek” dedi.

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bu akşam Twitter hesabında saat 00.30’da engellilerle ilgili açıklama yaptı. Kılıçdaroğlu, ‘Engelliler ve Aileleri’ notuyla yayınladığı videoda; iktidara geldiklerinde engellilerle ilgili yapacaklarını dokuz maddede anlattı.

    Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

    “TÜM ENGELLİLERİN VERİLERİNİ İÇEREN GÜNCEL BİR VERİ TABANI OLUŞTURULMADAN HAK TEMELLİ KAMUSAL HİZMET BAŞLAYAMAZ. SADECE BU BİLE BU İKTİDARIN, MİLYONLARCA İNSANIMIZI BİREY OLARAK DEĞİL DETAY OLARAK GÖRDÜĞÜNÜN İSPATI”

    “Sevgili halkım. Bugün, nüfusumuzun en az yüzde 7’sini oluşturduğunu tahmin ettiğimiz engelli kardeşlerimize seslenmek istiyorum. Bakın, tahmin ettiğimiz diyorum. Çünkü elimizde resmi veri yok. Devlet, engellilere dair istatistik tutmuyor. Elindeki bu yüzde 7 oranı, 2011 yılının verisi. Yani tam 12 yıl önceki veri. Devlet tarafından yok sayılmanın en net hali budur. Tüm engellilerin verilerini içeren güncel bir veri tabanı oluşturulmadan hak temelli kamusal hizmet başlayamaz. Sadece bu bile bu iktidarın, milyonlarca insanımızı birey olarak değil detay olarak gördüğünün ispatı. Hükümet, seçim yatırımlarını dağıtırken bile engellilere cimri davrandı. Ne engelli aylıklarını insani seviyelere çekti ne de engelli işsizliğine doğru düzgün çözüm üretti. Peki onun yerine ne yaptı?

    “BELEDİYELERİMİZ, SOSYAL YARDIMLARI TAM 4 KATINA ÇIKARDI”

    ‘Bay Kemal şunu yaptı, Bay Kemal bunu yaptı, vay şöyle dedi, yok bununla görüştü’ diye bir sürü iftira attı, durdu. Dahası, engellilere ve ailelerine ‘Bay Kemal gelirse aylıklarını kesecek’ dediler. ‘Bakım desteği kesilecek. Yardımlar kesilecek’ dediler. Be iftiracılar, be yalancılar. Oysa, bunun yalan olduğunu anlamak çok kolay. Belediyelerimizin yaptıklarına baksınlar, görürler. Belediyelerimiz, sosyal yardımları tam 4 katına çıkardı. Evet, tam 4 katına.

    “İLK İŞ ENGELLİ YOKSULLUĞUNA EL ATACAĞIZ. ENGELLİ AYLIKLARI VE BAKIM YARDIMLARI İÇİN ENFLASYONU DİKKATE ALACAK ŞEKİLDE KANUN ÇIKARACAĞIZ”

    Peki bizim iktidarımızda var olan yardımların üstüne ne konulacak? Dokuz maddede hızla aktarıyorum. Bir. İlk iş engelli yoksulluğuna el atacağız. Engelli aylıkları ve bakım yardımları için enflasyonu dikkate alacak şekilde kanun çıkaracağız. Bu aylıkları ve yardımları asla enflasyona ezdirmeyeceğiz. Yardımlar, öyle Bay Kemal’in de iki dudağına bırakmayacak. Net kanun olacak. İki. Gelir desteğini ailedeki kadının banka hesabına yatıracağız. Evde engellisi olan veya yaşlıya bakım hizmeti veren kadınların sosyal güvenlik primlerini devlet ödeyecek ve Aile Destekleri Sigortası kapsamında kadınlar emeklilik hakkı kazanacak. Üç. Protez ve ortezlerin, SGK katkı paylarını ve malzeme desteklerini günün şartlarına göre güncelleyeceğiz.

    “KAMUDA 12 BİN ENGELLİNİN ATAMASINI YAPACAĞIZ”

    Dört. Engelli vatandaşlarımızın akülü ve manuel tekerlekli araçlarının tamir, bakım ve onarımını ücretsiz olarak yapan atölyeler kuracağız. Başta İstanbul ve Ankara olmak üzere, belediyelerimiz bu hizmeti başarılı bir şekilde uyguluyorlar. Artık, Türkiye’nin her yerine yayacağız bunu. Beş. Dijital dönüşümü ve uzaktan çalışma imkanlarını dikkate alarak, kamu ve özel sektörde engelliler için ayrılan kotaları dolduracağız. Kamuda 12 bin engellinin atamasını yapacağız. Altı. Down sendromlu çocukların hayata katılımı ve ailelerinin destek alması için altyapıyı hızla güçlendireceğiz.

    “BU ÜLKEDE ENGELLİLER ARTIK EŞİT YURTTAŞLAR OLARAK, HAK ETTİKLERİ GİBİ İNSANCA YAŞAYACAK”

    Yedi. Engelli raporlarında keyfi değerlendirmelerin büyük mağduriyetler yarattığını biliyoruz. Biz, adil ve etkin bir Sağlık Kurulu Raporları Yönetmeliği’ni hayata geçireceğiz. Keyfi rapor çilesi kesinlikle son bulacak. Sekiz. Bakın, engelliler en temel haklardan olan eğitimden de mahrum kalıyorlar. Sadece yüzde 6,5’u lise, yüzde 2,6’sı üniversite mezunu. Çünkü engelliler için eğitim de engellerle dolu. Biz okulları engelli öğrencilerin ihtiyaçlarını gözeterek tasarlayacağız. Engelli çocukların örgün eğitim dışındaki rehabilitasyon hizmetini ayda en az 40 saate çıkaracağız. En önemlisi dokuz. Engellilere yönelik ayrımcılığı sona erdirmek için yeni hukuki düzenlemeler yapacağız. Bu ülkede engelliler artık eşit yurttaşlar olarak, hak ettikleri gibi insanca yaşayacak. Yani özetle, tüm yaşlılar ve tüm engelliler için de baharlar gelecek. Sana söz.”

  • Binali Yıldırım’dan Kemal Bey’e destek açıklaması

    Binali Yıldırım’dan Kemal Bey’e destek açıklaması

    Lavanta Tepesi Otelde STK temsilcileri, iş adamları, parti temsilcileri ile bir araya gelen Binali Yıldırım Türkiye’nin AK Parti’nin iktidarda olduğu 21 yıllık dönemde büyük ilerleme kaydettiğini belirterek bunu gören emperyalist ülkelerin bundan rahatsız olduğunu söyledi.

    Türkiye’nin ve Burdur’un her yıl büyüdüğüne değinen Yıldırım, Türkiye’nin şehirleşmede yüzde 80’lerin üzerine çıktığını bu nedenle kırsal nüfusun azaldığını aktardı. Ayrıca Yıldırım, buna bağlı olarak aile işletmeciliği azalırken tarımda ve tarımsal sanayide büyük ölçekli üretimin artığına işaret ederek, alt yapının, yol ve ulaşım ağının gelişmesinin büyümede önemli olduğunu anlattı.

    İhracat demek üretmek demektir

    Ülkede ihracat yapmayan hiçbir ilin kalmadığını söyleyen Binali Yıldırım, “ 21 yıl önce neredeyse 30 ilde ihracatın ne olduğu bilinmiyordu. Ancak şimdi tüm illerde ihracat yapılıyor. Buda ülke ekonomisine büyük katkı sağlıyor. İhracat demek üretmek demek, üretmek demek istihdam demek. İstihdam olunca işsizliğin azalması, ülkenin kalkınması, zenginleşmesi demek.” dedi.

    21 yıllık süreçte ülkenin ne kadar büyüdüğünden bahseden Yıldırım, 21 yıl önce Türkiye’nin nüfusu 65 milyondu şimdi ise 86 milyon oldu. Kişi Başına düşen milli gelir 3 bin 200 dolardan 10 bin 600 dolara yükseldi, ülkenin milli geliri ise 230 milyar dolardan 905 milyar dolara yükseldi. Üniversitelerde 1.5 milyon öğrenci vardı, şimdi 8.5 milyon öğrenci eğitim görüyor, 6 milyon kişi otomobil sahibi oldu, üniversite sayısı 208’e çıktı, bölünmüş yollar 6 binden 28500 kilometreye çıktı, havalimanları 26 dan 52’ye yükseldi, limanlar 149’dan 200 e çıktı ve bunun gibi bir ok yeniliğe imza attık. Bunun arkasında güven ve istikrar, güçlü iktidar yanımız var” dedi.
    141 bin konutun temeli atıldı.

    6 Şubatta meydana gelen depremin yaralarını sarabilmek için ilk günden itibaren büyük bir özveriyle çalıştıklarından bahseden Binali Yıldırım; “650 bin konut, 56 bin bina yok oldu. İnsanın değeri parayla pulla ölçülmez 50 bin de insanımız gitti. Bu memleketin her köşesinden vatandaşlarımız malıyla canıyla oraya aktı. İşte bizim en önemli hasletimiz birbirimizi zor, acılı zamanlarda yalnız bırakmamak. Depremzede vatandaşlarımız için yapacağımız 650 bin konutun 319 bini bir yıl içinde teslim edilecek. Bugün itibari ile de 141 bin konutun temeli atıldı.” diyerek en kısa zamanda depremzedelere yeni evlerini teslim etmek istediklerini belirtti.

    Depremin faturası 2 trilyon lira

    Depremin Türkiye’ye ekonomik anlamda verdiği maddi zararı da söyleyen Binali Yıldırım; “ Depremin bize faturası 2 trilyon lira. Bu da bizim milli gelirimizin %15 ne tekamül ediyor. Biz 3 yıllık kalkınmamızın tamamını buraya harcayacağız. Yani 3 yılda 0 büyüme ile bu depremin zararlarının telafisi. Bir başka deyişle geçen sene ki gider bütçemizin yarısı.” dedi.


    Bölgede ortak istemiyorlar

    Ülkenin büyümesinin ve özellikle savunma sanayide yerlileştirme ve millileştirme konusunda atılan adımların gelişmiş emperyalist ülkelerin canını sıktığını söyleyen Binali Yıldırım; “ Sömürgeci ülkeler Ortadoğu bizim, Balkanlar bizim Afrika bizim diyerek Türkiye’yi ve 14 Mayıs seçimlerini hedef alıyor. Seçimle bizden çok Amerika, Avrupa ilgileniyor. Bir İngilizce mecmuanın seçimler ve Cumhurbaşkanımız hakkında yayınladığı makalelere bakın. Bizim seçim olmaktan çıktı dünyanın birçok ülkesinin sorunu haline geldi” diye konuştu.

    Bu seçimler normal olmaktan çıktı

    Seçimlerle ilgili konuşan Binali Yıldırım; “Millet ittifakının adayı belirlemesi için bir yuvarlak masa oluşturuldu ve 21 ay toplandı dağıldılar. Aslında ilk başta belli olan adayı sonunda açıkladılar. Buraya kadar bir sorun yok. Başka bir şey oldu iki tane de belediye başkanı yanına monte ettiler ve cumhurbaşkanı yardımcısı ilan ettiler. Türkiye bir hukuk devleti. Size İstanbul’da, Ankara’da bir görev verilmiş belediye başkanlığı yapın diye. Daha o görev bitmeden yeni bir görevle söz veriliyor. İlerde Cumhurbaşkanlığı yardımcısı yapacağız diyorlar ve şuan da şehirlerinde yok bu arkadaşlar. Şehirlerine uğradıkları yok. Cumhurbaşkanı yardımcılığı için 5 tane ittifakın her birine yardımcılık tahsis edildi. Bunda da ne var? diyebilirsiniz ama benimde şu soruyu sormak hakkımdır. Biz bu sistem değişikliğini yaparken bize acımasızca saldırı gösterdi Kılıçdaroğlu. Niye bir tane cumhurbaşkanı yardımcısı koymuyorsunuz da birden fazla koyuyorsunuz diye Yandaşlarınıza arpalık mı hazırlıyorsunuz, onlara makam mı vereceksiniz, makam arabası mı vereceksiniz, devletin israfını daha da mı arttıracaksınız? diye acımasızca bizi eleştirdi. Şimdi seçim yok, kazanan yok oradan cumhurbaşkanlığı yardımcılıkları dağıtıyor. İyi ki fazla yapmışız bunların işine yaradı ama Tayyip Erdoğan bir tane yardımcı ile beş seneyi tamamladı. Bunları dikkatinize sunuyorum bu birinci çelişki.

    İkinci çelişki ise aynı Kılıçdaroğlu dedi ki; “efendim ben katili cumhurbaşkanı kabul etmem. Ben ona cumhurbaşkanı demem”. Geçenlerde açıklamasını herhalde takip ettiniz. Şimdi kendi de dedi ki “Ben cumhurbaşkanı seçileceğim ve partimin genel başkanlığını da bırakmayacağım en azından sistemi değiştirene kadar. Bu da çok yaman bir çelişki tamamen ilk söylediğinin tersini söylemiş oldu.

    Bir başka şey ise İstanbul, Ankara Belediyelerini Cumhuriyet Halk Partisi kazanınca “Bir tane insanın ekmeğiyle oynamayacağız, bir kişi bile işten çıkmayacak dediler on binlerce kişiyi ekmeğinden ettiler.
    Bir başka çelişkisini daha söyleyeyim. “Biz bedava traktör dağıtacağız diye açıklamalar yaptılar ortada traktör falan yok. Oradan da bir şey çıkmayınca şimdi depremde traktörleri enkaz altında kalanlara traktör vereceğiz, geçmişe yönelik emeklilere bayram öncesi ikramiye vardı şimdi de en düşük memur maaşı 20 bin lira olacak diye açıklıyorlar. Yani vaatlerin bini bin para. Rahmetli babaannem biz konuşunca şöyle derdi: “Üfle yavrum üfle kaval elin yel Allah’ın.” bunların ki de öyle. Ha babam üflüyorlar. Fazla para vermek iyi bir şey buna kim itiraz eder ama hedefiniz enflasyonu düşürmekse fazla para vererek enflasyonu veya hayat pahalılığını düşüremezsiniz bu ekonominin kuralıdır.” dedi.

    Biz FETÖ’cülerin, bölücülerin ve onların arkalarında ki sahiplerinin destekledikleri adayı desteklemiyoruz.

    Kemal Bey, adaylığını açıkladı, aynı anda dağdan PKK, Suriye’den PYD, YPG, SDG, Amerika’dan, Avrupa’dan FETÖ, Kemal Bey’e destek açıklaması yaptı. Yeşil Sol Parti, işi daha da ileriye götürdü. ‘Yerel özerklik, eyalet gelecek. Tepemizden İHA’lar, SİHA’lar, akıllı mühimmatlar yok olacak. Tayyip Erdoğan gidecek, hapishanelerin kapıları kırılacak. Apo başta olmak üzere bütün tutsaklar salıverilecek’ vesaire… Kemal Bey de söylüyor, ‘Filanı çıkaracağım, bütün FETÖ’den atılanları tekrar işe alacağım’. Kardeşim bak, bir yanda 40 bin şehidimiz var. Ülkenin birliği, kardeşliği için bedel ödemişiz. Diğer yandan 15 Temmuz’u yaşamışız, 251 şehidimiz var. Siz, kimin adına bu sözleri veriyorsunuz? Türkiye bir hukuk devleti. Bir yandan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a ‘tek adam’ diyeceksiniz, bir yandan da ‘Nerede hukuk? Gelince şunu çıkaracağım, bunu yapacağım, edeceğim’. Önce hukuk devletine, adalete kendiniz inanmanız lazım. Biz, FETÖ’cülerin, bölücülerin ve onların arkasındaki sahiplerinin desteklediği adayı desteklemiyoruz. Biz, yerli ve milli TOGG otomobilini yapan, helikopterini, İHA’sını, SİHA’sını, akıllı mühimmatını yapan, milli muharip uçağı, ‘F-35’ler verilmedi’ diye tezgaha koyan, adam gibi adam, milletin adamı Recep Tayyip Erdoğan’ı destekliyoruz.” dedi.

  • “Kendimi ifade etmekten çekiniyorum”

    “Kendimi ifade etmekten çekiniyorum”

    Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Mersin mitingine katılan bir genç, “Ben şimdi burada konuşsam, beni içeri alırlar. Bu kadar konuşsam yeter. Çok çekiniyorum. Kendimi ifade etmekten çok çekiniyorum” diye konuştu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Ananı da al, git” sözünü hatırlatan bir yurttaş ise “Tayyip Erdoğan her şeyi kafasına göre konuşuyor ama halka gelince halk konuşamıyor. Biz, Tayyip Erdoğan’dan korkmuyoruz” dedi.

    CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, bugün Mersin’de miting düzenledi. Mitinge katılan yurttaşlar, ANKA Haber Ajansı’na konuştu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Mersin’de yıllar önce bir çiftçiye yönelik “Ananı da al, git” sözünü anımsatan döviz hazırlayan bir yurttaş, “Anamızı da aldık, geldik. Kılıçdaroğlu’nun annesi ve babası, bizim annemiz ve babamız. (Kılıçdaroğlu’nun annesinin ve babasının fotoğrafından yaptığı dövizi kastederek) Onun için annesi ve babasını aldık, geldik. Tayyip Erdoğan her şeyi kafasına göre konuşuyor ama halka gelince halk konuşamıyor. Biz, Tayyip Erdoğan’dan korkmuyoruz. İnşallah gidecek ve yeri yerinden oynatacağız” diye konuştu.

    Barış mesajlı dövizini anlatan bir genç ise “Barışmış bir millet, (Kılıçdaroğlu’nun) onun en büyük başarısı olacak. Şehrimize yine baharlar gelecek. Şikayetçiyiz, böyle bir düzende yaşamak istemiyoruz. Hepimiz, bu ülkenin vatandaşları olarak çok daha iyisini hak ediyoruz” dedi.

    Geçinemediklerini dile getiren emekli bir yurttaş da “Pazara ben hiç gitmiyorum. Çünkü pazar çok pahalı. Bir eşimin emekli maaşı… 7 bin 500 lira oldu. Ama her şey çok pahalı. İkinci elden alıyorum. Köşeye biberi koyuyorlar, gidiyor alıyoruz. Açıkçası bu. Patatesi de koyuyorlar. Mersin’de zengini zaten zengin, fakiri de gerçekten çok zor durumda” diye konuştu.

    “SÖZ MÜ”

    Yüzüne “Söz mü” yazan genç de ilk oyunu Kılıçdaroğlu’na vereceğini dile getirerek, “Doğduğumdan beri hep aynı şeyler, aynı şeyler. Sürekli kaba sözler. Farklı bir şeyler olması gerekiyor. Yoksa sonumuz iyi değil… 18’ime yeni girdim. Küçüklüğümden beri siyasetin içinde oldum. Yurt dışındaki gençler siyaseti bu kadar iyi bilmiyorlar. Kendi hayatımı yaşamayı daha çok istiyorum” dedi. Genç, harçlığının ihtiyaçlarına yetmediğini de ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü:

    “100 liradan aşağıya, doyuran yemek yok. Haftanın 7 günü dışarıdayım ben. Yemek yemeden geçiremem. Sınav öğrencisiyim. Yemek, ulaşımdan, kendi özel isteklerime ayıracak param yok. Test kitapları olmuş 200 lira. Daha zor durumda olan arkadaşlarım var. Onlar nasıl alıyor, hiçbir fikrim yok.”

    “TORPİLDEN BIKTIK”

    Torpile tepki gösteren ve pankartına bu tepkisini yansıtan üniversite öğrencisi ise “Artık torpilden bıktık. Giremiyoruz. Seçimden sonra gelecek, o sandıkları patlatacağız” dedi.

    Kurban kesemediğini ve eskiden MHP’ye oy verdiğini açıklayan yurttaş da ekonomik krizden şöyle dert yandı:

    “MHP’ye oy verdim, vermez olsaydım. Ellerim kırılsaydı. Şimdi CHP’ye oy veriyorum. 20 senedir kurban kesmemişim. Maaşım 7 bin 500 lira. Bin lira artırmış, ‘Size şu kadar para verdim’. Ne verdin? Şimdiye kadar 13 bin lira almamız lazımdı. Mahvettin, et alamıyoruz.”

    “MHP’LİYDİM, BAHÇELİ KÜSTÜRDÜ”

    Eskiden MHP’li olduğunu ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli Cumhurbaşkanı Erdoğan’la ittifak yaptığı için partisinden ayrıldığını belirten bir yurttaş da “30 yıldır MHP’liydim. Küstüm. Bahçeli’nin yüzünden. Allah bildiği gibi yapsın onu… Bizi Bahçeli küstürdü. Allah bildiği gibi yapsın. Sağ olsun, Sayın Cumhurbaşkanımızın yanına gitti, onun kölesi oldu. Kurt gibi olmadı. Kurt dediğin zaman kafası dik, hurlaması lazım. O, kafası eğik gidiyor” diye konuştu.

    “ÇOCUĞUMUZA İSTEDİĞİMİZİ ALAMIYORUZ”

    Mitinge çocuğu ile gelen yurttaş, ekonomiden dert yanarak, “Kötü. Çocuğumuza her istediğimizi alamıyoruz. En ucuzunu almaya çalışıyoruz. Daha az kullanmaya çalışıyoruz, çocuğumuza. Nasıl soğanı konuşuyorsak, mama ve bezler de pahalı. Her şey pahalı ama para yok” diye vurguladı.

    “BURADA KONUŞSAM İÇERİ ALIRLAR”

    “Fatura çok geliyor da ampulü söndür” yazılı döviz taşıyan genç, Kılıçdaroğlu’nu sevdiğini ifade ederek, “Ben şimdi burada konuşsam, beni içeri alırlar. Bu kadar konuşsam yeter. Çok çekiniyorum. Kendimi ifade etmekten çok çekiniyorum. Bir kitap olmuş 150 lira. Dışarı çıkamıyoruz. Kıyafet alamıyoruz. Biz ne yapalım” diye sordu.

    Kılıçdaroğlu’na eliyle ağaçtan yaptığı Cumhurbaşkanlığı forsunu hediye eden yurttaş da “Değişim istiyoruz, değişim” dedi.

  • Devlet Bahçeli’den sert eleştiri:

    Devlet Bahçeli’den sert eleştiri:

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, açık hava toplantılarına Çorum’da devam etti. İl merkezinde bulunan Abide Meydanı’nda vatandaşlara seslenen Bahçeli, gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.

    “Cumhuriyetin yeni yüzyılında güçlü devleti hep birlikte ihya ederiz”

    Seçimlerin hayırlı olmasını dileyerek konuşmasına başlayan Bahçeli, “14 Mayıs 2023 tarihi bir dönüm noktasıdır. Türk ve Türkiye yüzyılının cümle kapısı açılmıştır. Lider ülke Türkiye’nin meşalesi yakılmıştır. Bu meşalenin aydınlığı ile yürüyüşümüz hızlanmıştır. Allah’ın izni ile gelen Türk asrı, geleceğin gücü Türkiye’dir. Bizim ülkümüz Türkiye merkezli yeni bir medeniyet ve insanlığın huzurudur. Bizim anlayışımıza göre toplumsal uzlaşmanın dinamikleri milliyetçilik ve demokrasidir. Sosyal, siyasi, siyasal ve ekonomik uzlaşma hedefimize refakat edecek toplumsal dayanışma ve uzlaşma ile milli birliğimiz çok daha güçlenecektir. Elbette yapacağız, hep birlikte güçleneceğiz. Cumhuriyetin 100’üncü yıl dönümü, yani 29 Ekim 1923 artık ufukta görülmüştür Bu ufukta milli kucaklamayı dört başı mamur şekilde sağlayabilmek için 14 Mayıs Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili genel seçimlerini Cumhurun zaferi ile pekiştirmek lazımdır. Devlet milletiyle her şeyden önce Türkiye, yeni Türkiye, yeni hayatı hep birlikte kurarız. Milli birlik ve kardeşlikle hep beraber yaşarız. Bugüne istikrar yarına huzur diyorsak hep birlikte başarırız. Engelleri, zorlukları hep birlikte aşarız. Devletin gücü, milletin feraseti ile hep birlikte yaparız. Cumhuriyetin yeni yüzyılında güçlü devleti hep birlikte ihya ederiz” dedi.

    “Ağırlaştırmış suç teşkil eden ve düşmanlık saçan açıklamalara Kılıçdaroğlu sessiz, İYİ Parti başkanı tepkisiz kaldı”

    “Söz sizin, karar sisin, ülke sizin, gelecek sizin, vatan sizin, bayrak sizin, devlet sizin, millet sizsiniz” diyerek sözlerini sürdüren Bahçeli, muhalefet partilerine sert tepki göstererek, “Geleceğinizi karartmak isteyenler var. Zilleti zemzem diye servis edenler var. Cumhurbaşkanı Adayı Kılıçdaroğlu Türkiye’nin önünü kesmek için çırpınıyor. Kervan yağmacıları istikrarımızı bozmak için uğraşıyor. Bölücü terör örgütü PKK Kılıçdaroğlu ile yol yürüyor. FETÖ Kılıçdaroğlu’na umut bağlıyor. Terörist Demirtaş, cezaevinden, ‘Kılıçdaroğlu’na oy vereceğim’ diyor. Merhum şairimiz Abdürrahim Karakaş, ‘beden ölür, çürük cana bakın siz, kim kiminle yürür ona bakın siz, bırakın dönsün dönme dolapları haktan, hakikatten yana bakın siz’ diyor. Biz haktan, hakikatten yana bakıyoruz. Biz halkımız ne diyor ise ona bakıyoruz. Baktığımız yerden zillet ittifakının kumpaslarını görüyoruz, baktığımız yerden ülkemize zincir vurmak isteyenleri görüyoruz, Kılıçdaroğlu’nun Ağrı ve Van mitingleri bir demokrasi şölenine değil, bölücülüğün meydan okumasına, azgınlaşan terör sevenleri intikam çığlıklarına sahne oldu. Kimin kimlerle yürüdüğünü, Çorumlu bir kez daha gördü. İhanet ve rezalet ittifakına yeniden aziz milletimiz şahit oldu. Bir HDP’li diyor ki, ‘Anayasadan Türklüğü çıkartacağız, dokunulmaz maddelere dokunacağız.’ Aynı şerefsiz ifadeleri Ali Babacan da paylaşıp, ‘Türklüğü Anayasadan çıkartacağız’ demedi mi? Bu ağırlaştırmış suç teşkil eden ve düşmanlık saçan açıklamalara Kılıçdaroğlu sessiz, İYİ Parti başkanı tepkisiz kaldı. Utanmadan üç maymunu oynadılar. İşlerine öyle geldiği için itiraz etmeyi çıkarlarına uygun bulmadılar. Türklüğün Anayasadan çıkartılması demek Türk’e biçilmiş kefendir. Türklüğün Anayasadan çıkartılması Türkiye’nin temellerine dinamit döşenmesidir. Allah ecelden aman verdiği müddetçe son Türkoğlu Türk yaşadığı müddetçe bu topraklarda Türk ve Türk milletini hiç kimse, hiçbir alçak, hiçbir dış bağlantılı hain sökemez, buna güç yetiremez. Çünkü muhtaç olduğumuz kudret, damarlarımızdaki asil kanda mevcuttur” diye konuştu.

    “Ne kadar Türk ve İslam düşmanı varsa zalimlerin paravan Cumhurbaşkanı adayı Kılıçdaroğlu’nun arkasında duruyor”

    “Bir terörist çıkıp demiş ki, ’14 Mayıs’ta sadece Cumhurbaşkanı değil, sistem de değişecek.’ Yine bir başka terörist, adeta kin ve nefretini kusarak, ‘Türkiye’nin Suriye ve Irak’tan geri çekilmesini sağlayacağız’ demiş. İngiliz menşeli The Ekonomist dergisi, muhalefetin iktidar olması halinde güney sınırlarımız boyunca bir terör koridorunun açılacağını, Türk dış politikasının tamamen değişeceğini, S-400 hava savunma füze sisteminin de depoya alınarak çürümeye bırakılacağını iddia etmiş. Yine aynı ülkeden yayımlanan bir gazeteden Kılıçdaroğlu’nun bir tabuyu yıktığını, dolambaçlı sözlerle Erdoğan’ın kaybedeceğini ileri sürmüş. 7 düvel, 14 Mayıs’ı bekliyor, Haçlı bakiyeleri 14 Mayıs için senaryo geliştirip son kozlarını oynuyor, ne kadar Türk ve İslam düşmanı varsa zalimlerin paravan Cumhurbaşkanı adayı Kılıçdaroğlu’nun arkasında duruyor. Terörü aklamaya, arındırmaya ve asıl maksadını saklamaya niyetlenen bu melanet siyaseti ekonomik ve diplomatik amaçlarının içine tıpkı bir mayın gibi yerleştiren ülkeler 14 Mayıs için mual hayal kuruyor. Hakkından vaz geçmiş bir Türkiye’nin özlemini çekiyorlar. İçine kapanmışı, iç meselelere gömülmüş, etnik ve mezhep bölünmesine düşmüş, tarihi ve kültürel müktesebatından kopmuş bir Türkiye için ayin yapıyorlar. Ancak hevesleri boşuna, çabaları beyhudedir. Çünkü sıra ve söz aziz milletimdedir. Teröristin hükmü Türkiye’den geçmez, bebek katillerinin temkin ve temellileriyle yaprak bile kımıldamaz, küresel emperyalizmin borusu Türk vatanında ötemez. Karşımıza kim gelirse gelsin, nasıl bir güce ve imkana sahip olursa olsun, son neferimize, son damla kanımıza kadar milli şerefimizi, milli varlığımızı, istiklal ve istikbal haklarımızı gözü kapalı şekilde koruyacağız. Biz Türkiye’yi yolda bulmadık, zillete ve destekçilerine bırakmayacağız” şeklinde konuştu.

    “Zillet ittifakının tek yaptığı koltuk ve makam taksimidir”

    Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem ezberleriyle Türkiye’nin siyasi istikrarsızlık yıllarına geri götürülemeyeceğini ifade eden Devlet Bahçeli, “Cumhurbaşkanı yardımcı sayısının her gün arttığı dokuz başlı zillet korkuluğuna Çorum tahammül etmez, geçit vermez. Zillet ittifakının tek yaptığı koltuk ve makam taksimidir. İşleri güçleri rant takviyesi, ikbal tahkimidir. Tek bir projeleri yoktur. Gündeme ve geleceğe dönük tek bir mesajları, kavrayıcı ve kuşatıcı sözleri, hazırlıkları, üstelik heyecan ve birikimleri yoktur. Türkiye’de istikrar Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’yle sağlanmıştır. Geride kalan yaklaşık beş yıllık dönemde ülkemizin karşılaştığı ağır sorun ve saldırılar Parlamenter Sistemin egemenliğinde gerçekleşmiş olsaydı hiç birinin altından kalkamaz, üstesinden gelemezdik. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin kazanımları sayesinde, devletin ve hükümetin tesirli mücadelesiyle krizlere zamanında mukavemet edilmiştir. Siyasi ve ekonomik operasyonlara her anlamda direnç gösterilmiştir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi güvenlik, refah, huzur ve barış iklimini derinleştirmiş; kuvvetler ayrımını netleştirmiştir. Kazanan Türkiye olmuştur. CHP’sinden İYİ Partisi’ne varıncaya kadar koalisyon dönemlerine övgüler düzen siyasi zihniyetler milletimizin ve ülkemizin munzam ve muntazam gerçekleriyle ters düşen aymazlardır. Bunlar iş bilmez, yol bilmez, erdem bilmez, ahlak bilmez. Akıntıya karşı kürek çekmek nafiledir. Güneşi balçıkla sıvamaya çalışmak akılsızlıktır” ifadelerini kullandı.

  • Kemal Kılıçdaroğlu memurlara seslendi

    Kemal Kılıçdaroğlu memurlara seslendi

    Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “2012 yılında en düşük memur maaşı, asgari ücretin 2,5 katıydı. Şu anda bu oran 1,4’lere kadar geriledi. İşte bu yüzden, iktidara gelir gelmez en düşük memur maaşını asgari ücretin 2,5 katına çıkaracağım. Yani bugünün tutarlarıyla söyleyecek olursam; en düşük memur maaşı net 21 bin 265 lira seviyesinde olacak… 15 Mayıs’tan sonra 100 bin yeni güvenlik personeli atayacağız. Atama bekleyen 100 bin öğretmenimizi öğrencileri ile buluşturacağız” dedi.

    CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, bugün gece Twitter hesabında “Kamu. Memurlar” isimli yeni bir video yayınladı. Videoda memurlara ve atama bekleyenlere ilişkin vaatlerini açıklayan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

    “EN DÜŞÜK MEMUR MAAŞI NET 21 BİN 265 LİRA SEVİYESİNDE OLACAK”

    “Sevgili halkım; kısa, net bir video daha. Memurlar perişan edilmişler. Açıkça söylemek gerekirse tarumar edilmiştir. Evleri barkları viranedir. Borca sürüklenmişlerdir. Ben, bu haksızlığa seyirci kalamam. Ben, rakam insanıyım. Rakama bakarım, kararımı veririm. 2012 yılında en düşük memur maaşı, asgari ücretin 2,5 katıydı. Şu anda bu oran 1,4’lere kadar geriledi. İşte bu yüzden, iktidara gelir gelmez en düşük memur maaşını asgari ücretin 2,5 katına çıkaracağım. Yani bugünün tutarlarıyla söyleyecek olursam; en düşük memur maaşı net 21 bin 265 lira seviyesinde olacak.

    15 MAYIS’TAN SONRA 100 BİN YENİ GÜVENLİK PERSONELİ ATAYACAĞIZ”

    Sevgili memur kardeşlerim; Bay Kemal, hayatının 27,5 yılını devlette geçirdi. Memurlara baharı getirecek biri varsa inanın bana o da Bay Kemal’dir. Şunu da ekleyeyim; memurlarımızın tek sorunu maaş da değil. Birçok sorunla cebelleşiyor, boğuşuyorlar. Hepsini biliyorum. Mesela polislerin çalışma saatleri günde 12-13 saati, ayda 240-250 saati buluyor. Polis intiharlarının arkasında yatan sebeplerden biri de bu. 1 milyon 200 bin öğretmenimiz, geleceğimizin teminatı, evlatlarımızı emanet ettiğimiz kıymetlilerimiz. Kalabalık sınıflardan okullardaki hijyen sorununa ve malzeme sıkıntısına kadar pek çok imkansızlıklar içinde görevlerini yapmaya çalışıyorlar.

    Bugün Denizli mitingimizde de söyledim; 15 Mayıs’tan sonra 100 bin yeni güvenlik personeli atayacağız. Atama bekleyen 100 bin öğretmenimizi öğrencileri ile buluşturacağız. Sözleşmeli öğretmen, ücretli öretmen, kadrolu öğretmen gibi ayrımları ortadan kaldıracağız. Tüm öğretmenler kadrolu olacak. Daha neler yapacak neler bu Bay Kemal. Bekleyin, görün.”

     

  • “Bay Kemal’in tahtası”

    “Bay Kemal’in tahtası”

    Millet İttifakı Cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ‘Bay Kemal’in Tahtası’ isimli kampanya videosunun altıncısını Twitter hesabında yayınladı. Kılıçdaroğlu, “İki petrokimya özel bölgesi oluşturacağız. Bu bölgelerin birini Adana Yumurtalık’ta, diğerini ise Tekirdağ Marmara Ereğli’sinde kuracağız… 15 bin kişi doğrudan istihdam edilecek. Kamu altyapı yatırımları 1,5 milyar dolar olacak” dedi.

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bu akşam Twitter hesabından ‘Bay Kemal’in Tahtası’ isimli seçim kampanyası videosunun altıncısını, “Neyse projelerimize dönelim. Bugünkü konumuz Petrokimya Özel Ekonomi Bölgeleri” açıklamasıyla paylaştı.

    İki petrokimya özel bölgesi kuracağını belirten Kılıçdaroğlu, videoda şunları söyledi:

    “BİZ BU ÜRÜNLERİ KENDİ ÜLKEMİZDE ÜRETECEĞİZ. BÖYLECE HER YIL 20 MİLYAR DOLAR CARİ AÇIĞI KAPATACAĞIZ”

    Sevgili halkım. Hoş geldiniz. Tüm Türkiye’nin yeniden üretmesini sağlayacak, Türkiye’yi zenginleştirecek ve daha önemlisi bu zenginliği adil bir şekilde tüm halka yayacak projelerimi anlatmaya devam ediyorum. Bugünkü konumuz, Petrokimya Özel Ekonomi Bölgeleri.  Türkiye’nin cari açığının en önemli kalemlerinden biri petrokimya sanayi. Cari açığın yaklaşık yüzde 30’u petrokimya ürünlerinin ithalatından kaynaklı. Biz bu ürünleri kendi ülkemizde üreteceğiz. Böylece her yıl 20 milyar dolar cari açığı kapatacağız.

    “İKİ PETROKİMYA ÖZEL BÖLGESİ OLUŞTURACAĞIZ. BU BÖLGELERİN BİRİNİ ADANA YUMURTALIK’TA, DİĞERİNİ İSE TEKİRDAĞ MARMARA EREĞLİ’SİNDE KURACAĞIZ”

    İki petrokimya özel bölgesi oluşturacağız. Bu bölgelerin birini Adana Yumurtalık’ta, diğerini ise Tekirdağ Marmara Ereğli’sinde kuracağız. Toplamı yaklaşık 40 bin dekar alandan oluşan bu bölgede rekabetçi, kaliteli petrokimya ürünleri işlenecek. Kamu özel sektör iş birliğiyle üretim yapacağız. Bu bölgelerde aynı zamanda yüksek kapasiteli petrol ve petrol ürünleri depolanacak, işlenecek ve sevk edilecek. Projeye dahil olarak, petrol rafinerisi, limanlar, fabrikalar inşa edilecek. 15 bin kişi doğrudan istihdam edilecek.

    “KAMU ALTYAPI YATIRIMLARI 1,5 MİLYAR DOLAR OLACAK. BÖLGENİN İLK ETAPTA 6 MİLYAR DOLAR YATIRIM ALMASINI VE 10 YILDA 30 MİLYAR DOLAR CİVARINDA DOĞRUDAN YATIRIM ÇEKMESİNİ HEDEFLİYORUZ”

    Kamu altyapı yatırımları 1,5 milyar dolar olacak. Bölgenin ilk etapta 6 milyar dolar yatırım almasını ve 10 yılda 30 milyar dolar civarında doğrudan yatırım çekmesini hedefliyoruz. Üstelik bu üretimi, yenilikçi teknolojilerle gerçekleştireceğiz. Yeşil üretime yatırım yapacağız. Türkiye’nin endüstriyel dönüşümünü biz gerçekleştireceğiz. Bu projeyi iktidarımızın ilk yılında gerçekleştirmeye başlayacağız. Çünkü Türkiye, zenginleşmeyi hak ediyor.  Evet, sevgili halkım. Türkiye’yi kalıcı refaha ulaştıracak projelerimizi anlatmaya devam edeceğim. Türkiye zenginleşecek, halk zenginleşecek. Aş, iş, huzur, refah için. Unutmayın, geliyoruz. Sana söz, kalın sağlıcakla.”

     

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Kemal Kılçdaroğluna tepki

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Kemal Kılçdaroğluna tepki

    Konuşmasına okunan ikindi ezanı nedeniyle bir süre ara veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, siyasi hayatının hiçbir döneminde hayal tüccarlığı yapmadığını söyledi. Erdoğan “Yalana bulaşmadık. Milletimize asla yapmayacağımız bir şeyi söylemedik. Dürüst olduk. Samimi olduk. Karadenizli uşaklar gibi daima harbi olduk. Bu ülke geçmişte iki anahtar vaat edip sonra milleti sırtındaki ceketten de eden siyasetçiler gördü. Bu ülke her seçim öncesinde bol keseden boş vaat dağıtan işportacı siyasetçilerden çok çekti. Bu ülke siyasi ikballeri için her sözü söyleyen, her kılığa giren her işareti yapan fırıldak tiplerden çok çekti. Biz 2002’de göreve geldiğimizde Türk demokrasisine yakışmayan bu siyasetçilerin hepsini tedavülden kaldırmıştık. Ancak son günlerde bu tiplerin tekrar arzı endam ettiklerini görüyoruz. Seçim sandığı yaklaştıkça birileri vaat bohçalarını yeniden açtı. Bakıyorsunuz önlerine gelene Cumhurbaşkanlığı yardımcılığı dağıtıyorlar. Öyle mi? Parlamenter sistem diye çıktıkları yolda döndüler, dolaştılar sabah erken kalkanın Cumhurbaşkanı yardımcılığı kaptığı bir mezat pazarına vardılar. Önce 5 kişiydiniz sonra 7 oldular bir ara 9 ‘a hatta 11’e çıktılar. Şimdi kaç oldukları saymayı artık kendileri bile bıraktılar. Bu gidişle 14 Mayıs’a kadar herhalde 15-20 Cumhurbaşkanı yardımcısını bulacaklar. Koltuk sayısını arttırmak için sağa sola bakan dağıtmaktan bir diğerleriyle buradaki kardeşlerimi tenzih ederim kalp işareti yapmaktan başka hiçbir konuda anlaşamıyorlar. Birinin ‘ak’ dediğine diğeri ‘kara’ diyor. Birinin ‘yapacağız’ dediğine diğeri ‘kesinlikle olmaz’ diyor. Bay bay kemal çıktı, Londra’daki tefecilerden güya ‘300 milyar dolar ayarladım’ dedi. Bunun üzerine masadaki diğer ortağı böyle bir paranın olmadığını, gelmediğini, uzunca bir süre de gelmeyeceğini açıkladı. Mahalli idareler seçimlerinde millete bedava traktör sözü vermişlerdi. Dağıttılar mı? Hayır. Sonra utanmadan çıktılar ‘Biz onu sadece ilgi çekmek için söyledik’ dediler” ifadelerini kullandı.

    “Kaynağı kendi doğalgaz gelirleri olan bir aile ve gençlik bankası kuruyoruz”

    Gabar’da günlük 100 bin varil üretim kapasiteni sahip petrol bulduklarını hatırlatan Erdoğan “Şimdi bir adım daha atıyoruz. Kaynağı kendi doğalgaz gelirleri olan bir aile ve gençlik bankası kuruyoruz. Oradan elde ettiğimiz gelirle aile ve gençliğe bankamızdan kredi vereceğiz. Bu banka aile kurumunun güçlenmesi ve gençlerin desteklenmesi ile ilgili çalışmalarımızın finansmanını karşılayacağız. Ev hanımlarımızı primlerinin 3’te birini buradan ödemek suretiyle emekli ederek kendi gelirlerine kavuşturacağız. Gençlerimizin eğitimden istihdama kendi işini kurmadan evliliğe her adımlarında hibe ve kredi destekleriyle yanlarında olacağız. Rizeli gencimiz evlenmek istediğinde gidecek 2 yıl ödemesiz, 48 yıl vadeli, faizsiz, 150 bin lira kredisini alacak, düğününü yapacak. Öyle bay bay Kemal ve ortakları gibi bu aziz milleti Londra’daki tefecilere el açar duruma asla düşürmeyeceğiz. Son 21 yıldır Türkiye’yi nasıl kendi kaynaklarımızı harekete geçirerek kalkındırdıysak inşallah gelecekte de aynısını yapacağız” diye konuştu.

    “Bizim çıraklardı”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasına altılı masanın ortaklarına göndermede bulunarak devam ederken “Biliyorsunuz bu altılı masanın etrafında olanlardan 2 tanesi benim yanımdaydı. Yani bizim çıraklardı. Bunlardan bir tanesi ‘Ekonomiyi çok iyi bilirim’ dedi. Davos’ta IMF’nin başkanı ile görüşme yapıyoruz. IMF Başkanına ‘Sen taksitlerini alıyor musun dedim alıyorum’ dedi. IMF’yi idare edebilirsin ama Türkiye’yi idare edemezsin. Türkiye’yi ben idare ederim. O zaman Başbakanım. Tabi sene 2013. 2013’te biz IMF ile ilişkileri kestik. Bütün ödemeleri bitirdik. O zaman borç 23 milyar dolardı. IMF ile olan bu ilişiği kestik . O günden sonra IMF ile bizim ilişiğimiz kalmadı. CHP ne yaptı adamını otele gönderdi, aynı şekilde İYİ Parti o da otele gönderdi. Onlar IMF ile görüşme yapıyorlar bize de güya nasihatte bulunuyorlar. Neymiş IMF’den borç alalım. Bizim öyle bir derdimiz yok. O iş bitti. Bizim artık IMF’den alacak herhangi bir paraya ihtiyacımız yok. O zaman Merkez Bankası’ndaki döviz rezervimiz 27.5 milyar dolardı. Şimdi Elhamdülillah 122 milyar dolar. Nereden nereye” şeklinde konuştu.

    “14 Mayıs seçimleri bir dönüm noktası”

    14 Mayıs seçimleri bir dönüm noktası olacağını kaydeden Erdoğan “14 Mayıs’ta sadece ülkemizi yönetecek Cumhurbaşkanını ve Rize’yi temsil edecek milletvekillerini seçmeyeceğiz aynı zamanda Türkiye’nin gelecek asrına da hep birlikte yön vereceğiz. Ya terörün başını ezenleri ya da FETÖ’cü ve bölücülerle iş birliği yapanları seçeceğiz. Tercihimizi ya aile kurumuna sahip çıkanlar ya da LGBT’yi başımıza musallat edecekler arasında yapacağız. Ya ‘Büyük ve güçlü Türkiye’ diyeceğiz ya da ekonomisi tefeciler tarafından yönetilen zayıf bir ülkede yaşayacağız. İnşallah tavrımızı çok güçlü bir şekilde ortaya koyacağız. Siyasi görüş için değil vatan için buradayız. Adamların bir defa bayrağı yok, vatanı yok, ezanı yok. Kandil’dekilerin bunlar vatansız, bunlar imansız, ezansız, Kuran ’sız ve bunlarla beraber yürüyenler CHP, İYİ Parti, HDP ve diğer yavrucuklar. Bunlara 14 Mayıs’ta gereken dersi veriyoruz muyuz? Öyle bir haykıralım ki Türkiye duysun” dedi.
    Erdoğan, daha sonra Rize milletvekili adaylarını tek tek tanıtarak alandan ayrıldı.

  • Kılıçdaroğlu’ndan taşeron çalışanlara kadro sözü

    Kılıçdaroğlu’ndan taşeron çalışanlara kadro sözü

    CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, beraberinde Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal ile birlikte Sinop’ta önce merkez Lala köyündeki vatandaşları kısa ziyaret etti. Ardından Boyabat ilçesinde vatandaşlarla buluşan Kılıçdaroğlu, iktidara gelmeleri halinde kamuda taşeron işçi çalıştırılmayacağını, taşeronda çalışanlara kadro verileceği söyledi.
    Boyabat’a beşinci gelişi olduğunu hatırlatan Kemal Kılıçdaroğlu, “Boyabatlılara şunu söylüyorum, başka bir genel başkan gelmedi, beşinci keredir geliyorum ve sadece bir şey istiyorum. Allah rızası için kul hakkı yiyene oy vermeyin” diye konuştu.

    “Devlet taşeron işçi çalıştırmaz”

    Kamuda çalışan taşeron işçilere kadro verileceğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, “Taşeron işçileri biliyorum, onlar da buraya gelecekmiş ama izin vermemişler. Buradan Karayolları’nın taşeron işçilerine selamlarımı gönderiyorum. Hiç meraklanmayın, hepinize kadro vereceğim. Onlar gibi değil, herkese kadro vereceğim. Devlet taşeron işçi çalıştırmaz. Devlet kadrolu eleman çalıştırır. Devlet ücretli öğretmen, sözleşmeli öğretmen, kadrolu öğretmen diye ayrımcılık da yapmaz. Öğretmen öğretmendir, bizim evlatlarımızı yetiştiriyor. Birisi alıyor 100 lira, birisi alıyor 250 lira, birisi alıyor bin lira. Böyle bir haksızlık olmaz, öğretmen öğretmendir, kadrosu kıdemi varsa herkes kıdemine göre aylığını alır” şeklinde konuştu.

    “Tepkinizi sandıkta göstereceksiniz”

    Gençlere ‘torpili bitireceği’ sözünü veren Kılıçdaroğlu, “Bakın dün bir baba geldi, ‘oğlum Türkiye 2. Oldu KPSS’de ama elediler sözlü imtihanda’ dedi. Bu şimdi hak mıdır Allah aşkına. Yuh çekmeyin, sandığa gidip oy verin. Tepkinizi sandıkta göstereceksiniz, oy vermeyerek göstereceksiniz. Bakınız devletin dini adalettir, adaletin olmadığı yerde bereket olmaz, hukuk olmaz, 5’li çeteler cirit atar, uyuşturucu mafyaları baronları koşar eğlenir gezer. Bizim küçük evlatlarımızı, gencecik fidan gibi çocuklarımızı zehirlerler. 5’li çeteleri de, uyuşturucu baronlarını da bu ülkeden göndereceğim” dedi.
    Soğan fiyatı tartışmasıyla ilgili konuşan Kılıçdaroğlu, “22 yıldır iktidardalar. Eskiye bakın, yeniye bakın bizim tarihimizde bu kadar soğan pahalandı mı? Bu kadar büyük zamlar oldu mu? Düzelteceğim, yukarıdan alacağım aşağıya vereceğim. 5’li çetelerden alacağım halka vereceğim, uyuşturucu baronlarını kovacağım yurt dışına götürülen 418 milyar doları da alacağım bu millete vereceğim” ifadelerini kullandı.

    Kadınlara Aile Destekleri Sigortası sözü

    Her kadının güvence altına alınması konusunda Aile Destekleri Sigortası sağlayacaklarını anlatan Kılıçdaroğlu, “Bu sigorta dalı evlerin de kadınların güvencesi olacak. Her kadının evinde en az asgari ücret kadar her ay para girmiş olacak. Kadının banka hesabına yatacak, gideceksiniz parayı sizler çekeceksiniz. Bunu niye yapıyoruz, fakirin fakirliğini, yoksulun yoksulluğunu afiş edemezsiniz. İnsan onuru vardır. Dolayısıyla biz sağ elin verdiğini sol el görmeyecek, öyle yapacağız” diye konuştu.
    Konuşmasının sonunda Kemal Kılıçdaroğlu ve beraberindeki heyet kalabalığa karanfil attı, kalp işareti yaptı.

  • “Annenin erkek kardeşine dayı denir”

    “Annenin erkek kardeşine dayı denir”

    Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Sinop’un Boyabat ilçesindeki mitingine katılan bir genç, torpile tepki göstererek, “Başkasına dayı diyerek belediyelere yerleşen insanların bizim kul hakkımıza girdiğini düşünüyorum. Annenin erkek kardeşine dayı denir. Başkasına torpil için dayı denmeyeceğini düşünüyorum” dedi. Atanamayacağını bilmesine rağmen psikoloji okumak istediğini söyleyen başka bir genç ise “Ne hayal kurarsam o gerçekleşemeyecek, buna emimin. Aslında devlette çalışmayı ve yüksek lisans yapmayı çok istiyorum” diye konuştu.

    CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, yurttaşlara seslenmek için bugün Boyabat’a geldi. Kılıçdaroğlu’nun mitingine katılan yurttaşlar, ANKA Haber Ajansı’na konuştu. Kılıçdaroğlu için “Allah’ın izni ile bu sene kazanacak” diyen bir genç, şunları söyledi:

    “Ben, geleceğimi çok iyi düşünüyorum. Her şey için. Recep Tayyip Erdoğan başımızdan gitsin, yerine Kılıçdaroğlu gelecek. En iyi adam orada, bak bize bakıyor. 5 liraya aldığım kalem 100 lira olmuş. Ben, bir öğrenci olarak nasıl alayım? En kötü bir defter 40 lira. Bir çikolata olmuş 15-20 lira. Simit 75 kuruştu, şimdi olmuş 7-8 lira. Şimdi nasıl alalım bu simit ve meyve suyunu? Günlük harçlığımız 30 lira. Önceden aldığımız 2 liraydı, 1 liraydı. Şimdi 20 lira, 50 lira oldu.”

    “ALAMIYORUZ Kİ”

    Ayrımcılığın bitmesini ve fiyatların düşmesini isteyen yurttaş da şöyle konuştu:

    “Evimize et ve süt girsin. Karnımız doysun. Çok zor geçiniyoruz. Enflasyon çok yüksek. Düşünüyoruz pazardan ‘ne alalım, ne almayalım’ diye. Pirinç fiyatları 5 liraydı, şimdi 50 lira oldu. Alamıyoruz ki. Bir kilo alsan bir kere pişiriyorsun, başka pişiremiyorsun. Onun yerine kırık alıp yiyoruz. Kırık da pahalı. Pirincin eziyeti çok ama fiyatı da çok yüksek. Gübre, ilaç, mazot çok pahalı. Bu yüzden her şeye de zam geliyor. Biz, çok zor geçiniyoruz. Hele emekliler, daha zoruz. Aldığımız maaşlar yetmiyor. Pazara gitsek mi, gitmesek mi, düşünüyoruz. Aç da durulmuyor. Mecburen gitmek zorundasın. Önce marketleri, sonra pazarı geziyoruz, neresi uygunsa oradan alıp geliyoruz. Paramızın yettiği kadar. Yetmediğini haftaya bırakıyoruz.”

    “2 OĞLUM İŞSİZ”

    Kılıçdaroğlu’nu dürüst olduğu için desteklediğini söyleyen emekli yurttaş da oğulları ve kendisinin işsiz olduğunu belirterek şunları söyledi:

    “Benim iki oğlum var. 10 kere İŞKUR’a yazıldı. Bir kere, bana da onlara da çıkmadı. Neden? Kendi adamlarını alıyorlar. Belediyede olsun, neresi olursa olsun. Tayyip Erdoğan’ın kendisi de öyle. Hep kendi adamlarını koydu. Bize yok. Bak, iki çocuk işsiz. Biri 30, biri de 25 yaşında. Evim, arabam yok. Bir tek eşimin maaşı var. Onla da aldığım para neye yetecek?

    “ORMAN İŞİNE GİDİYORDUM”

    4-5 senedir ormana işe gidiyordum.  Hastalandım, kalpten anjiyo oldum. Oraya da gidemiyorum şimdi. Üzülüyorum, sinir hastası oldum. Kalp, tansiyon hastası oldum. Üzülmez misin sen? Hiçbir yerden yardım yok. İki çocuğum askere gitti. Kaymakamlığa gittim, dedim; ‘Benim iki çocuğum askerde. Benim hiçbir şeyim yok. Bir tek eşimin maaşı var’. ‘Senin eşin emekli’ dediler. Evim yok, arabam yok. ‘Yardım edin, çocuklar para istiyor’ dedim. Vermediler. Şikayetçi oldum. Ondan sonra 500 lira bankaya para yatırdılar.”

    “MAZOT BORÇ, GEÇİM BORÇ. EKEMİYORUZ”

    Köylü yurttaş da maliyetler nedeniyle zarar ettiklerini ve kendi ürettikleri ürünleri kendilerinin bile alamadığını söyleyerek şunları anlattı:

    “Mazot borç, geçim borç. Ekemiyoruz. Yok. İneklerimizi sattık. Yok. Geçinemiyoruz. Kılıçdaroğlu’ndan medet umuyoruz. Saman, yem para. Güç yetmiyor. İnşallah Kılıçdaroğlu gelir de devam ederiz yola.”

    İstanbul’dan Boyabat’a taşınmak zorunda kaldığını söyleyen emekli yurttaş da “İstanbul’dan geldim. Geçinemedim. Maaşımız az. Asgari ücret dahi alamıyoruz. Burada da aynı. Geçinemiyoruz. Hayat pahalı, her yerde pahalı. Etin kilosu 350 lira oldu. Alamıyoruz. Tavuk yiyemiyoruz. Tavuk da öyle” dedi.

    “BEYLERİMİZLE KAVGA EDİYORUZ”

    Mitinge torunu ile gelen ve bayramda torununa yeterli harçlık veremediğini belirten yurttaş, “Pahalılıktan hiçbir yere yaklaşamıyoruz. Emekli maaşımız yetmiyor. Torunum. 50’şer lira harçlık verdik bayramda. Dört tane torun. Emekli maaşı. Nedir bu pahalılık? Bir yere giremiyoruz, bir şey alamıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız duysun. Yetti artık. 23 yıl yeter. Yenisi gelsin. Sayın Cumhurbaşkanımızın sayesinde bitti yani. Nedir bu? Kavga ediyoruz beylerimizle, ‘Para veremiyorsun’ diye. Emekli maaşı neye yeter” diye konuştu.

    “ANNENİN ERKEK KARDEŞİNE DAYI DENİR”

    Torpile karşı döviz taşıyan genç de insanların artık dayı aramaması gerektiğini dile getirerek şunları söyledi:

    “Başkasına dayı diyerek belediyelere yerleşen insanların bizim kul hakkımıza girdiğini düşünüyorum. Annenin erkek kardeşine dayı denir. Başkasına torpil için dayı denmeyeceğini düşünüyorum. İnşallah bu düzen ve zaman değişir. 22 yaşındayım. Bir 22 sene daha yaşar mıyım bilmiyorum ama. Doğdum doğalı bu iktidar yönetiminden memnun değilim.”

    “EVLİLİK HAYALİ KURAMIYORUM”

    Başka bir genç, “Çocukların gönül rahatlığı ile yaşayamadığı bir dünyada yaşıyoruz. Artık bu düzenden kurtulmak istiyoruz. Hak, hukuk ve eşitlik istiyoruz. Evli değilim ve evlilik hayali kuramıyorum. İstanbul’da esnaftım, dükkanım battı, buraya geldim. Memlekete, annemin yanına yerleştim. Annemin yanında, koyun aldım ve koyunculuk yapıyoruz. Ama malum; yem, saman, mazot. Her şey pahalı olduğu için. İnşallah bu düzen değişecek” diye konuştu.

    “HAYAL KURSAM DA GERÇEKLEŞMEYECEK, EMİNİM”

    Atanamayacağını bildiği halde psikoloji okumak istediğini söyleyen genç de geleceğini göremediğini belirterek “Hiçbir şekilde göremiyorum. Özellikle baştaki devam ederse hiçbir şekilde göremiyorum. Şu anda yapacak hiçbir şey yok. Ne hayal kurarsam o gerçekleşemeyecek, buna emimin. Aslında devlette çalışmayı ve yüksek lisans yapmayı çok istiyorum. İnşallah nasip olursa. Zaten ailemin büyük çoğunluğu yurt dışında. Eğer kazanırsa VIP’ten yol gözüküyor bana” dedi.

  • Kılıçdaroğlu, evinin mutfağından seslendi

    Kılıçdaroğlu, evinin mutfağından seslendi

    Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ile birlikte evinin mutfağında çektiği videoyu, “Şampiyonlar ligi hazır” mesajıyla sosyal medya hesabında yayınladı. Kılıçdaroğlu, videoda, “Türkiye’ye hızlı nefes aldırıp bizi bu krizden çıkaracak ve sonrasında da kalıcı refahı sağlayacak ekipler hazır. Dünyada çok saygı gören, yurt dışında ve yurt içinde çalışan akademisyenlerimiz, deneyimli bürokratlarımız var o ekipte. Millet İttifakı’nın tüm paydaşlarından ekonomi alanında uzman isimler ki birkaç gün içerisinde bu şampiyonlar ligi kadrosunu da göreceksiniz” dedi. Babacan ise “Ekonomi yönetimi, kadro meselesidir. İyi yetişmiş, dürüst ve ehil kadrolarla ancak ülkenin ekonomik sorunları çözülebilir. Dolayısıyla bu kadroları da şimdiden çalışıyoruz, hazırlıyoruz. Pek yakında da peyderpey ekibimizdeki güzel, düzgün insanları tanıyacaksınız. Tanıdıkça da onları çok seveceksiniz” diye konuştu.

    CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, bugün evinin mutafında DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ile birlikte çektiği videoyu Twitter hesabında yayınladı. Kılıçdaroğlu, “Şampiyonlar ligi hazır” mesajıyla yayınladığı videoda şunları söyledi:

    “MİLLET İTTİFAKI İLE BİRLİKTE, DEVLETİN EKONOMİ KURUMLARINI DÜNYA ÖLÇEĞİNDE GÜVENİLİR HALE GETİRECEĞİZ”

    “Bugün mutfağımızda önemli bir konuğum var. Eşlerimiz salonda, biz de buraya sığındık. 15 Mayıs itibariyle birlikte çok önemli çalışmalara imza atacağımız Ali Bey ile çayımızı içiyoruz. Bari, fırsat bu fırsat, size de seslenelim dedik. Sayın Ali Babacan, yıllarca ekonomi yönetiminin başında yer almış, ekonomide akılcı bir politika benimsemiş, işinin ehli bir siyasetçi. Dünyanın güvendiği bir insan. Millet İttifakı ile birlikte, devletin ekonomi kurumlarını dünya ölçeğinde güvenilir hale getireceğiz. Mesleki liyakat, kurumlara geri dönecek. Finans çevrelerine gerçekçi bir biçimde güven vereceğiz. Bütçe disiplinini sağlarken vergide adaleti de sağlayacağız. Planlı ve temiz yatırımlarla, her alanda üretim hamleleri ile, yenilikçi teknolojilerle ülkemizi dünya ile rekabet eden bir ülke haline getireceğiz. Hatırlayın; önce ferah, sonra da refah dedik.

    “TÜRKİYE’YE HIZLI NEFES ALDIRIP BİZİ BU KRİZDEN ÇIKARACAK VE SONRASINDA DA KALICI REFAHI SAĞLAYACAK EKİPLER HAZIR”

    Türkiye’ye hızlı nefes aldırıp bizi bu krizden çıkaracak ve sonrasında da kalıcı refahı sağlayacak ekipler hazır. Dünyada çok saygı gören, yurt dışında ve yurt içinde çalışan akademisyenlerimiz, deneyimli bürokratlarımız var o ekipte. Millet İttifakı’nın tüm paydaşlarından ekonomi alanında uzman isimler ki birkaç gün içerisinde bu şampiyonlar ligi kadrosunu da göreceksiniz. Ne yapacağımızı biliyoruz. Görevi devralır almaz, önce halkımıza nefes aldıracak, güçlü çözümleri hayata geçireceğiz. Hayat pahalılığını, fiyat istikrarsızlığını ve bu yaşanan yıkıcı enflasyonist süreci sona erdireceğiz. İç ve dış kaynaklarını harekete geçirerek ekonomimize nefes aldıracağız. Ben, bunun için birçok ülkeye gittim. Bu ekibi söyleyince önümüzde tüm kapılar açıldı. Temiz sermaye, gideceği ülkede kadro ve liyakat görmek istiyor. Bu yüzden bilim, teknoloji ve yatırım merkezlerini ziyaret ettim. Dünyanın en büyük yatırım fonları ile çalışma toplantıları yaptım. Yüzlerce milyar liralık temiz yatırım sözleri aldım. Bu söz sadece Bay Kemal’e verilmedi ki her şey bir ekip işi. Ancak sadece bununla yetinmeyeceğiz, kalıcı refahı da Türkiye’ye getireceğiz.

    “TÜRKİYE’DE ÇAĞIN SANAYİ DEVRİMİNİN ALTYAPISINI KURACAĞIZ”

    Biliyorsunuz, projelerimizi size tahtamın önünden açıklıyorum. Türkiye’de çağın sanayi devriminin altyapısını kuracağız. Dijital teknoloji, yapay zeka, makine öğrenimi, finansal teknolojiler ve yeşil enerji konuşacağız. Bunu başaracağız ve bunu yapacağız. Bu ekiple başaracağız. Emin olun başaracağız.

    Ali Bey; sizin bilgi ve tecrübeniz, uzmanlığınız. Sanıyorum bize söyleyeceğiniz çok şeyiniz olacak. Sizi dinleyelim kısaca.”

    “HEP BİRLİKTE BU ÜLKEYİ ÇOK GÜZEL YARINLARA, ÇOK ÇALIŞARAK TAŞIYACAĞIZ”

    Babacan ise Kılıçdaroğlu’na teşekkür ederek şöyle konuştu:

    “Eşlerimiz içeride koyu sohbet yaparken biz de mutfakta sizlerle beraber olalım istedik. Sayın Kılıçdaroğlu, bizim ortak cumhurbaşkanı adayımız. Kendisi, dürüstlüğüyle ve devlet tecrübesi ile bütün milletimizin gönlünde ve kalbinde yer almış bir insan. İnşallah hep birlikte bu ülkeyi çok güzel yarınlara, çok çalışarak taşıyacağız.

    “NEREDEYSE BU YIL İÇİN 765 MİLYAR FAİZ ÖDEMEYİ PLANLIYOR ŞU ANKİ HÜKÜMET. BU PARA, TAM BİR MİLYON TANE KONUTU YAPIP BEDAVA VATANDAŞLARIMIZA VERMEYE YETECEK BÜYÜKLÜKTE BİR PARA”

    Ekonomi deyince en önemli kavram güven. Güven olmayınca asla ekonomide başarılı olmak mümkün değil. Güvenin olup olmadığını da en önemli, Hazine’nin faiz ödemeleri ile ölçeriz. ‘Bir ülkenin hazinesi çok büyük faiz ödüyorsa o ülkede artık güven ortamı sarsılmıştır. Bir ülkenin hazinesi daha az faiz ödemeye başladıysa o ülkede güven ortamı oluşmaktadır’ deriz. Geçtiğimiz yıl, baktığımızda, 311 milyar liralık faiz ödemesi oldu Türkiye Cumhuriyeti hazinesinin. Bu yılki bütçe için planlanan rakam da 560 milyar. Üzerine bir de 200 milyar kur farkı eklediğinizde neredeyse bu yıl için 765 milyar ödemeyi planlıyor şu anki hükümet. Bu para, tam bir milyon tane konutu yapıp bedava vatandaşlarımıza vermeye yetecek büyüklükte bir para. Bir milyon konuta yetecek bir faiz ödemesini geçen sene hükümet yaptı, bu sene de yapacağını bütçe ile beraber ilan etmiş oldu. Sadece rakamlar açısından bu örneği vermeyi önemli görüyorum.

    “PEK YAKINDA DA PEYDERPEY EKİBİMİZDEKİ GÜZEL, DÜZGÜN İNSANLARI TANIYACAKSINIZ”

    Tabii ekonomi deyince ‘önce insan’ diye başlamak lazım. Ekonominin en önemli amacı, insan onuruna yaraşır bir hayat sağlamaktır vatandaşlara. Bunun da temelinde adalet var; ehliyetli, liyakatli kadrolar ile çalışmak var ve istişare kültürü var. Adalet, sadece yargıda işlerin hızlı ve düzgün yürümesi değil. Adalet, aynı zamanda fırsat eşitliği. Eğitimde, işe girerkenki fırsat eşitliği. Ki biz işe girerken mülakatı kaldıracağımızı ilan ettik. O çok önemli bir aşama olacak. Yine, terfide fırsat eşitliği. Adalet olmadan asla ekonomide başarılı olmak mümkün değil. Yine ehliyetli, liyakatli kadrolarla çalışmak. ‘Bir tane kurtarıcı gelsin, bütün sorunları çözsün.’ Böyle bir şey yok. Ekonomi yönetimi, kadro meselesidir. İyi yetişmiş, dürüst ve ehil kadrolarla ancak ülkenin ekonomik sorunları çözülebilir. Dolayısıyla bu kadroları da şimdiden çalışıyoruz, hazırlıyoruz. Pek yakında da peyderpey ekibimizdeki güzel, düzgün insanları tanıyacaksınız. Tanıdıkça da onları çok seveceksiniz.

    “EKONOMİK VE SOSYAL KONSEY’İ UZUN SÜREDEN SONRA DERHAL TOPLAMA KARARI ALDIK”

    Üçüncü konu da bahsettiğim gibi istişare. İstişare olmadan mümkün değil. Sivil toplumla, meslek örgütleriyle sürekli iletişim halinde, sorunları anlayan, dinleyen ve önerilerle de beraber tekrar dönüp çözüm üreten bir yönetim ilkesine sahip olmamız gerekiyor. Zaten bunun içindir ki Ekonomik ve Sosyal Konsey’i uzun süreden sonra derhal toplama kararı aldık. Kısmet olursa hükümet kurulduktan sonraki ilk işlerden birisi, hemen Ekonomik ve Sosyal Konsey’i toplayıp sosyal taraflarla etkileşim içerisinde politikalarımızı neticelendirip uygulamaya başlamak. En önemli amaçlarımızdan bir tanesi de bu.

    “86 MİLYONLUK NÜFUSUMUZ, AVRUPA’NIN EN BÜYÜK VE EN GENÇ NÜFUSU, AB STANDARTLARINDA BİR HAYATI HAK EDİYOR”

    Tabii bütün bunlar için Türkiye’nin aslında çok önemli uzun vadeli bir hedefe ihtiyacı var. Bu hedef de AB standartları. AB’ye üye olalım ya da olmayalım, bu ayrı bir mesele. Ama bizim 86 milyonluk nüfusumuz, Avrupa’nın en büyük ve en genç nüfusu, AB standartlarında bir hayatı hak ediyor. AB standartlarına ulaşmak için de hukukun üstünlüğünde, demokraside, temel hak ve özgürlüklerde, ama hayatımızın her safhasında, şu giydiğimiz gömleğin kumaşının kalitesinden tutun da içtiğimiz suyun kalitesine kadar, vatandaşlarımızı AB standartlarında bir hayata, hayat şartlarına ulaştırmak. Bu, en önemli hedefimiz.

    “BİZ, 3 AY İÇERİSİNDE, AB İLE OLAN SEYAHATLERDE VİZENİN KALDIRILMASIYLA ALAKALI ÜZERİMİZE DÜŞENİ YAPARIZ”

    Aynı zamanda AB ile vizesiz seyahat… Bu konuda yapılacaklar aslında belli. Çok zor şeyler de değil. Biz, 3 ay içerisinde, AB ile olan seyahatlerde vizenin kaldırılmasıyla alakalı üzerimize düşeni yaparız. Türkiye olarak bunları tamamlayabiliriz. 3 ayda bu noktaya işi getiririz ki gençlerimiz Avrupa’yı görsünler. Avrupalılar, Türkiye’ye daha rahat gidip gelebilsinler. İletişim yoğunlaşsın, ekonomi çok daha yoğun bir etkileşim içerisine girsin ve Türkiye, bütün vatandaşlarımızın, Türkiye Cumhuriyeti pasaportunun kıymetli olduğu bir noktaya ulaşsın. Bütün bu yoğun çalışmada kuşkusuz çevreye çok dikkat edeceğiz. Ekonomik büyüme ve kalkınmada hızlı koşarken çevreye zarar verip nesiller arası adalete zarar getirecek bir tutum asla almayacağız.

    “SOSYAL DEVLET KAYGIMIZI HİÇBİR ZAMAN ELDEN BIRAKMAYACAĞIZ”

    Yine bütün bu süreçte sosyal politikalara çok önem vereceğiz. Sosyal devlet kaygımızı hiçbir zaman elden bırakmayacağız. Evet, koşacağız, yarışacağız, dünyada çok daha güçlü bir ekonomiye ulaşmanın mücadelesini vereceğiz ama bu yarışta sosyal devletin gereği ne varsa yerine getirip hiçbir vatandaşımızın belli bir gelir seviyesinin, belli bir geçim seviyesinin altına düşmesine de kesinlikle izin vermeyeceğiz.

    “KARA KIŞ ÇOK YAKINDA BİTECEK VE ÜLKEMİZ NİCE BAHARLARA DOĞRU EMİN BİR YOLCULUĞA ÇIKACAK”

    Türkiye, çok güçlü ve büyük bir ülke. Çok büyük potansiyeli var. Ama bu potansiyeli açığa çıkartmak, ancak iyi bir yönetimle, dürüst ve ehil kadrolarla mümkün. Biz, bunu biliyoruz. Zaten bu amaçla yola çıktık. Bu amaçla da vatandaşlarımızın desteğine talip olduk. İnşallah kara kış çok yakında bitecek ve ülkemiz nice baharlara doğru emin bir yolculuğa çıkacak.”

    Kılıçdaroğlu, videonun sonunda şunları söyledi:

    “BEN DE ÜLKEYİ RAYINA OTURTTUKTAN SONRA HUZURLA EMEKLİ OLACAĞIM VE BU EKİBİN BAŞARILARIYLA GURUR DUYACAĞIM”

    “Çok teşekkürler Sayın Genel Başkan’ım. Liyakatsizlerin ülkeyi getirdiği felaketten dolayı soğanı bile fiyatını sorarak alıyor halkımız. Biz; adaletsizliğe, kötü yönetime ve kutuplaştırmaya karşı birleşe birleşe kazanacağız. Cumhuriyet’imizin ikinci yüzyılında Türkiye’miz, bu şampiyonlar ligi kadrosuyla ışıl ışıl parlayacak. Ben de ülkeyi rayına oturttuktan sonra huzurla emekli olacağım ve bu ekibin başarılarıyla gurur duyacağım. Bu da benim en büyük arzum. İyi akşamlar.”