Etiket: kemal kılıçdaroğlu

  • “Sayın Kılıçdaroğlu, yemez ve yedirtmez”

    “Sayın Kılıçdaroğlu, yemez ve yedirtmez”

    Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Kayseri’de “CHP’nin Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu, bu vazifeyi en iyi şekilde yapabilecek olan bir insandır. Bazen soruyorlar, çok açık ve net ifade etmek istiyorum, ‘güveniyor musunuz?’ diye, ben Sayın Kılıçdaroğlu’na güveniyorum. Kendisiyle geçmişte birlikte mesai arkadaşlığı yapmış insanların bana söylediği iki husus var, birisi dürüsttür, yemez ve yedirtmez. Bu şu anda en çok ihtiyaç duyduğumuz özelliklerden birisi… Sayın Kılıçdaroğlu’na sahip çıkmanızı, onun Cumhurbaşkanı olabilmek için hem oy vermenizi hem de çevrenizdeki insanları ikna etmenizi bekliyorum. Eğer bu kadro iş başına gelirse 15 Mayıs’tan sonra Türkiye’nin çehresi değişecek. Yeni bir Türkiye kurulacak, nasıl bir Türkiye? Yaşanabilir bir Türkiye kurulacak” dedi.

    Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kayseri’de miting düzenledi. Mitinge; DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş da katıldı.

    Mitingde konuşan Karamollaoğlu, şunları söyledi:

    “Derdimiz bu ülkenin ihtiyaçlarını giderebilmek”

    “Kayseri, benim kendi şehrim sayılır. Aslen Sivaslıyım ama benim çocukluğum ilkokul 1’e kadar Develi’de geçti. Ben Kayseri Lisesi’nde 5 sene okudum. 1959 yılında da buradan aslında Kayseri Lisesi baya güzel bir liseydi. Biz 8-10 arkadaş teknik üniversiteye girebildik. Ben de girmiştim o zaman, daha sonra da yurtdışı imtihanlarını kazandığımız için yine 10-15 arkadaş yurt dışına gittik. Onun için Kayserili yarı yarıya olmak benim için büyük bir memnuniyet vesilesi, ne zaman gelsem kendi memleketime gelmiş gibi hissediyorum. Bunu da ifade ederek sözlerime başlamak isterim. Kayseri’de okuduğum için Kayseri’nin benim üzerimde hakkı var. Elbette onu yerine getirmek de bir görev. Şimdi bir vesile çıktı. Allah nasip ederse 15 gün sonra seçimler yapılacak zor bir dönemden geçtik. Sayın Cumhurbaşkanı 21 yıldır görevde bulunuyor. Aslında Anayasa izin vermemesine rağmen oluşturulan algı neticesinde ‘bir 5 yıl daha verin bana Türkiye’yi uçuracağım’ dedi. Tabi Türkiye’yi uçuracağını sadece şimdi söylemiyor. Geçmişte de söylemişti. Bazı yerlerde Türkiye belki uçtu ama konacak bir alan bulamıyor bir türlü… Muhterem arkadaşlarım biz yapılanları inkâr etmeyiz. Doğru, yollar yaptılar, yüksek binalar yaptılar, köprüler yaptılar ama şunu ifade edeyim ki, 1’e mal olacak işi 3’e, 5’e mal ettiler. Sırtımıza bir kambur yüklediler. Bunu da görmek mecburiyetindeyiz. Biz bu seçimlere giderken bazı konularda ittifak etmemiz gerektiğini gördük ve altı siyasi parti bir araya gelerek Millet İttifakı’nı oluşturduk. Derdimiz bu ülkenin ihtiyaçlarını giderebilmek, sıkıntılarının üstesinden gelebilmek, ülkemizi hakikaten dünya ülkeleri arasında en ileri noktaya taşıyabilmek. Burada bulunan kardeşlerimizin de bulunmayanların da, herkesin mesut olmasını temin edebilmek. Bizim ısrarla söylediğimiz birkaç nokta var. Biz memleketimizi yaşanabilir bir ülke haline getirmek istiyoruz. Herkes ama, bizim gibi düşünen, bizim gibi inanan insanlar da, bizim gibi düşünmeyen hatta bize hasmane tavır sergileyen insanlar da mesut olsun bu ülkede yaşamaktan istiyorum. Bu bizim hedefimiz, eğer biz bunu sağlarsak kendi tabirimizle yeniden büyük Türkiye doğar, geçmişte dünyaya nizam veren, hakkı üstün tutan bir anlayışla hakikaten mazlumların yanında olan bir Türkiye oluşur ve bu oluşum yeni bir dünyanın kurulmasına vesile olur. Dışarıdan gelecek bir tehlike karşısında endişe duymayız.

    “Adalet mülkün temelidir”

    Elbette bizim bu adımları atarken gözetmemiz icap eden ilk konu, ahlaki ve manevi değerlere sahip çıkmak, bunun başında da adaleti tesis etmek gerekir. Adalet olmadan bir ülkede huzur olmaz. Barış olmaz, insanlar kendilerini emniyette hissedemezler. Onun için adalet mülkün temelidir. Biz bir araya geldiğimiz zaman, elbette önce bir Cumhurbaşkanı seçilecek. Dedik ki, bu konuda Allah razı olsun ömrünü farklı kesimlerde bu millete hizmetle geçirmiş, sonunda CHP’nin Genel Başkanı olmuş Sayın Kılıçdaroğlu, bu vazifeyi en iyi şekilde yapabilecek olan bir insandır. Bazen soruyorlar, çok açık ve net ifade etmek istiyorum, ‘güveniyor musunuz?’ diye, ben Sayın Kılıçdaroğlu’na güveniyorum. Kendisiyle geçmişte birlikte mesai arkadaşlığı yapmış insanların bana söylediği iki husus var, birisi dürüsttür, yemez ve yedirtmez. Bu şu anda en çok ihtiyaç duyduğumuz özelliklerden birisi Cumhurbaşkanı için söylüyorum, herkes için geçerli… İki, bir meseleyi üstlenirse onu başarıyla tamamlamak için bütün gücünü sarfeder, ortaya koyar. Bizim istediğimiz ne? Derdimiz çok, problemlerimiz çok, biz bu problemlerin halli için önce Cumhurbaşkanı’nın tavrına bakarız. Bundan dolayıdır ki benim kendisine bir güvenim var amma bende en çok etki bırakan özellik, kendisinin siyasi hayata atıldıktan sonra bir noktada bir tavır sergiledi. Dedi ki, ‘geçmişte birçok şeyler olmuştur, bizler de insanız, hata yapmış olabiliriz gelin helalleşelim’ dedi. Bakın bu o kadar önemli bir tavır ki, helalleşmeye bile yanaşmadı bugünkü iktidar, helalleşmeye bile… Bizim yuh çekmeye ihtiyacımız yok ama helalleşme mefhumu önemlidir. Helalleşmek istemek, ‘ben evet geçmişte hata yapmış olabilirim, gelin oturalım, yanlışlarımızı ortaya koyalım, bundan vazgeçelim, biz de yapsak, siz de yapsanız fark etmez’ bu bendeki güven duygusunu pekiştirdi. Bundan dolayı da kendisiyle de görüştüm. Erbakan hocamızı anma toplantılarına davet ettim. Daha sonra bir Kudüs mitingi yaptık, oraya da çağırdık. Her toplantıda yapmış olduğu konuşmalar, verdiği mesaj hakikaten gönlümüze taht kurdurdu. Bu seçimlerde de siz Kayserili kardeşlerimizden Sayın Kılıçdaroğlu’na sahip çıkmanızı onun Cumhurbaşkanı olabilmek için hem oy vermenizi hem de çevrenizdeki insanları ikna etmenizi bekliyorum. Bu önemli bir iş, elbette onun arkasından biz siyasi partiler olarak da bir araya geldik. Müştereken CHP sıralarında adaylarımızı gösterdik. Mahmut bey de bizim İl Başkanı’mızdı eskiden, Genel Başkan Yardımcımız şu anda adayımız, elbette biz onlara da destek vermenizi, Kayseri’de en güçlü neticeyi bizim almamızı arzu ediyoruz. Bunu sadece bizim arkadaşlarımız Milletvekili olsun, sadece Sayın Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı olsun diye değil, samimi olarak inanıyorum ki eğer bu kadro iş başına gelirse 15 Mayıs’tan sonra Türkiye’nin çehresi değişecek. Yeni bir Türkiye kurulacak, nasıl bir Türkiye? Yaşanabilir bir Türkiye kurulacak.

    Her yerde adalet gözetilecek, biz harama el uzatmayız. Kimsenin malına göz dikmeyiz, hiçbir zaman yetim malı yemeyiz. İsraf yapmayız, bir yerde bir kişiye görev verilecekse mutlaka ehlini ararız, işi ehline veririz. Bakın ben size bazı konuları ifade ediyorum. Bir iş adamının bile başarılı olabilmesi bu söylediğim prensipleri uygulamasıyla mümkündür, başka türlü mümkün olmaz. Özellikle devlet yönetiminde bu sözler çok büyük önem taşır. Sadece söz, adil olalım. Sanki basit bir şeymiş gibi, adil olmak bugünkü iktidar bir türlü anlayamadı. 21 sene geçti adaleti bazen dillerine alıyorlar ama ne olduğunu bilmiyorlar maalesef… Biz adaleti Allah nasip ederse 15 Mayıs’tan sonra tesis edeceğiz. Kimse haksızlığa uğramak endişesini taşımayacak. Elbette bunlar tek başına yetmez bunlar devletin yönetimin temelini oluşturmak için dile getirilir, uygulanır. Onun arkasından da bu ülkeyi ayağa kaldırabilmek için topyekun bir seferberliğe ihtiyaç var. Bizim şu anda problemlerimizi sıralamaya kalksak, saya saya bitmiyor. Evet yolumuz var da işsiz insanımız iş bulamıyor. Milyonlarca işsiz insanımız var. Bir kısmı bu işsiz dediğimiz insanlardan bir kısmı devletten bir miktar yardım aldığı için sanki işi varmış kabul ediliyor. İş bulmak için müracaat ettiğinde yardım kesiliyor. Onun için de iş bulmak için müracaat etmiyor. Ne kadar var böyle insanlar? Emin olun 10 milyon, 15 milyon civarında geçimini sağlayamayan, küçük yardımlarla hayatını idame ettirmeye çalışan mağdur olan insanlar var. Biz bu insanların Allah nasip ederse tamamına iş vermek mecburiyetindeyiz.

    Nasıl olacak bu iş? Biz kalkınmada büyük bir hamle yapacağız. Üretime dönük yatırımları sadece İstanbul, Kocaeli, Bursa, İzmir, Batı Anadolu’ya yığmayacağız. 81 vilayet bu yatırımlardan pay alacak. Kayseri bunların merkezinde, Kayseri’nin özelliği var. Kayserili işini bilir. Kendisine bir iş tebliğ edilirse onun üstesinden gelir, zekâsı var, pratik ticari anlayışı var ama maalesef Kayserili kardeşlerimizin bu vasıflarını bugünkü iktidar değerlendiremiyor. Son zamanlarda Kayserili güç kaybetti. Sanayileşme sırasında eskiden en ön saflarda yer alırdı şimdi gerilere düştü. İstihdam azaldı, yeni yatırım yapılmaz hale geldi. Biz buna rıza gösteremeyiz. Bugün Kayseri’nin en gözde tesislerinden bir tanesi TAKSAN… TAKSAN’ın temeli ne zaman atılmıştı? Erbakan hoca tarafından 30-40 sene önce… O zaman, ‘bu fabrikalar çalışmaz’ dediler. Sonra ne oldu? Bütün takım tezgâhları fabrikalarını getirdi Kayseri’ye topladılar. İlk başlangıçta uygun olmayan bir özelleştirme yapıldı ama onun arkasından bugün TAKSAN Türkiye’nin en gözde tesislerinden biri haline geldi. Binlerce insanımız çalışıyor. Dünyanın her tarafına ihracat yapıyor. Bu ne gösteriyor? Marifet iltifata tabidir. Siz eğer becerikli olan insanlara imkanları verir, tahsis ederseniz devrim mahiyetinde iş yaparlar. Kayserilinin bu becerisi var.

    15 Mayıs’tan sonra birdenbire bir patlamayla karşılaşacağız inşallah sizler de memnun olacaksınız, biz de vesile olduğumuz için memnun olacağız. Bunlar yeter mi? Hayır. İşsizlik önemli bir meseledir ama çalışan insanın aldığı ücret de önemlidir. Bugün öyle bir noktaya düştük ki çalışan insanlar hep açlık sınırında bir maaşa mahkûm ediliyor. Bunu benim aklım almıyor. Açlık sınırı, toplu sözleşmeye otururken sendikalara da bazen kızıyorum. Açlık sınırında müzakere, bir insanın karnı doyarsa yeter, diğer geçimi? elektrik parasını, faturayı, gazı, çocuğunun masraflarını kim karşılayacak? ‘O beni ilgilendirmez’ diyor devlet. Yok arkadaşım biz buna razı değiliz. Bizde yoksulluk sınırı denen bir sınır var. Biz bunu söylediğimiz zaman garipseyenler de var ama açlık sınırı ile yoksulluk sınırı arasında üç misli fark var. Zaten ben rakamları karıştırdım takip edemiyorum. Açlık sınırı bir ara 3 bin 500’dü, sonra 4 bin oldu, sonra 6 bin oldu, 7 bin, 9 bin, 10 bin… Şimdi karıştırdım 11 bin mi, 12 bin mi bilmiyorum ben ama bu seviyelere çıktı. Yoksulluk sınırı dediğin ne? Yoksulluk sınırı da ister istemez 30 binleri geçti. Kaç kişi var 30 bin lira maaş alan aranızda? 30 bin değil, 15, 10 bini bulan bile zor. Olur mu böyle bir mantık? Emeklinin haline bak, bütün ömrünü harcamış, emeklilik hakkını kazanmış ama emekli olduktan sonra karnını doyurmakta, çocuğunu okutmakta zorlanıyor. Biz buna rıza gösteremeyiz. Bunların hepsi değişecek. Bu değişiklik o kadar zor değil. Kime neyi vereceğinize siz karar vereceksiniz. Bu iktidar devam ederse 3, 5 tane müteahhit deveyi hamutuyla yutuyorlar tabiri caizse, biz de diyoruz ki, ‘yok 85 milyon insan var bu ülkede’ biz 85 milyonun hakkını gözetmekle mükellefiz.”

  • “Cambridge Analytica’cılık oynamak kapasitenizi aşar”

    “Cambridge Analytica’cılık oynamak kapasitenizi aşar”

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bu gece Twitter hesabında; seçimlere ilişkin bir açıklama yaptı. Kılıçdaroğlu’nun paylaşımı şöyle:

    “Cambridge Analytica’cılık  oynamak sizin kapasitenizi aşar çocuklar”

    “Son 10 güne 2 gün kaldı. Ben son uyarımı yapayım. Fahrettin Altun, Serhat ve ekip arkadaşları Çağatay ile Evren; anlaşmaya çalıştığınız dark web dünyası, sizi yabancı istihbaratın eline düşürür. Cambridge Analytica’cılık oynamak sizin kapasitenizi aşar çocuklar. Son uyarımdır!”

  • “Esnaf Bakanlığı kuracağız”

    “Esnaf Bakanlığı kuracağız”

    CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaorğlu, Zonguldak’ta konuştu.

    Seçim mesajlarına devam eden Kılıçdaroğlu, Suriye tezkeresine neden “hayır” dediğini açıkladı. Kılıçdaroğlu, “Terör örgütleriyle mücadele için yabancı askerleri Türkiye’yi davet etme hakkı vardı. Kendi ülkemde hiçbir zaman yabancı asker postalı istemiyorum.” dedi.

    Öte yandan köy okullarını ve 100 bin öğretmen atamasını gerçekleştireceğini de duyuran Kılıçdaroğlu, bayramlarda emekliye 15 bin lira yatıracaklarını ifade etti.

    Kılıçdaroğlu’nun satırbaşları şöyle:

    Bütün köy okullarını açacağız ve 100 bin öğretmen ataması yapacağız.

    Milyar dolarları dışarıya öde. Bu düzeni ters düz edeceğiz. Eskiden burası çalışanların üretenlerin başkentiydi. Emekli de geçinemiyor. 2015’te bu yana Ramazan ve Kurban Bayramı’nda bir asgari ücret verin dedim. Önce parayı nereden bulacaksın dediler. Sonra biner lira verdiler. Sözüm söz. Emekliye Kurban ve Ramazan Bayramlarında 15 bin lira parasını görecek. Bay Kemal sözünden dönmez.

    “DEVLET PARTİ DEĞİLDİR”

    Devasa bir bütçemiz var. Herkese para var emekliye gelince nereden bulacaksın. 27,5 yılımı devlete harcadım. Bütçe nasıl yapılır gayet iyi bilirim. Onlar sanıyor ki Bay Kemal devleti bilmez. Devlet parti değildir. Devleti parti devletine dönüştürdüler.

    Her şeyi adalet üzerine inşa etmeyi düşünüyorum. 3 milyon 600 bin Suriyelimiz var. En geç 2 yıl içinde bütün Suriyelileri kendi ülkelerine yollacağız.

    Bu milletin ahlakına erdemine güveniyorum. Artık bir değişime ihtiyaç var. 22 yıldır yeter. Memleketi ne hale getirdiler. Bir kuru soğana ihtiyaç hale getirdiler. Mutfaklarda yangın var. Çocuk beslenme çantası olmadan okula gidicek. Suyunu, sütünü içicek ve tok karınla evine dönecek.

    “YATIRIM YAPACAĞIZ”

    O paraları bunun için getireceğim. Yatırım yapacağız. Para 5’li çetelere gidiyor. Sen 5’li çeteler için çalışırsın ben halk için çalışırım.

    “ESNAF BAKANLIĞI KURACAĞIZ”

    Emekliye yeteri kadar para vermiyorlar, işçi de kalmadı batan kim esnaf. Esnaf da terk etti. Esnaf kardeşi de unutmasın 5 bin işçi çalıştığında sende kazanacaksın. Esnafları da sahipsiz bırakmayacağız. Esnaf Bakanlığı da kuracağız.

    Bize milliyetçilik dersi verenlerin gerçek milliyetçi olması lazım. Sinan Ateş cinayetini gayet iyi takip ediyor bu kardeşiniz. Dosyayı kapatmayacağım.

    Bir Suriye tezkeresi vardı. Terör örgütleriyle mücadele için yabancı askerleri Türkiye’yi davet etme hakkı vardı. Kendi ülkemde hiçbir zaman yabancı asker postalı istemiyorum. Bay Kemal buna evet der mi? Her şey çok güzel olacak.

    85 milyonu barıştıracağım. Dünyanın en güzel ülkesinde huzur ve barış içinde yaşacağız. Gönlüm, yüreğim sizlerle beraberdir.

     

  • “Herkesin huzur içinde gezdiği bir ülke inşa edeceğiz”

    “Herkesin huzur içinde gezdiği bir ülke inşa edeceğiz”

    CHP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen mitingde kendisini dinleyen vatandaşlara seslendi. Kılıçdaroğlu, Kayseri’nin sıkıntılarını bildiğini söyleyerek, “İşçinin emekçinin, esnafın iktidarını istiyor musunuz? Garibin, gurabanın iktidarını istiyor musunuz? O zaman çalışacağız. Son ana kadar çalışacağız. Vatandaşlarımızı ikna edeceğiz. Kayseri son yıllarda kan kaybetti, kişi başı gelir düşmeye başladı. Çok sayıda insan fakirliğe sevk edildi. Bunu beraber değiştirmek zorundayız. Kayseri’yi bölgenin en güçlü illerinden biri haline getirmek zorundayız. Kayseri Anadolu’nun kilit isimlerinden biri. Her gelen hızlı tren sözü veriyor. 22 yıldır yapamadılar. O hızlı tren buraya gelecek. Bay Kemal söz verirse, sözünden dönmez. Kayseri’yi demir yolunu Mersin’e İskenduran’a bağlayacağız. Dolayısıyla Türkiye üreten değil, aynı zamanda dünyayla rekabet eden bir ülke haline gelecek. Her üniversiteleri bilgi üreten bir Türkiye. Teknoloji de önemli adımlar atan bir Türkiye” diye konuştu.

    “Atatürk Havaalanı’nı uzay araştırmaları merkezi yapacağız dedim, kıyamet koptu”

    Kılıçdaroğlu, “Atatürk Havaalanını uzay araştırmaları merkezi yapacağız dedim, kıyamet koptu. Yapacağız. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün hayallerini gerçekleştireceğiz. Hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği bir Türkiye inşa edeceğiz. 5’li çetelerin at koşturduğu bir Türkiye değil, herkesin caddelerde huzur içinde gezdiği bir ülke inşa edeceğiz. Soygunculara hizmet eden bir devlet anlayışından vatandaşına hizmet eden bir devlet haline getireceğiz, bu ülkeye baharı, kardeşliği getireceğim. Bu ülkeye huzuru getireceğim. Hiç kimseyi kimliğinden inancından dolayı sorgulanmadığı bir ülke inşa edeceğim, göreceksiniz. 458 milyar doları getireceğim, halkın cebine koyacağım diyorum. ‘Getiremezsiniz’ diyorlar. Getireceğim, onu da göreceksiniz. Her şeyi biliyorum. Hangi bankalara para yatırdıklarını biliyorum. Son kuruşuna kadar getireceğim. 2015 yılından bu yana asgari ücret kadar ikramiye ödeyin dedim. Elin oğluna var da emekçiye neden yok? Bulacaksın. Bütçede para var. Ben de ısrar ettim vermeye başladılar. Seçim yaklaştı, biraz yükselttiler. Şimdi de asgari ücret kadar vereceksiniz dedim. Sizlerin oylarıyla iktidar olduğumuzda emeklilerimiz bankaya gidecek ve 15 bin TL para yattığını göreceksin. 5’li çetelere para var, yandaşa para var, emekçiye gelince para yok. 5’li çetelerden alacağım, emekçiye vereceğim. Adalet sadece mahkeme salonunda olmaz, her alanda olur. Emekçiye açlık sınırının altına veriyorsan orada adalet yok demektir” ifadelerini kullandı.

    “Beni Cumhurbaşkanı seçtiğinizde çok rahat bir şekilde eleştirebileceksiniz”

    Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu, “Dersime iyi çalıştım. Kayseri’de ilk kez sandığa gidip oy verecek kişi sayısı 88 bin 29 kişi. Gençler sandığa gidecek oy kullanacak. Türkiye genelinde 5 milyon 300 genç sandığa gidecek ve ‘Türkiye’de otoriter bir rejim vardı, biz demokratik yollarla gönderdik, yerine demokrasiye inan bir kişiyi getirdik diyecekler. Beni Cumhurbaşkanı seçtiğinizde çok rahat bir şekilde eleştirebileceksiniz. Bundan çekinmeyeceğiz. Eleştiri kadar değerli bir şey yoktur. Siyasetçi bundan ders çıkarmalıdır. Demokrasi budur. Demokrasi hoşgörü rejimidir. 5’li çeteler dedim ya, hedef aldığım bir kitle de var; uyuşturucu baronları. Onların da kökünü kazıyacağım. Size sözüm var, evlatlarımızı zehirleyen uyuşturucu baronlarının tamamını göndereceğim. Yapacağımız çok iş var. Sınırlarımız yol geçen hanına döndü. Sınır namussa nasıl yolgeçen hanına dönüyor? 3 milyon 600 bin Suriyeli kardeşimiz var, onları en geç 2 yıl içerisinde memleketlerine yollayacağız. Bay Kemal söz verdiyse tutar. Suriye ile barışacağız ve onlara imkan sağlayacağız. Bunların tamamını gerçekleştireceğiz” şeklinde konuştu.

    “Bir çocuk açsa Bay Kemal de açtır” diyen Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

    “Şimdi komut yapıyorlar. Bu konutları sırtı kalınlara yapıyorlar. Bay Kemal sırtı kalınlarla yan yana değildir. Çocuk açsa Bay Kemal de açtır. Kışın ortasında yoksul ailenin elektriği, doğal gazı kesilir mi? Bunların tamamını düzelteceğim. Hiç kimse yoksulluğu dolayısıyla teşhir edilmemelidir. İnsanın onuru vardır, bunun korunması lazımdır. O yoksulsa o ayıp ona değil, devlete aittir. Devleti yönetenlerin adaletle devleti yönetmelerini istiyoruz. Bay Kemal için her türlü iftira atılır. Kul hakkı yemedim, kul hakkı yemeyeceğim. Siyasete girdiğimde bütün mal varlığımı açıkladım. Siyaset zenginleşme aracı değil, halka hizmet etme aracıdır. Onların neler yaptığını biliyorum. Bu milletten çalınanın tamamını getireceğim. Sinan Ateş’in de Gaffar Okan’ın da hakkını sonuna kadar arayacağım. Tamamının faillerini getirip, kulaklarından tutup mahkemeye getireceğim.

    Milliyetçilik herkesin iş, aş sahibi olmasını sağlamaktır. Milliyetçilik 85 milyonun onuruyla yaşamaktır. Suriye’de 34 askerimiz şehit edildi. Vuran Rusya idi. Bu ülkenin Cumhurbaşkanı Putin’in ayağına gitti. Özür dilenecekse onların dilemesi lazım. Putin kapıda bekletti, bütün dünyaya gösterdi. Benim ağırıma gider. Siyasi rakibim ama ağırıma gider. Türkiye’yi temsil eden kişi bu devleti bu pozisyona düşürmez. Bay Kemal buna izin vermez. Biz hiç kimsenin önünde diz çökmeyiz. Tank palet fabrikasını alacağım, ordumuza vereceğim. Katar’a sattılar, onu alacağım ve ordumuza vereceğim. GATA, askeri hastaneler tamamını kapattılar. Dünyada hastanesi olmayan tek ordu bizim ordumuz. Askeri hastanenin açık olması lazım. O hastanelerin tamamını açacağız. Her şey çok güzel olacak. İnanın her şey çok güzel olacak. İnanın bu ülke ahlakı erdemi getireceğiz. Siz onurla, gururla hizmet edeceğim. Hiç kimsenin yüzünü yere eğdirmeyeceğim. Söz Bay Kemal’in sözü. Hepsini yapacağım.”

  • “Milliyetçi dediğin önce üretir, yabancıya el açmaz”

    “Milliyetçi dediğin önce üretir, yabancıya el açmaz”

    Milli İrade Caddesi’nde düzenlenen mitingde ilk olarak kürsüye çıkan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş iktidara tepki göstererek, “Karalamak, kötülemek, iftira nefret dili, ayrıştırmak, bu nefret dilini ve siyasete uzanan bu kötülükleri kaldıracağız. Biz bu filmi 2019 senesinde gördük. Her seçim yaptıkları gibi sürekli ayrıştırmak, sürekli kötülemek” ifadelerini kullandı.
    Yavaş, “Seçildiğimiz akşam Sayın Cumhurbaşkanı’nın balkona çıkıp ey Türkiye; Bugün bin 400 civarında belediyemizi seçtik. Herkes kendi görüşüne göre, farklı partilerden belediye başkanlarını seçti. Bundan sonra bugün seçim bitmiştir. Hep beraber devlet, hükümet ve belediyeler olarak bizleri seçen, bizlere oy veren 50 milyon civarındaki seçmene hizmet edeceğiz. Sayın Cumhurbaşkanı 94 yılında belediye başkanı olduğunda meclis üyeleri onun da yetersizdi. Ama kendisine meclis üyeleri, İstanbul halkının menfaatleri doğrultusunda destek oldular. Biz ne olduk? Koparıldık maalesef, bu muameleyi görmeye başladık. 1 milyar lira da ayrıca Çevre Bakanlığından alacağımız var. İstanbul Otobüs kredisi bulmuş, imzalanmıyor Mersin ve İzmir’in metro kredilerini imzalanmıyor. Yani oy vermeyen cezalandırılıyor. Böyle bir mantık var. Peki sonuç ne oldu? Biz Dünya belediye başkanları, başkent belediye başkanı seçildik” dedi.

    Nevşehir mitinginde konuşan Kılıçdaroğlu da, “Emin olun bu ülkeye baharı mutlaka ama mutlaka getireceğiz. O güzel baharı getireceğiz Bir çocuk açsa seksen beş milyonumuz aç demektir. Bir çocuğumuz eğer karanlıkta kaldıysa elektrik parasını ödeyemediği için seksen beş milyonumuz karanlıkta kalmış demektir. Borcu olduğu için doğal gaz parasını ödemediği için, doğal gazı kesiliyor ve soğukta kalıyorsa aslında 85 milyonumuz soğukta kalıyoruz demektir. Kavga etmeyeceğiz. Beraber olacağız birlikte olacağız, kucaklaşacağız. Türkiye’ye yeni bir ufuk getireceğiz. Ufku getireceğiz. Bay Kemal sözünden dönmez” şeklinde konuştu.
    Türkiye’nin en büyük sorunlarından irisinin kırsalların boşaldığının altını çizen Kılıçdaroğlu, “Kırsal boşalıyor, köyler boşalıyor. Köylerde doğru dürüst üretim yapılamıyor ve sorun çok ciddi. Gençler de köylerden ayrılıyorlar. Onlar da üretim zincirlerinden kopuyorlar O nedenle yapmamız gereken bir şey var. Çiftçiyi, toprağa küstürmeyeceksin. Üreticiyi küstürmeyeceksin. Onlar ekecekler, onları üretecekler, onlar kazanacaklar. Ve 85 milyonun karnı doyacak. Biz bugün her şeyi dışarıdan alıyoruz. Buğdayı dışarıdan alıyoruz. Samanı dışarıdan alıyoruz. Canlı hayvanı dışarıdan alıyoruz. Eti dışarıdan alıyoruz. Yulafı dışarıdan alıyoruz. Mısırı dışarıdan alıyoruz. Şekeri dışarıdan alıyoruz. Her şeyi dışarıdan alıyoruz. Neden? Koskoca Türkiye zengin bir Türkiye. Topraklarımız var, suyumuz var, güneşimiz var, çalışkan insanlarımız var. Neden dışarıdan alıyoruz? Hangi gerekçeyle dışarıdan alıyoruz? Milliyetçilik dediğin, önce üretir, yabancıya el avuç açmaz. Zenginleşen bir Türkiye, sözü dinlenen bir Türkiye, asıl arzumuz bu. Üreteceğiz. Bakın pandemi şunu gösterdi. Arabanız olmayabilir. Eviniz olmayabilir. Koltuğunuz olmayabilir. Buzdolabınız olmayabilir. Ama günde bir sefer, iki sefer yemek yemek zorundasınız. Kim üretecek? Çiftçi üretecek, elin oğlu üretiyor, biz tüketiyoruz. Onlar kazanıyor, biz kaybediyoruz. Bu mudur milliyetçilik? Biz kazanacağız ve dünyaya meydan okuyacağız” şeklinde konuştu.

    Gençlerin ve kırsalda çalışanların SGP’sini devletin ödeyeceğini söyleyen Kılıçdaroğlu, “Kırsalda çalışan bütün kadınların ve bütün gençlerin sosyal güvenlik primini devlet ödeyecek. Çalış, üret kardeşim, kazan kardeşim. Milletin karnını doyur. Sana söz veriyorum, senin sosyal güvenlik primini ben ödeyeceğim. Emekli olacaksın sen. Emeklilik hakkını kazanacaksın sen. Bunu yapmak zorundayız. Topraklarımız var, tütünümüzü yok ettiler. Bereketli topraklarımız var, üzümümüzü yok ettiler. Böyle bir şey olur mu? Her şey dışarıdan gelecek. Dışarıya dolar ödeyeceksin. Bizim dolarımız değil Türk liramız var. Adı üstünde, Türk lirası, Türk Lirası’nı pula çevirdiler. Bir de ortalıkta geziyorlar. Biz milliyetçiyiz diye” ifadelerini kullandı.
    Artan ev fiyatları üzerinden de iktidara yüklenen Kılıçdaroğlu, “Nevşehir’de son üç yılda daire fiyatları yüzde 450 artmış. Bazen diyorlar ki gençler neden umutsuz? Gençler neden geleceğini göremiyor? Bakın benim kuşağıma. Biz babalarımızdan daha iyi bir eğitim aldık. Onlardan daha iyi bir yaşam standardı sağladık. Bizim çocuklarımız, bizim evlatlarımız bizden daha iyi eğitim aldılar. Ama bizden daha düşük bir gelire mahkûm ediliyorlar. Bizim gençlerimiz diyor ki: üniversiteyi bitirdik. Annem, babam fedakârlık yaptı. Şimdi iş arıyorum, işim yok. Zor bela asgari ücretle bir iş bulsam ne araba, ne ev alabilirim ömür boyu diyor. O zaman ben burada niye kalayım? Eğer ben yurt dışına gidersem evde alırım, araba da alırım, bütün bunların hepsini karşılarım diyor. O zaman gençler benim size sözüm var. Bu ülkede kalacaksınız. Bu ülkede üreteceksiniz. Bu ülkede kazanacaksınız. Bu ülkeyi büyüteceksiniz. Bu ülkeyi zenginleştireceksiniz” dedi.

    Kılıçdaroğlu, “Cumhurbaşkanı olmasın diye başta beşli çeteler, uyuşturucu baronları, bir sürü adam tutuyorlar, bir sürü iftira atıyorlar. Ne yaparsanız yapın burnunuzdan fitil fitil getireceğiz. Uyuşturucu baronları kalkacak bizim gencecik çocuklarımızı zehirleyecek. Ve efendiler de bunları dikkate almayacak. Uyuşturucu barolarını hapishanelerden serbest bırakacak. Uyuşturucu baronları Türkiye’ye gelecek. Türkiye’de hesap verecek. Uyuşturucu baronlarının da burnundan getireceğim. Bu milleti soyan, o milleti soyan, dolarla, avroyla paraları alan, aldıkları paraları, Londra’ya, Fransa’ya Amerika’ya götüren çok iyi bilsinler. Bay Kemal Türkiye’den kaçırılan her kuruşun hangi bankada olduğunu, kaç lira olduğunu biliyor ve tamamını getirerek bu millete verecek” dedi.
    “Kul hakkı yemedim, yedirmeyeceğim” diyen Kılıçdaroğlu, Süleyman Şah üzerinden de eleştirilerine devam etti. Kılıçdaroğlu, “Şimdi bize arada bir milliyetçilik dersi veriyorlar. Ya siz kim milliyetçilik kim. Allah aşkına söyler misiniz bana? Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez kendi topraklarımızı terk ettik. Süleyman Şah Türbesi’ni kaçırmadılar mı bunlar. Bayrağımızı indirmediler mi? Süleyman Şah Türbesini başka bir yere getirmediler mi? Süleyman Şah Türbesini tekrar yerine götüreceğim. Gençler onu, beraber götüreceğiz. Bayrağımızı beraber götüreceğiz. Vatan toprağına Süleyman Şah Türbesi’ni götüreceğiz. Bayrağımızı dalgalandıracağız ve bütün dünya selam duracak. Buna inanın, bunu yapacağız” dedi.

  • Muharrem İnce, Kılıçdaroğlu’na yüklendi

    Muharrem İnce, Kılıçdaroğlu’na yüklendi

    Memleket Partisi Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Adayı Muharrem İnce, bir dizi ziyaretler için Karabük’e geldi. Kemal Güneş Caddesi’ndeki parti binası önünde çoğunluğunu gençlerin oluşturduğu topluluğa konuşan İnce, “Dört cumhurbaşkanı adayı var. Dördünden birine oy vereceksiniz. Ben sizin yerinizde olsam şöyle yaparım. Bir FETÖ kimi destekliyor? FETÖ birini destekliyorsa ben onu desteklemem. İki PKK kimi destekliyor? Kimi destekliyorsa ben onu desteklemem. Hizbullah kimi destekliyor, o kimi destekliyorsa ben onu desteklemem” dedi.

    Cumhurbaşkanlığı seçimleri üzerinden 6’lı masaya yüklenen İnce, “Cumhurbaşkanı adaylarının içinde, onların içinde bagajı dolu olan var mı? Vaatleri var mı? Milleti ikna etmek için yedi tane cumhurbaşkanı adayına rüşvet vermiş mi? Yardımcı ol demiş mi? Muharrem İnce’nin hiç kimseyle bir pazarlığı yok. Ne terör örgütleriyle, ne marjinal gruplarla, hiç kimseyle bir pazarlığım yok. Hiçbir partiyle, Hiçbir cumhurbaşkanı yardımcısı adayıyla, hiç kimseyle pazarlık yapmadım” diye konuştu.
    Eski AK Partili Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu ile ittifak yapan Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu’na da yüklenen İnce, şunları söyledi:
    “Erdoğan gitmeli de Kılıçdaroğlu niye gelmemeli? O da Erdoğan’ın eskilerine güveniyor. Ya onların zaten hayrı olsaydı Erdoğan’ın yanında hayrı olurdu. 2001’den 2019’a kadar 18 sene Babacan yanında Davutoğlu yanında. 18 sene beraber olmuşlar. Özelleştirmeler yapılırken Babacan orada bakan. Yargı FETÖ’ye teslim edilirken, Babacan orada bakan. Referandumlarda tek adam anayasaları çıkarılırken, Erdoğan’ın yanında Babacan, bakan, Davutoğlu bakan. Bu memleketi beraber batırmışlar. Şimdi Kılıçdaroğlu Erdoğan’ın eskilerini almış, onlarla memleketi kurtaracakmış. Hadi be oradan.”

    “FETÖ’cülerle, Taraf gazetesi yazarlarıyla ne işim olur”

    CHP’de 40 sene hizmet ettiğini belirten İnce, “CHP listelerinde 77 kişi var. ‘Gelecek’li, ‘Saadet’li, ‘Deva’lı 77 kişi. Çankaya’da kim var biliyor musunuz? Sadullah Ergin var. Sadullah Ergin Çankaya’da. Atatürk’ün Çankaya’sında. Kim bu? Yargıyı FETÖ’ye teslim eden Adalet Bakanı. Yuh! İzmir birinci sıraya koydukları kim biliyor musunuz? ‘Kemalizm ırkçılıktır’ diyen Taraf gazetesinin yazarını. Yuh ki ne yuh! Muharrem İnce neden gittin diye soruyorlar? İşte bu yüzden gittim. Benim FETÖ’cülerle, Taraf gazetesi yazarlarıyla bunlarla ne işim olur benim” ifadelerini kullandı.

    “İHA ve SİHA’lar konusunda Türkiye iyi işler yaptı”

    “Bizim muhalefet anlayışımız başkaları gibi değil” diyen İnce, “Türkiye Azerbaycan’a yardım etti. Erdoğan’a dedim ki az yaptın. Ben olsaydım daha çok yapardım. Destekliyorum. Türkiye’nin Libya’da olmasını destekliyorum. Mavi Vatan’ı destekliyorum. İHA’lar SİHA’lar konusunda Türkiye iyi işler yaptı. Erdoğan’ın damadıymış, umurumda değil, destekliyorum. Destekliyorum. Ama Erdoğan Suriyeliler konusunda yanlış, Suriyeliler konusunda Erdoğan’ı desteklemiyorum” şeklinde konuştu.
    Konuşmanın ardından gençlerle caddede yürüyen İnce, bol bol fotoğraf çektirdi.

  • Devlet Bahçeli, Kemal Kılıçdaroğlu’nu eleştirdi

    Devlet Bahçeli, Kemal Kılıçdaroğlu’nu eleştirdi

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ‘açık hava toplantıları’ çerçevesinde Kastamonu’da vatandaşlara seslendi. Kastamonu il merkezindeki Cumhuriyet Meydanı’nda konuşan Bahçeli, Türkiye’nin 2018 yılından beri çok sayıda afetle mücadele ettiğini belirterek, hiçbir felakete boyun eğmediklerini belirterek, “Ülkemizin zora girmesine bıyık altı gülenlere, bu suretle ganimet avcılığına heves edenlere fırsat vermedik. Siyasi, ekonomik ve toplumsal kriz yolu gözleyenleri bu çerçevede ayin yapanları hayal kırıklığına uğrattık. Bilhassa 11 Ağustos 2021 tarihinden itibaren Bartın, Sinop ve Kastamonu’nun da bulunduğu Batı Karadeniz’de aşırı yağışlar hayatın olağan akışını çok olumsuz etkilemiş, 100’e yakın vatandaşımız da hayatını kaybetmişti. Kastamonu’nun bazı ilçelerinde sel ve su taşkınlarının acıklı ve ağır sonuçları görülmüştü. Elbette son asrın en büyük felaketlerinden birisini de 6 Şubat 2023 tarihinde milletçe yaşadık. Pazarcık ve Elbistan merkezli ikiz depremde 50 bin 500 kardeşimiz ebediyete intikal etti, 110 bine yakın kardeşimiz de yaralandı. Hakikaten ülkemiz çetin imtihanlardan geçti. Ancak, hiçbir felakete teslim olmadık, hepsinin yaralarını el birliği ile sardık, sarıyoruz. Buna da devam edeceğiz. Yıkılanın yerine de çok daha sağlamını yapacağız, yananın yerine çok daha güzelini dikeceğiz. Eksilenin yerine daha iyisini koyacağız. Allah’ın izniyle de tarihi yolculuğumuzu kararlılıkla sürdüreceğiz.

    Deprem, yangın, hastalık, sel ve su taşkınlarında hayatlarını kaybetmiş kardeşlerimize Cenab-ı Allah’tan rahmet diliyorum. İnanıyorum k, Cumhuriyetin yeni yüzyılında güçlü ve muktedir devleti hep birlikte ihya edeceğiz. Devletin gücü, milletin feraseti ile her engeli birlikte aşacağız. Bugüne istikrar, yarına huzur diyerek hep birlikte başaracağız. Milli birlik ve kardeşlikle hep birlikte yaşayacağız. Yeni hayatı yeni Türkiye’de hep birlikte kuracağız. Bizim anlayışımızda önce ülkem ve milletim, sonra partim ve ben ilkesi ile devlet ve milletiyle, her şeyden önce Türkiye kavrayışı hakimdir. 6 Şubat 2023 Pazarcık ve Elbistan merkezli depremlerin üzerinden 2 ay 18 gün geçmiştir. Bu süre zarfında dünyada çok nadir görülecek bir seferberlik ruhuyla felaketin derin izleri hızla silinmiştir. Depreme dayanıklı konutların temelleri atılmış, 319 bini 1 yılda bitirilmek üzere, 650 bin güvenli konut yapılarak hak sahibi depremzede kardeşlerimize teslimi planlanmıştır. Deprem bölgesinde ilk etapta 105 binden fazla konutun yapım süresi de başlamıştır. Bu tablo büyük bir diriliş hamlesidir. Bu gelişme Türk milletinin, Türkiye Cumhuriyetinin müstesna gücüne işarettir. İmanın olduğu yerde imkan da vardır ve ortadır. İmkansız diye bir şey yoktur. Hayatını kaybetmiş kardeşlerimizi geri getiremesek de onların hatıralarına saygı duymamız, geride bıraktıkları yakınlarını ve ailelerini kutlu bir emanet gibi görüp, onların acil ihtiyaçlarını karşılamamız mümkün ve mukattardır” dedi.

    “14 Mayıs’tan sonra eser ve hizmet siyaseti kesintiye uğramamalıdır”

    14 Mayıs seçimlerinde hizmetlerin kesintiye uğratılmaması gerektiğini kaydeden Bahçeli, “Cumhur İttifakı’nın özü sağlamdır, sözü senettir, duruşu yerli ve millidir. Biz başkalarına benzemeyiz, başkaları gibi yerimizde saymayız, boşa sallayıp dolu tutmanın peşinden hiç koşmayız. Yaptık mı adam gibi yapar, millerimiz ne söylerse onu söyler, onu savunuruz. Çünkü, tarafımız Türkiye’dir, tarafımız mazlum gönüllerdir. Geçtiğimiz Cumartesi günü inşası projelendirilen 143 bin köy evinden bir kısmının tamamlanmasına Sayın Cumhurbaşkanımız ile birlikte memnuniyet ile şahit olduk. Gaziantep’in Nurdağı ilçesinde yapımı biten köy evlerinin teslim töreninde umut dolu geleceğimizin aydınlığını gördük. Sözümüz sözdür, hiçbir insanımızı açıkta bırakmayacağız. Bugüne kadar her vaadimizi yaptığımız gibi, her sözümüzü tuttuk. Hiçbir insanımıza sırt çevirmedik, bundan sonra da çevirmeyeceğiz. Türkiye’nin önü açıktır, istikbal Türk milletinindir. 14 Mayıs’tan sonra eser ve hizmet siyaseti kesintiye uğramamalıdır. Ülkemiz bir yol kazasına mahkum olmamalıdır. Yazılan dış menşeyli karanlık senaryoda figüranlığa talip olan zillet partilerine Kastamonu’dan çığ gibi bir tepki gelmelidir. Şu sorularıma okkalı bir cevap veriniz. Sel ve su taşkınlarını istismar edenleri, 14 Mayıs’ta şaşkına çevirecek misiniz, depremden siyasi rant düşü kuranlara haddini bildirecek misiniz, ‘nerede bu devlet’ diye maksadi ve marazi soru soranlara dünyanın kaç bucak olduğunu öğretecek misiniz” diye konuştu.

    “Tek eksik fiili işgalin olmamasıdır. Kılıçdaroğlu bu alçak göreve taliptir, etnik ve mezhep kışkırtıcılığına soyunmuştur”

    Kılıçdaroğlu’nu eleştirerek konuşmalarını sürdüren Devlet Bahçeli,“Bugün istenen başımız değil midir, bugün istenen boynumuz değil midir, bugün istenen hayatımız, milletimiz ve devletimiz değil midir” sorusunu sorarak konuşmasını sürdüren Bahçeli, “Bozgunculuk bugün de vardır, bölücülük bugün de misliyle tedavüldedir. Hatta dünkü gaflet, dünkü delalet, dünkü ihanet bir fazlasıyla bugüne yansımıştır. Tek eksik fiili işgalin olmamasıdır. Kılıçdaroğlu bu alçak göreve taliptir, etnik ve mezhep çatışmacılığına soyunmuştur. Zira sonunun yaklaştığını anlamış, düştüğü denizden provakasyon yılanına sarılmıştır. İç barış ve huzur ortamını tahrip etmeyi can simidi olarak görmüştür. Terörist Demirtaş’ı, Soroscu Kavala’yı serbest bırakacağını küstahça açıklamıştır. PKK ile müzakere ve mütareke Kılıçdaroğlu’nun gündemindedir. HDP’nin kayyum partisi Yeşil Sol Parti Kılıçdaroğlu ile yan yanadır. Diyanet İşleri Başkanlığını kaldıracağını, terörle mücadeleyi durduracağını, Türk askerini Irak ve Suriye’den çekeceğini açıklayan içişgal cephesi Kılıçdaroğlu ile emel ve eylem birlikteliği içerisindedir. Zillet ittifakı İHA’lardan, SİHA’lardan, diğer yerli ve milli savunma ürünlerinden rahatsızdır. Diyorlar ki ’14 Mayıs’tan sonra ABD’yi memnun edeceğiz, Rusya’ya da NATO üyesi olduğunu hatırlatacağız. S400 hava sisteminin tehlikelerini bertaraf edeceğiz.’ Yani egemenlik haklarımızı, devletin onurunu ayağa düşüreceklerini vaat ediyorlar. Temiz para bulduk yalanıyla aldatıyorlar. Meğer uyuşturucu tacirlerinden tutun da tefecilere kadar düşüp kalkmadıkları mihrap kalmamış. Ortada ne para var, ne de parayı aklından geçiren. Hep yalan, tam yalan, sürekli yalan. Olay budur Ne kadar histerik tip varsa, ne kadar güvenlik tehdidi ve kanun kaçağı zihniyet görülüyorsa CHP’nin, İYİ Parti’nin ve diğerlerinin dibindedir” ifadelerini kullandı.

    “Cumhur, onuruna ne kadar düşkün olduğunu 14 Mayıs’ta gösterecektir”

    “14 Mayıs Türkiye’mizin bir kırılma ve kavşak noktasıdır diyerek sözlerini sürdüren Bahçeli sözlerini şu şekilde sürdürdü:
    “Sizler vereceğiniz oylarla Türk ve Türkiye Yüzyılının sayfalarını açacaksınız. Sizler vereceğiniz her oyla istikrar ve istiklalimizi parlak bir istikbale taşıyacaksınız. Tekrar soruyorum, vereceğiniz evet cevabınızın dosta güven, düşmana da korku salmasını istiyorum. 14 Mayıs 2023 tarihinde yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği Genel Seçimlerine hazır mısınız demokrasi ve vatandaşlık görevinizi bihakkın yerine getirmek için sandığa gidecek misiniz, sandığın başında doğruya doğru, yanlışa yanlış diyecek misiniz, milli haysiyetimize, milli huzurumuza, milli haklarımıza, ezcümle milli varlığımıza destek verecek misiniz? Bunları yaparken, önünüze gelen oy pusulasına bakıp, elinize aldığınız mührü bir yanda Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a, diğer yanda da Milliyetçi Hareket Partisi’ne vuracak mısınız? Biz Kastamonu’yu çok seviyoruz. Biz Kastamonu’dan her zaman razıyız. Şayet Kastamonulular da bizden razıysa, bu sefer tamam diyorlarsa, bu defa önümüzü açıyorlarsa, milletvekili adaylarımızı TBMM’ne göndermeleri artık kaçınılmaz hale gelecektir, nitekim sizlerden yegâne dileğim de budur. Cumhur, onuruna ne kadar düşkün olduğunu 14 Mayıs’ta gösterecektir.”

    “Türkiye’yle hesabı olan kim varsa CHP’ye yoldaş, İYİ Parti’ye yandaştır”

    Millet İttifakı’na eleştirilerde bulunan Bahçeli, Milli Mücadele’nin mükafatı olan Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü yıl dönümü cumhurun zaferiyle perçinlenecektir. Diyorum ki, devlet ve milletiyle, her şeyden önce Türkiye. Ne yapacaksak birlikte yapacağız. Neyi başaracaksak el ele vererek başaracağız. Emperyalizme esir düşmüş siyasetçiler bir masaya oturmuşlar ve karşımıza geçmişlerdir. Bunlar kimliğini kaybetmişler. Bunlar kökünden kopmuşlar. Bu yüzden zelil olup batmışlar, zillet olup çakılmışlar. Türkiye’yle hesabı olan kim varsa CHP’ye yoldaş, İYİ Parti’ye yandaştır. Terör örgütlerine bakınız, hepsi birden zillet ittifakının kanlı paydaşıdır. Yeminli Türkiye düşmanları zillet ittifakıyla sırdaştır. Hiç abartısız ifade etmek gerekirse, tehlike büyük, tehdit yakındır. Türkiye Cumhuriyeti’ne pusu kuranların eşkâli bellidir. Medeniyet ve milletler mücadelesinde kaybetmemizi planlayanların alayı bilinmektedir. Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu bayraksızların umududur.Bu zat Türkiye’yi içeriden teslim almak için görevlendirilen yabancı komiseridir.PKK, Kılıçdaroğlu’nun destekçisidir. FETÖ, Kılıçdaroğlu’nun can beraberidir. Kapitülasyon özlemi çekenler, İMF yolu gözleyenler, küresel soygun çeteleri, faizciler, rantçılar, karanlık lobiler, Türk ve İslam muhalifleri Kılıçdaroğlu’nu kafese almışlar, kuklaya dönüştürmüşlerdir. 7+2 formatlı masa kumar masasıdır. Bunu bizzat İYİ Parti’nin başkanı itiraf etmiştir. Sonra dönüp masadan strateji gereği kalktıklarını söylemişlerdir. Neymiş, kazanamayacak adaylarını kazandırmak için bir oyun oynamışlar. Bunlar kumpasçı, bunlar düzenci, bunlar dümenci, bunlar dubaracı, bunlar güvensizdir ve bu zillet ittifakına Türkiye emanet edilemeyecektir. 12 ay 21 günde yaptıkları 13 toplantının sonunda buldukları aday ise kumar masasının icazetli ve rehinli adayıdır” diye konuştu.

    “Yazıklar olsun diyorum, korsan ve kanunsuz mitingler yapan belediye başkanlarını oy veren vatandaşlarımıza havale ediyorum”

    İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu da eleştiren Bahçeli, “19 Nisan 2023 tarihinde İstanbul’u yüz üstü bırakarak Kastamonu’ya gelen ve burada bir konuşma yapan Ekrem İmamoğlu 14 Mayıs’ta bir rejim değişikliği olacağını iddia etmiş. Dünyanın en büyük Türk kentine ihanet eden şahıs rejim nedir, sistem nedir daha bunu bilmeden, bilse de asıl anlamından saptırarak korkunç bir bühtana tevessül etmiştir. Yazıklar olsun diyorum, korsan ve kanunsuz mitingler yapan belediye başkanlarını oy veren vatandaşlarımıza havale ediyor, bunların ahlaken koltuklarından düştüklerini buradan açıklıyorum. Türkiye Cumhuriyeti milli, demokratik, sosyal ve üniter bir hukuk devletidir. Rejimin adı 29 Ekim 1923 tarihinde konulmuştur. Türkiye’nin yönetim yapısı da 9 Temmuz 2018’den itibaren resmen uygulanmaya başlanan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’dir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, Cumhuriyet’in 100’üncü yılıyla yeni yüzyılın muktedir ve muzaffer dönemleri arasında sapasağlam köprüdür. Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme geçmek isteyen zillet ittifakı, istikrarsızlığa, koalisyonlara, siyasi kutuplaşmalara, kesintisiz kavga ve kargaşa dönemlerine pişkince geri dönmeyi hedeflemektedir. Fakat Kastamonu buna izin vermeyecektir. Türk milleti zemzem diye servis edilen bu zehri içmeyecektir. Geleceğin parlak sayfaları Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’yle yazılacaktır. Lider Ülke Türkiye, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’yle tecelli edecektir” diye konuştu.

  • Osmangazi CHP’den Hürriyet’e Seçim Ofisi

    Osmangazi CHP’den Hürriyet’e Seçim Ofisi

    CHP Osmangazi İlçe Başkanlığı’nın Hürriyet Mahallesi’nde kurduğu seçim ofisinin açılışı coşkulu anlara sahne oldu. CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun miting için 6 Mayıs’ta Bursa’ya geleceği de bu toplantıda açıklandı. Osmangazi İlçe Başkanı Metin Yılmaz açılışta yaptığı konuşmasında, “Onlar bizi bölmek, kamplaştırmak, ayrıştırmak istiyor, biz ise 6 parti kucaklaştık, bir araya geldik, sadece Osmangazi’yi, sadece Bursa’yı değil, Türkiye’yi kucaklaşmaya, birlik olmaya, bütünleşmeye çaba harcıyoruz” dedi.


    CHP Bursa İl Başkanı Turgut Özkan’ın da katıldığı seçim ofisi açılışında CHP Bursa milletvekili adayları İsmet Karaca, Alpaslan Yıldız, Tamer Dede, Serkan Öztürk, Özgür Yıldız, Mehmet Önder, CHP PM Üyesi Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu, İl Kadın Kolları Başkanı Aysel Okumuş ve Nilüfer İlçe Başkanı Fırat Yılmaz katılanları selamladı.


    Çok sayıda partilinin yanı sıra Hürriyet, Adalet, İstiklal, Yeni Karaman ve Soğukkuyu mahallelerinde oturanların da katıldığı açılıştaki konuşmasında Millet İttifakı’nın bu seçimi, kadın ve gençlerin desteğiyle kazanacağının altını çizen CHP Osmangazi İlçe Başkanı Metin Yılmaz, “21 yıldır üstümüze çökmüş, Türkiye’nin tüm kaynaklarını sömürmüş bir iktidar var. Türkiye’nin geleceğini çalan bir iktidar var. Kadınlar, gençler, çiftçi ve esnaf için bu seçimi birlikte kazanacağız” diye konuştu


    Yılmaz sözlerini şöyle tamamladı:

    “Hangi gençle konuşsak yarınımı Türkiye’de hayal edemiyorum diyor. Her gün bir kadın öldürülüyor Türkiye’de. Kadınlar şiddete uğrarken karşımızdaki ittifak 6284 sayılı kanunu kaldırılmasını vaat ediyor. İstiyorlar ki kadınlar sussun, kadınlar konuşmasın, kadınlar yok olsun istiyorlar… Biz Millet İttifakı olarak geçmişte farklı görüşleri olan partilerle bugün bir araya geldik. Hem Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nu Cumhurbaşkanı yapmak hem de meclis çoğunluğunu millet ittifakına kazandırmak için bugün buradan başlıyoruz.”

  • Kemal Kılıçdaroğlu 6 Mayıs’ta Bursa’da

    Kemal Kılıçdaroğlu 6 Mayıs’ta Bursa’da

    Line Tv’de yayınlanan Seçim Özel programına konuk olan, Bursa CHP İl Başkanı Turgut Özkan özel açıklamarda bulundu.

    Başkan Özkan: “Öngörülemeyen bir şey olmadığı taktirde, 6 Mayıs’ta Genel Başkanımız Kemal kılıçdaroğlu’nun Bursa’ya gelmesi program dahilinde kesinleşti. ” ifadelerinde bulundu.

     

  • “Ortadoğu Barış ve İşbirliği Teşkilatı kuracağız”

    “Ortadoğu Barış ve İşbirliği Teşkilatı kuracağız”

    Cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Biz hakkın ve haklının yanında duracaksak elbette ki Filistin ve Filistin davasının yanında durmak zorundayız. Aksi halde biz, bize öğretilen inancı reddetmiş oluruz.” dedi.

    Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Kılıçdaroğlu ve Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Saadet Partisi’nin düzenlediği “Geleneksel İslam Ülkeleri Büyükelçileri İftarı”na katıldı.

    “Kavga ve çekişmeden bir şey çıkmadı”

    Burada yaptığı konuşmada, Karamollaoğlu ile beraber Türk siyasetinde yeni bir anlayışı egemen kılmaya çalıştıklarını ifade eden Kılıçdaroğlu, beraber olmanın güzelliklerini toplumun her kesimine anlatmanın, topluma büyük fayda sağlayacağına inandıklarını dile getirdi.

    Kılıçdaroğlu, “Kavgadan ve çekişmeden bir şey çıkmadı. Ama beraber olduğumuz zaman ülkenin güzelliklerini toplumun her kesimine aktarabiliriz. Ne benim ne Temel Bey’in özel bir arzusu yok. Eğer bir arzu varsa bu, ülkenin huzur içinde yoluna devam etmesidir.” diye konuştu.

    Türkiye’de bir deprem felaketi yaşandığını, açılan yaraların giderilmeye çalışıldığını belirten Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:”Bu millete bir sözümüz var. Dükkanı, evi, ahırı yıkılan, herkesin ama herkesin evini, dükkanını, ahırını yeniden depreme dayanıklı olarak yapacağız. O insanlar, bir kuruş para ödemeden sosyal devletin koruması altında kendi evlerinde, dükkanlarında, ahırlarında en azından hayvanları besleyebilecek, dükkanda alışverişini yapabilecek, evinde de rahat oturabilecek. Helalleşmenin asıl bu noktada gerçekleşeceğine inanıyorum. Ölenleri geri getiremeyiz ama o binaların yapılması için 42 kişi imza attı, 13 belge düzenlendi. Hepsi kamu görevlisiydi.”Kendilerine konutların, dükkanların yeniden yapılıp hak sahiplerine teslim edilmesi görevi düştüğünü dile getiren Kılıçdaroğlu, ölenlerin geri getirilemeyeceğini, ancak sosyal devlet olarak üstlerine düşen yükümlülükleri yapacaklarını kaydetti.

    “Bilime ve teknolojiye çok önem vermeliyiz”

    “İslam ülkelerinde neden acı ve gözyaşı var?” diye soran Kılıçdaroğlu, bu soruyu aklı baliğ olan herkesin kendi vicdanında sorgulaması gerektiğini vurguladı.

    Kemal Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “İslam dünyasının İslamiyet’ten hemen sonra gerçekleştirdiği bilimdeki olağanüstü gelişmeler, Orta Çağ’da Rönesans’ın başlamasına yol açtı. Bilimde ve teknolojide bu kadar ileri adımlar atan İslam dünyası, 21. yüzyılda neden geride? Bunu hepimizin sorgulaması lazım. Kaldı ki yüce Yaradan, Kur’an-ı Kerim’de diyor ki ‘Aklınızı kullanmıyor musunuz? Aklı kullanmanın yolu aslında yüce Yaradan’ın mucizelerini keşfetmektir. Bize sunduğu nimetleri keşfetmektir. Bilim ve teknolojinin özünde de bu yatıyor zaten. Bilim ve teknolojide ilerleyen ülkeler, diğer ülkelere rahatlıkla kendi kültürlerini de götürebilmektedirler. Biz bilime ve teknolojiye, üniversitelere çok fazla önem vermek zorundayız.

    Alimin ölümü alemin ölümü gibiyse… Sevgili Peygamberimiz bir alimin ölümünü, bir kainatın ölümüne bağlıyorsa bilime, İslam dünyasına ne kadar önem verdiğini gösteriyor. ‘İlim Çin’de bile olsa gidin öğrenin’ diyorsa Sevgili Peygamberimiz, bilimin ne kadar önemli olduğunu bize söylüyor. ‘Alimin mürekkebi, şehidin kanından daha üstündür’ deniyorsa bilimin ve alimin kaleminin ne kadar değerli olduğunu bize anlatıyorlar. Soru şu; biz niye buradan koptuk? Adaleti de kendi ülkemize ve bütün İslam dünyasına getirmek zorundayız.”

    “Filistin davasının yanında durmak zorundayız”

    Filistin’de yıllardır devam eden bir dram ve hakları yenen insanlar olduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, “O zaman eğer biz hakkın ve haklının yanında duracaksak elbette ki Filistin ve Filistin davasının yanında durmak zorundayız. Aksi halde biz, bize öğretilen inancı reddetmiş oluruz. Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytansa, haksızlık karşısında susmayacağız. Bir yerde haksızlık varsa ona karşı çıkacağız. Bu benim yakınım, akrabam veya hiç tanımadığım birisi de olabilir. Dolayısıyla hakkı, hukuku ve adaleti İslamiyet bize zaten öğretiyor.” değerlendirmesinde bulundu.

    Dünyada herkesin adalet istediğini ifade eden Kılıçdaroğlu, İslam tarihinin, İslamiyet’in çıkış noktasının ve kaynaklarının, çocuklara iyi öğretilmesi durumunda bilimin, teknolojinin, insanlığın ve adaletin de öğretilebileceğini belirtti.

    “Ortadoğu’nun kaderi neden hep kan ve gözyaşı”

    Bilgiden, bilimden geriye doğru gidince adaletten de geriye doğru gidildiğini ve toplumda çürüme süreci başladığını dile getiren Kılıçdaroğlu, şu görüşleri paylaştı:

    “Biz bir arada birlikte bu ülkenin huzuru, İslam dünyasının huzuru için çalışmak zorundayız. Bir hedefimiz var Ortadoğu için. Ortadoğu’nun kaderi hep acı, hep kan, hep gözyaşı oldu. Neden? Yer altında büyük bir zenginlik var ama o zenginlik, ülkeler için felakete dönüşebiliyor. Bunu bir şekliyle çözmek gerekiyor. Barışı egemen kıldığınız, toplumsal dayanışmayı güçlü kıldığınız zaman pek çok sorunu çözebilirsiniz. Ortadoğu Barış ve İşbirliği Teşkilatı kurmaya karar verdik. Türkiye, İran, Irak ve Suriye. Niçin bir araya gelmiyoruz? Ortadoğu’da olanlar karşısında neden birbirimize farklı bakıyoruz? Pekala sorun çözülebilir, bir araya gelebiliriz. Burada insanların acılarını en azından gidermek konusunda özel çabalar harcayabiliriz. Bunların hepsini bir şekliyle yapabiliriz.”

    “Şikayetten değil sorunları çözmekten yanayım”

    Kılıçdaroğlu, ramazan ayının, vicdanen sorgulama yapılması gereken bir ay olduğuna dikkati çekti.

    “İslam dünyası şikayet eder. Ben şikayetten yana değilim, sorunları çözmekten yanayım” diyen Kılıçdaroğlu, sorunların akılla, bilgiyle, birikimle çözülebileceğine işaret etti. Sorunları çözen bir toplumun daha hızlı ve daha güçlü ilerlediğini belirten Kılıçdaroğlu, “Çünkü akılcı politikalarla sorun çözülebilir. Ön yargılarla sorunlar çözülmez. Aynı şeyi yapıp farklı sonuçlar beklemek mümkün değil. Dolayısıyla aklımızı kullanarak, pek çok sorunu akılcı politikalarla çözebiliriz.” dedi.

    Saadet Partisi Genel Başkanı Karamollaoğlu da İslam alemiyle ilişkileri güçlendireceklerini, yeryüzünde hakkın ve adaletin hakim olacağı, birlikte çalışma zamanının mutlaka geleceğini vurguladı.