Etiket: kemal kılıçdaroğlu

  • Kılıçdaroğlu’ndan Kızılay’a tepki

    Kılıçdaroğlu’ndan Kızılay’a tepki

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda konuştu.

    Kızılay’ın Ahbap Derneğine çadır satması, tartışmaları da beraberinde getirdi.

    Kızılay, KDV ve nakliye ücretiyle birlikte yurt dışı bir kuruluş için ürettiği logosuz 2 bin 50 çadırı tanesi 22 bin liradan Ahbap Derneğine sattığını doğruladı.

    Kızılay’ın çadır satışına sert tepki gösteren CHP lideri Kılıçdaroğlu, Kızılay yetkililerine seslendi, ”Deponuzda kaç çadır varsa getirin hepsini alacağız.” ifadesini kullandı.

    CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun gündeminde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Sarsıntıların yıkıcı etkisi, olumsuz hava nedeniyle ilk birkaç gün Adıyaman’da arzu ettiğimiz etkinlikte çalışma yürütemedik. Bunun için helallik istiyorum.” açıklaması da vardı.

    CHP lideri, ”Halkına kastetmenin helalliği olmaz. Kastettiniz siz bilerek yaptınız. 50 bine yakın yurttaşımızın ölümüne neden oldunuz. İnsanların ölümünü beklediler. Kimin helalliğini istiyorsun sen?” ifadesini kullandı.

    Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından satır başları şöyle:

    ”AFAD’ın ve Kızılay’ın çalışanlarına, yöneticileri değil bu iki kurumun bütün personeline yürekten teşekkür ederim. Çadır ihtiyacı hala var.

    Bir felaket gününde nasıl olur da Cumhuriyet ile yaşıt olan bir kurum olan Kızılay çadır satar, çadır siyaseti yapar? Kızılay yetkililerine sesleniyorum deponuzda kaç çadır varsa getirin hepsini alacağız ve deprem bölgesine göndereceğiz. Bu kurumun geldiği hale bakın.

    Devletin kolonlarına kestiler. Bu iktidar devletin temel kolonlarını kesti. Liyakat dediğimiz kavram devlet için önemlidir.

    Efendim iki günde bir şey yapmadık helallik istiyorum. Halkına kastetmenin helalliği olmaz. Kastettiniz siz bilerek yaptınız siz. AFAD’ın raporları olmasaydı bilmiyorduk diyeceksin. Deprem araştırma raporları olmasaydı bilmiyordunuz diyecektiniz. Biliyorsunuz. 50 bine yakın yurttaşımızın ölümüne neden oldunuz. İnsanların ölümünü beklediler. Kimin helalliğini istiyorsun sen? Donarak hayatını kaybeden vatandaştan neyin helalliğini isteyeceksin?

    Bazı düzenlemelerin yapılması gerekiyor 11 madde halinde bunu sayacağım:

    1-Müteahhitliğin bir kriteri olmalı.

    2-Müteahhitler için mesleki sorumluluk sigortası getireceğiz.

    3-Yapı denetim elemanları için mesleki yeterlilik belgesi getireceğiz.

    4-Bu bağlamda yapılacak bütün yeni yapıların bir kimliği olacak.

    5-Yapı kimlik belgesinin tapuya kaydı yapılacak.

    6-Kamuya hizmet veren okullar AVM’lerde deprem güvenliği sertifikası olacak.

    7-Kızılay, AFAD yeniden yapılandırılacak.

    8-Merkezi ve yerel yönetimlerle iş birliği objektif kurallara bağlanacak. Enkazın altında vatandaş bekliyor ben gideceğim sen gidemezsin diyor.

    9-Deprem dolayısıyla özel ihtisas mahkemelerinin kurulması lazım.

    10-TSK afet sırasında neler yapacak bu konuda protokol hazırlanacak.

    11-Toplanma alanları da asla imara açılmayacak.

    Devlette yeni bir paradigma değişikliğine ihtiyaç duyuyoruz. Devleti yönetemiyorlar devletin nasıl yönetilmesi gerektiğini bütün dünyaya anlatmak istiyoruz.Vadesi seçimlere kadar olan bir iktidar ile karşı karşıyayız. Hala enkaz altında kalanlar var. 50 bine yakın insan hayatını kaybetti ‘Ben bu işin sorumlusuyum.’ diye bir kişi istifa etmedi. Kesilen kolonları yeniden inşa edeceğiz.

    Bir daha deprem felaketi ile karşılaşırsak bir kişinin burnu kanamasın diye 11 maddeyi sıraladım. Kentte evi iş yeri yıkılmış yıkılacak olan tüm hak sahiplerine bankalardan aldıkları kredilerin ana paralarını sileceğiz. Yeni konut veya iş yeri yapımında hiçbir bedel alınmayacak.

    Yıkılan konutları onaylayanların yargılanması ve maliyetlerin onlardan alınması lazım. Mahkemeye vereceğiz onları evleri yıkılanların haklarını arayacağız. Kırsalda evi ve çiftliği olanlar da bankalardan Tarım Kredi’den aldıkları kredilerin kendileri ve faizleri silinecek.”

  • CHP’den Kılıçdaroğlu’na tam yetki

    CHP’den Kılıçdaroğlu’na tam yetki

    CHP, olağanüstü grup toplantısında, cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda yürütülecek süreçte, parti adına Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun oybirliği ile yetkilendirildiğini duyurdu. CHP Genel Merkezinde gerçekleştirilen olağanüstü grup toplantısının ardından CHP Grup Başkanvekilleri Özgür Özel, Engin Altay, Engin Özkoç ortak açıklamada bulundu.

    “Grubumuzun 110 milletvekili deprem bölgesinde görevli durumdaydı”

    Kahramanmaraş merkezli deprem nedeniyle ertelenen CHP grup toplantısının afet bölgesindeki görevli milletvekillerinin çevrimiçi katılımı ile gerçekleştirildiğini belirten Özgür Özel, “Ertelenen toplantımızın bugün yapılmasına grup yönetimi olarak karar verilmişti ve toplantıya genel başkanımız başkanlık edecekti. Grubumuzun 110 milletvekili deprem bölgesinde görevli durumdaydı. Bu yüzden bu toplantıyı, genel başkanımızın, grup başkan vekillerinin, MYK üyelerinin genel merkezden katıldığı, diğer arkadaşların çevrimiçi ile uzaktan katıldıkları ve görüşlerini bildirdikleri bir toplantı oldu. Saat 10.00’da başlayan ve 13.10’da biten toplantıya 109 arkadaşımız bölgedeki görev yerlerinden katıldılar” ifadelerine yer verdi.

    Bölgede, CHP’nin depremle ilgili komisyonunda görevli milletvekillerinin hem afet bölgesindeki çalışmalarını hem de toplantının üçüncü gündem maddesi olan cumhurbaşkanı adayının tespit konusundaki görüşlerini bildirdiklerini dile getiren Özel, toplantıya katılım sağlayanların tamamına yakının söz talep ettiğini ve görüşlerini bildirdiklerini aktardı. Özel, “Kendileri aday belirleme noktasında metin üzerinde ortaklaştılar. Aslında kendileri metinde bulmayacağınız bir isim üzerinde de ortaklaştılar, ancak bu aşamada Sayın Genel Başkanımızın, Altılı Masa’nın ortak iradesine vurgu ve Altılı Masa’dan belirlenecek adayın, Türkiye’nin 13’üncü cumhurbaşkanı olması noktasındaki kararlılıkla bizlere çizdiği çerçeve üzerine metni sizlerle paylaşıyorum. CHP TBMM Grup Bildirisi: ‘CHP TBMM grubu olarak 26 Şubat 2023 günü saat 10.00’da olağanüstü gerçekleştirdiğimiz toplantımızda cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda bundan sonraki bütün süreçlerde grubumuz adına karar alma konusunda oy birliğiyle Sayın Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu yetkilendirilmiştir’” dedi.

  • CHP Genel Merkezine yeni afiş

    CHP Genel Merkezine yeni afiş

    CHP Genel Merkezine “Ben Kemal, geliyorum” yazılı afiş asıldı.

    CHP Genel Başkan Başdanışmanı Deniz Demir, Twitter hesabından “CHP Genel Merkezi anlık, Ben Kemal geliyorum” diyerek afişin asıldığı genel merkezin fotoğrafını paylaştı.

     

  • Kılıçdaroğlu, SOL Parti heyetiyle görüştü

    Kılıçdaroğlu, SOL Parti heyetiyle görüştü

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, SOL Parti Başkanlar Kurulu Üyeleri İlknur Başer, İsmail Hakkı Tombul ve SOL Parti Merkez Yürütme Kurulu Üyesi Mehmet Soğancı ile CHP Genel Merkezi’ndeki makamında bir araya geldi. CHP lideri Kılıçdaroğlu’na CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke ve Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı eşlik etti.


    Ziyaret sonrası basın açıklamasında bulunan SOL Parti Başkanlar Kurulu Üyesi İsmail Hakkı Tombul, “Biz SOL Parti olarak hem CHP’yi hem de genel başkanı ziyaret ettik. Pazartesi günü de HDP’yi ziyaret edeceğiz. Bütün partileri ziyaret ederek bir çağrıda bulunmak istiyoruz. Kimsenin hata yapmaya lüksü ve hakkı yok. Bu dönemde hem parlamento içinde hem de dışında bu rejimin aşılması için toplumun en az yüzde 50’sinin taleplerini ifade eden, muhalif kesimlerin emekçilerin, Kürtlerin, Alevilerin bütün taleplerini gören bir mücadele sürecinin örgütlenmesinin önemli olduğunu düşünüyoruz. Kuşkusuz seçim çok önemli ama seçimden sonra da bu tahribatların geriye döndürülmesi bizden alınanların tekrar halka kazandırılması da güçlü bir mücadeleyi gerektiriyor. Bu mücadelede SOL Sosyalist Hareketin güçlenmesinden, emekçilerin güçlenmesinden geçiyor. Biz parti olarak bir talepte bulunmadan bu sorumluluğu bu riski hatırlatma ve bunun arkasından herkesin düşünmesi gerektiğini bir kez daha ifade ediyoruz” ifadelerini kullandı.

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığına yönelik sorulan soruyu cevaplayan Tombul, adaydan çok sistem ile ilgilendiklerini önemli olanın sistem olduğunu söyledi.

  • Kılıçdaroğlu: Ülkeye önce adaleti getireceğiz

    Kılıçdaroğlu: Ülkeye önce adaleti getireceğiz

    Mersin Büyükşehir Belediyesince yapımı tamamlanan ‘Toplu Taşıma Yerleşkesi’nin açılış töreni için Mersin’e gelen Kılıçdaroğlu, Yenişehir Atatürk Kültür Merkezinde ‘Muhtarlar Buluşması’ programına katıldı. Toplantıda muhtarlarının sorun ve taleplerini dinleyen Kılıçdaroğlu, CHP’ye üye olan bazı muhtarlara rozet taktı.

    “Muhtarlık kurumu ne kadar güçlü olursa, demokrasi de o kadar güçlü olacak”
    Programda konuşan Kılıçdaroğlu, ‘demokrasinin temel taşı muhtarlardır’ sözünü hatırlatarak, “Neden demokrasinin temel taşı olarak muhtarları tanımlıyoruz. Çünkü bu topraklarda yapılan ilk seçim, bir muhtarlık seçimidir. 1833 yılında Kastamonu’nun Taşköprü ilçesinde yapılan ilk seçim muhtarlık seçimidir. Bakanlıktan, milletvekilliğinden çok daha önce muhtarlık seçimi yapılmıştır. Dolayısıyla muhtarlık kurumu ne kadar güçlü olursa, demokrasi de o kadar güçlü olacak” ifadelerini kullandı.

    “İktidar olduğumuzda muhtarlara birer yardımcı personel görevlendireceğiz”
    Muhtarların birleşik oy pusulaları olmadığını hatırlatan Kılıçdaroğlu, bu durumun, muhtarlık kurumuna, siyaset kurumunun yeteri kadar değer vermediğini gösterdiğini öne sürdü. Özellikle büyükşehirlerde, baktığı nüfusun 100 bine ulaşan muhtarlıklar olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, “Burada sadece tek bir muhtar görev yapıyor, yardımcısı bile yok. Muhtarlığı kapattığında vatandaşın derdini anlatabileceği hiç kimse yok. Dünya kadar işsizimiz var. Muhtar arkadaşlara birer yardımcı personel verilse, dosyaları tutsalar, vatandaşın işleri aksamasa. Ben bunu söylediğimde kıyameti kopardılar, ‘Vay efendim muhtarlara bu verilir mi?’ Allah nasip ederse iktidar olduğumuzda vereceğiz ve yanınızda çalışan bir büro personeli olacak. KPS sınavına girecek, kazanıp gelecek muhtarın yardımcısı olacak. Ayrıca muhtarların köy tüzel kişiliklerini yeniden inşa edeceğiz” diye konuştu.

    “Muhtarlıkların bütçesi olacak”
    Muhtarların hizmet ettiği vatandaşa maddi imkan sağlayabilmesi için de bir bütçesinin olması gerektiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, “Bu kardeşinizin eski bir maliyeci olduğunu, eski bir bütçesi olduğunu, eski bir hesap uzmanı olduğunu sakın unutmayın. Belediye başkanını seçen kim? Ona oy veren vatandaşımın aynı zamanda mahallenin muhtarına da oy veriyor mu, veriyor. Orada oturan vatandaş emlak vergisi ödüyor mu, ödüyor. O emlak vergisinin belli bir oranı muhtarlıklara dağıtılsa ne olur? Bütçesi olur mu? Bütçesi olur. Bunun yanında mahallenizle ilgili bir karar alınıyor ve sizin haberiniz yok. Mahalleli gelip önce muhtara soruyor, ‘Muhtar bu nedir?’ diye. Muhtarın haberi yok. Neden? Ben belediye meclisine giremiyorum, söz hakkım yok, yetkim yok, ben de sonradan haberim oluyor. Eğer o mahallede seçimle gelen birisi varsa, muhtar mutlaka belediye başkanlığının oluşturduğu meclise katılacak, söz ve karar sahibi olacak. Bu olduğu taktirde vatandaşın en rahat ulaşacağı muhtar, mahallesi ile ilgili bütün değişimleri görecek ve söz ve karar sahibi olacak” şeklinde konuştu.
    İcra memurlarının dosyaları, zarfları dağıtmayı götürüp muhtara verdiklerini de belirten Kılıçdaroğlu, “Bu zarfları kamudan birisi dağıttığından devletten maaş alıyor. Ama sizlere veriyorlar, ‘Bedava dağıtın’ diyorlar. Anayasa ne diyor, ‘Bedava çalışmak yasaktır’ diyor. O zarfların her biri için muhtarlığın bütçesine katkıda bulunmak zorundasın” dedi.

    “Muhtarlık bir kamu kurumu olarak kabul edilmiyor”
    Muhtarlığın bir kamu kurulu olarak kabul edilmediğini ifade eder Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
    “Kamu kurumu olarak kabul edilmediği için belediye ile muhtarlar arasında özel projeler geliştirilemez. Muhtarlığın bir kamu kurumu olarak yasal çerçeve içinde tanımlanması lazım. Türkiye Muhtarlar Birliğinin kurulması lazım. Türkiye Belediyeler Birliği var ama Türkiye Muhtarlar Birliği yok. O kadar çok dağınık bir yapınız var ki, o dağınız yapı içerisinde siz derdinizi anlatamıyorsunuz. Biz bununla ilgili bir düzenleme yapmak istedik. Bütün sorunları çözen bir temel muhtarlık kanun teklifi hazırladık. Ancak TBMM’sinde bu teklifimiz reddedildi. Şimdi ben size söz veriyorum. Allah nasip eder iktidar olduğumuzda o kanun derhal çıkacak.”
    Çiftçilerin ve esnafın ister Tarım Kredi Kooperatifleri ister Esnaf Kefalet Kooperatifleri ister bankalardan almış oldukları kredilerin faizlerini sileceklerini söyleyen Kılıçdaroğlu, “Sadece ana parasını taksitle alacağız. Havza bazlı üretim yapacağız. Erzurum, Iğdır, Kars, Elazığ, Tunceli o bölge, tarım ve hayvancılıkta tümüyle özel ekonomi bölgesi ilan edildiğinde ve bu bölge sadece tarım ve hayvancılık ürünleri üretip ve buna dayalı sanayiyi geliştirdiğimizde olağanüstü bir kalkınma süreci yaşayacaktır. Kafkasların ve Ortadoğu’nun yıllık et ürünü ihtiyacı 25 milyar dolar, biz 500 milyon bile alamıyoruz. Demek ki, akıllı politikalarla ve gerekli planlamaları yaparak Türkiye’yi hızma büyütmek ve kalkındırmak mümkün. Bunu yapacağız göreceksiniz” dedi.

    “Bir siyasetçi görev yaparken mal varlığından neden büyük artışlar olur?”
    “Bir siyasetçi iktidar olduğunda mal varlığında artış varsa, bilin ki o malı götürüyor” şeklinde konuşmasını sürdüren Kılıçdaroğlu, şu ifadeleri kullandı:
    “Dolayısıyla ne yapar bu siyasetçi, vatandaşın hakkını hukukunu değil kendi mal varlığını korumaya başlar. Bunu 2 bin 400 yıl önce bir bilim insanı söylemiş. Bir siyasetçi görev yaparken mal varlığından neden büyük artışlar olur? Siz inançlı insanlarısınız. Yüce Yaradan ne diyor, ‘Kul hakkı ile karşıma gelme, günahları affedebilirim’ diyor. Bir siyasetçi devleti yönetirken kimin parasını kullanır? 85 milyonun parasını kullanır. 85 milyonun parasını doğru kullanmaz ve kendisine özel mal varlığı edinirse, kul hakkı yemektir bu. Muhtarlık kurumu sıradan bir kurum değildir. Dolayısıyla bulunduğunuz makamda aynı zamanda adaleti de temsil ediyorsunuz. Herkese eşit davranmak zorundasınız. Böyle yapmazsanız görevinizi yapmamış olursunuz.”

    “Bu ülkede huzuru getireceksek, önce adaleti getirmek zorundayız”
    “Devletin dini adalettir” diyen Kılıçdaroğlu, adaletin olmadığı bir yerde devlette de çürüme başlayacağını kaydederek, “Sizler yönetirken de muhtar olarak adil olmak zorundasınız. Devleti yönetenler de adil davranmak zorundadırlar. Adaletin olmadığı bir yerde huzur olmaz, adaletin olmadığı bir yerde bereket olmaz. Bana söyler misiniz bu ülkede adalet var mıdır? Adaletin olmadığını ben değil, Yargıtay Başkanı söylüyor zaten. ‘Adalete olan güven yüzde 30’a düştü’ diyor. Yani vatandaşın yüzde 70’i ‘Adalet yoktur’ diyor. O zaman bu ülkede huzuru getireceksek, önce adalet için mücadele etmek zorundayız, adaleti getirmek zorundayız. Adaletin olmadığı yerde açlık olur, sefalet olur. Bunun için bana görev düşüyor, ben bunları dillendiriyorum. Ama size de görev düşüyor, eski alışkanlıklarınızı bırakmak zorundasınız. Türkiye bir çürümenin içine süratle gidiyor. Kimin ne yaptığı belli değil. Onların tamamını Allah nasip ederse tamamını çözeceğim” diye konuştu.

    “Bu memleketin namuslu insanlar tarafından yönetilmesi gerekmiyor mu artık?”
    Tarım ve hayvancılığın, et üreticisinin, süt üreticisinin zarar ettiğini savunan Kılıçdaroğlu, “Doğru yapılmazsa eder. Formülü nedir bunun? Formülü şu; maliyet artı makul kar, eşittir taban fiyat. Maliyeti belli mi bunun belli. Dönümü belli mi belli. Gübre, ilaç, su, elektrik belli mi belli. Maliyeti bulup, üstüne kar vereceksin, çiftçinin zarar etmemesi lazım. Onun üstünde vatandaş satıyorsa satsın, ama taban fiyatın altına asla düşmeyecek fiyat. Hollanda, Konya’dan küçük arazi olarak. Yıllık tarım ürünü ihracatı 180 milyar doların üzerinde. Devasa Türkiye’ye bakın, tütün ihraç ederdik, şimdi ithal ediyoruz. Mercimeği, fasulyeyi, pamuğu, eti, canlı hayvanı ithal ediyoruz. Bu Türkiye’yi iyi yönetmek midir? El aleme avuç mu açmak gerekiyor. Allah aşkına bu memleketin namuslu insanlar tarafından yönetilmesi gerekmiyor mu artık? Tarım Kanunu 21. madde diyor ki, ‘Her yıl çiftçiye milli gelirin en az yüzde biri oranda destek vereceksin’ diyor. Kanun 2006’da çıktı, bugüne kadar bu para yüzde 1 olarak hiç verilmedi. Çiftçinin bu iktidardan 273 milyar lira alacağı var. Nereye gidiyor bu paralar. 5’li çeteler diyorum kıyamet kopuyor. 5’li çetelerden o parayı alacağım diyorum, kıyamet kopuyor. Söz veriyorum, bu milleti soyan o 5’lı çetelerden o paraların tamamını alacağım, fakir fukaraya vereceğim” dedi.
    Konuşmasında çiftçiye mazotu KDV’siz ve ÖTV’siz vereceklerini söyleyen Kılıçdaroğlu, Denizli’nin Bozkurt Belediyesinin elektrik santralini kurarak orada çiftçilere elektriğin bedava verildiğini belirtti. Türkiye’nin 10 yıl içinde dünyaya elektrik ihraç eder ülke olabileceğini ifade eden Kılıçdaroğlu, “Doğalgaz alıyorlar dolar ödüyorlar, akaryakıt alıyorlar dolar ödüyorlar, kömür alıyorlar dolar ödüyorlar. Allah’ın güneşi bedava. Akılları çalışmıyor diye düşünebilirsiniz, akılları mal götürmeden yana çalıştıkları için bunlar oluyor. Kırsalda bütün okulları açacağız. Öğretmeniniz olacak, imamınız olacak, veterineriniz olacak, ziraat mühendisleriniz olacak. Toprak analizleri, hayvanlarınızın aşıları düzenli yapılacak. Bütün bunları devlet oturup yapacak. Bunu yaptığınız zaman üretim de artar. Kırsalda çalışan bütün kadınların ve gençlerin sosyal güvenlik primlerini biz ödeyeceğiz” şeklinde konuştu.

    “İktidar olduğumuzda 100 bin öğretmen atayacağız”
    Yoksulluğu bitireceklerini, bu topraklarda hiçbir çocuğun yatağa aç girmeyeceğini belirten Kılıçdaroğlu, şu ifadeleri kullandı; “Cumhuriyetin 100. yılında iktidar olduğumuzda 100 bin yeni öğretmen ataması yapacağız. Sayıştay raporları 138 bin öğretmen açığı olduğunu söylüyor. Biz 100 bini atayacağız arkasından köy okullarını da açtıktan sonra ikinci 100 bin öğretmen atayacağız. Devlete adalet kadar önemli olan bir kavram da var, devlette liyakat. Yani işi ehliye teslim etmek. İşi ehline teslim ettiğinizde en çok yönetici memnun olur. Çünkü o işi, işin uzmanı, erbabı yapmış olur. Bunu sağlayacağız.”

    “Suriyelileri en geç 2 yılı içerisinde kendi ülkelerine göndereceğiz”
    Kılıçdaroğlu konuşmasının sonunda, Türkiye’deki Suriyeli göçmenler konusuna da değinerek, “Türkiye’de bir il hariç bütün illerde göçmenler var. Onu Türkiye’nin itibarını zedelenmeden, ırkçılık yapmadan, çünkü onlar bizim akrabalarımız. Bir sorun yaşadılar Türkiye’ye geldiler, eyvallah. Ama onların yolunu, okulunu, köprüsünü, kreşini, hastanesini yaparak en geç 2 yıl içerisinde kendi ülkelerine göndereceğiz” ifadelerini kullandı.

  • Kılıçdaroğlu’ndan ‘Kafkaslar’ gafı

    Kılıçdaroğlu’ndan ‘Kafkaslar’ gafı

    Gaziantep’te bulunan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Gaziantep Ticaret Odası’nı ziyaret ederek iş dünyası ile bir araya geldi. Programda iş dünyasının sorularına cevap veren Kılıçdaroğlu, konuşmasının başında Gaziantep’in Kafkaslar’ın beş yıldızlı bir kenti olduğunu söyledi.

    “Gaziantep hem Orta Doğu’nun hem de Kafkaslar’ın beş yıldızlı kentlerinden birisidir”

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, konuşmasının başında, “Gaziantep için beş yıldızlı bir kent ifadeleri kullanılıyor. Doğrudur. Gaziantep hem Orta Doğu’nun hem de Kafkaslar’ın beş yıldızlı bir kentlerinden birisidir. Hem tarihsel süreç içerisinde hem de verdiği mücadeleyle, üretim zincirinin birbirini tamamlayan halkaları içerisinde ihracat gerçekleştirmiş olmasıyla son derece önemli ve güzel bir kentimiz” dedi.

    “Biz gerçek anlamda güçlendirilmiş bir parlamenter sistem olsun istiyoruz”

    Konuşmasında tekrardan parlamenter sistem vurgusu yapan Kemal Kılıçdaroğlu, “Biz gerçek anlamda güçlendirilmiş bir parlamenter sistem olsun istiyoruz. Cumhurbaşkanı devletin sigortasıdır. O yüzden uyuşmazlık halinde Cumhurbaşkanına başvurmak esastır. Çağırır herkesi, beyler neden kavga ediyorsunuz, oturun barışın diyecek kişidir. Dolayısıyla Cumhurbaşkanının bu pozisyonda olması lazım, her şeye müdahale eden değil. Cumhurbaşkanının az konuşan ama öz konuşan, ülkenin çıkarlarını savunan bir pozisyonda olması lazım” ifadelerini kullandı.

    “İktidar olduğumuzda durum ve hasar tespit komisyonu kuracağız”

    6’lı masa liderleri olarak iktidar olmaları durumunda durum ve hasar tespit komisyonu kuracaklarını da söyleyen Kılıçdaroğlu, “İktidar olduğumuzda ilk yapacağımız iş durum ve hasar tespit komisyonu kurmak olacak. 6 lider buna karar verdik, Türkiye ile ilgili rakamları bilmiyoruz. 15-20 gün içerisinde gideceğiz hükümet önüne durum ve hasar tespit komisyonu gelecek, önümüze rakamları koyacak, yükümlülüklerimiz nedir bileceğiz” şeklinde konuştu.

    “Gaziantep Ticaret Odası siyaset üstü bir kurumdur”

    Programda konuşan Gaziantep Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Yıldırım, “Gaziantep Ticaret Odası siyaset üstü bir kurumdur. Bu kurumun 125 yıldır tek önceliği memleket olmuştur. Dolayısıyla biz Türkiye Cumhuriyeti’nin bekası için elini taşın altına koyanlara müteşekkir oluruz. Üniter devlet yapımızla sorunlu olmayan herkese odamızın kapısı sonuna kadar açıktır. Bizim tüm siyasetçilerden bir tek beklentimiz var. Bizi mecliste temsil eden sesimiz olsunlar, çözümün bir parçası olsunlar ve milletin ile devletin bekası için çalışsınlar” diye konuştu.
    Program, GTO heyetinin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na hediye takdimi ile son buldu.

  • Kılıçdaroğlu: “Denetimden korkmayız”

    Kılıçdaroğlu: “Denetimden korkmayız”

    Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in planlı, kurallı, kimlikli kent hedefiyle 45 ayda hayata geçirdiği 80 projenin açılışı, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun katıldığı törenle açıldı. “Antalya ikinci yüzyıla hazır” başlığıyla Cam Piramit Kongre Merkezi’nde düzenlenen törende konuşan Kılıçdaroğlu, ‘Gençliğin umudu Kılıçdaroğlu’ sloganları eşliğinde kürsüye çıktı. Gençlerin ‘iktidar, iktidar’ sloganları üzerine Kılıçdaroğlu, “Az kaldı, az kaldı arkadaşlar merak etmeyin” diye cevap verdi.

    “Millet İttifakı 6 ay sonra maratonu bitirecek”

    Yerel seçimlerden önce ‘sakın ha oy vermeyin, oy verirseniz sosyal yardımlar kesilir, oy verirseniz asla yardım alamazsınız’ gibi akıl dışı propagandalar yapıldığını savunana Kılıçdaroğlu, “Milletimiz 11 büyükşehir belediyesini iktidara taşıdı. Bunlar Millet İttifakı’nın belediye başkanlarıdır. Altını çizdim. Hizmeti veriyorlar, hiçbir yardım kesilmedi. Tam tersine sosyal yardıma ihtiyaç duyan yardımlar çok daha fazla oldu ve insani boyutlarda oldu. Sağ elin verdiğini sol el görmedi. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu seçimlerden önce süt dağıtacağını söylemişti. Bir gün efendim ’Hani süt dağıtma sözü vermiştiniz nerde sütler’ diye eleştiri gelmişti. Oysa aylardır süt dağıtılıyordu ama kimsenin yoksulluğu afişe edilmiyordu. Fakirlik bir kader değildir. İş imkanı vermiyorsunuz, insanlar bir dilim ekmeğe muhtaç. Sosyal yardım yapılırken de onların onurunu, kimliğini korumak zorundayız. Aile Destekleri Sigortası, Millet İttifakı’nda göreceksiniz altı ay sonra maratonu bitirecek, iktidar olduğunda bu sigorta gelecek, hiçbir ailenin geliri asgari ücretin altında olmayacak. Sağ elin verdiğini sol el görmeyecek. Para kadının banka hesabına yatacak ve aylığını çekecek. Onun yoksul olduğunu sadece sosyal devlet bilecek. Bunların yaptığı tüm ayıpları sonlandıracağız. İnsani boyutlarda, sosyal devletin gerektiği boyutta sosyal yardımları gerçekleştirmiş olacağız” diye konuştu.

    “Denetimden korkmayız”

    Millet İttifakı belediye başkanlarının çalıştığını söyleyen Kılıçdaroğlu, “Birilerinin başkanlarımızın çalışmalarını hazmetmediğini de biliyorum. ‘Nasıl olur da bu kadar müfettiş gönderiyoruz, nasıl olur da bu kadar paralarını kesiyoruz, nasıl olur da bu kadar engelleri çıkartıyoruz ama belediye başkanları yine projeler oluşturuyor’. Oluştururlar beyefendi, oluştururlar. Senin belediye başkanlarından da bizim belediye başkanlarından da haberin bile yok. Çalışıyoruz, üretiyoruz” dedi.
    Bir belediye başkanının sözleri üzerinden konuşmasına devam eden Kılıçdaroğlu, “200’ün üzerinde müfettiş gelmiş, beş yıl dolmamış 200’ün üzerinde. Dedim ki başkana, ‘Yer ayırın, makam ayırın gelsinler orada otursunlar. Ankara’ya gitmelerine gerek yok, burada kalın, 365 gün denetim yapın.’ Denetimden çekinmeyiz, korkmayız. Ön yargılı denetim olmamalıdır. Ön yargılı denetim, olmayan bir olayı olmuş gibi yapıp belediye başkanlarımızı cezalandırmak istiyorlar. Her şeye rağmen bu ülkede namuslu hakimler var. Önüne dosya düştüğü an belediye başkanının hakkını teslim ediyor. Bütün engellemelere rağmen arkadaşlarım görevlerini yapıyorlar” ifadelerine yer verdi.

    “6 liderin tek hedefi var; bu ülkeye demokrasiyi getirmek”

    6’lı masada 6 lider bir arada olduklarının altını çizen Kılıçdaroğlu, “6 liderin tek hedefi var; bu ülkeye demokrasiyi getirmek. Bu ülkeye huzuru, barışı, kucaklaşmayı getirmek istiyoruz. Bu ülkeye demokrasi geldiği zaman barış ortamını sağlamış oluruz. Demokrasi geldiği zaman insanların karnı doyacak, insanlar ifadelerini özgürce ifade edebilecek. Demokrasiden başladık, bizi bir araya getiren temel kavram demokrasidir. Bütün gelişmiş ülkelerin demokrasisi gelişmiş ülkelerdir. Biz demokrasiyi geliştireceğiz, kaynakları verimli kullanacağız” diye konuştu.

    “Pazar olmak istemiyoruz”

    “Güçlü bir Türkiye gelecek” diye devam eden Kılıçdaroğlu, “Hep birlikte dünyaya haykıracağız. Ey dünya seninle rekabet etmeye geleceğiz, rekabet edeceğiz, çünkü bir katma değeri yüksek ürün üreteceğiz, sizin pazarınız olmayacağız diyeceğiz. Cep telefonlarının hiçbiri Türkiye’de üretilmiyor. Biz katma değeri yüksek ürün üreten ülkelerin pazarı konumundayız. Biz pazar olmak istemiyoruz, üretmek istiyoruz. Bununla dünyaya meydan okumak istiyoruz. Satıp kazanabiliriz. Bunu yapabiliriz. Üniversiteleri gerçek alamda üniversite yapacağız, bilgi üreten üniversiteler yapacağız. O nedenle ABD’ye gittim, o nedenle MIT’ye gittim, dünyanın bir numaralı üniversitesi teknoloji konumunda. İngiltere’ye gittiğimde vatandaşlık için aranan koşullar, dünyanın en önemli 20 üniversitesinden kim mezun olursa olsun İngiltere’ye geldiğinde vatandaşlık veriyorlar. Bizde ise ne olursan ol, 400 bin dolarlık daire aldın mı sana vatandaşlık veriliyor. Onların dünyaya bakışına bakın, bizimkine bakın. Biz bugünleri yaşamak istemiyoruz” ifadelerini kullandı.

    “Umutsuz olmayın”

    Gençlerin geleceği yurt dışında değil, ülkesinde arayacağını söyleyen Kılıçdaroğlu, “Burada üretecekler, çalışacaklar, emeklerinin karşılığını alacaklar. Gençlerin neden yurt dışına gitmek istediğini araştırdık. İki temeli var. Gençler özgürlük istiyor, özgürce düşüncelerini ifade etmek istiyor, sanat ve kültürün yaşamının bir parçası olmasını istiyorlar. Bu asgari ücretle ne ev ne otomobil alabilirim diyor. Ama Almanya, Norveç, Kanada’ya gitsem hem ev hem otomobil alırım diyor. O zaman bana bu ülke ne veriyor diyorlar. O gençlerin tamamına sesleniyorum, asla umutsuz olmayın. Düşündüklerinin hepsini 6’lı masadaki her lider düşünüyor. Bunların tamamını Türkiye’de hayata geçireceğiz. Mutlu, huzurlu, yaşanacak, imrenilecek bir Türkiye’yi hep birlikte hayata geçireceğiz” açıklamalarında bulundu.

    Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek ise, hayata geçirdikleri projeler hakkında bilgiler verdi. Kentteki konaklama vergisi gelirinin belediyelere aktarılmasını isteyen Başkan Böcek, hizmette siyaset yapmadıklarını, kimseyi ötekileştirmeden engellemelere rağmen pes etmediklerini, çalışmaya devam ettiklerini söyledi.

    “Günü geçmiş borcumuz yok”

    Bir gün olsun bahanelere sığınmadan sadece ürettiklerini kaydeden Böcek, “6 milyar 950 milyon lira ile Türkiye’nin en borçlu belediyesini devraldık. İlk iş kaynakları doğru kullandık, israfa son verdik. Ranta değil halkın yararına olan projelere devam ettik. Çözümün bir parçası olduk, doğru projeleri tamamladık. Günü geçmiş kimseye borcumuz yoktur” dedi.
    Böcek, 16 kilometrelik Konyaaltı-Varsak 4. etap ve 23 kilometrelik Konyaaltı-Kundu 5. etap raylı sistem projelerinin ihalelerinin tamamlandığını bildirdi.

    Böcek’in adayı Kılıçdaroğlu

    Başkan Böcek, “Gönlümüz Altılı Masadan sizi cumhurbaşkanı görmek. Meral ablamı da başbakan olarak görmek istiyoruz. Altılı masanın kararına saygı duyarak çalışmalarımıza devam edeceğiz” dedi.
    Konuşmaların ardından Kemal Kılıçdaroğlu, Böcek ve diğer protokol üyeleri eserlerin açılışını gerçekleştirdi.

  • “İmamoğlu evladım gibidir”

    “İmamoğlu evladım gibidir”

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısına İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile birlikte geldi.

    Kılıçdaroğlu, kendilerine düşen görevin Türkiye’yi içinde bulunduğu durumdan çıkarmak olduğunu söyleyerek, “Türkiye’de devletin kurumlarını liyakatli kişilerin üretebileceği bir sürece evirebilmek. Bütün bunları sabırla gerçekleştireceğiz. Altı lider bir aradayız, hepimiz aynı şeyleri düşünüyoruz. Demokrasiyi savunuyoruz; bu ülkeye demokrasiyi ya getireceğiz ya getireceğiz. Bazen soruyorlar veya eleştiriyorlar. ‘Demokrasi diyorsunuz, milletin mutfağına bir şey kalmadı’ diye. Mutfakta bir şeyin kalmamasına yol açan temel olay bu ülkede demokrasinin olmamasıdır. Bu çerçevede ilk adım demokrasi sonra hep beraber hızla büyüme ve kalkınma. Çünkü her şeyimiz var” ifadelerini kullandı.

    “Devlet, intikam duygusuyla yönetilmez”

    85-90 yaşında insanların hapiste tutulamayacağının altını çizen Kılıçdaroğlu, “Tuvalete gidemeyecek bir kişi hapiste tutulmaz. Eğer devlet olarak siz bunu yapmaya kalkarsanız kişilerden intikam alırsınız. Devlet intikam duygusuyla yönetilmez; adaletle, bilgiyle, birikimle yönetilir. Eğer insanları 85-90 yaşında ben sizi hapislerde öldüreceğiz derseniz; demokrasinin, insan haklarının olmadığı algısı çok daha güçlü bir şekilde ortaya çıkar” şeklinde konuştu.

    6 yaşındaki çocuğa istismar olayına tepki gösteren Kılıçdaroğlu, “Merkez Bankasının önüne Kılıçdaroğlu neden gitti? Enflasyonla mücadele edin diye gitti. Yasanın verdiği görev yerine getirilsin diye gitti. Yapmadılar. Kılıçdaroğlu TÜİK’e niye gitti? İşçinin, emeklinin enflasyonu düşük gösterecekler, düşük maaş almalarına yol açıyor, haklarını teslim edin diye gitti. Milli Eğitim Bakanlığı önüne niye gitti? Dayısı olmayanı sözlüde eliyorlar. Dayısı olmayanın arkasında durmak için gitti. Et ve Süt Kurumuna niye gittik? Bu ülkenin çocukları süte, ete ihtiyaç duyuyorlar, bunun için gittim. Adalet Bakanlığına vekil arkadaşlarımla beraber yürüdük. 6 yaşındaki bir çocuğa sistemli tecavüz edilmesi ve bunun karşısında iktidarın suskun olması. Bir çocuğun hakkı için Bakanlığa yürüdüm. Sonra ne oldu? Devletin refleksi çalışmaya başladı. Demek ki bu kardeşiniz haklı” diye konuştu.

    Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

    “Sizin bilmediğiniz ama bizi yakından tanıyanların iyi bildiği bir şeyi ifade edeceğim. Ekrem İmamoğlu ile baba-oğul gibiyiz. Kendisi CHP’nin evladı olduğu kadar benim de evladımdır, ona sahip çıkmak benim de boynumun borcudur. Çekin arabanızı, bu kantar sizi çekmez.”

  • Kılıçdaroğlu, Ekrem İmamoğlu’nu kabul etti

    Kılıçdaroğlu, Ekrem İmamoğlu’nu kabul etti

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki makamında kabul etti.

    Kılıçdaroğlu’nun makam odasına girmeden önce basın mensuplarının sorularını yanıtsız bırakan Ekrem İmamoğlu sadece “Güzel bir gün olacak” ifadelerini kullandı.

  • Bakan Bozdağ’dan Kılıçdaroğlu’na yanıt

    Bakan Bozdağ’dan Kılıçdaroğlu’na yanıt

    Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) partisinin grup toplantısının başlamasının ardından toplantıyı bitirerek Adalet Bakanlığı’na yürüdü.

    Kılıçdaroğlu’nun Adalet Bakanlığı önüne yürümesini değerlendiren Adalet Bakanı Bozdağ, “CHP Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu,bu sabah da Adalet Bakanlığına yürüdü. Sayın Kılıçdaroğlu Adalet Bakanlığından randevu istemedi. Eğer randevu istemiş olsaydı kendisine randevu verirdim. Randevusuz geldiği halde görüşmek isteseydi, kendisiyle yine görüşürdüm. Kılıçdaroğlu, Adalet Bakanı ile görüşme yerine basın açıklaması ile yetindi. Canı sağ olsun. Biz, memleketimizin her meselesini Türkiye’nin ikinci büyük partisinin Genel Başkanıyla her daim görüşmeye ve konuşmaya hazırız” ifadelerini kullandı.

    “Adalet Bakanlığı olan biten hakkında sessiz kalmadı” diyen Bakan Bozdağ şöyle devam etti:

    “Ama belli ki Kılıçdaroğlu’na doğru bilgi aktarılmıyor. O yüzden yaptığım açıklamayı bir de buradan yazayım. Çocuğun cinsel istismarı; din, ahlak, hukuk ve kültür dahil ne kadar mukaddes değerimiz varsa hepsini çiğnemektir. Çocuğun cinsel istismarı, bir insanlık suçudur. Mağdure, Cumhuriyet Başsavcılığına şikayette bulunmuş, Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma açmış, gerekli tahkikatı yapmış, iddianame hazırlamış ve mahkemeye sunmuş, mahkeme iddianameyi kabul etmiş ve yargılama sürecini başlatmıştır. Yargılama süreci, kanunlarımızın öngördüğü usulde devam ediyor. Yargılama sonunda maddi hakikat, ortaya çıkacaktır. Yargıya güvenelim, yargılama sonucunu bekleyelim. Yargılama sonucunda hak da adalet de yerini bulacaktır.”