Etiket: kemal kılıçdaroğlu

  • Kılıçdaroğlu’ndan yeni anayasa açıklaması

    Kılıçdaroğlu’ndan yeni anayasa açıklaması

    Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, iktidardan gelen yeni anayasa teklifine kapıyı kapattı.

    Kılıçdaroğlu, ”Bu iktidarın ahlaki ve siyasi meşruiyeti yok. Sahte videolar sayesinde iktidar olan bir kişi ile nasıl masaya oturacağız?” dedi.

    6’lı masada güçlendirilmiş parlamenter sistem için imza atan siyasi parti liderlerine de mesaj veren Kılıçdaroğlu şöyle konuştu:

    ”Bizim anayasa konusundaki düşüncelerimizi 6 lider olarak kamuoyu ile paylaştık, altına da imzalarımızı attık ve duyurduk. Diğer liderlere isterseniz ‘Dün attığınız imzadan bugün neden vazgeçtiniz?’ diye gazeteci olarak sorabilirsiniz.”

    Kılıçdaroğlu “Laiklik bizim olmazsa olmazımız. Anayasadaki laiklik maddesini sahiplenmek hepimizin görevi.” vurgusu da yaptı.

    Cumhuriyet gazetesine konuşan CHP lideri, seçimin kaybedilmesinden sonra çok büyük bir umutsuzluk ortaya çıktığını söyleyerek ”Bu şartlarda bu kadarını yapabildik.” dedi.

    ”KARŞILAŞTIĞIMIZ TABLO BİR İNFAZ TABLOSU GİBİ”

    CHP lideri şöyle devam etti:

    ”En rahat eleştirilecek parti doğal olarak CHP. Çünkü eleştiriye tahammül ediyor, doğal karşılıyoruz. Ancak bazen o kadar haksız eleştiriler yapılıyor ki hakaret boyutuna vardı. Buna da kimse ses çıkarmadı. Karşılaştığımız tablo bir infaz tablosu gibi.”

    KURULTAY MESAJI: OLAĞANÜSTÜ BİR YENİLENME SÜRECİNE GİRECEĞİZ

    Kılıçdaroğlu kurultay için de dikkat çeken bir mesaj verdi, ”Bir devrim gerçekleştireceğiz.” diye konuştu.

    ”Olağanüstü güzel değişiklikler olacak.” diyen CHP lideri, ”Bir partide demokrasi nasıl işler herkese göstereceğiz. Olağanüstü bir yenilenme sürecinin içine gireceğiz.” ifadesini kullandı.

  • “Maharet beyni yıkanan çocuğu cezalandırmak değildir”

    “Maharet beyni yıkanan çocuğu cezalandırmak değildir”

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Cumhuriyetimizin kurucusu Büyük Atatürk’e yönelik hakaretler, Saray İktidarının yarattığı iklimin sonucudur. Bu çirkinliği kabul edemeyiz. Ancak maharet böyle eğitilen, böyle kandırılan, böyle beyni yıkanan bir çocuğu cezalandırmak değildir” dedi.

    CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün resmine uygunsuz hareketler yapıp, hakaret ettiği için gözaltına alınıp tutuklanan 17 yaşındaki A.E.S için sosyal medya hesabından açıklama yaptı. Kılıçdaroğlu’nun açıklaması şöyle:

    “Cumhuriyetimizin kurucusu Büyük Atatürk’e yönelik hakaretler, Saray İktidarının yarattığı iklimin sonucudur. Bu çirkinliği kabul edemeyiz. Ancak maharet böyle eğitilen, böyle kandırılan, böyle beyni yıkanan bir çocuğu cezalandırmak değildir.

    “O ÇOCUĞUN GELECEĞİNDEN ÇALMAKTAN BAŞKA BİR ŞEYE YARAMAYACAKTIR”

    Sarayın göz boyamak için yaptığı bu tutuklama, o çocuğun geleceğinden çalmaktan başka bir şeye yaramayacaktır. Sadece ve sadece Sarayın ‘düşmanlaştırma’ politikasına katkı sağlayacaktır.

    ATATÜRK’E HAKARETLERİNİ SÜRDÜREN KUVEYTLİ’NİN TÜRK PASAPORTUNA SAHİP OLDUĞU İDDİALARI DERHAL AÇIKLIĞA KAVUŞTURULMALIDIR

    Örneğin Kuveytli bir kişi, Atatürk’e yönelik hakaretlerini sürdürmektedir. Ve üstelik bu kişinin, Türkiye Cumhuriyeti pasaportuna sahip olduğu iddia edilmektedir. Öncelikle bu iddia, ilgili makamlarca derhal açıklığa kavuşturulmalıdır.

    “SARAY İKTİDARININ PARA KARŞILIĞI VATANDAŞLIK SATMA POLİTİKASININ VARACAĞI YER BURASIDIR”

    İddia doğru olsa da olmasa da Saray İktidarının para karşılığı vatandaşlık satma politikasının varacağı yer burasıdır. Türkiye Cumhuriyeti lütufla değil, kanla kurulmuştur. Ülkemizin vatandaşlığı da aynı nispette kıymetlidir.

    “ÜÇ-BEŞ DOLAR’A TAMAH EDERSENİZ, BÖYLE AHLAKSIZ KİŞİLERİN KARŞISINDA EĞİLİRSİNİZ”

    Üç-beş Dolar’a tamah ederseniz, böyle ahlaksız kişilerin karşısında eğilirsiniz. Bunu Saray İktidarı kendisine yediriyor olabilir, ancak bu durum Türkiye Cumhuriyeti’ne yakışmaz.”

     

  • “Yeteri kadar vatandaşın kapısını çalamadık’’

    “Yeteri kadar vatandaşın kapısını çalamadık’’

    Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul programı çerçevesinde Şişli Belediyesi Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde düzenlenen üye katılım törenine katıldı. Düzenlenen törene Kılıçdaroğlu’nun yanı sıra partiye yeni katılan üyeler, protokol ve vatandaşlar da katıldı. Kılıçdaroğlu törenin ardından partiye yeni katılan üyelere rozetler taktı, hatıra fotoğrafları çekildi.

    “Cumhuriyet Halk Partili olmak demek, hiç kimsenin kimliğini sorgulamamak demektir’’

    Konuşmasında adaleti savunmaya devam edeceklerini söyleyen Kılıçdaroğlu, ‘’Cumhuriyet Halk Partili olmak adaleti savunmaktır. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde olması gereken bir milletvekili eğer bugün değilse ve hapishanede oluyorsa onun hakkını ve hukukunu da ben savunmak zorundayım. Milyonlarca evladımız okula başladı. Tasarruf yapacağız diyorlar, elbette devlet tasarruf yapmalı, elbette savurganlık yapmamalı ama tasarruf yapıyorsanız çocuğun boğazından tasarruf yapamazsınız. Cumhuriyet Halk Partili olmak demek, hiç kimsenin kimliğini sorgulamamak demektir. Kimsin sen? Kökenin nedir? Eğer hepimiz Adem ile Havva’dan geldiysek hepimiz kardeşiz. Kimliği niye sorguluyoruz, insan olarak bakacağız. Eğer senin kimliğin nedir diye bir ayrımcılık olursa ona karşı duracağız. İşte Cumhuriyet Halk Partililik budur, herkesi kucaklamaktır’’ dedi.

    ‘’CHP, savaş meydanlarında kurulan bir partidir’’

    Hiç kimsenin inancını sorgulamayacaklarını belirten Kılıçdaroğlu, “İnanç üzerinden siyaset yapmamak, Cumhuriyet Halk Partisi’nin temel kurallarından birisidir. Herkesin inancına saygılıyız ama inanç üzerinden siyaset yapılmaz Mustafa Kemal Atatürk’ten gelen 2 temel kuralımız vardır. Bir, Diyanet İşleri Başkanlığı’nı iki, Genelkurmay Başkanlığı’nı siyaset konusu yapmayacaksınız. Yani askerleri ve Diyanet’i siyasetin dışında tutacaksınız. Cumhuriyet Halk Partisi 100 yaşında, 100 yıllık bir partiyiz, bu kolay değildir çünkü CHP, avukat yazıhanelerinde kurulan bir parti değildir. CHP, savaş meydanlarında kurulan bir partidir. CHP Genel başkanlarının hiç zenginleştiğini göremezsiniz. Atatürk’ten bugüne kadar gelen bütün genel başkanlarına bakın. Hiçbirinin zenginleştiğini göremezsiniz. Tam tersine hepimiz topluma hizmet etmeyi temel ihtiyaç ve ilke edinmişizdir’’ şeklinde konuştu.

    “Kendi derdimizi anlatmak değil, onun derdini yeteri kadar dinlemedik”

    Konuşmasına özeleştiride bulunan Kılıçdaroğlu, “Ama bizim bir kusurumuz var, onu da açık yüreklilikle ifade edeyim. Biz bunları geniş kitlelere aktaramadık, yeteri kadar söyleyemedik. Yeteri kadar vatandaşın kapısını çalamadık. Kendi derdimizi anlatmak değil, onun derdini yeteri kadar dinlemedik. Onun sorunları nasıl çözeceğimizi onlara yeteri kadar anlatamadık. Dolayısıyla bizim tarihi bir görevimiz var. Çalınmadık kapıyı çalmak zorundayız, derdi olan insanın derdini dinlemek, onun derdine ürettiğimiz çözümleri ona aktarmak zorundayız. Böyle bir tarihi görevimiz var. O nedenle gençlerin, kadınların, hepimizin ortak görevi Türkiye’nin yaşadığı sorunları bir şekilde çözmektir. Yeni gelen arkadaşlarıma, kardeşlerime hoş geldiniz diyorum. Sizleri aramızda görmekten son derece mutluyum. Bir şey daha, sakın umutsuzluğa kapılmayın. Bizim kitabımızda umutsuzluk yoktur” ifadelerini kullandı.

  • İzmir kongresinin ardından Kılıçdaroğlu’ndan talimat

    İzmir kongresinin ardından Kılıçdaroğlu’ndan talimat

    Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İzmir’de yapılan kongrede yaşananların araştırılması için talimat verdi.

    NE OLMUŞTU?

    CHP İzmir İl Kongresinde divana 152 il delegesi tarafından “blok liste” önergesi verildi. CHP İzmir Milletvekili Deniz Yücel, CHP Çiğli eski ilçe başkanı Mert Özcan ve bazı delegeler sahneye çıkarak, blok listeye itiraz etti.

    Blok liste isteyen delegeler, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ve CHP il başkanı Şenol Aslanoğlu’nun üzerine yürüdü. Polisin araya girmesi ile Divan Başkanı kongreye 20 dakika ara verirken Soyer ve Aslanoğlu kongre salonundan polis eşliğinde çıkartıldı.

  • “Çocuğunuzun boğazından tasarruf yapmak, gerekli mi?”

    “Çocuğunuzun boğazından tasarruf yapmak, gerekli mi?”

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Eğitim İş Genel Başkanı Kadem Özbay’ı sendika genel merkezinde bugün ziyaret etti. Kılıçdaroğlu’na CHP Genel Başkan Yardımcıları Lale Karabıyık ve Hasan Efe Uyar ile CHP Ankara Milletvekili Deniz Demir eşlik etti. Kılıçdaroğlu, eğitimde yaşanan sorunlar ve çocukların beslenme hakkına ilişkin açıklama yaptı.

    Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:

    “OKULA GİDEN ÇOCUKLARIMIZIN BESLENMESİ GEREKİYOR”

    “Benim açımdan bu ziyaret son derece önemli. Bir eğitim kurumunu bir sendikayı ziyaret etmek, onların yaşadıkları sorunları dinlemek onların çözüm önerilerini dinlemek keşke her siyasetçinin duyduğu bir kararlı bir şekilde geldiği, dinlediği ve çözüm ürettiği bir sürece dönüşsün siyaset kurumu. Fakat, maalesef yaşadığımız süreçte eğitimin göz ardı edildiğini hepimiz biliyoruz ve görüyoruz.

    Başkan konuşmasında eğitimin bir milli güvenlik sorununa dönüştüğünü ifade etti. Zaten Bakanlığın isminde Milli Eğitim Bakanlığı yazıyor. Eğitimin milli olması gerektiğini ifade ediyor. Eğer eğitim, milli olmaktan çıkarsa yani Türkiye’yi çağdaş uygarlığı yakalamak için hedeflediği bir eğitim olmazsa Türkiye doğal olarak çağdaşlarından kopacaktır ve geriye düşecektir. Osmanlı’nın içinde bulunduğu tablo da maalesef buydu. Dolayısıyla bu gerçekliği hepimizin bir şekliyle görmesi lazım.

    Okula giden çocuklarımızın beslenmesi gerekiyor. İyi bir eğitim almaları gerekiyor. Sorgulayıcı bir eğitim almaları gerekiyor. Laik bir eğitim aslında çağdaş bir eğitimdir. Aksi halde eğitim sistemi çökerse bir ülke gelecek açısından ciddi zaaflara uğrayabilir. Bir ülkeyi geri bıraktırmak istiyorsanız yapacağınız tek şey var: Eğitim sistemini bozmak. Bugün yaşadığımız tablo maalesef bu.

    “ÇOCUKLARIN BOĞAZINDAN TASARRUF YAPAN İKTİDARA OY VERMEK, DEVLETİ FELAKETE SÜRÜKLEMEKTİR”

    Okula giden evlatlarımız var. 2023-2024 eğitim öğretim yılında geçici süreyle çocuklara ücretsiz okul yemeği projesini lafa kaldırıyorlar. Birinci soru şu: Bu soruyu ben, evlatları okula giden ve Ak Parti’ye ve MHP’ye oy veren annelere soruyorum: Çocuğunuzun boğazından tasarruf yapmak ülkenin kalkınması için gerekli mi? Ahlaki midir değil midir? Bu çocukların beslenme hakkı var ve beslenme hakkının kaynağı da vergiler. Ama bizim yani CHP’nin gerek Plan Bütçe Komisyonu’nda gerek TBMM’de evlatlarımıza bir seferlik yiyecek verilsin diye verdiğimiz önergeyi AKP ve MHP milletvekilleri reddetti. 2023-2024 eğitim öğretim yılında deprem bölgesi hariç yemek vermeyeceğiz dediler. Ne için? Tasarruf yapacağız. Tasarruf yapacaksan saraydan yap kardeşim. Çeteler var devleti kene gibi soyanlar. Soyanlardan vergi alırsın yeteri kadar. Çocukların boğazından tasarruf yapan iktidara oy vermek, devleti felakete sürüklemektir. Milli eğitim bu kadar önemlidir.

    “TÜRKİYE’DE YETERSİZ BESLENME NEDENİYLE 1 MİLYON 251 BİN 285 ÇOCUK BODURLUK SORUNU YAŞIYOR. MİLLİ EĞİTİM BAKANI BUNU BİLİYOR MU ACABA?”

    TÜİK’e göre 7 milyon 600 bin çocuğumuz dengeli beslenmiyor. Toplam çocuk sayımız 22 milyon 738 bin 300 bunun yüzde 33,7’si 7 milyon 662 bin 807 evladımız, maddi yoksulluk çektiği için yeteri kadar beslenemiyor. Türkiye’yi bu ayıptan kurtaracak olan sorunu çözecek olan bu siyasal iktidar ama yapmıyor. Birleşmiş Milletler’in 2023 sürdürülebilir kalkınma raporu var. O raporda şöyle diyor: Türkiye’de yetersiz beslenme nedeniyle 1 milyon 251 bin 285 çocuk bodurluk sorunu yaşıyor. Milli Eğitim Bakanı bunu biliyor mu acaba? Saray ve avanesi bunu biliyor mu acaba? Türkiye’nin dokularına iniyor musunuz?

    “MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI, MİLLİ OLMA VASFINI YİTİRMİŞTİR”

    Açık ve net… Üç temel soruna değineyim. Bir, özellikle son 20 yılda Milli Eğitim Bakanlığı, milli olma vasfını yitirmiştir. İkinci konumuz, Milli Eğitim Bakanlığı, eğitim sistemini çağdaşlıktan ve bilimsellikten çıkararak ideolojik bir çatışma alanına dönüştürmüştür. Üçüncüsü, Türk eğitim sisteminin son 20 yılda yaşadığı en temel sorun, liyakatsizliğin kurumsallaştırılmasıdır. Bu üç temel sorunu bünyesinde taşıyan bir Milli Eğitim Bakanlığı ülkenin sorunlarını çözecek evlatlar yetiştiremez. Tam tersine Milli Eğitim Bakanlığı şu anda Türkiye’deki en temel sorunların kaynağıdır.

    “21. YÜZYILIN TÜRKİYE’SİNDE ÜÇ MİLYONU AŞKIN EVLADIMIZ İNTERNETE ERİŞEMİYOR”

    21.yüzyılın Türkiye’sinde üç milyonu aşkın evladımız internete erişemiyor. 57 bin 340 acil derslik yapılması lazım. Deprem öncesi rakam bu şimdi bu rakam daha da büyüdü. Başka bir ayıp, kadrolu öğretmen, sözleşmeli öğretmen, ücretli öğretmen… Öğretmen öğretmendir ya. Öğretmenin kadrolusu gayet doğaldır. Ücretli, sözleşmeli öğretmen ne oluyor? Ayrıca cumhuriyetin 100. yılında seçim meydanlarında söz vermiştim 100 bin öğretmen ataması yapacağız diye. Aslında 100 binden fazla öğretmen açığımız var. İşin gerçeğini düşünürseniz. Ama bu gerçekleşmedi. 100 bin öğretmenin cumhuriyetin 100. yılında atanması lazım. Bu çağrıyı da bütün anneler, öğretmenler 85 milyon adına yapıyorum. Hijyen koşulları çok kötü bunun düzelmesi lazım. 60 bin kişilik yardımcı hizmet kadrosunun atanması lazım. Bir garabetten daha söz ederek sözlerimi bitireyim. Eğitim hizmetleri ödeneği veriliyor öğretmenlere her yıl. 2022’de öğretmenlere verilen ödenek, 1314 liraydı. Bir yıl sonra verilen eğitim ödeneğiyse 1314 liradan 1389 liraya çıkarılmış vaziyette. Yani 75 lira artırılmış.

    “SİYASİ MEŞRUİYETİ OLMAYAN BİR İKTİDARIN ÜLKENİN SORUNLARINI ÇÖZEMEYECEĞİNİ BİLİYORUZ”

    Var olan siyasal iktidarın ahlaki ve siyasi meşruiyetinin olmadığını söylemiştim. Ahlaki ve siyasi meşruiyeti olmayan bir iktidarın ülkenin sorunlarını çözemeyeceğini biliyoruz. Neden ahlaki ve siyasi meşruiyeti yoktur? Ben mülakatı kaldıracağım deyip seçim vaadinde bulunan bir kişi, seçimi kazandıktan sonra ‘ne mülakatı, mülakat gibi mülakat yapacağız’ diyorlar şimdi. Bu ne anlama geliyor? Yani geçmişte yaptığımız mülakatlar da aslında mülakat değildi. Yani bu da bir anlamda başka bir itiraf.”

    “SANIYORLAR Kİ BİZ BİR DAVA AÇARIZ KEMAL KILIÇDAROĞLU KORKAR VE SUSAR. SİZ BENİ TANIMIYORSUNUZ”

    Kılıçdaroğlu, dokunulmazlığının kalkması üzerine kendisinin 7 Mart 2024 tarihinde ‘sanık’ olarak duruşmaya çağrılmasına ilişkin kendisine davetiye çıkarılması ve hakkında siyasi yasak da talep edilmesiyle ilgili soru üzerine şu yanıtı verdi:

    “Davayı açan da açma talimatı veren de Kemal Kılıçdaroğlu’nu tanımıyorlar. Kemal Kılıçdaroğlu, haksızlığa boyun eğecek bir adam değildir. Kemal Kılıçdaroğlu, rüşvet alanların takipçisidir. Kemal Kılıçdaroğlu’nu toplumun tanımasının nedeni, yolsuzluk dosyaları konusunda verdiği mücadeledir. Bugünkü TBMM gazi Meclis değildir. Bugünkü TBMM, AKP ve MHP’nin oylarıyla yolsuzluk dosyalarını kapatan bir Meclis’tir. Onlar sanıyorlar ki biz bir dava açarız Kemal Kılıçdaroğlu korkar ve susar. Siz beni tanımıyorsunuz. Benim verilmeyecek hesabım yoktur ama onların verilmeyecek çok hesabı olduğu için susturmaya çalışıyorlar. Cesaretleri varsa yürekleri varsa olayı getirirler TBMM’ye yeniden tartışırız. 17-25’in ne olduğunu devletin nasıl soyulduğunu, nasıl paraları götürdüğünü… Yahu bu adamlarda ahlak ve erdem yok yahu. Trump dedi ki ‘Senin mal varlığını araştırırım’ dedi. Tık yok. ‘Benim verilmeyecek bir hesabım yok’ diye bir cümle kuramadı. O nedenle beni tanımıyorlar. 85 milyon vatandaşıma sesleniyorum, hiç ama hiç çekinmeyiniz ve korkmayınız. Yolsuzlukların üzerine tüyü bitmemiş yetimin hakkını yiyenlerin üzerine kararlılıkla gidecek bir kardeşiniz var. Yani adı, Kemal Kılıçdaroğlu. Kararlılıkla gideceğim.”

    “BİR SİYASİ PARTİNİN ALDIĞI KARARI BİZ SAYGI İLE KARŞILAYACAĞIZ”

    Kılıçdaroğlu, bir basın mensubunun İYİ Parti Genel İdare Kurulu’nun İstanbul ve Ankara dahil 81 ilde belediye başkanı adayı çıkaracaklarına ilişkin kararını sorması üzerine şu yanıtı verdi:

    “Bir siyasi partinin aldığı kararı biz saygı ile karşılayacağız. Bir siyasi parti diyor ki biz bağımsız olarak seçimlere gireceğiz diyor. Saygı ile karşılayacağız. Genel seçimlerden sonra kurduğumuz ittifak zaten bitti, bunu daha önce de söyledik. İttifak ne dönemlerde olur? Seçim dönemlerinde olur ittifak. Biz daha önce ittifakın daha uzun süreli olmasını temel nedeni neydi? İktidara geldiğimizde neler yapacağımız konusunda ortak mutabakat metnini hazırlamaktı. Onu yaptık. Yani, iktidara geldiğimizde ne yapacağız? Ekonomiyi ne yapacağız? Sağlıkta, eğitimde ne yapacağız? Dış politikada ne yapacağız? İktidar olduktan sonra bunları tartışmak yerine iktidar olmadan önce bütün bu tartışmaları yapmak ve iktidar olduktan sonra da süratle Türkiye’yi düzlüğe çıkarmak için. O yüzden o ittifak süreci uzun sürdü.”

    “YARIN ÖZGÜR BEY ADAYLIĞINI İLAN EDECEK”

    Başka bir basın mensubunun CHP Grup Başkanı Özgür Özel’in partisinin genel başkanlığına aday olacağı iddiasına ilişkin kendisine yöneltilen soruya Kılıçdaroğlu, şu yanıtı verdi:

    “Gayet güzel arkadaşlar. CHP, diğer partiler gibi değildir arkadaşlar. CHP’de her üyenin genel başkan olma hakkı vardır. Bütün kurultaylarımızda, benden öncesi kurultaylarla dahil çok sayıda genel başkan adayı çıkmıştır. Demokratik yollarla adaylıklarını ilan ederler. Adaylıklarını ilan ettiği için biz onları genel merkezimizde gerekli yerleri tahsis ederiz. Gerekli ikramı sağlarız. Yarın Özgür Bey adaylığını ilan edecek. Daha sonra bir başka arkadaşımız İstanbul’dan, bir mektup yazmış ‘Ben de adaylığımı genel merkez ilan edebilir miyim’ diye. Hemen yanıt verdik, elbette. Genel merkezde adaylığınızı ilan edebilirsiniz diye. Cumhuriyet Halk Partisi demek, demokrasi demek. Cumhuriyet Halk Partisi demek, hak hukuk adalet demektir. Cumhuriyet Halk Partisi demek geleceği inşa etmek demektir. Cumhuriyet Halk Partisi kavgaların partisi değil ki… Böyle ‘Hayır sen olamazsın, ben olurum. O zaman ben senin ayağını kaydırırım’ gibi bir düşüncemiz asla yok. Herkes özgürce genel başkan adayı olur ve özgürce yarışır. Sonuçta delegelerimiz karar verecekler, biz ona saygı gösteririz.’

    “SİYASİ MEŞRUİYETİ OLMAYAN BİR SİYASİ PARTİ İLE HANGİ ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİNE OTURACAKSINIZ”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘Yeni anayasa hazırlıklarımız son hız devam ediyor’ açıklamasına ilişkin soruya ise Kılıçdaroğlu, şu yanıtı verdi:

    “Siyasi meşruiyeti olmayan bir siyasi parti ile hangi Anayasa değişikliğine oturacaksınız? Önce şunu söyleyecekler, ‘Seçim meydanlarında söylediğimiz yalanlar için Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarından özür diliyoruz. Mülakat birincisi… Bunları söyledik ama montaj videolar yaptık, haksızlık yaptık, ahlaksızlık yaptık, erdemsizlik yaptık özür diliyoruz. Bu özürlerimizi kabul ederseniz buyurun gelin, güzel bir Anayasa yapalım’…”

    “ALLAH AŞKINA ERDOĞAN’IN KAPASİTESİ NEDİR ANAYASA KONUSUNDA KONUŞUYOR”

    Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşmasında “Milletin çeşitliliği” sözünü kullanması ile ilgili sorulan soruya ise şu yanıtı verdi:

    “Allah aşkına Erdoğan’ın kapasitesi nedir Anayasa konusunda konuşuyor. Promtere bakmadan iki cümle kurabilir mi? Anayasa yapacakmış, bugüne kadar kaç tane Anayasa yaptı? Memleketi ne hale getirdiğini gördü. Anayasa bir uzlaşma belgeleridir. Anayasa, sabah öğle akşam değiştirilecek belgeler değildir. Önce Anayasa nedir, bir öğrenmesi lazım. Kaç tane Anayasa hukukçusu ile yan yana gelip de onları dinledi. Türkiye’nin saygın hukukçuları var, kaçını dinledi? Birisi getirip bir kağıt koyuyor önüne ya da promptere bir metin yazıyor, ‘oku’ diyorlar o da okuyor. Türkiye Cumhuriyeti devleti; akılla yönetilir, promterle yönetilmez. Akılla yönetilir, bilgi ile yönetilir, ahlakla yönetilir, devletle yönetilir. Adalet var mı bu ülkede?

    “UYUŞTURUCU BARONLARI İLE BUNLAR MÜCADELE EDEMEZLER. ÇÜNKÜ SARAY ENGEL OLUR”

    Tutuklanan çete lideri (Ayhan) Bora Kaplan hakkında ise Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

    “En son yakalanan mafya lideri ne diyor? ‘Yurt dışındaki kara paramı kanun çıktı, getirdim’ diyor. Aylardır söylüyorum, mafyanın, uyuşturucu baronlarının yurt dışındaki kara paralarını Türkiye’ye getirdiniz, şimdi de uyuşturucu baronları da Türkiye’ye geliyor. Ne oluyor peki? Hakkında soruşturma, kovuşturma açılamaz diye kanun maddesi var. Bakın, uyuşturucu parası dolayısıyla soruşturma açılamayacak. Uyuşturucu baronları ile bunlar mücadele edemezler. Çünkü saray engel olur.”

    ÖZBAY: “EĞİTİMİN EĞİTİMCİLERİN SORUNUNU DİNLEYİP BİRLİKTE ÇÖZÜM ÜRETME İRADESİNİ BİZLERLE PAYLAŞTIĞI İÇİN ÇOK TEŞEKKÜR EDİYORUM”

    Kadem Özbay ise şunları söyledi:

    “Sayın Başkan’a ziyaretleri için teşekkür ediyoruz. Ülkenin birincil meselesi, olması gereken eğitimi hem partisinin hem de şahsının birincil meselesi olarak gördüğü, eğitimin eğitimcilerin sorununu dinleyip birlikte çözüm üretme iradesini bizlerle paylaştığı için çok teşekkür ediyorum. Tabii ki eğitim, bir ülkenin geleceği. Ancak maalesef ki geleceğimizle ilgili çok umutsuz bir tablo içerisinde olduğumuzu, eğitim emekçilerimizin öğrencilerimizin sorunlarını paylaştık. Neler yapabileceğimizi, neler yapmamız gerektiğini konuştuk. Dünyada başöğretmen unvanlı tek lider olan Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu ülkede öğretmenlerin maaşlarıyla ev kiralarını ödeyemediği, eğitim çalışanlarının insanca yaşayacak koşuldan çok uzak kaldığı, hem mesleki tükenmişliklerini hem ekonomik tükenmişliklerini ifade ettik.

    “ÇOCUKLARIN OKULLARDA AÇ VE SUSUZ OLDUKLARINI, BİR ÖĞÜN BESLENME HAKKININ BİLE SAĞLANMADIĞINI GÖRDÜK”

    Bugün başta büyükşehirler olmak üzere öğretmenlerimizin artık oralarda kalmak istemediğini gördük ve en önemlisi geleceğimiz olan çocukların okullarda aç ve susuz olduklarını, bir öğün beslenme hakkının bile sağlanmadığını gördük. Seçimden önce okul öncesine yemek vereceğiz diyen siyasi iktidarın ve bunu seçim propagandası yapan siyasi iktidarın seçimden sonra bu sözünü unuttuğunu ne okul öncesinde ne de devamında yemek verilmediğini, eğitimin tam da milli güvenlik meselesi olduğunu, çükü çocuklarımızın okulda aç ve susuz bırakan eğitimin başat aktörleri öğretmenleri ve eğitimcileri açlığa sefalete mahkum eden bu anlayış, aslında ülkenin geleceğine de ne kadar yoksul baktığını gösteriyor.

    “24 KASIMDA İŞ BIRAKACAĞIZ”

    Osmanlının çöküşünde eğitimdeki farklı farklı ikili, üçlü eğitim modelinin çöküşü hazırladığın söylemiştik. Bugün Türkiye’de de eğitim adeta üçlü bir hal almış durumda. Birinde çağdaşlıktan uzaklaşmış bir eğitime mahkum edilen yoksul kalmış halkın çocukları diğerinde tamamen velilerin sırtına yüklenmiş bir eğitim yükü diğerinde de kendi çocuklarını kurtaran varlıklı aileler… O nedenle eğitimde, öğretim birliğinin sağlamanın gerekliliğini ifade ettik. Eylemliliğimizi paylaştık sayın başkanla. Kasım ayının içerisinde bölgesel eylemleri yapacağımızı, her ayın 15 ‘inde maaş bordrolarımızla kamuoyunda yaşadıklarımızı paylaşacağımızı ve 24 Kasım’da iş bırakacağız ve 25 Kasım’da da büyük Ankara buluşmasını gerçekleştireceğiz.”

  • “Susan herkese yazıklar olsun”

    “Susan herkese yazıklar olsun”

    CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, bugün Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası (Eğitim İş) Genel Merkezi’ni ziyaret ederek Genel Başkan Kadem Özbay ile görüştü. Kılıçdaroğlu, ziyaretinin ardından X (Twitter) hesabından yaptığı açıklamada; “Bugün Eğitim-İş Sendikasını ziyaret ettim. Bir ülkenin öncelikli meselesi, kendi evlatlarıdır. Ancak Saray İktidarı geleceğimizi yok etmek için, elinden geleni ardına koymuyor; gözünü kırpmadan çocuklarımızı heba ediyor” ifadelerini kullandı.

    CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun açıklaması şöyle:

    “SİZDE AHLAK, VİCDAN NAMINA HİÇBİR ŞEY KALMADI MI

    Millî Eğitim Bakanlığı 08 Eylül 2023’te bir genelge yayımlayarak, Ücretsiz Okul Yemeği Projesinin geçici süreyle durdurulduğunu ilan etti. Erdoğan’a sormak isterim, tasarruf edecek başka bir şey kalmadı mı? Kendi Sağlık Bakanın ‘Çocuklarımızın 3 ana ve en az 2 ara öğünle beslenmeleri gerekir’ diyor, hadi muhalefeti geçtik, kendi bakanını da mı dinlemiyorsun? TÜİK ‘7 milyon 662 bin 807 çocuğumuz dengeli beslenemiyor’ diyor, bunu da mı duymuyorsun? Sarayındaki şatafattan, beslemelerinden, 5’li çetelerinin ballı ihalelerinden tasarruf ettin de sıra evlatlarımızın boğazına mı geldi? Sizde ahlak, vicdan namına hiçbir şey kalmadı mı?

    SUSAN HERKESE YAZIKLAR OLSUN

    Birleşmiş Milletler ‘Türkiye’de yetersiz beslenme nedeniyle 1 milyon 251 bin 285 çocuğun bodurluk sorunu yaşadığını’ söylüyor. Böyle bir ekonomik krizde, elde bu veriler varken, evlatlarımızı neden açlığa mahkum ediyorsun? Üstelik muhalefetin, yoksul ailelerin feryadını duyarak, TBMM’de ‘1 öğün ücretsiz yemek’ önergesini reddediyorsun. Bu, tasarrufu çetelerden değil, evlatlarımızdan yapmak istediğinin kanıtıdır. Buna susan herkese yazıklar olsun.

    NE SİZ YOKSULLUĞA MAHKUMSUNUZ NE DE EVLATLARINIZ AÇLIĞI HAK EDİYOR

    Son 20 yılda Milli Eğitim Bakanlığı ‘milli’ olma vasfını tamamen yitirdi. Çağdaşlıktan ve bilimsellikten uzaklaşarak, sadece ideolojik kararlara imza atar hale geldi. Liyakatsizlik tümüyle kurumsallaştı. Oysa bakanlığın derdi ideolojik çatışma alanları yaratmak değil, 21. yüzyılda internete erişemeyen 3 milyonu aşkın evladımız olmalıydı. Atama bekleyen 100 bini aşkın öğretmen, 60 bini aşkın hizmet personeli olmalıydı. Bu ülkenin annelerine sesleniyorum: Ne siz yoksulluğa mahkumsunuz ne de evlatlarınız açlığı hak ediyor. Sarayın sizi yok saymasına, ikinci sınıf vatandaş muamelesi yapmasına izin vermeyin.”

     

  • Yarın adaylığını ilan edecek

    Yarın adaylığını ilan edecek

    Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası (Eğitim-İş) Genel Başkanı Kadem Özbay’ı ziyaret etti. İkili arasında Eğitim-İş Genel Merkez binasında gerçekleştirilen görüşme yaklaşık 45 dakika sürdü. Görüşmenin ardından basın açıklamasında bulunan Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın seçim öncesi mülakatın kaldırılacağına dair ifadeleri ve Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in öğretmenlik alımında mülakat yapılacağına dair açıklamaları sorulması üzerine, “Daha önceki açıklamalarımda şu anda var olan siyasal iktidarın ahlaki ve siyasi meşruiyetinin olmadığını söylemiştim. Ahlaki ve siyasi meşruiyeti olmayan bir iktidarın ülkenin sorunlarını çözemeyeceğini de biliyoruz. ‘Ben mülakatı kaldıracağım’ deyip, seçim meydanlarında halka vaatte bulunanlar, seçimi kazandıktan sonra ‘ne mülakatı, mülakatı kaldırmayacağız. Mülakat gibi mülakat yapacağız’ diyorlar” diye konuştu.

    “Bugünkü TBMM, AK Parti’nin ve MHP’nin oylarıyla yolsuzluk dosyalarını kapatan bir meclistir”

    Kılıçdaroğlu, kamu görevlisine hakarettin kaynaklı hakkında açılan davayı değerlendirerek, “Sarayın talimatıyla dava açılabilir. Davayı açan da davayı açma talimatını veren de Kemal Kılıçdaroğlu’nu tanımıyor. Kılıçdaroğlu, haksızlığa boyun eğecek bir adam değildir. Kılıçdaroğlu, rüşvet alanların takipçisidir. Kılıçdaroğlu’nu toplumun tanımasının temel nedeni yolsuzluk dosyaları konusunda verdiği mücadeledir. TBMM, Gazi Meclis değildir. Bugünkü TBMM, AK Parti’nin ve MHP’nin oylarıyla yolsuzluk dosyalarını kapatan bir meclistir. Bugünkü TBMM, yine AK Parti ve MHP’li milletvekillerinin oylarıyla; ‘Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nda yolsuzluk yapanlar hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılamaz’ diye kanun çıkaran bir meclistir” ifadelerini kullandı.

    “(İYİ Parti’nin 81 ilde kendi aday kararı) Bir siyasi partinin aldığı kararı saygıyla karşılayacağız”

    İYİ Parti Sözcüsü Kürşat Zorlu’nun, Genel İdare Kurulu (GİK) toplantısı sonrası 81 ilde kendi adaylarıyla seçime gireceklerine dair açıklamalarının hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu, “Bir siyasi partinin aldığı kararı saygıyla karşılayacağız. Bir siyasi parti diyor ki biz bağımsız olarak seçimlere gireceğiz. Biz, saygıyla karşılayacağız. Seçimden sonra zaten kurduğumuz ittifak bitti, bunu daha önce de söyledik. İttifak seçim dönemlerinde olur. Biz daha önce ittifakın daha uzun süreli olmasını istememizin temel nedeni; iktidara geldiğimizde neler yapacağımız konusunda Ortak Mutabakat Metni’ni hazırlamaktı. Onu yaptık biz” açıklamalarında bulundu.

    “Yarın Özgür Bey adaylığını ilan edecek”

    Kılıçdaroğlu, CHP’li Özgür Özel’in adaylığını açıklayacağına dair iddialara ilişkin ise şöyle konuştu:
    “Gayet güzel. CHP, diğer partiler gibi değildir. CHP’de her üyenin genel başkan olma hakkı vardır. Benden önceki bütün kurultaylarda dahil çok sayıda genel başkan adayı çıkmıştır. Demokratik yollarla adaylıklarını ilan ederler. Adaylıklarını ilan etmeleri için biz genel merkezimizde gerekli yerleri tahsis ederiz, her türlü ikramı sağlarız. Bunlar çıkarlar, adaylıklarını ilan ederler. Yarın Özgür Bey adaylığını ilan edecek. Daha sonra İstanbul’dan bir başka arkadaşımız, ‘ben de genel merkeze adaylığımı ilan edebilir miyim?’ diye mektup yazmış. Elbette adaylığınızı ilan edebilirsiniz diye hemen yanıt verdik. CHP kavgaların partisi değil. ‘Sen olamazsın, ben olurum. O zaman ben senin ayağını kaydırayım’ gibi bir düşüncemiz asla yok. Herkes özgürce genel başkan adayı olur, özgürce yarışır. Sonuçta delegelerimiz ya da partililerimiz karar verecekler, biz ona saygı gösteririz.”

  • Çelik’ten Kılıçdaroğlu’na tepki

    Çelik’ten Kılıçdaroğlu’na tepki

    AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a Erdoğan küresel güçlere boyun eğmiştir” sözlerine tepki gösterdi.

    Sözcü Çelik, “Kemal Kılıçdaroğlu yine cehalet dolu cümlelerle Cumhurbaşkanımıza saldırmış. Her zaman olduğu gibi eline tutuşturulan bir metni yayınlayarak G20 Zirvesi hakkında açıklamalarda bulunmuş. Hiç anlamadığı konularda yaptığı açıklamalarına bir yenisini eklemiş. Öncelikle Kılıçdaroğlu, hayatında Türkiye Cumhuriyeti’nin hak ve menfaatlerini korumak adına bugüne dek hiçbir uluslararası müzakereye liderlik etmiş değildir. Bu noktada G20 zirvesi ve uluslararası gelişmelerle ilgili yaptığı açıklamalar en temel dış politika gelişmeleri hakkında hiç bilgisi olmadığını bir kez daha göstermiştir. Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanımıza yönelik ‘Erdoğan küresel güçlere boyun eğmiştir’ demiş. Cumhurbaşkanımızın küresel sistem içindeki güçlü ve kararlı çizgisi, Kılıçdaroğlu’nun asla anlayamayacağı bir boyuttadır. Zaten küresel sistemin bütün aktörleri Cumhurbaşkanımızın kararlı ve vizyoner bir dış politika çizgisi izlediğini yakinen bildiği gibi, dostlarımız bu duruşuna saygı duyduklarını da açıkça ifade etmektedirler” ifadelerini kullandı.

    “Kılıçdaroğlu’nun G20’yi değerlendirebilmesi için katetmesi gereken çok mesafe vardır” diyen Çelik, şu ifadeleri kullandı:
    “Kılıçdaroğlu’nun Türkiye’siz masa kurulduğunu söylemesi ise masa denilince sadece 7’li masayı anlayan birisi için büyük bir iddiadır. Cumhurbaşkanımız ise küresel ve bölgesel olaylarda ‘Türkiye’siz masa kurulamaz’ dediğinde bunu defalarca ispat etmiştir. Seçim kampanyası boyunca terör örgütlerinin destek propagandasına sessiz kalan ve boyun eğen, dahası sınır ötesi tezkereye hayır diyen Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanımızın yürüttüğü milli dış politika hakkında konuşması abestir. Sayın Kılıçdaroğlu’nun öncelikle terörle mücadeleden mavi vatana, Karabağ ve Suriye’den Libya’ya kadar bir dizi konuda dersini çalışması, sınavını vermesi gerekmektedir. Kılıçdaroğlu’nun G20’yi değerlendirebilmesi için katetmesi gereken çok mesafe vardır.”

  • Kılıçdaroğlu nikah şahidi oldu

    Kılıçdaroğlu nikah şahidi oldu

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bu akşam Ankara Yenimahalle’de Pervin ve Ahmet Özdemir’in kızları Selin’in nikah törenine katıldı. Çiftin nikahını Yenimahalle Belediye Bakanı Fethi Yaşar kıydı. Dünya evine giren Selin ve Sefa çiftinin nikah şahitliğini de yapan CHP lideri Kılıçdaroğlu, Özdemir ile Tilki ailelerine hayırlı olsun dileklerini iletti.

    Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

    “Böylesine güzel bir nikahta, gelinle damadın yanında olmaktan son derece mutluyum. Onların ömür boyu mutlu olmalarını ben de yürekten istiyorum. Başkanımız çok güzel bir konuşma yaptı. Güzel evlatlar vereceksiniz. Sizlerin anneleri ve babaları, torunlarını sevecekler. Olağanüstü güzel bir şey. Evin gerçek sahibi evin kadını olacak. Ömür boyu mutluluklar diliyorum.”

  • CHP 100 yaşında

    CHP 100 yaşında

    Anıtkabir’deki törene Genel Başkan Kemal Kılıçdarkoğlu ile birlikte parti yöneticileri, milletvekilleri ve çok sayıda partili katıldı. Kılıçdaroğlu başkanlığındaki heyet, Aslanlı Yol’dan ilerleyerek Cumhuriyet’in kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün mozolesine geldi. Kılıçdaroğlu’nun, kırmızı ve beyaz karanfillerden oluşan çelengi mozoleye bırakmasının ardından saygı duruşunda bulunuldu Daha sonra beraberindekilerle Misak-ı Milli Kulesi’ne geçen Kılıçdaroğlu, Anıtkabir Özel Defteri’ne şunları yazdı:

    “Büyük Atatürk, Sayın Genel Başkanım, İzmir’den kurtuluşun ilan edildiği ve kuruluş ateşinin yakıldığı bu tarihi günde, 100’üncü yılını kutladığımız Cumhuriyet Halk Partisi’nin bugünkü temsilcileri olarak huzurunuzdayız. İleri, çağdaş bir ulus yaratmaya yönelik vizyonunuz, Cumhuriyet Halk Partisi’nin kalıcı mirasının yolunu açmıştır. Türkiye Cumhuriyeti’nin ve partimizin kurucusu olarak demokrasi, sosyal adalet ve laiklik ilkelerine olan sarsılmaz bağlılığınız ve ileri görüşlülüğünüz, bizlere ilham vermeye devam ediyor. Bu vizyonu geleceğe taşımak ve daha eşit, adil, kapsayıcı bir toplum oluşturma bilinciyle milletimizin huzur ve refahı için mücadelemizi sürdürüyoruz.

    Sayın Genel Başkanım, bugün iki büyük mirasınızdan biri olarak kabul ettiğiniz Cumhuriyet Halk Partisi’nin 100. kuruluş yıl dönümü… Huzurunuzda 23 Ekim 1923 günü, partimizin kuruluş dilekçesini imzalayan Erzincan Mebusu Sabit Sağıroğlu’nu, İstanbul Mebusu Dr. Refik Saydam’ı, İzmir Mebusu Celal Bayar’ı, Erzurum Mebusu Münür Hüsrev Göle’yi, Tekfurdağ Mebusu Cemil Uybadın’ı, Konya Mebusu Kazım Hüsnü’yü, İzmit Mebusu Saffet Arıkan’ı, Diyarbakır Mebusu Zülfü Tiğrel’i, partimizin Katibi Umumisi Recep Peker’i ve İkinci Genel Başkanımız İsmet İnönü’yü saygı ve rahmetle anıyorum. Aziz hatıranız önünde saygıyla eğiliyor, silah arkadaşlarınızı, aziz şehitlerimizi ve hayatını yitirmiş tüm Cumhuriyet Halk Partilileri rahmetle anıyorum.”

    Kemal Kılıçdaroğlu, 2’nci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün mezarına da çelenk bırakarak saygı duruşunda bulunduktan sonra Anıtkabir Komutanlığı makamına geçti.

    Burada bir süre Anıtkabir Komutanlığı yetkilileriyle görüşen Kılıçdaroğlu, partililerle hatıra fotoğrafı çektirdikten sonra ayrıldı.