Etiket: kemik erimesi

  • Omurga çökmelerine dikkat

    Omurga çökmelerine dikkat

    Omurga çökme kırıklarının kadınlarda erkeklere oranla 2 kat daha fazla görüldüğüne dikkat çeken Beyin, Sinir ve Omurga Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Timur Yıldırım, “Çoğunlukla menopoz sonrasında kadınlar bu hastalığa yakalanır. İleri kemik erimesi sonucunda omurgadaki omurun cinsi süngersi bir yapıda olduğu için zamanla eriyen kemik ile birlikte çökmektedir. Sanki bir kutunun içine çökmesi gibi omurga boydan ve kenarlardan yavaşça kendi içinde çöker. Bazen o kadar çok çöker ki ince bir şerit halini aldığı durumlar görülebilir. Kişi öne doğru eğilerek kamburlaşır. Omurganın boyu ile birlikte diğer organlar sıkışır ve en önemlisi arkada omurilik ve onun yanından çıkan diğer sinir kökleri sıkışır. Hapşırık ya da öksürük, doğrulma, bir şeyi yerden kaldırma gibi kırık bazen çok küçük bir travmayla bile oluşur” dedi.

    Omurga çökme kırıkları ile çok sık karşılaştıklarını ifade eden Yıldırım, “Bu kırıklar ağrıya, boy kısalmasına, omurganın duruş bozukluğuna yol açarak ilerleyen dönemlerde iç organlarla ilgili fonksiyon bozukluklarına yol açabilir. Bu fiziksel değişiklik hastayı depresyona da sokabilir” ifadelerini kullandı.

    Omurga çökme kırıklarının tedavisinde Vertebroplasti

    Son yıllarda teknolojinin gelişmesiyle omurga çökme kırıklarının tedavi seçeneklerinin de geliştiğini anlatan Beyin, Sinir ve Omurga Cerrahı Doç. Dr. Timur Yıldırım, “Vertebroplasti, omurga kompresyon (çökme) kırıklarının tedavisinde kullanılan minimal invaziv bir cerrahi prosedürdür. Bu yöntemde, öncelikle radyolojik görüntüleme yöntemleriyle omurga kırığı tespit edilir ve müdahale yapılacak bölge belirlenir. Daha sonra lokal anestezi altında ince iğneler kullanılarak kırık bölgesine bir kemik çimentosu enjekte edilir. Bu çimento, kırığın sabitleştirilmiş olmasını sağlar ve ağrıyı hafifletmeye yardımcı olur” şeklinde konuştu.

    Hastaların genellikle aynı gün taburcu edilebildiğini ekleyen Doç. Dr. Timur Yıldırım, “Vertebroplasti genellikle hastanın karın üstü yattığı ve lokal anestezi altında gerçekleştirildiği bir işlemdir. Radyolojik görüntüleme yöntemleri kullanılarak kırık belirlenir ve iğnelerin doğru yerleştirilmesi için rehberlik sağlanır. Ardından, polimetilmetakrilat (PMMA) adı verilen bir kemik çimentosu kırık bölgesine enjekte edilir. Enjeksiyonun ilerlemesi ve hastanın pozisyonu radyolojik olarak izlenir ve çimento sertleşinceye kadar işlem devam eder. İşlem genellikle 30-60 dakika sürer” diye konuştu.

    Vertebroplasti’nin, kompresyon kırıklarında ağrı azalması ve fonksiyonel iyileşmede umut verici sonuçlar gösterdiğine dikkan çeken Doç. Dr. Timur Yıldırım, “Hem yapılan çalışmalarda hem de bizim hastalarımızdan aldığımız geri dönüşlerde, ağrı skorlarında önemli bir azalma ve yaşam kalitesinde iyileşme sağladığı görülmüştür. Bununla birlikte, her tıbbi müdahalede olduğu gibi, vertebroplasti de potansiyel riskler ve komplikasyonlar taşır. Bunlar arasında çimento sızıntısı, enfeksiyon, komşu seviye kırıkları ve alerjik reaksiyonlar yer alabilir. Bu riskleri minimize etmek için hasta seçimi ve dikkatli bir ön operasyon değerlendirmesi önemlidir” dedi.

    Beyin, Sinir ve Omurga Cerrahı Doç. Dr. Timur Yıldırım, “Vertebroplasti, minimal invazif bir yaklaşım olarak vertebral kompresyon kırıklarının etkili bir tedavi seçeneği sunar. Prosedür, hastaların yaşam kalitesini artırabilir, ağrıyı azaltabilir ve hareket kabiliyetini geri kazandırabilir. Ancak, vertebroplastiye geçmeden önce bireysel hastaya özgü faktörleri dikkate almak ve vertebroplastinin uygunluğunu değerlendirmek önemlidir. Vertebroplasti başarısı, multidisipliner bir yaklaşım ve deneyimli bir cerrahın uzmanlığına dayanır. Araştırma ve teknoloji ilerledikçe, vertebroplastinin etkinliği ve güvenliği sürekli geliştirilmekte ve hastalar için daha iyi sonuçlar elde etmek için yeni imkanlar sunmaktadır” diye ekledi.

  • Kemik erimesi hayatınızı zehir etmesin

    Kemik erimesi hayatınızı zehir etmesin

    Kemik erimesinden korunmanın yollarını anlatan Medicana Kadıköy Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Bölümü’nden Uzm. Dr. Ruhsan Cihan Bulut, şu önerilerde bulundu:
    “Sağlıklı beslenmeye özen gösterin: Yeterli kalsiyum ve D vitamini alımı, kemik sağlığı için kritiktir. Süt ürünleri, yeşil yapraklı sebzeler, badem, somon gibi besinler kalsiyum içerir. D vitamini ise güneş ışığı, yumurta sarısı, balık yağı gibi kaynaklardan alınabilir. Protein, fosfor, magnezyum, potasyum ve diğer önemli mineralleri içeren bir dengeli beslenme programı benimseyin. Bu, kemik sağlığı üzerinde olumlu bir etki yapabilir.
    Düzenli fiziksel aktivite yapın: Düzenli egzersiz, kemik sağlığını destekler. Ağırlık taşıyan egzersizler (örneğin, yürüyüş, koşu, direnç antrenmanları), kemikleri güçlendirebilir. Egzersiz, dengeyi ve koordinasyonu artırarak düşmeleri önleyebilir.
    Sigara ve alkol kullanımını sınırlayın: Sigara içmek ve aşırı alkol tüketimi, kemik kaybını hızlandırabilir. Bu alışkanlıklardan kaçınmak, kemik sağlığı üzerinde olumlu bir etki yapabilir.

    Kafein ve tuz tüketimini sınırlayın: Aşırı kafein tüketimi ve yüksek miktarda tuz alımı, kalsiyum atılımını artırabilir. Bu nedenle, bu maddeleri sınırlamak önemlidir. Doktorunuzla düzenli sağlık kontrolü yapın ve kemik sağlığınızı izleyin. Gerekirse, kemik yoğunluğu testi gibi özel testlere tabi tutulabilirsiniz.

    Rahatsızlıkları izleyin ve tedavi edin: İlaç kullanımı veya başka sağlık sorunları, kemik sağlığını olumsuz etkileyebilir. Doktorunuzun önerdiği tedavilere uyarak rahatsızlıkları izleyin ve gerekirse tedavi edin.
    Düşmeleri önleyin: Düzenli egzersiz ve evde güvenliği artırıcı önlemler alarak düşmeleri önleyin. Düşmeler, kemik kırıkları riskini artırabilir.”

    Kemik erimesinde erken teşhis önemli

    Uzm. Dr. Ruhsan Cihan Bulut, özellikle menopoz sonrası kadınlarda östrojen seviyesinin azalması nedeniyle kemik kaybı başlayabildiğini ifade ederken, kadınların kemik ölçümü yaptırmasının önemli olduğunu söyledi. Uzm. Dr. Bulut, ‘’Kemik ölçümü, özellikle osteoporoz durumların teşhisi ve izlenmesi için kullanılır. Osteoporoz, kemiklerin zayıflayarak kırılma riskinin arttığı bir durumdur. Kemik mineral yoğunluğunun düşük olması, osteoporoz riskini gösterir. Düşük kemik mineral yoğunluğu, kemiklerin kırılma riskini artırabilir. Kemik ölçümü, bu riski belirlemek ve buna göre önlemler almak için kullanılır. Kemik erimesinden korunma, yaşam tarzı değişikliklerini içerir ve bu değişiklikler genellikle genel sağlığınızı iyileştirerek sadece kemik sağlığınızı değil, aynı zamanda genel sağlığınızı da destekler. Uygulamaya koyduğunuz önlemleri doktorunuzla paylaşmak da önemlidir” dedi.

  • “Osteoporoz hastalığı kemikleri çalıyor”

    “Osteoporoz hastalığı kemikleri çalıyor”

    Halk arasında ‘kemik erimesi’ olarak da adlandırılan osteoporoz, erken dönemde büyük sorunlara neden olmasa da yaş ilerledikçe kemiklerde hasar oluşumuna ve kırılmalara yol açabiliyor. Osteoporozun en dikkat çekici yönü ise genellikle kemikte kırık meydana gelmeden önce sessiz bir hırsız gibi ilerleyerek, hiçbir belirti vermemesi oluyor.

    Günümüzde 50 yaşın üzerindeki her 3 kadından birini tehdit eden osteoporoz, ileri yaş erkeklerde de görülüyor. Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Adam, toplumda en sık görülen metabolik kemik hastalığı olan ve artık bir halk sağlığı sorunu haline gelen osteoporoz hakkında önemli bilgiler verdi.

    “Risk yaşla beraber artıyor”

    “Bebeklik ve çocukluk döneminde artan kemik kitlesi 30-35 yaşlarında zirve yaparken daha sonra her yıl ortalama yüzde1 azalıyor. Kadınlarda menopoz sonrası ilk yıllarda östrojen hormonunun koruyucu etkisi ortadan kalkınca yıllık kayıp oranı yüzde 3 ila 5’e kadar çıkabiliyor” diyen Prof. Dr. Adam, bunun altında yatan nedeni ise kadın anatomik yapısındaki kemik yoğunluğunun erkeklere göre daha az olması şeklinde açıklıyor.

    “Kalça kırıkları hayatı tehdit ediyor”

    Osteoporozun en korkulan ve istenmeyen bulgusunun 80’li yaşlarda görülen kalça kırığı olduğunu ifade eden Prof. Dr. Adam, bu çağlarda kalça kırıklı hastaların yüzde 20-25’inin altta yatan diğer hastalıklarının da etkisi ile hayatlarını kaybettiklerini söyleyerek ekliyor: “Osteoporoza bağlı omur kırıkları ise kendini sırt ağrısı olarak gösterir. Devam eden süreçte boy kısalması, kamburluk, karın içi organlara bası sonucu kabızlık, yanma gibi mide ve bağırsak sorunları görülür. Osteoporoza bağlı en sık görülen kırık ise el bilek kırıklarıdır. 50’li yaşlarda basit düşme sonucu görülen el bilek kırıkları günlük yaşam aktiviteleri bozan önemli bir unsurdur.”

    “Korunma çocuk çağında başlamalı”

    Osteoporozdan korunmanın çocukluktan başlaması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Adam, “Zengin kalsiyum içeriğine sahip besinlerin günlük tüketilmesi, güneş ışınlarından faydalanılarak yeterli D vitamin alınması ve düzenli egzersiz ile kas kitlesini, dolayısı ile kemik kitlesini arttırmak mümkündür. Yapılacak egzersizler yerçekimine karşı direnç egzersizleri olmalıdır. Basketbol, voleybol, ip atlama, koşma vb. egzersizler erken dönemlerde tercih edilirken, ileri yaşlarda ise yürüyüş hatta sadece yerinde yaylanma hareketi bile yeterli olacaktır. Ayrıca D vitamin kan değerleri çok düşük ise D vitamini takviyesi, sigara ve alkolden uzak durulması, soda ve kolalı içeceklerin tüketilmemesi, çay ve kahve tüketiminin günde 2-3 fincan ile sınırlandırılması önerilir. İlaç tedavisi gereken bireylerde ise ilk tercih bisfosfonat grubu ilaçlardır” diyerek bisfosfonatların yetersiz kaldığı ya da yan etkisi nedeniyle kullanılamadığı durumlarda ise daha başka ilaç seçeneklerinin gündeme gelebileceğini anlatıyor.

    Erkekler de risk atında

    Erkeklerde erken dönemde düşük enerjili bir travma ile kemik kırığı oluşmasının osteoporoza karşı uyarıcı olması gerektiğini de kaydeden Prof. Dr. Adam, “Erkek osteoporozunda araştırılması gereken durumlardan biri hipogonadizmdir (Cinsiyete özgü seks hormonlarının hiç olmaması veya yetersiz olması). Erkeklerde koruyucu ve tedavi edici yaklaşımlar ise kadınlarla aynıdır” diyor.

    Kimler osteoporoz riski altında?

    • 3 aydan uzun süre kortizon kullananlar
    • Hipertiroidi hastaları
    • Antiepileptik ilaç kullananlar
    • Aile öyküsünde osteoporoz olanla
    • 1 aydan uzun süre yatak istirahati alanlar
    • Ailesinde kalça kırığı olanlar
    • Menopoz dönemindeki kadınlar
    • Boy kısalması olanlar.