Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, Türkiye’de son günlerde artış gösteren KKKA vakalarına ilişkin açıklama yaptı. Prof. Dr. Ceyhan, KKKA’nın Türkiye’de her yıl bu dönemlerde, belli bölgelerde görüldüğünü belirtti.
KKKA’nın kene ısırması sonucu bulaşan virüs olduğunu anımsatan Ceyhan, “İlk dönemlerde özelikle sokağa çıkma yasağı varken insanların Kırım Kongo’ya yakalanma şansı daha düşüktü. Çünkü bu kene genellikle çayırdan, çimenden bulaşıyor. Özellikle sokağa çıkma yasağı kaldırıldıktan sonra insanlar daha çok piknik aktiviteleri ya da farklı nedenlerle bu tip bölgelere gidip dikkatsiz davranınca kene ısırmaları arttı. Dolayısıyla Kırım Kongo vakaları da arttı. Koronavirüs nedeniyle sokağa çıkma yasağı varken de görüyorduk ama şu anda Türkiye’de vakaların arttığını izliyoruz” dedi.
‘GİYSİ ÜZERİNDEN DERİYE YAPIŞMASI MÜMKÜN DEĞİL’
Kenenin insan olmadan yaşayabilen canlı olmadığını belirten Ceyhan, “Canlı olması için mutlaka bir insan bulup bazıları hayvanlar ile bazıları insanlar ile hayatlarını sürdürüyor. Kene yapıştığı zaman virüsü salgılarında bulundurduğu için eğer siz hiç dokunmazsanız çok fazla salgı bulaştırmıyor dolayısıyla bulaştırdığı virüs miktarı az oluyor. Kenenin, giysi üzerinden deriye yapışması mümkün değil. Mümkün olduğu kadar kapalı olması lazım insanın derisinin. Kene, sıçrayarak yapışıyor. Bunları engellemek için mümkün olduğu kadar kapalı giyinmek, pantolonu çorabın içine sokmak gerekiyor” diye konuştu.
‘KENEYİ DERİDEN ÇEKERSENİZ BOL MİKTARDA VİRÜS BIRAKIR’
Prof. Dr. Ceyhan, keneye karşı alınması gereken önlemlere ilişkin ise şunları söyledi:
“Diyelim ki kenenin bulaştığını gördünüz, pikniğe falan gidildiğinde her kalkındığında mutlaka kontrol edilmesi lazım. Kene varsa dokunulmaması lazım. Eğer ki o işi bilmiyorsa siz, keneyi koparmaya, deriden çekmeye ya da öldürmeye kalkarsanız kene tükürüğünü boşaltıyor ve bol miktarda virüs var içerisinde. O şekilde bol virüs bulaşıyor ve daha ağır hastalığa yol açıyor. Eğer biliyorsanız banka kartı ya da kredi kartı olabilir. İki yanından deriye bastırılarak keneyi öldürmeden çıkarmak gerekir. Bilmiyorsanız hiç dokunmamamız gerekir, hemen bir sağlık kuruluşuna gidip orada çıkarmak en doğrusu. Eğer böyle yapılırsa hastalık bulaşsa bile ağır seyretmeden geçirilebiliyor. Ama hastalık bulaşmış ve klinik belirtileri çıkacaksa en belirgin belirtileri, aslında kanamalı ateş o nedenden diyoruz ateş yükseliyor, vücudun değişik bölgelerinde kanamalar oluyor. İdrardan kanamalar oluyor ve iç organlarda bazı bozulmalar başlıyor. Karaciğerde, böbrekte bozulmalar ortaya çıkabiliyor. Daha da ilerlediği zaman kanda hem pıhtılaşma hem de kanma şeklinde giden ve kontrolü giderek zorlaşan bir tablo ortaya çıkabiliyor.”
‘SOLUNUM YOLUYLA BULAŞMASI SÖZ KONUSU DEĞİL’
KKKA vakalarının yüzde 4 civarında ölümle sonuçlandığına dikkat çeken Prof. Dr. Ceyhan, “Hastanede tedavi edilebilen, tedavinin oldukça etkili olduğu bir hastalık. Bir sağlık kuruluşuna gidildiği zaman vakaların büyük çoğunluğu kurtarılabiliyor. Öncelikle korunmak daha önemli tabi. Solunun yoluyla bulaşması söz konusu değil ancak o kişilerin kanıyla bulaşabiliyor. Bu bulaş da en çok sağlık çalışanlarında görünüyor. Yoksa hava yoluyla bulaşma söz konusu eğil” diye konuştu.
Sivas’ın merkez ilçesine bağlı Kızılca köyünde hayvan otlatırken vücuduna kene yapışan 30 yaşındaki B.S., keneyi kendisi çıkarttı.
Bir süre sonra rahatsızlanınca Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Hastanesine başvurdu. Burada Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) tanısı ile tedavi altına alınan genç adam kurtarılamayarak hayatı kaybetti. B.S.’nin cenazesi yakınları tarafından hastane morgundan alınarak defnedilmek üzere Kızılca köyüne götürüldü.
Geçtiğimiz hafta açıklamalarda bulunan Sivas Cumhuriyet Üniversitesi (SCÜ) Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İlhan Çetin; “Bu yıl vakaların normalden daha erken görülmeye başladığını ifade eden Prof.Dr. Çetin, ”KKKA vakalarını nisan sonu veya mayıs başı gibi görmeye alışkınız. Ancak bu sene maalesef 1,5 ay önce bir sürede KKKA vakaları gelmeye başladı” demişti.
Sivas’ta geçtiğimiz yıl kene ısırması sonucu hastaneye başvuran 120 hastaya Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) tanısı konulurken yaklaşık 10 kişi bu virüs nedeniyle hayatını kaybetmişti. Bu yıl erken görülmeye başlayan KKKA vakalarında 5 kat artış görüldü ve yaklaşık 100 vaka tespit edildi. Tedavi altına alınan 2 kişi ise hayatını kaybetti. Uzmanlar, kenenin öldürücülük özelliğinin Kovid-19’a göre üç kat daha fazla olduğunu vurguladı.
SİVAS’TA KESİNLEŞMİŞ 94 VAKA
Cumhuriyet Üniversitesi (SCÜ) Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İlhan Çetin, bu yıl kene ısırması sonucu oluşan KKKA vakalarının erken görülmeye başlandığını belirterek, “2002 yılından itibaren kırım Kongo kanamalı ateşi, Sivas bölgesinde, İç Anadolu bölgemizde ve Orta Karadeniz bölgesinin güneyinde ciddi bir endemik ve eptemik hastalık halinde seyretmektedir. Özellikle de bu sene için biz geçen yıl ki vakaların yaklaşık beş-altı katı daha fazla kırım Kongo kanamalı ateşi görmeye başladık ve bu sene özellikle biz nisan sonu mayıs başında gördüğümüz kırım Kongo kanamalı ateşi vakalarını martın ortalarından itibaren görmeye başladık. Sivas ve çevresinde şu ana kadar 94 vakamız olmuştur. Bunların 78 adeti erişkin hastamız 16 tanesi de çocuk hastamızdır. Geçen yıl ki sayılara göre beş-altı kat daha fazla vakayı görüyoruz. Yani bunların fazla gözükmesinin en büyük sebeplerinden bir tanesi özellikle Kovid-19’dan dolayı hem kenelerde hem de Kırım Kongo Kanamalı Ateşiyle yeterince mücadelenin yapılamamış olmasını ben burada etkili görüyorum. Ve tüm vatandaşlarımdan özellikle bu kırım Kongo kanamalı ateşine karşı dikkatli olmalarını öneriyorum” dedi.
HAYVANCILIKLA UĞRAŞANLAR RİSK ALTINDA
Çetin, özellikle hayvancılıkla uğraşanların risk grubunda olduğuna dikkat çekerek, “Kırım Kongo kanamalı ateşinin özellikle risk grubu üç önemli risk grubumuz var bunlardan bir tanesi hayvancılıkla uğraşan vatandaşlarımız, çiftçilerimiz ve özellikle hayvan otlatan hayvanın yayılmasında etkili olan insanlar. Bir ikincisi ise hayvanları besleyen ve hayvanların sütünü sağan hanımefendiler bu noktada risk altındaki insanlar. Çünkü; hayvanlar tarafından özellikle büyükbaş hayvanlar tarafından köylere ve ahırlara getirilen hastalık taşıyan kırım Kongo kanamalı ateşi hastalığını taşıyan keneler insanlara bulaşmakta, insanları ısırmakta ve arkasından da bu hastalığı insanlara geçirmektedir. Bir diğer grup ise özellikle et ve deri işleriyle uğraşan insanlarda kırım Kongo kanamalı ateşini sık görüyoruz yani tüm vakalarımızın yaklaşık yüzde 90’a yakını bu vakalarımız ancak özellikle bu hayvanlardan otların üzerine keneler düşmek suretiyle oradan geçen insanlara da yapışmak suretiyle diğer insanları da hasta edebilmektedir. Özellikle otların bol olduğu alanlarda bazı mesire yerlerinde ve de yine keneleri sık olarak görebiliyoruz. Bu noktada belediyemiz ve valiliğimiz ciddi manada tedbir almaya başladı. Buraların ilaçlanması ve özellikle de kenelere karşı mücadele konusunda bir takım tedbirler alınmaya başladı” dedi.
KENE POPÜLASYONUNUN YOĞUN OLDUĞU İLLER
Çetin, kene popülasyonunun yoğun olduğu illeri şu şekilde sıraladı:
“Özellikle kene popülasyonunun yoğun olduğu alanlar; Sivas, Çorum, Tokat, Yozgat, Erzincan, Gümüşhane, Giresun’un güneyi, Erzincan ve Erzurum illerinde yoğun olarak bulunmaktadır. Daha önce Tokat ve Sivas’ın kuzeyindeydi ancak tahmin ediyoruz ki küresel ısınmanın etkisiyle daha güneylere doğru inmeye başladı. Sivas merkez veya merkez veya merkez köylerde kene popülasyonunda artma oldu. Ondan dolayı da ben çok kıymetli hemşehrilerimi uyarıyorum bu hemşehrilerimize ben özellikle hayvancılıkla uğraşan insanların mutlaka hayvanlarına kenelerin azaltılması konusunda ilaçlamanın yapılması, ahırların mutlaka ilaçlanması ve hayvancılıkla uğraşan insanlar mutlaka akşam eve geldiklerinde kendilerine kene yapışmış mı yapışmamış mı diye kontrol etmelerini özellikle öneriyoruz” dedi.
YÜZDE 80 BACAKTAN GİRİP YOL ALIYOR
Prof. Dr. İlhan Çetin, kenenin genellikle insanların ayak kısmından vücuda girdiğini ifade ederek, “Biz normalde hayvancılıkla uğraşmayan insanlarımızda zaman zaman vakalarımız oluyor. Yani özellikle belli oranda ot, çim bulunan ortamlarda bir takım aktiviteler yapan insanların mutlaka çoraplarını pantolonlarının üzerine çıkarmaları pantolonlarını çoraplarının altına almak suretiyle ki kenelerin yüzde 70- 80’i bacak bölgesinden vücuda girmektedirler. Daha fazla bu yolu kullanıyorlar. Bu önemli bir tedbir ama mutlaka eğer tabiatta bir takım aktiviteler yapabiliyorlarsa bunu da beyaz giysiler giymek suretiyle ve yaz örtüler kullanmak suretiyle yani üzerlerine kenenin gezdiğini görebilmek veya bulunduğu yerde kenenin olup olmadığını görebilmeleri açısından da beyaz giysilerin, beyaz örtülerin kullanılmasını biz önemle öneriyoruz. Arkasından da bu tür aktivitelerde bulunan insanlar eğer evlerine geldiklerinde de mutlaka vücutlarında kene kontrolleri yapmasını arz ediyoruz” dedi.
“HER KENE ISIRMASI KKKA’YA NEDEN OLMAZ”
Her kene ısıran kişinin hasta olmayacağını söyleyen Çetin, “Her kene yapışması mutlaka bu hastalığın olacağı manasına gelmiyor. Keneler içerisinde de hastalığı taşıyan keneler sonuçta bu hastalığı insanlara bulaştırabiliyorlar. Kesinlikle kenelerle oynamamaları gerekir. Bazen ateşle yaklaşmak, sigara tutmak gibi keneyi rahatsız edici bir takım aktiviteler yapılırsa kene kusuyor ve virüsü yayıyor. Kovid-19 da olduğu gibi hayvanlardan insanlara geçen virüstür. Bu virüsleri vücuda daha fazla verebiliyor ve hastalık yapma etkileri çok fazla oluyor. Onun için mutlaka bir sağlık kuruluşuna bu işin tecrübeli ve ehli olan insanlar tarafından kenelerin çıkarılmasını sağlamaları da çok önemlidir. Eğer böyle bir imkan yoksa yani uzak bir alandalarsa o zamanda mutlaka kenenin başından tutmak suretiyle çok fazla örselemeden mümkünse hızlı bir şekilde ve başı içerde kalmayacak şekilde keneyi çıkartmalarını biz özellikle önemsiyoruz” dedi.
“VAKA SAYISI 5 KAT ARTTI, EGE’DE GÖRÜLMEYE BAŞLADI”
Çetin bu yıl KKKA vakalarında beş kata yakın bir artış gözlediklerini ve bu yıl Ege bölgesinde de vakalara rastlanıldığını vurgulayıp, “Bu sene vaka sayılarımızda ciddi bir artış var dedik geçen senekine göre bir buçuk ay daha erken vakalarımızı görmeye başladık. Şu anda da geçen yılın aynı dönemine göre beş-altı kat daha fazla vakayla karşı karşıyayız. Biz yılın tamamında yaklaşık 120 vaka görürken şuana kadar vakalarımız 100’e yaklaştı. 94 şuanda kesinleşmiş vakamız var yani geçen yıl özellikle biz Haziran-Temmuz aylarında yoğun görmüş olduğumuz sayıyı bu sene daha Haziranın başında görmüş olduk 94 vakayla. Bundan dolayı da ben tüm hemşehrilerimizi, tüm vatandaşlarımızı uyarmak istiyorum. İkinci hususta Kene popilasyonu gittikçe yayılıyor. Söylediğim gibi daha önceden sadece Kelkit Vadisiyle sınırlı bulunan kene şuanda güneye doğru inmeye başladı. Ege de görülmeye başladı, Akdeniz bölgesinin kuzeylerinde görülmeye başladı. Ondan dolayı ülkemizin tamamının bu noktada mutlaka mücadelenin hızlı bir şekilde yapılması konusunda yetkililerimizin burada bilgilendirmek istiyorum. Çünkü kenenin öldürücülük özelliği Kovid-19’a göre iki- üç kat daha fazla. Her ne kadar Sivasımız ve Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanemiz kene tedavisinin dünyada en iyi yapıldığı yerlerden bir tanesi ölüm oranları yüzde 3-5’lere kadar düştü. Bu sene ölüm oranlarımız ise yaklaşık yüzde 2’lerde, 94 vakamız olmuştu. Bu hastalarımızdan 2’sini kaybettik. Şuanda 25-30’a yakın insanımızın tedavisi devam ediyor. Şuanda ki ölüm oranlarımız yüzde 2-3’ lerde diyebilirim. Bu dünyada ki kırım Kongo kanamalı ateşi tedavisinin en iyi yapıldığı merkezlerden biri olduğunun da bir göstergesidir. Çünkü dünyada tedavi edilme daha doğrusu kaybedilme oranı 5 ila 10 arasında değişiyor. Bizde çok daha iyi bir şekilde tedavi ediliyor” şeklinde konuştu.
Sivas Cumhuriyet Üniversitesi (SCÜ) Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İlhan Çetin, KKKA hakkında açıklamalarda bulundu.
KKKA hastalığının Türkiye’de ilk olarak Tokat’ta bir hemşirede rastlandığını söyleyen Prof. Dr. İlhan Çetin, “KKKA bizim bölgemizin çok ciddi bir hastalığıdır. Özellikle Tokat, Sivas, Giresun, Gümüşhane, Bayburt, Erzincan ve Yozgat illerini içerisine alan bir bölgelerde çok yoğun bir şekilde kene popülasyonu ve bu keneden kaynaklanan bir hastalık olarak karşımıza çıkmaktadır” dedi.
‘VAKALARIMIZ HIZLA ARTTI’
Bu yıl vakaların normalden daha erken görülmeye başladığını ifade eden Prof.Dr. Çetin, ”KKKA vakalarını nisan sonu veya mayıs başı gibi görmeye alışkınız. Ancak bu sene maalesef 1,5 ay önce bir sürede KKKA vakaları gelmeye başladı” dedi.
KKKA’DAN BİR KİŞİ HAYATINI KAYBETTİ
Çetin ayrıca, ”Bizim geçen yıl bu dönemde vaka sayılarımız 7 ila 8 iken şu anda 40’ları bulan vakalarımız var. Bunların yaklaşık 8-9’u çocuk. Bu zamana kadar 1 can kaybımız oldu. Mevcut hastalarımızın tedavisi çok iyi bir şekilde devam ediyor” açıklamasında bulundu.
EĞER TEDBİR ALINMAZSA…
Prof. Dr. İlhan Çetin, ”Şu anda 35 yatan hastamız var. Geçen yıldan 1,5 ay daha erken bir şekilde kene popülasyonu ve vakalarımız çok hızla arttı. Geçen yılki rakamlarımızın 6-7 katı daha fazla vakamız var. Geçen yıl 122 vakamız vardı ve 5 kişi hayatını kaybetmişti. Bu yıl şu ana kadar vakamız 40’ı buldu. Eğer tedbir alınmaz ise bu sene kene vakalarının çok fazla sayıda göreceğimizi ve hasta sayımızın da yine aynı şekilde çok yüksek olacağını ön görüyoruz” diye konuştu.
‘ÇİFTÇİLER EN BÜYÜK RİSK GRUBUNDA’
Aşı çalışmaları hakkında bilgi veren Çetin, “Kene popülasyonu çok hızlı ürüyor. 1 keneden 300-500 kenenin ürediğini biliyoruz. Bununla mücadele hızlı yapılmazsa kene bizim mücadelemizden daha hızlı bir şekilde çoğalır ve vaka sayımız artar” dedi.
‘KORONAVİRÜS ETKİLEDİ’
Prof.Dr. Çetin, bu yıl kene popülasyonunun artmasında tarımsal ve hayvansal ilaçlamanın azalmasının da etkili olduğunu belirterek, ”Tarım ve hayvancılık faaliyetlerinin azalması ve yeterli ilaçlamaların yapılmamasının da kene sayısını artırdığını düşünüyoruz” dedi.