Etiket: kene

  • Cuma hutbesinde kene uyarısı

    Cuma hutbesinde kene uyarısı

    Her hafta kılınan Cuma namazında, Müslümanlara kıymetli bilgi ve öğütlerin aktarıldığı Cuma hutbesinin bu haftaki konusu “Dua: Rabbimize Sığınmanın Sözlü İfadesi” olurken, Aydın’da Cuma Namazı öncesinde verilen hutbede, her yıl çok sayıda kişinin ölümüne sebep olan Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi hastalığına da dikkat çekildi. Havaların ısınmaya başlamasıyla birlikte kenelerin de ortaya çıkmaya başladığına dikkat çekilen hutbede kene ile bulaşan ve ölümcül olabilen Kırım Kongo Kanamalı Ateşi’nin (KKKA) tehlikeli bir enfeksiyon hastalığı olduğuna vurgu yapılarak korunma yöntemleri hakkında bilgiler verildi.

    Dünyada 30’un üzerinde ülkede görülen hastalıkta, kişisel korunma önlemlerinin önemi vurgulanırken, Aydın Valiliği öncülüğünde toplumsal farkındalık çalışmalarının titizlikle yürütüldüğü anlatıldı. Halk sağlığı açısından konuya duyarsız kalınmamasına ve farkındalık oluşturulmasına dikkat çekilen hutbenin devamında, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığına karşı neler yapılabileceği konusunda cemaat bilgilendirildi.

  • Bahar ayları kene vakalarını artırıyor

    Bahar ayları kene vakalarını artırıyor

    Bahar aylarının gelmesiyle birlikte tarım ve hayvancılık faaliyetlerinin yoğun yaşandığı Manisa’da uzmanlar kene vakalarına karşı uyarılarda bulundu. Bahar aylarında kene ısırma vakalarında artış yaşandığını belirten Manisa Merkezefendi Devlet Hastanesi Acil Tıp Hekimi Uzm. Dr. Çağdaş Can, “Kırım Kongo kanamalı ateşinde mevsimsel bir süreç var burada. Hayvanlardan insanlara geçen bir süreç bu. Aslında buradaki birincil sorumlu kene. Kenelerin taşıdığı virüsler sebebiyle meydana geliyor bu hastalık. Direkt kene bulaşıyla gelen hastalarımız da var. Yani vücuda kene girmiş hastalarımız da gelebiliyor. Ya da keneye maruz kalmış hayvanların sıvılarına, dokularına temas etmek ya da başka insanlarda aktif olarak enfeksiyon olduğunda bu insanlara temas eden diğer insanlarda da olabiliyor. Kene varlığının arttığı ilkbahar ve son bahar dönemlerinde daha çok rastlanıyor. İnsanlar daha çok dışarı çıkmaya başlıyor. Kene teması daha çok dışarda zirai alanlarda oluyor. Bu dönemler tetikte, farkındalık içerisinde ve bilinçli olmamız gerekiyor” dedi.

    “Klinisyenin, doktorun farkında olması gerekecek bazı klinik belirteçler var”

    Kene ısırmalarında klinik şüpheyle yaklaşıldığını belirten Uzm. Dr. Can, “Şanslı dediğimiz grup kenenin yapıştığını fark eden gruplar oluyor. Kenenin yapıştığını görüyor ve bilinçli bir şekilde bize geliyor. Diğer bir grup ise keneyi fark ediyor ancak kendi yöntemleriyle çıkarmaya çalışıyor. Bu aslında hiç önermediğimiz bir durum. Diğeri de kenenin onu ısırdığını bilmeyen bir grup var. Ne olduğunu anlamadan bize gelebiliyor. Kaşıntı, şişme ve morarma şikayetiyle bize başvuruyor. Burada klinisyenin, doktorun farkında olması gerekecek bazı klinik belirteçler var. Hastanın yaygın eklem ağrısı, karın ağrısı, çabuk morarma, vücutta siyah nokta gibi durumlar olabiliyor. Burada klinik bir şüpheyle yaklaşmamız gerekiyor. Birtakım kan tahlilleri gönderiyoruz. Burada klinik şüphemiz olursa, hastamızda da eğer keneyi tespit edebilirsek uygun bir şekilde hastayı bir üçüncü basamak sağlık birimine sevk etmemiz gerekiyor” diye konuştu.

    “Kimseye keneyi çıkarmasını önermiyoruz”

    Kene yapışan kişilerin keneyi çıkarmaması gerektiğini söyleyen Uzm. Dr. Can, “Kimseye keneyi çıkarmasını önermiyoruz. Bu genelde yanlış bir yöntem olabiliyor. Eğer sağlık kuruluşuna uzun bir mesafe varsa doğru yöntemlerle çıkarabilir diyeceğiz. Çünkü kenenin vücutta uzun bir süre kalması viral enfeksiyon riskini de artırıyor. İlk önce şunu diyeceğiz hastamıza; üzerine kesinlikle sigara bastırma, çakmakla yakma, iple çekme, kazıma kesinlikle önermiyoruz. Mümkünse bir cımbız alıp kenenin baş kısmından; kuyruk kısmından değil. Çünkü kuyruk kısmından sıkınca kenenin içindeki bütün viral ajan kene tarafından kusularak vücuda giriyor. Baş kısmından ufak hareketlerle çeke çeke kenenin kendisini bırakmasını sağlayacak şekilde çıkartmaya çalışıyoruz. Mümkünse kenenin canlı olarak çıkmasını istiyoruz. Bu ajan çıktıktan sonra süreç burada bitmiyor. Yine acil servislere, sağlık kuruluşlarına müracaat edilmesi gerekiyor. Çünkü biz burada evreleme yapıyoruz. Kontrol süreci öneriyoruz. Gerekli tahlillerin 48 saat takibi için enfeksiyon hastalıkları polikliniklerine gitmelerini istiyoruz eğer klinik olarak hasta rahatsa. Eğer hasta rahat değilse, döküntüler, ağrılar, karın ağrısı, karaciğer ve dalakta büyüme, kanamalar varsa keneyi de gördüğümüz zaman muhakkak hastanın takibi için hastaneye yatışını yapmamız gerekiyor. Çünkü erken tanı hastanın çoklu organ yetmezliğine gitmesini engellediğinden çok önemli. Bir klinik şüphe bile hastaneye yatması için yeterli diyebiliriz” ifadelerini kullandı.

    Keneden bulaşan virüse karşı bir aşının olmadığını belirten Can, “Hastanede yapılan tedaviler daha çok destek tedavi oluyor. Maalesef bunun aşısı yok. Bulunmadı. Çok geniş bir aile. Neye aşı yapılacağı bilinmiyor. Ama ne kadar hızlı erken tedavi verirsek o kadar hızlı hastalarda yanıt alabiliyoruz” dedi.

    Kenenin vücuda yapıştığı noktaları anlatan Uzm. Dr. Can, “Genelde kene vücutta açık noktalara yerleşiyor. Biz de hastalarımıza zirai alanlara çıktıklarında bu bölgeleri eldivenle, uzun elbiseler giyerek kapatmaları gerektiğini söylüyoruz. Mantık olarak kişi çorap giydiği zaman bu çorabı pantolonla yukarı doğru katlamasını istiyoruz. Orada açık olmaması için. En sık görüldüğü yerler ise, saçlı deri, kol ve bacaklarda, bacakların alt kısmı ve vücudun kasık bölgelerinde görülebiliyor. Kene burada gizlenebiliyor. Vücudun her noktasında bunlar bulunabiliyor” diye konuştu.

    “2005 yılından bu zamana kadar 15 vaka görülmüş biri de ölümle sonuçlanmıştır”

    Manisa İl Sağlık Müdürlüğü Bulaşıcı Hastalıklar Birim Sorumlusu Halk Sağlığı Uzmanı Cevriye Ceyda Karabulut, kene vakalarının yıllara oranla azalışta olduğunu belirterek yine de tarla ve hayvancılıkla uğraşan kişilerin dikkatli olması gerektiğini söyledi. Karabulut, “Ülkemizde bu hastalık bahar ve yaz aylarında görülüyor. Daha çok İç Anadolu’nun kuzeyi, orta Karadeniz ve Doğu Anadolu’nun kuzeyinde daha çok görülmektedir. Ülkemizde 2002 yılında dikkatleri çekti. En yüksek vaka sayısı 2009 yılında bin 318 vaka olarak görülmüştür. Bu yıllar içerisinde görülme sıklığı azalmıştır. İlimizde ise ilk vaka 2005 yılında görülmüştür. 2005 yılından bu zamana kadar 15 vaka görülmüş biri de ölümle sonuçlanmıştır. Geçtiğimiz yıl 2023 yılında 1 vakamız olmuş. Bu yıl henüz vakamız mevcut değil. Vakalarımızın ikamet dağılımına baktığımızda Yunusemre ilçemizde en çok vaka görülmekte. Bunun dışında Saruhanlı, Soma, Akhisar, Gördes ve Demirci ilçelerimizde de vakalarımız mevcuttur. Bu anlamda buralarda yaşayan vatandaşlarımızın daha dikkatli olmalarını istiyoruz. Tarım ve hayvancılıkla uğraşanlar, pikniğe gidenler, bağ bahçe işleriyle uğraşanlar, ormanlık alanlara gidenler muhakkak dikkatli olmalı. Yine veteriner hekimlerimizin ve hastalarla temas eden sağlık personellerimizin dikkatli olması gerekmektedir” dedi.

  • Bingöl’de kene can aldı

    Bingöl’de kene can aldı

    Alınan bilgilere göre olay, Bingöl’ün Yedisu ilçesine bağlı Güzgülü köyünde meydana geldi.

    Geçtiğimiz hafta rahatsızlanan 67 yaşındaki H.K. isimli şahıs, Toplum Sağlığı Merkezine (TSM) başvurdu. Burada yapılan tedavilerde H.K.’yi kenenin ısırdığı tespit edildi. Tedavi amaçlı Erzurum Şehir Hastanesine kaldırılan H.K., tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti.

    H.K.’nin naaşı, Yedisu ilçesinde defnedildi.

  • Uzmanlardan kene uyarısı

    Uzmanlardan kene uyarısı

    Sivas, Yozgat, Tokat ve Erzincan çevrelerinde havaların ısınmasıyla birlikte keneler ortaya çıkmaya başladı. Sivas Valiliği sosyal medya hesaplarından yaptığı paylaşımla kene ısırması sonucu ortaya çıkan Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığı konusunda vatandaşlara uyarılarda bulundu.

    “Vücudunuzu örtecek giysiler giyin ve paçanızı çorabınıza sokun”

    Valilik tarafından yapılan paylaşımda şu ifadelere yer verildi: “Keneyi hafife almayın! Kene yoluyla bulaşan Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığına dikkat edilmesi, muhtemel hastalık ve ölümlerin önüne geçer. Tarla, bahçe ve ahır gibi kene yönünden riskli yerlere giderken vücudunuzu örtecek giysiler giyin ve paçanızı çorabınıza sokun. Kene vücudunuza tutunmuşsa hemen en yakın sağlık kuruluşuna gidin.”

  • Kene tutunmasına dikkat!

    Kene tutunmasına dikkat!

    Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Erdinç Şengüldür, yaz aylarında artan kene ısırıklarına karşı alınabilecek önlemler hakkında bilgilendirmelerde bulundu. Havaların ısınmasıyla birlikte kene ısırması sonucu acil servise başvuran hasta sayısında artış yaşandığını söyleyen Şengüldür, alınacak önlemlerle kenelerden korunulabileceğinin altını çizdi.
    Kenelerin soğuk havalarda toprak altına çekilerek yaşadıklarını söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Şengüldür, havaların ısınmasıyla birlikte kenelerin dışarı çıkarak beslenmek amacıyla etraflarında bulunan canlılara tutunmaya başladıklarını ve bu esnada kenelerin diğer hayvanlardan ya da direkt olarak topraktan insana geçtiğini ifade etti.

    “Keneler, vücutta tespiti zor alanlarda da tutunabilir”

    Kenelerin yoğun olarak ormanlık alanlarda, çalılık ve çayırlık yerlerde bulunduklarını söyleyen Erdinç Şengüldür, “Buralarda yaşayan hayvanlara ve insanlara tutunarak beslenmeye çalışırlar ve konaklarını enfekte ederler. Kene maruziyeti nedeniyle başvuran hastalarda genellikle kırsal alanlarda yaşayan kişilerden ya da bu alanlara piknik ya da gezi nedeniyle gitmiş kişilerden oluşmaktadır. Kene vücutta herhangi bir yere tutunabilir. Kollar ve bacaklar gibi tespit edilmesi kolay yerler olabildiği gibi koltuk altları kasıklar gibi kıvrımlı, tespiti zor alanlarda da tutunabilmektedir” dedi.

    “Vücudunuzu sık sık kontrol edin”

    Kene ısırıklarına karşı alınabilecek önlemler hakkında da bilgiler veren Öğr. Üyesi Şengüldür, “Kenelerin bulunabileceği yerlerde, bacakları kapatan kıyafetler tercih edilip uzun kollu giysiler giyilmeli, pantolonlar çorapların içine sokulmalı ve kapalı ayakkabılar giyilmelidir. Ayrıca açık renkli kıyafetler kene tespitini kolaylaştıracağından tercih edilmelidir. Vücudun açıkta kalan yerlerine böcek uzaklaştırıcı maddeler sürülmesi yararlı olmaktadır. Günlük aktiviteler sırasında vücut (koltuk altı, kulak içi ve çevresi, göbek deliğinin içi, dizlerin arkası, saç ve kıllı bölgelerin içi ve çevresi, bacak arası, bel bölgesi başta olmak üzere) kene yönünden sık sık kontrol edilmeli; akşam eve dönüşlerinde mutlaka ayrıntılı bir vücut muayenesi yapılmalıdır. Ayrıca çocuklarda kene tutunması yönünden anne babalar tarafından günlük olarak kontrol edilmelidir” diye konuştu.

    “Sigara basmak, kolonya veya gazyağı dökmek gibi yöntemlere başvurulmamalıdır”

    Vücuda tutunan kenenin ne kadar erken çıkarılırsa hastalığın bulaşma riskinin de o ölçüde azalacağını vurgulayan Şengüldür, “Kenenin düzgün çıkarılması hastayı daha fazla enfekte etmemesi açısından önemlidir. Bu nedenle kene tarafından ısırılan vatandaşlarımızın öncelikle en yakın sağlık kuruluşuna başvurmalarını öneriyoruz. Eğer bir sağlık kuruluşuna gitmek mümkün değilse kişinin keneyi vakit kaybetmeden çıplak elle dokunmadan (bir pensle sağa sola oynatarak, ezmeden, çivi çıkarır gibi) kendisinin çıkarmasını veya çıkarttırmasını tavsiye ediyoruz. Kenenin uzaklaştırılmasından sonra eller su ve sabunla yıkanmalı, kenenin tutunduğu bölge tentürdiyot, kolonya veya deterjanlı su ile temizlenmelidir. Vücuduna kene yapışan kişiler 10 güne kadar ani başlayan ateş, baş ağrısı, yoğun halsizlik, bulantı ve kusma gibi şikayetler yönünden kendilerini izlemeli, böyle bir şikayetin olması durumunda en yakın sağlık kuruluşuna başvurmalıdır. Keneleri vücuttan uzaklaştırmak amacıyla üzerlerine sigara basmak, kolonya veya gazyağı dökmek gibi yöntemlere başvurulmamalıdır” ifadelerini kullandı.

  • Uzmanlardan kene uyarısı

    Uzmanlardan kene uyarısı

    Halk arasında bilinen adıyla kene ısırması olan Kırım Kongo Kanamalı Ateş (KKKA) hastalığı, Türkiye’de özellikle kırsal kesimlerde kentlere oranla daha fazla görülüyor. Vakalarda yanlış müdahale sebebiyle KKKA; ateş, halsizlik, iştahsızlık, kas ağrısı, baş ağrısı, bulantı, kusma, ishal ve ağır vakalarda kanama gibi izler ile kendisini gösterebiliyor.

    Son yağan yağmurlardan sonra havaların ısındığını ve bu ısınmayla birlikte doğadaki bazı kene türlerinin insanlara ölümcül Kırım Kongo Kanamalı Ateşli (KKKA) virüsü bulaştırdığını söyleyen Uzman Aile Hekimi Dr. Saadet Gök, “Havaların ısınmasıyla birlikte park, bahçe ve tarım alanlarında geçirilen vakit arttı. Nisan ayının başından Ağustos ayının sonun kadar kene vakalarının arttığı biliniyor. Özellikle açık alanlara gittiğimizde kenenin daha iyi görüle bilmesi için açık renkli kıyafetlerin giyilmesi çok önemli. Pantolonların çorapların içerisine konulması ve beraberinde çizmenin giyilmesi çok önemli. Eve döndüğümüzde ise dirsek arkası, bacakların arkası, ense, kulak arkası vücudumuzda kene var mı diye kontrol etmemiz gerekmektedir. Kene ısırdıysa mutlaka sağlık ocağına gitmemiz gerekmektedir. Keneyi çıkartmak isterseniz çıplak el ile değil de elimize eldiven ya da poşet geçirerek kenenin çıkarılması sağlanabilir. Daha sonra ise en kısa sürede en yakın sağlık ocağına gidilmesi gerekmektedir’’ dedi.

  • Kene popülâsyonuna dikkat!

    Kene popülâsyonuna dikkat!

    Erzincan’da her yıl Toplum Sağlığı Merkezi personelleri tarafından, köylerde yaşayan vatandaşlara Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığı hakkında eğitim verilerek, bilgilendirmeler yapılıyor.

    Sağlık ekipleri “Keneyi hafife almayın tedbiri elden bırakmayın” sloganıyla uyarılarda bulunarak şu bilgilere yer verdi:
    “Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi, keneler tarafından taşınan Bunyaviridae ailesine bağlı Nairovirüs grubuna ait bir virüsle oluşan ateş, halsizlik, iştahsızlık, kas ağrısı, baş ağrısı, bulantı, kusma, ishal ve ağır vakalarda kanama gibi bulgular ile seyrederek ölümlere neden olabilen zoonotik (hayvanlardan insanlara bulaşan) karakterli bir enfeksiyon hastalığıdır.

    KKKA ilk olarak 12. yüzyılda Tacikistan’da tanımlanmıştır. Hastalık, keneler tarafından insanlara tutunmasını takiben idrarda, tükürükte, rektumda ve abdominal kavitede kan görülmesi ve vücutta yaygın kanamalarla tarif edilmiştir. 1944-45 yıllarında Rusya’nın Kırım bölgesindeki Batı Kırım steplerinde çoğunlukla ürün toplamaya yardım eden Sovyet askerleri arasında görülmüştür. Hastalığa Kırım Hemorajik Ateşi adı verilmiştir. 1956 yılında Zaire’de de ateşli bir hastadan Kongo virüsü tespit edilmiştir. 1969 ise Kongo virüs ve Kırım hemorajik ateşi virüslerinin aynı virüs olduğu belirlenmiş ve Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi olarak hastalık yeniden adlandırılmıştır.

    Hastalık ülkemizde ilk olarak 2002 yılında dikkatleri çekmiş ve 2003 yılında kesin tanısı konmuştur. KKKA vakaları, hastalığın başlıca bulaştırıcısı olan kenelerin aktifleştiği dönemden başlayarak ülkemizde bahar ve yaz aylarında görülmektedir. Hastalık ülkemizde bulaştırıcısı kene türünün yaşam alanlarıyla uyumlu bir şekilde görülmektedir. İlk kez Tokat ili ve civarında dikkatleri çeken Kırım Kongo Kanamalı Ateşi vakaları çoğunlukla İç Anadolu’nun kuzeyi, Orta Karadeniz ve Doğu Anadolu’nun kuzeyinde yoğunlaşmaktadır.

    Etken Bunyaviridae ailesinden Nairovirus grubundan tek sarmallı RNA virüsü olan Crimean-Congo haemorrhagic fever virüsüdür. Hastalık ülkemizde başlıca hastalık etkenini taşıyan kenenin tutunması veya bununla temas sonucunda bulaşmaktadır. Ülkemizde hastalığın bulaştırıcısı asıl kene türü Hyalomma marginatum’dur. Bunun yanı sıra hastalık viremik dönemdeki hayvanların veya hasta kişilerin kan, doku, vücut çıkartılarına korunmasız temas sonucunda da bulaşabilmektedir.

    İnkübasyon süresi kene tutunmasından sonra genellikle 1-3 gün, en fazla 9 gün olabilmektedir. Enfekte kan, vücut sıvısı ve diğer dokularla temas sonrasında 5-6 gün; en fazla ise 13 gün olabilmektedir.

    Hastalığın tedavisinin esasını destek tedavisi seçenekleri oluşturmaktadır. Bu gün için hastalıktan korunmaya yönelik etkinliği kanıtlanmış bir aşı veya etkene spesifik bir ilaç bulunmamaktadır. Ülkemizde hastalığa karşı aşı geliştirme çalışmaları devam etmektedir.

    Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığının kontrolüne yönelik çalışmalar Bakanlığımız tarafından bir program dâhilinde yürütülmektedir. Kişisel korunma önlemlerinin alınması hastalığın kontrolü için ön planda olduğundan Bakanlığımızca vatandaşlarımızın hastalık ve korunma önlemleri konusunda bilgilendirilmesi ve toplumda farkındalık oluşturulması çalışmaları yoğun bir şekilde yürütülmektedir.

    Ülkemizde KKKA bahar aylarında görülmeye başlamakta olup yaklaşık %4-5 fatalite hızıyla seyretmektedir. Yıllar itibariyle vaka görülme durumlarına bakıldığında artış ve azalış eğilimlerinden bahsedilebilmekte olup en yüksek vaka 2009 yılında 1318 vaka olarak gerçekleşmiştir. Her ne kadar 2017 yılında 343 KKKA vakası tespit edilmiş olsa da ülkemizde hala önemini korumaktadır.

    Kırım Kongo Kanamalı Ateşinden korunmak için;

    Tarla, bağ, bahçe, orman ve piknik alanları gibi kene yönünden riskli alanlara gidilirken, kenelerin vücuda girmesini engellemek maksadıyla mümkün olduğu kadar vücudu örten giysiler giyilmeli, pantolon paçaları çorapların içerisine sokulmalı ve ayrıca kenelerin elbise üzerinde rahat görülebilmesi için açık renkli kıyafetler tercih edilmelidir.
    Kene yönünden riskli alanlardan dönüldüğünde kişi kendisinin ve çocuklarının vücudunda (kulak arkası, koltuk altları, kasıklar ve diz arkası dâhil) kene olup olmadığını kontrol etmeli, kene tutunmuş ise hiç vakit kaybetmeden çıplak el ile dokunmamak şartıyla vücuda tutunduğu en yakın yerden tutarak uygun bir malzeme ile (bez, naylon poşet, eldiven gibi) çıkarmalıdır.
    Kişi keneyi kendisi çıkaramadığı durumlarda en yakın sağlık kuruluşuna başvurmalıdır. Kene ne kadar erken çıkarılırsa hastalığın bulaşma riskinin de o kadar azalacağı unutulmamalıdır.
    Hastalık hayvanlarda belirti göstermeden seyrettiğinden hastalığın sık olarak görüldüğü bölgelerde bulunan hayvanlar sağlıklı görünse bile hastalığı bulaştırabilirler. Bu sebeple hayvanların kanlarına, vücut sıvılarına veya dokularına çıplak el ile temas edilmemelidir.

    Hastalığa yakalanan kişilerin kan, vücut sıvıları ve çıkartıları ile hastalık bulaşabildiğinden, hasta ile temas eden kişiler gerekli korunma önlemlerini (eldiven, önlük, maske v.b.) almalıdır.
    Kene tutunan kişiler, kendilerini 10 gün süreyle halsizlik, iştahsızlık, ateş, kas ağrısı, baş ağrısı, bulantı, kusma veya ishal gibi belirtiler yönünden izlemeli ve bu belirtilerden bir veya bir kaçının ortaya çıkması halinde derhal en yakın sağlık kuruluşuna müracaat etmelidirler.

    Hastalığa sebep olan mikrobun taşıyıcısı, saklayıcısı ve bulaştırıcısı olan keneler uçmayan, zıplamayan, yerden yürüyerek vücuda tırmanan eklem bacaklı hayvanlardır. Vücuda tutunan veya hayvanların üzerinde bulunan keneler kesinlikle çıplak el ile öldürülmemeli ve patlatılmamalıdır. Keneler üzerine sigara basmak, kolonya, gaz yağı gibi maddeler dökmek kenenin kasılmasına sebep olarak vücut içeriğini kan emdiği kişiye aktarmasına sebep olacağı için yapılmamalıdır.”

  • Kene ısırması sonucu hayatını kaybetti

    Kene ısırması sonucu hayatını kaybetti

    Oltu ilçesine bağlı Nüğürcük Mahallesinde ikamet eden İ.Y’nin (37) Kırım Kongo kanamalı ateşi (KKKA) teşhisiyle ilk tedavisi Oltu Devlet Hastanesi’nde yapıldı. Daha sonra sevk edildiği Erzurum Şehir Hastanesinde 2 gün yaşam mücadelesinin ardından hayatını kaybetti. 2 çocuk babası İ.Y’nin cenazesi Nüğürcük Mahallesinde köy sakinlerince tedbirli olarak toprağa verildi. Mahalle muhtarı Abubekir Gültekin, cenazenin köy sakinleri tarafından izolasyonlu bir şekilde bir şekilde defnedildiğini söyledi.

  • Sıcaklarda kenelere dikkat

    Sıcaklarda kenelere dikkat

    Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Uzm. Dr. Nagihan Demir tarafından hastane personellerine Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığı hakkında bilgilendirme yapıldı.
    Hastalığın bahar ve yaz aylarında sık görüldüğünü söyleyen Uzm. Dr. Nagihan Demir, bu dönemde piknik alanlarına gidenlerin mutlaka önlemlerini almaları gerektiğini, piknik sonrası eve gelindiğinde vücut ve kıyafetlerin kontrolünün önemli olduğu vurguladı. Dr. Demir, hastalıkla ilgili ise, “Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığı özellikle kene ısırıkları yoluyla insanlara bulaşabilen oldukça ciddi ve tehlikeli bir virüs enfeksiyonudur. Bu hastalığın yayılmasında en büyük etkenlerden biri enfekte hayvanların kanı ve doku sıvılarıdır. Vücudunuzda ani kaşıntı, yanma hissi ya da ağrı fark ederseniz bu bir kene ısırığı olabileceğine işaret eder. Isırığın olduğu bölgede kızarıklık ve şişlik meydana gelebilir. Kene tutunması durumunda çıplak elle dokunmadan en kısa zamanda eldiven veya bir bez yardımıyla, cilde yapıştığı yerden cımbız veya penset aracılığı ile dik olarak çivi çıkarır gibi çıkarılmalıdır. Çıkarılamıyorsa en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır” dedi.
    Belirtilerinden bahsederek erken tedavi için geç kalınmaması gerektiğini aktaran Dr. Demir, “Virüs, vücuda girdikten 3 veya 5 gün içinde hastalık belirtileri ortaya çıkmaya başlar. Bazı vakalarda 9 gün ya da 13 günde ortaya çıkabilir. Bu nedenle inkübasyon gününü 3 ile 10 gün kabul edebiliriz. Kene ısırması ile virüsün vücuda girmesi ile birlikte ateş, kırıklık, baş ağrısı, halsizlik, iştahsızlık, bazen kusma-bulantı ve ishal görülebilir. İlk günlerde yüz ve göğüs kısmında cilt altı kanamaları görülebilir. Gözler kızarır, el ve ayaklarda bir yere çarpmış gibi morluklar, kızarıklıklar görülebilir. Bazen de kanlı kusma, kanlı ishal, kanlı idrar, burun kanaması ve vajinal kanamalar olur. Ağır vakalarda ise karaciğer böbrek ve akciğer yetmezliği görülebilir. Tedavinin geç kalınması halinde ise bu hastalık ölüme neden olabilir. Eğer bu belirtileri gözlemliyorsanız hemen bir sağlık kuruluşuna başvurmalısınız” diye konuştu.

  • Kene vakalarında artış

    Kene vakalarında artış

    Kastamonu’da Taşköprü sarımsağının hasadının başlamasıyla birlikte Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığına sebep olan kene, vatandaşlar için risk oluşturmaya devam ediyor. Son 1 ayda kentte kene ısırmasından dolayı 6 kişi hastaneye sevk edildi. Kastamonu’da Taşköprü sarımsağı hasadının başlaması ve hava sıcaklıklarının artması ile birlikte kene vakalarında artış yaşanmaya başladı. Kentte son 1 ayda kene ısırması şikayeti üzerine yüzlerce kişi hastaneye başvurdu. Hastaneye başvuranlardan büyük bir bölümü kenenin çıkartılmasının ardından ayaktaki tedavilerinin tamamlanmasıyla taburcu edilirken, gözlem amacıyla 6 kişi tedavi altına alındı.

    Kastamonu’da kene sebebiyle hayatını kaybeden olmazken, hastanede tedavi altına alınan 6 kişiden 1’i Çorum’a sevk edildi. 1 kişinin tedavisi Kastamonu Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde devam ederken, 4 kişi ise tedavilerinin ardından taburcu edildi. Uzmanlar artan kene vakalarına karşı vatandaşları uyararak, sık sık vücudun kontrol edilerek kenelerin tespit edilebileceğine dikkat çekti.

    “Kene ısırmasının sebebiyet verdiği KKKA hastalığında artış var”
    Kene ısırmasının sebep olduğu Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığının son aylarda artış gösterdiğini belirten Özel Kastamonu Anadolu Hastanesine Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Uzm. Dr. Oğuzhan Sepetçigil, “Pikniklerde kene temasına dikkat etmemiz gerekiyor. Yine bu dönemlerde Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığı var.

    Özellikle kene ısırması sonrasında oluşan bir rahatsızlık. Ateş, kas ağrısıyla kendini gösterebilir. O yüzden elbiselerin kontrol edilmesi oldukça önemli. Tabii ki sinek ısırmaları, böcek ısırmaları da bu dönemde çok sık görülüyor. Bu konuda da yine sivrisineklerden korunmak amacıyla nebati önleyiciler, spreyler ve sinek kovucular kullanılabilir. Bu konuda da şikayetler olursa kaşıntı giderici kremler, alerji şurupları kullanılabilir” dedi.

    “Kenenin yapıştığı yere alkol dökülmemeli, kimyasal madde kullanılarak çıkarılmamalı”
    Kastamonu’nun Taşköprü ilçesinde sarımsak hasadı sırasında kene ısırmalarının olabileceğine dikkat çeken Uzm. Dr. Sepetçigil, “Taşköprü’de de sarımsak hasadımız başladı. Tabii ki bu yine çalışanlarımızın, çiftçilerimizin sıcak çarpmalarına da dikkat etmeleri gerekiyor. Özellikle Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığı, kene ve bulaşıcı hastalıklar açısından dikkatli olmaları oldukça önemli.

    Özellikle çiftçilerimizin ya da pikniğe gidenlerin elbiselerini çıkarırken vücuda dikkat etmeleri, eğer kene yapıştığını görürlerse kendileri cımbızla tek seferde çıkarabiliyorlarsa çıkarmaları, alkol uygulanmasını istemiyoruz. Kendileri çıkaramayacak düzeyde ise o zaman acile başvurup orada çıkarılması önemli. Bazı kimyasallar kullanılarak çıkarılmasını çok önermiyoruz. El yıkama oldukça önemli ve temizliğe dikkat etmek gerekiyor. Eğer kene ısırığından sonra belirli aralıklarla ateş, kas ağrıları açısından takip ediyoruz ve belirli aralıklarla kan tahlilleri yapılabiliyor. Bu konuda da yine çocuk hastalıkları, enfeksiyon hastalıklarına başvurulabilir” diye konuştu.