Etiket: kış

  • Lastikçilerde kış yoğunluğu başladı

    Lastikçilerde kış yoğunluğu başladı

    Kış şartlarında araçların yolda kalmamaları, trafikte sorun yaşamamaları ve vatandaşın can güvenliği açısından kış lastikleri büyük önem taşıyor. Türkiye genelinde kış lastiği uygulaması 1 Aralık’ta başlayacak ve 1 Nisan 2025’e kadar devam edecek. Kış lastikleri sadece karda ve buzda değil, 7 derecenin altındaki ıslak veya kuru hava şartlarında da kullanımı güvenli kılıyor. Özellikle yağmurlu havalarda kış lastikleri, standart lastiklere göre büyük avantaj sunuyor. Lastikçiler kış lastiği mesaisine başladı Tarihin yaklaşmasıyla Bursa’daki lastikçilerde yoğunluk başlarken, lastik değiştirme fiyatları da binek araçlarda ortalama 600 lira olurken, ticari araçların lastik değiştirme fiyatında değişiklik olabiliyor. Ancak havaların daha da soğuması ve kar yağışlarının başlaması ile birlikte kış lastiğine talebin artacağı beklentisi var.

    Kış lastiği fiyatları bin 500 liradan başlıyor

    Binek araçlarda lastik değiştirme fiyatı 600 liradan başlarken , bu fiyat ticari araçlarda ise 800 ile 1000 TL arasında olup değişiklik gösterebiliyor. Yeni lastik almak isteyenler için de lastik fiyatları binek araçlar için kalitesine göre değişiklik göstererek bin 500 liradan başlayıp lastiğin kalitesine ve jant büyüklüğüne göre 11 bin liraya kadar çıkıyor.

  • Faydası saymakla bitmeyen meyve

    Faydası saymakla bitmeyen meyve

    Kış mevsiminin tercih edilen meyvelerinden narın yararları saymakla bitmiyor. Uzmanlar, narın antioksidan özelliğinin yanı sıra içerdiği vitamin ve minerallerle vücut direncini artırdığına dikkat çekiyor.
    Kış aylarının gelmesiyle beraber tüketimi son günlerde artan narın sağlık açısından birçok faydası bulunuyor. Nar antioksidan özelliğinin yanı sıra içerdiği vitamin ve minerallerle vücuda birçok fayda sağlıyor.

    “Nar suyu arterlerde plak oluşumu riskini azaltır”
    Nar meyvesinin içerdiği vitaminlerle ‘süper besin’ olarak bilindiğine dikkat çeken Medicana Konya Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü’nden Uzm. Dyt. Beyza Vural Öten, “Nar, çok eski zamanlardan beri çeşitli kültürlerde şifa sembolü olarak bilinen bir meyvedir. Çünkü içerdiği biyoaktif bileşenler sebebiyle ‘süper besin’ olarak da adlandırılır. Geleneksel yöntemlerde kabuğu prediyabetik tedavide kullanılmaktadır. Hem meyvesi hem çekirdeği hem kabuğu çeşitli biyoaktif bileşenler, asitler içerir ve böylelikle birçok hastalığın tedavisinde kullanılmaktadır.

    Günlük 50 ml nar suyu arterlerde plak oluşumu riskini azaltır. Kan lipitlerini düşürür, yüksek tansiyonu, kan basıncını düşürür. Narın çekirdeğinde bulunan konjuge linoleik asit gibi çoklu doymamış yağ asitleri vardır. Bunlar cilt esnekliği, parlaklığı, cilt yaşlanmasını geciktirici etkiye sahiptir. Aynı zamanda nar çekirdekleri fitoöstrojeniktir, menopoza bağlı yan etkilerin azaltılmasına, az hissedilmesine de yardımcı olur” dedi.

    “Hatalı, hasarlı hücrelerin yok edilmesini sağlar”
    Meyvenin kabuğunun kurutularak yapılan çayının da faydalı olduğunu anlatan Uzm. Dyt. Beyza Vural Öten, “Nar kabuğu büzüştürücü bir etkiye sahiptir. Dolayısıyla kurutulup, çayı yapılarak ishali kesmede de halk arasında sıkça kullanılır. Aynı zamanda narda ürolitin A isimli bir madde de bulunur. Ürolitin A yaşlanmayı geciktirici, önleyici, yaşlanmaya bağlı hastalıkların oluşumunu engelleyici bir maddedir ve aynı zamanda üroloji antikanserojen etki gösterir. Hatalı, hasarlı hücrelerin yok edilmesini sağlar” ifadelerini kullandı.

    “Nar meyvesinin ağırlığının yüzde 50’si fenolik bileşiklerden oluşur”
    Meyvenin bağışıklık sistemine de oldukça etkili olduğunu belirten Uzm. Dyt. Öten, “Bir porsiyon yani yarım nar olarak düşünebiliriz, bir fincan ayıklanmış nar meyvesi olarak da tüketilebilir, suyu da bir çay bardağı kadar tüketilebilir. Diyabetik hastalarda da nar suyunu önerebiliriz, glisemik indeksi düşüktür. Diğer meyve sularına oranla nar suyunu ayırabiliriz. Diyabetik hastalarda da porsiyon kontrolüne uyarak nar suyu tüketilebilir. Yüksek antioksidan kapasitesi sebebiyle çocukları da hastalıktan korumak adına her gün yarım ayıklanmış nar çocuklara yedirilmesini tavsiye ediyorum.

    Nar meyvesi ağırlığının yüzde 50’si fenolik bileşiklerden oluşur. Bunlar antioksidandır, C vitamini vardır. Magnezyum, fosfor, kalsiyum gibi mineraller içerir. Birçok vitamini içinde barındırır. Dolayısıyla bizim bağışıklığımızı yükseltir, kış mevsimine bağlı hastalıklardan bizleri korur” şeklinde konuştu.

    Pazarda nar satan Muammer Candemir, kendilerinin de evde narı severek tükettiklerini belirterek, “Geçen yıla oranla satışlarımız biraz daha arttı. Çünkü havalar soğuyunca nar, portakal, mandalina yeme isteği artıyor. Böyle olunca tabii ki satışlar biraz yükseldi. Kendimiz de evde tüketiyoruz devamlı” dedi.
    Pazara nar almaya gelen bir vatandaş ise “Çarşıdan aldın bir tane eve vardım bin tane, o da budur” diye konuştu.

  • Ağrı’da kış hazırlıkları

    Ağrı’da kış hazırlıkları

    Kış mevsiminin yaklaşması ile birlikte sobalar tezgâhtaki yerini aldı. Sobalı evde yaşayan vatandaşlar sobacıların yolunu tuttu.
    Kış mevsiminde ısınmak için tercih edilen araçlardan birisi olan sobalar, kovalı, fırınlı, tuğlalı çeşitleri ve farklı modelleriyle, hava sıcaklıkları düştükçe piyasadaki yerini almaya devam diyor. Doğal gaz, elektrikli ısıtıcılar gibi teknolojiye yenik düşen mesleğin son temsilcileri, geçmişten günümüze gelen ve eskiyi hatırlatan sobacılığı yaşatmaya çalışıyor.

    40 yıldır baba mesleği sobacılığı sürdüren soba üreticisi Sıtkı Karakaş, kış mevsiminin yaklaşması ile birlikte hazırlıklara başladıklarını ve soba, kuzine, boru gibi kışlık malzemelerin satışı yaptıklarını belirterek, “ 40 yıldır sobacılık yapıyorum, günde 15-20 tane soba satıyoruz. Zaten burda 2 ay sezonumuz var 2 ay içerisinde köylü halkına 500-600 tane sarıyoruz.

    Şehirli zaten doğalgaz tükettiği için onlar tek tük alıyor, biz günde 7-8 tane soba üretiyoruz bize maliyeti yarı yarıya, yarısıda kâr kalıyor. Yani zahmeti çoktur bunlarla çok uğraşıyoruz zahmetli iştir. Geçen sene sattığımız soba 1000-1500 adetti bu sene 500 tane ancak gidiyor. Bu sene herkes yani şehir içindekiler doğalgaz kullandığından dolayı satışlarımız biraz azaldı” ifadelerine yer verdi.

  • Kış aylarının vazgeçilmez lezzeti ‘oricik’

    Kış aylarının vazgeçilmez lezzeti ‘oricik’

    Erzincan’ın Kemaliye ilçesinde bugünlerde kurutulmuş dut, üzüm ve cevizden asırlardır yapılan ‘oricik’ kış aylarında oldukça rağbet görüyor.
    Kemaliye ilçe merkezi ve köylerinde geleneksel yöntemlerle yapılan ve kış mevsiminde çerez olarak tüketilen oricik (cevizli sucuk), yoğun talep görüyor.

    Erzincan’da ceviz hasadının ardından bugünlerde oricik üretiliyor. İlk olarak oricik için kurutulmuş dutlar ayrılarak cevizler toplanıp kırılıyor. Ardından dutlar sıkıldıktan sonra bölgeye has olan toprakla mayalandırılıyor ve daha sonra şıra haline getirilip kazanda kaynatılıyor. Cevizler tek tek ipe dizilerek, kazanda kaynatılan dut şırasına 3-4 defa batırılarak hazır hale getiriliyor.

    Kış aylarının vazgeçilmez lezzeti haline gelen ve asırlardır geleneksel yöntemlerle yapılan oricik, Türkiye’nin hemen her tarafından ve yurt dışından yoğun talep görüyor. Kemaliye halkından Faruk Sağçolak, ilçede oricikin asırlardır yapıldığını belirterek, “Kesinlikle oriciğimiz tamamıyla doğaldır. Şeker, ayran ve süt gibi hiçbir katkı malzemesi yoktur. Sadece dut, üzüm şırası ve un ile yapıyoruz” dedi.

  • Sonbahar yerini kışa bırakmaya hazırlanıyor

    Sonbahar yerini kışa bırakmaya hazırlanıyor

    Artvin’in “Sakin Şehir” ünvanlı Şavşat ilçesinde doğa sonbahardan kışa geçmeye hazırlanıyor.

    İlçeye 30 kilometre uzaklıkta bulunan Yağlı köyü sonhabarın son renklerini barındırırken, dağların zirvelerinin karla kaplanmaya başlaması ile bölgede soğuklar kendini hissettiriyor.

    Sonbaharın sarı, turuncu ve kahverengi tonlarına bürünen ormanlar, görenleri kendine hayran bırakıyor. Doğal yapısı ve huzur veren atmosferiyle bilinen Şavşat, her mevsim farklı güzellikler sunsa da sonbaharda ayrı bir görsel şölen yaşanıyor.

    Kocaeli’nde yaşayan Arif Temiz, köyü olan Yağlı köyüne gelerek, sonbahar manzaralarını drone ile havadan görüntülerken, kar yağışıyla birlikte sonbaharın muhteşem görüntüleri yağlı tablo resimleri aratmadı

  • Kış aylarının vazgeçilmezi “turşu”

    Kış aylarının vazgeçilmezi “turşu”

    Konya’da kış aylarında özellikle son zamanlarda artan grip salgınlarından sonra vatandaşlar bağışlıklarını güçlendirmek için turşu ve turşu suyuna yöneldi. 80 çeşit turşu üretimi yapan Selman Kozan, “Turşu veya turşu suyu gribal enfeksiyonlarda boğaz ağrılarına, ağız yaralarına, öksürüğe çok faydası olur” dedi.

    Son zamanlarda salgın hastalıklarda artış yaşanıyor. Solunum yolu enfeksiyonları, başta çocuklar olmak üzere herkeste etkili olabiliyor. Özellikle bağışıklık sistemi zayıf olan kişilerin yakalandığı ve ağır geçirdiği hastalıklar, hastanelerde de zaman zaman yoğunluğa neden olabiliyor. Bağışıklığını güçlendirmek isteyen kimi vatandaşlar ise Türk sofralarının vazgeçilmez lezzetlerinden doğal turşuya yöneliyor.

    Turşunun kurulum aşamasında belirli noktalara dikkat edilmesi gerektiğinin altını çizen turşucu Selman Kozan, benzer şikayetle gelen kişilere önerisinin turşu ve turşu suyu olduğunu söyledi. Kozan, “Mevsim geçişleriyle beraber havaların soğumasıyla birlikte soğuk algınlığı tarzı salgınlar oluşmaya başladı. Hastanelere bakıyoruz aciller tıklım tıklım dolu. Özellikle gelişme çağındaki çocuklarda aşırı derecede bir salgın var. Okullar da açıldıktan sonra bu iyice artmaya başladı.

    Bununla beraber her zaman söylediğimiz gibi probiyotik doğal turşu suyu ve turşu çeşidi özellikle tüketilmesi gereken ürünler. Bağışıklık sistemini güçlendirir. Sağlık açısından özellikle soğuk algınlığı gribal enfeksiyonlarda boğaz ağrılarına, ağız yaralarına, öksürüğe çok çok iyi gelir. Turşu, turşu suyu bunun yanında diyabetik hastalara özellikle, tabii biz bunu söylerken özellikle bu diyabetik hastalarda diyetisyen kontrolünde tüketilmesini tavsiye ediyoruz.

    Turşuların birçok faydası var. İnsan açısından turşu özellikle unutulmaya yüz tutmuş kültürlerden bir tanesi. Biz bunu özellikle Konya’da canlandırmaya çalışıyoruz. Klasik herkes kendi evinde kuruyor zaten turşusunu. Farklı turşulara yönlendirmeye çalışıyoruz. Buraya gelen herkes ‘öksürüyorum, boğazım ağrıyor, ne yapmamız lazım’ gibi söylüyor ben de turşu tüketin diyorum. Doğal turşu probiyotik, turşu suyu özellikle” dedi.

     

    “Şeker hastalığına, MS hastalığına, safra keselerindeki taş sorunu gibi çok çok faydaları var”
    Bazı turşuların faydalarının normal ürünlere göre daha fazla olduğunu anlatan turşucu Selman Kozan, “Klasik turşular var zaten biber, salatalık, karışık, biberlerin çeşitleri, salatalığın çeşitleri, bunlar en çok tüketilen ürün şu anda. Bunun yanında Konya’da farklı turşulara yönlendirmek için bamya turşusu, acur turşusu, kapari turşusu. Kapari turşusu mesela çok faydalıdır. Şeker hastalığına, MS hastalığına, safra keselerindeki taş sorunu gibi çok çok faydaları var.

    Biz bunu bizzat müşterilerimizle yaşadığımız için söylüyorum, çok müşterimiz var o konuda zaten. En çok sattığımız ürünler de şu an farklı ürünlerden özellikle erik, çağla, badem; bunları çok satıyoruz mesela. Sarımsak turşusu, doğal antibiyotik diyoruz biz zaten ona. Şimdi çiğ yediğimiz zaman aşırı derecede bir kokusu oluyor. Ama biz bunu fermantasyona soktuğumuz zaman 2-3 defa suyunu değiştiriyoruz sarımsağın ve her sarımsağı biz kullanmıyoruz.

    Doğal sarımsak dışarıdan gelen veyahut da her ürün değil. Yerli sarımsak kullandığımız için kokusunu da biz bunu düşürüyoruz hazırlama şeklinde. İstediğiniz kadar yiyebilirsiniz, kesinlikle koku yapmaz ağzınızda” ifadelerini kullandı.
    Kozan, “Turşularımız yüzde yüz doğaldır, içerisinde katkı maddesi koruyucu maddesi yok ve turşularımız eski ana baba usulü, üstü perlenir yani

    beyazlama dediğimiz perleme olur. O da katkı maddesi, koruyucu olmadığını gösterir. Turşularımızın sezonunda 2-3 ay boyunca ürünlerin hasadı yapılır. Daha sonra kurmaya başlarız. El yapımı turşular, fabrikasyon değildir ürünlerimiz. Katkı maddesi, koruyucu yoktur. 200 litrelik fıçılara tarladan toplarız, çalışan kadınlarla beraber nasıl yapılacağını tarif eder, suyunu biz ayarlarız. Yani turşuda önemli olan zaten kurma suyudur. Kurma suyunu düzgün ayarladıktan sonra zaten turşularımız lezzetini yakalıyor” diye konuştu.

  • Kışlık ekmeklerini imece usulü hazırlıyorlar

    Kışlık ekmeklerini imece usulü hazırlıyorlar

    Feke’nin Gaffaruşağı Mahallesi’nde göç öncesi köylerde sırayla ve imece usulü kışlık yufka ekmeklerini hazırlamak için sabah ezanında bir araya gelen kadınlar, gün boyu ateşin karşısında ekmek yapıyor.

    Elif Kindan her yıl yayla göçü öncesi bir araya gelerek kışlık ekmeklerini hazırladıklarını kaydederek, “Sabah namazında ekmek mesaisi başlıyor. Akşama kadar süren bir mesai oluyor. Köyde kadınlarımız çocuklarımızı okutmak için şehir merkezlerine gitti. Yazın yaylada oluyorlar. Kışlık göç öncesi bizlerde imece usulü yufka ekmeklerimizi hazırlıyoruz” dedi.

    Köylerde imece usulü ekmek yapımının sürdüğünü kaydeden Ayşe Ersin ise dayanışma içinde her kadının sırayla kışlık ekmeklerini hazırladığını kaydetti.
    Adana sıcağı ile birlikte ocak başında zorlu bir mesai olduğunu söyleyen Nejla Kayboz da göç öncesi mahallede sırayla ekmek yaptıklarını söyledi.ü

  • Talas’ta kışa hazırlık günleri başlıyor

    Talas’ta kışa hazırlık günleri başlıyor

    Bu yıl 2-8 Eylül 2024 tarihleri arasında gerçekleştirilecek kışa hazırlık günlerinde yine salçalar kaynayacak, turşular kurulacak, makarnalar kesilecek.
    Reşadiye Mahallesinde bulunan eski stadyum içerisinde gerçekleştirilecek organizasyonda ev hanımları reçelden turşuya, meyve suyundan konserveye, yufka ve kuskustan salçaya kadar pek çok kışlık ürünü hazırlama imkânı bulacak.

    Alana gelen vatandaşlara birçok hizmetin sunulduğu organizasyonda ücretsiz domates çekme işleminin yanında salça kazanı, tuz, bulaşık deterjanı ve bulaşık süngeri de Talas Belediyesi tarafından ücretsiz olarak veriliyor.

    Talas Tanıtım, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği’nin katkılarıyla düzenlenen organizasyonda üretilen el yapımı ürünler de alıcısıyla buluşacak.
    Kayıtların 26 Ağustos Pazartesi günü başlayacağı organizasyonla ilgili bilgi ve randevu almak isteyenler, hafta içi 09.00-17.00 saatleri arasında 0539 226 54 18 numaralı telefonu arayabilecekler.

  • Kavuran sıcakta dondurucu kışa hazırlık

    Kavuran sıcakta dondurucu kışa hazırlık

    Sivas’ta çiftçiler, yazın kavurucu sıcaklar altında kış hazırlıklarına hız verdi. Hava sıcaklığının 30 dereceleri geçtiği bu günlerde, tarım işçileri kışın zorlu şartlarına karşı tedbirlerini alıyor. Çiftçiler yaz boyunca yetiştirdikleri buğday, arpa ve yulaf gibi hububat çeşitlerini hasat ediyor. Biçerdöverlerle gerçekleştirilen hasadın ardından tarlada kalan saplar kış aylarında meraya çıkartılamayan hayvanlar için balya haline getiriyor. Bin bir zahmetle traktör römorkuna yüklenen balyalar depolanmak üzere samanlıklara götürülüyor. Sivas’ın Ulaş ilçesine bağlı Kurtlukaya köyünde yaşayan Cengiz Kaplan, kışa hazırlık yaptıklarını ifade ederek, günlük 300 saman balyası topladıklarını söyledi.

    Sıcak hava çiftçileri zorluyor
    Sıcak havanın kendilerini zorladığını belirten Kaplan, “Hasat zamanı başladı. Biçerdöverler tarlalara girdi. Hasadımızı yaptık, şimdi de saman balyalarımızı yapıyoruz. Hayvanlarımızın samanını temin ediyoruz. Dolu vurduğu için bu sene zarardayız. Hasat düşük. Günlük 300 balya çekiyoruz. Kışa hazırlık yapıyoruz. Birkaç gün böyle sürecek. Hayvanlarımızın yemeğini temin edecek. Hava sıcaklığı nedeniyle elbette zor oluyor. Çiftçinin işi her zaman zordur. Fakat yapacak bir şey yok mecburuz” dedi.

  • Van’da mayıs ayında kış yaşandı

    Van’da mayıs ayında kış yaşandı

    Van’ın doğuşunda bulunan 3 bin 204 rakımlı Erek Dağı’nda dün gece başlayan ve bugün öğlene kadar etkili olan kar yağışı hayatı olumsuz etkiledi. Öğlene kadar devam eden kar yağışı nedeniyle Erek Dağı ile çevresi beyaza bürünürken hava sıcaklığında da hissedilir derecede düşüş yaşandı.

    Gürpınar ilçesine bağlı Gölardı Mahallesi’ne gitmek isteyen bir sürücü yaklaşık 5 santimlik kardan dolayı ilerlemekte güçlük çekti. Yanındakiler aşağı inerek aracı ittirdikten sonra sürücü yoluna devam etti. Küçükbaş hayvanlarını meraya çıkaran bazı çobanlar ise kar yağışı altında hayvanlarını otlattı.