Etiket: kış

  • Yüksek kesimlerde kış, şehir merkezinde bahar yaşanıyor

    Yüksek kesimlerde kış, şehir merkezinde bahar yaşanıyor

    Mart ayına girilmesine rağmen hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin üzerinde olması Sakaryalıları sevindirdi. Hava sıcaklığının 14 derece olmasını fırsat bilen vatandaşlar cadde ve sokaklara akın etti. Yaklaşık 2 gündür bahardan kalma günlerin yaşandığı şehirde, bazı vatandaşlar banklarda oturarak, bazıları ise yürüyüş yaparak güzel havanın tadını çıkardı. Şehrin yüksek kesimlerinde ikamet eden vatandaşlar ise karın keyfini çıkardı. Hendek ilçesi Dikmen Mahallesi’nde ikamet Muhammed Polçumcu, “Yaylaya çıktık ve yaklaşık 20 santim kar var.

    Yayla çok güzel, gezmeye geldik” derken Aydın Ulusoy ise “Karın keyfini çıkarabilmek için Dikmen Yaylasına çıktık. Manzara güzel” dedi.

  • Karlıova’ya kış geri geldi

    Karlıova’ya kış geri geldi

    Bingöl’ün 1940 rakımlı Karlıova ilçesinde kar yağışı etkisini sürdürüyor. Birkaç gün önce başlayan kar, bu gece etkisini devam ettirdi. Karlıovalılar yeni güne karla uyanırken, ilçenin tamamı beyaza büründü. Kar kalınlığı ise ilçe genelinde 15 santimi aştı. İlçedeki esnaflar kapılarının önlerini temizlerken, sürücüler de araçlarını kardan temizledi. Bazı sürücüler, kar nedeniyle ilerlemekte güçlük çekti.
    Köy yollarında ulaşımın aksamadığı öğrenilen Karlıova’da vatandaşlar, kış aylarının yeni geldiğini söyledi. Vatandaşlardan Nail Özyıldırım, “Bu sene kışı yaşamadık. Daha yeni kış başladı sanki. Kar ve tipi içinde yaşıyoruz” dedi.
    Kar yağışının bölge genelinde etkisini sürdüreceği öğrenildi.

  • Kış şehri Sivas kışa hasret kaldı

    Kış şehri Sivas kışa hasret kaldı

    -Değişen iklimlerle birlikte karasal iklim yaşayan ve kış memleketi olan Sivas kışa hasret kaldı. Yetersiz yağışlar sonrası barajlar neredeyse tamamen kururken, bazı göllerin suyunda ise çekilmeler oldu. Bir zamanlar gölerin, ırmakların donduğu Sivas bu yıl kış mevsimini adeta bahar havasında geçirdi. Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Meltem Sarıoğlu Cebeci, “Biz şu anda küresel ısınma ve sonucunda ki etkileri görüyoruz. Küresel ısınma, sera gazların atmosferde artması soncunda sıcaklığın günden güne artmasını sağlar. Küresel ısınmadan korunmanın en kolay yöntemi teknolojiden vazgeçmeyeceğimize göre karbondioksit salınımlarını azaltacak önlemler almak ve ağaçlandırmayı arttırmaktır. Mümkün olduğu kadar da temiz üretim teknolojisine geçmemiz gerekmektedir” açıklamalarında bulundu.

    “Suları bilinçli kullanmak ve tasarruf yapmaya çalışmamız gerekiyor”

    Sivas 5 yıla kadar en yağışlı ve en soğuk illerin başında geldiğini belirten Prof.Dr. Meltem Sarıoğlu Cebeci, “Geçen yılda buna benzer sorunlar ile karşılaştık. Bu senede yağışların azaldığını görüyoruz. Yağışların olmaması demek insan sağlığının direkt olumsuz etkilenmesi demektir, tarım faaliyetlerinin olumsuz etkilenmesi demektir. Artan nüfus ile birlikte içme suyu ihtiyaçlarının da arttığı gözle görülüyor. Dolayısıyla suları bilinçli kullanmak ve tasarruf yapmaya çalışmamız gerekiyor. Yapmaya çalışmamız gerekiyor diyorum çünkü toplum olarak bu konuda tam bilinçli değiliz. Su tüketiminin en fazla kullanıldığı alanlardan bir tanesi de endüstri alanıdır. Bu alanda kullanılan sular arıtıldıktan sonra genellikle nehirlere deşarj ediliyor. Bizim yani çevre mühendislerinin istediği durum ise bu suların arıtılıp yeniden kullanılmasıdır. Bunun dışında ‘Gri su’ dediğimiz evlerden gelen tuvalet haricinde, daha çok duşlardan gelen suları ayrı bir yerlerde depolayıp arttıktan sonra sulama gibi konularda yeniden kullanılmasıdır. Barajlarda suların oldukça azaldığını görüyoruz. Yağmur suları çok önemli bu konuda ama kar yağışları, yağmur suyundan daha da etkili oluyor” dedi.

    “Kıtlık yaşamamak için tarımda çeşitliliğe gitmemiz gerekiyor”

    Tüm dünyada belli dönemlerde iklim değişiklikler gözükebileceğini belirten Cebeci, “Özellikle Akdeniz bölgelerinde Sivas’ta da olduğu gibi soğuk geçmesi gereken yerlerde daha ılıman bir iklim ile karşılaşıyoruz. Bu konuda yapılan araştırmalar sonucunda bir dönem daha böyle gideceği gözüküyor. Bunu değiştirebilmek çok zor ama gelecek için önlemlerimizi almamız gerekiyor. Atmosferdeki karbondioksit salınımını azaltarak, ağaçlandırmayı arttırarak yağmur yağmasını hızlandırmamız gerekiyor. Tarımda sulama tiplemelerinin değiştirilmesi gerekiyor. Örneğin damlatma ve modern sulama tekniklerine geçmemiz gerekiyor. Aksi takdirde ileriki zamanlarda kötü sonuçlarla karşılaşacağız. Kıtlık yaşamamak için tarımda çeşitliliğe gitmemiz gerekiyor. Bunun için yapılan çalışmalar var tabi ki. İklim değişikliği konusunda Çevre ve Şehircilik Bakanlığımızın yaptığı çalışmalar var. Fakat yapılan çalışmalar belirli bir noktaya kadar yeterli olsa bile her geçen gün bu konuya daha da önem vermemiz gerekiyor” ifadelerine yer verdi.

    “Hayvanlarımıza ulaşabilmek için tüneller açardık”

    İnsanların mevsimler gibi değiştiğini ifade eden Mesut Yılmaz, “30 senedir Sivas’tayım. Eskiden kapımızın önüne çıkardık diz boyunca kar yağardı. Demir saçlar yoktu. Evler, köy yerlerinde bacaydı. Sabah kalkar yemeği yemeden karın bir kısmını kürürdük. Yemeği yedikten sonra kapımızı, bacamızı iyice temizlerdik. Hayvanlarımız vardı. Hayvanlarımıza ulaşabilmek için tüneller açardık. Eskiden köy yerleri böyleydi adam boyu kar yağardı. Şimdi mevsimler değişti pek kar yağmıyor. İnsanlar nasıl değiştiyse mevsimler de öyle değişti” dedi.

    “Toprak binalar vardı, karın altında kaybolurdu”

    Ahırları, yem depolarını bulamadıklarını ifade eden Recep Yılmaz, “Eskiden bir buçuk iki metre arasında kar yağardı. Bizim hayvanlarımız vardı. Ahırları, yem depolarını bulamazdık. Tünel açardık, hayvanları öyle bulup otlatmaya çıkarırdık. Biz öyle günlerde yaşadık. Evin çatıları topraktı. Yığılan karın erimesiyle evimizin içine su akardı. Toprak binalar vardı, karın altında kaybolurdu. Komşularla buluşmak için tüneller açardık” diye konuştu.

    “Küreği elimize alırdık”

    Eskiden köy yerlerinde kışların sert geçtiğini ifade eden Mustafa Görgülü, “Eskiden köyde kışlar sert geçerdi. Bacalar toprak bacaydı. Küreği elimize alırdık. Sene de en az iki sefer sokakları bacaları kürürdük. Bir gün sabah kalktık baktık ki, tipi şeklinde yağan kar kapıyı kapatmış. Büyük kanatlı bir kapımız vardı. Babam dedi ki kalkın kapıyı açacağız. Tünel yapıp karı adam sığacak kadar içeri çektik. Saatlerce uğraştan sonra kapıyı açtık” ifadelerini kullandı.

  • Kış turizminin parlayan yıldızı ‘Palandöken’

    Kış turizminin parlayan yıldızı ‘Palandöken’

    Mart ayı olmasına rağmen hala tüm pistleri kayağa ve aktivitelere açık olan Palandöken, aynı zamanda dünyanın en uzun ve en dik kayak pistlerine sahip önemli bir kayak merkezi olarak ifade ediliyor. Bu yıl sezonu diğer kayak merkezlerine göre daha erken açan ve yaklaşık 300 bin kişinin ziyaret ettiği Palandöken Kayak Merkezi, sahip olduğu imkânlar ve alternatif etkinliklerle meraklılarının ilgi odağı olmaya devam ediyor. Palandöken’deki pistler, toz kar özelliği sayesinde kayak sezonu boyunca mükemmel kalitede kar sunuyor. Toz kar, ince, hafif ve taze karın gevrek halini temsil ediyor. Bu kar yapısı kayakçılar için en iyi imkanları sağlayarak pürüzsüz bir yüzey sunuyor, bu da daha iyi bir kayma deneyimi anlamına geliyor. İnce kar tabakası, daha iyi manevra yapma ve hızlı kayma imkanı veriyor.

    5 binden fazla konaklama imkanı var
    Palandöken’de çeşitli kategorilerde kayak ve snowboard yarışmaları düzenlenirken, kar festivalleri de gerçekleştiriliyor. Palandöken Kayak Merkezi’nde dördü 4 yıldızlı ve altısı 5 yıldızlı olmak üzere on turistik tesis bulunuyor. Bölgede kayak evleri, günübirlik tesisler ve lokantalar da mevcut. Kayak merkezinde konaklama kapasitesi yaklaşık olarak 5 bin 530 kişi olarak belirtilirken, bu imkanlar, ziyaretçilere rahat ve keyifli bir kış sporları deneyimi sunuyor.

    Herkese hitap eden pistleri var
    Palandöken Kayak Merkezi, toplamda 56 adet pist içeriyor. Bu pistler farklı zorluk seviyelerine sahip. Kolay Pistler: 30 adet, Orta Pistler: 12 adet, Profesyonel (Zor) Pistler: 9 adet ve Doğal Pistler: 5 adet olarak değerlendiriliyor. Palandöken 2 olarak bilinen Konaklı Kayak Merkezi, bu toplam pist sayısına ek olarak 24,8 kilometrelik pistlere sahip. Bu iki kayak merkezinin toplam pist uzunluğu ise 87 kilometreyi buluyor. En uzun kayak parkuru 12,5 kilometre uzunluğunda ve bu parkur boyunca kesintisiz olarak kayak yapılabiliyor. Ayrıca, başlangıç ve bitiş kotları arasındaki irtifa farkı bin 100 metre. Palandöken Kayak Merkezi’nde toplamda 19 lift taşıyıcı sistem bulunuyor. 19 adet lift ise saatte 24 bin kişi taşıma kapasitesine sahip.

    Gece kayak yapma imkanı var
    Palandöken’deki çığ riskini azaltmak için gelişmiş çığ önleme sistemleri kullanılıyor. Bu sistemler, ziyaretçilerin güvenliğini sağlamak için önleyici önlemler alıyor. Kayak sezonunu uzatmak ve kar kalitesini iyileştirmek için suni kar üretim sistemleri kullanılıyor. Sistem saatte 2 bin 600 metreküp kar üretme kapasitesine sahip. Bu sayede kayak şartları ve sezon süresi en iyi seviyede tutuluyor. Palandöken’deki pistler, gece kayağı yapmak isteyenler için 9,2 kilometre uzunluğunda aydınlatıldı. Bu durum ziyaretçilere günün her saatinde kayak yapma fırsatı sunuyor.

    Çevre dostu bir kayak merkezi
    Ziyaretçiler, kayak biletlerini ve diğer hizmetleri kolayca çevrimiçi olarak satın alabiliyor. Bu dijitalleşme, bilet alımını ve rezervasyonları daha pratik hale getirdi. Bu özellikler, Palandöken’i akıllı ve kullanıcı dostu bir kayak merkezi haline getirirken, aynı zamanda güvenlik, erişim kolaylığı ve konforu artırıyor. Palandöken Kayak Merkezi bu haliyle yaklaşık 15 bin kişiye aynı anda kayak yapma imkanı sunuyor. Palandöken Kayak Merkezi, dünyada sürdürülebilirlik konusunda öncü bir adım attı ve dünyada sürdürülebilirlik sertifikasına sahip kayak tesislerinin ilkleri arasında yer aldı. Tesisler GSTC onaylı Türkiye’nin ilk Sürdürülebilir Turizm Sertifikalı Destinasyonu olmak kaydıyla öne çıkıyor. Bu sertifika, kayak merkezinin çevresel etkileri azaltma, doğal kaynakları koruma ve sosyal sorumluluk taahhütlerini yerine getirme konusundaki kararlılığını ve başarısını simgeliyor. Palandöken, hem çevreye hem de yerel topluluğa fayda sağlama amacıyla sürdürülebilirlik ilkelerini uygulayarak, kış sporları tutkunlarına benzersiz bir deneyim sunuyor. Bu başarı, sürdürülebilir turizmin geleceği için olumlu bir örnek teşkil ediyor.

    Palandöken’de heyecan verici etkinlikler var
    Merkezdeki bir otelin turizm koordinatörü Ali Güney, Palandöken Kayak Merkezi’nin sadece muhteşem kayak pistleriyle değil, aynı zamanda kar üzerinde birçok heyecan verici aktivite ile dikkat çektiğini ifade etti. İşte bu beyaz güzellikte yaşayabileceğiniz bazı deneyimler:
    Palandöken’in muhteşem manzaralarının tadını yamaç paraşütü yaparken çıkarabilirsiniz. Dev bir salıncakta sallanmanın keyfini çıkarıp ve karın üstünden manzara ile havalanabilirsiniz. Yüksek hızlı bir zipline turu, dağların üzerinden süzülürken nefes kesici bir heyecan sunuyor. Palandöken’de karın üstünde uçmayı denemek isterseniz, insan sapanı bulunuyor. Kar üzerinde buz tırmanış deneyimi yaşamak isteyenler için Palandöken’de buz duvarı tırmanışı yapma fırsatı da mevcut.

  • Ardahan buz kesti, ağaçlar kırağı tuttu

    Ardahan buz kesti, ağaçlar kırağı tuttu

    Ardahan kış mevsimini dolu dolu yaşıyor, baharın gelmesi beklenen kentte yeniden kara kış kış hüküm sürüyor. Kentte kırağı tutan ağaçlar kartpostallık görüntüler ortaya çıkardı. Gece hava sıcaklığı eksi Ardahan’da eksi 9, Göle ilçesinde ise eksi 11 derece olarak ölçüldü.

    Mart ayına girilmesine rağmen havaların çok soğuk olduğuna dikkat çeken Ümit Sarıkaya, ’’Ardahan’da soğuklarla mücadelemiz devam ediyor. Şu anda hava sıcaklığı eksi 11 derece. Sabah saatlerinde araçlar çalışmıyor. Bazı araçlar takviye yapılarak çalıştırılıyor. Bu şekilde burada mücadele ediyoruz’’ dedi.

  • Manisa baharı yaşıyor

    Manisa baharı yaşıyor

    Son yılların en sıcak kış aylarını yaşayan ve ağaçların erken açtığı Manisa’da mart ayıyla birlikte meyve ağaçları çiçeklerle ova ise sarı ve beyaz papatyalarla doldu. Hava sıcaklıklarının arttığı Manisa’da özellikle üzüm üreticilerini endişeli bekleyiş sardı. Geçmiş dönemlerde bağların erken göz vermesi ve uyanmasından dolayı rekolte kaybı yaşayan üreticiler bu sene de aynı şeylerin yaşanmasından korkuyor.

    Sarıgöllü üzüm üreticisi Hasan Kazak aylardır ağaçların çiçek açtığını ve her yerin papatyalarla dolduğunu anlatarak, “Havalar böyle gittiği müddetçe, şimdiden ağaçlar çiçek açtı. Yarın bir ayaz veya don olduğu zaman her taraf mahvolur. Ovanın işi biter. Havalar dengesiz gidiyor” diyerek endişelerini dile getirdi.

  • Şırnaklı annelerin mücadeleleri sürüyor

    Şırnaklı annelerin mücadeleleri sürüyor

    Şırnak’ın Beytüşşebap ilçesine bağlı Beşağaç köyünde kadınlar yaz, kış zorlu bir mesai içindeler. Kadınlar kış aylarında metrelerce yağan kara rağmen ilkbahar aylarında yaylaya çıktıkları için kış aylarında halıları yıkamak zorunda kalıyor.

    Buz gibi havada evlerin önündeki kar yığınlarını temizleyip halılarını güneşli havada yıkayan kadınlar günlerdir bahar hazırlığı yapıyor. Köy halkı hayvancılıkla uğraştığı için ilkbahar gelmeden hazırlıklarını tamamlamaya çalışan kadınlar, eksi 16 dereceye varan soğuklara aldırmadan halılarını yıkıyor. Feride Acer isimli yaşlı kadın günlerdir karlı havalarda halı yıkadığını söyledi.

    Acer, ”Bizim burada gelenektir kış aylarında halılarımızı yıkıyoruz. Evlerimizi temizliyoruz, ilkbahar aylarında yaylaya çıktığımız için temizlik çalışmaları yapamıyoruz. Herkes bu günlerde halılarını yıkamak zorunda, çok zorlanıyoruz ama başka çaresi yok” dedi.

  • 3 metrelik karda zorlu mesai

    3 metrelik karda zorlu mesai

    Yeşilöz köyü Faraşin Yaylası’nda kalan 6 ailenin kullandığı 45 kilometrelik yolu açmak İl Özel İdaresi ekipleri seferber oldu. Kar kalınlığının yer yer 3 metreye kadar çıktığı 2235 rakımlı yaylada iki dozerle yol açan ekipler, 10 gün sonra köye ulaşabildi. Ağır iş makinalarıyla yolları açan ekipler, tipi nedeniyle ilerlemekte güçlük çekti. Yaz aylarında binlerce göçeri ağırlayan Faraşin Yaylası’nda kış aylarında da kalan 6 aile için devlet bütün imkanlarını seferber ediyor.

    Dozer operatörü İrfan Cin, Kaymakam Kemal Ülkü ve şef Cihat Akdağ’ın talimatlarıyla ilçeye 45 kilometre uzaklıkta bulunan köyün yolunu açmaya çalıştıklarını söyledi. Günlerdir çalışmalarının devam ettiğini belirten Cin, köyün girişine vardıklarını, kar ve tipi nedeniyle yavaş ilerlediklerini kaydetti.

  • Kış yaşanmayınca sobalar elde kaldı

    Kış yaşanmayınca sobalar elde kaldı

    Kentte yaz boyunca soğuk kış ayları için soba üretimi yapıldı. Hava sıcaklıklarının mevsim normalleri üzerinde seyretmesi ile soba üreticileri bekledikleri satışı yapamadı. Soba satıcısı Beşir Göz, imal ettikleri ve satın aldıkları malların birçoğunun satılmadığını söyledi. Bu sene kış mevsimi yaşanmadığından dolayı satış yapamadıklarını belirten Göz, “Eski dönemlerde kar, yağmur çok olurdu. Saat 07.00’den gece 00.00’a kadar çalışırdık. 2 senedir işler bayağı durgun. Eskiden kamyon kamyon soba getirirken, şu an bir veya iki transit dolusu soba getirdik, iş olmadı” dedi.

    Soba fiyatlarının 400 TL’den başladığını aktaran Göz, “Fiyatına göre 2, 3 ve 4 bin lira arasındadır. Bu sene aldığımız sobalar elimizde kaldı, satamadık. Kış mevsimi yaşanmadı sanki, soğuk havalar olmadı. Bu sene resmen kışı yaz gibi geçirdik. Yine de çok şükür. Sadece biz değil, bütün soba satıcıları iş yapamadı, depolar dolu” diye konuştu.

  • Kış mevsiminde cilt hastalıkları tetiklenebiliyor

    Kış mevsiminde cilt hastalıkları tetiklenebiliyor

    Cildiye Uzmanı Uzm. Dr. Osman Aydın, kış mevsiminin cilt üzerindeki olumsuz etkilerinden bahsetti. Dr. Osman Aydın “Soğuk ve kuru kış ayları, tüm cilt tiplerini etkiler. Cildimiz, soğuk kış günlerinde kuru havanın etkisiyle nemsiz kalır. Eğer cildiniz kurumaya eğilimliyse, uzun ve sıcak duşlar yerine kısa ve ılık duş almalısınız. Sıcak duşlar, cildin yağ tabakasına zarar verir ve cildi kurutur. Kış boyunca, gliserin içeren yağsız bir nemlendirici kullanmalısınız. Eğer cildiniz çok kuru ve çatlamışsa, krem veya losyon yerine merhem veya balsam türü nemlendiriciler seçilmelidir” dedi.

    “Hasta kişiler ciltlerini nemlendirmesi gerekmektedir”

    Cilt nemlendirmenin öneminden bahseden Dr. Osman Aydın, “Cilt yapısındaki nem miktarının azlığı, cilt problemlerinin hızlanmasına neden olmaktadır. Egzama, yağlı egzama, gül hastalığı, soğuğa bağlı kurdeşen, soğuğa bağlı kuru kaşıntı ve sedef hastalığı gibi cilt problemleri, kuruluk nedeniyle alevlenir ve bu hastalıklarda artış görülmektedir. Bu gibi hastalıklara sahip olan kişilerin, özellikle kış aylarında ciltlerini bol bol nemlendirmesi gerekmektedir.” ifadelerini kullandı.