Etiket: kış

  • Kara kışın ortasında bakım yapıyorlar

    Kara kışın ortasında bakım yapıyorlar

    Kurak ve yağışsız geçen kara kışın ortasında adeta bahar havasının hüküm sürdüğü Erzincan’da arılar da kuraklıktan etkilendi. Sıcak havada kovanlarından çıkan arılara yiyecek takviyesi yapılıyor.
    Erzincan bu sene ülke genelinde etkili olan kuraklığı en yüksek oranda yaşayan illerden birisi. Barajlarda su seviyesinin oldukça düştüğü Erzincan’da dağların zirvelerinde bile kardan eser yok.
    Hava sıcaklığının gündüzleri 10 dereceyi geçtiği Erzincan’da kovandan çıkmaması gereken arılar bahar aylarındaki gibi kovanlarını terk etmeye başladı.

    Normal zamanda kar altında kalması gereken kovanların ısınması sonucu içindeki arılar kümelenmek yerine dışarı çıkıp uçuşmaya başlayınca kovanının içindeki besinleri bitme noktasına geldi.
    Arıcılar bu durumu yıllardır yaşamadıklarını belirtip kovanlarında kümelenmeyen arıların yiyecek ihtiyacı için Ocak ayının sonuna doğru kovanları açıp arı keki koyuyor.
    Yıllardan beri arıcılıkla uğraşan Mustafa Koç, mevsimlerin bu yılki gibi hiçbir zaman olmadığını belirterek, “Erzincan’da ocak ayının sonlarına geldik ortalık kupkuru, dağların tepelerinde tozarak dahi yok. Geçen sene mevsim çok güzeldi, kar yağışı çok iyiydi. Her mevsim kendini yaşattı ve çok bereketli de bir yıl oldu. Ama bu sene bu şekilde devam ederse tarımın bütün kesimlerinde olduğu gibi arıcılıkta da özellikle bizim bölgemizde çok sıkıntılar olacak susuzluk başta olmak üzere” dedi.
    Koç, “Arılar şu anda normalde kışlama modunda. Şu anda uyuyor olması, kümelenmiş olması lazım. Donmasını engellemek için ana arıyı aralarına alıp küme halinde olmaları lazım ama arılar çalışıyor. Epeydir, çalışıyor. Hiç kış moduna girmediler. Bu da ister istemez arıları yemleme ihtiyacı doğuruyor. Ama bu şekilde devam ederse yazın da yemleme moduna gireceğiz. Yani bal falan olma ihtimali çok az bu şartlarda. Mevsimin bu şekilde gitmesi arıların bakımını da güçleştiriyor, var olmasını da güçleştirecek” diye konuştu.

  • Ocak ayında baharı yaşıyor

    Ocak ayında baharı yaşıyor

    Kış aylarında Sibirya soğuklarının yaşandığı Sivas’ta 2024’ün ilk günlerinde adeta bahar havası esiyor. Son 90 yılın meteorolojik ölçümlerine göre Sivas yeni yılın ilk günlerini 0’ın altında hava sıcaklığı ile geçirirken bu yıl ile yeni yılın ilk günlerinde hava sıcaklığı sıfırın üstünde 10 derece olarak ölçüldü. Sivaslıların alışık olmadığı bu sıcaklık şaşkınlığa neden oldu. Sıcak havayı fırsat bilen vatandaşlar tarihi kent meydanında güzel havanın tadını çıkardı. Vatandaşlar bu duruma hayret ettiklerini dile getirerek eski kışların olmadığını ifade etti.

    “Bu çok büyük bir tehlike”

    Şükrü Atalay, Sivas’a kış gelmeyeceğini dile getirerek “Sivas’ta şimdi kar kış olması lazım ki bereket olsun, hareket olsun. Ama maalesef iklim değişikliği en fazla Sivas’ı mı etkiliyor, ne yapıyor maalesef yok işte. Kar ve buz olurdu. Yollarda yürünmezdi. Kimse bu kadar dışarı çıkamazdı. Ama şimdi yaz, bahar ayı gibi devam ediyor. Sivas’a kış gelmedi henüz, geleceğe de benzemiyor. Bu çok büyük bir tehlike. Sivas için, Türkiye için, dünya için” dedi.

    “Ocak ayındayız mükemmel bir hava var”

    Cihat Elden, eskiden 6 ay kış yaşandığını belirterek “Gençliğimizde çocukluğumuzda böyle bir hava görmek mümkün değil. Zaman içerisinde barajlarımız oluştu, göletlerimiz oluştu. Bunlar ister istemez iklim değişikliğine uğrattı. Eskiden 70’li yıllarda olsun, 80’li yıllarda olsun kar yağardı. Evlerimizden zor dışarı çıkardık. Ama şu anda bakıyoruz sene 2024’e girdik, Ocak ayının 1’indeyiz mükemmel bir hava var. Mümkün değil böyle hava beklenmezdi. Bırakın ocak ayında 10 Kasım denildiği zaman Sivas’ta kar yağmaya başlardı. Kasım’dan başlardı, 6 ay kışımız devam ederdi. Şuan geçmiş yıllarımızı arıyoruz ”ifadelerini kullandı.

    “56 yaşındayım, ben böyle bir şey görmedim”

    Genelde yılbaşında muhakkak kar yağdığını söyleyen Gülten Aktı “Yani daha demin yürürken onu diyordum. Böyle bir hava mümkün değil. Ocak ayında bizim sularımız buz tutar, pürümüz ile açardık. Şimdi öyle bir şey yok, şu güneşi görüyor musunuz? Çok değişik bir şey. Ben Sivaslıyım. 56 yaşındayım. Ben böyle bir şey görmedim. Küresel ısınmadan dolayı kışı göremiyoruz. Kar yok” sözlerine yer verdi.

    “Futbolcuların kulakları donmuştu”

    Sivas’ın tropik iklime doğru gittiğini söyleyen Ramazan Yardımcı “Eskiden Sivas’ta bu mevsimde bu dönemlerde hem bol kar olurdu, hem çok soğuk ve ayaz olurdu. Hatta ben burada Trabzonspor’un maçını hatırlıyorum. Futbolcuların kulakları donmuştu. Bizde çok soğukta, ayazda böyleydik. Bu kadar sıcak olmazdı. Muhtemelen bu küresel ısınmanın bir sonucu olarak ülkenin her yerinde gerçekleşti ama devamında nasıl bir şey olur ne olur onu da bilemiyoruz. Herhalde yaklaşık yavaş yavaş tropik iklime doğru gideceğiz” dedi.

  • Sakarya’nın süsü palmiyeler kışa hazır

    Sakarya’nın süsü palmiyeler kışa hazır

    Sakarya Büyükşehir Belediyesi ekipleri, şehrin dokusunu ve güzelliğini koruyacak mevsimlik çalışmalar yapıyor. Yeşilin her tonunu barındıran şehirde kentin merkezini peyzaj dokunuşlarıyla süsleyen Büyükşehir, Yeni Cami bölgesinin simgesi olan palmiye ağaçlarını kış sezonuna hazırladı.

    15 Temmuz Caddesi’nde gecenin geç saatlerine kadar çalışma yapan ekipler, yaz mevsimi olan palmiye ağaçlarını en çetin soğuklarda korumak ve varlığını sürdürmek için bazı tedbirler aldı. Üstleri tamamen kapatılan ve soğuktan korunması için hazırlanan palmiyeler kışı bu şekilde geçirecek.

     

  • Kış aylarının vazgeçilmez tescilli lezzeti

    Kış aylarının vazgeçilmez tescilli lezzeti

    Elazığ’da ceviz ve üzüm hasadının ardından yaz aylarında köylerde coğrafi işaret tescilli orcik üretiliyor. İlk olarak orcik için önce cevizler toplanıp kırılıyor. Ardından bağlardaki üzümler toplanarak sıkıldıktan sonra bölgeye has olan beyaz toprakla mayalandırılıyor ve daha sonra şıra haline getirilip kazanda kaynatılıyor. Cevizler tek tek ipe dizilerek, kazanda kaynatılan üzüm şırasına 3-4 defa batırılarak hazır hale getiriliyor. Kış aylarının vazgeçilmez lezzeti haline gelen ve geleneksel yöntemlerle yapılan orcik, Türkiye’nin hemen her tarafından ve yurt dışından yoğun talep görüyor.

    “Yoğunluk bu aylarda biraz daha fazla oluyor”

    Kapalı çarşının en eski esnaflarından biri olan Serkan Gülten, “Firma olarak 80’inci yılımızı doldurmuş bulunmaktayız, kapalı çarşı da 100’üncü yılını doldurmakta. Elazığ’ın yöresel ürünleri, baharat, lokum ve kuru yemiş çeşitleri ve en başta orcik çeşitleri geliyor. Üzüm, dut, nar ve farklı ürünlerden orcik bulunuyor. Şuanda üzüm orciğinin sezonu. Bütün müşterilerimizi bekliyoruz. Yoğunluk bu aylarda biraz daha fazla oluyor. Çünkü orcik daha ziyade kış yiyeceği” dedi.
    Tunceli’den kentte gelen ve orcik alan vatandaşlardan Cemal Fidan, “Elazığ’a gelmişken yolumuz buraya düştü alışveriş yaptık. Orciklerin çeşitleri bol ve güzel. Herkese tavsiye ederim, gelip alsınlar. Orcik özellikle yaz kış tüketilebilir” diye konuştu.

  • Kışın artan uyuza dikkat

    Kışın artan uyuza dikkat

    Son dönemlerde salgın haline gelmesi nedeniyle gündem olan uyuz hastalığının soğuk havaların yaşandığı kış döneminde daha da yaygınlaştığı biliniyor. Şiddetli kaşıntılara neden olarak yaşam kalitesini düşüren cilt hastalığıyla ilgili bazı vatandaşlar kendince tedbir alırken, Eskişehir’de aktarlık yapan Koray Özkılıç, uyuzla ilgili bilgilendirmede bulundu.

    Özellikle Aralık ayına girilmesiyle kendilerinden kaşıntıya iyi gelen ürün talep eden kişi sayısının artışa geçtiğini söyleyen Özkılıç, kişisel temizliğin önemine ve kıyafetlerin yüksek sıcaklıkta yıkanmasının gerekliliğine dikkat çekti. Uyuz olan vatandaşlara kükürtlü sabun ile ardıç katranlı ürünler kullanmasını tavsiye eden Özkılıç, ayrıca şahtere, kırkkilit ve pıtırcık otunun da kaşıntıyı azaltacağını ifade etti.

    “Kişisel bakım ürünlerinin kimseyle paylaşılmaması lazım”

    Eskişehir’de uzun yıllardır aktarlık yapan Koray Özkılıç, kış aylarında havaların soğumasıyla uyuz hastalığının harekete geçtiğini belirtti.

    yuz hastalığının yaşam kalitesini ciddi anlamda düşürecek kadar kaşıntıya neden olduğuna vurgu yapan Özkılıç, “Uyuz kaşıntısı nedeniyle vatandaşlar hayatlarını idame ettirmekte zorlanır. Hastalığa yakalananların acil olarak kişisel temizliğine dikkat etmesi ve kıyafetlerinin hepsini belli bir sıcaklıkta yıkaması gerekir. Ancak bu noktada şöyle önemli bir detay var, tüm kıyafetleri yıkayıp dolapta 1 tanesini unutursanız ve onu giyerseniz hastalıktan kurtulduysanız bile yeniden başlar. Dolayısıyla bu tarz şeylere çok dikkat edilmeli. Kişisel bakım ürünlerinin de kimseyle paylaşılmaması lazım. Uyuz, umumi tuvaletlerden ve hamamlardan da çok hızlı bir şekilde yayılabilmektedir” dedi.

    “Bizlere uyuzla ilgili çok fazla gelip giden muzdarip vatandaş var”

    Uyuz hastalığına yakalananlara kükürtlü ve ardıç katranlı sabun, sprey ile şampuan kullanmalarını tavsiye eden Özkılıç, “Bu ürünler uyuzu baskılar. Ayrıca vücuda alacağımız şey ise şahtere, kırkkilit ve pıtırcık otu dediğimiz bu 3 ürün olacak. Bahsettiğim otlar kaşıntıyı ve kaşıntıya sebep olan dürtüyü azaltmak için içilebilir. Bizlere de uyuzla ilgili çok fazla gelip giden muzdarip vatandaş var. Uyuz gözden kaçırılmamalı, görmemezlikten gelinmemeli. Uyuz mikrobunun artmasındaki en büyük sebep, yurt dışından kaçak olarak gelenlerin aşısız olmamaları. Şahsen uyuz vakalarının onlardan dolayı artışa geçtiğine inanıyorum” şeklinde konuştu.

  • Kışlık yemeni üretimi arttı

    Kışlık yemeni üretimi arttı

    Gaziantep’te kış aylarının gelmesiyle birlikte ev içerisinde giyilen yemeni terlik ve çizmelerin üretimi arttı. Genellikle yazın tercih edilen geleneksel yemeniler soğuk havaların etkisiyle inovasyon kazanarak kış günlerinde, ev içerisinde günlük tercih edilen geleneksel ürün haline geldi. Özellikle renk çeşitliliği ve farklı desenlerle zenginleştirilen yemeni modelleri, her yaş grubundan tüketicinin beğenisini kazanıyor. Üretime aralıksız devam eden ustalar yaz- kış demeden yemenileri dünyanın dört bir yanına göndererek ihracata yön vermeye devam ediyor.

    “Biz kış aylarında yaza daha çok hazırlık yapıyoruz”

    Genellikle yaz aylarında giyilen yemenilerin kışın da rağbet gördüğünü aktaran Orhan Çakıroğlu, dünyanın birçok ülkesine ihracat yaptıklarını belirterek, “Yemeni ayağa giyilen tabii deriden yapılan ayağın terini çeken, yazın günü serin tutan, kışın günü evde patik gibi terlik gibi giyilen ayakkabıdır. Yemeninin çizmesi, terlikleri, patikleri, çarıkları vardır ama genel giyim alanı yazındır ve evde giymek içindir. Biz kış aylarında yaza daha çok hazırlık yapıyoruz çünkü yaz aylarında hızlı sirkülasyon olduğu için mağazalarımızı ve stoklarımızı dolduruyoruz. Onun haricinde bizim yurtdışı ihracatımız mevcuttur. Daha çok mevsimi yaz olan bölgelere ihracat yapıyoruz. Talep olan herkese gerek Avrupa’ya, Amerika’ya, Çin’e ve Japonya’ya, her tarafa gönderiyoruz” ifadelerini kullandı.

    “Aldığın tarihi unutturan çok uzun ömürlü terlikler yapıyoruz”

    Ürettikleri geleneksel yemeni ayakkabıların konforuna dikkat çeken Çakıroğlu, yemeninin kış aylarında çok rağbet gördüğünü belirterek, “Kışın ev içerisinde giyilen patikler yapıyoruz. Onun haricinde de terlikler üretiyoruz, bu terliklerimiz de yine bizim yıllardan beri yaptığımız modellerimiz ev içerisinde giymeye gayet rahat, yumuşak, sağlıklı ve aldığın tarihi unutturan çok uzun ömürlü terlikler yapıyoruz. Bu hem vatandaşlarımızın ayaklarını sıcak tutuyor hem de gelenekselimizi yaşatıyor. Kışın günü bunlar çok rağbet görüyor” ifadelerine yer verdi.

    “Biz Yemeniciliği ölmüş vaziyette aldık ve tavana çıkardık”

    Unutulmaya yüz tutmuş meslekler arasında yer alan yemeniciliğe inovasyon katarak mesleği kurtardıklarını ifade eden Çakıroğlu, “Yemenicilik mesleği Gaziantep’te bundan 20- 30 yıl önce kaybolmaya yüz tutmuş meslekler arasında gösterilirken, biz ölmüş vaziyetinden aldık ve tavana çıkardık. Bununla birlikte geleneksel ayakkabıları modernize ederek Türkiye’nin dört tarafına yaymakla beraber dünyanın dört bir tarafına da yayıyoruz. Tamamen el işidir ve tamamen tabii deriden yapılır. Normal ayakkabıyı herkes her yerde giyebilir ama yemeni özeldir. Bu bir zevk işidir yani onu giydiğinde onun dokusunu hissetmen lazım veya bilerek severek giymen lazım. Onun için de biz her geçen gün her arenada giyinebilecek türde yemeni yapıyoruz” şeklinde konuştu.

    “Daha kaliteli ürünler yapmaya çalışıyoruz”

    Gaziantep’te üretilen yemeniyi dünyaya tanıttıklarını ve bu işten binlerce insanın ekmek yediğini belirten Çakıroğlu, “Gaziantep’te ürettiğimiz yemeniyi dünyaya tanıttık. Bununla birlikte Kültür ve Turizm Bakanlığının sanatçısıyız. Bakanlık vasıtasıyla da UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Taşıyıcısı olarak bizi ‘Yaşayan İnsan Hazinesi’ olarak seçtiler. Bu da mesleğimizi nereden alarak nereye getirdiğimizin bir delilidir. Çok şükür her geçen gün çıtayı yükseltip kaliteyi yükselip daha kaliteli ürünler yapmaya çalışıyoruz. Mesela babamdan yemenicilik mesleğini devraldığım dönemde Gaziantep’te tek yemenici bendim ama şimdi bu işten 3 bin ila 5 bin kişi arasında esnaf ekmek yiyor. Bu durum ekonomiye iyi bir katma değerdir” diye konuştu.

  • Kış manzarası havadan görüntülendi

    Kış manzarası havadan görüntülendi

    Kış mevsiminin en belirgin hissedildiği illerin başında gelen Ağrı’da şehir merkezi ve köylerde kar yığınları seyrine doyulmaz görüntüler oluşturuyor.

    Günlük yaşamı zorlaştırmasına rağmen güneşle beraber parlayan karın tadını çıkarmak isteyen vatandaşlar doğayla buluşurken, karın eşsiz güzelliği havadan görüntülendi.

  • Cizreliler kışın, yazdan kalma bir gün yaşıyor

    Cizreliler kışın, yazdan kalma bir gün yaşıyor

    Cizre’de Dicle Nehri kenarındaki parklara yazdan kalma günde güneşlenmeye gelen vatandaşlar, dökülen yaprakların hüzünlü havasını içlerine çekerek, güneşin ve sarı renkli ağaç yapraklarının kartpostal tadındaki resmini seyrediyor.

    Hem Dicle Nehrinde akan suyun verdiği huzur hem de güneşli güzel bir günün tadını doya doya yaşamak için çocukları ile parka geldiklerini ifade eden Zeki Dakak, ”Çok güzel bir gün, bu hava her zaman bulunmaz. Adeta yazı yaşıyoruz. Gençler, yaşlılar parklarda oturuyor. Bu hava her zaman ele geçmez. Tam oturulacak, piknik yapılacak bir hava var. Keşke her zaman böyle olsa. Yaprakların dökülmesi çok güzel duygular uyandırıyor” dedi.

    İnsanların ağaca benzediğini belirten Oktay Sezai, “Ağaçlar da aynı şekilde sonbahar aylarına gelince güzelleşip yapraklarını döker. Bu mevsimde bu güneş ihtiyarlar için tabii ki bulunmaz bir nimettir” diye konuştu.

  • Kışın sağlıklı beslenme ve kilo kontrolü

    Kışın sağlıklı beslenme ve kilo kontrolü

    Kış aylarında mevsim değişimi ile gelen hastalıklar, hava şartlarına bağlı mutsuzluk, stres, depresyon halleri, düzensiz ve yetersiz beslenmenin bağışıklık sistemini ve metabolizmayı koruyabilmeyi olumsuz yönde etkilediğinin altını çizen Dyt. Merve Aytaç Kılınç, “Kış mevsiminde enfeksiyonlara karşı vitamin ve minerallerden zengin beslenerek bağışıklık sistemimizi desteklemeliyiz. Özellikle A ve C ve E vitamininden zengin turunçgiller, havuç, brokoli, kabak, yeşil biber, karnabahar, Brüksel lahanası, maydanoz, roka, tere, mandalina, greyfurt ,portakal gibi sebze ve meyveler sofralardan eksik edilmemelidir. Bu besinler hazırlanırken doğru yöntemler kullanılarak vitamin ve mineral kaybına uğratmadan tüketilmesine gayret edilmelidir. Yine Fındık, ceviz gibi yağlı tohumlar, yeşil yapraklı sebzeler ve kurubaklagillerin yeterli miktarda tüketilmesi E vitamini ihtiyacının karşılanması bakımından önemlidir” dedi.

    “Fiziksel aktivite azaldığı için istenmeyen kilo artışları olabilir”

    Fiziksel aktivitenin azalması, kapalı ortamlarda fazla vakit geçirilmesi, akşam saatlerindeki artış ve beslenme şeklindeki değişiklikler nedeniyle yağlı ve şekerli besinlere yönelimin artması ile vücut ağırlığında artış olduğunu belirten Dyt. Merve Aytaç Kılınç, “Atıştırmalık tüketimine yönelim ile yağlı ve şekerli besin tercihlerinin artması nedeniyle kilo artışı olabilmektedir. Yağlı, şekerli gıdalar, hamur işi tüketimi yerine kış meyvelerini tercih etmeliyiz. Gün içerisinde öğün atlamamaya özen göstermeli az ve sık olacak şekilde beslenmeye dikkat etmeliyiz. Hareketsizlik ile beraber gelen kabızlık sorunu için kurubaklagiller haftada 2-3 gün tüketilmeli ve kepekli tahıllar (esmer ekmek, bulgur, kepekli makarna) ile sebze, meyve tüketimine de dikkat edilmelidir” şeklinde konuştu.

    Kış mevsiminde balık tüketimi

    Diyetisyen Kılınç, “Kış aylarının vazgeçilmezi olan balık, en önemli özelliği omega-3 deposu olmasıdır. Kalp damar hastalıkları riskinin azalmasında, kolesterol yüksekliği ve karaciğer yağlanması gibi rahatsızlıklara karşı oluşturulabilecek bir tedavide mutlaka olması gereken balık, haftada 1-2 gün tüketilmesini önerilmektedir” ifadelerini kullandı.

    “Su tüketiminizi artırın”

    Diyetisyen Kılınç, “Havanın soğuması ile günlük su tüketiminde azalmalar meydana gelir. Ancak vücudumuzun işlevlerini yerine getirebilmesi için her zaman suya ihtiyacı olduğu unutulmamalıdır. Günde en az 2-2.5 litre su tüketilmesine özen gösterilmelidir” diye konuştu.

  • Yaklaşan kış öncesi bot tamiri arttı

    Yaklaşan kış öncesi bot tamiri arttı

    Kış mevsiminin gelmesiyle soğuk hava etkisini göstermeye başladı. Eskişehir’de yazlık ayakkabılarını raflara kaldırmaya başlayan vatandaşlar, yıpranan kışlık botlarını tamir ettirmeye başladı. Yaklaşık 30 yıldır ayakkabı tamirciliği yapan esnaf İbrahim Aytaç, son yıllarda ayakkabılarını tamir edenlerin sayısının arttığını ancak bu yıl tamir ettirmeyerek yıpranmış botları o şekilde giyenlerin sayısının da çok olduğunu söyledi.

    Kar ve yağmur yağışı artınca hareketliliğin daha da artacağını ifade eden Aytaç, “Yeni ayakkabı almak istemeyen vatandaşlar bot tamiri yaptırmaya yöneldi ama bazı vatandaşların ekonomik sebeplerle tamir işlemini de yaptırmadığını görebiliyoruz. Yani bazı vatandaşlar tamir işlemi yaptırmadığı için yırtık ayakkabıları giymeye devam ediyor. Kış geldiği için yakın zamanda yağmur ve kar yağışı bekliyoruz, o zaman vatandaşların talep göstereceğini ve yoğunluğun artacağını düşünüyoruz. Tamir işleminin fiyatları 50-60 lira arasında değişiyor, ortalama bir ayakkabının bin ila bin 500 lira civarında olduğunu düşünürsek vatandaşların ayakkabılarını tamir ettirmesini öneririm.

    Her zaman söylediğimiz gibi kışlık ya da yazlık fark etmez, ayakkabıların bakımları yapıldığı zaman kullanım süresi daha fazla olur. Kışa girdiğimiz için yazlık ayakkabılar uzun bir süre kullanılmayacak, bu ayakkabıların da bakıma getirilmesi gerekiyor. En azından bakımları yapılıp, gelecek yıl daha sağlam giyilebilir” dedi.