Etiket: Kısıtlama

  • Bursa’da polise etmediği beddua kalmadı

    Bursa’da polise etmediği beddua kalmadı

    Bursa’da sokağa çıkma kısıtlamasını ihlal ederek, trafik sigortası olmayan otomobiliyle gezintiye çıkan ehliyetsiz sürücü Oğuzhan G.’nin (24) ceza yazdığı için “Hakkım sana helal olmasın. Çoluğundan çocuğundan çıksın” diyerek beddua ettiği polis memurunun sabrı, görenleri hayran bıraktı.

    İl Emniyet Müdürlüğü ekipleri, sokağa çıkma kısıtlaması nedeniyle kent genelinde uygulama noktaları oluşturdu. 16 SBE 89 plakalı otomobil, Osmangazi ilçesi Acemler Kavşağı’nda kurulan kontrol noktasında polis ekiplerince durduruldu.

    Polis, sürücü Oğuzhan G.ye izin belgesini sordu. Ancak Oğuzhan G., izin belgesini gösteremedi. Ekipler, Oğuzhan G.’nin geçen ay alkollü araç kullandığı için ehliyetine 6 ay el konulduğunu ve otomobilin zorunlu trafik sigortası olmadığını belirledi.

    Oğuzhan G., kendisine ceza yazmak isteyen polis ekiplerine bir süre direndi. Oğuzhan G.’ye, kısıtlamayı ihlalden 3 bin 150 TL, otomobilin sigortası olmaması nedeniyle 132 TL, ehliyetsiz araç kullanmaktan 2 bin 473 TL ceza kesildi.

    Ayrıca ruhsat sahibi anneye de ehliyetsiz kişiye otomobilini verdiği gerekçesiyle 2 bin 473 TL ceza uygulandı. Oğuzhan G.’nin kullandığı otomobil ise çekici ile otoparka çekildi.

    BEDDUAYA RAĞMEN SABRINI KORUDU

    Oğuzhan G., ceza kesildikten sonra ehliyetli bir arkadaşını getirerek, otomobilini almak istedi. Ancak Oğuzhan G., otomobilinin çekiciyle götürüldüğünü öğrenince sinirlendi.

    Öfkeli genç, ceza yazan polise, “Ehliyetli adam getirdim. Sigorta da yapıldı. Arabamı nasıl teslim etmezsin. Arkadaşımı zamanında getirecektim, sen getirtmedin. Sen beni bir saat bırakmadın, hakkımı yedin. Hakkım sana haram olsun. Telefonum yanımda yoktu, arkadaşımı arayamadım. Şimdi aldım. Arabamı çekiciye koyamazsın. Arabanın altına yatarım, yine de otoparka çektirmem. Beni bir saat rehin aldın. Telefonum yoktu. Kimseye haber veremedim. Taksiyle gidip arkadaşımı aldım. Araba otoparka gidemez. Sen çok büyük bir yalancısın. Beni bir saat rehin aldın. Evraklara imza atmadım, yine de atmıyorum. Hakkım sana helal olmasın. Çoluğundan çocuğundan çıksın. Bir de yalan konuşuyorsun” diye bağırarak, beddua etti.

    Polisin tüm hakaret ve beddualara rağmen sakinliğini koruması ise takdir topladı.

  • Almanya’da 25 günlük tam kapanma başladı

    Almanya’da 25 günlük tam kapanma başladı

    Almanya’da Başbakan Angela Merkel ile eyalet başbakanlarının, Kovid-19 salgınında günlük vaka sayısındaki artışın önüne geçmek amacıyla pazar günü aldıkları yeni kısıtlayıcı tedbirler yürürlüğe girdi.

    Başkent Berlin’de ünlü alışveriş caddesi Kürfüstendamm’da temel ihtiyaç malzemeleri satmayan mağazalar kapalı tutuldu.

    Kısıtlamaların başladığı ilk günde başkentte sokakların boş olduğu görüldü.

    Brandenburg eyaletinde yaşayan ve Berlin’e çalışmak için gelen Paul Hellmann, aptığı açıklamada, belirli bir süre sıkı tedbirlerin alınmasını doğru bulduğunu belirterek, “Brandenburg’da saat 22.00’den itibaren sokağa çıkma yasağı var. Bunun kesinlikle iyi yönleri de var. Daha önce yaptığımız her şeyi yaparsak salgını kontrol altına alamayız.” dedi.

    Andreas Neumann ise tedbirleri doğru bulduğunu ifade ederek, “(Tedbirler) Alınması lazım. Herkes bu kısıtlamalara uyduğunda sonsuza kadar uygulanmaz. (Kısıtlamaları) Ben doğru buluyorum, başka bir seçeneğimiz yok.” değerlendirmesinde bulundu.

    10 Ocak’a kadar yürürlükte kalacak önlemler kapsamında temel ihtiyaç malzemelerinin satıldığı iş yerleri dışında tüm mağazalar kapalı tutulacak. Gıda ürünleri satan marketlerin yanı sıra bankalar, oto tamirhaneleri, gözlükçüler, benzin istasyonları, eczaneler ve postaneler gibi işletmeler açık kalacak.

    Okullar ve kreşler kapatılacak. Son sınıfta eğitim gören öğrenciler için uzaktan eğitim gibi ayrı düzenlemeler yapılabilecek.

    Tiyatro, sinema, opera ve konser salonları kapalı olacak, spor salonları, yüzme havuzları, eğlence alanları, berberler, masaj ve kozmetik salonları ile dövmeciler hizmet vermeyecek.

    En fazla iki hane halkının bir araya gelmesine izin verilecek ancak toplanan kişilerin sayısı 5 ile sınırlandırılacak. 14 yaş altı çocuklar sınırlandırma kapsamına girmeyecek.

    Bar ve restoran gibi işletmeler sadece paket servisi yapabilecek.​​​​​​​

  • Kısıtlamada yakalandı: ‘Uyuşturucu içmek için çıktım’ dedi

    Kısıtlamada yakalandı: ‘Uyuşturucu içmek için çıktım’ dedi

    Buırsa’da kısıtlamayı ihlal edip otomobille gezmeye çıkan 6 arkadaş, kontrol noktasında polise yakalandı. Üst aramasında uyuşturucu ele geçirilen ve hırsızlık suçundan arandığı tespit edilen gruptaki Batuhan Y. (23), “Uyuşturucu bağımlısıyım, içmek için çıktım. Küçük yaşta alıştırdılar” dedi. Şüphelilere, sokağa çıkma kısıtlaması ve sosyal mesafe kuralını ihlalden toplam 20 bin 398 TL ceza kesildi.

    Olay, saat 02.30’da, merkez Yıldırım ilçesi Ankara Yolu Caddesi’nde meydana geldi. ​Tevfik B. ve 5 arkadaşı, kısıtlamayı ihlal edip otomobille gezmeye çıktı. Tevfik B. yönetimindeki 16 LOU 53 plakalı otomobil, Bursa- Ankara yolu Duaçınarı mevkisindeki kontrol noktasında durduruldu. Sokağa çıkma kısıtlamasını hatırlatan polis ekipleri Tevfik B.’den izin belgesini göstermesini istedi. Belgesinin olmadığını söyleyen Tevfik B. ile 5 arkadaşının yapılan GBT sorgusunda Batuhan Y.’nin hırsızlık suçundan arandığı tespit edildi. Yapılan aramalarda Batuhan Y.’nin üzerinde bir miktar uyuşturucu ele geçirildi. ​Gözaltına alınan Batuhan Y., kendisini görüntüleyen basın mensuplarına, “Uyuşturucu bağımlısıyım, içmek için çıktım. Küçük yaşta alıştırdılar” dedi.

    20 BİN 398 TL CEZA KESİLDİ

    Ayrıca Tevfik B. ile yanındaki Okan D., Kaan S., Niyazi B., Hakan Mert B. ve Batuhan Y.’ye sokağa çıkma kısıtlaması ve sosyal mesafe kuralını ihlalden toplam 19 bin 800 TL cezai işlem uyguladı. Öte yandan otomobilin muayene süresinin geçtiğini tespit eden ekipler Tevfik B.’ye 598TL ceza kesti. Otomobil ise çekiciyle otoparka götürüldü.

  • Bursa’da alkol kontrolünü reddetti, gözaltına alındı

    Bursa’da alkol kontrolünü reddetti, gözaltına alındı

    Bursa’da, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla mücadele kapsamında getirilen sokağa çıkma kısıtlamasına uymayan ve ekiplere mukavemet gösteren şahıslar gözaltına alındı.

    İl Emniyet Müdürlüğü ekipleri, Kovid-19’la mücadele kapsamında sokağa çıkma kısıtlaması nedeniyle saat 21.00 itibarıyla kent genelinde denetim yaptı.

    Acemler uygulama noktasında denetim gerçekleştiren ekipler, 16 AAP 189 plakalı aracı durdurdu. İzin belgesi soran ekipler, şahsın konuşmalarından araçtakilerin alkollü olabileceğini düşünerek, araçtan inilmesini istedi.

    Sürücü Öner O. ve arkadaşı Ahmet T. alkol kontrolü yapmak isteyen ekiplere mukavemet göstererek alkol kontrolünü reddetti. Ekiplere hakaret ve küfür eden şahıslar, bir polise de yumruk atmaya çalıştı.

    Olay yerine çok sayıda takviye ekibin gelmesiyle etkisiz hale getirilen şahıslar gözaltına alındı.

  • Bursa’da polis evsiz adama cezai işlem uygulamadı

    Bursa’da polis evsiz adama cezai işlem uygulamadı

    Bursa’da sokağa çıkma kısıtlaması kapsamında kontrol yapan polis ekipleri tarafından durdurulan Gürol Kutlu (45), “Cezaevinden yeni çıktım, evsizim mezarlıkta kalıyorum, devlete kurban olayım ” dedi. Fırından ekmek aldığı görülen Kutlu, polis ekiplerinin kontrolünün ardından cezai işlem uygulanmadan bırakıldı.

    İl Emniyet Müdürlüğü ekipleri, sokağa çıkma kısıtlaması nedeniyle kent genelinde uygulama noktaları oluşturdu. İnegöl İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı ekipler Atatürk Bulvarı üzerinde denetimlerini sürdürürken sokakta yürüyen Gürol Kutlu’yu durdurdu.

    Ekipler, Kutlu’ya sokağa çıkma kısıtlamasını hatırlatarak izin belgesi sordu. İzin belgesi olmadığını belirten Gürol Kutlu polis ekiplerine “Cezaevinden yeni çıktım, evsizim mezarlıkta kalıyorum devlete kurban olayım” dedi. Polis ekipleri GBT sorgusunun ardından Kutlu’yu cezai işlem uygulamadan gönderdi. Fırından ekmek aldığı görülen Gürol Kutlu kontrol noktasından yürüyerek uzaklaştı.

  • Azerbaycan’da Kovid-19 nedeniyle yeni tedbirler devreye girdi

    Azerbaycan’da Kovid-19 nedeniyle yeni tedbirler devreye girdi

    Azerbaycan’da yeni tip koronavirüs (Kovid-19) vakalarındaki artış nedeniyle yeni tedbirler uygulanmaya başladı.

    Karantina süresinin 31 Ocak’a kadar uzatıldığı ülkede, bugün itibarıyla kafe ve restoranlar ile tüm mağazalar kepenk kapattı. Ülkede sadece market ve eczaneler açık kalırken, diğer mağazalardan bazıları internet üzerinden satış uygulamasına geçti.

    Bugün ayrıca, sokağa çıkışlarda SMS’le izin uygulaması da yeniden devreye sokuldu. Vatandaşlar, market ve eczane alışverişi, gezme ve hastane ihtiyaçları için süresi 3 saat olarak belirlenen SMS izni alarak sokaklara çıkabildi.

    18 Ocak’a kadar geçerli olacak yeni uygulamanın başlamasıyla kentin normal zamanlarda kalabalık olan meydanlarının ıssızlaştığı, caddelere sessizliğin hakim olduğu gözlendi.

    Trafikteki araç sayısında da azalma yaşanırken, güvenlik güçleri SMS izinlerini kontrol etmek için denetimler yaptı.

    Belirli caddelere kontrol noktaları kuran polisler, araçları tek tek denetleyerek SMS izni olmayan vatandaşlara uyarılarda bulundu.

    Sokaklara çıkan vatandaşların, açık ve kapalı alanlarda maske kullanımı kuralına uyduğu görüldü.

    Azerbaycan’da dün açıklanan verilere göre, ülkede 175 binden fazla Kovid-19 vakası tespit edilirken, virüs nedeniyle toplam 1922 kişi yaşamını yitirdi.

    Günlük vaka sayısının 4 binin üzerine çıktığı ülkede, 60 binden fazla Kovid-19 hastasının tedavisi sürüyor.

  • Polise ihbarda bulunmayı oyuna dönüştürdüler

    Polise ihbarda bulunmayı oyuna dönüştürdüler

    Bursa’da, sokağa çıkma kısıtlamasını ihlal edip, kendilerini ihbar eden çocukların polis ekipleri gelirken kaçtıkları anlar, cep telefonu kamerasına yansıdı.

    Yıldırım ilçesi Ulus Mahallesi’nde, sokağa çıkma kısıtlamasını ihlal edip, evlerinden çıkan 10 çocuk, kendilerini polise ihbar etti.

    Çocuklar, polis ekipleri gelirken kaçarak, gözden kayboldu. Çocukların, sokakta toplanmaları ve kaçmaları cep telefonu kamerasıyla görüntülendi.

    Öte yandan çocukların sokağa çıkma kısıtlamasında dışarı çıkıp, polise ihbarda bulunmayı oyuna dönüştürdüğü öğrenildi.

    https://www.dailymotion.com/video/x7y2eo8

  • Cezaevinden izinli çıktı, kısıtlamada yakalandı

    Cezaevinden izinli çıktı, kısıtlamada yakalandı

    Bursa’da sokağa çıkma kısıtlaması kapsamında denetim yapan polis ekiplerinin dur ihtarına uymayan otomobil sürücüsü yaklaşık 5 kilometrelik kovalamaca sonucu yakalandı. Otomobildeki 4 şüphelinin cezaevinden 15 gün izinle çıktığı ve şehir turu atmak için sokağa çıktığı öğrenilirken şüphelilerden Engin K. (26) kendisini görüntüleyen gazetecileri, “Anam avradım olsun göreceğim seni, benim anam bunu görsün bana sorsun göreceğim, sen çek” diyerek tehdit etti.

    Olay, saat 23.30 sıralarında merkez Nilüfer ilçesi İzmir Yolu Caddesi’nde meydana geldi. Sokağa çıkma kısıtlaması nedeniyle uygulama yapan Nilüfer Suç Önleme ve Soruşturma Büro Amirliği ekipleri, şüphe üzerine Gökhan B.(28) yönetimindeki 16 ALJ 749 plakalı otomobili durdurmak istedi. Ancak ihtara uymayan sürücü, aracını polis ekiplerinin üzerine sürerek hızla yoluna devam etti. Bölgeye takviye ekip isteyen polisler de şüphelinin peşine düştü. Şüphelinin Nilüfer ilçesi Dumlupınar Mahallesi’ne girmesi üzerine bölgeye giriş ve çıkışlar polis ekipleri tarafından kapatıldı. Yaklaşık 2 kilometrelik kovalamacanın ardından Kırlangıç Sokak’a giren sürücü Gökhan B. ile araçta bulunan Engin K. Batuhan Y.(23), Selcan A.(18) sokağı kapatan polis ekipleri tarafından kıskıvrak yakalandı.

    2 GÜNDE 2’NCİ KEZ POLİSE YAKALANDI, GAZETECİLERİ TEHDİT ETTİ

    Şüphelilerin üzerinde ve otomobilde yapılan aramada ruhsatsız tabanca ve çok sayıda mermi ele geçirildi. Yapılan GBT sorgusunda şüphelilerin cinayet suçundan hapis cezasının olduğu ve 15 günlük izinle dışarı çıktıkları öğrenildi. Şüphelilerden Engin K. kendisini görüntüleyen basın mensuplarını “Anam avradım olsun göreceğim seni, benim anam bunu görsün bana sorsun göreceğim, sen çek” diye tehdit ederek saldırmaya çalışırken polis ekipleri tarafından etkisiz hale getirildi.

    27 BİN TL CEZA KESİLDİ

    Şüphelilere sokağa çıkma kısıtlaması ve maske kuralını ihlal, trafiği tehlikeye düşürmek, hız sınırı ihlali, polisin ‘dur’ ihtarına uymamak suçlarından toplam 27 bin TL ceza kesildi. Otomobil çekiciyle emniyet otoparkına çekilirken, şüphelilerin polisteki sorgularının sürdüğü bildirildi.

  • Kısıtlamalar genişleyecek mi? Erdoğan’dan net cevap

    Kısıtlamalar genişleyecek mi? Erdoğan’dan net cevap

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Azerbaycan dönüşü gazetecilerin sorularını yanıtladı. Erdoğan, ‘Kısıtlamalar genişleyecek mi’ sorusuna “Bizim Bilim Kurulu’nda öyle bir şey yok. Bizim Bilim Kurulu’nun bize söylediği, şu anda hafta sonlarında, yani cuma akşamı 9’dan itibaren pazartesi sabahı 5’e kadar eve kapanalım. Dediği bu. Buna uyuyoruz.” yanıtını verdi.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Azerbaycan dönüşü uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı. Erdoğan, hem iç hem de dış politika, koronavirüs süreci ve ekonomi ile ilgili gelişmelere dair önemli mesajlar verdi.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gündeme ilişkin açıklamaları ve kendisine yöneltilen sorulara yanıtları şöyle:

    “Karabağ Zaferi, Türkiye-Azerbaycan ilişkilerinin tarihinde bir dönüm noktasıdır. “Tek millet, iki devlet” ilkesi, Azerbaycan’la dayanışmamızın temel felsefesidir. Bu birlik ve beraberlik Karabağ’ın özgürleştirilmesiyle adeta taçlanmıştır.

    Karabağ Zaferini getiren 44 günlük mücadele süreci boyunca biz anbean Azerbaycan’ın yanında olduk. Ben sürekli süreci bizzat takip ettim. Başta Dışişleri Bakanım, Millî Savunma Bakanım, Millî İstihbarat Teşkilâtı Başkanım olmak üzere arkadaşlarım ilişkileri sürekli diri tuttular. Bunun yanında, diğer ekiplerimizin oraya gidiş gelişleriyle, süreci yakından takip ettik. İlham Aliyev kardeşimle sürekli telefon diplomasimizi ayakta tuttuk. Arkadaşlarımız da sürekli sahada ve masada yoğun bir mücadele verdiler. Bu 44 günün perde arkası eminim yazılacaktır. Zaman, bu işin çok ciddi bir şahidi olacaktır.

    “KAFKASLARIN TARİHİNDE YENİ BİR SAYFA AÇILMIŞTIR”

    Karabağ Zaferi ile Kafkasların tarihinde yeni bir sayfa açılmıştır. İnanıyorum ki bundan sonra bölge tarihi yeni bir istikamette şekillenecektir. Üzerinde çalıştığımız 6’lı platform herkes için kazan-kazan imkânı sağlayacak bir girişimdir. Ermenistan da bu sürece katılır ve olumlu adımlar atarsa Türkiye-Ermenistan ilişkilerinde de yeni bir sayfa açılabilir. Yeni imkanlar doğduğu takdirde şüphesiz ki burada Ermenistan’ın kazancı da ciddi manada artacaktır. Bundan en çok da Ermenistan kazanacaktır.

    Azerbaycan ziyaretimizde ikili ilişkilerimizi de ele aldık ve 5 anlaşma imzaladık. İlişkilerimizi bundan sonra da her alanda geliştirmeye devam edeceğiz. “BMC AZ Şirketi ile Azerbaycan Otoyolları Devlet Acenteliği Arasında Anlaşma Protokolü”, “BMC Otomotiv Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi ile Bakü Ulaşım Başkanlığı Arasında Anlaşma Protokolü”, “Azerbaycan Küçük ve Orta Ölçekli İşletmelerin Geliştirilmesi Ajansı ile Türkiye Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Arasında Mutabakat Zaptı”, “Türkiye Cumhuriyeti ile Azerbaycan Cumhuriyeti Arasında Medya Alanında Stratejik İş Birliğine İlişkin Mutabakat Zaptı” imzaladık. Ayrıca, “Azerbaycan Cumhuriyeti Hükümeti ile Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti Arasında 25 Şubat 2020 Tarihinde Bakü’de İmzalanan Karşılıklı Vize Muafiyetine Dair Anlaşma’ya Getirilen Değişikliklere Dair Protokol” de imzalandı. Yani artık pasaportla değil kimlik kartı ile gidiş gelişlerin yapılabileceği bir süreç olacak. Adeta Kuzey Kıbrıs ile olan gidiş gelişlerdeki uygulamayı burada da yapmış olacağız.

    Bu anlaşmaların dışında, özellikle karşılıklı yatırımların artırılması hususunda, ticaret ve turizm alanlarında çalışmalarımızı yoğunlaştıracağız. Karabağ’ın yeniden inşasında biz Türkiye olarak önemli bir rol oynayacağız. Gerek alt yapıda gerek üst yapıda atacağımız adımlar olacak. İnşallah bir yıla varmadan özellikle Karabağ bölgesinin yeniden şekillenmesini sağlayacak adımların atılması yönünde bir karara da değerli kardeşim İlham Aliyev’le varmış bulunuyoruz”

    6’LI PLARTFORM

    6’lı platformdan bahsettiniz. Sayın Aliyev’in önerisiydi. Siz de destekleyen mesajlar verdiniz. Ermenistan’a yönelik de bir çağrınız var. Rusya’nın yaklaşımı ne bu konuda? Sayın Putin’le görüştünüz mü?

    Sayın Putin buna olumlu yaklaşıyor. Aramızdaki telefon görüşmesinde, benim kanaatimin ne olacağını sordu. Ben de “Sayın İlham Aliyev buna olumlu yaklaştıktan sonra benim açımdan da buna olumlu yaklaşmak önemlidir” dedim. Hatta burada Gürcistan da gündeme geldi. “Bu çalışmayı olgunlaştıralım” dedik. Kendilerine, buradaki basın toplantısında da ifade ettiğim gibi, “Eğer Ermenistan bu süreci olumlu istikamette geliştirecek olursa, biz kapalı olan kapılarımızı da Ermenistan’a açarız. Çünkü bizim tek derdimiz, özellikle halklar arasındaki bölgesel barışa bir destek sağlamaktır. Burada da biz bölgesel barışı düşünüyorsak, bunu ele alıyorsak ve bu 6’lı platform bunu getirecekse, bize düşen görev de zaten bu kapıları açmaktır. Türkiye bu olgunluğa erişmiş bir ülkedir. Bizim siyaset anlayışımızda da bu zaten vardır” dedik. Sayın Putin de bundan çok çok memnun oldu. İlham Aliyev kardeşimiz de “Siz ne derseniz ben ona uyarım” dedi. Bu şekilde mutabık kaldık.

    “MACRON’UN BU SÜRECE OLUMLU KATKISI OLMAMIŞTIR”

    Dağlık Karabağ’da yaklaşık 30 yıldır süren bir işgal var. Bu işgal sonlanır sonlanmaz Fransa Parlamentosu’ndan “Dağlık Karabağ’daki sözde yönetimi tanıma kararı” çıktı. Fransa’nın tavrını nasıl yorumlarsınız? Fransa bölgede ne istiyor?

    Çok açık ve net konuşacağım; Minsk Üçlüsü içerisinde dönem başkanlığını yürüten Macron’un bu sürece olumlu bir katkısı maalesef hiç olmadı. Burada da ne yazık ki Fransa’nın Cumhurbaşkanı olarak hakikaten acemice tavırlar içerisinde. Çok acemice attığı adımlar sebebiyle de şu anda burada her şeyi birbirine kattı.

    Dikkat ediyorum; Macron’un siyasi yaşamında her yerden bir şeyler elde etme veya çıkarma gayreti var. Bakıyorsunuz; Lübnan’da her taraf yanmış yıkılmış, Macron Lübnan’a oradan talimatlar veriyor, oradan iş çıkarmaya çalışıyor. Yani hep durumdan vazife çıkarma gibi bir gayret içerisinde. Ne oldu? Halk Lübnan’dan bunu adeta kovdu. Aynı şeyi darbeci Hafter’in yanında yer almak suretiyle Libya’da yaptı. Bir Berlin Konferansı yaşandı. Darbeci Hafter’i Birleşmiş Milletler tanımıyor ama sen onun yanında yer alıyorsun! Sen demokrasiden yana mısın, darbelerden yana mısın? Öbür tarafta ise meşruiyeti olan bir Serrac var. Senin Serrac’ın yanında yer alman lazım. Ama almadı. Orada durumdan vazife çıkarmak suretiyle bizimle dalaşmaya başladı. Orada bizim bir sivil gemimize saldırma ve bu sivil gemimize bir suç isnat etme yoluna gitti. Halbuki hiç alakası yok. Ama “Oradan ben nasıl Türkiye’ye bir çamur atarım?” hesabı yaptı. Her şey ortaya konuldu, açıklandı ama o buna rağmen çeşitli ülkelerle irtibatlar kurarak oradan bize çamur atmaya kalkıştı. Tutmadı tabi. Yani Macron böyle bir karakter.

    Dolayısıyla şu anda Azerbaycan’la ilgili attığı adımlarda da hesapları burada da tutmadı. Özellikle Sayın Aliyev buradaki duruşuyla Macron’un hesaplarını alt üst etti. Bunun zararı kime olacak? Fransa’ya olacak. Niye? Fransa bugüne kadar attığı adımlarla ilgili, örneğin çeşitli anlaşmalar vesaire dışında, belki Azerbaycan-Fransa ilişkilerini bitirmiş olacak. Siyasi acemilik budur. Siyasetin acemiliği budur. Macron da bir siyaset acemisidir. Zaten şu andaki tüm kamuoyu araştırmalarında da kendisini bitirmiş durumdadır.

    “DAYANIŞMAMIZ HER ALANDA DEVAM EDECEK”

    Rus barış gücünün Karabağ’a gelmesiyle alakalı Azerbaycan kamuoyunda bir endişe söz konusuydu. Türkiye’nin sürece dahil olmasıyla bu endişe biraz giderildi. Bundan sonraki süreçte, Azerbaycan Türkleri, bu endişelerinin tamamen giderileceği şekilde, Türkiye’nin fiili varlığını görebilecek mi?

    Biliyorsunuz bizim zaten Azerbaycan’la askeri eğitim noktasında da bir anlaşmamız var. Son olarak bu anlaşmayı zaten Meclisimizden de geçirmiş bulunuyoruz. Bu iş birliğimizle de bir defa eğitim-öğretim noktasındaki anlaşma aramızdaki dayanışmayı çok daha farklı bir platforma taşıyacaktır. Bununla ilgili Rusya’yla da aramızdaki bağları bir dayanışma içerisinde adeta pekiştirdik. Bunu Sayın Putin’le de görüştük. Türkiye şu anda Azerbaycan topraklarında bu eğitimi-öğretimi yapabileceği gibi, zaten Azerbaycanlı askerler daha önce de ülkemize gelip eğitim-öğretim alıyordu, yine alabilecekler.

    Bütün bunlar aramızdaki dayanışmayı da pekiştirecektir. Zaten bizim aramızda istihbarat iş birliği vesaire, bütün bunlar var. Yani inşallah Azerbaycan Türkiyesiz olmayacak ve bu dayanışmamız her alanda devam edecek. Azerbaycan’la siyasi, askeri, ekonomik, kültürel, diplomasi, her alanda bu iş birliğini sürdüreceğiz. Sadece başkanlar düzeyinde değil bütün bakanlarımız, diğer birimlerimiz de bu iş birliğini cansiperane devam ettirecek.

    Azerbaycan’da imzalanan anlaşmalardan biri de iki ülke arasında bir medya platformu kurulmasına yönelikti. Bu belki de iki ülke arasında bir ilk olacak. Türkiye’nin bu oluşumdan beklentisi nedir?

    Aslında bu ilk değil. Biz bundan önce bir de Türkiye-Pakistan-Malezya arasında da böyle bir adım attık. Şimdi bunu daha farklı şekillendirmeye yönelik bir çalışmamızı İletişim Başkanlığımız devam ettiriyor.

    Şimdi Azerbaycan’daki bu gelişmeler sebebiyle, İletişim Başkanlığımız ve Azerbaycan’daki muadili kurum arasında yapılan bu anlaşma, süreci çok daha zenginleştirecektir. Çünkü Azerbaycan’ın böyle bir dayanışmaya, böyle bir ittifaka ihtiyacı ciddi manada var. Bölgeyle ilgili zaten böyle bir şeye ihtiyaç var. Bunu inşallah süratle geliştireceğiz ve bir de tabi bunu zenginleştireceğiz. İletişim Başkanlarımız, aralarında görüşmek suretiyle, buraya hangi ülkeler katılırsa daha güçlü hale geleceğinin çalışmasını da yürütecek. Bu mesela Pakistan mı olur, yoksa başka bir ülke mi olur; bu çalışmaları da devam ettirmek suretiyle, inşallah bu yapılan anlaşmayı daha zengin hale getireceğiz.

    ABD’NİN YAPTIRIM TEHDİTLERİ

    ABD de Avrupa Birliği de müttefikimiz. Ama son yıllarda her iki taraftan da sürekli olarak yaptırım tehditleri alıyoruz. ABD CAATSA yaptırımlarını uygulamayı planlıyor, Avrupa Birliği de yaptırımları ele alıyor. Bu tehdit dilinin altında yatan nedir?

    Aslında cevap sizde var. Türkiye bir NATO ülkesidir. Amerika da bir NATO ülkesidir. Kaldı ki NATO’nun ilk 5’i içerisinde Türkiye önemli bir ülkedir. Yani sıradan bir ülke değildir. Gerek Sayın Trump döneminde gerek Sayın Obama döneminde her zaman iftiharla “Türkiye gibi bir NATO ülkesine sahibiz” denilirken, şu anda Amerika’nın kalkıp CAATSA diye bir olayla Türkiye’yi karşı karşıya getirmesi, bir defa NATO’daki çok önemli bir ortağına yapılan bir saygısızlıktır. Ben olaya böyle bakıyorum.

    Şu anda Trump bu işi bırakmadan bu hangi konuma varır onu bilemiyorum ama ben 4 yıllık Trump döneminde Amerika ile herhangi bir sıkıntılı iletişim kurmadım. Tam aksine çok daha olumlu adımlar attım birçok konuda.

    Öbür tarafta Sayın Obama’nın -ki bir Demokrat- 8 yıllık döneminde de ben onunla çalıştım. “Benim dünyadaki ilk 5 dostum arasında en önemlilerinden bir tanesi Erdoğan’dır” dediği kişiyim. Şu anda Demokratlar iş başına geliyor. Dolayısıyla ne oldu da şu anda Türkiye’ye böyle bir CAATSA yaptırımına gidilecek? Kaldı ki Biden, evimde beni rahatsızlığımda ziyaret eden birisidir. Kendisiyle Amerika’da birkaç kez görüşmüş birisiyim. Beni iyi tanıyan birisi. Ben de onu iyi tanıyorum ama bir kez bir açıklaması oldu, ben cevap dahi vermedim. Şimdi böyle bir şey, dünyada siyasiler arasında asla tevessül edilmeyecek bir konudur. Fakat ben bazı şeylere alıştığım için diyorum ki Amerika’da devir teslim yapıldıktan sonra herhalde akışı çok daha iyi göreceğiz. Onun için bize düşen “men sabera zafera”; sabredeceğiz ve göreceğiz.

    “HALA SİYASETİ ÖĞRENEMEDİ”

    “2008-2011 yılları arasında Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) tarafından dinlendiği bilinen Kemal Kılıçdaroğlu’nun, o dönem kendisini dinleyenlerden şikayetçi olmazken, şimdi dinlendiğini iddia etmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?”

    Buna en güzel cevabı Sayın Bakanım verdi. Yani böyle bir şey varsa, eğer sen de ciddiysen, yapman gereken ne? Bunu bu şekilde medya önünde seslendirmek değil. Bu işin mercii yargıdır. Belgeyle, bilgiyle bunu yargıya bildirirsin. Ama diyorum ya; bu daha hala siyaseti öğrenemedi, bilmiyor bu işi. Tek bildiği bir şey var; akşam yalan, sabah yalan; iftira iftira… Başka bir şey bilmiyor. Burada da iftirada bulunuyor. Hadi git yargıya. Yargıya anlat bunu. Seni kim, nerede, ne zaman dinlemiş? Yargıya anlat. Ona göre de gereği yapılır. Nitekim Bakanım da bunu gayet güzel bir şekilde söyledi. Olay bu.

     Konu Kemal Kılıçdaroğlu’na gelmişken benim de bir sorum olacak. 2023 bütçe görüşmelerinde bir konuşması var Sayın Kılıçdaroğlu’nun. AK Parti grubundan bazı vekillerin “Aday olun” diye seslenmesi üzerine Kılıçdaroğlu, “Aday olup olmayacağımı size kim söyledi?” diye bir çıkışta bulundu. Bu bütün siyasi çevreler tarafından “2023’te Kılıçdaroğlu’nun aday olacağının” sinyali olarak yorumlandı. Bu konuda görüşlerinizi merak ediyorum. Olmalı mı? Olacak mı?

    Hani bizde güzel bir laf var ya; “Gaza geldi” diye. Orada da gaza geldi. Gazı hayırlı olsun.

    “SIFIR ATIK PROJESİ ÇOK BÜYÜK GETİRİLER ORTAYA KOYDU”

    Benim çevreyle ilgili iki sorum olacak. 2018’de il başkanları toplantısında “Sıfır Atık Vakfı kuracağız” demiştiniz. Şimdi Çevre Ajansı adında Bakanlık bünyesinde kuruluyor. Hayaliniz gerçek oluyor. Geçtiğimiz hafta da Çevre Kanunu’nun 12 maddesi Meclis’ten geçti. Kalanı inşallah bütçe görüşmelerinden sonra geçecek. Sizce bu adımlar, Hanımefendinin de himayesine aldığı “sıfır atık” sisteminin çalışmasına yardımcı olur mu? Beklentileriniz nelerdir?

    Şimdi ben eşimin elinden, adımları atılmış böyle güzel bir işi alamam. O onun hakkıdır. Dolayısıyla bundan sonraki süreçte yine o işi kendisinin de vakıf namı altında, ajansla da bütünleşerek yürütebileceğine inanıyorum. Çünkü o işi gerçekten çok seviyor, adeta kendini o işe adamış vaziyette. Tabi orada bize de ne düşerse eşime ve bu konuda görev alacak olan tüm arkadaşlara inşallah yardımcı oluruz. Çünkü bu kısa sürede bunun getirilerini gördük. Gerçekten ülkemiz için bu sıfır atık projesi çok büyük getiriler ortaya koydu. Hele hele böyle bir kurumsallaşmada çok daha önemli getirisi olacağına inanıyorum.

    “HOLLANDE MAALESEF VERDİĞİ SÖZÜ TUTMADI”

    Diğer sorum da Paris İklim Anlaşması ile ilgili. 2015’te Paris’teyken müzakerelerde sizin Türkiye adına birtakım talepleriniz olmuştu ve yerine getirileceği taahhüdü verilmişti ama hala maalesef yerine getirilmedi. Son G20 Zirvesi’nde de siz bu konuda şerh düştünüz. Acaba müzakereler devam ediyor mu? Anlaşmayı Meclis’ten geçirmeyi düşünür müsünüz?

    Şimdi bu konuyla ilgili (eski Fransa Cumhurbaşkanı) Hollande maalesef verdiği sözü tutmadı. Bize dedi ki “Biz gelişmekte olan ülkeler statüsünde size yapılması gereken destekleri yapacağız.” Ne Merkel ne de Hollande bu sözü tutmadı. Tutmayınca da ben ondan sonra bu konuyla ilgili yapılan her toplantıda dedim ki “Bak sözünüzü tutmadınız. Sözünüzü tutmadığınız için ben buna imza atmam. Ama sözünüzü tutar da Türkiye’ye yapılması gereken desteği yaparsanız, o zaman imzayı atarım.” Şimdi Suudi Arabistan’daki G20 toplantısında yine bunu yerine getiremediler. Hep bize dayatma yapmaya çalışıyorlar. İşte “Bu 20’de 20 çıksın. Bunu başaralım” diyorlar. Dedim ki “Yani kusura bakmayın, 20’de 20 çıkacaksa, 20’de 20’nin vereceği onayla bunun çıkması lazım. Siz bu onayı vermiyorsunuz, bizi köşeye sıkıştırıp ‘gel işte buna evet’ de ve ‘Riyad G20 toplantısı başarılı bir şekilde sonuçlandı desinler’ diyorsunuz. Hayır. O zaman ne olacak? İşte Paris’teki toplantıda, “orada şöyle olur, böyle olur vesaire.” Ne oldu? Bizim imzamız olmadan 19’la bu çıkmış oldu. Şimdi Londra’da yapılacak olan toplantıda bu konu yine önümüze gelecek. Tabi biz orada şerhimizi en geniş manada ortaya koyacağız. Çünkü bizi gelişmiş ülkeler statüsünde tuzağa düşürmek istiyorlar. Olay bu.

    Bir de hayvanları koruma kanunu ile ilgili değerlendirmenizi alabilir miyiz?

    Çalışılıyor. Onda şu anda geri adım atma yok. Devam ediyor. Büyük ihtimalle bütçeden sonra herhalde çıkar.

    EKONOMİ VE HUKUKTA REFORM

     Geçtiğimiz haftalarda “ekonomi ve hukukta yeni reform dönemi başlatıyoruz” demiştiniz. Önümüzdeki günlerde bunun somut adımları olacak mı? Belli çerçevesi ya da öne çıkan adımlar var mı? Örneğin yeni yasa tasarıları mı göreceğiz? Yahut uygulamada bazı aksaklıklar görüyorsunuz da onların düzeltilmesi için bu alanda somut olarak neler göreceğiz? Çünkü ilk açıkladığınızdan beri oldukça olumlu hava yarattı. Somut olarak neler olacak?

    Bakın son işsizlik rakamları açıklandı. İşsizlikte bir düşüş söz konusu. Hamdolsun üçüncü çeyrekte büyümede ciddi bir sıçrama göz önünde. Yani şu anda ibre olumlu istikamette gelişiyor. Tabi burada her birimin üzerine düşeni hakkıyla yerine getirmesi halinde bizler şu korona döneminde mesafeyi çabuk kapatırız diye düşünüyorum. Çünkü Türkiye’nin altyapısı buna müsait. Bizim bu noktada bir sıkıntımız yok. Ama nasıl ki tüm dünya şu anda bir sıkıntının içinden geçiyorsa tabi ki bunun bizde de yansımaları var. Ama ben şuna eminim; daha da iyi olacağız. İhracatta iyi bir konumdayız. Her şeyden önce özellikle teknolojideki gelişmelerimiz, savunma sanayiindeki ihracat kalemlerimiz her an sürekli artmaya devam ediyor. Yani biz leblebi, çekirdek veya buğday gibi ihraç kalemlerine dayalı bir ülke değiliz. Bizim artık Türkiye olarak bundan sonra gücümüz ağırlıklı olarak teknolojiden geliyor. Tabi bu ileri teknoloji hamdolsun Türkiye’yi farklı yere doğru taşıyor. Şimdi bizim bunu çok iyi değerlendirmemiz lazım. Buradan bulacağımız güçle de inşallah kendimizi toparlayacağız. Onun için 2021 çok çok önemli. İnşallah 2022’ye de çok çok farklı girmeliyiz.

    Hukuk reformu konusunda bir takvim var mı? İnsan Hakları Eylem Planı’nda?

    Bu konuyla ilgili hukuk reformuna yönelik Külliye’deki o toplantıda bunların hepsini A’dan Z’ye açıkladım. Hakimler, savcılar, avukatlar, hepsiyle ilgili neler yapacağız; hak ve özgürlükler konusunda neler yaptık, neler yapıyoruz, neler yapacağız; bunların hepsini açıkladım. Son olarak Adalet Bakanım bütçe müzakerelerinde de açıkladı. Bundan sonraki süreçte de inşallah sürekli bunları açıklamaya ve düzenlemeleri yapmaya devam edeceğiz.

    KORONAVİRÜS TEDBİRLERİ

    Koronavirüs bulaşma sayıları yüksek seyrediyor. Tedbirleri gözden geçirme düşünceniz var mı?

    Bilim Kurulumuz bu konuda son durumu değerlendirmek üzere sürekli toplanıyor. Fakat şu anda dünyanın her yerinde maalesef ciddi bir sıkıntı var. Tabi biz artık özellikle aşılara adeta endekslendik. Biliyorsunuz şu anda Çin’den ilk etapta 10 milyon doz aşı gelecek, bunu 50 milyona tamamlayacağız. Bunların ödeme planıyla ilgili imzayı da atmış durumdayım. Bu uygulamadan sonra temenni ederiz ki inşallah alınacak olumlu netice zaten kısa zamanda kendini gösterecektir. Ama bütün mesele burada gerek gönüllülük konusuna hassasiyet gösterilmesi gerek 65 yaş üstü ile ilgili planlamalarımıza halkımızın uymasıdır. Bütün bunların dışında yine bir başka olay da şu anda cuma akşamından başlayıp pazartesi sabahına kadar yaptığımız uygulamaya halkımızın uymasıdır. Burada tereddütsüz bir ilgi alaka bekliyoruz. Çünkü Bilim Kurulumuzun da tavsiyesi; “evimizde bulunmaktan başka şu an çıkış yolumuz yok” diyorlar. Bir de tabi zaman zaman maalesef bazı yerlerde toplu bulunmalar var ki bu konuda da İçişleri Bakanlığımız çok kararlı. Yine söylüyorum; özellikle bu süreç içerisinde sigara, nargile içenlere, bunların hastalarına tavsiyem bunlardan kaçınmalarıdır. Çünkü sigara da nargile de akciğerin bir numaralı düşmanıdır. Yani doktorlar nereye bakıyor? Akciğer tutulmasına bakıyor. Yani orada bir tutulma varsa diyor ki bu ağıra gidiyor, sıkıntı var. Şimdi buna da benim vatandaşımın dikkat etmesi lazım. İçme şu meredi ya! Sigarayı, nargileyi içme! Kendi kendinin katili oluyorsun.

    “AŞIYI OLACAĞIM”

    Kovid-19 aşısının yan etkilerinden endişe edenler var. Bu konuda neler söylersiniz?

    Ben inşallah başladığımızda aşıyı olacağım.

    Çin aşısıyla ilgili endişeleri giderecek bir mesajınız da olur mu?

    Şu anda biz Çin’le bu anlaşmayı yaptık. Çin’deki bu firma da dünyada kendini ispatlamış bir firma. Bunun dışında kendi çalışmamız var biliyorsunuz. Bir de malum Almanya’daki iki Türk’ün, yani Uğur Bey ve eşi Özlem Hanım’ın beraber yaptığı çalışma var; BionTech ve Pfizer çalışması. Üçlemiş olacağız o zaman ama ilk etapta elimize geçecek olan bu Çin’deki firmanın aşıları. Oradan gelecek olan ilk aşılarla adımı inşallah atalım diyoruz.

    KISITLAMALARIN GENİŞLEMESİ SÖZ KONUSU MU?

    Hafta sonu kısıtlaması var ama genişlemesi söz konusu olabilir mi? Bazı bilim insanları vaka sayısının azaltılması için tamamen kapanmadan, 14 günlük bir sokak kısıtlamasından bahsediyor.

    Bizim Bilim Kurulunda öyle bir şey yok. Bizim Bilim Kurulu’nun bize söylediği, şu anda hafta sonlarında, yani cuma akşamı 9’dan itibaren pazartesi sabahı 5’e kadar eve kapanalım. Dediği bu. Buna uyuyoruz.

     Haftaya 17 Aralık’ın yıldönümü. FETÖ ile mücadelede gelinen noktayı bize özetleyebilir misiniz? Çünkü o yargı ve polis darbesi doğrudan sizeydi. Ne düşünüyorsunuz?

    Bilmiyorum şu anda muhatap olmaya yönelik bir değerlendirme yapmam doğru olur mu ama biz şu anda FETÖ terör örgütü ile mücadelede, yoğun bir şekilde, Emniyet Teşkilatı içinde, Silahlı Kuvvetlerimizin içinde Jandarma Teşkilatımızın içinde ne bulursak gereğini yapıyoruz. En son biliyorsunuz 300 civarında yakalandı, alındı. Yine alınmaya devam edecek. Yani biz kimsenin bu terör örgütüyle ilgili ağlamasına sızlamasına bakamayız ve bu konuda acıma düşünemeyiz. Niye? Çünkü bizim için PKK terör örgütü neyse, diğerleri de aynıdır. Bu noktada da görevimiz anında müdahaledir ve bu müdahalemizi de yapacağız. Çünkü bu millet bunlardan çok çekti. Bunlara asla fırsat vermeyeceğiz.

  • Polisten kaçışları 25 kilometre sürdü

    Polisten kaçışları 25 kilometre sürdü

    Bursa’da sokağa çıkma kısıtlaması kapsamında denetim yapan polis ekiplerinin dur ihtarına uymayan kamyonetin sürücüsü, yaklaşık 25 kilometrelik kovalamacanın ardından önce polis aracına ardından da refüje çarptı. Uyuşturucuyla yakalanan otomobildeki 4 kişi gözaltına alındı, toplam 27 bin 200 TL ceza kesildi.

    Olay, saat 05.00 sıralarında merkez Nilüfer ilçesi Konak Mahallesi’nde meydana geldi. Sokağa çıkma kısıtlaması nedeniyle uygulama yapan Nilüfer Suç Önleme ve Soruşturma Büro Amirliği ekipleri, Beşevler Caddesi’nde şüphe üzerine Muharrem D. (33) yönetimindeki 16 ABH 778 plakalı kapalı kasa kamyoneti durdurmak istedi. Ancak ihtara uymayan sürücü, aracını polis ekiplerinin üzerine sürerek hızla yoluna devam etti. Bölgeye takviye ekip isteyen polisler de şüphelinin peşine düştü.

    Yaklaşık 25 kilometrelik kovalamacanın ardından Muharrem D., kamyonetle Nilüfer ilçesi Bursa-Keles Yolu Caddesi’nde manevra yaparken önce polis aracına, ardından da refüje çarptı. Kazanın ardından araçtan inerek kaçmaya çalışan Muharrem D. ile yanındaki İsa D., Mert O. ve Halil İbrahim E. yakalandı.

    5 GÜNDE 3’ÜNCÜ KEZ UYUŞTURUCUYLA YAKALANDI

    Şüphelilerin üzerlerinde ve araçta yapılan aramalarda, uyuşturucu madde ele geçirildi. Yapılan GBT sorgusunda şüphelilerin, ‘Uyuşturucu ticareti yapmak ve uyuşturucu bulundurmak, hırsızlık gibi suçlardan kaydı bulunduğu belirlendi.

    Şüphelilerden Muharrem D. “10 kilo değil, 2-3 gram içiciliğim var, bir anlık panik işi nerelere getirdi. Bir anlık boşluk uyuşturucu için. Cahillik yani başka bir şey değil” dedi.

    Bu arada İsa D.’nin pazartesi ve çarşamba günü de sokağa çıkma kısıtlamasına ihlal ettiği ve maske takmadığı için para cezası aldığı ve uyuşturucu bulundurmak suçundan gözaltına alındığı tespit edildi.

    27 BİN 200 LİRA CEZA KESİLDİ

    Şüphelilere sokağa çıkma kısıtlaması ve maske kuralını ihlal, trafiği tehlikeye düşürmek, hız sınırı ihlali, polisin ‘dur’ ihtarına uymamak suçlarından toplam 27 bin 200 TL ceza kesildi. Otomobil çekiciyle emniyet otoparkına çekilirken, şüphelilerin polisteki sorgularının sürdüğü bildirildi.