Etiket: Kocaeli

  • 19 yaşındaki gencin ölümüne 6 yıl ceza ve tahliye

    19 yaşındaki gencin ölümüne 6 yıl ceza ve tahliye

    Olay, 20 Kasım 2023 tarihinde Fatih Sultan Mehmet Mahallesi Ferah Sokak’ta bulunan tatlıcı dükkanında meydana geldi. Tatlıcı dükkanında çalışan Hasan Şen (19), iş yerinin girişinde iş yeri sahibi İbrahim A. (34) tarafından tabancayla başından vuruldu. İhbar üzerine olay yerine gelen sağlık ekipleri yaralı genci hastaneye kaldırdı. Hastanede tedavi altına alınan Şen, bir gün sonra hayatını kaybetti. Olaya ilişkin İbrahim A. ile dayısı Aydın G. (40) gözaltına alındı. İfadeleri sonrasında adliyeye sevk edilen İbrahim A. tutuklanırken, Aydın G. ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

    “Son nefesime kadar rahmetlinin annesine evlatlık yapacağım, pişmanım”

    Olaya ilişkin açılan davanın duruşmasına Kocaeli 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye devam edildi. Duruşmaya tutuklu sanık İbrahim A., tutuksuz sanık Aydın G., tanık ve taraf avukatları katıldı. Sanıktan şikayetçi olmayan maktul ailesi ise duruşmaya katılmadı. Pişman olduğunu söyleyen tutuklu sanık İbrahim A., “Kazara olay meydana geldi. Son nefesime kadar rahmetlinin annesine evlatlık yapacağım, pişmanım” diye konuştu.

    Tutuksuz sanık Aydın G. ise “Yeğenim suçsuzdur. Kazayla olay yaşandı. Silahın dolu olduğunu bilmiyordu” şeklinde konuştu.

    Bilinçli taksirle suçu işlediği kanaat getirilen sanığa 6 yıl 3 ay hapis

    Mahkeme heyeti, İbrahim A’nın “bilinçli taksirle” suçu işlediğine kanaat getirerek 6 yıl 3 ay hapis, “ruhsatsız silah bulundurmaktan” ise 10 ay hapis cezası vererek, tahliye etti. Tutuksuz sanık Aydın G. ise “Suç delillerini yok etme” suçundan 4 yıl, “ruhsatsız silah bulundurma” suçundan ise 2 yıl hapis cezası aldı.

    “Başını kavrayarak kolumun altına koydum ve tetiği çektim”

    İbrahim A., ilk duruşmada yaptığı savunmada ise “Olaydan 2 veya 3 ay önce dayım Aydın yanıma gelerek infazı olduğunu, tabancasını evimde muhafaza etmemi istedi. Silahlarla hiç aram yoktur ancak dayım olduğu için bir şey diyemedim ve kabul ettim. Almadan önce de silahın boş olduğunu söyledi. Tabancayı evimde bazanın altına koydum. Olay günü dayım silahını istedi. Silahı almak için iş yerimin üstünde bulunan evime çıktım. Silahı alarak aşağıya indiğimde dayımın gençlerle muhabbet ederken gördüm. Onları görünce mutlu oldum ve şaka yapmak istedim. Gençlere doğru silahı doğrulttum. Beraber gülüştük. Silahı dayıma verecekken rahmetli Hasan, ‘Abi silahı bana verir misin?’ dedi. ‘Seversin sen silahı, sıkarım kafana’ diyerek başını kavrayarak kolumun altına koydum ve tetiği çektim. Sonrasını hatırlamıyorum, silah sesiyle irkildim, hemen ambulansı aradık ve hastaneye gittik. Ben silahı boş sanıyordum, dolu olduğunu bilmiyordum. Hatta tabancayı evden alırken şakalaşmak amacıyla silahı eşim ve çocuğuma da doğrultum. Bilsem yapar mıydım” ifadelerini kullanmıştı.

  • Çiftçi, hemşehri dernekleriyle bir araya geldi

    Çiftçi, hemşehri dernekleriyle bir araya geldi

    Çayırova Belediye Başkanı Bünyamin Çiftçi, dün bir dizi ziyaret gerçekleştirdi. Çayırovalı vatandaşların hanelerine konuk olan Başkan Çiftçi, ilçe sakinleriyle sohbet etti, taleplerini dinledi. Hanelerdeki çocuklarla da yakından ilgilenen Başkan Çiftçi, “Gönülleri kazanmak her şeyden daha kıymetli” dedi.
    Çayırova Belediye Başkanı Bünyamin Çiftçi, Çayırovalı ilçe sakinlerinin evlerine gerçekleştirdiği ziyaretlerin ardından, ilçe genelinde faaliyetlerini sürdüren hemşehri derneklerinin başkanlarıyla buluştu.
    Hemşehri dernekleriyle bir araya gelmeye özen gösteren ve ilçedeki dernekleri sık sık ziyaret eden Başkan Çiftçi, düzenlenen program kapsamında dernek temsilcileri ile sohbet etti. Karşılıklı görüş alışverişi ve istişarenin de yapıldığı toplantı, günün anısına çekilen hatıra fotoğrafıyla sona erdi. Program hakkında açıklamalarda bulunan Başkan Çiftçi, “Kültürel zenginliğimiz olan hemşehri derneklerimizin kıymetli başkanlarıyla bir araya geldik ve birlik beraberliğimizi pekiştirdik” dedi.

  • “İki ülkenin ticaret hacmini 10 milyar dolardan 15 milyar dolara çıkarmayı hedefliyoruz”

    “İki ülkenin ticaret hacmini 10 milyar dolardan 15 milyar dolara çıkarmayı hedefliyoruz”

    Mısır Konut ve Kentsel Gelişim Bakanı Sherif Magdy Ahmed ve beraberindeki heyet, Dilovası’ndaki Makine İhtisas Organize Sanayi Bölgesi’nde bulunan Türbosan’ı ziyaret etti. Bakan Sherif Magdy Ahmed’e, Bakan Yardımcısı Dr. Mühendis Sayed İsmail Ali Ahmed, Merkezi İçme Suyu Atık Su Drenajı İdaresi Yönetim Kurulu Başkanı Ahmed Abdelkader Mohamed Ahmed ve Türbosan Mısır Temsilcisi Mohamed Nabil Fatouh Mohamed Selim de eşlik etti.

    “Ticaret hacmini 10 milyar dolardan 15 milyar dolara çıkarmayı hedefliyoruz”
    Bakan Sherif Magdy Ahmed, iki ülke arasındaki ilişkilere değinerek, “Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Mısır’a yaptığı ziyaret, Sayın Abdülfettah es-Sisi’nin ülkenize yaptığı ziyaretle ticari ilişkileri en üst noktaya getirmeye çalışıyoruz. Türkiye ile Mısır arasındaki ticaret hacmini 10 milyar dolardan 15 milyar dolara çıkarmayı hedefliyoruz. Bizde bu hedef doğrultusunda üstümüze düşeni yapmaya çalışacağız” dedi.
    Mısır’ın sanayileşme için çok önemli kararlar aldığını söyleyen Sherif Magdy Ahmed, “Şuanda Mısır’da Cumhurbaşkanı Yardımcısı sadece sanayiden sorumlu olarak görev yapıyor. Mısır, hem kendi imkanlarını hem de yurt dışı imkânlarını değerlendirmek istiyor” diye konuştu.

    “İş birliklerini daha da ileriye taşımayı hedefliyoruz”
    Türbosan Yönetim Kurulu Başkanı Sedat Silahtaroğlu ise “Ticari ilişkilerimizi en üst seviyeye çıkarmaya çalışıyoruz. Mısır’ın sanayileşme yolunda önemli adımlar attığını biliyoruz. Biz de Türkiye olarak burada yerimizi almayı amaçlıyoruz. Bildiğiniz gibi Türkiye’den Mısır’a birçok sanayici gitti. Özellikle tekstil sektöründe burada gelişmeler yaşanıyor” şeklinde konuştu.
    Sedat Silahtaroğlu, Mısır’ın ihtiyaçları konusunda makine sektöründe ve buna bağlı sektörlerde yeni yatırımlar olabileceğine dikkat çekti. Türkiye’nin, Mısır ile olan tarihi bağlarını güçlendirerek ortak yatırımlar ve üretim projeleri geliştirmeyi amaçladığını belirten Silahtaroğlu, ziyaretin iki ülke arasındaki dostluğu pekiştireceğine inandığını belirtti.

  • Yetişkinler ve çocuklar tiyatro ile eğlendi

    Yetişkinler ve çocuklar tiyatro ile eğlendi

    Kartepe Belediyesi’nin kültür ve sanat etkinlikleri kış sezonu takvimi, yetişkinler için “Kumpanyada Curcuna”, çocuklar için ise “Hayaller Ülkesi” tiyatro oyunuyla başladı. Necip Fazıl Kısakürek Kültür Merkezi’nde sahnelenen “Kumpanyada Curcuna” ve “Hayaller Ülkesi” adlı tiyatro gösterileri ile kış sezonu takvimi başladı.

    Her iki oyunda bol alkış ve beğeni topladı. Tiyatro gösterilerine Kartepe Belediye Başkanı Mustafa Kocaman da ailesiyle birlikte katıldı. Kocaman, “Tiyatro sezonunu açtık. Başarılı tiyatro ekibine ve salonu büyük bir ilgiyle dolduran hemşehrilerime sonsuz alkışlarımı sunuyorum. Hepimize keyifli bir akşam yaşattılar” dedi.

  • Kocaeli merkezli “nitelikli dolandırıcılık” operasyonunda Adana’da 14 şüpheli gözaltına alındı

    Kocaeli merkezli “nitelikli dolandırıcılık” operasyonunda Adana’da 14 şüpheli gözaltına alındı

    Gebze Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu tarafından yürütülen soruşturma çerçevesinde Kocaeli Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri şafak vakti aralarında Adana’nın da olduğu birçok ilde eş zamanlı şafak vakti operasyon yaptı. Bu operasyon çerçevesinde Adana’nın Kozan ilçesinde de polis bölgesinde 11, jandarma bölgesinde 3 olmak üzere toplam 14 şüpheli gözaltına alındı. Şüphelilerin “Bilişim Sistemlerinin Banka veya Kredi Kurumlarının Araç Olarak Kullanılması Suretiyle Nitelikli Dolandırıcılık ve Suçtan Kaynaklanan Mal Varlığı Değerlerini Aklama” suçunu işledikleri öne sürüldü. Şüpheliler işlemlerinin ardından Kocaeli’ye gönderilmek üzere otobüse bindirildi. Bu sırada şüphelilere yakınlarının destek olduğu görüldü.

  • Başiskele’de spor sahalarına bakım ve onarım

    Başiskele’de spor sahalarına bakım ve onarım

    Başiskele Belediyesi, kent genelinde yeni spor alanları inşa ederek sporu genele yayarken hem de mevcut tesislerin bakım ve onarımını yaparak, vatandaşların gönül rahatlığı ve güvenle spor yapabilmelerini sağlıyor. Ekipler son olarak Kullar Yakacık Parkı’nda yer alan ve gençlerin de yoğun olarak kullandığı futbol sahasının bakım ve onarımını gerçekleştirdi.
    Sahaların deforme olan tellerinden halı zeminine kadar sorun olan yerlerin yenilenmesi, kale direklerinin ve saha demirlerinin boyama işlemleri yapılıyor.

  • Yenidoğan çetesi soruşturması sonrası bir kez daha yıkıldı

    Yenidoğan çetesi soruşturması sonrası bir kez daha yıkıldı

    Kocaeli’de geçen sene özel bir hastanede dördüz doğum sonrası bebeklerinden 3’ünü kaybeden, birinin de gözlerinde görme kaybı meydana gelen Okutucu çifti, yenidoğan çetesi soruşturması sonrası bir kez daha yıkıldı. Yaşadıkları acı dolu günleri hatırlayan çift, yenidoğan çetesi ile ilgili açılan dosyaya dahil olmak için avukatları aracılığıyla dilekçe verdi.

    Kocaeli’nin Gebze ilçesinde yaşayan Hamide Okutucu, 23 Mayıs 2023’te, Özel Gebze Yüzyıl Hastanesi’ne gitti. Erken doğum yapan Okutucu, dördüz bebek dünyaya getirdi. Erken doğum sebebiyle bebekler kuvöze alındı. Doğumdan 2 gün sonra aile bebeklerden birinin vefat haberini aldı. Birkaç gün sonra da ikinci ve üçüncü bebekleri de hayatını kaybetti.

    İddiaya göre, doktor tarafından aileye bebeklerde mikrop olduğu ve bunun ırsi olduğu söylendi. Aile, 4’üncü bebeği Cemre’nin kurtulması için çaresizce beklemeye başladı. Bebeğinin durumunun kötüye gittiğini ve vücudunda yanıklar olduğunu gören anne ile baba Okutucu, hastane ve doktor araştırması yaptı.

    Cemre bebek hastanede perişan oldu
    3 ay boyunca entübe edilen Cemre bebek, 112 aracılığıyla Özel Gebze Yüzyıl Hastanesi’nden Medilife Bağcılar Hastanesi’ne sevk edildi. Burada da küveze konulan bebeğin sol gözünde görme yetisi yüzde yüz kaybedildi, ayrıca verilen ilaçlar sebebiyle vücudu güçsüzleşerek yürüme ve hareket etme kabiliyeti zedelendi. Bebeklerinin vücudunda yanık izi olduğunu, kemiklerinin gözüktüğünü söyleyen aile, sorumluların cezalandırılması için geçtiğimiz sene hukuk mücadelesi başlattı.

    3 bebeklerini toprağa veren aile, SGK’dan günlük 8 bin lira alabilmek için bebekleri yoğun bakımda tutarak ölümlerine neden olan yenidoğan çetesi ile ilgili haberleri duyduktan sonra bir kez daha yıkıldı. Yaşadıkları acı dolu günleri hatırlayan çift, yenidoğan çetesi ile ilgili açılan dosyaya dahil olmak için avukatları aracılığıyla dilekçe verdi.

    Baba: “Çocuğum bir gözünü Medilife Hastanesi’nde kaybetti”
    Mağduriyetlerini geçen sene İhlas Haber Ajansı (İHA) aracılığıyla dile getirdiklerini ancak seslerini duyuramadıklarını anlatan Akın Okutucu, “Bir sene önce sizinle röportaj yapıp, bu olayı dile getirmiştik ama sesimizi duyan olmadı. O süreçte sesimizi duyan olsaydı belki de ailelerin başına bunlar gelmeyecekti. Maalesef ki bizim sesimiz duyulmadı. 3 bebeğimi Gebze Yüzyıl Hastanesi’nde kaybettim. Dördüncü çocuğum olan Cemre’yi de oradan almak istedim.

    Muhammet isimli hoca, 112 ile bağlantı kuracağımı, onun onayı ile bize haber verileceğini söylemişti. 112 ile bağlantı kurduğumda bize yenidoğan çetesi liderlerinden birinin hastanesini tavsiye etmişlerdi. Biz bunu bilmiyorduk. Özel Medilife Hastanesi’ydi. Çocuğum maalesef orada bir gözünü kaybetti. Diğer gözünü de Çapa’daki doktorumuz kurtardı. Sağ olsun, kendisi kızım için her şeyi yaptı. Ben Gebze Yüzyıl Hastanesi, 112 ve Medilife Hastanesi’nin birlikte çalıştığını düşünüyorum” dedi.

    “Neden bin tane hastane varken Medilife tercih edildi?”
    Akın Okutucu, 3 bebeğini toprağa verdiğini, diğerinin de çok acılar çektiğini belirterek, “Bunları İhlas Haber Ajansı ile yaptığımızla haberle bir sene önce dile getirmiştik. O zaman önlem alınsaydı belki de bunların hiçbiri olmayacaktı. Özel Yüzyıl Hastanesi bizi oraya sevk etti. Sayın Cumhurbaşkanımız çok sayıda hastaneyi hizmete açtı. Neden bin tane hastane varken Medilife tercih edildi? Bu iş bir şebeke. Ben hepsinin en ağır cezayı almasını istiyorum” diye konuştu.

    Anne: “Belki de bizi dikkate alsalardı bu kadar ölüm olmayacaktı”
    Çok acılar çektiklerini söyleyen Hamide Okutucu ise “Geçen sene İhlas Haber Ajansı ile sesimizi duyurmaya çalışmıştık. Sağ olsun, her zaman yanımızda oldular. Onlarla birlikte sesimizi duyurmaya çalıştık. Hiç kimse bizi dinlemedi, ciddiye alınmadık. Belki de dikkate alsalardı bu kadar ölüm olmayacaktı.

    Biz sadece hastanede bu şekilde tedavi yapan doktorların ceza almasını istiyorduk. Başka ailelerin de bunu yaşaması çok kötü. Ben 3 evladımı toprağa verdim. Biz eşimle hala kendimizi tam anlamıyla toparlayamadık. İnşallah her şey gün yüzüne çıkacak. Hiçbir anne evladını toprağa gömmeyecek. İnşallah canları yanmayacak, çocukları koyunlarında yatacak. Tek istediğim bu” şeklinde konuştu.

    “Benim kızımın canını yıktılar”
    Yaşadıklarını anlatan Hamide Okutucu, sözlerine şöyle devam etti:
    “Biz Cemre bebeğimizi Gebze Yüzyıl Hastanesinden almak istedik. Doktor vermeyince 112’ye başvuruldu. Muhammet Hoca aradı, ‘Çocuğunuzu Medilife Bağcılar Hastanesi istiyorlar, kabul ederseniz göndereceğiz’ dedi. Bizde ‘Neresi olursa olsun, 3 çocuğumuzu kaybettik. O hastaneden kızımızı almak istiyoruz’ dedik.

    Medilife Hastanesine gittik. Kızımın gözü görüyordu fakat oradaki ihmalkârlık yüzünden Cemre bebeğimizin gözü kör oldu. Bir gözü görmüyor. Sağlık Bakanlığı açıklama yaptı. Bu hastanelerin yaklaşık 1-1,5 senedir takip edildiği ifade edildi. Biz 1 sene önce haber yaptık. Madem o hastaneler gözetim altındaydı, neden benim kızım Medilife Bağcılar Hastanesi’ne sevk edildi.

    Benim kızımın canını yıktılar. Benim kızım şuan yürüyemiyor, oturamıyor. 4 ay küvezde kaldığı için ve verilen ilaçlardan yüzünden vücudu güçsüz kaldı. Şuan fizik tedavi görüyor. Benim kızımın kolunu da yaktılar. Artık buna ‘Dur’ diyen olsun. Anneler, babalar acı çekmesin”

    “Ağlaması iyidir, ilaçlara tepki veriyor”
    Bebeklerin acısını içinde hisseden Okutucu, “Bebeklere para için ilaç verip, uyutuyorlar. Küvezlerde yapmadıkları işkence kalmıyor. Ben bu haberleri televizyonda izlediğimde aklıma ilk gelen Erdal bebeğim oldu. Mesela Çağla hemşire, bebek acı çektiği için ağladığında ‘Hayvan gibi böğürüyor’ diyor. Benim Erdal bebeğim Gebze Yüzyıl Hastanesinde ölmeden 1 gün önce çok ağlıyordu.

    Hocaya, ‘Bebeğim çok ağlıyor, dayanamıyorum’ dediğimde bana, ‘Ağlaması iyidir, ilaçlara tepki veriyor’ dedi. Çocuk canı yandığı için ağlıyordu. Bu kadar vicdansızlık olmaz. Ben Cemre bebeğimi oradan aldıktan sonra başka bebeklerde öldü. Ben sesimi duyuramadım. Ben bu hastanenin de bu teşkilatın içinde olduğunu düşünüyorum. Darıca’dan Bağcılar’a kadar çok sayıda hastane var. Araştırılmasını istiyorum. 4 çocuğuma işkence yaptılar bedelini ödesinler, hastane kapatılsın” ifadelerini kullandı.

    Avukat Budak: “Yenidoğan çetesi olarak gündemde olan dosya ile ilgili bizim de mağduriyetimiz var”
    Süreci anlatan Avukat Tayfun Budak ise “Geçen seneden bu yana ciddi gelişmeler oldu fakat Bakanlık nezdinde bir gelişme yok. Bakanlık bizim Gebze Cumhuriyet Savcılığına yaptığımız şikayete cevap vermedi. Biz hatırlatma yazılarını yazdık. Fakat şuanda hala verilen bir cevap yok. Yenidoğan çetesi olarak gündemde olan dosya ile ilgili bizim de mağduriyetimiz var.

    Cemre bebeğimiz bu çetenin elinde ihmallerine maruz kalmıştır. Bu nedenle sol gözü görmemektedir. İddianamede yapılan değerlendirmede ve şahıslar arasında geçen konuşmalarda görülmektedir ki Cemre bebek ihmallere uğramış ve gözünü kaybetmiştir. Biz o dosyada mağduru olduğumuza dair dilekçemizi göndereceğiz. Buna karşılık orada da bulunacağız ve hakkımızı talep edeceğiz. Sanıkların cezalandırılmasını, en ağır cezayı almalarını, hastanelerin kapanmasını istiyoruz” dedi.

  • 3 bebeklerini kaybeden aile, yenidoğan çetesi soruşturması sonrası bir kez daha yıkıldı

    3 bebeklerini kaybeden aile, yenidoğan çetesi soruşturması sonrası bir kez daha yıkıldı

    Kocaeli’nin Gebze ilçesinde yaşayan Hamide Okutucu, 23 Mayıs 2023’te, Özel Gebze Yüzyıl Hastanesi’ne gitti. Erken doğum yapan Okutucu, dördüz bebek dünyaya getirdi. Erken doğum sebebiyle bebekler kuvöze alındı. Doğumdan 2 gün sonra aile bebeklerden birinin vefat haberini aldı. Birkaç gün sonra da ikinci ve üçüncü bebekleri de hayatını kaybetti. İddiaya göre, doktor tarafından aileye bebeklerde mikrop olduğu ve bunun ırsi olduğu söylendi. Aile, 4’üncü bebeği Cemre’nin kurtulması için çaresizce beklemeye başladı. Bebeğinin durumunun kötüye gittiğini ve vücudunda yanıklar olduğunu gören anne ile baba Okutucu, hastane ve doktor araştırması yaptı.

    Cemre bebek hastanede perişan oldu
    3 ay boyunca entübe edilen Cemre bebek, 112 aracılığıyla Özel Gebze Yüzyıl Hastanesi’nden Medilife Bağcılar Hastanesi’ne sevk edildi. Burada da küveze konulan bebeğin sol gözünde görme yetisi yüzde yüz kaybedildi, ayrıca verilen ilaçlar sebebiyle vücudu güçsüzleşerek yürüme ve hareket etme kabiliyeti zedelendi. Bebeklerinin vücudunda yanık izi olduğunu, kemiklerinin gözüktüğünü söyleyen aile, sorumluların cezalandırılması için geçtiğimiz sene hukuk mücadelesi başlattı.
    3 bebeklerini toprağa veren aile, SGK’dan günlük 8 bin lira alabilmek için bebekleri yoğun bakımda tutarak ölümlerine neden olan yenidoğan çetesi ile ilgili haberleri duyduktan sonra bir kez daha yıkıldı. Yaşadıkları acı dolu günleri hatırlayan çift, yenidoğan çetesi ile ilgili açılan dosyaya dahil olmak için avukatları aracılığıyla dilekçe verdi.

    Baba: “Çocuğum bir gözünü Medilife Hastanesi’nde kaybetti”
    Mağduriyetlerini geçen sene İhlas Haber Ajansı (İHA) aracılığıyla dile getirdiklerini ancak seslerini duyuramadıklarını anlatan Akın Okutucu, “Bir sene önce sizinle röportaj yapıp, bu olayı dile getirmiştik ama sesimizi duyan olmadı. O süreçte sesimizi duyan olsaydı belki de ailelerin başına bunlar gelmeyecekti. Maalesef ki bizim sesimiz duyulmadı. 3 bebeğimi Gebze Yüzyıl Hastanesi’nde kaybettim. Dördüncü çocuğum olan Cemre’yi de oradan almak istedim. Muhammet isimli hoca, 112 ile bağlantı kuracağımı, onun onayı ile bize haber verileceğini söylemişti. 112 ile bağlantı kurduğumda bize yenidoğan çetesi liderlerinden birinin hastanesini tavsiye etmişlerdi. Biz bunu bilmiyorduk. Özel Medilife Hastanesi’ydi. Çocuğum maalesef orada bir gözünü kaybetti. Diğer gözünü de Çapa’daki doktorumuz kurtardı. Sağ olsun, kendisi kızım için her şeyi yaptı. Ben Gebze Yüzyıl Hastanesi, 112 ve Medilife Hastanesi’nin birlikte çalıştığını düşünüyorum” dedi.

    “Neden bin tane hastane varken Medilife tercih edildi?”
    Akın Okutucu, 3 bebeğini toprağa verdiğini, diğerinin de çok acılar çektiğini belirterek, “Bunları İhlas Haber Ajansı ile yaptığımızla haberle bir sene önce dile getirmiştik. O zaman önlem alınsaydı belki de bunların hiçbiri olmayacaktı. Özel Yüzyıl Hastanesi bizi oraya sevk etti. Sayın Cumhurbaşkanımız çok sayıda hastaneyi hizmete açtı. Neden bin tane hastane varken Medilife tercih edildi? Bu iş bir şebeke. Ben hepsinin en ağır cezayı almasını istiyorum” diye konuştu.

    Anne: “Belki de bizi dikkate alsalardı bu kadar ölüm olmayacaktı”
    Çok acılar çektiklerini söyleyen Hamide Okutucu ise “Geçen sene İhlas Haber Ajansı ile sesimizi duyurmaya çalışmıştık. Sağ olsun, her zaman yanımızda oldular. Onlarla birlikte sesimizi duyurmaya çalıştık. Hiç kimse bizi dinlemedi, ciddiye alınmadık. Belki de dikkate alsalardı bu kadar ölüm olmayacaktı. Biz sadece hastanede bu şekilde tedavi yapan doktorların ceza almasını istiyorduk. Başka ailelerin de bunu yaşaması çok kötü. Ben 3 evladımı toprağa verdim. Biz eşimle hala kendimizi tam anlamıyla toparlayamadık. İnşallah her şey gün yüzüne çıkacak. Hiçbir anne evladını toprağa gömmeyecek. İnşallah canları yanmayacak, çocukları koyunlarında yatacak. Tek istediğim bu” şeklinde konuştu.

    “Benim kızımın canını yıktılar”
    Yaşadıklarını anlatan Hamide Okutucu, sözlerine şöyle devam etti:
    “Biz Cemre bebeğimizi Gebze Yüzyıl Hastanesinden almak istedik. Doktor vermeyince 112’ye başvuruldu. Muhammet Hoca aradı, ‘Çocuğunuzu Medilife Bağcılar Hastanesi istiyorlar, kabul ederseniz göndereceğiz’ dedi. Bizde ‘Neresi olursa olsun, 3 çocuğumuzu kaybettik. O hastaneden kızımızı almak istiyoruz’ dedik. Medilife Hastanesine gittik. Kızımın gözü görüyordu fakat oradaki ihmalkârlık yüzünden Cemre bebeğimizin gözü kör oldu. Bir gözü görmüyor. Sağlık Bakanlığı açıklama yaptı. Bu hastanelerin yaklaşık 1-1,5 senedir takip edildiği ifade edildi. Biz 1 sene önce haber yaptık. Madem o hastaneler gözetim altındaydı, neden benim kızım Medilife Bağcılar Hastanesi’ne sevk edildi. Benim kızımın canını yıktılar. Benim kızım şuan yürüyemiyor, oturamıyor. 4 ay küvezde kaldığı için ve verilen ilaçlardan yüzünden vücudu güçsüz kaldı. Şuan fizik tedavi görüyor. Benim kızımın kolunu da yaktılar. Artık buna ‘Dur’ diyen olsun. Anneler, babalar acı çekmesin”

    “Ağlaması iyidir, ilaçlara tepki veriyor”
    Bebeklerin acısını içinde hisseden Okutucu, “Bebeklere para için ilaç verip, uyutuyorlar. Küvezlerde yapmadıkları işkence kalmıyor. Ben bu haberleri televizyonda izlediğimde aklıma ilk gelen Erdal bebeğim oldu. Mesela Çağla hemşire, bebek acı çektiği için ağladığında ‘Hayvan gibi böğürüyor’ diyor. Benim Erdal bebeğim Gebze Yüzyıl Hastanesinde ölmeden 1 gün önce çok ağlıyordu. Hocaya, ‘Bebeğim çok ağlıyor, dayanamıyorum’ dediğimde bana, ‘Ağlaması iyidir, ilaçlara tepki veriyor’ dedi. Çocuk canı yandığı için ağlıyordu. Bu kadar vicdansızlık olmaz. Ben Cemre bebeğimi oradan aldıktan sonra başka bebeklerde öldü. Ben sesimi duyuramadım. Ben bu hastanenin de bu teşkilatın içinde olduğunu düşünüyorum. Darıca’dan Bağcılar’a kadar çok sayıda hastane var. Araştırılmasını istiyorum. 4 çocuğuma işkence yaptılar bedelini ödesinler, hastane kapatılsın” ifadelerini kullandı.

    Avukat Budak: “Yenidoğan çetesi olarak gündemde olan dosya ile ilgili bizim de mağduriyetimiz var”
    Süreci anlatan Avukat Tayfun Budak ise “Geçen seneden bu yana ciddi gelişmeler oldu fakat Bakanlık nezdinde bir gelişme yok. Bakanlık bizim Gebze Cumhuriyet Savcılığına yaptığımız şikayete cevap vermedi. Biz hatırlatma yazılarını yazdık. Fakat şuanda hala verilen bir cevap yok. Yenidoğan çetesi olarak gündemde olan dosya ile ilgili bizim de mağduriyetimiz var. Cemre bebeğimiz bu çetenin elinde ihmallerine maruz kalmıştır. Bu nedenle sol gözü görmemektedir. İddianamede yapılan değerlendirmede ve şahıslar arasında geçen konuşmalarda görülmektedir ki Cemre bebek ihmallere uğramış ve gözünü kaybetmiştir. Biz o dosyada mağduru olduğumuza dair dilekçemizi göndereceğiz. Buna karşılık orada da bulunacağız ve hakkımızı talep edeceğiz. Sanıkların cezalandırılmasını, en ağır cezayı almalarını, hastanelerin kapanmasını istiyoruz” dedi.

  • “Filistin’de ne işimiz var?”

    “Filistin’de ne işimiz var?”

    Gebze Belediyesi’nin ev sahipliğinde bu yıl 3’üncüsü düzenlenen Gebze Kitap Fuarı, kitapseverleri ağırlamaya devam ediyor. 27 Ekim’e kadar sürecek olan fuarda, 200’den fazla yazar ve düşünür seminerler veriyor, imza günleri düzenliyor. Fuar kapsamında düzenlenen etkinliklerden biri de Prof. Dr. Nurullah Genç’in “Bir Coğrafya Bin Direniş; Filistin’in Mücadelesi” başlıklı konferansı oldu.

    “Biz hep o fotoğrafı gördük ve acı duyduk”
    Konuşmasında, Müslümanların birbiriyle uğraşmayı bırakması gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Genç, “Dünyada bizimle ciddi anlamda uğraşanlar var. Meselenin yüzlerce yıllık geçmişine baktığımızda göreceğiz ki bugün İsrail’de olanlar aslında milattan önceki ve milattan sonraki 67, 115 ve 132 yıllarına, Bar Kohba İsyanı’na kadar gidiyor. Bu fotoğrafın arkasında devasa bir geçmiş var. Eğer o geçmişi bilmezsek bugünkü İsrail’i ve Yahudilerin yaptıklarını anlayamayız. Amerika’yı anlayamayız. Tıpkı Kevin Carter’ın Pulitzer ödülü aldığı ve sonunda intihar ettiği, akbabanın başında beklediği çocuk fotoğrafı gibi. Biz hep o fotoğrafı gördük ve acı duyduk. Ama fotoğrafın arka planını düşünemedik. O çocuk oraya neden geldi? Neden dizlerinin üzerine çöktü? Onun arkasındaki yüzyılların anlamı neydi? Bunu bilemedik çünkü biz son 150-200-300 yıldır kelimelerimizi kaybettik, hafızamız boşaldı” dedi.

    “Dünyanın neresinde bir zulüm varsa o bizim bayrağımız”
    Kelimenin iki anlamı olduğunu dile getiren Prof. Dr. Nurullah Genç, konuşmasını şöyle sürdürdü:
    “Bir lügat anlamı, bir de ıstırahi anlamı var. Istırahi anlam, kelimenin arka planını ve tarihi derinliğini ifade ediyor. Istırahi anlam, geçmişten bugüne o kelimenin hayatını anlatır. Bayrak kelimesinin ıstırahi anlamına gittiğimizde neden Filistin’in de bayrağı olduğunu anlarız. Çünkü bizim bayrağımızın rengindeki kırmızı, şehidin kanından, 1. Kosova Savaşı’ndan bize doğru gelir. Bayraktaki hilal, yarım ay Hazreti Peygamber’i sembolize eder. Çünkü Efendimiz Hz. Muhammed’in Medine’ye hicretinde ufuktan göründüğü an söylemler olmuştur ve ayın ilk 2-3 günü hilaldir. Peygamber Efendimizin de Medine’ye ilk girişi olduğu için hilale benzetilmiştir. Ama o peygamber, kendisini hilale benzetenler için de ‘Ashabın gökteki yıldızlar gibidir. Hangisine tabi olursanız kurtuluşu erersiniz’ demiştir. Bizim yıldızımız da onu sembolize ediyor. İşte bu manada, alemlere rahmet olarak indirilen Efendimizin, onun ashabının ve onların bize getirdikleri merhamet, medeniyetinin bayrağı Filistin’in de bayrağıdır. Onun için dünyanın herhangi bir yerindeki bir mazlumun da bayrağıdır. ‘Bizim Filistin’de ne işimiz var’ diyenler bunu bilmedikleri ve bu arka plana sahip olamadıkları için kendilerini meseleden uzak zannediyorlar. Dünyanın neresinde bir zulüm varsa, o bizim bayrağımızdır. İşte bu manaya nüfuz edebilmek için kelimelerimizi yeniden kazanmamız gerekiyor”

    “Biz veren elin milletiyiz, alan değil”
    “Bizim medeniyetimiz veren elin alan elden üstün olduğunu söyleyen medeniyettir” diyen Genç, “Filistin’e yardım elimiz olmalı. Çünkü biz böyle bir inanca sahibiz. Boşnak tarihçinin bize anlattığına göre; Fatih Sultan Mehmet, bütün Bosna’yı fethettikten sonra karşısına aldığı yaklaşık 20 bin Bosnalı’ya, ‘Benden ne istiyorsunuz?’ diye sormuş. Buna şahit olanlar ‘Acaba sultan yanlış mı söyledi?’ diyorlar. Tekrar dönüp soruyorlar. Sultan, ‘Hayır, biz sizden bir şey almaya gelmedik. Biz size ne verelim? Ne istiyorsunuz bizden?’ diye soruyor. Tekrar aralarında konuşuyorlar, yumruklarını sıkarak ayağa kalkıyorlar, ‘Hakanımız olun yeter, başka bir şey istemiyoruz’ diyorlar ve Boşnakların büyük kısmı o zaman Müslüman oluyor. Ali İzzet Begoviç, ölümünden önce Cumhurbaşkanımıza ‘Bosna Size emanet’ derken bunu söylemeye çalışıyordu. Yani ‘Siz bizim Hakanımızsınız’ demeye çalışıyordu. Biz böyleyiz. Biz veren elin milletiyiz, alan değil. Onun için bileceğiz ki dünyanın her yerindeki her hadise bizi ilgilendiriyor” ifadelerini kullandı.

    “200’e aşkın yazar ve düşünürün seminer ve konferans düzenleyecek”
    Belediye Başkanı Zinnur Büyükgöz ise Gebze’nin sanata ve okuma kültürüne değer veren bir ilçe olduğunu ifade ederek, “Bu sene 200’e aşkın yazar ve düşünürün seminerler, konferanslar verdiği, imza günü düzenlediği çalışma var. Diğer taraftan binlerce kitabın yer aldığı fuar çalışması var. Ayrıca biz fuarın bir köşesinde GESMEK kurslarımıza ait resim sergisini açtık. Meclis kararı ile 2024 yılını Çoban Mustafa Paşa yılı olarak ilan ettik. Bu fuarın ana teması Çoban Mustafa Paşa yılına atfen tasarlanmış oldu. Biz hem Çoban Mustafa Paşa’yı anmak, hem yılını idrak etmek hem de Gebzeli hemşehrilerimizi kitapla buluşturmak, çocuklarımıza okuma alışkanlığını kazandırma konusunda azami gayret ve çabamızı devam ettiriyoruz” dedi.

  • Nişanda şeker yerine mama dağıttılar

    Nişanda şeker yerine mama dağıttılar

    İsmail Budak ve Damla Hilal Oruç çifti, sokak hayvanlarına yönelik şiddete dikkat çekmek amacıyla davetlilere küçük paketlerde hayvan maması hediye ederek anlamlı bir farkındalık mesajı vermek istedi. Törende özel olarak hazırlanan mamalar, kurulan stantta misafirlere sunuldu.

    “Örnek olsun istiyoruz”
    Son günlerde hayvana şiddet olaylarının arttığını söyleyen Damla Hilal Oruç, “Tabii bu olayların son olmayacağını biliyoruz. Biteceğine dair pek inancımız yok ama biz kendi adımıza farkındalık oluşturmak istedik. Süs ya da bir gün sonra kenara atılabilecek eşya yerine davetlilerimiz evlerine giderken bir hayvanı doyursunlar istedik. Sokak hayvanları için küçük ikramlıklar hazırladık, örnek olsun istiyoruz” dedi.
    İsmail Budak ise “Yaşadığımız üzücü olaylardan dolayı farkındalık oluşturmak istedik. Davetlilerimiz bu hediye ettiğimiz mamalarla sokak hayvanlarını beslerlerse çok seviniriz. Umarız bir daha böyle üzücü olaylar olmaz” diye konuştu.