Etiket: koku

  • Süt kuzuları annelerini kokularından tanıyor

    Süt kuzuları annelerini kokularından tanıyor

    Sivas Cumhuriyet Üniversitesi’nde Sivas’a has ırk olan Kangal Akkaraman koyunlarını incelemek, ıslah etmek ve verim özelliklerini ortaya çıkartmak için üniversite vakfı ve bir hayırseverin desteğiyle yaklaşık iki yıl önce Uygulama ve Araştırma Çiftliği kuruldu.

    Kurulan çiftlikte Veterinerlik Fakültesi öğrencileri uygulamalı eğitim alırken bir yandan da elde edilen gelir öğrencilere burs oluyor. Akademik dersler için kullanılan koyunlar kuzularını dünyaya getirdi. Baharın habercisi olan ve bir süre annelerinden ayrı kalmak zorunda olan kuzuların anneleriyle buluşması renkli görüntülere sahne oldu. Annelerini ses ve kokusundan tanıyan kuzular drone ile havadan görüntülendi. Kuzuların sevimli halleri görenlerin yüzünde tebessüm ettirdi.

    “Kaburgalarının fazla olması, et bakımından daha verimli”

    Yeni doğan kuzuların üniversite ve fakülte açısından da önemli bir çalışma olduğunu belirten Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Rektörü Alim Yıldız, “Şu anda yeni kuzu döneminde kuzular olmaya başladı. Bu hayvanların bir kaburgalarının fazla olması et bakımından diğer koyun cinsinden daha verimli. Türkiye’de et fiyatlarından bahsediyoruz. Aslında bu ırkın çoğaltılarak et ihtiyacının karşılanmasında da çok önemli rol oynayacağını düşünüyoruz. Buradaki hocalarımız akkaraman koyun yetiştirenlere de yardımcı oluyorlar, onlara gerekli bilgileri veriyorlar. Bizim veteriner fakültesine bağlı bir hayvan hastanemiz var. Orada tedavileri yapılıyor. Öğrencilerimiz sekiz artı iki dediğimiz bir sistemle iki dönem hem bu hayvanlara bakıyorlar ve böylece stajlarını yapmış oluyorlar. Bu açıdan da önemli bir özellik diye düşünüyoruz. Çünkü akredite olmak için hayvan çiftliğine ihtiyaç vardı. Şu anda bir koyun çiftliğimiz var. Buradan elde edilen gelirin vakıf ortaklığı olduğu için öğrencilerimize burs olarak dağıtılacak. Hayvanların yemlerini alıyoruz. Bakımlarıyla ilgili diğer ihtiyaçları karşılanıyor. Geri kalan da üniversite öğrencilerimize burs olarak gidiyor. Normalde köylerimizde eski usulle koyunların sütleri alınır. Bir kısmı bırakılır. Daha sonra kuzular bırakılırdı. Ama günümüzde sütler alınmıyor. Direkt kuzuları bırakılıyor ve kuzular o anne sütüyle besleniyorlar. Böylece daha sağlıklı yetişiyorlar ve çok çabuk büyüyorlar” dedi.

    “Hayvan sayısı ne kadar olursa olsun, birbirlerini kokularından tanıyorlar”

    Her gün koyun kuzu buluşması gerçekleştiğini ifade eden Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Veteriner Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Barış Atalay Uslu, “Koyunlarımız meraya çıkıyor. Kuzularımız içeride kuzu ikame yemleriyle hafif beslenerek annelerini bekliyorlar. Daha sonra anneleri gelince ahıra dönünce buluşuyorlar ve annelerini emiyorlar. Bu bizim için önemli. Çiftliğimizin olması önemli. Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Veteriner Fakültesi altyapısıyla öğrencilere verdiği eğitimle artık belli bir seviyeye ulaşmıştı ama çiftliğimiz yoktu. Sağ olsun rektörümüz sayesinde onun girişimleriyle bir çiftlik sahibi olduk. Artık öğrencilerimiz rahatlıkla burada uygulamalarını yapabiliyorlar. Geçen yıl gerçekleştirdiğimiz müfredat değişikliğiyle de intörn eğitimini bir yıla çıkardık. Öğrencilerimiz çoğu zamanlarını burada geçiriyorlar. Hayvan hastanesinde yeterince kedi, köpek geliyordu ama çiftlik hayvanlarımız yoktu. Çiftliğimizde yaparak bu açığı kapatmış olduk. Koyunlar ve kuzular arasında özel bir etkileşim var. Tabii her kuzu annesini tanıyor. Her koyunda yavrusunu tanıyor o özel bir durum. Birbirlerinin kokusundan, tavır davranışlarından tanıyıp birbirlerini çok kolay bulabiliyorlar. Bugün burada koyun sayımız zayıf, az ama tabii bizim kış kuzularımız da var. Onlar biraz büyüdüler. Onlar bu gruba katmıyoruz. Hayvan sayısı ne kadar olursa olsun, üç yüz, beş yüz, bin rahatlıkla birbirlerini kokularından tanıyorlar” şeklinde konuştu.

  • Everest Dağı kokmaya başladı

    Everest Dağı kokmaya başladı

    Dünyanın deniz seviyesi üzerindeki en yüksek dağı Everest, dağcıların bıraktığı dışkılarla kokmaya başladı. Gelen şikayetler üzerine harekete geçen Nepalli yetkililer, dağcıların Everest’e dışkı bırakmasını yasakladı. Artık Everest Dağı’na ve yakındaki Lhotse Dağı’na tırmanan dağcıların, ana kamptan dışkı torbaları satın alması gerekecek. Torbalar, dağcıların dönüşlerinde kontrol edilecek.

    “Şikayet alıyoruz”

    Everest’in büyük bir kısmının yer aldığı Pasang Lhamu bölgesinin belediye başkanı Mingma Sherpa yaptığı açıklamada, dağa tırmananların dışkılarını imha edilmek üzere ana kampa geri getirmek zorunda olduklarını duyurdu. Sherpa, “Dağlarımız kokmaya başladı. Kayaların üzerinde insan dışkılarının görüldüğüne ve bazı dağcıların hastalandığına dair şikayetler alıyoruz. Bu kabul edilebilir bir durum değil ve imajımızı zedeliyor” ifadelerini kullandı.

    “Yaklaşık 3 ton dışkı olduğu tahmin ediliyor”

    Sivil toplum kuruluşu Sagarmatha Kirlilik Kontrol Komitesi (SPCC) Başkanı Chhiring Sherpa ise “Atıklar, özellikle de ulaşamadığınız yüksek kamplarda büyük bir sorun olmaya devam ediyor” dedi. Everest’in dibindeki birinci kamp ile zirveye doğru olan dördüncü kamp arasında yaklaşık 3 ton insan dışkısı olduğunu tahmin ettiklerini belirten Sherpa, “Bunun yarısının dördüncü kamp olarak da bilinen Güney Col’da olduğuna inanılıyor” şeklinde konuştu.

    Everest’e gezi düzenleyen uluslararası dağ rehberi Stephan Keck ise South Col’un “açık tuvalet” olarak ün kazandığını söyledi.

    Everest’teki kirlilik sorunu

    Dağcılar tırmanış sezonu boyunca dağcılar zamanlarının büyük bir kısmını ana kampta yüksekliğe alışmaya çalışarak geçiriyor. Tuvalet ihtiyacı için dışkıyı toplayacak varillerin bulunduğu ayrı çadırlar kuruluyor. Ancak tırmanmak üzere zorlu yolculuğa başlandığında işler zorlaşıyor ve çoğu kişi tuvaletini kazdığı çukura yapıyor. Ancak karın az olduğu noktalarda tuvalet açıkta yapılıyor. Çok az sayıda kişi, dışkılarını biyolojik olarak parçalanabilen torbalarda geri getiriyor. Aşırı soğuklar nedeniyle Everest’e bırakılan dışkı tam olarak bozulmuyor.

    Çöp ve kirlilik sorunun büyük olduğu Everest’te Nepal ordusu öncülüğünde her yıl düzenlenen temizlik kampanyalarının sayısı da giderek artıyor.
    Soğuklar nedeniyle Everest’e bırakılan dışkı tam olarak bozulmuyor.

  • Bu ilçe hamsi kokuyor

    Bu ilçe hamsi kokuyor

    Trabzon’un 16 bin nüfuslu ilçesi Çarşıbaşı’nda yıllardır balık av mevsimi boyunca hamsi kokusu hiç gitmiyor. İlçenin Büyükdere mahallesinde faaliyet gösteren iki balık fabrikasında özellikle balık sezonunda artan koku tüm ilçeyi sararken, Karadeniz Sahil Yolu’ndan geçen araçlar da pencerelerini açtıklarında rahatsız edici bu kokuyu ilçe geçişi boyunca duyabiliyor. Yöre sakinleri balık kokusu nedeniyle dışarı çıkamaz hale gelirken, ilçe sakinlerinin şikayetlerine rağmen fabrikalardan çıkan kokulara bir çözüm bulunamaması tepkilere neden oluyor.

    Hamsi kokusu tarım ürünlerine, balkonda kurutulan elbiselere bile siniyor

    İlçe sakinleri, önemli geçim kaynaklarından biri olan tarım ürünlerine balık kokusunun sinmesi nedeniyle mağdur olduklarını dile getirerek koku nedeniyle yıkanan çamaşırların balkonda kurutulamadıklarını da belirtiyor.

    Büyükdere mahallesi muhtarı Neşat Koç, balık fabrikalarına defalarca ceza yazıldığını ancak kokuya bir türlü çözüm bulunamadığını belirterek “Kaç senedir bu kokular var. Gelen yetkililere bu konuyu aktarıyoruz. Ama genelde bu kokuların gitmesi mümkün değil. 2 tane balık fabrikamız var. Balık fabrikalarına defalarca ceza yazıldı. Ama değişin bir şey yok. Yine aynı. ‘Vatandaş akşamdan çamaşırımı yıkıyorum. Sabahtan giyineceğim zaman hamsi kokuyor’ diyor. Evin içerisinde çamaşır kurutmak zorunda kalıyoruz. Belli dönemlerde bu durum söz konusu. Yoğun kokular hamsi sezonunda oluyor. Aynı koku tarlalara da siniyor” dedi.

    “Giyeceğimiz kıyafetler hamsi kokuyor”

    Yöre sakinlerinden Necati Türkyılmaz ise özellikle akşam saatlerinde kokudan dolayı dışarıda duramadıklarını vurgulayarak, “Bahçeden herhangi bir şey aldığımız zaman kokuyor. Lahana balık kokuyor. Benim eşim pazarcılık yapıyor. Pazara getirdiği ürünler balık kokuyor. Akşam yıkadığımız çamaşırları kurutmak için dışarıya asıyoruz. Sabah giyeceğimiz zaman hamsi kokuyor. Bu fabrikaların çalışmasından yanayız. Ama çevreye zarar veriyor. 4 senedir burada yaşıyorum. Koku aynı şekilde devam ediyor. Sezon açıldığından her taraf da koku oluyor. İlçe merkezinde de koku oluyor. Gereken önlemleri alsınlar” şeklinde konuştu.

    “Sıcak havalarda bu koku daha da ağırlaşıyor”

    Büyükdere mahallesinde yaşayan Azmi Akyazı da, “Fabrikanın kokusu bizi rahatsız ediyor. Ama artı ve eksileri de düşünmek lazım. Bu fabrikadan insanlar ekmek yiyorlar. Bununda hesabını yapmalıyız. Zorluğu var çok kötü kokuyor ama artısı da var. Eğer mümkünse bu koku gitsin. Üretim olsun ama biz çok rahatsız oluyoruz. Sıcak havalarda bu koku daha da ağırlaşıyor. Denizden rüzgar estiği zaman bütün köyler etkileniyor. Dağlardan rüzgar estiğinde ilçe merkezi etkileniyor. Bugüne kadar bir çözüm olmadı. Bu kokunun giderilmesini istiyorum” ifadelerini kullandı.

  • Bursa’da kokudan rahatsız oldular, evde ceset bulundu

    Bursa’da kokudan rahatsız oldular, evde ceset bulundu

    Olay, İznik ilçesinde sahil yolu üzerinde bulunan bir sitede meydana geldi. Site sakinleri, kötü kokular nedeniyle polis ekiplerini aradı.

    Ekipler, çilingir yardımıyla eve girdi. Eve girdiklerinde 58 yaşındaki adamın hayatını birkaç gün önce kaybettiğini ve kokunun çürümüş cesetten çıktığını belirledi.

    58 yaşındaki Seyit Aldemir’in cenazesi, araştırılmak üzere Bursa Adli Tıp Morgu’na kaldırıldı.
    Polis, olayla ilgili tahkikat başlattı.

  • Vatandaşlar kötü koku için isyan etti

    Vatandaşlar kötü koku için isyan etti

    Bilecik’in en işlek noktası olan Teyfikbey Caddesi ve Atatürk Bulvarı çöp konteynırı önüne arkasına hayvan severler tarafından sokak hayvanları için bırakılan başta artan yemek, ekmek ve buna benzer yiyecekler bırakılıyor. Bunlar başta kötü bir görüntü oluştururken, yenmeyen yiyecekler başta koku ve sinekleri üzerine çekiyor. Bu durum vatandaşları çileden çıkartırken, duyarsız hayvan severlere bu konuda sitem etti.

    Öte yandan Teyfikbey Caddesi üzerinde bir bankanın önünde bulunan çöp konteynırı önüne her gün bir kişi tarafından kemik ve sakatat ürünleri bırakılırken, o bölgede oluşan koku hem çevre esnafını hem de geçen vatandaşları rahatsız ediyor.

  • Kötü kokunun sebebi ceset çıktı

    Kötü kokunun sebebi ceset çıktı

    Edirne’nin Barutluk Mahallesi Eski Toki konutlarında bir apartmandan yayılan kötü koku üzerine polis ekiplerine haber verildi. Sağlık ekipleriyle birlikte kokunun yayıldığı daireye giren polis ekipleri, 48 yaşındaki Doğan Erol’un hayatını kaybettiğini belirledi.

    Evinde yalnız yaşadığı ve 4 gündür kendisinden haber alınamadığı öğrenilen Doğan Erol’un cansız bedeni, savcılık incelemesinin ardından otopsi için Trakya Üniversitesi Tıp Hastanesi Morgu’na kaldırıldı. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.

  • Bilecik’teki pis kokunun sebebi araştırılıyor

    Bilecik’teki pis kokunun sebebi araştırılıyor

    Subaşı, ulusal gazetelerde ‘Koku probleminin çözümünü rögar kapaklarının altına naylon sermekte buldu’ haberlerine ilişkin bir açıklama yaptı. Yapılan çalışmanın tüm rögar kapaklarına yapıldığı algısını ve çözümün bunu yapmakla bulunacağını düşünmek tam anlamıyla akıl almaz bir anlayış olduğunu anlatan Subaşı sözlerine şöyle devam etti;
    “Koku probleminin kaynağını net tespit etmek ve çözümünü bulmak için bir kaç baca üzerinde gaz çıkışını kontrollü bir şekilde engellediğimiz çalışmamız bu akşam sona erecektir. Büyük ölçüde sorunun kaynağını bulduğumuz ve çözüm çalışmalarına bu hafta sonu başlayacağımızı bildirmek isteriz. Ayrıca hat uzunluğu yaklaşık 4 kilometre olan ve üzerinde yaklaşık 100 adet baca bulunan bahse konu olan kanal kollektör hattında gaz sıkışması sorunu şu an bulunmamaktadır. Yine haberde geçen kanalizasyon kokusu da doğruyu yansıtmamaktadır. Kokan yer kanalizasyon hattı değil yağmursuyu hattıdır. Kokunun sebebi ise yıllarca yapılan yanlış uygulama ve kanunlarda yazan ‘Ayrık Sistemin’ (kanalizasyon ve yağmursuyu sistemlerinin ayrılması) yapılmayışıdır. Yaşanan yoğun yağışlar sonucu zaman içinde kanalizasyona bağlanan yağmursuyu hatları kanalizasyon hattının taşmasına ve yağmursuyu mazgallarından yağmursuyu sistemine girmesine sebep olmuştur. Yağmursuyu hatlarında ve rögarlarında yağışın olmamasına bağlı olarak biriken atık sular yaz aylarının gelmesiyle çürümeye ve hidrojen sülfür gazları çıkartmaya başlamıştır. Akışın sürekli ve devamlı olduğu kanalizasyon hattımızda çürüme veya septikleşme yaşanmadığı görülmüştür. Halkımızı galeyana getirecek bu tip yazılar siyasi olmasının dışında korku ve panik oluşturabileceği için yetkililerin açıklama yaparken çok daha dikkatli ve olayın yaşandığı yer hakkında bilgili olması gerekmektedir. Unutulmamalıdır ki çevreye karşı olan hassasiyetimiz sonucunda yıllarca doğaya karışan ve insan sağlığını etkileyen atık sular artık atıl vaziyetten kurtardığımız Biyolojik Atıksu Arıtma Tesisimizde arıtılarak doğaya veriliyor. İnsan sağlığı ve çevreci yaklaşımı öncelikli olan yönetim anlayışımızın, yıllardır şehrimizin doğasını kirleten yönetim anlayışı tarafından eleştirilmesini siz değerli kamuoyunun takdirine bırakıyoruz.”

  • Korkutan kirlilik

    Korkutan kirlilik

    Bitlis’in Tatvan ilçesi sınırlarında bulunan ve dünyanın en büyük sodalı gölü olma özelliği taşıyan Van Gölü, atık sular nedeniyle kirlilik ve kokudan geçilmemeye başlandı.
    Son zamanlarda yaşanan kuraklık ve akarsuların taşıdığı çöpler sebebiyle yok olmanın eşiğine gelen Van Gölü, vatandaşları korkuttu.

    Özellikle son yıllardaki yağışların azlığı, göl suyunun metrelerce çekilmesine neden oldu. Suyun çekilmesiyle birlikte özellikle yerleşim yerlerine yakın alanlardan kötü kokular yükselmeye başlarken, göl yüzeyinde ise bu kirliliğin ciddi boyuta ulaştığı gözlemlendi. Bitlis’in Tatvan ilçe sahilinde kötü kokuya neden olan bu kirlilik, hem doğal yaşamı hem de göldeki ekosistemi etkiliyor. Vatandaşlar ise korkutan kirliliği görünce yetkililere isyan etti.

  • Yılan yuvası

    Yılan yuvası

    Tekirdağ’ın Kapaklı ilçesinde Atatürk Mahallesi Kerem Sokak ile Kenan Evren Caddesi arasında kalan ve Ergene Caddesi boyunca uzanan 200 metre uzunluğundaki ıslah edilmeyen pislik içindeki dere yatağı, yılanların ve kurbağaların yuvası oldu.
    Sulak alandan caddeye çıkan yılanlar ve sabah 07.00’dan 09.00’a kadar ve akşam saat 20.00’dan sonra başlayan kurbağa sesleri bölgede yaşayan vatandaşlar için dert oldu. Su birikintisi olan bölgeden caddeye inen yılanlardan ve yoğun sesten dolayı rahatsızlıklarını dile getiren vatandaşlar, duruma bir an önce çare bulunmasını istedi.

    “Kurbağa sesinden çok yılandan korkuyoruz”
    Islah edilmemiş olan dere yatağında yaşayan çeşitli türdeki hayvanlardan ve bölgeden gelen yoğun sesten rahatsız olduklarını ifade eden ismini vermek istemeyen çevre sakini, “Burada yılan da var her şey de. Biz burada kurbağa seslerinden daha çok yılandan korkuyoruz. Derenin pisliğine bakabilirsiniz. Burası her yaz bu hale geliyor.

    Buranın üstünü kapatsalar aslında çok iyi olur. Tam derenin yanında oturuyoruz bu durum bizi rahatsız ediyor. Burada oyun oynasak topumuz aşağı düşse geri alamıyoruz. Derenin şu anki görüntüsü nasıl bir durumda olduğunu gösteriyor aslında. Çok yağmur yağdığı zaman derenin suyu da yükseldiği oluyor. Ama şu anki otu, pisliği ve kokusu çok rahatsız edici. Derede yaşayan hayvanları tabii ki istila edemeyiz ama bizim korktuğumuz yılanlar ve içerisinde bulunan fareler. Bu derenin kepçe ile temizlenmesi lazım” dedi.

    “Etrafı açık olan alana biri düşer korkusu yaşıyoruz”
    Bölgede bulunan sulak alanın etrafının kapatılmamasının tehlikelere yol açtığını söyleyen Nuray Özer, “Ben az ileride oturuyorum. Çarşıya gidip gelirken sulak bölgenin bulunduğu yolu kullanıyoruz. Çok ağır bir kokusu oluyor ve bunun yanı sıra ufak çocuklarımız etrafta oynuyorlar. Her geçişimizde acaba biri etrafı açık olan ıslah edilmemiş alana düşer mi korkusu yaşıyoruz. Derede yılan görenlerimiz olmuş. Zaten sıcak havalardan dolayı yılanların artışı söz konusu. Birkaç komşum da yılan gördüklerini söyledi” ifadelerini kullandı.

    “Yetkililerin duruma el atması gerek”
    Yetkililere seslenen Nuray Özer, “Kurbağa seslerine gelecek olursak, sesler benim için çok güzel, huzur verici ama vardiyalı çalışan vatandaşlar için bu durum çok rahatsız edici. Bence buranın temizlenmesi lazım. En azından dibinde ne var ne yok görebilmemiz gerek. Yıllar önce sarhoş olduğu tahmin edilen bir adam düşmüştü buraya. Polis ekipleri gelmişti. Bölgede de çok oynayan çocuklarımız var onların da düşme tehlikeleri söz konusu. Yetkililerin bu duruma bir el atması gerekiyor” diye konuştu.

  • Köpeğin aldığı koku cesedi ortaya çıkardı

    Köpeğin aldığı koku cesedi ortaya çıkardı

    Bekirdere Mahallesi Kocaeli Şehir Hastanesi yanında, bir vatandaş köpeğini dolaştırırken köpek aldığı koku üzerine ağaçlık alana daldı.

    Köpeğin koku aldığı yerde bir kişinin cesedi olduğu ortaya çıktı.

    Durumun bildirilmesi üzerine bölgeye gelen polis ekipleri, olay yerinde incelemelerde bulundu. Cesedin kimliği ve cinsiyeti henüz öğrenilemedi.
    Konuya ilişkin inceleme başlatıldı.