Etiket: kolesterol

  • Kolesterol ne zaman tehlikelidir ?

    Kolesterol ne zaman tehlikelidir ?

    Doç. Dr. Gökhan Alıcı, kanda bulunan ve başta karaciğerde olmak üzere bütün hücreler tarafından doğal olarak üretilen kolesterolün vücut için gerekli ve yapı taşı olduğunu ancak, yüksekliğinin mutlaka tedavi edilmesi gerektiğini bildirdi.

    Tedavi edilmezse ne olur?
    Yüksek kolesterolün kalp damar hastalıkları ile ilişkisinin çok sayıda klinik araştırma ile kanıtlandığını ifade eden Doç. Dr. Alıcı, buna rağmen halen aksi söylemlerin internet ve sosyal medyada yer almasının hastaların sağlığını ciddi boyutta tehlikeye attığını kaydetti. Alıcı, oysa tedavi edilmeyen kolesterol yüksekliğinin damar sertliğinin oluşumunda rol oynamasının yanı sıra kalp krizi ve felç riskini artırdığını vurguladı.

    Bireyselleştirilmiş değerlendirme
    Doç. Dr. Alıcı, küçük bir zaman ayrılarak yaptırılan kan testi ile oluşmuş ya da oluşabilecek hastalıkların fark edildiğini, test sonucunda her değere ilişkin referans aralığının yer aldığını ancak, bunların kolesterol değerlerine bakılırken kişiye özel değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, şunları kaydetti: “Örneğin 90’ın altı açlık şekeri normal, 90 üzeri ise yüksek kabul edilir. Bu tabi yaşa ve cinsiyete göre değişiyor. Tansiyonda ise 14’ün üstü yüksek diyoruz. Test sonuçlarında; toplam kolesterol, LDL (kötü) kolesterol, HDL (iyi) kolesterol ve trigliseritleri (kandaki yağ türü) ise kişisel değerlendirmek zorundayız. Yani hastanın diyabeti ve tansiyonunu da göz önünde tutmak gerekir. Eğer kişinin diyabeti varsa normal LDL değerinin referans sınırı olan 110 değil, 80 ile 70’in altı olmasını isteriz. Hasta kalp krizi geçirmiş yada vücudunun herhangi bir damarında stent varsa hedefimiz 70’in altı bazen 50’nin altı olur. Özetle kolesterolde referans değerler tansiyon ve şeker gibi değildir. Hiçbir hastalığı olmayan 20 yaşındaki bir hastanın LDL değerinin 70’in altında olmasını beklemeyiz ama 200’ün üstü ise düşürmek isteriz. Bir başka ifade ile kolesterolde sınır değer kişiden kişiye değişkenlik gösterir. Buna bireyselleştirilmiş değerlendirme diyoruz.”

    Kolesterol ilacı kullanılmalı mı?
    Doç. Dr. Alıcı, “Kolesterol tedavisi bireysel bir tedavidir. Kişideki mevcut hastalıklar, risk durumu ve kolesterol seviyesine göre tedavi farklılık gösterir. Normal bir bireyde ilaç tedavisi gerektirmeyen yüksek kolesterol düzeyi kalp hastalığı varlığında tedavi gerektirebilir. Buna rağmen kolesterol ilacının önemini anlatmakta çok sıkıntı yaşıyoruz. Çünkü manipüle edilen bir konu. Günde 60 ya da 70 hasta bakıyoruz. Bu yoğunlukta her hastayı ayrı ayrı anlatarak ikna etmek mümkün olmayabiliyor” ifadelerine yer verdi.
    Alıcı, bilimsel gerçeklere aykırı bilgiler yüzünden hastalarının ilacı bırakmak yada hiç başlamak istemediklerine sıklıkla tanık olduklarını, bu nedenle alanında uzmanlığı olmayan kişilerin açıklamalarına itibar edilmemesi gerektiğini sözlerine ekledi.

  • Doğal besinlerle kolesterolü düşürün

    Doğal besinlerle kolesterolü düşürün

    “Yaşam kalitesini artırmak mümkün”

    Dr. Ebru Özdemir, seminerde 6000 yıldır uygulanan Ayurveda tedavileri ve Marma noktalarının gizemi hakkında önemli bilgiler verdi. Bedende var olan enerji sistemini harekete geçirecek sağlıklı alışkanlıklar ile yaşam kalitesinin arttırılabileceğini savundu. Dr. Ebru Özdemir, iç organlara ve sistemlere giden enerjinin oluşturduğu sağlıklı döngünün insan sağlığı açısından önemini anlattı. Bu yöntemlerden birinin de uçucu yağların enerjisi ile zenginleşen marma terapi olduğunu belirtti. Bunun dışında yoga, dans, nefes çalışmaları gibi uygulamalarla da bedeni ve nefesi kullanarak marma noktalarının uyarılabileceğini, farklı yollardan enerji sistemi üzerinde güçlü etkiler oluşturulabileceğine işaret etti.

    İnsan bedeninde modern tıbbın görüntülediği sistemler dışında bir enerji sistemi olduğuna değindi. Ayurveda’ya göre sağlığın, bedeni oluşturan elementler arasındaki dengeye bağlı olduğunu belirterek, bunların ateş, toprak, su, hava, eter (boşluk) elementleri olduğunu kaydetti.

    “Vedalardan yola çıkılarak yapılan bilimsel araştırmalar sonucunda şu an yaklaşık 3000 adet tıbbi bitki Ayurveda tedavi sisteminde kullanıldığını ifade eden Altınbaş Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmasötik Botanik Anabilim Dalı Öğretim Üyesi, Dr.Ebru Özdemir,” İşin gizemi, kullanılan bitkisel reçeteler ve beden tipine uygun beslenme düzeni ile bedendeki elementler arasında denge ve uyumun sağlanmasında” diye konuştu.

    Yaşam enerjisi “Marma” noktalarından akıyor

    Çakraların, omurga boyunca dizilmiş olan enerji merkezleri olduğunu söyleyen Dr. Özdemir, bedendeki kan dolaşımı gibi bir enerji dolaşım ağı olduğunu kaydetti. Nadiler aracılığıyla sağlanan bu enerji akışının fizyolojik sistemi beslediğini anlattı. Marma noktalarının ise fiziksel bedende enerjinin hissedildiği noktalar olduğuna dikkat çekerek, “Yapılan son araştırmalara göre birçok yerde akupunktur noktalarıyla aynı yerlere denk geldikleri tespit edildi. Yaşam enerjisi (Prana) bu mekezlerden akar. Ayurveda’nın kurucusu Charaka da Marma noktalarını; kas, damar, ligament, kemik ve eklemlerin buluştuğu yer olarak tanımlar. Bunların tedavi edilmesiyle enerji akışı da düzeltilebilir ” dedi.

    Etkili bir yöntem: Baş parmak ile “Marma Masajı”

    Marma masajının genellikle baş parmak ile badsı (acupressure) uygulanması şeklinde yapıldığını ifade eden Dr.Ebru Özdemir, “Çok geniş bölgelerde el bileği, el ayası da kullanılabilir. En az 3-5 dakika arasında ve günde 3 defa yapılmalıdır. Bu yöntemde çok güçlü etkili olan uçucu yağlar, marmaların derinliklerine işleyerek enerjilerini yayarlar. Bu nedenle Aromaterapi uygulamalarında marma noktalarına bası uygulanması önemli bir uygulamadır. Farklı hastalıkların tedavisine yardımcı olarak da kullanılır ” bilgilerini paylaştı.

    Dikkat: Uçucu yağları cilde direkt uygulamayın

    Dr. Özdemir’e göre burada dikkat edilmesi gereken husus, uçucu yağların cilde direk uygulanmaması. Bunun için %2-20 arasında değişen karışımlar, uçucu yağın sabit yağ içinde seyreltilmesi ile hazırlanmalı. Bitkilerin meyve ve tohum kısımlarından elde edilen badem yağı, susam yağı, zeytin yağı gibi sabit yağların cildi tahriş etmediklerini hatırlattı. Uçucu yağların bu nedenle cilde uygulanırken, mutlaka sabit yağlarla karışım halinde kullanılmasını önerdi.

    “Kendi kendinize uygulayabileceğiniz, basit ve etkili bir terapi”

    Marma Terapiyi kişinin kendi kendine uygulayabileceğini söyleyen Dr. Özdemir, marma noktalarının genellikle baş ve el bölgelerinde bulunduğunu anlattı. Nasıl uygulanabileceğini ise şöyle tarif etti: “Bu noktalara bası uygulayın veya saat yönünde dairesel hareketler yapın. Stres üzerine etkili noktaların başında Talahridaya noktası gelir. Talahridaya sözcük anlamı olarak Tala (avuç), Hridaya (kalp) sözcüklerinden oluşur. Avuç içindeki kalp anlamına gelir. Kalp ritmini düzenleyici ve stres azaltıcı etkisi ile kullanılan bir marma noktasıdır. Adhipati noktası yine stres üzerinde etkili bir başka noktadır. Başın üzerinde bulunur, bu noktaya da hazırladığımız karışımdan yağ damlatıp uygulama yaparak gün içinde oluşan stres yükünü azaltabilirsiniz. Stres üzerine etkili üçüncü nokta Krikatika’dır. Baş ile boynun arkada birleştiği yerde bulunan hafif çukurlaşmış noktalardır. Anti-stres yağ karışımımızı bu noktaya damlatarak yaklaşık 3-5 dakika bası uygulamak hem stresi azaltır hem de baş ağrılarında çok etkili bir yöntem olarak Ayurveda sisteminde yıllardır uygulanmaktadır.”

  • “Yumurta kolesterolün düşmanı değil”

    “Yumurta kolesterolün düşmanı değil”

    Kolesterol, kanda bulunan mumsu bir madde olarak biliniyor. Vücudun sağlıklı hücreler oluşturmak için kolesterole ihtiyacı olurken, yüksek kolesterol seviyeleri kalp hastalığı riskini artırabiliyor. Yüksek kolesterol nedeniyle kan damarlarında yağ birikintileri gelişebiliyor. Bu birikintiler büyüyor ve atardamarlardan yeterli kanın akması zorlaşıyor. Bazen bu birikintiler aniden kırılabiliyor ve kalp krizine ya da felce neden olan bir pıhtı oluşturabiliyor. Yüksek kolesterol kalıtsal olsa da genellikle sağlıksız yaşam tarzı seçimlerinin sonucu olarak gelişiyor. Sağlıklı bir diyet, düzenli egzersiz ve ilaç tedavisi yüksek kolesterolü düşürmeye yardımcı olabiliyor. Memorial Antalya Hastanesi Kardiyoloji Bölümü’nden Uzm. Dr. Mustafa Hakan Şahin, kolesterol hakkında bilinmesi gerekenleri anlattı.

    “Kolesterolü vücut şekerden üretir veya besinlerden direkt alır”

    Kolesterolün vücutta hücrelerin inşasında, hormon yapımında, safra oluşumunda yer alan çok önemli bir özelleşmiş yağ olduğunu belirten Şahin, “Kolesterolü vücut şekerden üretir veya besinlerden direkt alır. Karaciğerin orkestra şefliğinde karmaşık bir metabolizma sonucunda işlev görmeye başlar. Karaciğer ve vücudun diğer kısımları arasında lipoprotein denilen moleküler vasıtası ile kanda taşınır. Kan tahlilinde görülen total kolesterol, LDL, HDL ve trigliserit değerleri bu lipoproteinlerdir” dedi.
    HDL damar duvarından karaciğere kolesterolü taşıdığını sözlerine ekleyen Şahin, “HDL değeri yüksekliği kişinin damarlarından karaciğere bolca kolesterol taşındığı anlamına gelir. Bu hastanın damar tıkanıklığı riski daha azdır. LDL karaciğerden damar duvarına (aslında tüm dokulara) kolesterol taşındığını gösterir. Eğer LDL kolesterol yüksek ise karaciğerden damarlara bolca kolesterol taşınıyordur yani kişinin damar tıkanıklığı riski yüksektir” açıklamasına yer verdi.

    “50-70 ideal değer”

    Çok yüksek değerler istisna olmak kaydıyla kolesterol tek başına damar tıkanıklığı yapmadığını açıklayan Şahin, “Modern çağımızda stres, hareketsizlik, kirli hava, gıdaların kirlenmesi ve besleyiciliğinin azalması, doğadan kopuş gibi faktörler ılımlı kolesterol yüksekliğinde dahi damar tıkanıklığının başlamasına ve ilerlemesine neden olmaktadır. İnsan dışında hiçbir memeli hayvanda LDL kolesterol 50-70’i geçmez. Modernite öncesi avcı toplayıcı topluluklarda 50-70 arasındadır ve bu topluluklarda pek damar tıkanıklığı görülmez. Aterosklerotik hastalardaki ilaç tedavisinin hedefi kolesterol değerlerini bu aralıkta tutmaktır” diye konuştu.

    “Egzersiz kolesterolün damara ‘yapışmasını’ da azaltır”

    Uzm. Dr. Mustafa Hakan Şahin, sağlıksız kolesterol riskini artırabilecek faktörleri ise şu şekilde sıraladı:
    “Yanlış beslenme; çok fazla doymuş yağ veya trans yağ yemek, sağlıksız kolesterol seviyelerine neden olabilir. Trans yağlar genellikle paketlenmiş atıştırmalıklarda veya tatlılarda bulunur. Ancak şeker ve işlenmiş tahıl ürünleri kolesterolün yüksekliğinin daha yaygın bir sebebidir. Obezite; 30 veya daha yüksek bir vücut kitle indeksine (VKİ) sahip olmak, yüksek kolesterol riskine yol açar. Egzersiz eksikliği; egzersiz, vücudun ‘iyi’ kolesterolü olan HDL’sini artırmaya yardımcı olur. Egzersiz yapılmadığı takdirde HDL düşük çıkmaktadır. Egzersiz ‘kötü’ kolesterol olan LDL’yi de düşürür. Egzersiz kolesterolün damara ‘yapışmasını’ da azaltır. Sigara içmek; sigara içmek, ‘iyi’ kolesterol olan HDL seviyesini düşürebilir. Alkol; çok fazla alkol almak toplam kolesterol seviyesini artırabilir. Yaş; küçük çocuklarda bile sağlıksız kolesterol olabilir, ancak 40 yaşın üzerindeki kişilerde çok daha yaygındır. Yaşlandıkça, karaciğer LDL kolesterolü daha az uzaklaştırabilir hale gelir.”

    “Yumurta kolesterolün düşmanı değil”

    Uzm. Dr. Mustafa Hakan Şahin, açıklamasını şu şekilde sürdürdü:
    “Bugüne kadar kolesterol ile ilgili söylenen bilimsel beslenme önerilerinin yanlış çıktığı yine bilimsel yöntemler ile öğrenilmiştir. Yumurta, tereyağı gibi ürünler kolesterol yüksekliğine neden olduğu için beslenmeden çıkarılırken sonrasında bu kararın olumsuz sonuçları görülmüş ve ölçülü tüketimin bir zararının olmadığı belirtilmiştir. Şeker, işlenmiş gıdalar hedef tahtasına oturtulmuştur. Sağlıklı beslenme planı oluşturmak yüksek kolesterolü düşürdüğü gibi, damar tıkanıklığı gelişiminin de önüne geçmede yardımcı olur.”
    Uzm. Dr. Mustafa Hakan Şahin, kolesterol değerlerinin sağlıklı düzeyde kalmasını sağlamak için şu önerilerde bulundu:
    “Meyve, sebze ve tam tahılları içeren yüksek lifli bir beslenme programı uygulayın. Kırmızı eti azaltın ve haftada 1-2 kez balık tüketin. Fazla kilolarınızdan kurtulun ve sağlıklı kilonuzu koruyun. Sigarayı bırakın. Haftanın çoğu gününde en az 30 dakika egzersiz yapın. Alkolü ölçülü tüketin. Stres yönetimine özen gösterin.”

    “Yüksek kolesterol sinsice ilerliyor”

    Yüksek kolesterol birikerek damar tıkanıklığı yaptığı için aşikar hale gelmesinin uzun sürdüğünü belirten Uzm. Dr. Mustafa Hakan Şahin, “Kolesterol damarlarda birikirken tıkayıcı hale gelinceye kadar belirti vermez. Bu nedenledir ki uzun süredir kolesterolü olan hastalar kendilerinde bir şikayet olmadığını iletirler. Kalp krizi, felç veya bacak damar tıkanıklığı geliştikten sonra da kolesterole müdahale edilmesi istenen iyileşmeyi sağlayamamaktadır” sözlerine yer verdi.

    “Kişiye özel tedavi planı gerekiyor”

    “Kolesterolde ilaç kullanımı tamamen kişiye özel olmalıdır. Hastanın riskine, hayat tarzı değişikliğine uyumuna göre bir plan yapılması gerekir” diyen Uzm. Dr. Mustafa Hakan Şahin, açıklamasını şu sözlerle tamamladı:
    “Damar tıkanıklığı bir kez oluştu ise kolesterol düşürücü bir veya birden fazla ilaç tedavide yer almalıdır. Çünkü 2017 yılında 2 milyon insanın 10 yıl boyunca takibiyle yapılan çalışmada, kolesterolün düşük olmasının kalp krizi ve felç gibi hastalıkların tekrarlamasını ciddi şekilde azalttığı ve ömrü uzattığı gösterilmiştir.”