Etiket: Konya

  • Konya’da deprem! Çevre illerde hissedildi

    Konya’da deprem! Çevre illerde hissedildi

    Konya’da deprem meydana geldi. Merkez üssü Meram ilçesi olan depremin büyüklüğünü AFAD 4.2 olarak duyurdu. Kandilli Rasathanesi ise depremin büyüklüğünün 4.1 olduğunu açıkladı. Deprem Isparta, Karaman ve Ankara’da da hissedildi. İşte Konya’daki depremle ilgili son dakika gelişmeleri…

    https://twitter.com/DepremDairesi/status/1488085627799285761

    Son dakika: Konya Meram’da deprem meydana geldi. Saat 12.30’da yaşanan depremin büyüklüğünü AFAD 4.2; Kandilli Rasathanesi ise 4.1 ise duyurdu. Bölgede kısa süreli panik yaşanırken, söz konusu deprem çevre illerden de hissedildi.

  • Başında çuvalla domuz bağıyla öldürülmüş bulundu

    Başında çuvalla domuz bağıyla öldürülmüş bulundu

    Konya’da Afganistan uyruklu Nakibullah Rüstmi (35), başına çuval geçirilmiş, ağzı fularla el ve kolları da kabloyla domuz bağı yöntemiyle bağlı olarak ölü bulundu.

    Konya’nın Ereğli ilçesi Boyacalı Mahallesi’nde Afgan uyruklu Nakibullah Rüstmi, aynı evde kaldığı ve vatandaşı olan 3 arkadaşı tarafından başına çuval geçirilmiş, ağzı fularla el ve kolları ise kabloyla domuz bağı yöntemiyle bağlı halde ölü bulundu. Nakibullah Rüstmi’nin cansız bedeni, ihbarla gelen ekiplerce otopsi için Ereğli Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı.

    Nakibullah Rüstmi’nin, Göç İdaresi tarafından İstanbul Zeytinburnu’nda oturduğu yönünde kayıtlı olduğu belirlendi. Konya’daki ev sahibinin ise polise, evi 1 kişiye kiraladığını ve 4 kişinin kaldığından bilgisinin olmadığını söylediği öğrenildi.

    Nakibullah Rüstmi’yi öldüren şüpheli veya şüphelilerin belirlenip, yakalanması için çalışma başlatılırken, ev arkadaşı 3 Afgan da ifadelerine başvurulmak üzere polis merkezine götürüldü. Soruşturma sürüyor.

  • Konya’da obrukların sayısı 2 bine ulaştı

    Konya’da obrukların sayısı 2 bine ulaştı

    Konya’da yer altı sularının çekilmesi ve toprağın yer altına çökmesiyle meydana gelen obrukların sayısı yapılan son araştırmalara göre 2 bine ulaştı. Konya Teknik Üniversitesi Obruk Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Fetullah Arık, “Günümüzde olan obrukların büyük bir çoğunluğu yer altının düşümüne de bağlı olarak tarım alanları, yerleşim alanları gibi daha çok risk oluşturacak noktalara doğru gelmeye başladı” dedi.

    Konya’nın Karapınar ilçesi ve çevre ilçeler ile illerde obrukların oluşumu her geçen gün daha da artıyor. Obruk oluşan bölgelerde araştırma yapan AFAD ve Konya Teknik Üniversitesi Obruk Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürlüğü iş birliği yaparak obrukların oluşumu ve alınabilecek önlemler hakkında çalışmalar yapmaya devam ediyor. Yapılan çalışmalarda Konya genelinde farklı noktalarda oluşan irili ufaklı obruk sayısının 2 bine ulaştığı tespit edildi. Çalışmalar sırasında obrukların büyük bir çoğunluğu yer altının düşümüne de bağlı olarak tarım alanları, yerleşim alanları, enerji yatırım alanları gibi daha çok risk oluşturacak noktalarına doğru ilerlediği raporlandı.

    “2021 yılı sonuna doğru 2 bine yakın obruk oldu”

    Yapılan çalışmalar hakkında bilgi veren Konya Teknik Üniversitesi Obruk Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Fetullah Arık, “Konya’daki obruk alanlarının tespit edilmesi için bir projemiz var. AFAD ile Konya Teknik Üniversitesi Obruk Uygulama Araştırma Merkezi olarak geçtiğimiz yıl yapmış olduğumuz ölçümlerde Karapınar ilçesinde 600 obruk tespit edilmişti. Bu yıl Halkapınar, Ereğli, Emirgazi, Çumra, Karatay ve Selçuklu ilçesinin önemli ölçüdeki yerlerinde çalışmalarımızı gerçekleştirdik. Bu çalışmalar neticesinde kuyu şeklinde çöken obrukların yanı sıra yüze oturma derinlikleri 20 ile 30 santimetreden başlayan bir ve bir buçuk metreye kadar giden yüzeyde yarılma şeklinde izlenimleri çok sayıda yüzey deformasyonlar ölçtük. Toplam sayıda 2021 yılı sonuna doğru 2 bine yakın obruk oldu. Özellikle bazı bölgelerde toplu olarak yoğun bir çökme yapıların olduğunu gözlemledik” dedi.

    Obruklar daha çok risk oluşturacak noktalara gelmeye başladı

    Son oluşan obrukların ilçelere yakın alanlarda oluştuğu ve riskin arttığını anlatan Obruk Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Fetullah Arık, şöyle devam etti: “Geçmişte yer altı su seviyeleri yüksekken daha yüksek dağlık alanlarda falan meydana geliyordu. Günümüzde olan obrukların büyük bir çoğunluğu yer altının düşümüne de bağlı olarak tarım alanları, yerleşim alanları, enerji yatırım alanları gibi daha çok risk oluşturacak noktalara doğru gelmeye başladı. Son birkaç yıl içerisinde oluşan obrukların, önemli bir bölümü gerek tarım alanlarında gerek yerleşim alanlarının orada yayla diye tabir edilen küçük yerleşim yerleri var, bu yerleşimlerin ortasında obruk meydana gelebiliyor. Hatta evlere, araçlara, ağıllara zarar veren obruklar var. Ama şuana kadar çok şükür can kaybı yok.”

    “Kontrol edebileceğimiz en önemli faktör, yoğun yeraltı suyu kullanımı”

    Bölgedeki bu doğal olayla ilgili önlem konusunda bilgi veren Prof. Dr. Fetullah Arık, “Sadece Konya’ya özgü değil obruk oluşumu. Memleketin birçok yerinde oluşuyor. Ama Konya’daki obrukların temel oluşum nedeni; suyla karşılaştığı zaman çözünebilir kayalar, yeraltı suyunun varlığı, hidro kimyasal ve yapısal jeolojik özelliklerdir. Dolayısıyla bunlarla ilgili doğal jeolojik süreçler olduğu için önlem alma şansımız yok. Buradaki yapıyı değiştiremiyoruz ama yeraltı su seviyesini değiştiren önemli faktörlerden bir tanesi de havza içerisindeki çok yoğun yeraltı suyu kullanımı. Havza çevresindeki belgeli 30-35 bin kuyuya karşılık bunun 3 katı kadar belgesiz kuyu var. Bu belgesiz kuyularda ne kadar su ürettikleri ile ilgili veriler mevcut değil. Bilinen en önemli veri yeraltı su seviyesinin her geçen yıl düşmeye devam ettiği. 1960’lı yıllardan itibaren santimetreyle ifade edilen düşümler, 2000’li yıllardan sonra yarım metre-1 metre seviyesinde, 2010’lardan sonra da 1,5-2 metre seviyesindeyken sadece 2021 yılında bazı gözlem kuyularında 20 metrenin üzerinde yeraltı su seviyesinde düşümler var. Bu düşümler neticesinde su-kayaç etkileşiminin yoğun olduğu bölgeler daha aşağı kotlara düşüyor. Böylece yerleşim alanlarını daha ciddi bir şekilde tehdit ediyor. Burada jeolojik, iklimsel koşulları değiştirme şansımız yok. Kontrol edebileceğimiz en önemli faktör, yoğun yeraltı suyu kullanımının biraz daha düzenli hale getirilebilmesi. Bunun için de hepimize ortak görevler düşüyor” ifadeleri kullandı.

    “20 metrelik düşüşün temel nedeni yağışların çok çok az olması”

    Prof. Dr. Arık, Konya kapalı havzasının akarsuyunun olmadığını kaydederek, “Dışarıdan gelen herhangi bir destek yok. Konya kapalı havzasında su varlığı doğrudan yağışlara bağlı. Kapalı havzanın içerisindeki dağlık alanlardan havzaya doğru gelen sular ve yağışlar bu havzanın su kaynaklarını oluşturuyor. Son yıllarda yoğun bir şekilde yapmış olduğumuz dağlık alanlardaki barajlar, göletler, havzaya gelen su beslenme açısından biraz olumsuzluklar içeriyor, bölgelere faydalı olsa da. Havzanın içerisindeki yağışlar da Türkiye’deki genel iklim değişikliği ve kuraklığa bağlı olarak oldukça düşmüş vaziyette. Biraz önce ifade ettiğimiz 20 metrelik düşüşün temel nedeni aslında bu yılki yağışların çok çok az olması. Hem 2020 yılında, hem de 2021 yılında yağışlar çok düştüğü için doğal olarak yeraltı seviyesi de daha çok düşüyor ve obruk oluşumu da artıyor” diye anlattı.

    Obruk Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Fetullah Arık, “Konya kapalı havzasındaki bu sene gözlemlemiş olduğumuz bir çok yüzey yarıkları var. Oldukça da endişe veriyor. Bunların oluşma nedenlerinden bir tanesi devam eden çökme hareketi artı aşırı yeraltı suyu kaybı gerçekleştiği için de orada meydana gelmiş olan bir düşmelerden kaynaklı. Dolayısıyla Konya kapalı havzasında olumsuzluk birden fazla olarak etki ediyor. Zaten bu havzanın kenarındaki faylara bağlı olarak zaman zaman orta büyüklükteki depremler de meydana gelebiliyor. Bu 50 kilometrelik Konya fay zonunun parça halinde kırılması neticesinde, deprem büyüklüğü biraz daha fazla olacaktır” diye konuştu.

  • Kum fırtınası sonrası zincirleme kaza

    Kum fırtınası sonrası zincirleme kaza

    Konya-Ankara kara yolunda görülen kum fırtınası, kazaya neden oldu. Kamyon ve TIR’ların da aralarında olduğu 8 aracın birbirine girdiği kazada 2’si ağır 8 kişi yaralandı.

    Kaza, saat 13.00 sıralarında Konya- Ankara kara yolunun 75’inci kilometresinde meydana geldi. Kum fırtınası nedeniyle aralarında 2 kamyon ile 2 TIR’ın bulunduğu 8 araç, birbirine girdi.

    Zincirleme kazada yaralanan 8 kişi, Konya ve Cihanbeyli ilçesindeki hastanelere kaldırıldı.

    Tedaviye altına alınan yaralılardan 2’sinin hayati tehlikesinin bulunduğu belirtildi.

    Kum fırtınası ve meydana gelen kaza nedeniyle kara yolu ulaşıma kapandı.

  • 14 Aralık’ta hakim karşısında çıkacak

    14 Aralık’ta hakim karşısında çıkacak

    Konya’da aynı aileden 7 kişiyi öldürdüğü suçlamasıyla hakkında 7 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen Mehmet Altun (33) ile diğer sanıklar, 14 Aralık’ta 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanmaya başlanacak.

    Olay, 30 Temmuz günü saat 19.00 sıralarında Meram ilçesi Hasanköy Mahallesi Özşahin Sokak’ta meydana geldi. Yaşar Dedeoğulları’nın (65) evine, 2010 yılından beri husumetli olduğu yan komşusu Lütfi Keleş’in kayınbiraderi Mehmet Altun (33) geldi. Bahçede aile ile konuşan Altun, daha sonra poşetten çıkardığı tabancayla peş peşe ateş etti. Saldırıda Yaşar Dedeoğulları ile eşi İpek (57), çocukları Serap (33), Serpil (29), Sibel (35), Metin (42) ve Barış Dedeoğulları (31) yaşamını yitirdi. Olayın ardından kiraladığı araçla kaçan Altun, 4 Ağustos’ta özel harekat ekipleri tarafından memleketi Bozkır ilçesi Üçpınar Mahallesi’nde arazi taraması sırasında yakalandı.

    4 AYRI SUÇTAN HAPİS TALEBİ

    Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında aralarında Mehmet Altun’un da bulunduğu 13’ü tutuklu, 1’i 18 yaşından küçük 22 sanık hakkında işlem yapıldı. Hazırlanan iddianamede tutuklu Mehmet Altun hakkında ‘canavarca hisle tasarlayarak 7 kişiyi kasten öldürme’ suçundan 7 kez ağırlaştırılmış hapis cezası istendi. Ayrıca olayın ardından evin bazı noktalarına yanında getirdiği bidondaki benzini döküp ateşe verdiği iddiasıyla ‘yakarak mala zarar verme’ suçundan 1 yıldan 9 yıla kadar, ‘nitelikli olarak konut dokunulmazlığı’ suçundan 1 yıldan 3 yıla kadar, ‘6136 Sayılı Kanuna Muhalefet’ suçundan da 5 yıldan 8 yıla kadar yargılanması talep edildi.

    BAZILARI SERBEST KALDI

    İddianamede Mehmet Altun’u azmettirdiği öne sürülen eniştesi Lütfi Keleş, ablası Ayşe Keleş, yeğeni Ali Keleş ile diğer tutuklu sanıklar Yahya Çalık, İbrahim Keleş, Ramazan Çalık, Ali Çalık, Veli Keleş, oğlu Ali Keleş ile adli kontrolle serbest bırakılan akrabaları Ali Keleş hakkında ‘canavarca hisle tasarlayarak 7 kişiyi kasten öldürmeye azmettirme’, ‘yakarak mala zarar vermeye azmettirme’ suçlarından yargılanması istendi. Aralarında 18 yaşından küçük olan 1 çocuk, 11 kişi hakkında ise kovuşturmaya gerek olmadığı yönünde karar verildi. Mehmet Altun’un tutuklanan eşi Zehra Altun, babası İbrahim ve annesi İsmahan Altun da kuvvetli suç şüphesinin kalkması nedeniyle tahliye edildi. 13 tutuklu sanık Veli Keleş, Ramazan Çalık, Yahya Çalık, Ali Çalık ve Ali Keleş de adli kontrol kararıyla tahliyesine karar verildi.

    3 Kasım’da 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamede duruşma tarihi de belli oldu. 8’i tutuklu 22 sanık, 14 Aralık günü yargılanmaya başlayacak.

  • Otomobili çizildi, site görevlisini öldürdü

    Otomobili çizildi, site görevlisini öldürdü

    Konya’da otomobilinin sağ kapısı çizilen Ahmet Ü. (32), görevini yapmadığı gerekçesiyle tartıştığı site görevlisi 2 çocuk babası Adem Topbaş’ı (24) bıçaklayarak öldürdü.

    Konya’nın Karatay ilçesi Erenler Mahallesi’nde meydana gelen akılalmaz olayda Ahmet Ü., oturduğu sitenin bahçesinde bina önüne park ettiği otomobilinin sağ arka kapısında çizikler olduğunu fark etti.  Bunun üzerine öfkelenen Ahmet Ü., apartman görevlisi Adem Topbaş’a, “Otomobili çizmişler. Neden bakmıyorsun da çizdirdin?” diye tepki gösterdi.

    İkili arasında çıkan tartışma, bıçaklı kavgaya dönüştü. İddiaya göre Ahmet Ü., sustalı bıçağının açılmaması üzerine Adem Topbaş’ın elindeki bıçağı kapıp, saldırdı. Vücudunun çeşitli yerlerinden bıçak darbesiyle yaralanan Topbaş, kaçarak site bahçesindeki bir bakkala sığındı. Kanlar içinde yere yığılan Topbaş, ihbar üzerine çağrılan ambulansla kaldırıldığı Konya Şehir Hastanesinde yaşamını yitirdi. Topbaş’ın 4 yaşında kızı ve 30 günlük bir oğlunun olduğu öğrenildi. Olaydan sonra kaçan Ahmet Ü. ise kısa sürede polis tarafından yakalanarak gözaltına alındı.

    Site sakinleri, Ahmet Ü. ve Adem Topbaş’ın site bahçesinde sürekli sohbet edip, çay içtiklerini söyledi. Bekir Candan, “Arabada çizik olduğunu söylemiş. ‘Güvenlik kamerasına bakalım’ denilmiş. Sonra bıçaklaşma olmuş. Aşağıda kan izleri var. Bakkala doğru gitmişler.” dedi. Olayla ilgili soruşturma sürdürülüyor.

  • Sahte şeyhe 4 erkeğe cinsel istismardan 55 yıl hapis

    Sahte şeyhe 4 erkeğe cinsel istismardan 55 yıl hapis

    Konya’da kendisini ‘şeyh’ olarak tanıtıp, 5 erkeğe ‘cinsel istismarda’ bulunduğu iddiasıyla 62 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılan, Yargıtay 14’üncü Ceza Dairesi’nce eylemlerin ‘rızayla gerçekleştiği’ gerekçesiyle beraat kararı verip tahliye edilen Süleyman Işık, yerel mahkemede yeniden yargılandığı davada, bu kez 4 erkeğe ‘cinsel istismar’ suçundan 55 yıl hapse çarptırıldı.

    Başbakanlık İletişim Merkezi’ne (BİMER) şikayette bulunan bir kişi, sohbetlerine katıldığı, kendisini ‘şeyh’ diye tanıtan Süleyman Işık’ın, erkeklere cinsel istismarda bulunduğunu ileri sürdü. Başlatılan soruşturma kapsamında gözaltına alınan Işık, 2008 ve 2017 yılları arasında 17 ile 22 yaşlarında 5 erkeğe ‘cinsel istismarda bulunduğu’ iddiasıyla tutuklandı.

    62 YIL HAPİS CEZASI ALDI

    Konya 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanan, kendisine iftira atıldığını öne süren Süleyman Işık, 5 kişiye yönelik ‘cinsel istismar’ suçundan 62 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırdı. Işık’a, el konulan bilgisayarında bulunan görüntülerle ilgili olarak da ‘müstehcenlik’ suçundan 1 yıl hapis ve 100 TL adli para cezası verildi.

    YARGITAY, ‘RIZASIYLA GERÇEKLEŞTİ’ DİYEREK BERAAT ETTİRDİ

    Şubat ayında yerel mahkemenin kararını değerlendiren Yargıtay 14’üncü Ceza Dairesi ‘cinsel istismar’ suçlarının, mağdurların rızasıyla gerçekleştiğine kanaat getirip Süleyman Işık’ın beraatine ve tahliyesine karar verdi.

    Kararda, ”Kendisini din alimi olarak tanıtan sanığın, akıl ve ruh sağlığı yerinde olan mağdurlara karşı gerçekleştirdiği cinsel ilişkiye girme eylemleri sırasında cebir veya tehdit kullanmadığı gibi mağdurların da bu yönde bir iddialarının bulunmaması, sanığın kendisine itibar edilmesini sağlamak amacıyla sarf ettiği sözlerin aldatıcı nitelikten uzak olması ve eylemlerini mağdurların rızası ile gerçekleştirdiğinin anlaşılması karşısında ilk derece mahkemesince sanığın mağdurlardan A., Y. ve M.’ye yönelik eylemlerinden beraatine, mağdur R.’ye karşı 15- 18 yaş aralığında gerçekleştirdiği cinsel ilişkiye girme eylemleri ‘reşit olmayanla cinsel ilişki’ kabul edilip, 5237 sayılı TCK’nın 73/1 maddesinde düzenlenen altı aylık kanuni şikayet süresini geçtiği gözetilerek, bu suçtan görülen kamu davasının düşürülmesine, mağdurun 18 yaşından büyük olduğu dönemde gerçekleşen cinsel saldırı eylemlerinden ise beraatine karar verilmesi” denildi.

    MAĞDURLARDAN BİRİ KARARA İTİRAZ ETMEYİNCE 4 KİŞİ İSTİSMARDAN YARGILANDI

    Yargıtay’ın verdiği karar dosyası yeniden Konya 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. Mağdurlardan birinin zamanında karara itiraz etmemesi üzerine Işık, Konya 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde 4 kişiye ‘cinsel istismar’ suçundan yeniden yargılandı. 1 Ekim Cuma günü görülen duruşmaya katılan Süleyman Işık, savunmasında suçlamaları kabul etmedi. Işık, ”Suçlamaları kabul etmiyorum. Mağdurlara bu eylemi yapmış olsaydım uzun süre devam ettiği iddia edilen bu eylemler bakımından neden daha önce şikayette bulunmamışlar, bunu sorgulamak lazım. Ayrıca doktor raporlarında da mağdurların iddialarını doğrulayan bir bulgu yoktur. Suça konu eylemlerin hiçbirisi gerçekleşmemiştir. Bu nedenle atılı suçlardan beraatime karar verilmesini talep ediyorum” dedi.

    Mahkeme, Işık’ı, 4 kişiye yönelik ‘cinsel istismar’ suçundan toplam 55 yıl hapis cezasına çarptırdı.

    ‘YARGITAY’IN İKİ ÜYESİ DE KARARA KARŞIYDI’

    Mağdurlardan birinin avukatı Hakkı Ünalmış, “Süleyman Işık, Konya 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandı. Bu yargılama sonucunda, o dönem çocuk olan mağdurlara yönelik suçtan dolayı 62 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. Karar, karşı taraf yönünden Yargıtay’a gönderildi. Yargıtay, o zaman çocuk yaşta olan benim müvekkillerimin cinsel istismara uğramış oldukları kabul edildi. Fakat kanunlardaki şikayet süresini aşmış olduğu, bu nedenle davanın düşmesi gerektiği gerekçesiyle davayı düşürmek istedi. Diğer müştekilerin de rızasıyla gerçekleşmesi, hiçbir tepki göstermemeleri nedeniyle Konya 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararının yerinde olmadığı öne sürülerek davanın düşürülmesine karar veriliyor. Tutuklu olan sanık serbest bırakılıyor. Bu bozma kararından sonra dava yeniden aynı mahkemeye havale edildi. Dava dosyası havale edilirken, Yargıtay Mahkemesi’nin iki üyesi de bozma kararına karşı olduklarını beyan etti” dedi.

    ‘YEREL MAHKEME KARARININ ARKASINDA DURDU’

    Kararı değerlendiren avukat Ünalmış sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Gerekçelerden biri neden zamanında şikayetçi olunmadığı yönündeydi. Cemaat şeyhi insanları o kadar baskı altında bırakmış ki, mahkemede bile onun karşısında titriyorlardı. Yani şikayet etmelerine imkan yoktu. Zira sanık, hem manevi yönden koskoca bir şeyhe karşı gelmenin günahından bahsediyor hem de bu duyulursa size zarar veririm, diye tehdit ediyor. İyi ki Konya 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı ve heyeti, eski kararlarında direndiler. Bozma kararına uymadılar. Bakalım Yargıtay’a gidince kararı onayacak mı, tekrar bozacak mı göreceğiz. Sadece bir müştekinin, Konya Bölge Adliye Mahkemesi kararına itiraz etmemesi üzerine cezasında azalmış oldu. Tahliye kararı verilmiş olduğu için şu anda dışarıda. Ben son duruşmada tekrar tutuklanmasını talep etmiş olsam da gerekçeli karar henüz çıkmadı. Bu karardan sonra da tutuklanması için tekrar başvuru yapacağım.”

  • Beyşehir Gölü’nde sular 150 metre çekildi

    Beyşehir Gölü’nde sular 150 metre çekildi

    Konya ve Isparta topraklarındaki Beyşehir Gölü’nde su, kıyıdan yaklaşık 150 metre çekildi. Beyşehir Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Hasan Kurt, ”Beyşehir Gölü’ne ciddi bir kaynak sağlanmadığı sürece ve eğer bu yıl da ciddi bir kışımız olmazsa, Beyşehir gölünü herkes yok saysın. Göl önceden can çekişiyordu, şu anda ölme derecesine geldi” dedi.

    Türkiye’nin en büyük tatlı su gölü olarak bilinen 656 kilometrekare yüzölçüme sahip Beyşehir Gölü, Çarşamba Çayı ile Konya Ovası’nın sulanmasına katkı sağladığı gibi 466 balıkçının da geçim kapısı oluyor. Ancak iklim değişikliği ve bilinçsiz tarımsal sulama nedeniyle göldeki su, kıyıdan yaklaştık 150 metre çekildi. Su çekildiği için de balıkçılığın yapılması güçleşiyor. Aşırı kuraklık nedeniyle balıkçıların çoğunun göle açılıp, avlanamadığını belirten Beyşehir Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Hasan Kurt, şunları söyledi:

    ”Aşırı kuraklıktan ve suların çekilmesinden dolayı 400’ün üzerinde balıkçımız, göle avlanmaya gidemiyor. Şu an 60 teknemiz gölde zor şartlarda çalışıyorlar. Suların çekilmesinden dolayı aşırı da otlanma meydana geldi ve balıkçılarımız ağ atacak yer bulamıyor. Beyşehir Gölünde su seviyesi 1122.40 kotuna geldikten sonra Çarşamba Çayı’na tarımsal sulama için su verilmemeye başlandı. Ancak Şarkikaraağaç bölgesinde 3 tane pompa ve 2 tane de Beyşehir bölgesinde Kıreli Sulama Projesi var. Bunlar aşırı bir şekilde, hoyratça ve vahşi sulama dediğimiz sistemle sulama yapıyorlar. Ayrıca burada bizi etkileyen konulardan bir tanesi Devlet Su İşleri, Beyşehir Gölü’nü besleyen kaynakların önüne baraj ve gölet yaptılar. Bunlar zaten su tutmuyor ve gelen suyu da engelliyorlar.”

    BEYŞEHİR GÖLÜ CAN ÇEKİŞİYORDU, ŞU ANDA ÖLME DERECESİNE GELDİ

    Hasan Kurt, tedbirler alınmazsa Beyşehir Gölü’nün önümüzdeki yıllarda tamamen kuruyabileceğine dikkat çekerek, ”Ciddi bir kaynak sağlanmadığı sürece ve eğer bu yıl da ciddi bir kışımız olmazsa, Beyşehir Gölü’nü herkes yok saysın. Göl önceden can çekişiyordu, şu anda ölme derecesine geldi. Eğer Beyşehir Gölü’nü istiyorsak, uzman ekipler gelip gölde, geniş kapsamlı inceleme yapıp acil eylem planı yapılması lazım. Eğer istemiyorsak, kendi haline bırakırız, birkaç yıl sonra da artık’ Burada bir Beyşehir Gölü vardı’ diye anlatırız. Geçtiğimiz yıldan bugüne kadar aynı bu zamanlarda bizim su seviyelerini görürsünüz. 2 metrenin altında aşırı su çekilmesi oldu. Kıyıdan da 150 metre çekildi, diyebilirim. Eğer bu kuraklık bu şekilde devam ederse, seneye balıkçılarımızın hiçbiri göle çıkamaz” diye konuştu.

    ‘GÖLÜN BU HALİNİ GÖRDÜKÇE ÜZÜLÜYORUZ’

    Bölge halkından Hasan Kaser ise, çocukluk yıllarındaki gölün durumu ile şu an kuraklık halini gördükçe üzüldüğünü belirtti. Kaser, ”55 yaşındayım. Gölün bu halini gördükçe üzülüyorum. Yaş itibarıyla hatırladığım kadarıyla 50 yıldır gölü bu şekilde görmedim. Böyle bir durum yoktu ve balık durumu da aynı şekilde, daha önce de 8 -10 çeşit balık varken, şu anda balık da yok. Gölün bu durumu bizleri gerçekten çok üzüyor. Bunda kuraklığın etkisi olduğu kadar tahminimce DSİ’nin yanlış politikası da var. Çünkü gölü besleyen kaynakların önlerine göletler yapıldı. Buna da bir çözüm bulunulması lazım. Sulamalara dikkat edilmesi gerekiyor. Yoksa ilerleyen dönemlerde buralarda bol bol kavun ekeriz, karpuz ekeriz, arpa ve buğday ekeriz. Çocukluğum bu mahallede geçti ve şu anda röportaj yaptığımız yerler suydu. Biz buralarda balık tutar, göle girerdik. Şimdi göle girebilmek için ancak Karaburun plajına gitmek gerekiyor” dedi.

  • Patlayıcı yüklü TIR’la çarpıştı: 6 can kaybı

    Patlayıcı yüklü TIR’la çarpıştı: 6 can kaybı

    Konya’da patlayıcı madde yüklü TIR ile hafif ticari aracın çarpışması sonucu 6 kişi hayatını kaybetti, 2 kişi yaralandı. TIR şoförünün gözaltına alındığı öğrenildi.

    Konya’da meydana gelen katliam gibi kazada 6 kişi öldü.

    İsmail Y. idaresindeki amonyum nitrat yüklü TIR, Konya-Aksaray kara yolunun 60. kilometresinde karşı şeride geçerek Hacı Naspi Ocak yönetimindeki hafif ticari araçla çarpıştı.

    Kaza yerine çok sayıda itfaiye, sağlık ve polis ekibi sevk edildi.

    Kazada Hacı Naspi Ocak ile aynı araçta bulunan Fatma, Mesut, Asude ve Fatih Ocak ile Feyzanur Kafa yaşamını yitirdi, TIR sürücüsü ile hafif ticari araçtaki Nisa Nur Ocak yaralandı.

    Yaralılar, Konya Şehir Hastanesi’ne kaldırıldı.

    TIR ŞOFÖRÜ GÖZALTINDA

    TIR şoförü İsmail Y.’nin tedavisinin ardından gözaltına alındığı öğrenildi.

  • Büyükşen çifti cinayetinin şüphelisi kalp krizinden öldü

    Büyükşen çifti cinayetinin şüphelisi kalp krizinden öldü

    Konya’nın Karatay ilçesinde 3 yıl önce evlerinde cinayete kurban giden Necla (54) ve Metin Büyükşen (55) çiftini, kiralık katilin yanlış adres sonucu öldürdüğü olayda, ‘kasten öldürmeye yardım etme’ suçundan tutuklanan, cezaevinde fenalaşıp, kaldırıldığı hastanede hayatını kaybeden Mustafa Okşen’in (39) otopsi sonucu belli oldu. Kalp krizinden yaşamını yitirdiği belirlenen Okşen’in cenazesi İsmil Mahallesi’nde toprağa verildi.

    Olay, 3 Eylül 2018 günü saat 22.00 sıralarında, İsmil Mahallesi’ndeki tek katlı evde meydana geldi. Kar maskeli kişi, kapısı açık olan Metin Büyükşen’e ait eve girdi. Silahlı saldırgan, emekli memur Metin Büyükşen ile eşi Necla Büyükşen’e ateş etti. Evde bulunan çiftin kızları Büşra Büyükşen (24) de susturucu takılan tüfeğin tutukluk yapması sonucu saldırganın dipçik darbesiyle baygınlık geçirdi. Ölmüş gibi davranan ve daha sonra yatak odasının penceresinden atlayıp, yoldan geçen komşularının aracına binen Büşra Büyükşen, jandarmaya giderek olayı anlattı. Eve gelen jandarma ekipleri, Necla-Metin Büyükşen çiftinin cansız bedenlerini buldu. Pencereden atlayınca ayağında kırıklar oluşan Büşra Büyükşen, Konya Numune Hastanesi’ne kaldırıldı. O dönemde Büyükşen çiftinin oğullarından Uğur Büyükşen ve gelini Betül Büyükşen, üzerinde swap örnekleri çıkması ve daha önce mihr nedeniyle kavga ettiklerinin ortaya çıkması üzerine şüpheli olarak gözaltına alındı. Savcılıktaki ifadelerinin ardından çift serbest bırakıldı.

    DOSYA YENİDEN AÇILDI

    Geçen yıl kasım ayında Konya Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yeniden açılan dosyada bir ay önce sonuca ulaşıldı. Jandarma, İsmil Mahallesi halkının Büyükşen çiftinin, komşularını öldürmek isteyen kişiler tarafından yanlışlıkla öldürülmüş olabileceği hakkında iddiayı da değerlendirmeye aldı. Jandarma, Esra Taş’ın sevgilisi Hüseyin K.’den ayrılmasına sebep olarak gördüğü ailesi hakkında araştırma yaptırdığını, öldürülen Büyükşen çiftinin evinin de ailenin evine yaklaşık 500 metre mesafede olduğunu belirledi. Bu kapsamda Esra Taş da şüphe üzerine teknik ve fiziki takibe alındı. Araştırmanın kapsamını genişleten jandarma, Taş’ın Çumra ilçesinde çiftçilik yapan yeni sevgilisi Abdullah Başdemir’i de soruşturmaya dahil etti. Çalışmalar sonucu, 13 Temmuz’da düzenlenen operasyonda Abdullah Başdemir, sevgilisi Esra Taş ve bu çiftin aynı mahallede temasa geçtiği Zekeriya Okşen ve kuzeni Mustafa Okşen’in de aralarında bulunduğu 25 kişi gözaltına alındı. Şüphelilerin HTS kayıtlarıyla, WhatsApp görüşmeleri de incelemeye alındı. İncelemelerde ve alınan ifadeler sonucunda Abdullah Başdemir ve Esra Taş, ‘kasten öldürmeye azmettirme’, Zekeriya Okşen ve Mustafa Okşen de ‘kasten öldürmeye yardım etme’ suçlarından tutuklandı. 4 kişinin tutuklanmasının ardından kiralık katil olduğu öne sürülen Abdullah Başdemir’in, çiftliğinde daha önce çoban olarak çalışan Afganistan uyruklu Abdulhamid Uzbek (39), Ankara’da gözaltına alındı. Konya’ya getirilen Uzbek, sevk edildiği mahkemece tutuklandı.

    OTOPSİ SONUCUNDA KALP KRİZİ ÇIKTI

    Büyükşen çifti cinayetinde, ‘kasten öldürmeye yardım etme’ suçundan tutuklu bulunduğu Konya E Tipi Kapalı Ceza ve İnfaz Kurumu’nda dün saat 16.00 sıralarında fenalaşan Mustafa Okşen, revire götürüldü. Burada doktorlar tarafından kalp masajı yapılan Okşen, ambulansla Konya Şehir Hastanesi’ne kaldırıldı. Hastanenin acil servisinde de yaklaşık bir saat kalp masajı yapılan Okşen, tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Mustafa Okşen’in yapılan otopsisinde kalp krizi sonucu yaşamını yitirdiği belirlendi. Ancak, Okşen’den alınan örnekler, detaylı araştırma için de adli tıp kurumuna gönderildi.

    TOPRAĞA VERİLDİ

    Konya Şehir Hastanesi’nde yapılan otopsinin ardından Mustafa Okşen’in cenazesi, Karatay ilçesi İsmil Mahallesi meydanına getirildi. Okşen, yüzlerce kişinin katıldığı cenaze namazının ardından mahalle mezarlığına defnedildi.