Etiket: Konya

  • Çalınan semaverinin internette satıldığını görüp, hırsızı polise yakalattı

    Çalınan semaverinin internette satıldığını görüp, hırsızı polise yakalattı

    Konya’da bahçesinde çalınan semaverinin internette satışa çıkarıldığını gören ev sahibi, polise haber verip, şüpheliyi yakalattı. Şüphelinin evinde yapılan aramada da 125 parça çalıntı eşya ele geçirildi.

    Meram ilçesinde bir kişi, evinin bahçesinden çalınan semaverini internetten satışa çıkarıldığını görünce polise haber verdi. İhbar üzerine harekete geçen İlçe Emniyet Müdürlüğü Suç Önleme ve Soruşturma Büro Amirliği ekipleri, müşteri gibi hırsızlık şüphelisi olan Mehmet Şerif K. (30) ile irtibata geçerek buluşma ayarladı.

    Ekipler, buluşma noktasında Mehmet Şerif K.’yi gözaltına aldı. Şüphelinin evinde yapılan aramada ise semaver, kaynak makinesi, kompresör, matkap, akü, su motorları, testere, elektronik terazi ve kesme makinelerinin de aralarında bulunduğu toplam 125 çalıntı malzeme ele geçirildi. Mehmet Şerif K.’nin çaldığı malzemelerin fotoğraflarını internette bir uygulamaya yükleyerek satışa çıkardığı belirtildi.

    Mehmet Şerif K., emniyetteki işlemlerinin ardından sevk edildiği adliyede çıkarıldığı nöbetçi mahkemece adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

  • Konya’daki katliam! 7 kişiyi nasıl öldürdüğünü anlattı

    Konya’daki katliam! 7 kişiyi nasıl öldürdüğünü anlattı

    Konya’da, Dedeoğulları ailesinden 7 kişiyi tabancayla öldürüp evi ateşe vererek kaçan ve saklandığı mezarlıkta yakalanan Mehmet Altun’un ilk ifadesi ortaya çıktı.

    Konya’nın Meram ilçesinde geçen cuma günü Hasanköy Mahallesi’ndeki Yaşar Dedeoğulları’nın (65) evine gelen, 2010 yılından beri ‘kedi’ meselesinden husumetli olduğu yan komşusu Lütfi Keleş’in yakındaki başka mahallede oturan kayınbiraderi Mehmet Altun, bahçede aile fertleriyle bir süre konuştuktan sonra poşetten çıkardığı tabancayla ateş etti. Saldırıda Yaşar Dedeoğulları ile eşi İpek (62), çocukları Serap (36), Serpil (32), Sibel (30), Metin (45) ve Barış Dedeoğulları (35) yaşamını yitirdi. İhbar üzerine adrese çok sayıda polis ve sağlık ekibi sevk edildi. Polis, yaptığı incelemede, Mehmet Altun’un yerde yatan yaralılara tekrar ateş açtığını ve saldırının ardından aracından aldığı bidonla evin birkaç noktasını ateşe vermek istediğini saptadı.

    KİRALADIĞI ARAÇLA KÖYÜNE KAÇTI

    Kaçan Mehmet Altun, kiralık aracını kent merkezine 140 kilometre uzaklıktaki Toros Dağları’nın eteğindeki Bozkır ilçesinde, eskiden köy statüsünde olan Tepelice Mahallesi yakınına terk etti. Aracın yerini uydu takip sisteminden tespit eden ekipler, bölgede geniş çaplı arama çalışması başlattı. Cinayet Büro Amirliği ekipleri, Altun’un Tepelice Mahallesi’nde, babası ve dedesine ait evler başta olmak üzere tüm akrabalarının evlerini ve ahırlarını tek tek kontrol etti. Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı, Özel Harekat Polisi ve Jandarma Suç Araştırma Timleri (JASAT) de yakında bulunan Tepearası Mahallesi’ndeki, sahibi il ve yurt dışında olan boş evler olmak üzere tüm evlere baskın yapıp tek tek aradı. İnsansız hava aracının da kullanıldığı aramalarda, şüphelinin Tepelice ve Tepearası mahallelerinden kaçmış olabileceği ihtimali üzerine güzergahtaki Üçpınar Mahallesi’ndeki dağlık ve ormanlık bölgedeki mağaralar, menfezler ve boş ağıllar da kontrol edildi.

    MEZARLIKTA YAKALANDI

    Özel Harekat timleri, Üçpınar Mahallesi yakınlarında dün arazi taraması yaparken saat 18.00 sıralarında Altun’u, saklandığı mezarlıkta fark etti. Polisi görünce kaçmaya çalışan Altun, havaya uyarı ateşi açılarak yakalandı. Üzerinde yapılan aramada, saldırıda kullandığı tahmin edilen tabanca ve 18 mermi ele geçirilen Altun’un, bugüne kadar kırsal alandaki bahçelerde elma ve çeşitli meyveleri yiyerek beslendiği, ağaç kenarlarında yatıp uyuduğu belirtildi. Üzerinde, olay sırasında giydiği elbiselerle yakalanan Altun’un, günlerdir saklanmasına rağmen kıyafetlerinin çok fazla kirli olmaması dikkat çekti. Bitkin olmadığı gözlenen Altun, sorgulanmak üzere Konya’ya getirildi.

    UZLAŞMAK İÇİN GİTMİŞ

    Gözaltına alınan Mehmet Altun’un ilk ifadesinde, Dedeoğulları’nın evine, mayıs ayında çıkan kavga nedeniyle tutuklanıp serbest bırakılan ablası Ayşe Keleş, halen tutuklu olan eniştesi Lütfi Keleş ve diğerleri hakkındaki şikayetlerinden vazgeçip, uzlaşma sağlamak için gittiğini öne sürdüğü belirtildi. Kendisini ‘belediye yetkilisi’ olarak tanıtıp aile fertlerini bahçeye davet ettiğini, konuşma sırasında yüzündeki cerrahi maskeyi indirmesi üzerine ailenin kendisini tanıyıp tepki gösterdiğini belirten Altun, ”Uzlaşma sağlamak için eve gittim. Önce kendimi belediye yetkilisi olarak tanıttım. Maskeyi indirince beni tanıdılar. Beni tanıdıktan sonra üzerime yürüdüler. Ben de tabancamı çıkartıp, ablam ve eniştem hakkındaki şikayetlerinden vazgeçmelerini söyledim. Şikayetten vazgeçmeleri için kendi hazırladığım evrakı imzalamalarını istedim. Uzlaşmak için gitmiştik. Tepki gösterip üzerime yürümeleri nedeniyle ateş edip hepsini öldürdüm. Arkamda iz bırakmamak için yerde yattıkları sırada tekrar ateş edip, güvenlik kamera kayıtlarının silinmesi için de evi ateşe vermek istedim” dediği bildirildi.

    SALDIRININ ARDINDAN 10 KİŞİ TUTUKLANDI

    7 kişinin öldürülmesinin ardından Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma kapsamında hamile eşi Zehra Altun, annesi İsmihan Altun, babası İbrahim Altun ve ablası Ayşe Keleş’in de aralarında bulunduğu 10 kişi ‘kasten öldürme’ suçundan tutuklandı. 4 kişi de adli kontrol kararıyla serbest bırakıldı. 11 yıllık eşi 3 çocuk annesi hamile Zehra Altun’un ise yaklaşık 10 gün sonra doğum yapması bekleniyor.

    HUSUMET 2010 YILINDA BAŞLADI

    Savcılık, husumetin 2010 yılında Yaşar Dedeoğulları’na ait kedinin yan komşusu Lütfi Keleş’in ailesi tarafından alınmasıyla başladığını saptadı. 29 Temmuz 2010 günü Lütfi Keleş’in eşi Ayşe Keleş ve kayınvalidesi İsmihan Altun, evin yanında tarlada biber toplarken iddiaya göre traktörle geçen Yaşar Dedeoğulları, el işaretiyle İsmihan Altun’u gösterip hakarette bulundu. İki aile birbirlerinden ‘hakaret’ suçundan şikayetçi oldu.

    İki aile bireyleri arasında 12 Mayıs’ta da kavga çıktı. Bu kavgada gözaltına alınan 16 kişiden aralarında Ayşe Keleş ve eşi Lütfi Keleş’in de bulunduğu 6 kişi tutuklandı. Ayşe Keleş, bir süre sonra tahliye olurken, Lütfi Keleş ve 1 kişinin tutukluluk hali devam ediyor. 22 Mayıs’ta iki aile arasında yeniden çıkan kavgayla ilgili de 20 şikayetçi ve şüpheli hakkındaki soruşturma devam ediyor.

  • Konya’daki katliam: Katil zanlısı yakalandı

    Konya’daki katliam: Katil zanlısı yakalandı

    Konya’da, husumetli olduğu aynı aileden 7 kişiyi tabancayla öldürüp, evi ateşe vererek kaçan Mehmet Altun  Bozkır ilçesinde dağlık arazide yakalandı.

    Konya’nın Meram ilçesinde geçen cuma günü Yaşar Dedeoğulları’nın evine gelen, 2010 yılından beri ‘kedi’ meselesi yüzünden husumetli olduğu Mehmet Altun, bahçede aile fertleriyle bir süre konuştuktan sonra poşetten çıkardığı tabancayla ateş etti.

    Saldırıda Yaşar Dedeoğulları (65), eşi İpek Dedeoğulları (62), çocukları Serap Dedeoğulları (36), Serpil Dedeoğulları (32), Sibel Dedeoğulları (30), Metin Dedeoğulları (45) ve Barış Dedeoğulları (35) yaşamını yitirdi.

    İhbar üzerine adrese çok sayıda polis ve sağlık ekibi sevk edildi. Polis, yaptığı incelemede, Mehmet Altun’un yerde yatan yaralılara tekrar ateş açtığını ve saldırının ardından aracından aldığı bidonla evin birkaç noktasını ateşe vermek istediğini saptadı.

    KİRALIK ARACI TERK ETTİ, DAĞLIK ARAZİDE SAKLANDI

    Mehmet Altun, kiraladığı aracı, kaçtığı kent merkezinden 140 kilometre uzaklıktaki Toros Dağları’nın eteğinde bulunan Bozkır ilçesinde mahallenin yakınına bıraktı, olayın ardından 45 dakikada mahallesine ulaştığı belirtildi.

    Saldırının ardından da bu dağlık alanda Cinayet Büro Amirliği ve özel harekat ekipleri ile Jandarma Suç Araştırma Timi’nin (JASAT) katıldığı arama çalışmalarının 5’inci gününde Mehmet Altun saklandığı yerde yakalandı. Altun’u gözaltına alan ekipler, şüpheliyi emniyete götürdü.

  • Konya’daki katliamla ilgili 10 kişi gözaltına alındı

    Konya’daki katliamla ilgili 10 kişi gözaltına alındı

    Konya’da, aynı aileden 7 kişinin evlerinden öldürüldüğü olaya ilişkin 10 kişi gözaltına alındı. Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan yapılan açıklamada, saldırganın yakalanması için çalışmaların sürdüğü belirtilerek, ”Olayın iki komşu aile arasında 11 yıldır devam eden anlaşmazlık ve husumetten kaynaklandığı tespit edilmiştir. Eylemin ırkçı nefret saikiyle işlendiğine dair iddialar gerçeği yansıtmamaktadır” denildi.

    KEDİ YAVRULARI NEDENİYLE İKİ AİLE ARASINDA HUSUMET OLUŞTU

    Konya’nın Meram ilçesi Hasanköy Mahallesi’nde dün akşam saatlerinde aynı mahallede oturan K. ailesinin bir bireyi, iddiaya göre 2010 yılında Dedeoğulları ailesine ait kedi ile yavrularını alınca iki aile arasında husumet oluştu. İki aile arasında en son mayıs ayında kavga çıktı, taraflar karakolluk oldu.

    K. ailesinden bir kişi, dün Dedeoğulları ailesinin evini gitti. Bu kişi, Dedeoğulları ailesinin fertlerine tabancayla ateş açtı. Saldırıda Yaşar Dedeoğulları (65), eşi İpek Dedeoğulları (62), çocukları Serap Dedeoğulları (36), Serpil Dedeoğulları (32), Sibel Dedeoğulları (30), Metin Dedeoğulları (45) ve Barış Dedeoğulları (35) yaşamını yitirdi. İhbar üzerine adrese çok sayıda polis ve sağlık ekibi sevk edildi. Gelen ekipler, 6 kişinin bahçede, 1 kişinin de evin içinde cesediyle karşılaştı. Evin bir bölümünde çıkan yangın ise çağrılan itfaiye ekiplerinin müdahalesiyle söndürüldü.

    2010 YILINDA BAŞLAYAN HUSUMET

    Saldırının ardından soruşturma başlatıldı. Cumhuriyet Başsavcısı vekili ve 3 Cumhuriyet Savcısı tarafından yürütülen soruşturmayla ilgili Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan açıklama yapıldı. Açıklamada, ölenlerin otopsi işlemlerinin yapılıp, cenazelerinin ailelerine teslim edildiği belirtildi. İlk bulgulara göre olayın komşu iki aile arasındaki önceye dayalı husumete dayandığı değerlendirildiği belirtilen açıklamada, şöyle denildi:

    ”Söz konusu husumetin ilk olarak 2010 yılında yargıya intikal ettiği saptanmıştır. Aile bireyleri arasında çıkan kavga nedeniyle 12.05.2021 tarihinde başlatılan ve 16 müşteki ve şüphelinin bulunduğu soruşturma kapsamında 6 kişi hakkında tutuklama kararı verilmiştir. O olay nedeniyle 2 kişinin tutukluk hali devam etmektedir. 22.05.2021 tarihinde de iki aile arasında yine kavga çıkmıştır. Olayla ilgili başlatılan soruşturmada 20 müşteki ve şüpheli yer almakta olup adli tahkikat devam etmektedir. Dün meydana gelen hadisenin faili olduğu kamera görüntüleri ile değerlendirilen şüphelinin iki aile arasında 12.05.2021 ve 22.05.2021 tarihlerindeki daha önce yaşanan ve soruşturma konusu olan olaylarda mağdur ya da şüpheli olarak taraf olmadığı anlaşılmıştır.”

    10 KİŞİ GÖZALTINA ALINDI

    Olayla ilgili 10 kişinin de gözaltına alındığı belirtilen açıklamada, ”Aynı aileden 7 kişinin hayatını kaybettiği olayla ilgili olarak aralarında olayı gerçekleştiren ve halen yakalama çalışmaları devam eden şüpheli dışında 10 kişi gözaltına alınmış olup, adli işlemler devam etmektedir. Olayın iki komşu aile arasında 11 yıldır devam eden anlaşmazlık ve husumetten kaynaklandığı tespit edilmiştir. Eylemin ırkçı nefret saikiyle işlendiğine dair iddialar gerçeği yansıtmamaktadır. Bu vahim olay tüm yönleriyle değerlendirilmekte olup, soruşturma titizlikle yürütülmektedir. Öte yandan provokatif paylaşımlarda bulunarak olayı kasten çarpıtan kişiler hakkında soruşturma başlatılmıştır. Kamuoyuna saygıyla duyurulur” denildi.

    ‘BARIŞ OLACAKTI’

    Konya’da silahlı saldırıda yaşamını yitiren 7 kişilik Dedeoğulları ailesinin akrabası İzzet İnik, iki ailenin barışmak üzere olduğunu belirterek şunları söyledi:

    ”Birkaç kişi araya girdi, ‘Barışalım’ diye. Barış olacaktı. Dün gelen arkadaş tek başına gelmiş, arkada kim varsa kameraya görünenler. Kapının önünde önce Serpil ile oğlanı vuruyor. Yaşar Amca merdivende oturuyormuş, içeri girince onu vuruyor. Tek kişi yani. Daha sonra ahırın önünde iki kız hayvanlara sağım yapıyormuş onları, anne ile birini de evde otururken vuruyor. Eli sıkışıyor. Kız buna saldırıyor. Dönüp arabadan silahı sıkıyor. Milleti öldürdükten sonra gelip arabasından benzin alıp içeri döküyor, ateşe verip çıkıyor. Planlı. Onların hepsi evleri boş. Onların evlerinde de kamera var.”

    İnik, Yaşar Dedeoğulları’nın İngiltere’de yaşayan bir oğlunun bayram tatili için geldiğini ve dün geri döndüğünü söyledi.

     

  • Başını ve cinsel organını keserek öldürmüştü! Karar çıktı

    Başını ve cinsel organını keserek öldürmüştü! Karar çıktı

    Konya’nın Bozkır ilçesinde, akli dengesinin yerinde olmadığı öne sürülen Mustafa Sömek’i (56) başını ve cinsel organı keserek, öldüren Mücahit Minaz’ın (41) tutuklu yargılandığı davada karar çıktı. Sanık Minaz, cezasında indirim uygulanmadan ağırlaştırılmış ömür boyu hapse çarptırıldı.

    Konya’da 1 Kasım 2020’de, sokakta başı ve cinsel organı kesilmiş halde erkek cesedi bulundu. Sokakta cesedi gören vatandaşlar polis ihbarda bulundu. Polisin yaptığı incelemede cesedin, akli dengesinin yerinde olmadığı ileri sürülen Mustafa Sömek’e ait olduğu tespit edildi. Cinayet Büro Amirliği ekipleri, yaptıkları araştırma sonucu Mustafa Sömek’i öldürenin, Almanya’da yaşayan ve kısa süre önce memleketi Yalıhüyük ilçesine gelen Mücahit Minaz olduğunu belirledi. Cinayetin ardından taksiyle Yalıhüyük’e gittiği saptanan Minaz, polisin düzenlediği operasyonla yakalanarak, gözaltına alındı. Şizofreni tedavisi gördüğünü belirtilen Minaz, polisteki ilk ifadesinde, “ATM’den para çekiyordum. Bir şeyler mırıldanıp duruyordu. Öldürmek istedim, öldürdüm” dedi. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen Minaz, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.

    SIK SIK İFADESİNİ DEĞİŞTİRDİ

    ‘Tasarlayarak canavarca hisle veya eziyet çektirerek kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istemiyle Seydişehir Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanan Mücahit Minaz, poliste verdiği ifadesini, 2 duruşmada da değiştirdi. Minaz, ilk duruşmada, “Mustafa Sömek’i yerde yatarken buldum. Yanına gidip kafasını tutmak istediğimde kopuk olduğunu gördüm” diye konuştu.

    Sanık Minaz, sonraki duruşmasında yaptığı savunmasında da “Boğazıma bıçak dayadı. Sazlıkların oraya götürdü ve paramı istedi. Paramı ona teslim ettim sonra bu olayı gerçekleştirdim. Ben bu olanları daha önce utancımdan söyleyememiştim” dedi.

    ‘AKIL SAĞLIĞI YERİNDE, CEZAİ EHLİYETİ TAM’ RAPORU

    Önceki duruşmalarda akıl sağlığının yerinde olmadığını öne sürerek, kendisine 2016 yılında şizofren tanısı koyulduğunu, tedavi gördüğünü ve yüzde 60 oranında raporu bulunduğunu iddia eden Mücahit Minaz’ın, Adana Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi’nde yapılan tetkiklerde akıl sağlığının yerinde ve cezai ehliyetinin tam olduğu yönünde rapor verildi.

    İNDİRİM UYGULANMADI

    Sanık Mücahit Minaz, dün tutuklu bulunduğu Alanya L Tipi Cezaevi’nden SEGBİS ile son kez Seydişehir Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya katıldı. Son sözü sorulan Minaz, “Bir diyeceğim yoktur. Takdir mahkemenindir” dedi.

    Mahkeme heyeti, Mücahit Minaz’ın ‘kasten canavarca hisle öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış ömür boyu hapis ile cezalandırılmasına hükmederken, indirim uygulamadı.

  • Türkiye’de ilk ve tek mRNA aşı çalışması

    Türkiye’de ilk ve tek mRNA aşı çalışması

    Konya Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Metin Aksoy, koronavirüse yönelik üniversite tarafından iki ayrı aşı çalışması yapıldığını hatırlatarak, aşılardan birinin Ankara Şehir Hastanesi’ndeki Faz-1 çalışmasının tamamlandığını söyledi.

    Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Metin Aksoy, düzenlediği basın toplantısında 1 yıllık görev süresini değerlendirdi. Rektör Aksoy, koronavirüse yönelik üniversite tarafından iki ayrı aşı çalışmasının devam ettiğini belirtti. Aşılardan birinin Ankara Şehir Hastanesi’ndeki Faz-1 çalışmasının tamamlandığını hatırlatan Aksoy, şunları söyledi:

    ”Veteriner Fakültesi Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi, üniversitemizin Aşı Geliştirme ve Uygulamaları Araştırmaları Müdürü Prof. Dr. Osman Erganiş hocanın ekibinin yürüttüğü, ‘Sars Cov-2’ virüsü izole ederek inaktif aşı çalışmasında Faz-1 tamamlandı. Faz-2 çalışmalarını ise üniversite hastanesinde çalışmalarına devam edecekler. Ayrıca Nadir Koçak hocamız da Türkiye’de ilk ve tek çalışması da mRNA aşı. Belki bugün Biontech aşısının bire bir aynısı, hatta bunun bir tık üstü. Biontech aşısı eksi 80 dereceye kadar korunabiliyor biliyorsunuz. Ancak bizim arkadaşlarımızın yaptığı aşı çalışmasında oda sıcaklığında korunabilen mutasyonlara karşı etkili, mRNA Türkiye’de çalışılan ilk ve tek aşı.”

    MUTASYONLARA KARŞI ALTYAPI ÇALIŞILIYOR

    Aşı çalışmalarının TÜBİTAK ile birlikte yürütüldüğünü belirten Aksoy, ”Aşı çalışmalarındaki gecikme, bu bizim kontrolümüzden çıktı. TÜBİTAK ile iş birliği halindeler. TÜBİTAK’ın gözetiminde yürütülüyor. Tahminim yeni mutasyonlara yönelik çalışmalar yeni mutasyonlara karşı altyapı çalışması yapıyorlar. Çalışmalar biraz daha geniş kapsamlı yürütüldüğü için her türlü varyasyona hazır halde bir çalışma yürütülsün isteniyor anladığım kadarıyla” dedi.

    Faz-2 çalışmasına geçilen aşıdaki gecikmenin bürokratik engeller olduğunu ifade eden Aksoy, ”Faz çalışmaları için bir yer tahsis edilmiş; ancak bu yerde de ruhsat yoktu. Bizim gecikmemizin asıl nedeni bürokratik engellerle birlikte çeşitli üniversitelere araştırmacılarımızı göndermemizden kaynaklanıyor. İlk klinik uygulamaları için bu tür faz çalışmaları için tüm altyapıyı hazırlayalım, ruhsatlarını alalım ve bütün araştırmacılarımız son aşamaya kadar sıfırdan bütün aşamalarını üniversite bünyesinde tamamlasın istiyoruz. Bu çalışmaları da biz teşvik ediyoruz ve tüm birimlerimiz akredite olsun istiyoruz” dedi.

  • Konya’da can pazarı: 1 Rus turist öldü

    Konya’da can pazarı: 1 Rus turist öldü

    Konya’da Nisan ayında yağan kar kazalara neden oldu. Konya – Aksaray yolunun 2 farklı noktasında, buzlanma ve tipi nedeniyle 2 tur otobüsü devrildi. 1 Rus turist ölürken, çok sayıda yaralı var.

    İlk kaza, saat 07.00 sıralarında, Konya- Aksaray kara yolunun 40’ıncı kilometresinde meydana geldi. İzmir’den Kapadokya’ya yerli turistleri taşıyan Özkan Acar yönetimindeki otobüs buzlanma ve tipi nedeniyle kontrolden çıkıp, devrildi.

    Kazada 36 yolcudan 13’ü, yaralandı. Yaralılar, ihbarla gelen sağlık görevlilerince ambulanslarla kentteki hastanelere kaldırıldı. Tedaviye alınan yaralıların sağlık durumunun iyi olduğu belirtildi.

    İkinci kaza ise saat 09.30 sıralarında, Konya- Aksaray kara yolunun 30’uncu kilometresinde meydana geldi.

    Antalya’dan Kapadokya’ya Rus turistleri taşıyan Cavit Yücesan’ın kullandığı otobüs, yine buzlanma ve tipi nedeniyle devrildi.

    32 Rus yolcunun bulunduğu otobüste çok sayıda kişinin yaralandığı belirtildi. Yaralılar, sağlık görevlilerince ambulanslarla hastanelere götürüldü.

    Kazada Rus Elena Avtaıkına (43) yaşamını yitirdi.

    Kaza sonrası yaralılar, yoldan geçen sürücülerin çekiçle camı kırması sonucu otobüsten çıkabildi.

    Kazanın şokunu atlatamayan yaralı turistlerin, birbirlerine sarılarak, teskin ettiği görüldü.

  • Konya’da askeri eğitim uçağı düştü: 1 şehit

    Konya’da askeri eğitim uçağı düştü: 1 şehit

    Konya’nın merkez Karatay ilçesinde gösteri uçağı düştü, olay yerine sağlık ve itfaiye ekipleri sevk edildi. Askeri eğitim uçağının 3. Ana Jet Üs Komutanlığı yakınlarında düştüğü belirtilirken, AFAD ve arama-kurtarma ekipleri bölgeye gidiyor.

    Milli Savunma Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada: “Konya’da eğitim uçuşu yapan Hava Kuvvetlerimize ait bir NF-5 uçağımız saat 14.15’te henüz bilinmeyen bir nedenle kaza kırıma uğramıştır. Konuyla ilgili gerekli inceleme başlatılmıştır. Konya’da eğitim uçuşu sırasında kaza kırıma uğrayan Hava Kuvvetlerimize ait NF-5 uçağımızın pilotu şehit olmuştur. Kahraman Pilotumuza Allah’tan rahmet, kederli ailesine, Türk Silahlı Kuvvetlerimize ve Yüce Türk Milletine başsağlığı ve sabır dileriz.” ifadelerine yer verildi.

    Ayrıntılar geliyor…

  • Annesini cezalandırmak için kız kardeşini öldürdü

    Annesini cezalandırmak için kız kardeşini öldürdü

    Konya’da şizofreni hastası ağabeyi Soner B.’nin (25), boğazını kesip, vücudunun çeşitli yerlerinden bıçaklayarak öldürdüğü Yağmur B.’nin (15) cinayeti ile ilgili ayrıntılar ortaya çıktı. Yağmur’u ders çalıştığı sırada öldürdüğü belirlenen Soner B.’nin ilk ifadesinde ”Annem, sürekli kaymakamlığa müracaat edip benim hastaneye yatırılmamı istiyordu. Ömrü boyunca evlat acısı çeksin diye kardeşimi öldürdüm” dediği ortaya çıktı. Soner B.’nin dün getirilidiği hastaneden “Beni zorla getirdiler. Ayrılmak istiyorum” diyerek tedaviyi kabul etmediği ve kaçtığı belirlendi. Soner B.’nin 7 Mart’ta ‘#Kadınaşiddetehayır’ mesajı paylaştığı da ortaya çıktı.

    Olay, dün saat 18.00 sıralarında merkez Selçuklu ilçesi Selahattin Eyyübi Mahallesi Gençtürk Sokak’ta meydana geldi. Akşam saatlerinde eve gelen aile fertleri, Yağmur B.’nin kapıyı açmaması ve kilitli olması nedeniyle endişelenerek polise haber verdi. İhbar üzerine gelen ve çilingirle eve giren polis, Buhari İmam Hatip Lisesi 1’inci sınıf öğrencisi Yağmur B.’yi boğazı kesilmiş ve vücudunun çeşitli yerlerinden bıçaklanmış halde buldu. Kanlar için yatan Yağmur B.’nin yapılan kontrolde yaşamını yitirdiği belirlendi. Olay yerinde yapılan incelemede Yağmur’un ders çalıştığı sırada öldürüldüğü anlaşıldı.

    YAĞMUR’U ŞİZOFRENİ HASTASI AĞABEYİ ÖLDÜRMÜŞ

    Polis ekiplerince Yağmur’un ölümünü hakkında çalışma başlatıldı. Yapılan araştırmada Yağmur’un ağabeyi Soner B.’nin şizofreni hastası olduğu, tedavisi için dün Konya Şehir Hastanesi’ne kaldırıldığı ancak buradan kaçtığı belirlendi. Araştırmalarını bu yönde yoğunlaştıran polis, Yamur’u ağabeyi Soner B.’nin öldürdüğünü tespit etti. Olaydan sonra kaçan ve bir süre sonra eve gelen Soner B., polis ekiplerince gözaltına alındı.

    ‘ANNEM BENİ HASTANEYE YATIRMAK İSTİYORDU, CEZALANDIRMAK İSTEDİM’

    Soner B.’nin poisteki ilk ifadesinde, “Annem, sürekli kaymakamlığa müracaat edip benim hastaneye yatırılmamı istiyordu. Cezalandırmak için kız kardeşimi öldürdüm. Ömrü boyunca evlat acısı çeksin diye kardeşimi öldürdüm” dediği öğrenildi.

    HASTANEDE TEDAVİ OLMAK İSTEMEMİŞ

    Soner B.’nin ağustos ayında Beyhekim Devlet Hastanesi’nde ‘şizofren’ tanısıyla tedavi gördüğü belirlendi. Dün de ailesinin istediği üzerine polis eşliğinde ambulansla Konya Şehir Hastanesi Acil Servisi’ne kaldırılan Soner B.’nin, sevk edileceği Beyhekim Devlet Hastanesi’ne yatırılıp tedavi görülmesi kararını “Beni zorla getirdiler. Hastaneden ayrılmak istiyorum. Tedavi olmayacağım. Ben yatmak istemiyorum” diyerek kabul etmediği ortaya çıktı. Tedaviyi kabul etmediği için de acil servis görevlilerince tutanak imzalatılan Soner B.’nin bu işlemleri devam ettiği sırada görevlileri haber vermeden hastaneden kaçtığı belirlendi.

    İl Sağlık Müdürlüğü de Soner B.’nin hastaneden kaçmasıyla ilgili inceleme başlattı.

    YAĞMUR’DAN GERİYE KAPI ÖNÜNDEKİ AYAKKABISI KALDI

    Ders çalışırken ağabeyi tarafından öldürülen Yağmur’dan geriye kapı önündeki ayakkabıları kaldı. Öte yandan, Soner B.’nin 7 Mart’ta ‘#Kadınaşiddetehayır’ mesajı paylaştığı ortaya çıktı.

     

  • Anadolu’nun ilk kilisesi: Aya Elenia

    Anadolu’nun ilk kilisesi: Aya Elenia

    Konya’da, 5 bin yıllık Rum köyü olarak bilinen Sille Mahallesi’ndeki Aya Elenia Kilisesi, Anadolu’nun ilk kiliselerinden biri olarak biliniyor. Restore edilmesinin ardından müze olarak kullanılan ve Bizans İmparatoru Constantinus’un annesi Helena tarafından yaptırıldığını belirten kilise rehberi Nevzat Demirbaş, “Aya Elenia Kilisesi’nin kitabesinde ‘Ecclesia’ (kilise) şeklinde anlatılıyor. Aya Elenia Kilisesi, bir yerden dönüştürülmemiş, sıfırdan inşa edilen ilk kilisedir” dedi.

    Kent merkezinin 8 kilometre kuzeybatısında yer alan ve 5 bin yıllık tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapılan Sille Mahallesi’nin her köşesinde Roma, Bizans, Anadolu Selçuklu, Karamanoğlu Beyliği ve Osmanlı’nın izleri bulunuyor. Tarih boyunca medeniyetlerin üzerinde yaşadığı bölgede ilk yerleşimin Neolitik Çağ’a kadar uzandığı düşünülüyor. Rum köyü olarak da bilinen mahalledeki Aya Elenia Kilisesi ise Anadolu’daki ilk kiliselerden biri olarak biliniyor. Selçuklu Belediyesi tarafından restore edilen ve şu an müze olarak kullanılan kilisenin rehberi Nevzat Demirbaş, “Aya Elenia Kilisesi, milattan sonra 327 yılında kurulan bir kilisedir. Constantinus’un annesi Helena tarafından Kudüs yolcuğu sırasında yaptırılıyor. Sille, kral yolu üzerinde bulunan bir yerleşim, burada erken Hristiyanlık yaşamı için 327 yılında burayı inşa ettirir. 11’inci yüzyıldan sonra Sille’nin önemi artar ve Aya Elenia Kilisesi, Hristiyanlık dünyası için merkez haline gelir. Dini konular için sıkıntısını çözmek isteyen Hristiyanlar buraya gelmeye başlar” diye konuştu.

    İLK PROTEZ HASTANESİ

    Birinci Dünya Savaşı sırasında başka kiliseler de olması nedeniyle Aya Elenia Kilisesi’nin hastaneye dönüştürüldüğünü söyleyen Demirbaş, “Kitabesi burada sergilenmektedir, ‘Sıhhiye kalemi’ diye yazıyor. Burası o dönemde medikal hastanesine çevrilip protez üretmeye başlar. 1923 yılında mübadele ile birlikte Aya Elenia Kilisesi ibadete kapatılır” dedi.

    Aya Elenia Kilisesi’nin, Roma’nın Hristiyanlığı serbest bırakmasından 3 yıl önce inşa edildiği bilgisini veren Nevzat Demirbaş, “Anadolu’da çeşitli yerler vardır; mağaradan kiliseye dönüştürülmüş. Hatay-Antakya’daki tarihi Saint Pierre Kilisesi gibi. Bu tür yerler mağarayken, geçiş döneminde kiliseye dönüştürülen yerler. İsimleri de kiliseden ziyade ‘kenise’ şeklinde adlandırılır yani ‘ibadet için toplanılmış’ yer anlamına gelir. Aya Elenia Kilisesi’nin kitabesinde ise ‘Ecclesia’ (kilise) şeklinde anlatıyor. Aya Elenia Kilisesi bir yerden dönüştürülmemiş, sıfırdan inşa edilen ilk kilisedir” diye konuştu.