Etiket: Konya

  • Kadir Şeker 12 yıl hapis cezasına çarptırıldı

    Kadir Şeker 12 yıl hapis cezasına çarptırıldı

    Konya’da, sevgilisi Ayşe Dırla’yı (35) dövdüğü öne sürülen Özgür Duran’ı (32), engel olmak isterken kalbinden bıçaklayarak öldürdüğü gerekçesiyle tutuklu yargılanan Kadir Şeker (20), suçu haksız tahrik altında işlediği gerekçesiyle ‘kasten adam öldürme’ suçundan 15 yıl hapse çarptırıldı. Duruşmadaki iyi halini göz önünde bulunduran mahkeme, cezayı 12,5 yıla indirdi.

    Olay, 5 Şubat akşamı, Selçuklu ilçesi Yeni İstanbul Caddesi Piri Reis Parkı’nda meydana geldi. Antalya’dan Konya’ya gelip yerleşen Ayşe Dırla ve Özgür Duran çifti arasında birlikte yaşadıkları evde tartışma çıktı. Ayşe Dırla evden çıkıp, parka geldi. Peşinden parka gelen Özgür Duran, iddiaya göre sevgilisiyle tartışmasını sürdürdü. Tesadüfen parktan geçen Kadir Şeker de kadının dövüldüğünü sanıp olaya müdahale etmek istedi. Çıkan arbedede, Şeker’in elindeki bıçak, Duran’ın kalbine isabet etti. Özgür Duran, hayatını kaybederken, tıp fakültesinde okumak için üniversite sınavına hazırlanan Kadir Şeker, gözaltına alındı. Adliyeye sevk edilen Şeker, çıkarıldığı mahkemece ‘kasten adam öldürme’ suçundan tutuklandı.

    18 YILA KADAR HAPSİ İSTENDİ

    Soruşturma sonunda Kadir Şeker hakkında, ‘kasten adam öldürme’ suçundan iddianame düzenledi. İddianamede, yargılamanın ömür boyu hapis cezası istemiyle yapılması, verilecek cezanın ise tahrik indirimiyle 12 yıldan 18 yıla kadar olması talep edildi. Ayrıca, ‘yasak bıçaklar ve diğer aletlerle ilgili suçlar ve cezaları’ kapsamında 6 aydan 1 yıla kadar hapis cezası verilmesi istendi. Konya 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanan Şeker hakkında Cumhuriyet Savcısı da 16 Eylül günü görülen 3’üncü duruşmada verdiği mütalaasında iddianameye bağlı kalarak suçun ağır tahrik altında işlendiğini belirterek, ‘kasten adam öldürme’ cezasının en alt sınırdan, tahrik indiriminin de en üst sınırdan verilmesi talep edildi.

    KADİR ŞEKER DURUŞMAYA SALONA GELEREK KATILDI

    4’üncü kez hakim karşısına çıkan ve daha önceki duruşmalara tutuklu bulunduğu cezaevinden SEGBİS ile katılan Kadir Şeker, bu kez salonda hazır bulundu. Her iki tarafın ailelerin de katıldığı duruşmada ilk olarak öldürülen Özgür Duran’ın, avukatları mütalaaya karşı savunma yapıp, ‘haksız tahrik uygulanacaksa’ da en alt sınırdan uygulanması gerektiğini belirtti.

    Özgür Duran’ın babası Cengiz Duran da Kadir Şeker’in cezalandırılmasını talep etti.

    Özgür Duran’ın annesi Mübeyyen Güner ise, ”Kadir Şeker’e soruyorum. Neden elinde bıçakla geldin oraya? Benim 8 aydır ciğerim yanıyor. Benim oğlum gaspçı değil, satıcı değil. Benim çocuğumun yuva kurma hayali vardı. Onu da Kadir Şeker elinden aldı. Oğlum 2 gün önce rüyama girdi. ‘Anne ben o çocuğa kendimi ifade edemedim. O çocuğa sor, neden bıçakla üstüme gelmiş’ dedi. En ağır cezayı almasını istiyorum” diye konuştu.

    Kadir Şeker’in avukatları da mütalaaya karşı gelip, olayda kasıt olmadığını, Kadir Şeker’in şiddet görmek üzere olan bir kadına yardıma koştuğunu ve olayda da Özgür Duran’ın boynunu sıktığını belirtti.

    Savunmaların ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti, Kadir Şeker’e ‘Kasten adam öldürme’ suçundan önce müebbet hapis cezası verdi. Ardından bu cezayı, suçu haksız tahrik altında işlediği gerekçesiyle 15 yıla indirdi. Duruşmadaki iyi halini göz önünde bulunduran mahkeme, cezayı 12,5 yıla indirdi.

  • 71 yaşındaki kadın 1 ay bitkisel hayatta kaldı, yaşama tutundu

    71 yaşındaki kadın 1 ay bitkisel hayatta kaldı, yaşama tutundu

    Konya’da Hamiyet Yıldırım (71) kalp kapakçığının çürümesiyle, beynine pıhtı atması sonucu yürüme ve konuşma yetisini kaybetti. Ameliyat sonrası yaklaşık 1 ay bitkisel hayatta kalan Yıldırım, yeni kalp kapakçığı ile tekrar yürüyüp konuşmaya başladı.

    Akşehir ilçesinde, kalp kapakçığının çürümesiyle, beynine pıhtı atması sonucu vücudunun sağ tarafı felç olan ve konuşma yetisini kaybeden Hamiyet Yıldırım, Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ndeki müdahale sonrası yaklaşık 1 ay bitkisel hayatta kaldı. Hamiyet Yıldırım’ın, gerçekleştirilen operasyonla kalp kapakçığı değiştirilerek kalbindeki enfeksiyon giderildi ve kalp damarlarına by-pass yapıldı. Yıldırım, felç riskini atlatıp tekrar yürümeye ve konuşmaya başladı.

    ‘UMUDU YİTİRMEDİK’

    Hamiyet Yıldırım’ın tedavisini gerçekleştiren Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Büyükateş Hamiyet Yıldırım’ın başarılı bir operasyon geçirmesine rağmen ameliyat sonrası hiç uyanmadığını, yaklaşık bir ay derin bitkisel hayatta kaldığını söyledi. Bu sırada hastadan umudu kesmediklerini anlatan Prof. Dr. Büyükateş şöyle konuştu:

    “Sürekli hastanın tedavisi ve bakımı yapıldı. Boğazından delik açılarak solunum cihazına bağlandı. Midesine indirilen hortumla beslenmesi ve damar yolundan beslenmesi sağlandı. Hastanın birkaç defa MR ve tomografisi çekildi. Ameliyat öncesi ve sonrası beyinde farklı, yeni bir hadisenin olmadığı izlendi. Fakat bitkisel hayat süreci, derin koma tablosu hiçbir şekilde izah edilemedi. Nöroloji tarafından da defalarca değerlendirilmesine rağmen hasta bir uyanıklık ve beyin fonksiyonu belirtisi göstermedi. İlginç olan, hasta bir ay sonra kendiliğinden gözlerini açtı. Uyanıklığı yavaş yavaş başladı. Zaman içinde de söylenen sözleri anlamaya başladı. Hastayı fizik tedavi ile rehabilitasyona aldık. Hasta, Allah’a şükür bugün ikinci ayında, konuşması düzelmeye başladı. Sağ tarafındaki felci tamamen düzeldi. Kalpteki problem tamamen giderildi. Hastamız bugün kendisi ayağa kalkıp yürüyebilmekte, beslenebilmekte. Evine taburcu olacak duruma geldi. Hastamız, iki aylık çok ciddi bakım ve tedavi neticesinde bitkisel hayattan yeniden hayata bağlanmış oldu.”

    ‘SABRETTİK, SONU SELAMETE ÇIKTI’

    Annesi için hiçbir zaman umudunu yitirmediğini anlatan Hamiyet Yıldırım’ın kızı Tülin Özbudak, “İyi bir ameliyat gerçekleştirildi. Annemiz ameliyat sonrasında bir ay hiç uyanmadı, bitkisel hayatta kaldı. Şükürler olsun uyandı ve şimdi çok iyiyiz. Emeği geçen tüm sağlık personelinden Allah razı olsun. Sabrımızın sonu selamete çıktı” dedi.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan gençlere seslendi

    Cumhurbaşkanı Erdoğan gençlere seslendi

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ”Türkiye olarak tüm imkanlarımızla tüm kalbimizle dost ve kardeş Azerbaycan’ın yanındayız ve yanında olacağız. İnşallah Karabağ işgalden kurtulana kadar bu mücadele sürecektir” dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, toplu açılış töreninde, gençlere seslendi. Erdoğan, “Gençlerimize her türlü desteği vermeye, katkıyı yapmaya, altyapıyı kurmaya hazırız. Maziden atiye kuracağımız köprünün en son ve en sağlam ayağı sizler olacaksınız. Türkiye’nin size, sizin enerjinize, gayretinize, cesaretinize, üretkenliğinize ihtiyacı var.” dedi.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, eşi Emine Erdoğan ile birlikte toplu açılış törenine katılmak için Konya’ya geldi. Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ve kent protokolü tarafından havalimanında karşılanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, cuma namazını Sultan Selim Camii’nde kıldı ardından caminin yanındaki Mevlana Müzesi’ni ziyaret etti. Erdoğan, daha sonra aralarında 421 bin 566 metrekare kapalı alana sahip 1250 yataklı Konya Şehir Hastanesi, lojistik merkezi ve çevre yolunun 1’inci etabının da olduğu projelerin toplu açılış törenine katıldı. Konya Şehir Hastanesi’nde yapılan törende Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, eşi Emine Erdoğan, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu eşlik etti.

    Sağlık Bakanı Koca, Konya ve Ankara başta olmak üzere salgının artış gösterdiği illerde son 1 ayda düşüşler olduğunu söyledi. Bakan Koca, “Bildiğiniz gibi geçtiğimiz ay içinde başta Ankara ve Konya olmak üzere Anadolu’nun birçok yerinde hasta sayılarında önemli artışlar oldu.

    Son 1 aydır Anadolu’muzun çeşitli illerinde bölge değerlendirmeleri yaptık. Bütün sağlık teşkilatımız özveriyle uğraş verip bu gidişi durdurmayı başardı. Gördük ki alınan tedbirlerle hasta sayılarımız kısa sürede azalıyor. Bu da gösteriyor ki salgının üstesinden gelmek bizim elimizde. Bunu milletçe hep birlikte mücadele vererek başarabiliriz” dedi.

    ‘YATAKLARIN YÜZDE 44’Ü, YOĞUN BAKIMLARIN YÜZDE 65’İ DOLU’

    Türkiye genelindeki hastane doluluk oranlarını da açıklayan Bakan Koca, “Hasta sayısı son 3 hafta içinde yarıdan fazla azaldı. Bunu, hastanelerimizdeki yoğunluğun azalışından da anlamak mümkündür. Şu anda şehrimizde yatak doluluk oranımız yüzde 46, yoğun bakım yataklarımızın doluluk oranı yüzde 69, ventilatör doluluk oranımız yüzde 25. Türkiye genelinde de düşüşlerimiz devam ediyor. Yataklarımızın yüzde 44’ü, yoğun bakımlarımızın yüzde 65’i dolu. Sağlığa yapılan yatırımların, güçlü altyapımızın ve fedakarca çalışan sağlıkçılarımızın sayesinde salgınla mücadeleyi birçok ülkeden daha etkili yürüttüğümüze inanıyorum” diye konuştu.

    TÜRKİYE’Yİ KUŞATMA ALTINA ALMAYA ÇALIŞTILAR

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Konya Şehir Hastanesi’nin şehir hastaneleri arasındaki önemli projelerden biri olduğunu söyledi. Erdoğan, Konya Şehir Hastanesi’nin geçen ay 100 bine yakın kişiye hizmet verdiğini hatırlattı. Erdoğan, Türkiye’nin kuşatma altına alınmaya çalışıldığını belirterek, şunları söyledi:

    ”Dünyayı meşgul eden kriz alanlarının neredeyse tamamına yakını ülkemizin etrafından yer alıyor. Suriye’den Akdeniz’e ve Kafkaslar’a kadar uzanan kriz noktalarını birleştirdiğinizde ortaya çıkan bu tablo, Türkiye’nin açık bir şekilde kuşatma altına alınmaya çalışıldığıdır. Biz bu oyunu çok önceden gördük. Bir yandan ülkemizin bütünlüğünü, milletimizin birliğini korurken diğer yandan bu kuşatmayı yaracak adımları birer birer hayata geçirdik. Sadece bununla birlikte kalmayıp, ‘Dünya 5’ten büyüktür’ çıkışımızla küresel sistemi adeta bloke edenlere bunun o kadar kolay olmayacağı mesajını verdik. Önce ülkemizi dikkate almayarak, sözlerimize kulaklarını kapatarak, gayretlerimizi küçümseyerek, eski alışkanlıklarını sürdürmeye çalışanlar sonunda kazın ayağının öyle olmadığını gördüler. Bugüne kadar ne dediysek yaptık ne söylediysek arkasında durduk. Bu kararlı tutumumuz karşısında uluslararası toplumun tüm aktörleri, bölgesel ve küresel denklemlerde Türkiye’yi hesaba katmak zorunda kalmıştır. Artık hem sahada hem masada asli yerini olan bir ülke durumundayız. Elbette bunun bir bedeli olur. Kimi zaman terör örgütleriyle kimi zaman ekonomik tuzaklarla kimi zaman uluslararası baskılarla bizi yolumuzdan döndürmeye çalıştılar. Allah’ın yardımı ve milletimizin desteğiyle bu yoldan dönmedik, dönmeyeceğiz. Hep söylediğimiz gibi başaramadılar, başaramayacaklar.”

    ‘8 BİN 200 KİLOMETREKARELİK ALANI KONTROL ALTINDA TUTUYORUZ’

    ”Sınırlarımıza dayanan vatan topraklarına gözlerini dikenlere cevabı mücadeleyi sınırlarımızın ötesine taşıyarak verdik” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

    “Bugün Suriye’de 8 bin 200 kilometrekarelik alanı kontrol altında tutuyoruz. Bunu keyiften yapmadık, zevkten yapmadık. Aslında sadece oralardan yapılacak saldırıları ta merkezinde kontrol altında almak için yaptık. Hala Suriye toprakları üzerinde terör adacıkları oluşturarak ülkemize tehdit hesabı yapanlar artık bu oyunun başarı şansının kalmadığını görmelidirler. Ülkemizde tehdit oluşan her yer bizim için hareket alanıdır. Benzer bir oyunu Akdeniz’de oynamak istediler. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti deniz sahasının ardından Libya ile vardığımız anlaşma sayesinde Doğu Akdeniz’in önemli bir bölümünü meşru faaliyet alanımız haline dönüştürdük. Bu haliyle Karadeniz’de keşfettiğimiz doğal gaz rezervi hem emeklerimizin karşılığını almayı hem de millet olarak moral bulmamızı sağladı. Doğu Akdeniz’deki tartışmalarda ülkemize kurusıkı tehditlerle içi boş şantajlarla geri attıramayanlar nihayet diyalog çağrılarımıza kulak vermek zorunda kaldı.”

    ‘KARABAĞ İŞGALDEN KURTULANA KADAR MÜCADELE SÜRECEK’

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye olarak Azerbaycan’ın yanında olduklarını belirtip, ”Doğu Akdeniz’de sular durulmamışken bu defa Kafkasya’da kritik gelişmeler yaşanmaya başladı. Ermenistan, aşağılık katliamlarla işgal ettiği Karabağ sorunu çözülmemişken yeniden Azerbaycan topraklarına saldırdı. Ama bu defa kardeş Azerbaycan devleti hem kendi topraklarını savunmak ve hem işgal altındaki Karabağ’ı kurtarmak üzere büyük bir hareket başlattı. Şu ana kadar cephede başarıyla ilerleyen Azerbaycan ordusu pek çok yeri işgalden kurtardı. Türkiye olarak tüm imkanlarımızla tüm kalbimizle dost ve kardeş Azerbaycan’ın yanındayız ve yanında olacağız. İnşallah Karabağ işgalden kurtulana kadar bu mücadele sürecektir” diye konuştu.

    Ekonomik gelişmelere de değinen Erdoğan, ”Salgının etkisiyle ikinci çeyrekte biraz durakladık. Şimdi üçüncü çeyrekle ilgili her gün güzel haberler alıyoruz. Dün eylül ayı ihracatımızın 16 milyar doların üzerine çıkarak xumhuriyet tarihinin rekorunu kırdığı müjdesini milletimizle paylaştık. Bugün de otomotiv satışlarının 90 binin üzerine çıkarak yine tüm zamanların rekorunu kırdığını görüyoruz. Ayrıca organize sanayi bölgelerimizdeki elektrik tüketimi de geçtiğimiz ay yılın rekorunu kırdı” dedi.

    ERDOĞAN’DAN GENÇLERE ÇAĞRI

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, toplu açılış töreninde, Konya’ya son 18 yılda 60 milyarlık yatırım yapıldığını belirterek, bu yatırımları anlattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Son 18 yılda Konyalı çiftçilerimize 9,7 milyar liralık tarımsal destek verdik. Ama ana muhalefetin başındaki zat ‘Çiftçilerimize bir şey verilmiyor. Çiftçilerimiz yalnız kaldı’. İnsafın kurusun. Bizim ne yaptığımızdan senin haberin yok. Şöyle gel, bu yollardan dolaş, bak. Yüksek hızlı trende neler oluyor, Ankara- Konya arasında neler oluyor bir bak; ama işlerine gelmez. Sağ olsun Konya da toplamda 24,2 milyar liralık hayvansal ve bitkisel üretimle ülkemizin tarım başkenti olduğunu tescil etti” dedi.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, savunma sanayisini güçlendirmek için gelecek yıl Konya’da Türkiye Silah Test Merkezi’nin kurulacağını belirtti. Gençlere seslenen Erdoğan, şöyle konuştu:

    ”Gençler, lütfen şimdiden ülkemizin 2053 vizyonunu şekillendirmek suretiyle çalışmaya başlayın. Sizlerin de gördüğü gibi zaman hızla akıp gidiyor. Göz açıp, kapayana kadar zaten 2023’e ulaşmış olacağız. Ülkemizin ondan sonraki rotasını, içini gençlerimizin dolduracağı 2053 vizyonu belirleyecek. Biz bu konuda gençlerimize her türlü desteği vermeye, katkıyı yapmaya, altyapıyı kurmaya hazırız. Maziden atiye kuracağımız köprünün en son ve en sağlam ayağı sizler olacaksınız. Türkiye’nin size, sizin enerjinize, gayretinize, cesaretinize, üretkenliğinize ihtiyacı var.”

    Erdoğan’ın konuşmasının ardından Konya Şehir Hastanesi ile diğer yatırımların açılışı yapıldı.

  • Sevgilisini öldüren kadın: O beni öldürecekti

    Sevgilisini öldüren kadın: O beni öldürecekti

    Konya’da birlikte yaşadığı sevgilisi Yunus Bozdağ’ı (26) bıçaklayarak öldüren Muradiye K. (29) adliyeye sevk edildi. Pişman olduğunu belirten Muradiye K., “Onu öldürmek gibi bir niyetim yoktu. Onu beni öldürecekti. Annemi darbettiler. Ben o bıçağı kendimi korumak amaçlı aldım” dedi.

    Olay, dün saat 23.00 sıralarında merkez Selçuklu ilçesi Selahattin Eyyübi Mahallesi Buhari Sokak’ta meydana geldi. Fırıncılık yapan evli Yunus Bozdağ, eşinden boşanmış, 1 çocuk annesi meslektaşı Muradiye K. ile 2 ay önce birlikte yaşamaya başladı. Çift, yaklaşık 20 gün önce evdeki eşyaların paylaşımı nedeniyle tartıştı. Muradiye K.’nin 11 Eylül günü polise şikayeti üzerine Bozdağ hakkında 1 ay uzaklaştırma kararı alındı. Karardan 3 gün sonra çiftin barışması üzerine Muradiye K., polis merkezine giderek şikayetinden vazgeçti. Bunun üzerine Bozdağ’ın uzaklaştırma kararı kaldırıldı. Muradiye K., iddiaya göre dün akşam evdeki eşyalarını almak için annesi Döndü K. ve kız kardeşi Fatma K. ile birlikte eve geldi.

    YERE YATIRIP TEKMELEMİŞ

    Çift arasında eşyaların paylaşımı konusunda evin önünde tartışma çıktı. Tartışma sırasında Yunus Bozdağ, Muradiye K.’yi yere yatırarak dövmeye başladı. Bunun üzerine çantasında bulunan bıçağı çıkartan Muradiye K., Bozdağ’a doğru bıçağı savurdu. Kalbinden bıçaklanan Yunus Bozdağ, olay yerinde hayatını kaybetti. Elinde bıçakla olay yerinde bekleyen Muradiye K. ise suç aleti bıçakla birlikte polise teslim oldu.

    ‘O BENİ ÖLDÜRECEKTİ’

    Muradiye K., emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi. Basın mensuplarının “Neden öldürdünüz” sorusuna Muradiye K., “Onu öldürmek gibi bir niyetim yoktu. O beni öldürecekti. Annemi dövdüler. Ben o bıçağı kendimi korumak amaçlı aldım. Pişmanım” dedi.

  • Aybüke’nin ölümüne neden olan sürücü: Vicdan azabı duyuyorum

    Aybüke’nin ölümüne neden olan sürücü: Vicdan azabı duyuyorum

    Konya’da kırmızı ışıkta beklerken çarptığı otomobildeki 2 yaşındaki Aybüke Kurt’un ölümüne neden olan Emel Gümüş’ün (50) tutuklandığı hakimlikte vicdan azabı duyduğunu söyleyerek, “Çok üzgünüm. Ben de anneyim. Hatalıyım, kabul ediyorum. Kalp ve şeker hastalığım var. Evde 19 yaşında oğlum var, bakımıyla ben ilgileniyorum. Çok büyük vicdan azabı duyuyorum” savunması yaptığı ortaya çıktı.

    Kaza, 4 Eylül sabahı, Selçuklu ilçesi Yeni İstanbul Yolu üzerindeki Cumhuriyet Polis Merkezi önündeki kavşakta yaşandı. Samet Kurt (31), 42 CRL 81 plakalı otomobiliyle kırmızı ışıkta durdu. Ancak arkadan gelen Emel Gümüş’ün kullandığı 34 AAN 361 plakalı otomobil, Kurt’un aracına çarptı. 4 aracın karıştığı zincirleme kazada Samet Kurt, eşi Teslime Kurt (28) ve bebek koltuğundaki 2 yaşındaki Aybüke Kurt yaralandı. Yoldan geçen bir doktorun ilk müdahalesini yaptığı Aybüke ve diğer yaralılar, ambulanslarla Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne kaldırıldı. Samet-Teslime Kurt çifti yapılan tedavilerinin ardından taburcu edilirken, beyin kanaması geçiren Aybüke, yoğun bakım ünitesinde alındı. Küçük Aybüke, geçen salı akşamı tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti.

    ALKOLLÜ VE EHLİYETSİZ

    Kazanın ardından gözaltına alınan ve bir mühendislik firmasının ortağı olan sürücü Emel Gümüş’ün ise ehliyetsiz ve 1.20 promil alkollü olduğu halde araç kullandığı ortaya çıktı. Emel Gümüş’ün kazadan bir hafta önce alkollüyken hasarlı kazaya karıştığı, ehliyetine 6 ay süreyle el konulduğu, son kazadaki aracın ise kiralık olduğu tespit edildi. Polisteki ifadesinde, ”Alkollü ve ehliyetsiz araç kullanmanın suç olduğunu biliyorum ancak işlerimi takip edebilmek için araç mecburen kullanıyorum” diyen Gümüş, sevk edildiği adliyede, adli kontrolle serbest bırakıldı.

    YENİDEN GÖZALTINA ALINIP TUTUKLANDI

    Gümüş’ün adli kontrolle serbest bırakılmasına Cumhuriyet başsavcılığı itiraz etti. Gümüş, yeniden gözaltına alınıp, sevk edildiği adliyede Konya 5’nci Sulh Ceza Hakimliği’nce ‘Bilinçli taksirle birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma’ suçundan tutuklandı.

    BÜYÜK VİCDAN AZABI DUYUYORUM

    Emel Gümüş’ün hakimlikteki savunması ortaya çıktı. Savunmasında olaydan dolayı vicdan azabı duyduğunu belirten Gümüş, “Olaylardan dolayı çok üzgünüm. Bu durumu kimse istemez. Ben de anneyim. Hatalıyım, kabul ediyorum. Kalp ve şeker hastalığım var. Evde 19 yaşında oğlum var. Kendisinin bakımıyla ben ilgileniyorum. Çok büyük vicdan azabı duyuyorum” dedi.

    AVUKATI:TUTUKLAMAYA SEVK ETMEK HUKUKA AYKIRIDIR

    Emel Gümüş’ün avukatı ise müvekkilinin tutuklamaya sevk edilmesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürdü. Avukat, “Müvekkilim daha önce 17 kez ameliyat geçirdi. Bu sebeple kendisinin cezaevinde kalması sağlık açısından tehdit oluşturmaktadır. Bakmakla yükümlü olduğu 19 yaşında bir oğlu vardır. Oğlu ile sadece müvekkilim ilgileniyor. Ortaya çıkan bir delil yoktur. Hiçbir delil yokken savcılığın tutuklamaya sevk etmesi hukuka aykırıdır. Müvekkil sabit ikametgah sahibidir. Kaçma şüphesi yoktur. Deliller büyük ölçüde toplanmıştır. Bu nedenle karartılma ihtimali bulunmamaktadır” ifadelerini kullandı.

    15 YILA KADAR HAPİS CEZASI İSTEMİYLE YARGILANACAK

    Öte yandan Minik Aybüke dün, Güneysınır ilçesinde gözyaşları içinde toprağa verildi. Koronavirüse yakalanan Samet-Teslime Kurt çifti kızlarının cenaze törenini, özel izinle polis eşliğinde uzaktan araç içinde izlemek zorunda kaldı.

    Kurt’un ailesinin avukatı İbrahim Cihat Tanrıkulu, Aybüke’nin ölümüyle suçun değiştiğini, Emel Gümüş’ün 2 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanmasının beklendiğini söyledi. Tanrıkulu, “Aybüke kızımız hayatını kaybetti. İtiraz üzerine şüpheli sürücü tutuklandı. Tutuklama kararının ne kadar yerinde olduğu bir kez daha görülmüş oldu. Yaralama olarak yürütülen soruşturma dosyası, bundan sonraki aşamada ‘taksirle insan öldürme ve birden fazla kişinin yaralanmasına sebebiyet verme’ üzerinden yürütülecek olup ağır ceza mahkemesinde, davanın açılmasını bekliyoruz. Şüpheli olarak alt sınırdan uzaklaşarak cezanın verilmesi ve kamuoyunun vicdanının rahatlaması noktasında ailenin ve minik Aybüke’nin haklarını savunmaya devam edeceğiz. Biz şüpheli şahsın tam kusurlu olarak kazaya sebebiyet vermekten dolayı Türk Ceza Kanunu kapmasında 2 ila 15 yıl arasındaki hapis cezası istemiyle yargılanacağı biliyoruz. Bu aşamada şüpheli şahsın alt sınırdan uzaklaşılarak yüksek bir ceza alması gerektiğini savunacağız” dedi.

  • Kadir Şeker için istenen ceza belli oldu

    Kadir Şeker için istenen ceza belli oldu

    Konya’da, Kadir Şeker’in, sevgilisi Ayşe Dırla’yı dövdüğü öne sürülen Özgür Duran’ı, engel olmak isterken kalbinden bıçaklayarak öldürdüğü iddiasıyla 19 yıla kadar hapis istemiyle yargılandığı davanın 3’üncü duruşma yapıldı.

    Duruşmada olay günü görevli bir polis memuru tanık olarak dinlendi. Duruşmaya katılmayan Suriye uyruklu Beşşar Şaban’ın, dinlenmesine gerek olmadığına karar verildi.

    Duruşmaya katılan öldürülen Özgür Duran’ın kardeşi Niyazi Remzi Duran, Kadir Şeker’den şikayetçi olduğunu belirterek, ”Maktul benim ağabeyimdir. Kadına şiddet uygulandığı söyleniyor ancak bunlar gerçeği yansıtmıyor. Mahkemeye ibraz edeceğim fotoğraflı belgelerden de anlaşılacağı üzere kadına şiddet yanlısı biri olmadığı, uyuşturucuya karşı olduğu açıkça görülecektir. Adaletin yerini bulacağını inanıyorum. Sanıktan şikayetçiyim” dedi.

    Özgür Duran’ın ailesinin avukatları, Adli Tıp raporunda Kadir Şeker’in vücudunda kabuk bağlamış 3 santimetrelik yara olduğunu belirterek, Kadir Şeker’e, daha önce bıçaklı bir kavgaya karışıp, karışmadıklarını sordu. Kadir Şeker de daha önce kavgaya karışmadığını belirtti.

    Avukatlar, Özgür Duran’ın Kadir Şeker’e yönelik ‘Seni bulacağım’ şeklinde ifade kullandığı ve bir kişinin, karşısındaki kişiye bunu söylemesi için tartışmanın yaşanması gerektiğini belirterek, sanığa yaşanan olayı tekrar sordu. Kadir Şeker de, ”Ben evime gidiyordum. Kadının sesini duyunca onun iyi olduğunu görmek istedim. Ben ona ağabey diye hitap ettim. Ama o bana ve aileme küfürler etti” dedi.

    ​Cumhuriyet Savcısı verdiği mütalaasında, iddianameye bağlı kalarak suçun ağır tahrik altında işlendiğini belirterek, ‘kasten adam öldürme’ cezasının en alt sınırdan, tahrik indiriminde en üst sınırdan verilmesini talep etti.

    Mahkeme heyeti Kadir Şeker’in tutukluluk halinin devamına karar verip, duruşmayı 14 Ekim tarihine erteledi.

    ‘MÜTALAAYI KABUL ETMİYORUZ’

    Duruşma sonrası açıklama yapan Kadir Şeker’in avukatlarından Konya Baro Başkanı Mustafa Aladağ, mütalaayı kabul etmediklerini ve savunma için süre istediklerini belirtti. Aladağ, şunları söyledi:”3’üncü celseyi bitirdik. Dosyamızda araştırılacak husus kalmamıştır. Tüm tanıklar dinlendi. Sayın savcılık makamı mütalaasını verdi. Mütalaa aynen iddianamede olduğu üzeredir. İlk söz olarak kabul etmediğimizi beyan ettik. Mütalaa ‘kasten adam öldürme’, ancak ağır haksız tahrik altında işlendiği hususlarda ceza talep edilmiştir. Bizler mütalaayı kabul etmedik ve savunma için süre istedik. Savunmamızı hazırlayacağız. Duruşmamız 14 Ekim tarihine ertelenmiştir. Kadir bir cani değildir, katil değildir. Kadir, asla ve asla birini öldürme gayesiyle hareket edecek evladımız değildir. Kadir’in annesine ve babasına yönelik çok ağır küfürlere rağmen bunu duruşmada ifade edemeyecek kadar yeterli aile terbiyesi almış ahlaklı ve yarınlara umutla bakan çocuğumuzdur. Kadir’in taraflarla bağlantısı yoktur. kadir, ağlayan bir kadın sesine kulak kabartmıştır. Kadir Şeker, kasten birini öldürecek yapıya sahip değil.”

  • Kovid-19’dan ölen tıp öğrencisinin adı parkta yaşatılacak

    Kovid-19’dan ölen tıp öğrencisinin adı parkta yaşatılacak

    Koranavirüs (Kovid-19) nedeniyle hayatını kaybeden Selçuk Üniversitesi (SÜ) Tıp Fakültesi 6. sınıf öğrencisi Merve Mercan’ın adı, üniversitesinin kampüs alanında inşa edilecek parkta yaşatılacağı bildirildi.

    Selçuk Üniversitesi’nden yapılan yazılı açıklamada, üniversitenin Alaeddin Keykubat yerleşkesinde, rektörlük binası ile Kampüs Camii arasında bir bölgede inşa edilecek parka “Merve Mercan” adının verileceği belirtildi.

    Parkın 45 bin 212 metrekare alana kurulacağı, içinde dinlenme alanları, yürüyüş yolları ile su yolunun yer alacağı ifade edilen açıklamada, Mercan’ın tıp fakültesinin onur öğrencisi olmasıyla ve çevresine örnek kişiliğiyle bilindiğine işaret edildi.

    Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde Kovid-19 nedeniyle yaklaşık 40 gün yoğun bakımda tedavi gören Mercan, 10 Eylül’de hayatını kaybetmişti.

  • İlkokul müdürleri koronavirüse yenik düştü

    İlkokul müdürleri koronavirüse yenik düştü

    Konya’da ilkokul müdürleri Metin Avcı ve Atilla Ayan koronavirüs nedeniyle hayatını kaybetti.

    Meram Dere Cumhuriyet İlkokulu Müdürü Metin Avcı ve Meram Şehit Ahmet Senih Durum İlkokulu Müdürü Atilla Ayan, koronavirüs tedavisi gördükleri hastanede hayatlarını kaybetti. Acı haberi sosyal medya hesabından duyuran İl Milli Eğitim Müdürü Seyit Ali Büyük, “Değerli müdürlerimizi kaybetmenin üzüntüsündeyiz. Meram Dere Cumhuriyet İO müdürümüz Metin Avcı ve Meram Şehit Ahmet Senih Durum İO müdürümüz Atilla Ayan’a Allah’tan rahmet, ailesi, yakınları ve camiamıza sabırlar diliyorum” dedi.

  • Koronavirüse yenik düşen tıp öğrencisi Merve Mercan toprağa verildi

    Koronavirüse yenik düşen tıp öğrencisi Merve Mercan toprağa verildi

    Konya’da koronavirüse yakalanarak hayatını kaybeden Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi 6’ncı sınıf öğrencisi 23 yaşındaki Merve Mercan toprağa verildi.

    Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisi Merve Mercan, 45 gün önce koronavirüs testi pozitif çıkınca, intern olarak görev yaptığı fakülte hastanesinde tedaviye alındı. Tedavisinden 5 gün sonra da immün (bağışıklık) yetmezliği teşhisi kondu. Yoğun bakım ünitesinde tedavi gören Merve Mercan, doktorların tüm müdahalesine karşın yaşam mücadelesini kaybetti. Genç doktor adayı Mercan’ın cenazesi dün İstanbul’a getirildi. Mercan’ın cenazesi Çekmeköy Gasilhanesi’ndeki işlemlerin ardından Beykoz Baklacı mezarlığında toprağa verildi. Anne Bediha Mercan’ın da sağlık teknikeri olduğu belirtilirken, cenaze işlemleri sırasında ayakta durmakta güçlük çektiği görüldü.

  • Konya’da 3 üniversite uzaktan eğitim kararı aldı

    Konya’da 3 üniversite uzaktan eğitim kararı aldı

    Konya’da Selçuk Üniversitesi, Necmettin Erbakan Üniversitesi ve Konya Teknik Üniversitesi ortaklaşa olarak 2020-2021 eğitim- öğretim yılı güz yarıyılının uzaktan eğitim olarak gerçekleştirilmesi yönünde karar aldı.

    Kentte eğitim veren 3 devlet üniversitesi, güz dönemi yarıyılı uzaktan eğitim sistemiyle gerçekleştirecek. Üniversitelerin ortaklaşa yaptığı açıklamada, Konya Pandemi Kurulu’nun şehre dair uyarılarıyla farklı senaryolar üzerinde yoğun çalışmalar yürütüldüğü ifade edildi. Mevcut veriler ve salgının seyrinin bir süre daha riskin devam edeceğini gösterdiğini belirten açıklamada,

    ”Bugün itibari ile Konya, ülkemizde salgının en yoğun yaşandığı şehirlerden birisi durumundadır. Ulaşım, barınma, yeme içme gibi öğrencilerimizle ilgili birçok alanın kullanımından kaynaklanacak yoğunluk, bulaş riskinin daha da artmasına sebep olabilecektir. Önümüzdeki yarıyılda, gribal enfeksiyonların artış gösterdiği kış mevsimine girilmesine paralel olarak pandeminin de artabileceği öngörülmektedir. Diğer taraftan, yüz yüze eğitim için gerek duyulan idari personelin, kamu kurumlarında esnek çalışma modelinin yürürlükte olduğu (bazı idari birimlerimizde pandemiye yakalanan personelimizin bulunması, temas halindeki diğer personelimizin de karantinada kalması gerektiği) göz önünde bulundurulduğunda yetersiz kalacağı ve sunulan hizmetin aksayacağı değerlendirilmektedir. Tüm bunlardan daha önemlisi, aileleri tarafından bizlere emanet edilen öğrencilerimiz başta olmak üzere, bütün akademik ve idari personelimizin sağlığı, aşağıdaki kararı almamızda en fazla dikkat ettiğimiz husus olmuştur. 2020-2021 öğretim yılı güz yarıyılında ön lisans, lisans ve lisansüstü tüm derslerin uzaktan öğretimle yürütülmesine karar verilmiştir” denildi.