Etiket: Konya

  • En büyük destekçileri savaştaki aileleri

    En büyük destekçileri savaştaki aileleri

    Konya’da eğitim gören Filistinli üniversite öğrencileri mezun olup mesleklerini aldıktan sonra ülkelerine dönüp Filistin’in geleceğine katkıda bulunma hayali kuruyor. Bu süreçte ise ailelerinin umutları onları motive ediyor.
    Eğitimlerine devam etmek için Selçuk Üniversitesi’ne gelen Filistinli öğrenciler, ülkelerinden uzakta olmanın hasretini yaşarken, Filistin için mücadele etmeye devam ediyorlar. Öğrenciler, eğitimlerini tamamlayarak vatanlarına dönüp Filistin’in geleceğine katkıda bulunma hayali kurarken, bu süreçte onları savaş içindeki aileleri motive ediyor.

    “Ailem savaşta olmasına rağmen bana destek çıkıyorlar”
    Amacının doktor olup ülkesine dönerek halka hizmet etmek olduğunu söyleyen Filistinli Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisi Fares Rajab, “Bizim ülkemizde bugüne kadar hep halkımız savaşta oldu. Oradaki sağlık personeli ve imkanlarımız her zaman yetersiz oluyor. Ben halkıma, vatanıma hizmet verecek iyi bir doktor olacağım. Vatanımıza, halkımıza biz hizmet etmezsek kim hizmet edecek. Bu bizim görevimiz olacak. Ben de bir şekilde ülkeme okulum bitince dönmeye çalışacağım.

    Türk halkı Filistin’i diğer vatanı gibi gördüğü için bize her zaman yardımcı olmaya çalışıyorlar. Bize her zaman soruyorlar eksiğimiz var mı diye, hatta bazı hocalarım gelip bana soruyorlar. Maddi ve manevi hocalarım bana çok destek oluyor. Ailem bana sürekli söyler ‘sen bizim tek umudumuzsun, sen iyi bir doktor olacaksın, okulun bittikten sonra buraya dönüp yardım edeceksin’ diye destek çıkıyor. Ailem savaşta olmasına rağmen bana destek çıkıyorlar, beni çalışmaya daha çok itiyorlar” dedi.

    “Kesinlikle ülkeme gideceğim”
    Türkiye’ye eğitimini tamamlamak için gelen Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi öğrencisi Omar Abu Asad ise, “Eğitimim bittikten sonra inşallah Gazze’ye döneceğim ve tarım sektörünü geliştirmek için çalışacağım. Benim ailem de şuanda Gazze’de. Onlarla haberleşmek zor oluyor. Babama ulaşmaya çalıştım ama olmadı. Ben Gazze’de çiftçilik yapıyordum, geri döndüğümde de üretimi nasıl geliştirebilirim diye çalışmalar yapmayı hedefliyorum. Kesinlikle ülkeme gideceğim” şeklinde konuştu.

    “Er ya da geç ben en son Filistin’e döneceğim bu benim için bir hedef”
    Filistinli Selçuk Üniversitesi Teknoloji Fakültesi öğrencisi Ahmad Ighneım ise, “1948 yılında benim dedem savaş nedeniyle Lübnan’a geçmiş. O zamanlarda Gazze’de şuanki yaşananların aynısı yapılmış. O zaman zorunlu göç edildik ve şuanda Lübnan’da kamplarda yaşıyoruz. Burada da Selçuk Üniversitesi Makine Mühendisliği okuyorum. Burada kesinlikle bir kariyer almam gerekiyor, daha sonra Lübnan’a dönüp daha faydalı olabileyim ülkeme.

    Er ya da geç ben en son Filistin’e döneceğim, bu benim için bir hedef. Şuanda durumlar çok zor. Bir alanda patlama olunca hemen iletişim sağlamaya çalışıyorum. Onlarla görüşüp kendimi rahatlatıyorum. Allah’ım bizim yardımcımız olsun. Buradaki tecrübeler bizim ülkemizde yok. Kendimi öyle bir geliştireceğim ki kesinlikle ülkeme faydam olacak. Her ne konuda olursa olsun Filistin’e geri döneceğim. Gittikten sonra da geri Türkiye ile iletişim kurarak bir farklılık oluşturabiliriz diye düşünüyorum. Hem Filistin için hem Müslüman ümmeti için bir hayalim var” diye konuştu.

  • Babasından kalan mirası almadığı için eşini öldürdü

    Babasından kalan mirası almadığı için eşini öldürdü

    Olay, geçtiğimiz Cuma günü saat 18.30 sıralarında merkez Meram ilçesi Havzan Mahallesi Ebussuud Efendi Caddesi üzerinde bulunan bir sitede meydana geldi.

    Edinilen bilgiye göre, özel bir eğitim kurumunda öğretmenlik yapan Abdullah K., boşanma aşamasındaki eşi özel bir eğitim kurumunda öğretmen olan Ebru K.’yi özel ders vereceği site önüne kadar takip etti. Burada ikili arasında çıkan tartışmada Abdullah K., yanında bulunan bıçakla Ebru K.’yi vücudunun çeşitli yerlerinden 17 bıçak darbesi ile yaraladı. İhbar üzerine olay yerine sevk edilen sağlık ekiplerinin ilk müdahalesinin ardından Ebru K. kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. Olay yerinde gözaltına alınan zanlı, emniyetteki işlemlerinin ardından sevk edildiği mahkemece tutuklandı.

    Babasının mirasını almadığı için tartışma çıkmış

    Ebru K.’yi öldüren cani koca Abdullah K.’nin emniyetteki ifadesinde, “Ebru benden boşanmak istiyordu, ben ise boşanmak istemiyordum. Babası vefat ettikten sonra miras kalmıştı. Kendi payına düşeni almasını istedim, Ebru bu teklifimi kabul etmedi. Aramızda bu nedenlerle tartışma çıktı daha sonra olay gerçekleşti” dediği öğrenildi.

  • Konya’da öğretmen kocası tarafından öldürülen öğretmene veda

    Konya’da öğretmen kocası tarafından öldürülen öğretmene veda

    Olay, dün akşam saatlerinde merkez Meram ilçesi Havzan Mahallesi Ebussuud Efendi Caddesi üzerinde bulunan bir sitede meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, özel eğitim kurumlarında öğretmenlik yapan Abdullah K., boşanma aşamasındaki eşi öğretmen Ebru Küçüktaşdemir’i özel ders vereceği site önüne kadar takip etti. Burada ikili arasında çıkan tartışmada Abdullah K., yanında bulunan bıçakla Ebru Küçüktaşdemir’i vücudunun çeşitli yerlerinden 17 bıçak darbesi ile yaraladı. Ebru Küçüktaşdemir, kaldırıldığı hastanede kurtarılamayarak hayatını kaybetti. Gözaltına alınan zanlı koca, emniyetteki işlemlerinin ardından çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.

    Ebru Küçüktaşdemir’in cenazesi gözyaşları ile son yolculuğuna uğurlandı
    Ebru Küçüktaşdemir’in yakınları tarafından alınan cenazesi memleketi Beyşehir ilçesine götürüldü. Ebru Küçüktaşdemir için Merkez Çarşı Camisinde öğle namazını müteakip cenaze namazı kılındı. Küçüktaşdemir’in cenazesi namazın ardından Beyşehir Kabristanında defnedildi. Küçüktaşdemir’in cenazesine ilk evliliğinden olan 14 yaşındaki tek oğlu, kardeşleri ve yakınlarıyla çok sayıda vatandaş katıldı. Eşi tarafından öldürülen Küçüktaşdemir’in Beyşehir’de daha önceki yıllarda farklı eğitim kurumlarında fen bilgisi öğretmeni olarak çalıştığı, ikinci evliliği olan edebiyat öğretmeni Abdullah K. ile evlendikten sonra ise Konya’ya yerleştiği öğrenildi.

    “Yıllardır devam eden bir süreçti, bir türlü yıldıramadık, vazgeçiremedik”
    Öldürülen öğretmen Ebru Küçüktaşdemir’in kardeşi Serkan Alankaya, kardeşinin eşi tarafından para için öldürüldüğünü savundu. Alankaya, kardeşinin öldürülmesini polisin telefonla aramasıyla öğrendiğini belirterek, “Yaptığı hakaretler, küfürler, dengesizlikler, hukuka aykırı ne varsa, zaten açık belli, elimizde. Yıllardır devam eden bir süreçti, bir türlü yıldıramadık, vazgeçiremedik. Sebebi, para, pul, şöyle söyleyeyim, insan adıyla yargılanırsa hukuka aykırı olacak bir insan, o şekilde söyleyebilirim” dedi.

    “Biz uzaklaştırma cezası da aldırmıştık”
    Ağabey Volkan Alankaya da, katil zanlısı eşin kız kardeşlerine manevi çok baskı yaptığını savunarak, “Biz arayı düzeltmeye çalıştık ama bir türlü anlamadı. Bir kere kardeşim bıraktı geldi, yani şiddet göstermiş. Biz uzaklaştırma cezası da aldırmıştık. Kardeşim tekrar düzeltmek için geri döndü. Biz uyardık, düzgün bir insan olmadığını kardeşimize anlattık ama o evliliğini kurtarmak için…” şeklinde konuştu.
    Kuzen Ali Alankaya da, şüphelinin amcasının kızı Ebru’yla mal varlığı için evlendiğini öne sürdü.
    Beyşehir Kadın Derneği Başkanı Saniye Göker ise, kadın cinayetlerinin artık son bulmasını istedi.

  • Kontrolden çıkan tanker

    Kontrolden çıkan tanker

    Konya’nın Kulu ilçesinde kontrolden çıkan akaryakıt taşıma tankeri karşı şeride geçerek bir marketin önünde durabildi. Kaza, bir iş yerinin güvenlik kamerasına yansıdı.
    Kaza, gece saatlerinde Konya-Ankara ara yolu üzerinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Konya yönünden Kırıkkale istikametine gitmekte olan M.T. (30) idaresindeki akaryakıt taşıma tankeri, sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu kontrolden çıktı. İlk olarak refüjde bulunan levhaları deviren tanker daha sonra yolun karşısına geçerek bir market önünde bulunan ekmek ve eşya dolaplarına çarparak durabildi. Kazayı gören vatandaşların ihbarı üzerine olay yerinde sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Yaralı sürücü, sağlık ekipleri tarafından yapılan ilk müdahalenin ardından ambulansla Kulu Bölge Devlet Hastanesine kaldırılarak tedavi altına alındı.
    Tankerin Kırıkkale’ye akaryakıt almaya gittiği ve boş olduğu öğrenilirken, kaza anı bir iş yerinin güvenlik kamerasına saniye saniye yansıdı. Görüntülerde; tankerin markete doğru ilerlemesi, marketin önündeki dolaplara çarpması ve vatandaşların yardıma koşması yer alıyor.

  • Konya’da otomobil ile minibüs çarpıştı: 2 yaralı

    Konya’da otomobil ile minibüs çarpıştı: 2 yaralı

    Kaza, Kulu Bölge Devlet Hastanesi yakınında meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, hastaneden Kulu’ya gelmek üzere kontrolsüz kavşağa girmek isteyen M.A. yönetimindeki 42 GA 306 plakalı Ford marka minibüs Konya’dan Ankara istikametine seyir halinde olan M.G. idaresindeki 07 BUS 478 plakalı Volkswagen otomobil ile çarpıştı. Kazada otomobilde yolcu olarak bulunan C.G. ile minibüste bulunan yolcu olarak bulunan F.A. yaralandı. Kaza ihbarı üzerine olay yerine sağlık ve polis ekibi sevk edildi. Yaralılar hastaneye kaldırılarak tedavi altına alındı.
    Kaza ile ilgili tahkikat başlatıldı.

  • TeknoGirişim 4. Dönem dersleri başladı

    TeknoGirişim 4. Dönem dersleri başladı

    Mevlana Kalkınma Ajansı ile Konya-Karaman Bölgesi’nde yer alan üniversiteler arasında imzalanan “TeknoGirişim Derslerinin Verilmesine Yönelik İşbirliği Protokolü” çerçevesinde üç dönemdir devam eden TeknoGirişim Dersi Programı 4. Dönem dersleri başladı.
    Dördüncü dönem startı verilen program ile TR-52 Konya-Karaman Bölgesi’nin girişimcilik altyapısının güçlendirilmesi, yatırıma dönüşme ve ticarileşme potansiyeli olan proje fikirlerinin geliştirilmesi, girişimci adayları ile yatırımcıların bir araya getirilmesi ve ekosistemi oluşturan yapıların eşgüdüm içinde çalışmasının sağlanması hedefleniyor.

    “4. Dönemi olan 2024-2025 eğitim-öğretim yılında 128 öğrenciye TeknoGirişim dersleri verilecek”
    4. Dönem TeknoGirişim Dersi Programı ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Mevlana Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Dr. İhsan Bostancı, “Özellikle son yıllarda ülkelerin üzerinde büyük çalışmalar yürüttüğü ve teknolojik gelişmelere bağlı olarak önemi her geçen gün daha da artan girişimcilik konusu, ajans olarak bizim de kurulduğumuz günden bugüne kadar her dönemde odaklandığımız ve üzerinde pek çok çalışma yürüttüğümüz alanlardan birisi olmuştur. Bu doğrultuda 2021 yılında teknoloji ve imalat tabanlı girişimciliği geliştirmek amacıyla Konya ve Karaman illerimizde bulunan altı üniversitemiz ile imzalanan işbirliği protokolü çerçevesinde yürütülen TeknoGirişim Dersi Programı 4. Dönemine erişmiş durumda. Geçtiğimiz üç dönem boyunca, bu protokol çerçevesinde üniversitelerimiz tarafından özel olarak hazırlanan müfredat doğrultusunda 800’den fazla öğrenciye 14 hafta süresince seçmeli TeknoGirişim dersleri verilmiş, öğrencilerin girişimcilik becerilerinin geliştirilmesi ve bölgede yenilikçi proje fikirlerinin ortaya çıkarılması hedeflenmiştir.

    Teorik ders programlarını tamamlayan öğrencilerden başarılı proje fikirleri geliştirenler ücretsiz teknik danışmanlık ve mentörlük süreçlerine alınmış ardından ajansımız koordinasyonunda yatırımcılarla bir araya getirilmişlerdir. Bu tür desteklerin, öğrencilerin girişimcilik ekosisteminde daha aktif rol almasına yardımcı olduğu ve bölgedeki inovasyon potansiyelinin artırılmasına katkıda bulunduğu su götürmez bir gerçektir. Ajansımız, bu süreci daha da geliştirmek ve genişletmek için çeşitli stratejiler üzerinde çalışmakta, bölgedeki diğer paydaşlarla işbirlikleri oluşturarak girişimcilik kültürünün yaygınlaşmasını hedeflemektedir. Böylece, hem öğrenciler hem de girişimciler için sürdürülebilir bir ekosistem oluşturulması amaçlanmaktadır. Ajans olarak, TeknoGirişim Dersi Programı’nın 4. Dönemi olan 2024-2025 eğitim-öğretim yılında 128 öğrenciye TeknoGirişim dersleri verilecektir. Bu seçmeli ders, öğrencilerin girişimcilik becerilerini geliştirmelerini ve yenilikçi proje fikirleri üretmelerini teşvik etmek amacıyla tasarlanmıştır.

    Program sonunda gerçekleştirilecek jüri değerlendirmeleri neticesinde, proje fikirleri başarılı bulunan girişimci adaylarına ücretsiz teknik danışmanlık ve mentörlük hizmetleri sunulacaktır. Bu teknik danışmanlık ve mentörlük hizmetleri, girişimcilerin projelerini daha da ileriye taşımalarına yardımcı olmak için kritik bir rol oynayacaktır. Ayrıca, girişimci adaylarının yatırımcılarla buluşmadan önce daha hazırlıklı olmalarını sağlamak amacıyla iş planı geliştirme, iş fikri proje dosyası hazırlama ve etkili sunum teknikleri gibi konularda kapsamlı eğitimler verilecektir. Bu eğitimler, genç girişimcilerin profesyonel becerilerini geliştirmelerine ve projelerini daha etkili bir şekilde sunmalarına imkan tanıyacaktır. Yürütülecek olan bu çalışmaların nihai hedefi, girişimci adaylarımızın henüz üniversite eğitimlerini alırken girişimcilik konusunda bilinçlendirilmesi ve kendi iş fikirlerini ticarileştirme sürecinde onlara rehberlik etmektir.

    Genç girişimcilerimize sağlanacak bu hizmetlerin, yeni başarı hikayelerini ortaya çıkaracağına olan inancımız tamdır. Ajans olarak, bölgemizdeki tüm paydaşlarımıza olduğu gibi girişimci adaylarımıza da desteğimizin artarak devam edeceğini özellikle ifade ederek, bölgemizdeki girişimcilik ekosistemine önemli faydalar sağlayacağına inandığımız bu çalışmanın hayırlara vesile olmasını diliyor, protokolün oluşturulmasında ve derslerin verilmesindeki emek ve katkılarından dolayı tüm bölge üniversitelerimize ve çalışanlarına teşekkür ediyoruz” dedi.

  • Polis memurunu 7 kez bıçakladı, “uyuşturucu kullandım hatırlamıyorum” dedi

    Polis memurunu 7 kez bıçakladı, “uyuşturucu kullandım hatırlamıyorum” dedi

    Olay, 13 Ekim Pazar günü saat 10.30 sıralarında merkez Selçuklu ilçesi Buhara Mahallesi Bayramoğlu Sokak’ta meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, 112 Acil Çağrı Merkezi’ne bir kişinin sinir krizi geçirdiği ihbarı üzerine olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Ekipler kapının açılması için beklerken, sinir krizi geçirdiği öne sürülen Emre Köroğlu bıçakla saldırdı. Saldırıda 3 yıllık polis memuru Mustafa Topuz, vücudunun çeşitli yerlerinden 7 bıçak darbesiyle yaralandı. Mustafa Topuz ile bir başka polis memuru, tabancalarını çekip saldırganı vurarak etkisiz hale getirdi. Yaralı polis memuru, ambulansla Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Hastanesi’ne, saldırgan da Konya Şehir Hastanesi’ne kaldırıldı. Olay anı ise güvenlik kamerasına saniye saniye yansıdı. Hastanede tedavisi tamamlanan polis memuru Mehmet Topuz, taburcu oldu.

    “Uyuşturucu kullandım ne yaptığımı hatırlamıyorum”
    Polis memurunu bıçaklayan ve 33 suç kaydı olan şüpheli Emre Köroğlu da tedavisinin ardından geçtiğimiz salı günü taburcu olduktan sonra gözaltına alındı. Şüphelinin ilk ifadesinde, “Uyuşturucu madde kullandım. Olay günü ne olduğunu ve ne yaptığımı hatırlamıyorum” dediği öğrenildi. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen şüpheli çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.

  • Yaşlı çift, 400 bin lirasını dolandırıcılara kaptırdı

    Yaşlı çift, 400 bin lirasını dolandırıcılara kaptırdı

    Olay, geçtiğimiz pazartesi günü merkez Meram ilçesi Aksinne Mahallesi’nde meydana geldi.

    Edinilen bilgiye göre, 73 yaşındaki Ali Aslan ile 75 yaşındaki Havva Aslan’ı sabah saatlerinde tanımadıkları numaradan arayan bir kişi kendisini polis memuru olarak tanıttı. Dolandırıcı şahıs, kent merkezinde bir sarrafın yaşlı çift tarafından soyulduğunu ve ellerinde bulunan paraları teslim etmezlerse çocuklarına zarar geleceğini, evlerine operasyon yapılacağını söyledi. Ali Aslan’ı evden çıkarmak isteyen dolandırıcı şahıs, karakola ifadeye geleceksiniz diye söyleyerek evden uzaklaştırdı. Daha sonra dolandırıcı kişi eve gelerek Havva Aslan’dan evde bulunan 110 bin lira nakit, 300 dolar, 13 çeyrek altın, 2 yarım altın ve 1 Cumhuriyet altını olmak üzere toplam 400 bin lira değerindeki para ve altını alarak evden ayrıldı. Yaşlı çift ise oğullarını arayarak durumu bildirdi. Oğullarının ihbarı üzerine mahalleye sevk edilen Asayiş Şube Müdürlüğü Dolandırıcılık Büro Amirliğine bağlı ekipler, Emre S. ismindeki şahsı 2 saat içerisinde yakalayarak gözaltına aldı. Şüpheli şahıs ifadesi alınmak üzere emniyete götürüldü. Yaşlı çiftin dolandırılan para ve altınları ise şahıstan ele geçirilerek polis ekiplerince kısa sürede kendilerine teslim edildi.

    “Karakoldan arıyoruz, karakolda ifade vermeniz gerekiyor, sarraf soyulmuş’ diye aradılar”

    Dolandırıcıların ağına takılan 73 yaşındaki Ali Aslan, “Karakoldan arıyoruz, karakolda ifade vermeniz gerekiyor, sarraf soyulmuş’ diye aradılar. Ben de ‘Bir suçum varsa gelsin polis beni götürsün, ben ne sarraf soyacağım’ dedim. Çocuklarımla hiç konuşturmadılar. Karakola gideceğimi söylemeleri üzerine ben karakola gittim, tam kapısındayken yine arayıp Anıt Meydanı civarına gitmemi söylediler. Orada bekledim polis ekipleri gelecek diye, yine gelmedi. O sırada bu kişi eve gelmiş, eşim de evde ne kadar para, altın varsa hepsini toplayıp vermiş. Sonra da bu şahsı polis ekipleri yakalamış. Daha sonra aradıklarında da savcılıktan arıyoruz, o kişilerin 1’ini yakaladık 2’sini yakaladık diye de oyaladılar” dedi.

    “Bu konu önemli bak kapatırsan zarar olur size”

    Dolandırıcıların kendilerini ‘sarraf soymuşsunuz’ bahanesiyle ağlarına düşürdüklerini anlatan 75 yaşındaki Havva Aslan, “Sabah kahvaltı sonrası çay içerken aradılar. Ben bunlara telefonda cevap vermeyince ‘niye ses vermiyorsun’ diye kızdı. ‘Çay içiyorum’ dedim. Bu kişi ile konuşurken torunum aradı. Ben de telefonu açmam gerektiğini söyledim ama izin vermedi, ‘bu konu önemli, kapatırsan zarar olur size’ dedi. Oğlum aradı kaç kere, o da ulaşamadı. Aradılar ama bir türlü açtırmadılar bize. Daha sonra bana ‘torunun Yusuf var yanımda’ dedi. Önceki aradığında da yanımda oğlun Musa var demişti. Bunu sordum ve bana ‘akşam gelecek Musa dedi” şeklinde anlattı.

    “Bize ekmek parası bile bırakmadılar”

    Dolandırıcı şahsın eve kadar geldiğini anlatan Aslan, “Parayı aldıkları gün o kişi buraya kadar geldi. Yukarıya çıkmış ilk önce sonra buranın ziline bastı ve içeri girdi. Evdeki paraları aldı, eşimin biraz parası vardı ona da ‘evde hiç para kalmasın yoksa evde polis arama yapar siz perişan olursunuz’ dediler. Ben de onları da verdim. Bize ekmek parası bile bırakmadılar. Ben sarraf soymuşum, ben sarrafın yolunu bilmem ki orayı soyayım. Oğlum da bunlara demiş ki, annem yapmaz öyle şeyler. Onlar da ‘bana ben sana inanıyorum teyze’ diye aklımıza girip böyle aldılar hepsini, film gibi bir şey oldu. Sonra gerçek polisler evimize kadar geldi bizi karakola götürdü. ‘Evinizden paranızı almışlar biz onları yakaladık’ diye ekip gelince onlarla gittik. Polisimizden Allah razı olsun, sarıldım, öptüm onları” ifadelerini kullandı.

    Yaşlı çiftin oğulları Özgür Aslan ise, “Olayın yaşandığı gün öğle saatlerinde bu şekilde bir olay yaşadık diye beni aradılar. Ben de daha sonra iş yerinde sürekli aradım ama bir türlü ulaşamadım. Dayım vardı annemlere yakın, dayımı gönderdim ‘eve bir bak’ diye. Dayım da evde kimsenin olmadığını söyledi. Sonra iş yerinden izin aldım geldim. Baktım yine kimse yoktu, ben de karakola giderken polis aradı ve Asayiş Şube Müdürlüğüne çağırdılar. Oradaki polisler bulmuşlar ve çalınan paralarımızı aileme teslim ettiler” diye konuştu.

  • Cinayet zanlısının saklandığı evi fareler bastı, kaçtığı adreste yakalandı

    Cinayet zanlısının saklandığı evi fareler bastı, kaçtığı adreste yakalandı

    Katil zanlısının yakalanmamak için ilk saklandığı adres olan bağ evini farelerin bastığı, bunun ardından zanlının arkadaşları tarafından dikkat çekmemek için kamyonla yakalandığı adrese götürüldüğü öğrenildi.
    Olay, geçtiğimiz Pazar günü merkez Meram ilçesi Melikşah Mahallesinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, 23 yaşındaki Batuhan B., aracıyla seyir halinde olduğu sırada Muhammet Oğuzhan Yaşar’ı (18) drift atarak kendisine yol vermediği gerekçesiyle takibe aldı.
    Batuhan B. bir süre takip ettiği ve mahallede bulunan pazar yeri yakınlarında durdurduğu Muhammet Oğuzhan Yaşar’ı 6 farklı yerinden bıçakladı. Yaşar ise yaralı halde otomobiline binerek olay yerinden ayrıldı. Yaşar, bir süre sonra bilincinin kapanmasıyla park halindeki 2 araca çarparak durdu. Ağır yaralı haldeki Yaşar, durumu fark eden vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine sevk edilen ambulansla hastaneye kaldırıldı. Yaşar, yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti.

    Yakalanmamak ardı ardına mekan değiştirmiş
    Olay sonrası Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekipleri Muhammet Oğuzhan Yaşar’ın ölümüne neden olan şüpheli veya şüphelileri yakalamak için çalışma başlattı. Çevredeki güvenlik kameralarını inceleyen Cinayet Büro Amirliği ekipleri, olaydan kısa süre önce Muhammet Oğuzhan Yaşar’ı takip eden bir araçtan inen kişinin kendisiyle tartıştıktan sonra bıçaklayarak olay yerine çağırdığı kişilerle olay yerinden ayrıldığını belirledi. Bunun ardından şahsın kimliğini tespit etmek için çalışma başlatan Cinayet Büro Amirliği ekipleri, şüphelinin Batuhan B. olduğunu belirledi. Şüpheliye ulaşmak için yapılan çalışma sonrası Batuhan B.’nin sırasıyla önce Karatay ilçesinde bir çiftliğe, ardından İsmil Mahallesinde bir eve, sonrasında mahallede bulunan bir bağ evine saklandığı, buradan da polise yakalanmamak için Kaşınhanı Mahallesinde bir adrese kaçtığı tespit edildi. Cinayet Büro Amirliği ekipleri, şüpheli Batuhan B.’yi Kaşınhanı Mahallesinde saklandığı evde, şüpheliye yardım eden 8 kişiyi ise farklı adreslerde yakalayarak gözaltına aldı.

    Saklandığı evde fare çıktı, adres değiştirince yakalandı
    Emniyete getirilen Batuhan B., buradaki ilk ifadesinde, “Muhammet Oğuzhan Yaşar araçla seyir halindeyken önümde birkaç kere fren yapıp drift atarak ilerledi, bana yol vermedi. Daha sonra aramızda yaşanan tartışmayla pazar yerine yakın bir yerde tartıştık ve olay gerçekleşti. Daha sonra Muhammet Oğuzhan Yaşar aracına binerek uzaklaştı. Ben de arkadaşlarımı aradım ve onlarla olay yerinden ayrıldık. Beni önce Karatay ilçesinde bulunan bir çiftliğe ardından da İsmil Mahallesinde bir eve daha sonra ise aynı mahallede bulunan bir bağ evine götürdüler. Burada kaldığım sırada büyük fareler gördüm, bunu arkadaşlarıma söylemem üzerine onlar da dikkat çekmemek için kamyonla beni alarak Kaşınhanı Mahallesinde bulunan bir eve götürdüler. Burada da polis ekipleri baskın yaptı, yakalandım. Pişmanım” dediği öğrenildi.
    Katil zanlısı Batuhan B. ve kendisine yardım eden 8 kişi emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi.

  • Doğuma kadar hekim kontrolünde kalınmalı

    Doğuma kadar hekim kontrolünde kalınmalı

    Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre her gün, yaklaşık 830 kadın gebelik ve doğumla ilgili önlenebilir nedenlerden dolayı hayatını kaybediyor. Annenin veya bebeğin sağlığı için her türlü beklenmedik, öngörülmeyen tıbbi ve obstetrik durumun, yüksek riskli gebelik olarak kabul edildiğini belirten Medicana Sağlık Grubu Kadın Hastalıkları ve Doğum / Perinatoloji Uzmanı Prof. Dr. Sibel Özler, “Riskli gebelik” olarak adlandırılan bu süreçte muhtemel komplikasyonları önlemek için doğuma kadar hekim kontrolünde kalınmasının önemini vurguladı. Gebe bir kadının gebelik, doğum ve doğum sırasında risk altında olduğunu belirten Prof. Dr. Özler, yüksek riskli gebelik oluşturan durumların çeşitlilik gösterdiğini söyledi.

    Yüksek riskli gebelik kategorisine giren hastalıklar
    Dünya çapında 20 milyon kadın yüksek riskli gebelik yaşıyor. Yüksek riskli gebeliği olan kadınlar için; anne ve bebek ölümlerini azaltmak, yeterli doğum öncesi bakımı sağlamak, erken tanı, tedavi ile doğum ayrıca doğum ve doğum sonrası uzman bakımını sağlamak amaçlanıyor. Gebelik sırasında annede oluşan spesifik hastalıkların kısa ve uzun dönemde anne ve bebek açısından ciddi komplikasyonlar oluşturmasına zemin hazırladığını belirten Medicana Konya Hastanesi Perinatoloji Uzmanı Prof. Dr. Sibel Özler, “Hipertansif bozukluklar, diyabet, böbrek hastalığı, otoimmün hastalıklar, tiroit hastalığı, infertilite, obezite, ergen yaşta gebelik veya 35 yaşından sonra ilk gebeliğin yaşanması, alkol, uyuşturucu kullanımı, çoğul gebelik, gestasyonel diyabet, preeklampsi ve eklampsi gibi daha birçok anneye ait durum yüksek riskli gebelik kategorisine girmektedir’’ dedi.
    Riskli gebeliklerin hamileliğin ilk aylarında tespit edilebildiğini açıklayan Prof. Dr. Sibel Özler, “Gebelikteki hipertansif bozukluklar ve kardiyovasküler hastalıklar gebeliğe bağlı anne ölümlerin önde gelen nedenlerindendir. Gebelik öncesi hipertansiyonu olan kadınların yüzde 10’unun gebeliğinde preeklampsi gelişmektedir. Bu hastaların yüzde 1-2’si hayatlarının bir döneminde hipertansif krizine maruz kalır’’ diye konuştu.
    Preeklampsinin, gebeliğin 20. gestasyonel haftasından sonra ortaya çıkan yeni başlayan hipertansiyon ve organ hasarı ile karakterize olan bir hastalık olduğu bilgisini veren Prof. Dr. Sibel Özler, “Preeklampsi genellikle erken doğum, artan fetal büyüme kısıtlaması ve solunum sıkıntısı sendromu, bronkopulmoner displazi, prematüre retinopatisi, nekrotizan enterokolit, nörogelişimsel gecikme ve fetal veya neonatal ölüm gibi olumsuz fetal sonuçlarla da ilişkilidir. Gelecekte annede kardiyovasküler, metabolik, serebrovasküler hastalıklar ve bu hastalıklardan dolayı erken ölüm riskinin artması görülebilir’’ ifadelerini kullandı.

    “Preeklampsinin sonuçları uzun sürelidir”
    Gebelik döneminde görülen bir komplikasyon olan preeklampsi, genel olarak gebelikle birlikte ortaya çıkan tansiyon yüksekliği ile giden bir sorundur. Preeklampsinin sonuçlarının uzun süreli olduğunu vurgulayan Perinatoloji Uzmanı Prof. Dr. Sibel Özler, “Yapılan çalışmalarda, preeklampsi sonrası kadınlarda damar hastalığı riski artmaktadır. Gebelikte preeklampsi geçiren annelerde serebrovasküler hastalık, kalp hastalığı, dislipidemi riski, iskemik kalp hastalığı, kardiyovasküler hastalıklarda artış olduğu gözlemlenmiştir” diye konuştu.
    Prof. Dr. Sibel Özler, uzun dönemde de preeklampsi geçiren annelerden doğan çocuklarda ise dikkat eksikliği/hiperaktivite bozukluğu ve diyabetik hastalıkların görüldüğünü vurguladı. Hem anne adayı hem de bebeğin bu süreci en iyi şekilde atlatması için gerekli önlemlerin alınması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Sibel Özler, şöyle devam etti:
    “Her anne adayı düşük riskli gebedir. Hiçbir sorun yaşanmasa bile doğuma kadar hekim kontrolünde kalınmalıdır. Çünkü anne karnı kapalı bir kutu ve bu kapalı kutunun içi sürprizlerle dolu olabilir. Sağlıklı bir gebelik geçirmek için düzenli olarak kontrollere gidilmelidir. Düzenli kontrollerde gebelikteki olumsuz sonuçların oluşmasının engellenmesi için önlem alınmalıdır. Gebelikte ve doğum sonrası oluşan olumsuz gebelik durumlarının hem anne hem de bebek açısından kısa ve uzun dönemde oluşabilecek komplikasyonlar en aza indirilmeye çalışılmalıdır.”