Etiket: Körfez

  • Sahilden 150 kilo atık toplandı

    Sahilden 150 kilo atık toplandı

    Deniz ve kıyı temizliği farkındalığı oluşturmak amacıyla Yarımca Sahilinde kıyı temizliği yapıldı. Körfez Belediyesi ve DP World Liman İşletmesi Yarımca Tesisleri öncülüğünde düzenlenen etkinlikte yaklaşık 20 kişi, deniz ve evsel atıkları topladı.

    150 kilo atık ayrıştırılarak geri dönüşüme yollandı.

  • “Otizmi yok etmek gerçekçi değil”

    “Otizmi yok etmek gerçekçi değil”

    Körfez Belediyesinin “Otizme Tıbbi Bütüncül Bakış” konulu semineri Tütünçiftlik Kültür Merkezi’nde düzenlendi. Seminere Belediye Başkan Yardımcısı Osman Yurt, Gençlik ve Spor Hizmetleri Müdürü Ali Osman Baş ve özel çocukların aileleri katılım sağladı.

    Seminerde önemli bilgiler aktaran Prof. Dr. Recep Keşli, “Otizm uzun soluklu bir süreçtir. Otizmi yok etmeyi amaçlamak gerçekçi değildir. Otizmde görülen davranış bozukluklarının hafifletilmesi ve azaltılması konusunda atılması gereken bilimsel literatürlere dayalı olan uygulamalarda temel hedef olarak otizme galip gelmeyi veya otizmi yok etmeyi amaçlamak gerçekçi değildir. Yaşıtları ve akranları gibi öz bakım becerilerin kazanabilmesi, kendini ifade edebilmesi, sosyal etkileşim başlatabilmesi ve sürdürebilmesi, eğitimini kendine uygun şartlarda sürdürebilmesi belki daha makul ve yeterli olarak yorumlanabilir. Gerçek dışı hedeflerin sonunda yaşanabilecek hayal kırıklıları; uzun soluklu olan süreç için gerekli olan sabır, enerji ve ilgi de eksilmelere sebebiyet verebilir” dedi.

    “Tıbbi bütüncül yaklaşımlar son derece kıymetlidir”

    Erkan yaşta doğru müdahalenin önemine dikkat çeken Keşli, “Erken yaşta doğru müdahale ve bütüncül yaklaşım; bilimsel dayanaklara bağlı olan eğitsel, nöro-psikiyatrik ve tıbbi bütüncül yaklaşımlar son derece kıymetlidir. Bu kapsamın dışında olan ve bilimsel dayanakları olmayan yaklaşımlar ve bilimsel gerçekler ile çelişen gerçek dışı uygulamalar vakit kaybına sebebiyet vermekte ve çok kıymetli olan erken yaşta doğru müdahaleleri geciktirmektedir. Bu konuda erken yaş ve zaman çok kıymetlidir. Bu konuda çok daha titiz ve dikkatli olmak kuşkusuz daha faydalıdır” diye konuştu.

    Seminerin ardından, Başkan Yardımcısı Osman Yurt konuk Prof. Dr. Recep Keşli’ye hediye takdiminde bulundu.

  • Gökova Körfezi’nin deprem tomografisi çekildi

    Gökova Körfezi’nin deprem tomografisi çekildi

    Proje ile Gökova Körfezi ve yakın çevresinin depremleri izlendi, bölgenin derin sismik yapısı ile tektonik yapısal unsurları arasındaki ilişkiler araştırıldı. Bölgenin deprem aktivitesinin yüksek olduğunu söyleyen Ankara Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü Sismoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Bülent Kaypak, çalışmada AFAD’ın hem lojistik, hem de teknik destek verdiğini açıkladı.

    “Araştırmanın 4 önemli başlığı var”
    Ankara Üniversitesi Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Bülent Kaypak, araştırma ile bölgedeki depremlerin yeniden konumlandırılmasını hedeflediklerini belirterek, “Projeye göre hedeflediğimiz dört amacımız var. Bunlardan birisi sismolojik görüntüleme yöntemleri ile bölgenin derin hız yapısını bulmak, ikinci hedefimiz bölgedeki depremlerin yeniden konumlandırılması, yani yerlerinin ve derinliklerinin yeniden bu hız yapısına göre belirlenmesi. Üçüncü hedefimiz bu bölgede olmuş depremlerin kırılma mekanizmasını tanımlayan ve kırılma karakterini belirleyen fay gözlemi çözümlerini hesaplamak. Son olarak da tomografik yöntemlerle belirlediğimiz hız yapısının yüzeydeki faylara ilişkisini ortaya çıkartılması” dedi.

    “Asıl tehlike denizde”
    Muğla’nın 100 yıllık geçmişine bakıldığında karasal depremlerin büyüklüğünün 6.6’yı geçmediğini belirten Prof. Dr. Kaypak, asıl tehlikenin denizde, yani Ege Denizi’nde olduğunu açıkladı. Kaypak, “Bölgeye baktığımızda bölgeyi şekillendiren önemli faylar var. Bunlar Milas fayı, Yatağan fayı, Muğla fayı, Gökova fayı gibi ama çok büyük faylar değil bunlar. Bu faylara baktığımızda depremler bu faylar üzerinde yoğunlaşmakta. Bu fayların bugüne kadar ürettiği 1900 yılından günümüze kadar en büyük deprem ise 21 Temmuz 2017 yılında Bodrum depremi ve yaklaşık 6.6 büyüklüğe sahipti. Bu depremlerin üretebileceği maksimum deprem büyüklüğü bu civarda. Yani 6 veya 6.5 civarında olacaktır. Dolayısıyla bu bölgede karasal faylarda bundan büyük deprem beklentisi söz konusu değil. Burada asıl tehlike deniz içerisinde. Yani Ege Denizi’nden gelebilecek tehlikeler var. Ege Denizi’nde bir dalma batma sonucu oluştuğu için bu bölgede büyük depremlerin beklenmesi ihtimal. Tarihsel depremlere baktığımızda çoğunlukla Kos Adası, yani deniz alanlarında biz büyük depremlerin olduğunu görüyoruz tarihi dönemlerde. Kos Adası da bunlardan birisi. Aletsel döneme geldiğimizde, yani 1900 yılından günümüze kadar baktığımızda bölgede gerçekten büyük bir deprem etkinliği gözlemlenmekte. Yani Ege Bölgesi’nin yoğun bir sismik aktivitesinden kaynaklanmakta. Gökova Körfezi de bundan nasibini alıyor. Gökova Körfezi’ne baktığımızda Gökova ve çevresi yoğun deprem aktivitesine sahip” diye konuştu.

    “Girit Adası’ndaki büyük bir deprem tsunami üretirse, Gökova’nın iç kesimlerinde yıkıcı olur”
    Ege Denizi’nde Girit Adası çevresinde meydana gelecek büyük bir depremin tsunami üretme ihtimalinin yüksek olduğunu, bunun da Gökova Körfezi’nin iç kesimlerinde yıkıcı olabileceğini belirten Prof. Dr. Kaypak, “Dikkatimizi çeken önemli şeylerden birisi de Gökova fayının, yani Ula tarafı ve Bodrum tarafındaki fayın her iki ucu arasında bu depremlerin yoğunlaşmış olduğunu görüyoruz. Ege’ye ait Girit Adası civarında meydana gelen büyük bir deprem tsunami üretebilir. Bu tsunaminin etkileri Gökova Körfezi’nin iç kesimlerine kadar gelip yıkımlara ve zararlara neden olabilir. Depremin etkisinden ziyade tsunami etkisinin bu bölgede daha büyük tehlike oluşturabileceğini söyleyebiliriz. Ama bu Girit Adası civarında olacak bir deprem ve açığa çıkması muhtemel olan tsunami dalgalarıdır ki, aslında aletsel dönem içeresinde, 100-200 yıllık bir dönem içeresinde böyle bir olaya rastlanmamıştır. Mesela 2017 yılında meydana gelen Bodrum depreminde küçük çaplı da olsa bir tsunami etkisi olmuştu. Tehlikeyi yok sayamayız ama tehlike her zaman vardır. Onun için bizim yapmamız gereken depreme hazır bir şekilde yaşıyor olmamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.

  • Körfezde görünen denizanaları tehlikeli değil

    Körfezde görünen denizanaları tehlikeli değil

    İzmit Körfezi’nde denizanası istilası yaşanıyor. Balıkçıların kameralarına yansıyan denizanası görüntüleri vatandaşlarda tedirginliğe de yol açtı. Yüzlerce denizanası, deniz yüzeyini ve sahil şeridini doldurdu. Balıkçılar denizanalarının çoğalmasından endişe duyarken, oltalarına takılmalarından şikayetçi. Korkacak durumun olmadığını söyleyen uzmanlar, mevsimsel geçişler ve iklim değişikliği sebebiyle zaman zaman denizanalarının çoğaldığını, endişe edecek durumun söz konusu olmadığını söyledi.

    “Mevsim geçişleri ve iklim değişikliğinden denizanalarında çoğalma olur”

    Konuya ilişkin açıklama yapan Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Daire Başkanlığı’nda Çevre Koruma ve İklim Değişikliği Şube Müdürü olarak çalışan Meriç Deniz, “Denizanası çoğalması bilmediğimiz bir şey değil. Biz Kocaeli Büyükşehir Belediyesi olarak 2007 yılından beri TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkez (MAM) ile birlikte İzmit Körfezi’nin su kalitesini izliyoruz. Bu sebeple denizanasının çoğalmasını gözlemliyoruz. Mevsim geçişlerinde, özellikle bu aylarda denizanalarının çoğalmasına şahit oluyoruz. Bu durumu istila olarak görmüyorum. Buna denizanası çoğalması diyebiliriz. İklim değişikliğinden dolayı da çoğalma meydana geliyor. Denizlerimiz 1.5 dereceye kadar ısındığı söyleniyor. İklim değişikliği, denizlerin ısınmasıyla birlikte kuzey bölgelerinde denizanalarının geldiği ve bu yolla çoğaldığı bilinmektedir” dedi.

    “İzmit Körfezi’nde görünen denizanaları tehlikeli değil”

    Deniz, sözlerini şöyle sürdürdü:
    “Marmara denizindeki denizanaları tehlikeli değil. Bazı zehirli denizanaları, deniz balast sularıyla Marmara’ya taşınarak çoğalabiliyor ancak bunlar dönemsel oluyor. Zehirli denizanaları Marmara Denizi, İzmit Körfezi’nde gözükmüyor ama söylediğim sebeplerden zaman zaman gözüktüğü oluyor. Şu anda İzmit Körfezi’nde gördüğümüz denizanaları Marmara özellikteki denizanalarıdır, zehirli değildir. Denizanası daha az oksijenli ortamda da yaşayabilir. Bu sebeple deniz altında da deniz yüzeyinde de denizanalarını görmek mümkün. Deniz yüzeyinde görmemizin sebebi biraz daha çoğalmalarından kaynaklıdır. 1950 yıllarından sonra denizanalarının sıcak olduğu kuzey bölgelerinde yoğunlaştığı saptanmış. Marmara denizinde şeffaf olarak gördüğümüz denizanaları çok sıkıntı oluşturmuyor ama Akdeniz bölgesinde özellikle kahverengi olanlara çok temas etmemek gerekiyor. İzmit Körfezi’nde görünen denizanalarının vatandaşlar tarafından endişe oluşturacak bir durumu yok”.

    “Denizanaları yüzünden balık tutamıyoruz”

    Denizanaları sebebiyle balık tutmakta zorluk çektiğini söyleyen Onur Ödenoğlu, “Bugün denizde çok fazla denizanası var. Tahmin ediyorum ki lodosun kıyıya sürüklediği akımdan dolayı denizanası fazlalaştı. Hava güzel umarım balık tutabilirim. Denizanası oltamıza takılıyor. Çapari atamıyoruz. Çapari atınca denizanaları iğnelere takılıyor ve yakaladığımız balık da kaçıyor. Şu an kıyıya yemli olarak olta atmaya çalışıyoruz. Denizanalarının denizi kirletip kirletmediğini bilmiyorum ama balık tutamadığımız için balıkçılara zararı var. İlk defa bu kadar çok denizanası görüyorum. Denizanalarını görünce balık tutma şevkimizde kırılıyor” ifadelerini kullandı.

  • Okul bahçelerindeki ağaçlar ilaçlanıyor

    Okul bahçelerindeki ağaçlar ilaçlanıyor

    Körfez Belediyesi tarafından ilçe genelinde okul bahçelerinde bulunan ve tespiti yapılan hastalıklı ağaçlar ilaçlanarak daha sağlıklı hale getiriliyor. Park ve Bahçeler Müdürlüğü tarafından yürütülen çalışmalar çerçevesinde ilçe genelindeki okul içerisinde bulunan ağaçlar tek tek değerlendirildi.

    Zararlı böceklerin bulunduğu ve sağlıksız durumdaki ağaçlar tek tek tespit edildi ve ekip oluşturuldu. Park ve Bahçeler Müdürlüğü bünyesinde oluşturulan ekip, çalışmalarını yürütürken, öğrencilerin okul içerisinde olmadığı dilimlerde son olarak Mimar Sinan İlkokulu’nun bahçesinde ilaçlama gerçekleştirildi.

  • Epilepsi hastası genç, denizde hayatını kaybetti

    Epilepsi hastası genç, denizde hayatını kaybetti

    Olay, gece saatlerinde Hereke Sahili’nde meydana geldi. Gebze’de yaşayan Yahya Durmaz arkadaşlarıyla birlikte zıpkınla balık avlamak için sahile geldi. İddiaya göre, Yahya Durmaz ve iki arkadaşı gece denize girdi.

    Denizden çıkan iki kişi, tüpsüz dalış yapan Yahya Durmaz’ın da çıkmasını bekledi. Arkadaşları, Yahya Durmaz’ın denizden çıkmadığını görünce deniz polisine ihbarda bulundu. Olay yerine sevk edilen polis ekipleri Yahya Durmaz’ı denizden çıkardı. Genç adam, sağlık ekiplerinin tüm müdahalelerine rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti.

    Yahya Durmaz’ın epilepsi hastası olduğu belirtilirken, dalış sırasında rahatsızlanarak sudan çıkamadığı ihtimali üzerinde duruluyor.
    Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.

  • İnegöllü sporcu dereceye kulaç attı

    İnegöllü sporcu dereceye kulaç attı

    “Körfezin iki yakası bir araya geliyor” sloganıyla Kocaeli Büyükşehir Belediyesinin katkısı, Gölcük ve Derince belediyelerinin iş birliğiyle düzenlenen açık su yarışları büyük çekişmeye sahne oldu. Farklı şehirlerden gelen 14-65 yaş aralığındaki 600 dolayındaki sporcu, körfezi yüzerek geçmek için mücadele etti. Derince sahilinden İzmit Körfezine atlayan yüzücüler, Gölcük Değirmendere Çınarlı sahilindeki bitiş noktasında karaya çıktı. Yarışmaya İnegöl’ü temsilen İnegöl Belediye Spor Kulübü sporcusu Uras Başıbüyük katıldı.

    Çınarlı sahiline ilk çıkan sporcu, 2 bin 650 metreyi 28 dakika 41 saniyede yüzen 16-17 yaş kategorisindeki Muhammed Yavuz Selim Oğuz oldu. İnegöllü sporcu Uras Başıbüyük ise açık su yarışlarını 38 dakikada tamamlayarak kendi yaş kategorisinde 7’nci olmayı başardı. Genç sporcu, 600 yarışmacı arasında gösterdiği performansla alkış topladı.

  • “Körfez ülkelerine ziyaretler olabilir”

    “Körfez ülkelerine ziyaretler olabilir”

    Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Beştepe’de düzenlenen Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı’nın ardından basın mensuplarının sorularını cevapladı. Yılmaz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Körfez ülkelerine ziyaretinden iyi neticeler çıktığını belirterek, altyapısı hazırlanmış ve belli bir olgunluğa getirilmiş konuların da sonuca ulaştığını ifade etti. Yılmaz, bu sebepten dolayı da aynı anlayışla başka ülkelere de ziyaret olabileceğini dile getirdi.

    Yılmaz, “Kuveyt ve Bahreyn gibi ülkeler başta olmak üzere yeni ziyaretler olası mı?” sorusuna ise, “Neden olmasın” sözleriyle cevap verdi.
    Doğrudan yatırım anlamına gelecek bazı yatırımların satışı ile ilgili spekülasyonlarla ilgili soru üzerine Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz şöyle cevap verdi:
    “Burada ağırlıklı olarak doğrudan yatırım zaten proje bazlı. İşte burada enerji ağırlıklı biliyorsunuz. Yenilenebilir enerjiye yatırım yapılacak.”
    Ayrıca Yılmaz, “İçerik olarak ne zaman çerçevesi netleşmiş olur?” sorusunu ise, “Bakanlarımızın her biri kendi sektörlerinde projelerin muhataplarıyla çalışacaklar” diye cevapladı.

    Bir gazetecinin sosyal medyada yer alan Alsancak limanının satışı iddialarını sorması üzerine Yılmaz, “Bu tür şeylere girmeyi doğru bulmuyorum. Her bakanımız kendi alanıyla ilgili çalışıyor, çok geniş bir yelpaze bu. Sonuçta kazan kazan ilişkisi diyelim. Türkiye’ye gelip yatırım yapacaklar. Ağırlıklı kısmı FDI dediğimiz doğrudan yatırım” açıklamasında bulundu.

    Daha sonra ise Yılmaz, sözlerine şöyle devam etti:
    “Değişik aşamada olan konular var. Bir kısmı hemen sonuçlanacak. Bir kısmı zaman istiyor. Mesela ihracat finansmanı diyelim o çok kolay veya deprem tahvili hemen olabilecek şeyler. Bir de bazı projelerde öteden beri müzakere ile olgunlaşmış belli bir seviyeye gelmiş işler daha hızlı devreye girecek. Üzerinde çalışılması gereken hususlarda zaman içinde olgunlaştırılacak ve hayata geçirilecek.”
    Körfezden gelen kaynağın nasıl yönlendirileceğini de değerlendiren Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Bu kaynak özellikle ihracatçılarımızı bayağı rahatlatacak. İhracat finansmanı kısmı. En önemli meselelerimizden biri ihracatı, turizmi her türlü döviz kazandırıcı faaliyeti teşvik etmek desteklemek. Bu açıdan çok önemli bir inisiyatif” şeklinde konuştu.

  • İzmit Körfezi’ni akvaryuma dönüştürecek proje

    İzmit Körfezi’ni akvaryuma dönüştürecek proje

    İzmit Körfezi’ni devasa bir akvaryum haline getirecek Dip Çamuru Temizliği projesinde ilk çamur çekimi 2 Mayıs’ta gerçekleştirilmişti. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin yürüttüğü, Türkiye’nin en büyük çevre projesinde hummalı çalışma devam ediyor. Saatte 3 bin metreküp çamurlu su vakumlu gemilerle çekilerek, 8 kilometre uzunluğundaki borularla karaya taşınıyor. Geotekstil tüplerine doldurulan çamurlu su, birbirinden ayrıştırılıyor. Yüzde 8 kuru maddeyle gelen tüpler, ölçümlerde yüzde 60 kuruluk oranına ulaştığında su kesiliyor ve yüklenmeye hazır hale geliyor. Biriken çamur, tüpün kesilmesiyle gün yüzüne çıkıyor. Kepçe vasıtasıyla kamyonlara yüklenen çamur, ardından bertaraf edilmek üzere depolama alanına sevk ediliyor. Dışarıya çıkan su ise tekrardan denize bırakılıyor.

    5 bölgeden aynı anda 100 geotekstil tüpü serilebiliyorken, her tüpün bin metreküp yaklaşık 2 bin ton kapasitesi bulunuyor. Haziran ayı itibariyle başlayan çalışmalarda, 100 geotekstil tüpünden ilk 20’si, yüzde 60 kuruluk oranına erişti. Depolanmaya başlanan çamurun farklı amaçlarla kullanımı konusunda üniversitelerin çalışmaları devam ediyor. Tüplerin toplamda 40 bin metreküp (8 milyon ton) kapasitesi olduğu öğrenildi.


    “Türkiye’nin en büyük çevre projesi 3 bin 500 tane tüpü bu şekilde dolduracağız”

    Projenin uzun soluklu olduğunu söyleyen Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanı Mesut Önem, “TÜBİTAK-MAM ve İstanbul Üniversitesiyle birlikte yapmış olduğumuz fizibilite ve uygulama çalışmaları neticesinde geçen ay itibariyle denizde çalışmalarımıza başladık. Dip çamurunu orada vakumlu şekilde katardör dediğimiz gemilerle çekiyoruz ve yaklaşık 7 -8 kilometreye varan boru hatlarıyla karaya getiriyoruz. Karada önce yüzde 8’lik çamuru flekilasyon işlemime tabi tutuyoruz çünkü yumaklaşmasını istiyoruz. Arkasından geotestil tüplerinin içine alıyoruz çamuru ve burada süzülen sular tekrar denize gidiyor ama katı kısmı yumaklaşarak bu arka kısımda gördüğünüz geotestil tüplerinin içinde kalıyor. Bu Türkiye’nin en büyük çevre projesi. 3 bin 500 tane tüpü bu şekilde dolduracağız. Geçen ay başladığımız çalışmanın sonucunda şu anda sahada bulunan 100 geotestil tüpümüz var. Bunlardan toplamda 3 bin 500 tane olacak ve bu 100 tüple ilgili dolum aşaması tamamlanmış gözüküyor. İlk 20’si ile ilgili çalışmayı bugün itibariyle başlatıyoruz. İlk 20’sindeki çamur yüzde 60 kuruluğa erdiğini gördük bunun analizlerini yaptık. Geotestil tüpleri keserek o çamuru alacağız ve daha sonrasında karada bertaraf ile ilgi alana götüreceğiz” dedi.

    “8 milyon ton çamur çıkacak”

    Depolanan çamurun değerlendirilmesiyle ilgili çalışmaların devam ettiğini ifade eden Mesut Önem, “Burada yaklaşık 8 milyon ton çamur çıkacak. Bu çamur çok büyük bir oran. O yüzden ilk başta bu depolama ile ilgili süreci yürütüyoruz. Geçen hafta özellikle akademik açıdan da değerlendirilmesi yönünde Gebze Teknik Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi, Uludağ Üniversitesi, Kocaeli Üniversitemiz, Sakarya Üniversitesinden akademisyenler geldiler, gelmeye de devam ediyorlar. Hem projemizi inceliyorlar fikir alışverişinde bulunuyoruz hem de bu çamurunun farklı faydalı kullanımı açısından nasıl değerlendirilebileceği yönünden alternatifler üzerinde çalıştığımızı söyleyebilirim” diye konuştu.

    “Çamurda kesinlikle koku oluşumu beklemiyoruz”

    Denizde şu ana kadar yapılmış böyle bir çalışmanın olmadığının altını çizen Önem, “Bir katardrajımız var vakumla çeken gemimiz saate 3 bin metre küplük pompayla basıyor ve yine arada iki tane terfi pompalarımız var bu şekilde karaya getiriyoruz. Çalışmalar tüm hızıyla devam ediyor. Durmasına yönelik bir durum yok. Ara vermeden, hız kesmeden bu şekilde devam ediyoruz. Biz çamurunun tüm bilimsel analizlerini yaptığımız için zaten kokmamasını bekliyorduk. Bu yönde bir endişe söz konusu ise şuandaki burada geotekstil tüplerin içinde bulunan çamur inorganik yapıda. O yüzden de süzülmüş olan suyun dışında kalan o yüzde 60 kuruluğa ermiş olan çamurda kesinlikle koku oluşumu beklemiyoruz” şeklinde konuştu.

  • Körfez’de mahalle şenlikleri başladı

    Körfez’de mahalle şenlikleri başladı

    Körfez’de çocuklar için tatil ile birlikte şenlikler de başladı. Yaz boyunca devam edecek olan çocuk şenlikleri, her mahallede gerçekleştirilecek. Her gün bir mahallede etkinliklerin olacağı şenlik programının ilki Yeniyalı Mahallesi’ndeydi. Oyun gruplarında keyifli vakitler geçiren çocuklar, animasyon ekibi ile çeşitli oyunlar oynadı.

    Akşam saatlerinde havanın da serinlemesiyle start verilen etkinliklerde çeşitli yarışmalar da yapıldı. Halat çekme, ip atlama gibi çocukların keyif alabileceği oyunların oynandığı programlarda çeşitli ikramlarda da bulunuldu. Körfez Belediye Başkanı Şener Söğüt de ilk programa katılarak çocukların eğlencesine ortak oldu.
    Çocukların kurulan oyun gruplarında keyifle vakit geçirdiği etkinlikte ailelerle bir araya gelen Başkan Söğüt, “Yaz boyunca her gün bir mahallemizde etkinliğimiz olacak. Amacımız çocuklarımızın keyif dolu bir yaz geçirmesi. Bol bol eğlenin” dedi.