Etiket: korku

  • Deprem korkusu altını ‘yastık altından’ çıkardı

    Deprem korkusu altını ‘yastık altından’ çıkardı

    Kahramanmaraş merkezli meydana gelen depremlerde 11 ilde on binlerce bina yıkılırken yine on binlerce insan hayatını kaybetti ve yaralandı. Depremler nedeniyle de birçok yapı hasar alarak yıkıldı. Türkiye’de altın piyasasında İstanbul’dan sonra gelen Kahramanmaraş’ta onlarca kilogram altın enkaz altında kaldı. Altınların enkaz altında kaldığını gören yüzlerce vatandaş yastık altı birikimini bozdurarak ya kendi takmayı tercih ediyor ya da bankalardan kasa kiralamayı tercih ediyor. Elazığ Kuyumcular Odası Başkanı Fikret Çakmakçı, kadınların deprem sonrası altınları yastık altında saklamak yerine takmaya başladığını söyledi.


    “Bankalarda kasa kiralamak için boş yer yok”

    Elazığ Kuyumcular Odası Başkanı Fikret Çakmakçı, deprem sonrasında enkaz altında tonlarca altının kaldığını ifade ederek, ”Tonlarca altın derken Kahramanmaraş bizim kuyumculuk sektörünün imalat yönünde İstanbul’dan sonra gelen ikinci şehri. Kahramanmaraş’ın korkunç derece de bir ihracat ve imalat potansiyeli var. Kuyumcu kentler yapıldı dışarıda üretim yapan firmalar sonuçta bunların altınlarının çoğu ve vatandaşların altınları enkaz altında kaldı. Kahramanmaraş vatandaş olarak da altın yönünde talep eden bir şehir. Enkaz altında altınlar kaldı. Özellikle hafta sonu olması dolayısıyla tüm toptancılar ve bütün üretim yapan firmalar hep büyük şehirlere ürünlerini pazarlamaya gitti. Sonra dönüş yaptılar kendi illerine ellerinde kalan ürünleri de dükkanlarında bulunan kasalarına girmedi. Haberlerde de görüldüğü gibi poşetlerle altınlar maalesef enkaz altında kaldı.

    Bu altınlar bir şekilde güvenlik birimlerimiz tarafından toparlanıp çıkarılıyor. Hak sahiplerine bir şekilde iade edilecek. Bunun da bir süreci var. Enkaz altında kalan altınlardan dolayı vatandaşımız da özelliklede bayanlarda bir tedirginlik var. Tam, yarım ve çeyrek diye tabir ettiğimiz yatırım altınları şimdi bayanlar tarafından bozdurulup kollarına bilezik olarak ya da boyunlarına zincir olarak kullanılıyor. Kutudaki altın eğer bir olumsuzluk olursa en azından kolumda olsun diyor. Altın dünyanın her tarafında satılabilecek bir maden. Özellikle bayanlarımız koluna ya da güvendiği bildiği kasalara veriyor zaten bankalara soruyoruz hiçbir şekilde kasa yok, kasa kiralamak için boş yer yok” dedi.

    Altındaki son durumu da değerlendiren Çakmakçı, “Önümüzdeki günlerde ve dönemlerde yapılacak faiz kararları piyasaları etkiler. Biz şöyle düşünüyoruz altında hiçbir şekilde uzun vadede düşüş beklemiyoruz. Vatandaş altından kaçmasın yine uzun vade yatırımını her zaman güvenli liman olan altına yapsın diyoruz” ifadelerini kullandı.

    “Bence en mantıklısı bankalara veya güvenilir kuyumculara teslim etmek”

    Adıyaman’da, Malatya’da vatandaşların yıllarca topladıkları emeklerinin heba olduğunu anlatan vatandaşlardan Kemal Dal, ”Belki bir çoğu da bu emekleri göremedi kayboldu gitti. Bence en mantıklısı bankalara veya güvenilir kuyumculara teslim etmek. Sonra çalışıyorsun, biriktiriyorsun evde saklıyorsun canın da gidiyor malın da gidiyor. Neticede canın kurtulsa bile emeğinde ortada kayboluyor, bulamıyorsun da. Yüzlerce kilo altın sağda solda bulundu. Bir kısmı kötü niyetli, art niyetli insanlar tarafından da alıp götürüldü. İnsanlarımızın canları gitti canları gitmeyenlerde tabi ki malları gitti. İnsanların geleceğe olan yatırımları vardı evlerinde, kasalarında belki de yastıklarının içerisinde. Bunlar güvenilir yerlerde olmadığı için deprem sürecinde hep kayboldu gitti. Bir kısmı altınlarını, ziynetlerini bulamadılar bile. Halbuki güvenli yerlerde olsalardı belki de kendilerine bir barınma yeri, ev tekrardan yeni bir yaşam kurma servetleri vardı ama şimdi bunu yapmayanlar hep mallarından hem de canlarından oldu” diye konuştu.

  • Faylı köy, korkuyla yaşıyor

    Faylı köy, korkuyla yaşıyor

    Dünyanın en hızlı hareket eden ve en aktif sağ-yanal atımlı faylarından biri olan Kuzey Anadolu Fayı (KAF) bin 100 kilometre uzunluğunda sağ yönlü ve doğrultu atımlı aktif fay hattı olarak biliniyor. Yaklaşık olarak Van Gölü’nden Saros Körfezi’ne kadar tüm kuzey Anadolu’yu kesen KAF, tek bir faydan oluşmadığı gibi pek çok parçadan oluşuyor. İstanbul, Kocaeli ve Bursa kesiminden Marmara Denizine giren KAF Hattı, Tekirdağ’ın Şarköy ilçesine bağlı Gaziköy Mahallesinden denizden çıkarak Saros Körfezi ve oradan da Yunanistan’a uzanıyor.


    Diken üstünde yaşıyorlar

    Fay hattının denizden karaya çıktığı noktada bulunan Gaziköy Mahallesi sakinleri adeta diken üzerinde yaşıyor. KAF’ın Ganos Segmenti, en son 1912 yılında biriken enerji sonucunda 7.3’lük deprem üreterek büyük yıkıma sebep olmuştu. 111 yıldır uyuyan bu fayı, denizden çıkar çıkmaz Gaziköy Mahallesi ile buluşuyor. Mahallenin sit alanı olarak ilan edilmesi sebebiyle de bölgede yeni yapılar yapılmadığı gibi söz konusu bulunan yapılarda da herhangi bir güçlendirmenin olmaması da mahalle sakinlerinin korkularını artırıyor.


    Denize sıfır mahalle

    Muhtemel herhangi bir deprem sonrası oluşabilecek bir tsunami de denize sıfır olan mahallede büyük tehlikelere ve yıkımlara yol açabileceği gibi mahalle aynı zamanda heyelan bölgesine yakın alanlarda bulunuyor. Ganos Fay’ına yerleştirilen 150 metre sismik cihazlarla fayın hareketleri izlenilirken, mahalle muhtarı Ali Altıntaş, yetkililerin burası için acil bir proje yapması için çağrıda bulundu.


    Son deprem korkularına korku kattı

    Gaziköy Mahalle Muhtarı Ali Altıntaş yaptığı açıklamada, “Mahalle sakinleri olarak tedirgin yaşıyoruz. Zaten arkamızda gördüğünüz Marmara Denizi. Mahallemiz, fayın denizden karaya çıktığı yerde bulunuyor. Çok tedirginiz. Bulunduğumuz tepe Cumhuriyet tepesi. Arkeolojik sit alanının üzerindeyiz şu an. Aldığımız bilgilere göre bu tepe zaten binlerce yıl önce deprem sonrası oluşmuş bir alan. Tepenin yamaçlarında bolca deniz kabukları ve deniz taşları bulunuyor. Devletimizden yapılarımızın sağlam yapılması için bir proje istiyoruz. Mahallemizde yaşamak istiyoruz. Kahramanmaraş depreminden sonra çok tedirgin yaşıyoruz. Binalarımızın hepsi 1994’ten önce yapılmış binalar. Depreme dayanıksız binalar. Fay hattının Ganos Segmentinde bulunuyor mahallemiz. Tekirdağ açıklarında 3.8 şiddetinde bir deprem oldu. O bizi ayrı bir tedirgin etti. Uzun zamandır uyuyan bir fay. Burası uzmanların Marmara çukuru diye tabir ettiği yer” dedi.

  • Deprem endişesiyle uykusuz kalanlar dikkat

    Deprem endişesiyle uykusuz kalanlar dikkat

    Merkez üssü Kahramanmaraş olan depremler, ülke genelinde büyük üzüntü ve korkuya neden oldu. Deprem gibi büyük bir felaketi yaşayan ve oradan sağ kalıp çıkabilmiş bireylerde değişik sebeplerle uyku sorunlarının ortaya çıkabileceğini söyleyen Tıp Fakültesi Fizyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Levent Öztürk, bu durumun uzun sürmesi halinde mutlaka uzmandan destek alınması gerektiğinin altını çizdi.

    Derin üzüntüye yol açan depremler sonrası travma ve stres bozukluğu gibi çeşitli hastalıklar ortaya çıkabiliyor. Deprem gibi doğal afetler toplumda ortak bir korku, kişilerde ise farklı izler ve kaygı durumlarına sebep olabilir.
    Tekrar yatıp uyuma halinde depreme yakalanırsam korkusu ile uykuya dalma ya da uykuyu sürdürme güçlükleri ortaya çıkabileceğini söyleyen Prof. Dr. Öztürk, dikkatli olunması ve bu durumun hafife alınmaması gerektiğine vurgu yaptı.

    Depresif duygu durumun belirtisi olarak ya da travma sonrası stres bozukluğu ile birlikte uykusuzluk gözlenebileceğini belirten Prof. Dr. Öztürk, deprem yaşayanlar ve depremde kayıpları olan bireylerde yalnızlık hissi, kendi değerini sorgulama ve depresyon ya da intihar düşünceleri olabileceğinden dolayı uyku sorunlarını ciddiye alarak dikkatli olmak gerektiğini ifade etti.

    Uyku sorunları çeken bireylerin bir uzamana danışarak sebebini anlaması gerektiğini aktaran Prof. Dr. Öztürk, uykusuzluk sorununun bireyin hem sonraki yaşamında sağlıklı olma durumunu da etkileyeceğine değindi.

    “Her 5 depremzededen birinde travma sonrası stres bozukluğu ortaya çıkıyor”

    Uyku sorununun altta yatan bir depresyonun ya da stres sonrası bozukluğun nedeni olabileceğini ifade eden Prof. Dr. Öztürk, “Literatürdeki çalışmalara baktığımız zaman ilginç rakamlar var. 2000’li yıllarda, Çin’in Schun eyaletinde yaşanan 8 şiddetindeki depremde yapılan çalışmada depremzedeleri 10 yıl süreyle takip ediyorlar ve 10 yıl sonra (İnsomnia) ya da uykusuzluk yakınmasının yüzde 20’lerde olduğu gösteriliyor. Yine Japonya’da Kumamoto depremi sonrasında depremden 5 sene sonra uykusuzluk yakınmalarının yüzde 35’lerde olduğu gösteriyor. Bu çok büyük bir rakam. Yani neredeyse her 5 depremzededen birinde travma sonrası stres bozukluğu ortaya çıkıyor” şeklinde açıklamada bulundu.

    “Üzerine düşülmezse bu sorun yıllarca sürebilir”

    Uyku şikayetlerinin sadece deprem sonrasındaki erken dönemde, aylar içerisinde değil eğer üzerinde durulmazsa yıllarca sürebilen kronik bozukluk haline gelebileceğinin altını çizen Prof. Dr. Öztürk, bu nedenle bir psikiyatri veya bir uyku uzmanıyla görüşerek altta yatan sebebin ortaya çıkarılması ve girişimin de ona göre yapılması gerektiğine dikkat çekti.

  • Viyadükten atladı, korku dolu anlar kamerada

    Viyadükten atladı, korku dolu anlar kamerada

    Olay, dün öğle saatlerinde Çenedağ Mahallesi Gaffar Okkan Caddesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, 33 yaşındaki A.Y. cadde üzerinde bulunan Cımbızdere Viyadüğü’nün korkuluklarına çıktı. Çevredekiler viyadük üzerindeki korkuluklara çıkan vatandaşı görünce durumu 112 Acil Çağrı Merkezi’ne bildirdi. İhbar üzerine olay yerine sağlık, polis ve itfaiye ekipleri sevk edildi. Yaklaşık 30 metre yükseklikteki viyadükten sarkan vatandaşı gören ekipler, hava yastığını açarak önem aldı. Polis ekipleri ise A.Y.’yi ikna etmeye çalıştı. Bir kişinin ellerinden tuttuğu vatandaş, daha fazla asılı kalamayarak kendini boşluğa bıraktı. Viyadükten aşağıya süzülen A.Y., itfaiye ekiplerinin açtığı hava yastığının üzerine düştü. Sağlık ekipleri vatandaşı sedye ile alarak, Derince Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırdı. Vücudunda kırıklar oluştuğu öğrenilen A.Y.’nin hayati tehlikesinin sürdüğü öğrenildi.


    Öte yandan, aynı köprüden daha öncede intihar girişimleri olmuş ve 2 kişi hayatını kaybetmişti.

  • Deprem korkusuyla ‘deprem kabini’ üretti

    Deprem korkusuyla ‘deprem kabini’ üretti

    İzmir’de yaşayan emekli elektrik teknisyeni Mustafa Tozan, eşinin İzmir’de 30 Ekim 2020’de meydana gelen depremde çok korkması üzerine uzmanların da görüşünü alarak televizyon ünitesi görünümlü deprem kabini üretti. Talep gelince kişiye özel siparişle kabin tasarlayan Tozan, “Biz tedbirimizi alalım, takdir Allah’ın; kurtarılmayı bekleyeceğiz. Gönül ister ki herkesin evinde bu ünite olsun ama Allah kullandırmayı nasip etmesin, yani deprem görmeyelim” diyerek 66 ton ağırlığı kaldırabilen deprem kabinini anlattı.

    “Fikir anası eşim”

    Tozan, “Eşimin deprem korkusu nedeniyle bu üniteyi tasarladım. İzmir depreminde çok korktu ve ona bir kabin yapmamı istedi. İki kişilik deprem ünitesini yapınca talep geldi. Talep gelince bu iş ticarete döküldü. Kişi sayısına, dairenin durumuna göre kişiye özel siparişleri tasarlamaya başladım. Amacımız insanlara yardımcı olmak ama bunu yaparken nafakamızı da çıkarıyoruz. Tasarım bana ait ama işin fikir anası eşim. Onun bulduğu eksikleri sırayla kabine ekledik ve proje şimdiki halini aldı. Eşim artık en ufak bir sallantıda elindekini bırakıp saniyeler içerisinde kabine giriyor. İçi rahat” dedi.

    Önü televizyon ünitesi, arkası deprem kabini

    Deprem kabininin özelliklerini anlatan Tozan, “Bu ünite çelikten yapıldı. Dışı MDF ile kaplı. Çarpma olmaması için iç tarafı yine MDF ve döşeme ile kaplandı. Ayrıca ünite içerisinde emniyet kemeri, şarj olabilir akü ile led aydınlatma, şarj aleti, siren mevcut. Ünitede oturma alanı var ve altı sandık şeklinde. Bu sandığa yiyecek, su, battaniye, yedek akü, alet takımı, ilaç, yangın tüpü gibi ihtiyaç duyulan eşyalar konulabilir. Üniteyi alanlar içeriye oksijen tüpü koyabilir ancak içeride zaten havalandırma delikleri de var. Alanı doğru kullanmak için deprem ünitesinin önünü televizyon ünitesi gibi tasarladım. Önünde televizyon var, hemen arkası deprem ünitesi oldu. İnşaat mühendisleri ile yaptığımız testlerle tek noktadan duran darbe karşısında 66 tona kadar dayanabilen bir kabin” diye konuştu. Projeyi mütevazı bir demir atölyesinde ve arkadaşının mobilya dükkanında tasarladığını belirten Tozan, kabini uzmanlara test ettirdiğini ve projenin patentini aldığını kaydetti.

     

  • “Çatılara bile devrilir korkusuyla sığınamıyorduk”

    “Çatılara bile devrilir korkusuyla sığınamıyorduk”

    “Asrın felaketi” olarak nitelenen depremin yaşandığı 10 ilden depremzedeler tüm ülkede olduğu gibi Denizli’ye de gelerek yurtlarda ağırlanıyor. Depremzedelerin hijyenik malzemeler, kıyafet gibi ihtiyaçları Pamukkale Yurdu Sosyal Tesislerde bulunan Yardım Malzemesi Temin Merkezinden gönüllü gençlerin çalışmaları ile karşılanıyor. AFAD koordinesinde yerleşen depremzedeler, hizmetin çok iyi olduğunu belirterek depremin hayatlarını tamamen değiştirdiğini söyledi. Şu anda yurtta ise 2 bin 42 depremzedenin bulunduğu aktarılırken, sayının her geçen gün arttığı öğrenildi.

    “Çocuklarımın bazıları enkaz altında kaldı ve onları çıkardık”

    Hatay Antakya’dan gelen Süleyman Koca, çocuklarını enkaz altından çıkardıklarını belirterek, “Çok şükür ölüm yok bizde ama komşularımızda hayatını kaybeden oldu. Çocuklarımın bazıları enkaz altında kaldı ve onları çıkardık. Arabaya binip yola çıktık. Burada insanlar samimi ve sevecen davrandı. Yurtta kalıyoruz, hiçbir ihtiyacımız yok, hepsi karşılandı. Depremden dolayı ne de olsa endişe içindeyiz” diye konuştu.

    Pencereden atladıklarını anlatan Nihat Edip Özarpacı, “Benim ev tam yıkılmadı ama yan yattı. Evin içine giremedik, her şey içerde kaldı. Kapıdan çıkmak istedik ama olmadı ve pencereden atladık. Burada çok rahatız, çok konforlu. Deprem bölgesinde durum tarif edilemez. Bir yandan soğuk vardı ve yağmur çok yağıyordu, çatılara bile devrilir korkusuyla sığınamıyorduk” dedi.

    Elbistan’dan gelen Emine Seren Taş, “Depremin merkez üssünden geliyorum. Elbistan yerle bir oldu. Şehrimizi böyle görmek bizi çok üzdü, evlerimiz yıkıldı. Allah devletimizden razı olsun, bizi Kredi ve Yurtlar Kurumu (KYK) yurtlarına yerleştirdi” ifadelerini kullandı.

    GSB Denizli Yurtlarında kalan depremzedeleri ziyaret eden Denizli Gençlik ve Spor İl Müdürü Ömer İlman, yaptığı açıklamada, “Ülke olarak çok büyük bir felaket yaşadık. Çok şükür devlet ve millet el ele verip bu depremlerin yaralarını sarmaya başladık. Biz ülke olarak bu felaketin de yaralarını beraber saracağız, tekrardan tüm ülkemize geçmiş olsun diliyorum” şeklinde konuştu.

  • Bursa’da metruk binada çıkan yangın korkuttu

    Bursa’da metruk binada çıkan yangın korkuttu

    Yangın, Kestel ilçesi Vanimehmet Mahallesi Tonga Caddesi üzerinde bulunan metruk binada bilinmeyen nedenle çıktı. Yangın, mahalleli tarafından itfaiye, polis ve sağlık ekiplerine bildirildi. Olay yerine gelen ekipler yangına müdahale etti. Yapılan müdahaleyle yangın kontrol altına alınırken, metruk bina kullanılamaz hale geldi.

    Polis ekipleri olayla ilgili inceleme başlattı.