Etiket: koronavirüs

  • Bursa’da geliştirildi! Kovid-19’u yok eden kimyasal formül

    Bursa’da geliştirildi! Kovid-19’u yok eden kimyasal formül

    Bursa’da bir ambalaj firması, hücreye zarar vermeden yeni tip koronavirüsü (Kovid-19) yok eden kimyasal formül geliştirerek ürettiği geri dönüştürülebilen naylon ve kağıtlarda uygulamaya başladı.

    Yıldırım ilçesinde 1998 yılından bu yana gıda, tekstil ve otomotiv sektörleri için ambalaj üreten firma, faaliyet gösterdikleri alanda Kovid-19’a karşı Ar-Ge çalışması yürüttü. Sonuçta kimyasal bir formül elde eden şirket yetkilileri, bu formülü naylon ve kağıtlara uyguladı.

    Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) laboratuvarlarında testlerden geçirilen ürünün hem Kovid-19’u yok ettiği hem de antibakteriyal, antimikrobiyal ve antifungal olduğu belirlendi.

    Testlere ilişkin raporlarla etkinliği ortaya konulan formül, firma tarafından polietilen naylon, kağıt ve dokunmamış kumaş (nonwoven) üretiminde kullanılıyor.

    Burusa Ambalaj firması sahibi Necati Polat, yaygın şekilde kullanılan naylon ve kağıt ürünlerde koronavirüsün bertaraf edilmesi amacıyla çalışma yaptıklarını söyledi.

    Çalışmaları sonuçlandırarak elde ettikleri formülü kullanmaya başladıklarını aktaran Polat, “Şu anda ürettiğimiz polietilen naylon, kağıt ve nonwoven ürün gruplarında koronavirüsü öldürüyoruz. Bu ürünün en önemli özelliklerinden biri de şu; koronavirüsü öldürüyoruz ama doğal hücreye zarar vermiyoruz. Yani sitotoksik etkisi yok. Ne koyduğunuz malzemeye ne de insana en ufak bir zararı var.” diye konuştu.

    Geliştirdikleri formülü, kağıt ve naylon gruplarında moleküler yapıya enjekte ettiklerini dile getiren Polat, daha sonra laboratuvar analizlerine geçildiğini bildirdi.

    Polat, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “BUÜ Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalında testler yapıldı. Arkasından koronavirüs ile ilgili test sürecine girdik. BUÜ Veteriner Fakültesi Viroloji Ana Bilim Dalında da bu süreç yürütüldü ve raporlar çıktı. Koronavirüs ile ilgili durum şu; ürün ilk 3 saatten sonra koronavirüsü öldürmeye başlıyor ve 24 saatin sonunda yüzde 99,9 oranında yok ediyor. Aynı ürün, bakteri ve mikropların yüzde 100’ünü 24 saatin sonunda öldürüyor. Sadece zararlı mikropları öldürüyor, doğal hücreye zararı, sitotoksik etkisi yok. Ürünün tüm özellikleriyle ilgili patent başvurusunda bulunduk.”

     “Muzu kabuk rengi bile değişmeden 10 gün koruyabiliyoruz”

    Etkisi 3 ay süren formülün mantar ve küfe karşı da etkili olduğuna dikkati çeken Polat, gıda israfının önlenebilmesi için çalışmayı bu alanda genişlettiklerini belirtti.

    Gıdaların raf ömrünün kısa olmasından dolayı nakliyat aşamalarında sıkıntılar yaşandığına değinen Polat, “Bunun üzerine ayrı bir çalışma yaptık. Şu anda ürünümüz, kirazı 36 gün boyunca taze koruyabiliyor. Buzdolabında ya da serin ortamlarda kullanabiliyoruz. Muzu kabuk rengi bile değişmeden 10 gün boyunca koruyabiliyoruz.” dedi.

    Polat, Türk Gıda Kodeksi’ne göre, formülün gıdayla temasa uygun olduğunun onaylandığını ifade etti.

    Ev boyalarından plastik aksama ve kağıt peçetelere kadar pek çok farklı alanda kullanılabilen formülü bir uçak firmasının araçlarında da uyguladıklarını kaydeden Polat, şu bilgileri paylaştı:

    “Uçakta yemek yerken kullanılan tablaları polietilen naylon kaplayarak antiviral hale getirdik. Uçaktaki koltukların baş ve omuz üstü kısmı üzerine kaplamalar yaptık. Bu bölümler de antiviral hale getirildi. Hava yolu şirketi, uçakların bakımları sırasında bu kaplamaları değiştiriyor. Yemek yenilen tablalar ile ilgili çok uzun süreli kullanma talepleri oldu. Dolayısıyla bunları 3 ay kullanılabilir halde uyguladık.”

    “3’üncü ayın sonunda hala etkinliğinin varlığını gözledik”

    BUÜ Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cüneyt Özakın da geliştirilen formülün antimikrobiyal etkisine ilişkin test sonuçları hakkında bilgi verdi.

    Laboratuvarda uluslararası standartların kullanıldığına işaret eden Özakın, şunları kaydetti:

    “Bu standartların en uygun olanıyla ürünün farklı özellikli kombinasyonlarını test ettik ve bunların içinde etkili olanları saptadık. Ürün, hem antibakteriyel hem de antiviral etkiye sahip olarak bulundu. Bazı bileşimleri, yani konsantrasyonu olanları daha etkili bulundu. Bu etkinliği saptadıktan sonra da etkisini ne kadar devam ettirdiğini test etmeye başladık. En son 3’üncü ayın sonunda hala etkinliğinin varlığını gözledik. Bunun yanında bu ürünün insan sağlığı ya da gıda içinde temas sonrasında riski için araştırmalar yaptık. Komple temas ettiği, gıdaya geçtiği durumda bile güvenli olduğunu gördük.

    BUÜ Veteriner Fakültesinde de antiviral etkinliği test edildi. Testte, temas süresi uzadıkça virüsü ortadan kaldırdığı ve antiviral etkisinin olduğu görüldü. Hem bakteriyel hem mantar hem de virüslere karşı öldürücü etkisi olan ve insan sağlığı açısından da risk oluşturmayan bir ürün olarak değerlendirdik.”

     

  • “En zor karar okulların açılması”

    “En zor karar okulların açılması”

    Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, dünyayı saran pandemi ile mücadele sürerken Türkiye dahil tüm ülkelerde okulların açılmasına yönelik uygulamaların en zor karar olduğunu belirtti. Prof. Dr. Ceyhan, “Okullar için açılış tarihi olarak açıklanan tarih konusunda erken diyemiyoruz çünkü geç dediğiniz bir tarihte bundan daha iyi olacağının garantisi yok” dedi.

    Milli Eğitim Bakanlığı koronavirüs nedeniyle mart ayında eğitime ara verilen okulların, 31 Ağustos’ta tekrar açılacağını bildirdi. Okulların açılma tarihi belli oldu ancak koronavirüsün etkilerinin sürmesi ile uygulanacak sistem merak konusu oldu. Milli Eğitim Bakanlığı’nca yapılan açıklamalara göre, uygulamalar arasında en fazla öne çıkan konu ise karma eğitim oldu. Okullarda sosyal mesafenin korunmasına yönelik sınıflarda yapılacak düzenlemelerin yanı sıra bir kısım öğrencinin evde online eğitim alırken, bir kısmının ise yüz yüze eğitim göreceği değerlendiriliyor. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, Türkiye’de dahil tüm ülkelerde okulların açılmasına yönelik uygulamaların en zor karar olduğunu belirtti, son yapılan araştırmalara göre 10-19 yaş grubunun virüs bulaştırma riskinin çok daha yüksek olduğunun belirlendiğini dile getirdi.

    ‘ÇOCUKLARDA ÇOK VİRÜS YOK, SADECE ÇOK AKTİFLER’

    Çocukların virüs alsa bile bulaştırmayacağı iddia edildiğini ancak son dönemde yapılan çalışmaların bunun doğru olmadığını gösterdiğini dile getiren Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, “Güney Kore’de yeni çıkan çalışmada bulaşların hangi yaş gruplarında ne kadar olduğuna bakıldı ve görülen en yüksek ev içi temasta en yüksek bulaş 10-19 yaş grubunda. Evin içinde virüsü taşıyan 10-19 yaş aralığında ise diğer yaş gruplarına göre daha çok bulaştırıyor ama dışarıda ev dışında arkadaş ortamında ise 20 yaş üstü daha riskli. İkisini kıyasladığında evde bir kişide virüs varsa bulaştırma ihtimali yüzde 11.8 iken, arkadaş ortamlarında virüs taşıyan biri varsa bulaştırma ihtimali sadece yüzde 1.9. O halde en büyük bulaş ev ortamında ve bunu en çok 10-19 yaş arasındaki çocuklar sağlıyor. Bu da çocuklarda çok virüs çıkıyor olarak anlaşılmamalı çok aktifler, evin içinde kontrolü sağlamak çok zor. Mesafeye dikkat etmeleri, evin içinde maske takmaları mümkün olmuyor gibi nedenlerle de bulaştırdıkları gösterildi” diye konuştu.

    ‘ÇOCUKLAR GENELDE BELİRTİ VERMİYOR’

    Çocuklarda genellikle virüsün belirti vermediğini ve bu nedenle hastalığı bulaştırdığında zaman konusunda bir dezavantaj yarattığını belirten Prof. Dr. Ceyhan, “Okullardaki dezavantaj bulaşan çocukların çoğu hafif ve belirtisiz geçirdiği için farkına varamıyorsunuz. O çocuk evde daha riskli ağır seyredebilecek, yaşı yüksek, kronik hastalığı olan birine bulaştırdığı zaman anlayabiliyorsunuz bu da tedbir almanızı geciktiriyor. Hangi okul olduğunu bulup tedbir aldığınızda bulaşın üzerinden ay geçmiş oluyor. O yüzden okulların açılması her ülkede en zor karar verilen konulardan biri. Bir ülkede salgın başladığında ilk kapatılan yerlerden biri okul oluyor. Türkiye’yi düşünürseniz 18 milyon kişiden bahsediyoruz. Bunları kontrol etmek kolay değil” dedi.

    ‘SINIFLARDA 1,5 HATTA 2 METRE MESAFENİN KORUNMASI GEREK’

    Okullar açıldığında sınıflarda alınması gereken tedbirlere de değinen Prof. Dr. Ceyhan, karma eğitimden söz edildiğini ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Belli tedbirler alınacaktır ancak bu tedbirleri almak da kolay değil. Sayın Milli Eğitim Bakanının konuşmalarından anladığım kadarıyla karma eğitim uygulanacak gibi görünüyor. Bilim Kurulu önerilerinde 1 metre bir mesafeden bahsediliyor. Bu hiç güvenli olmayan bir mesafe. 1.5 metreden aşağısı tehlikeli. Hele de bir de çocuk maskesini çıkaracaksa bu mesafenin 2 metre olması lazım. Sınıfların çok iyi bir şekilde havalandırılması lazım. Sınıflara giriş çıkışların çok iyi bir şekilde kontrol edilmesi lazım. Bu da ancak sınıfları ikiye, üçe bölerek karma eğitimde bir kısmı internetten bir kısmı okulda yüz yüze yapılabilir. Fakat anne baba çalışıyorsa o çocuklar okul saati dışında ne yapacağı belirsizleşiyor. Birçok zorluğu olan ve karar vermekte zorlanılan bir konu. Şu anda dünyada ülkelerin tartıştığı konular arasında birinci sırada.”

    EN ZOR KARAR OKULLARIN AÇILMASI

    En zor karar verilecek konuların başında eğitim sistemi geldiğini belirten Prof. Dr. Ceyhan, “Okullar için açılış tarihi olarak açıklanan tarih konusunda erken diyemiyoruz çünkü geç dediğiniz bir tarihte bundan daha iyi olacağının garantisi yok. Virüsün mutasyon riski var. Salgının iki seneden önce bitme ihtimali çok yüksek. Bir dönem ara verilmesi de çok zor. Çocukları evde bırakacak olan çalışan anne ve baba açısından o da zor. Üzerine çok çalışılması gereken bir konu. Bunun için Milli Eğitim Bakanlığından, Sağlık Bakanlığından, Çalışma Bakanlığından eğitim ve tıp fakültelerinden grupların çok sıkı bir şekilde çalışıp bir arada karar vermesi gereken bir konu. Bence en zor karar verilecek konu bu” diye konuştu.

  • İngiltere’de okulların açılması ikinci dalgaya neden olabilir

    İngiltere’de okulların açılması ikinci dalgaya neden olabilir

    İngiltere’de sağlık uzmanları, Ulusal Sağlık Servisi’nin (NHS) test ve izleme kapasitesini geliştirmezse okulların açılmasının ‘facia’ ile sonuçlanabileceğini duyurdu.

    Dünyayı etkisi altına alan koronavirüsün (Covid-19) en çok etkilediği ülkelerden birisi olan İngiltere’de sağlık uzmanları, ikinci dalgaya karşı harekete geçti. Uzmanlar, Eylül ayında okulların açılmasıyla ikinci dalganın gelebileceğini ve bunun facia ile sonuçlanabileceğini vurguladı. Sağlık uzmanları, NHS’nin test, izleme ve takip kapasitesini geliştirmesi gerektiğinin altını çizdi.

    YENİ ÖNLEMLER GETİRİLECEK

    Uzmanlara göre, ikinci dalganın önlenmesi için NHS’nin koronavirüs tespit edilen hastaların temas ettiği kişilerin yüzde 68’ine ulaşması ve takip etmesi gerekiyor. İngiliz medyası, NHS’nin şu anda böyle bir kapasiteye sahip olmadığını duyururken; halihazırdaki sistemin virüslü hastaların temas ettiği kişilerin yarısına ulaşabildiği belirtiliyor. Öte yandan sağlık uzmanları, okulların açılmasıyla virüsün yayılmasını engellemek için ek ve yeni önlemlerin de getirilmesi gerektiğini belirtti.

  • Bilim Kurulu Üyesi: “Virüs resmen sahillere akın etti”

    Bilim Kurulu Üyesi: “Virüs resmen sahillere akın etti”

    Ankara Şehir Hastanesi Acil Tıp Kliniği Eğitim Görevlisi ve Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu üyesi Doç. Dr. Afşin Emre Kayıpmaz, “Sahillerdeki görüntüyü izledik. Koronavirüs resmen sahillere akın etti. Biz kalabalıklardan uzak durmayı, kişiler arasında sosyal mesafenin korunmasını, uygun biçimde maske kullanılmasını tavsiye ederken ve herkes bunu ezberlemişken gördüğümüz tablo bizi son derece üzdü” dedi.

    Doç. Dr. Afşin Emre Kayıpmaz, yaptığı açıklamada Kurban Bayramı’nda kurallara uyulmadığının görüldüğünü, bu görüntülerin gece gündüz demeden virüse karşı mücadele eden sağlıkçıları çok fazla üzdüğünü söyledi. Bayram namazlarında, kurban kesimlerinde ve plajlarda sosyal mesafe, hijyen ve maske kurallarının hiçe sayıldığını belirten Kayıpmaz, bayramdan önceki süreçte vatandaşı uyardıklarını hatırlattı. Kayıpmaz, Kurban Bayramı’nın virüsün yayılımı noktasında kritik bir eşik olduğunu ve ağustos ayında yeni vaka sayılarının daha da düşürülmesi konusunu sık sık gündeme getirdiklerini belirterek, “Sahillerdeki görüntüyü izledik. Resmen koronavirüs sahillere akın etti. Biz kalabalıklardan uzak durmayı, kişiler arasında sosyal mesafenin korunmasını ve uygun biçimde maske kullanılmasını özellikle tavsiye ederken ve herkes bunu ezberlemişken gördüğümüz tablo bizi son derece üzdü. Plajlara girerken kuyruklar oluştuğunu gördük. Sosyal mesafenin hiçe sayıldığını gördük. Kişilerin bu alanlarda maske takmadığını gördük. Sahillerde çok ciddi bir yoğunluk oluştu. Sahillerde sosyal mesafenin sıfır olduğunu gördük. Plajda sıra bekleyen kişiler ‘bize bir şey olmaz, koronavirüs bize bir şey yapmaz’ gibi bir yaklaşımı kameralara karşı dile getirdi. Bu da bizi çok üzdü” dedi.

    ‘EMEKLERİMİZ BOŞA GİTMESİN İSTİYORUZ’

    Doç. Dr. Kayıpmaz, Kurban Bayramı tatilindeki görüntülerin tedirginlik oluşturduğunu söyleyerek, şöyle konuştu:

    “Virüse karşı sağlık çalışanları olarak ilk vakaların görüldüğü mart ayından beri ciddi anlamda mücadele ediyoruz. Salgınla mücadele hazırlıklarına ise hastanelerde ocak ayı sonunda başlamıştık. Acil servislerde koronavirüs mücadelesi tüm hızıyla devam ediyor. İnsanları sağlığına kavuşturmak için 7 gün 24 saat çalışan sağlık personellerini, bu görüntüler ciddi anlamda üzdü. Aylardır çocuğundan ayrı, kurumların misafirhanelerinde veya kendi tuttukları ayrı evlerde konaklayanlar var. Durum böyle olunca, tedbirsizlik görüntüleri acil sağlık personelleri başta olmak üzere son derece fedakarca çalışan tüm sağlık çalışanlarını son derece üzüyor. Sağlık personellerimizde de ister istemez virüsle mücadele kapsamında ayların getirdiği bir yorgunluk başladı. Önümüz sonbahar ve kış. Sonbahar ve kış aylarında vaka sayılarının artacağı dünya genelinde öngörülüyor. Hal böyleyken bizim bireysel olarak bu önlemlere daha fazla dikkat etmemiz gerekiyordu. Bayram tatilinde bu önlemlerin hiçe sayıldığını gördük. Biz bayramda, bayram öncesinde de hep kontrollü sosyal hayattan bahsettik. Ne yazık ki bayram sürecinde kontrolsüz sosyal hayatı gördük. Bunun da 1 hafta, 10 gün içinde vaka sayılarına yansıyacağını öngörüyoruz. Sağlık personellerimiz çok fedakar çalışıyorlar. Onlar tatil yapamıyorlar. Belki yakın yerlere gezi olursa yapıyorlar. Onun dışında onlar da yoruldu. Artık bir mola vermek, dinlemek istiyor. Onlar fedakarca hastanelerde çalışırken bir yandan da tedbirsiz rehavet görüntüleri bizleri son derece üzüyor. Çabalarımız, emeklerimiz boşa gitmesin istiyoruz. Bunun da yolu her birimizin birey olarak önlemlere uyması.”

    ‘HİÇBİR ÜLKENİN SAĞLIK KAPASİTESİ SINIRSIZ DEĞİL’

    Kayıpmaz, hastalığa karşı etkinliği yüzde 100 kanıtlanmış ilaç olmadığına dikkat çekerek, şunları kaydetti:

    “Aşı çalışmalarını her birimiz merakla bekliyoruz. Bundan daha kolay yapabileceğimiz önlemler var. Örneğin, maske. Maskenin maliyeti 50 kuruş. 50 kuruşluk bir maskeyi dışarıda her yerde kullanarak hem kendimi koruyorum hem de bende olabilecek bir mikroba karşı etrafımdaki insanları koruyorum. Sosyal mesafeye de dikkat ederek hastalığın bulaşma riskini en aza indiriyorum. Ama siz bir hastayı yoğun bakımda tedavi etmeye çalıştığınız zaman maliyetler de çok yükseliyor. Günlük binlerce lirayı bulan tedavi maliyetleri var. Bu maliyet de hepimizin ortak bütçesinden çıkıyor. Biz hastalıktan korunur ve alacağımız tedbirlerle hastalığa yakalanmazsak hastane ve sağlık kapasiteleri zorlanmaz. Türkiye dahil olmak üzere hiçbir ülkenin sağlık kapasitesi sınırsız değil. Sağlık kapasitesinin zorlanmaması adına kendimizi hastalıktan korumamız lazım. ‘Sıcaklar bunaltıyor maske takamıyorum’ düşüncesinin olmaması lazım.”

  • “Bayramdaki tedbirsizlik kaygı verici”

    “Bayramdaki tedbirsizlik kaygı verici”

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca 2 Ağustos 2020 günlük corona virüs tablosunu açıkladı. Koca, bayram ve tatil dönemindeki tedbirsizliği ‘kaygı verici’ olarak nitelendirdi.

    Günlük corona virüs tablosu…

    Sosyal medya hesabından son 24 saatin corona virüs verileri paylaşan Sağlık Bakanı Koca, “Kurban Bayramı ve tatilde tedbir eksikliği, önümüzdeki günlerde ortaya çıkacak sonuçlar açısından kaygı verici” açıklamasında bulundu.

    Bakan Koca şunları da ekledi:

    ”Son 3 günde yeni hasta sayılarımızın arttığı illerde zatürre oranı aynı kaldı. Ülke genelinde ağır hasta sayımız kontrol altında görünüyor”

    Türkiye’de son 24 saatte 987 kişiye Covid-19 tanısı konuldu, 18 kişi hayatını kaybetti, toplam vaka sayısı 232 bin 856, can kaybı 5 bin 728 oldu.

    Son 24 saatte 978 kişinin daha iyileşmesiyle Covid-19 tedavisi tamamlananların sayısı 216 bin 494 oldu.

  • Sağlık Bakanı vatandaşları uyardı: Rehavetten kurtulun

    Sağlık Bakanı vatandaşları uyardı: Rehavetten kurtulun

    Kurban Bayramı ve tatil bölgelerinden gelen görüntülere Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’dan tepki geldi: Biz yeniden ciddi kısıtlamalar getirmeden vatandaşlarımız rehavetten kurtulsun. Aksi halde bölgesel olarak gerekli kararları yeniden almak zorunda kalırız.

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Kurban Bayramı’nda yaşanan manzaralar nedeniyle vatandaşları bir kez daha uyarıp, “Bu rahatlık devam ederse tablonun olumsuz yönde gitmesi kaçınılmaz. Biz yeniden ciddi kısıtlamalar getirmeden vatandaşlarımız rehavetten kurtulsun. Aksi halde bölgesel olarak gerekli kararları yeniden almak zorunda kalırız” dedi.

    Gazeteci Candaş Tolga Işık’a konuşan Bakan Koca, günlük bilgilendirme tablosundaki değişikliğin Bilim Kurulu’nda alınmış bir karar olduğunu söyledi.

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın açıklamaları şöyle:

    Bu rahatlık devam ederse tablonun olumsuz yönde gitmesi kaçınılmaz. Biz yeniden ciddi kısıtlamalar getirmeden vatandaşlarımız rehavetten kurtulsun. Aksi halde bölgesel olarak gerekli kararları yeniden almak zorunda kalırız.

    “ÜZÜLEREK SÖYLÜYORUM”

    Üzülerek söylüyorum normalleşmeyle birlikte tedbirler devre dışı kaldı, temas arttı. İnsanlarda açık havada hastalık daha az bulaşacağına dair yanlış bir algı var. Bu virüsten korunmanın tek yolu önce mesafe ardından da maske.

    TABLODAKİ DEĞİŞİKLİK

    Günlük bilgilendirme tablosundaki değişiklik Bilim Kurulu’nda alınmış bir karar. Ateş Hoca’nın sözleri yanlış anlaşıldı, sanırım kendi de anlatacak. Bunun sebebi dünyada belirlenen ağır hasta kriterlerine uyum sağlamak.

    Uluslararası literatürle bizdeki ağır vaka tanımı aynı olsun diye yapıldı bu değişiklik. Yoğun bakım sayılarının içinde entübe hastalar da var. Tedavi ne kadar geç başlarsa zatürre oranı o kadar artıyor. Bu yüzden zatürre oranını takip ediyoruz.

    SAKLAMAK İSTESEM HER GÜN BAĞIRIR MIYIM?

    Kovid vakalarının akciğer hastası diye gösterildiği iddiası gerçek dışı. Bir hastanın kovid testi pozitifse başka hangi hastalığı olursa olsun öncelikle kovid pozitif diye kayda geçer. Ağır vakalar artıyor diye her gün bağırıyorum. Bir şeyler gizleyen insan böyle bağırır mı?

    AVRUPA’DA İKİNCİ DALGA HENÜZ BAŞLAMADI

    Avrupa’da henüz ikinci dalga başlamadı. Onların da bizim de esas korkumuz influenza mevsiminin eylülden sonra başlamasıyla korona vakalarıyla influenza vakalarının bir arada başlaması, birlikte daha agresif bir şekilde yükselişe geçmesi.

  • Rusya aşının klinik denemelerini tamamladı

    Rusya aşının klinik denemelerini tamamladı

    Rusya Sağlık Bakanı Mikhail Murashko, Gamaleya Epidemiyoloji ve Mikrobiyoloji Bilimsel Araştırma Enstitüsü’nün geliştirdiği koronavirüs (Covid-19) aşısının klinik denemelerinin tamamlandığını açıkladı.

    Rus haber ajansı TASS’ta yer alan habere göre, Bakan Murashko basına yaptığı açıklamada, Gamaleya Enstitüsü’nün geliştirdiği koronavirüs aşısının klinik denemelerinin tamamlandığını belirterek, “Gamaleya Enstitüsü’nün geliştirdiği koronavirüs aşısının klinik denemeleri tamamlandı, kayıt prosedürü için belgeler hazırlanıyor” ifadelerini kullandı.

    Murashko ayrıca, Viroloji ve Biyoteknoloji Devlet Araştırma Merkezi Vektör tarafından geliştirilen başka bir aşının da klinik deneme aşamasında olduğunu vurguladı. Murashko, buna ek olarak, gelecek 1,5- 2 ay içerisinde 2 aşının daha geliştiricilerinin, gönüllüler üzerinde klinik denemelere başlanması için başvuru yapacağını beklediklerini aktardı.

  • Tam 90 yaşında! Koronavirüsü yendi

    Tam 90 yaşında! Koronavirüsü yendi

    Kayseri’nin Pınarbaşı ilçesinde İsmail Göl (90), 34 gün süren tedavisinin ardından koronavirüsü yenerek, sağlığına kavuştu. Evinde bahçe işleriyle uğraşan Göl, “İnsanlar, tanımadıkları, şüphelendikleri kişilere yaklaşmasın. Aralarına mesafe koysunlar. Maske taksınlar” dedi.

    7 çocuk babası İsmail Göl, geçen 20 Haziran’da yüksek ateş ve halsizlik şikayetiyle Kayseri Şehir Hastanesi’ne kaldırıldı. Koronavirüs testi pozitif çıkan Göl, hastanede tedavi altına alındı. 34 gün süren tedavinin ardından İsmail Göl, hastalığı yenerek sağlığına kavuştu. Evinde normal yaşamına dönen Göl, bahçesine ektiği sebzelerle uğraşarak, zamanını geçiriyor. Yaşadığı süreci anlatan Göl, kardeşi İbrahim Göl’den hastalığı kaptığını belirterek, “Kardeşim hastalığa yakalanmış. Onunla temas ettiğim için ben de hastalandım. Hastanede muayene olduktan sonra koronavirüs olduğum ortaya çıktı. Hastaneye gidene kadar bana koronavirüs bulaştığını bilmiyordum. Hiç farkında değildim. Hemşireler kan almaya, serum takmaya başladı. 34 gün hastanede kaldım. Şimdi çok iyiyim. Eski halim neyse şu an o haldeyim. Allah’a şükürler olsun” dedi.

    Koronavirüsü karşı vatandaşları uyaran Göl, “İmkanları oldukça sosyal mesafeyi korusunlar. İnsanlar, tanımadıkları, şüphelendikleri kişilere yaklaşmasın. Aralarına mesafe koysunlar. Maske taksınlar. Virüsün nasıl bulaştığını bilemezler. Ağrıyan bir yerim yok. Hastaneye gidene kadar hasta olduğunu bilmiyorsun” ifadelerini kullandı.

  • Sivas Divriği’de bir köy karantinaya alındı

    Sivas Divriği’de bir köy karantinaya alındı

    Sivas’ın Divriği ilçesinde 1 köy, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) tedbirleri kapsamında karantinaya alındı.

    Valilikten yapılan açıklamada, Kovid-19 salgınının yayılarak vatandaşların hayatını tehdit etmesini engellemek ve sosyal izolasyonu sağlamak amacıyla Divriği ilçesi Çiğdemli köyünün İlçe Hıfzıssıhha Kurulu kararıyla karantinaya alındığı bildirildi.

    Açıklamada, karantina nedeniyle köye giriş ve çıkışların yasaklandığı belirtildi.

  • Son tablo açıklandı! Ağır hasta sayısı 21 kişi arttı

    Son tablo açıklandı! Ağır hasta sayısı 21 kişi arttı

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca Türkiye’nin güncel koronavirüs tablosunu paylaştı.

    Türkiye’de son 24 saatte 982 kişiye koronavirüs tanısı kondu. Hayatını kaybedenlerin sayısı 17 kişi artarak 5 bin 691’e yükseldi. Ağır hasta sayısı düne oranlar 21 kişi artarak 582’ye yükseldi.

    Bugün iyileşenlerin sayısı 996 kişi artarak 230 bin 873’e yükseldi. Hastalarda zatürre oranı yüzde 8,8 olarak açıklandı.

    Sağlık Bakanı Koca: “Son üç günde ağır hasta sayısı en çok artan şehirler: İstanbul, Ankara, Konya, Gaziantep, Diyarbakır. 27 şehirde ise son üç günde yeni ağır hastamız olmadı. Zatürreli hasta oranımızda düşüş, yeni tanı konan hasta sayımızda artış eğilimi var.”