Etiket: koronavirüs

  • Cumhurbaşkanı Yardımcısı koronavirüse yakalandı

    Cumhurbaşkanı Yardımcısı koronavirüse yakalandı

    Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın koronavirüs testinin pozitif çıktığı duyuruldu.

    Cumhurbaşkanı Yardımcılığı’ndan yapılan açıklamaya göre, Oktay’ın Covid-19 testi pozitif çıktı.

  • Araştırma: Delta’ya kıyasla daha düşük

    Araştırma: Delta’ya kıyasla daha düşük

    İngiltere’deki Imperial College Üniversitesi tarafından yapılan araştırmada, Delta’ya kıyasla Omicron vakalarının hastaneye gitme olasılığının yüzde 15, bir gece ya da daha fazla hastanede yatma olasılığının yüzde 40 daha düşük olduğu ifade edildi.

    İngiltere merkezli yapılan araştırmada, 1-14 Aralık tarihleri arasındaki Covid-19 vakaları incelendi. İncelemelerde 56 bin Omicron vakası, 269 bin de Delta vakası yer aldı. Üniversitenin internet sitesinde yer alan açıklamada, “Tahminler, Omicron vakalarının Delta vakalarına kıyasla ortalama olarak yüzde 15-20 oranında herhangi bir hastaneye yatış riskinin daha az olduğunu gösteriyor. Yine Delta’ya göre hastanede bir veya daha fazla gece kalma olasılığının ise ortalama yüzde 40-45 oranında daha az olduğu görülüyor” denildi. Imperial College Üniversitesi profesörü Neil Ferguson, araştırmaya ilişkin yaptığı açıklamada “Analizimiz, Delta varyantı ile karşılaştırıldığında Omicron varyantı ile ilişkili hastaneye yatış riskinde orta derecede bir azalma olduğuna dair kanıtlar göstermektedir” dedi.

    DSÖ AVRUPA DİREKTÖRÜ, HASTANEYE YATIŞLAR KONUSUNDA UYARMIŞTI

    Imperial College araştırması hastaneye yatış oranının daha az olduğunu ifade etse de Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Avrupa Direktörü Hans Kluge, sağlık sistemlerinin Omicron vakalarına karşı acilen hazırlanması gerektiğini söylemişti. Kluge, dün bölge ülkelerinin sağlık sistemlerinin acil olarak Omicron varyantının oluşturacağı enfeksiyon dalgasına hazırlanması gerektiğini altını çizmişti. Kluge, bu kapsamda varyanta karşı acil olarak alınması gereken üç adımlık tedbirleri de sıraladı. Açıklamada, “Acilen yapmamız gereken 3 şey var: aşı yoluyla kendimizi korumak, enfeksiyonu önlemek ve sağlık sistemlerini vaka sayısında artışa hazırlamak. Aşı, ağır hastalık ve ölüme karşı en iyi korumayı sağlar ve bu, enfeksiyonu önlemek için hepimizin alabileceği diğer önlemlerle iç içe hareket etmektedir. Ayrıca hükümetler ve yetkililerin müdahale ve sağlık sistemlerimizi ciddi dalgaya karşı hazırlaması gerekiyor” demişti.

    İNGİLTERE’DE SON DURUM

    İngiltere’de son 24 saatte tespit edilen vaka sayısı 106 bin 122 olarak açıklandı. Bu sayı, ülkede ilk vakanın görüldüğü günden bu yana tespit edilen en fazla vaka sayısı olarak kaydedildi. Öte yandan ülkede 140 kişi Covid-19’a bağlı nedenlerle yaşamını yitirdi.

  • Bilim Kurulu üyesi: Bu kez dalga değil tsunami geliyor

    Bilim Kurulu üyesi: Bu kez dalga değil tsunami geliyor

    Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz, tüm dünyada panik yaratan ve kapanmaları yeniden gündeme getiren Omicron varyantının bu kez yeni bir dalga değil, tsunamiye yol açacağını söyledi. Prof. Dr. Yavuz, özellikle yılbaşı nedeniyle kalabalık ortamlara girmekten kesinlikle uzak durulmasını, imkanı olan sektörlerde uzaktan çalışmaya yeniden dönülmesi gerektiğini, aşılamaların da halen hayati önem taşıdığını vurguladı.

    Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz, tüm dünyayı hızla etkisi altına alan ve yeni yıl arifesinde ABD ve Avrupa’da kapanmaları yeniden gündeme getiren Omicron varyantı hakkında değerlendirmelerde bulundu. Prof. Dr. Yavuz, pandemi başladığından beri hep yeni dalgalardan bahsedildiğini ama bu kez ciddi bir tsunami ile karşı karşıya olunduğunu söyledi.

    Yavuz, Güney Afrika’dan gelen veriler hastalığın hafif seyirli olduğunu gösterse de vakaların çoğunluğunu gençlerin oluşturması ve Güney Afrika’da toplumda hastalığı geçirme oranının yüzde 75’leri bulması nedeniyle Omicron’un hafif hastalığa neden olduğuna dair kesin bir kanıya ulaşmak için henüz çok erken olduğunu vurguladı. Prof. Dr. Yavuz, İngiltere ve Norveç’ten gelen bilgilere göre hastalık seyrinin daha çok Delta varyantına benzediği yönünde olduğunu, ancak Omicron’un bulaşma hızının Delta’yı katladığı göz önüne alındığında, vaka sayılarının sağlık sistemlerini zorlayabilecek düzeylere ulaşma riski bulunduğunu belirtti.

    “AMERİKA’DA BİR AY İÇİNDE NEREDEYSE BASKIN HALE GELDİ”

    Prof. Dr. Yavuz, “Güney Afrika’da Kasım sonuna doğru ortaya çıktıktan sonra, bir ay içinde inanılmaz hızlı çoğalarak, yaklaşık her 2 günde bir, enfeksiyon sayısı ikiye katlanarak, şu anda tüm enfeksiyonların yüzde yüze yakınına neden oluyor Omicron. Orada tanımlandıktan kısa süre içinde de hemen hemen dünyanın bütün ülkelerine yayıldı aynı hızla. Ne yazık ki diğer ülkelerde de baskın hale gelmeye başladı. Dün mesela Amerika Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi CDC genomik surveyansı açıkladılar, yüzde 73. (Yani yeni Kovid enfeksiyonlarının yüzde 73’ü Omicron’a bağlı ortaya çıkıyor.) Çok kötü olduğunu duyuyorduk ama ben de beklemiyordum bu kadarını açıkçası. Daha 1 ay geçmeden ABD’de de neredeyse baskın hale gelmiş durumda.” dedi.

    “AVRUPA VERİLERİ GÜNEY AFRİKA’DAKİ GİBİ GÖRÜNMÜYOR”

    Güney Afrika’da hastalığın hafif seyirli gözlenmesinin rehavete yol açmaması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Yavuz, “Halkın hemen hemen yüzde 75’i hastalığı geçirmiş durumda. Acaba ona mı bağlı, yoksa orada daha genç bir nüfus var, ona mı bağlı; henüz bu sorunun cevabı ortaya çıkmadı. Ama Avrupa deneyimine bakıyoruz, örneğin İngiltere’de şu an hızla çoğalıyor. Norveç’te yine vakaların neredeyse yüzde 25’i Omicron. Orada aynı tablo görülmedi açıkçası. Daha çok Delta gibi ilerliyor hastalığın seyri. Bu hızla çoğalan bir virüsün o kadar çok fazla sayıda insanı hastalandırabilir ki hem hastane kapasitelerini aşma, hem de ölümleri artırma riski çok yüksek. Bu nedenle öncekileri hep dalga olarak görüyorduk ama şu andaki gerçekten tsunami gidiyor. Çok hızlı yayılıyor ve çok sayıda insanı çok kolay bir şekilde enfekte edebiliyor. Hem vaka sayısını hem de ölüm sayılarının artırabileceğine yönelik veriler var. Bu çok kaygı yaratıyor bizde gerçekten” şeklinde konuştu.

    “LİSEYE GİDEN KENDİ KIZIMA DA AŞI YAPTIRDIM”

    Omicron açısından alınması gereken önlemlere de değinen Prof. Dr. Yavuz, bunun başında yine aşılamanın geldiğini söyledi. Prof. Dr. Yavuz, “Bizim en büyük sıkıntımız bu hastalıkta, ölüm. Şu anda aşılama sağlandığında, ek dozlar da yapıldığında, yine ölüm ve ağır hastalıktan korunabilmek büyük oranda mümkün oluyor. Yapılan çalışmalarda aşılanmanın, üç doz mRNA aşısından sonra hala yüzde 75 ağır hastalık ve ölümden koruduğu gösterildi. Türkiye’de aşılanma oranımız hala yüzde 60’larda. Bunu artırmamız şart. Çocuk grubunda da aşılanmaya geçilmesi gerekiyor. 5-11 yaş grubuna kullanılan aşının Türkiye’ye de gelmesi ve aşı hakkı tanınması gerekiyor. Yine genç yaş grubunda, 12 yaş üstünde aşılama çok yavaş gidiyor. Benim kızım da lise öğrencisi ve aşı hakkı tanımlandığı anda yaptırdım. Üçüncü doz hakkı geldiğinde, onu da yaptıracağım.” diye konuştu.

    “BİLMEDİĞİNİZ KİŞİLERLE BİR ARAYA GELMEYİN”

    Dünyada çeşitli ülkelerde kapanma kararlarının alınmaya başlandığını ama Türkiye için böyle bir durumun şu an söz konusu olmadığının defalarca dile getirildiğini söyleyen Prof. Dr. Yavuz, “En azından kalabalıkların azaltılması yoluna gidilebilir. Maske kullanımı çok kritik hale geliyor. Uygun ve düzgün maske kullanmak gerekiyor. Özellikle riskli gruplarda tarama testlerinin, erkenden yakalayarak izole edebilmek için yapılması lazım. Hapishaneler, okullar gibi yerlerde düzenli tarama testleri yapılmalı. Mümkünse uygun sektörlerde uzaktan çalışma sistemine bu dönemde geri dönülmesi etkili olabilir. Ama en önemlisi özellikle yılbaşı kutlamaları sırasında kesinlikle çok kalabalıklara girilmemeli. Bunalmış olmak akılsızca davranışlar yapmamıza gerekçe olmamalı. Daha küçük gruplarla, örneğin tam aşılı olduğunu bildiğiniz üç beş kişi ile belki bir araya gelinebilir. Ama tanımadığınız, bilmediğiniz, aşı olup olmadığından bihaber olduğunuz kalabalık gruplarla, hele ki kapalı, kalabalık ortamlarda kesinlikle bir araya gelinmemesi lazım.” şeklinde konuştu.

    “PANKORONAVİRÜS AŞILARINDAN UMUTLUYUM”

    Koronavirüslerin hepsine karşı etkili olabilecek pankoronavirüs aşısı ile ilgili çalışmalardan da bahseden Prof. Dr. Yavuz, bu çalışmalardan ümitli olduğunu ve bu aşılar çıkarsa artık mutasyon kaygısı kalmadan tüm koronavirüs türlerine karşı korunma sağlanabileceğini söyleyerek sözlerini şöyle noktaladı:

    “Bir solunum yolu virüsünün aşı bağışıklığından kaçması, bizim açımızdan çok şaşırtıcı bir şey değil. Bunu gripten de zaten biliyoruz. Burada önemli olan, genomik sürveyansın yapılması ve (baskın olan suşa göre) aşının ne zaman değişmesi gerektiğine karar verilmesi. Örneğin grip aşılarında, aşı etkinliği yüzde 50’nin altına düştüğünde, o anda baskın olan suşa karşı yeni aşı çalışması yapılır. Şu anda halen üç doz mRNA aşıları ile yüzde 75’e varan oranlarda korunabiliyoruz. Bu, grip aşılarının etkinliğinden daha yüksek. Şu anda virüsün aşılardan kaçabilmesi, Spike proteininin belli bölgelerinin üzerindeki mutasyonlar nedeniyle oluyor. (Virüs Spike’ı kullanarak insan hücresine geçebiliyor yani bulaşıyor.) Ama Spike proteininde mutasyondan korunmuş bölgeler de var. Onlar bulunarak da yeni aşı çalışmaları yürüyor. Ama Sars-Cov 2’nin sadece Spike proteini değil, 29 tane farklı proteini var. Virüsün replikasyonu dediğimiz yani RNA’sının çoğalmasını (dolayısıyla virüsün kendini çoğaltmasını) sağlayan birtakım enzimleri var. Ona karşı gelişen T hücre yanıtının (bağışıklığın hafıza hücresi), aslında bütün koronavirüslere, yani nezle yapanlar da dahil, MERS, SARS, bütün koronavirüslere karşı çok etkili bir T hücre yanıtı sağladığı gösterildi. Sadece Spike değil, virüsün toplamdaki 29 proteininin her birine karşı da çalışmalar yapılıyor. İşte bunların hepsini hedefleyebilecek, yani virüsün aşılardan kaçışını önleyebilecek pankoronavirüs aşıları bunlar. Bu çalışmalardan ümitliyiz Böylece mutasyon sıkıntısıyla başa çıkılmış olunacak. Aslında gripte de bu çalışmalar yapılıyor. Ben ümitliyim bu çalışmalardan, pankoronavirüs aşısı da mutlaka bulunacaktır.”

  • Uğur Şahin’nden 3. doz açıklaması

    Uğur Şahin’nden 3. doz açıklaması

    BioNTech’in CEO’su Prof. Dr. Uğur Şahin, Covid-19’un endişelendiren varyantı Omicron’a ilişkin Fransız basınına açıklamalarda bulundu. Aşıların etkinliğinin varyanta karşı düştüğünü gösteren çalışmalar hakkında konuşan Şahin, “Üçüncü doz aşıyı olan kişiler bile Omicron’u bulaştırabilir” diyerek, yeni varyantın güçlendirici aşıdan kaçabileceğini bildirdi. Şahin Pfizer/BioNTech aşısının üçüncü dozunun her türlü hastalığa karşı üzde 70-75 oranında koruyuculuk sağladığını, ciddi hastalıkta bu oranın çok daha yüksek oldacağını vurguladı.

    Yeni tip koronavirüse karşı ABD’li Pfizer ile birlikte bir mRNA aşısı geliştiren BioNTech’in CEO’su Uğur Şahin, aşının Omicron varyantı karşı etkinlik verilerini Fransız Le Monde gazetesine değerlendirdi.

    Bununla birlikte, şimdiye kadar Türkiye de dahil olmak üzere en az 89 ülkede tespit edilen Omicron varyantı vakalarının hızla yayılması nedeniyle bilim insanları var gücüyle çalışıyor. Varyantın, bulaşılığının ve septomlarının netleşmesi bekleniyor. Ancak, bu konudaki en endişe veren konuyu, Omicron’un aşılardan kaçma yeteneğini oluşturuyor.

    UĞUR ŞAHİN, AŞI HAKKINDA KENDİNDEN EMİN

    Le Monde’den Nathaniel Herzberg ve Cécile Boutelet’e konulan Prof. Dr. Uğur Şahin, öncelikle aşısının etkinliği hakkında kendinden emin olduğunu belirterek, “İngiltere ve Güney Afrika’dan gelen gerçek yaşam verileri bize güven verici bilgiler sağlıyor” dedi.

    Geçen hafta, Güney Afrika’nın önde gelen özel sağlık sigortası şirketi Discovery Health ve İngiltere’de Sağlık Bakanlığı, erken Omicron kontaminasyonuna (bulaş oranları) ilişkin analizlerini sundu.

    İngiltere’den gelen ön veriler, üçüncü dozdan sonra yaklaşık yüzde 70 ve ikinci dozdan sonra yaklaşık yüzde 20 ila yüzde 40 etkinlik gösterdi. Imperial College London’ın yeni modellemesi ise ikinci aşı dozunun ardından Omicron’a karşı koruyuculuğun yüzde 20’inin altına düştüğü öne sürdü.

    Söz konusu ilişkin çalışmalar hakkında açıklama yapan Şahin, “Güney Afrikalılar da benzer gözlemler yapıyor. Veriler ayrıca, iki dozdan sonra Omicron’un ciddi formlara karşı korumanın yüzde 70 olacağını gösteriyor ki bu biraz hafife alınmış olabilir.

    “İNGİLTERE’DEN GELECEK GERÇEK HAYAT VERİLERİNİ BEKLİYORUM”

    Güney Afrika’da birincil enfeksiyon oranı yüksek, bu nedenle aşımızın karşılaştırıldığı kontrol grubu, geleneksel bir popülasyondan tartışmasız daha iyi korunuyor. Bu yüzden konuyla ilgili bir sonraki İngiltere gerçek hayat verilerini bekliyorum” diye konuştu.

    ÜÇÜNCÜ DOZ, OMİCRON’A KARŞI NE KADAR KORUYOR?

    Diğer taraftan, yakın zamanda Almanya’da yapılan bir çalışma, üçüncü doz aşıdan sonra bile etkinlikte çok hızlı bir düşüş bildirmiş, güçlendirici dozun üç ay sonrasında Omicron’a karşı koruyuculuğun tekrar yüzde 25’e düştüğünü göstermişti.

    ÜÇÜNCÜ DOZ AŞIYI OLANLAR OMİCRON’U BULAŞTIRABİLİR

    Le Monde’un bu konuyla ilgili sorusuna Şahin Şahin şu yanıtı verdi:

    “Zamanla Omicron’a karşı bir etkinlik kaybı olacak. Bu durum oldukça muhtemel. Üçüncü doz aşı olan kişiler Omicron’u bulaştırabilir. Tahminlerimi ön laboratuvar verilerine değil, çok daha uygun olan gerçek yaşam verilerine dayandıracağım. Duruma farklı bir açıdan bakmalıyız.

    HER TÜRLÜ HASTALIĞA KARŞI KORUMA ORANI YÜZDE 70 İLE YÜZDE 75

    Koronavirüsün orjinal versiyonuna karşı elde ettiğimiz yüzde 95 etkinlikten çok uzakta olduğumuz aşikar. Ancak üçüncü enjeksiyondan sonra aşımız her türlü hastalığa karşı yüzde 70 veya yüzde 75 koruma sağlıyor gibi görünüyor.

    Bu durum, genel olarak bir aşı için iyi bir sonuç. Ayrıca ciddi hastalığa karşı bunun çok ötesinde olacağımızı düşünüyorum,”

  • Tarihi geçmiş aşı iddialarına bakanlıktan açıklama

    Tarihi geçmiş aşı iddialarına bakanlıktan açıklama

    Sağlık Bakanlığı, Türkiye’de tarihi geçmiş BioNTech aşılarının uygulandığına dair iddiaların gerçeği yansıtmadığını açıkladı. Bakanlık’tan yapılan basın açıklamasında, “Paul Ehrlich Enstitüsü tarafından onaylanmış ve 10 Eylül 2021 tarihinden önce üretilip etiketlenen aşıların raf ömrü 9 aya çıkarılmıştır” denildi. Bu yüzden -80 derecede muhafaza edilen aşıların etiketlerinin değiştirilmesinin mümkün olmadığı vurgulandı.

    Sağlık Bakanlığı’ndan tarihi geçmiş aşı uygulandığı iddialarına dair açıklama

    Sağlık Bakanlığı, son kullanma tarihi geçmiş BioNTech aşılarının uygulandığına dair iddialara yönelik bir basın açıklaması yayınladı.

    Açıklamada, aşıların son kullanma tarihlerinin geçmesi gibi bir durumun söz konusu olmadığı belirtildi.

    Bakanlık tarafından yayınlanan açıklamada şunlar kaydedildi:

    “Sosyal medyada ve bazı basın yayın kuruluşlarında yer alan, ülkemizde son kullanma tarihi geçmiş BioNtech aşılarının vatandaşlarımıza uygulandığı iddialarına yönelik kamuoyunu bilgilendirme ihtiyacı hasıl olmuştur.

    Ülkemizde pandemiyle mücadele kapsamında 2021 Mart ayında uygulanmaya başlanan BioNTech mRNA Covid-19 aşılarının raf ömrü ve stabilite çalışmaları tekrarlanarak yapılmaktadır.

    “RAF ÖMRÜ ÜRETİM TARİHİNDEN İTİBAREN 9 AY”

    Bu kapsamda üretici BioNTech GmbH tarafından yapılan güncel raf ömrü çalışmaları 27 Ağustos 2021 tarihinde tamamlanmıştır. Üreticinin yaptığı stabilite çalışma sonuçları Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), Avrupa İlaç Ajansı (EMA) ve ABD Gıda ve İlaç İdaresi (FDA) tarafından onaylı Paul Ehrlich Enstitüsü tarafından onaylanmış ve 10 Eylül 2021 tarihinden önce üretilip etiketlenen BioNTech mRNA aşıları da dahil olacak şekilde söz konusu tüm aşıların raf ömrü, üretim tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya çıkarılmıştır.

    Bakanlığımızca Paul Ehrlich Enstitüsü’nün aşıların raf ömrünü uzatan bu onayı doğrultusunda Aşı Takip Sistemi (ATS) üzerinden gerekli güncelleme işlemleri tamamlanmıştır. -80 derecede muhafaza edilen aşıların etiketlerini değiştirmek, soğuk zincirin bozulmasına neden olacağı için mümkün olmamaktadır.

    Aşıların son kullanma tarihlerinin geçmesi gibi bir durum söz konusu değildir. Vatandaşlarımız gönül rahatlığıyla aşılarını olabilirler”

  • Üçüncü doz yeterli mi? Bilim insanları uyardı

    Üçüncü doz yeterli mi? Bilim insanları uyardı

    Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) bildirdiğine göre Türkiye de dahil olmaz üzere en az 77 ülkede tespit edilen Omicron varyantı tüm dünyada endişe yaratmaya devam ediyor. Bu kapsamda ABD’de yapılan yeni bir çalışma, Omciron varyantının hali hazırda mevcut olan tüm Covid-19 aşıların etkinliğinde önemli bir düşüşe neden olduğunu gösterdi. Üçüncü doz Pfizer/Biontech ya da Moderna uygulamasının ardından ise, koronavirüsün orjinal versiyonuna göre antikor seviyesinde 6,5 kat düşüş görüldü.

    ABD’de yapılan yeni bir çalışma, dünya çapında hızla yayılan koronavirüsün Omicron varyantının, güçlendirici dozlar da dahil olmak üzere mevcut her aşıyı enfeksiyonu önlemede daha zayıf hale getirdiğini buldu.

    DÜNYADA YAYGIN OLARAK KULLANILAN 4 AŞININ ETKİNLİĞİ DEĞERLENDİRİLDİ

    Columbia Üniversitesi’nden araştırmacılar, Omicron varyantına karşı dört büyük aşı markasının (Pfizer, Moderna, Johnson & Johnson ve AstraZeneca) aşılarını test etti.

    Ayrıca, çalışmanın bir parçası olarak üçüncü doz Pfizer/BionTech ve Moderna aşısı uygulanan insanların kan örneklerini incelendi.

    PFIZER/BIONTECH’TE 21 KAT DÜŞÜŞ

    Koronavirüsün Çin Wuhan’da tespit edilen orijinal versiyonuna kıyasla, iki doz Pfizer/BioNTech aşısının ardından Omicron’a karşı nötralize edici antikorlarda 21 kat ve iki doz Moderna’nın aşısının ardındaN ise 8,6 kat düşüş oldu.

    Bununla birlikte, Johnson & Johnson ve AstraZeneca/Oxford aşılarının iki dozlarının ardından Omicron’a karşı antikor seviyesi o kadar düşüktü ki, bu da yeni varyanttan kaynaklanan enfeksiyona karşı neredeyse hiçbir koruma sağlamadıklarını düşündürdü.

    ÜÇÜNCÜ DOZDA ANTİKOR TEPKİSİ 6,5 KAT AZALDI

    Ayrıca, üçüncü doz aşı olan kişilerde antikorlardaki düşüşün, koronavirüsün orijinal versiyonuna göre ortalama 6,5 kat daha az olduğu görüldü.

    T HÜCRESİ KORUMASI HESABA KATILMADI

    Çalışmanın arkasındaki bilim insanları ciddi semptomları önlemek için kilit bir önem sahip, fakat ölçülmesi daha zor olan T hücresi ve hafıza B hücrelerini hesaba katmadıklarından, laboratuvar çalışmalarının Covid’e karşı bağışıklık tepkisinin çok dar bir görünümüne sunduğuna dikkat çekti.

    CİDDİ HASTALIĞI ÖNLEMEK İÇİN YETERLİ

    Araştırmacılar, sonuçların üçüncü doz aşıların ciddi hastalığı önlemek için yeterli olabileceğini gösterdiğini vurguladı.

    Diğer taraftan, ABD Ulusal Alerji ve Enfeksiyon Hastalıkları Enstitüsü Direktörü Dr. Anthony Fauci güçlendirici dozların hastaneye yatmaya ve Omicron’dan ölüme karşı hala son derece yüksek koruma sağladığını aktardı. İngiltere ve Güney Afrika’daki veriler de, altı ay önce iki doz Pfizer/BioNtech aşısı verilen kişilerde bile, şiddetli Omicron hastalığına karşı hala yüzde 70 koruma sağlanacağını göstermişti.

    Ancak, yeni çalışmayı gerçekleştiren Columbia Üniversitesi’nden Dr. David Ho ve diğer 20 araştırmacı, Omicron’un ‘kapsamlı’ mutasyonlarının tüm Covid-19 aşılarını ‘büyük ölçüde tehlikeye atabileceğini’ söyledi.

    ÜÇÜNCÜ DOZ AŞIYI OLANLAR DA RİSK ALTINDA

    Türünün ilk örneği olan ve Hong Kong Üniversitesi ile birlikte yürütülen raporda ayrıca, destekleyici atışların ek bir koruma katmanı sağlasa da, varyantın üçüncü atışı alanlar için ‘yine de bir risk oluşturabileceği’ belirtildi.

    Bunun yanı sıra, smz konusu araştırma her bir a aşının Omicron varyantına karşı etkinliğini inceleyerek, enfeksiyona karşı gerekli korumayı sağlayamadığı birkaç vaka buldu.

    Bilim insanları, “Bu bulgular, Omicron varyantı hakkında daha yüksek yeniden enfeksiyon oranları ve aşı bulaşlarını gösteren ortaya çıkan klinik verilerle uyumludur. Üçüncü bir takviye doz bile Omicron enfeksiyonuna karşı yeterince koruma sağlamayabilir” değerlendirmesinde bulundu.

    “AŞILARIN TAMAMEN ETKİSİZ KALMASI BİR VEYA İKİ MUTASYON UZAKTA”

    Uzmanlar ayrıca, çalışmanın Covid-19 ve türevlerinin geleceği hakkında ciddi bir uyarı niteliğinde olduğunu aktararak, “Mevcut aşıların tamamen etkisiz olmaktan yalnızca bir veya iki mutasyon uzakta olduğunu düşünüyoruz. Virüsün evrimsel yönünü öngören stratejiler geliştirmeli ve daha iyi korunmuş viral unsurları hedef alan ajanlar geliştirmeliyiz” açıklamasını yaptı.

  • Bursa’da görevli doktor virüsten hayatını kaybetti

    Bursa’da görevli doktor virüsten hayatını kaybetti

    Bursa’nın Karacabey ilçesi  Ulubatlı Hasan Aile Sağlığı Merkezi’nde görevli aile hekimi ve eski İlçe Sağlık Müdürü Kutsal Altıntaş (57), koronavirüs nedeniyle tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti. Altıntaş’ın aşı karşıtı olduğu öğrenildi.

    Karacabey ilçesindeki Ulubatlı Hasan Aile Sağlık Merkezi’nde aile hekimi olarak görevli, eski İlçe Sağlık Müdürü Kutsal Altıntaş, yaklaşık 1 hafta önce koronavirüse yakalandı. Altıntaş, evinde karantinaya girdi.

    Sağlık durumu kötüleşen Altıntaş, ihbarla eve gelen sağlık ekiplerince Karacabey Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Tedaviye alınan Altıntaş, doktorların tüm müdahalelerine rağmen kurtarılamadı. Evli ve 5 yaşında çocuğu olan Kutsal Altıntaş’ın, aşı karşıtı olduğu ve Covid-19 aşısı yaptırmadığı öğrenildi.

    Bursa Tabip Odası’nın (BTO) sosyal medya hesabından yapılan paylaşımda, “Bursa-Karacabey’de aile hekimi olarak gören yapan Dr. Kutsal Altıntaş’ın COVID-19 nedeniyle kaybetmenin üzüntüsünü yaşıyoruz. Ailesine ve tüm sağlık camiasına başsağlığı diliyoruz” denildi.

  • Covid-19 tedavisinde ilaçlar işe yarıyor mu?

    Covid-19 tedavisinde ilaçlar işe yarıyor mu?

    Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yeşim Taşova, Covid-19 tedavisi için üretilen Molnupiravir ile Paxlovıd adlı ilaçların pandeminin daha hızlı sonlanması ve daha kontrol edilebilir olması açısından umut verici olduğunu bildirdi. Molnupiravir’in yakın zamanda Türkiye’de tedavi protokolüne ekleneceğini belirten Taşova, “İlaçların hastalık süresini ve yoğun bakımlardaki yoğunluğu azaltacağını bekliyoruz” dedi.

    Prof. Dr. Yeşim Taşova, Covid-19 tedavisinde kullanılacak olan ABD merkezli ilaç şirketi MSD tarafından üretilen Molnupiravir ile Pfizer’ın ürettiği Paxlovıd adlı ilaçlarla ilgili değerlendirmede bulundu. Prof. Dr. Taşova, her iki ilaç için de yapılan çalışmalarda, 28 günlük mortalitelerine bakıldığında ölüm görülmediği ve erken dönemde kullanımında semptomların süresini kısaltarak, tablonun ağırlaşmasını engellediği yönünde umut verici bulgular olduğunu kaydetti.

    İLAÇ ÇALIŞMALARI UMUT VERİCİ

    Pandeminin devam edeceğine vurgu yapan Prof. Dr. Yeşim Taşova, bu durumda önümüzdeki yıl da özellikle ölüm oranının azaltılması için maske, mesafe, hijyen ve aşı gibi önlemlerin alınmasını gerektiğinin altını çizdi. Bunun yanı sıra Covid-19’un ilaçla tedavisi için iki ayrı firmadan umut verici haberlerin geldiğini dile getiren Prof. Dr. Taşova, “Bu ilaçların biri MSD’nin Molnupiravir adlı ilacı, diğeri ise Pfizer’ın Paxlovıd adlı ilacı. Biz daha kullanmadık ama çalışmalarına baktık. Çalışmalar gerçekten umut verici. Aşı artı bu ilaçlarla birlikte olursa, o merak edilen ‘pandemi ne zaman sonlanır’ sorusuna çok rahat cevap verebiliriz” dedi.

    ‘TABLONUN AĞIRLAŞMASINI ENGELLİYOR’

    İlaçlarla ilgili yapılan çalışmaların verdiği ilk sonuçlardan bahseden Prof. Dr. Taşova, “Bu ilaçların özellikle erken dönemde kullanılması öneriliyor. 5 gün kadar kullanılıyor. Tıpkı grip ilacında olduğu gibi ilk 48 saat önemli. Erken dönemde kullanıldığında semptomların süresini kısaltarak tablonun ağırlaşmasını engelliyor. Dolayısıyla ilaçların hastalık süresini azaltacağını bekliyoruz. Yoğun bakımlardaki yoğunlukta azalacaktır” diye konuştu.

    ‘OLDUKÇA UMUT VERİCİ’

    Prof. Dr. Yeşim Taşova, şöyle devam etti:

    “Çalışmalar kapsamında her iki ilaç için de karşılaştırmalı olarak 28 günlük mortaliteye (ölüm, ölümlülük) bakıldığında, bu durumda ölen vaka olmadığı belirtiliyor. Bunlar oldukça umut verici. Henüz bize gelmedi, geldiğinde tabii ki bunu kullanmak isteriz. Molnupiravir İngiltere’den acil kullanım onayı aldı. Bakanımız açıkladı, Molnupiravir Türkiye’de de üretilecek. Aşı ve ilaç birlikte devam ederse pandeminin daha hızlı sonlanması, daha iyi kontrol edilmesi olası gibi görünüyor. Favipiravir’in etkisiz olduğunu gösteren büyük, kapsamlı bir çalışma çıktı. Dolayısıyla Favipiravir’in tedavi protokolünden çıkarılarak kısa süre içerisinde Molnupiravir’in bakanlık kılavuzuna gireceğini düşünüyorum”

    ‘HER İKİ İLACIN DA YEN ETKİSİ HAFİF’

    Prof. Dr. Taşova, “Her iki ilacın da yan etkisi ‘hafif’ olarak belirleniyor. Çalışmalarda daha çok ‘ölüm’ durumuna bakıyorlar. Onlarda da dediğim gibi 28 günün sonunda her iki ilaçta da ölüm yok. Hafif yan etkiler var. Bulantı, kusma, döküntü olabilir belki ama her iki ilaç için de önemli bir yan etki bildirilmedi. İlaçların çocuklarda kullanımı ile ilgili henüz bir çalışma yok” diye konuştu.

  • 3. doz ne zaman yapılmalı? Uğur Şahin’den açıklama

    3. doz ne zaman yapılmalı? Uğur Şahin’den açıklama

    Koronavirüsün yeni varyantı Omicron’un yeni bir aşı gerektirip gerektirmeyeceği bilim insanları tarafından tartışılıyor. Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan BioNTech’in kurucusu Uğur Şahin, varyanta karşı güçlendirici dozun, üç ay sonra yapılmasının bilimsel olarak daha mantıklı olacağını açıkladı.

    Dünya Sağlık Örgütü tarafından Omicron adı verilen Covid-19’un yeni varyantı dünyada hızla yayılıyor.

    Yeni varyanta karşı mevcut aşıların etkinliklerine dair çalışmalar da sürüyor. BioNTech’in kurucusu Uğur Şahin, “Omicron göründüğü gibi yayılmaya devam ederse, yalnızca üç ay sonra bir güçlendirici önermek bilimsel olarak mantıklı olacaktır” dedi.

    “BAŞLANGIÇTA ENDİŞELENDİK”

    Der Spiegel’a röportaj veren Uğur Şahin, yeni varyanta karşı uygulanabilecek aşı stratejisiyle ilgili açıklamalarda bulundu. Omicron varyantını ilk başta endişelendiklerini söyleyen Şahin, “Beklenmedik bir gelişmeydi. Birkaç gün boyunca bağışıklık sisteminden kaçabilen bir varyantı mı değil mi bilmiyorduk. Neyle uğraştığımız bile açık değildi. Neyse ki aşılarla kontrol edilebilen kısmi bir kaçış varyantı olduğu ortaya çıktı” dedi.

    Şahin, varyantlara dair hala bilinmeyen çok fazla şey olsa da bahar aylarından itibaren yen varyantlara karşı hazırlık yaptıklarını belirtti.

    Geçtiğimiz günlerde BioNTech aşısının Omicron’a karşı ne kadar etkili olduğuna dair yapılan çalışmanın ön sonuçları yayınlanmıştı. Sonuçlarla ilgili de konuşan Şahin, “Bu sonuç, şimdilik mümkün olan en iyi sonuç. Ön verilere göre üç doz önemli ölçüde virüsü nötralize ediyor. Daha fazla veri korumanın ve kadar güçlü olduğunu ve ne kadar sürdüğünü gösterecektir” sözlerini kullandı.

    “GÜÇLENDİRİCİ DOZ ÜÇ AY SONRA YAPILMALI”

    Uzun süre boyunca rapel (güçlendirici) dozun altı ay sonra yapılması gerektiği söylendiği hatırlatılan Şahin, yeni varyantlarla durumun değiştiğini vurguladı.

    Şahin, “Durum değişti. Omicron için iki doz henüz yeterli koruma sağlamıyor. Omicron, göründüğü gibi yayılmaya devam ederse, yalnızca üç ay sonra bir güçlendirici önermek bilimsel olarak mantıklı olacak. Bu zaten İngiltere’de yapılıyor. Ancak bu kararı vermek bizim elimizde değil” diye konuştu.

    OMİCRON’A ÖZEL AŞI GELİŞTİRİLECEK Mİ?

    “Dördüncü doz gerekli olacak mı?” sorusunu da yanıtlayan Şahin, Omicron’un hakim varyant olduğu durumda dördüncü dozun gerekli olabileceğini hatta dördüncü dozun Omicron’a özel uyarlanmış bir aşı da olabileceğini kaydetti.

    Omicron’a karşı özel bir aşı geliştirilmesiyle ilgili ise karar vermek için henüz erken olduğunu söyleyen Şahin, tüm bu soruların yanıtlanması bir kaç hafta daha alacak değerlendirmesi yaptı.

  • “1 günde 50’den fazla tanıdığım pozitif çıktı”

    “1 günde 50’den fazla tanıdığım pozitif çıktı”

    Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, “Ben dün sadece tanıdıklarım ve yakınlarımdan 50 kişiden fazlası tarafından arandım. Covid-19 testleri pozitif çıkmış; ‘Ne yapalım’ diye fikir danışıyorlar. Şu anda çok yoğun bir bulaş var. Bizim bir defa aşılamayı artırmak ve bulaşı önlemek için tedbirleri vakit geçirmeden almamız lazım” dedi.

    Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, toplu etkinliklerde 1 kişinin, birçok kişiye virüs bulaştırdığını söyledi. Ceyhan, Norveç’te toplu gerçekleştirilen yılbaşı yemeğinde 120 kişiden 100’ünün ‘Omicron’ varyantına yakalandığını hatırlatarak, “Virüs zayıflamadı. Virüs bulaşıcılık açısından daha da güçlendi. Özellikle kalabalık ve kapalı ortamlarda maskeyi çıkarmak zorunda kalacağınız yeme-içme, şarkı söyleme aktivitesi gibi aktivitelerin olduğu durumlarda 1 kişinin virüsü çok sayıda insana bulaştıracağından hiç kimsenin şüphesi olmasın. Mutlaka yayılır. Bunların içinde belki genç, risk grubuna girmeyen insanlar hastalığı hafif geçirebilir; ama onların sonra bulaştıracağı evlerindeki daha yaşlı ve hastalığı nedeniyle riskli gruplar hastalanıp hayatını kaybedebilir” diye konuştu.

    ‘YILBAŞINDA TOPLU ETKİNLİKLERDEN KAÇININ’

    Prof. Dr. Ceyhan, yılbaşında herkesi toplu etkinliklerden kaçınmaları konusunda uyararak, “Evde bir kutlama yaptıkları zaman eş-dost çağıracaklarsa bunun da öyle bir ortamdan farkı yok. Mümkün olduğu kadar herkes mesafeli ve maskeli olmalıdır. Aktivite yapmaktan, şarkı söylemekten, bağırıp çağırmaktan mümkün olduğunca kaçınmaları lazım. Örneğin; ben kutlama falan düşünmüyorum. İnsanların salgın olduğunu da bilip toplu organizasyonlardan uzak durmalarında yarar var” dedi.

    ‘OMİCRON’DA VAKA ARTIŞI 5 YAŞIN ALTINDA DAHA FAZLA’

    Prof. Dr. Ceyhan, ‘Omicron’ varyantında en büyük vaka artışının 5 yaşın altındaki çocuklarda olduğuna dikkat çekerek, “Demek ki o zaman ‘Omicron’ varyantında 5 yaşın altındaki çocuklar daha fazla belirti göstererek diğer yaş gruplarına göre hekime başvuruyorlar. O halde bu yaş gruplarının da artık ciddi bir şekilde korunması lazım. 5 yaşın altındaki çocuklar için de henüz dünyada mevcut uygulanan bir aşı yok. O zaman bu çocuklarla temas eden herkeste ‘aşılı olma şartı’ aramamız lazım. Örneğin; vatandaşlarımız 5 yaşın altında çocuk varsa evine aşısız kişi kabul etmesinler. Kreşlerde, kreş servislerinde aşısız insanların çalışmasını devletin önlemesi lazım. Orada çalışacak insanlarda mutlaka ‘aşılı olma’ şartı aranmalıdır. Bizim bu tedbirleri almamız lazım” diye konuştu.

    ‘ŞU AN ÇOK YOĞUN BULAŞ VAR’

    Prof. Dr. Ceyhan, aşılama oranlarını artırmak gerektiğini söyleyerek, “Anadolu’ya gidiyorsunuz; insanlarda, çalışan kesimde, iş yerlerinde neredeyse maske takanı ayıplayacak duruma gelmişler. Bakın, ben dün sadece tanıdıklarım ve yakınlarımdan 50 kişiden fazlası tarafından arandım. Covid-19 testleri pozitif çıkmış; ‘Ne yapalım’ diye fikir danışıyorlar. Şu anda çok yoğun bir bulaş var. Bizim bir defa aşılamayı artırmak ve bulaşı önlemek için tedbirleri vakit geçirmeden almamız lazım. Eğer tedbirleri, önlemleri almazsak yeniden bir dalga ya da tam bu ‘Delta’ varyantını azaltmaya başlamışken yeni bir dalga veya hiç azaltmadan tekrar bir artış yaşayacağımızdan hiç kimsenin şüphesi olmasın” dedi.