Etiket: koronavirüs

  • Bill Gates’ten Omicron açıklaması

    Bill Gates’ten Omicron açıklaması

    2019’un son günlerinde hayatımıza giren koronavirüs (Kovid-19) son dönemde Omicron varyantı ile gündemde. Dünyayı Kovid-19 benzeri bir salgına karşı uyaran ve haklı çıkan Bill Gates’ten flaş bir Omicron çıkışı geldi. Gates dünyanın merakla beklediği kritik tarihi de açıkladı.

    Dünya tabiri caizse iki yıldır koronavirüsün (Kovid-19) pençesinde… Dünya genelinde 5 milyondan fazla insanın hayatına mal olan virüs eski normallerimizi geride bırakmamıza neden oldu. Çeyrek milyardan fazla insana bulaşan virüs son dönemde varyantları ile gündemde. Dünyayı alarma geçiren son varyant ise Güney Afrika’da ortaya çıkan Omicron. Kısa sürede dünyanın bir numaralı ortak gündemi haline gelen yeni varyant ile ilgili araştırmalar sürerken Bill Gates’ten konu ile ilgili flaş açıklamalar geldi.

    PANDEMİYİ BİLMİŞTİ!

    Pandemi ile birlikte adından en çok söz ettiren isimlerden birisi de kuşkusuz Bill Gates. Zira adı komplo teorileri ile anılan Gates pandemi uyarısında haklı çıkmıştı. Tarih, 2015 yılında Kovid-19 benzeri bir salgına karşı hazırlıklı olmadığımızı belirten ve uyarılarda bulunan Gates’i haklı çıkarmıştı. Gates, ‘GatesNotes’ blogunda yeni bir yazı yayınladı. Omicron’un endişe yaratmasının normal olduğunun altını çizen Gates, salgındaki son durumumuza dair fikirlerini açıkladı.

    İTİRAF GİBİ AÇIKLAMA

    Ünlü milyarder varyantın tam olarak anlaşılabilmesi için çalışmaların sürdüğünün altını çizdi ve itiraf gibi bir açıklamada bulundu. Daha önceki açıklamalarında haksız çıktığını belirten Gates, Delta varyantı nedeniyle pandeminin tahmin ettiğinden uzun sürdüğünüm altını çizdi ve endemi için yeni bir tarih verdi. Daha önce de benzer açıklamalar yapan Gates, ‘Başka bir tahminde bulunmak aptalca olabilir, ancak pandeminin akut aşamasının 2022’de bir süre sonra sona ereceğini düşünüyorum’ dedi. Gates, yazısında aşıların ve antivirallerin gelecekte Kovid-19’un ölümcüllüğünü azaltmaya yardımcı olabileceğini söyledi.

    GATES VE EŞİ BU ŞİRKETLERE YATIRIM YAPTI

    Kovid-19’a karşı başlatılan projelere maddi destek sağlayan Gates bu kapsamda milyonlarca dolar harcamış durumda. Peki Gates çiftinin yönettiği Gates Vakfı hangi projelere yatırım yaptı? İşte Bill Gates ve eşinin yatırım yaptığı 4 şirket…

    Gates Vakfı bu alanda ilk yatırımını 2002 yılında Pfizer’a yapmıştı. Vakıf Türk bilim insanları Uğur Şahin ve Özlem Türeci’nin sahibi olduğu BioNTech’e ilk yatırımını da salgından önce gerçekleştirdi. Vakıf, 2019 yılında BioNTech’e 55 milyon dolarlık bir yatırım gerçekleştirdi. BioNTech, Gates Vakfı’nın dikkatini çeken tek Alman biyoteknoloji şirketi değil. Gates çiftinin yönettiği vakıf, 2015 yılında CureVac’a 52 milyon dolar yatırım yapmıştı. Gates Vakfı 3 yıl önce HIV’e karşı piyasadaki tedavi yöntemlerinden daha az maliyetli bir yol bulunmak için yola çıkan Vir Biotechnology’e de yatırım yapmıştı.

    Vir Biotechnology corona virüs salgını ile birlikte bu alanda da araştırmalar başlattığını duyurmuştu. Vir Biotechnology, İngiliz ilaç şirketi GlaxoSmithKline (GSK) ile birlikte koronavirüse karşı geliştirilen antikor tedavisinin son aşama insan deneylerine geçtiğini duyurmuştu.

    YENİ SALGIN UYARISI

    Öte yandan Gates bir sonraki pandemiye hazır olmadığımızı her fırsatta söylüyor. ‘Salgın hazırlıklarına gösterilen ilginin beklediğimden daha düşük olmasından biraz endişeliyim’ diyen Gates, dünyanın bir sonraki pandemiye hazır hale gelmesi için 100 günde aşı üretme, diğer 100 günde ise bunu milyarlarca insana sunabilme kapasitesine ulaşması gerektiğinin altını çizdi. Gates’e göre bu kapasiteye sahip fabrikaları kuracak yeteneğe sahibiz. Ancak tek eksik olan şey henüz bu konuda gerekli adımların atılmaması.

    Gates’in kurucusu olduğu Bill & Melinda Gates Vakfı , Pazartesi günü yayınlanan bir raporda , ulusların aşı üretme kapasitesi de dahil olmak üzere sağlık sistemlerine daha fazla yatırım yapmaları için çağrıda bulundu. Raporda, pandemiyi sona erdirmek için kullanılan araçların büyük ölçüde diğer bulaşıcı hastalıklarla savaşmak için kullanılanlarla aynı olduğu belirtildi. Aynı raporda aşı adaletsizliğine dikkat çekildi ve bunun salgına karşı dünyanın en büyük sorunlarından birisi olduğu vurgulandı.

  • 3 doz aşı Omicron’a karşı etkili mi? Açıklama geldi

    3 doz aşı Omicron’a karşı etkili mi? Açıklama geldi

    ABD’li ilaç şirketi Pfizer ve Alman ortağı BioNTech’in geliştirdiği Kovid-19 aşısının 3’üncü dozunun Omicron mutasyonuna karşı etkili olduğu belirtildi.

    Yeni tip koronavirüse (Covid-19) karşı aşı geliştiren ABD’li Pfizer ve ortağı Alman BioNTech firmalarından yapılan açıklamada aşının Omicron mutasyonuna karşı yüksek etki gösterdiği ifade edildi.

    Açıklamada, yapılan laboratuvar testlerine göre Pfizer/BioNTech aşısının 3’üncü dozunun nötralize edici antikorları 25 kat artırdığı belirtildi.

    ABD’li ve Alman firma ayrıca, ihtiyaç duyulması halinde 2022 Mart’a kadar Omicron mutasyonuna karşı yeni bir aşı üretebileceklerini duyurdu.

    Güney Afrika’daki Afrika Sağlık Araştırmaları Enstitüsü tarafından dün yayınlanan raporda, 2 doz Pfizer/BioNTech aşısının Omicron’a karşı etkisinin düşük olduğu, üçüncü dozun virüsü yenmeye yardımcı olabileceği ifade edilmişti.

  • Omicron varyantı ilk kez görüntülendi

    Omicron varyantı ilk kez görüntülendi

    Hong Kong Üniversitesi Li Ka Shing Tıp Fakültesi (HKUMed) tarafından Omicron varyantının elektron mikroskobu görüntüsünün ortaya çıkarıldığı duyuruldu.

    HKUMed’den yapılan açıklamada, araştırmacılar tarafından SARS-CoV-2 virüsünün Omicron varyantının elektron mikroskobu görüntüsünün ortaya çıkarıldığı belirtildi. Üniversite tarafından yayınlanan fotoğrafın solunda, küçük siyah viral partiküller içeren şişmiş veziküllerle hücre hasarını gösteren, SARS-CoV-2 Omicron varyantı ile enfeksiyondan sonra bir maymun böbrek hücresinin (Vero E6) düşük büyütmeli elektron mikrografının yer aldığı ifade edildi. Fotoğrafın sağında ise yüzeylerinde korona şekilli sivri uçlara sahip viral partikül kümelerini gösteren enfekte bir Vero E6 hücresinin yüksek büyütmeli elektron mikrografının yer aldığı belirtildi.

     

  • “Aşılı, aşısız herkese karantina uygulanmalı”

    “Aşılı, aşısız herkese karantina uygulanmalı”

    Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, Covid-19 ile mücadelede alınan izolasyon tedbirleri kapsamında, ailede pozitif vaka çıktığında aşılı yetişkinlere karantina uygulanmadığını hatırlattı. Ceyhan, “Bu çok yanlış; çünkü aşı bulaşmayı engellemiyor. Aşılı bir insan evdeki pozitif kişiden virüsü alıp, götürüp, iş yerinde bulaştırabilir. Aşılı, aşısız ayırt etmeden herkese izolasyon tedbiri uygulamak zorundayız” dedi.

    Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, ailede 1 kişide pozitif vaka çıktığında, ailedeki aşılılara izolasyon tedbiri uygulanmadığını söyledi. Çocuklara izolasyon uygulanırken diğer yetişkinler aşılıysa izolasyon uygulanmadığını ve işlerine devam etmelerinin istendiğini belirten Prof. Dr. Ceyhan, “Bu çok yanlış çünkü artık hepimiz biliyoruz ki aşılı insanlar hastalıktan korunuyor; ancak aşı bulaşmayı engellemiyor. Yani aşılı bir insan o evdeki virüs pozitif kişiden virüsü alıp götürüp iş yerinde bulaştırabilir. Biz böyle bir uygulama yaptığımız için insanlar alıp virüsü götürüp iş yerlerine bulaştırıyorlar. Dolayısıyla aşılı, aşısız ayırt etmeden herkesin negatif sonucunu görene, belli bir süre geçene kadar izolasyon tedbiri uygulamak zorundayız. Ne mantıksal ne bilimsel anlamda böyle bir uygulamayı izah etmek mümkün değil. Madem ki kabul ediyoruz, aşılı insanlar da alıp bulaştırabilir virüsü, o zaman ‘aşılı’, ‘aşısız’ diye bir ayrım yapmak son derece yanlış” diye konuştu.

    ‘4’ÜNCÜ DALGA 4 AYDIR DEVAM EDİYOR’

    Temmuz ayının sonundan itibaren 4’üncü dalganın başladığını kaydeden Prof. Dr. Ceyhan, “Biz 3’üncü dalgayı İngiliz ‘Alfa’ varyantıyla 63 binler civarında bir pik noktasıyla yaşadıktan sonra yine aynı şeyi yaptık. Bütün tedbirleri bir anda kaldırdık. Temmuz ayının sonundan itibaren 4’üncü dalga başladı. Şimdi 4 ayı geçti. Hala günlük vaka sayımızı 20 binlerin altına indiremedik. Her gün 200-250 civarında ölüm ortaya çıkıyor. Bu 4’üncü dalga yaklaşık 4 ay 10 gündür devam ediyor. Her gün bu civarda vaka ve ölüm gördüğümüz için sanılanın aksine ‘Delta’ varyantında gördüğümüz 4’üncü dalgada daha önceki 3 dalganın toplamından daha fazla vaka ve daha fazla ölüm gördük. ‘Toplumu belli bir oranda aşıladık, onun için vakalar çok yüksek seyretmiyor’ diye düşünmek yanlış. Aşının çok önemli bir fonksiyonu var. Yüzde 80’in üzerinde insanı eğer aşıyla bağışık hale getirebilirsek bu salgın bitecek; ama yüzde 80’in altında yüzde 50-60 aşılayarak salgına herhangi bir etkide bulunamazsınız çünkü hala toplumda çok ciddi o salgını devam ettirebilecek sayıda insan var” dedi.

    ‘HEDEFTEN UZAKLAŞIYORUZ’

    Prof. Dr. Ceyhan, aşılamanın çok yavaşladığına da vurgu yaparak, “İlk başta 1,5 milyon doz günlük 1’inci doz aşı yaparken, geldiğimiz noktada günde 50-60 bin doz 1’inci doz aşı, 10-20 bin doz 3’üncü doz aşı yapar duruma geldik. Oysa normal 2 doz aşısını yaptığı halde süre geçtiği için bağışıklığını kaybeden insan sayısı bizim aşıladığımızdan daha fazla. Yani biz her gün biraz daha yaklaşmak yerine o hedeften uzaklaşıyoruz. Bunun mutlaka belli tedbirlerle düzeltilmesi lazım. Yeni bir tedbir icat etmeye gerek yok. Avrupa’da, Amerika Birleşik Devletleri’nde alınan tedbirler belli. Bizim de birincisi aşıya zorlayıcı bazı tedbirler almamız lazım. İkincisi PCR testini aşının alternatifi gibi sunmamamız lazım çünkü en iyi PCR testleri bile yüzde 50-60 civarında duyarlı. Siz ancak yarısını bulabiliyorsunuz. Negatif bile çıksa o insanda virüs taşıma riski devam ediyor. Oysa aşılı olsa en azından virüsü bulaştırabilir; ama kendinin korunacağından emin olursunuz. O yüzden mutlaka o test alternatifini kaldırıp, belli durumlarda aşılı olma şartı aramalıyız” diye konuştu.

  • Araştırma: Soğuk algınlığınız Covid olabilir

    Araştırma: Soğuk algınlığınız Covid olabilir

    İngiltere’de yapılan yeni bir araştırmaya göre, soğuk algınlığı yaşayan her üç ila dört kişinin corona virüs olduğu belirtildi. King’s College London’da 1 milyondan fazla İngiliz üzerinde yapılan çalışmada, tam aşılı yetişkinlerin yalnızca hafif soğuk algınlığı benzeri semptomlar geliştirme eğiliminde olduğu vurgulandı.

    İngiltere’de yapılan yeni bir araştırmaya göre, kış mevsiminin kronik rahatsızlığı soğuk algınlığının corona virüs olabileceği ortaya çıktı.

    Bir milyon İngiliz üzerinde yapılan çalışmada, her üç veya dört soğuk algınlığının corona virüs olduğu belirtildi.

    Araştırmayı yürüten King’s College London’da Profesör Tim Spector, tam aşılı yetişkinlerin yalnızca hafif soğuk algınlığı benzeri semptomlar geliştirme eğiliminde olduğunu söyledi.

    Spector, enfekte olan birçok insanı ‘partilere gidip etrafa yaymamak’ konusunda uyarırken, ‘Şu anda, üç ila dört soğuk algınlığından birinin Covid’den kaynaklandığını tahmin ediyoruz’ diye konuştu.

    Genetik epidemiyoloji profesörü, burun akıntısı veya boğaz ağrısı gibi semptomları olan herkesi, negatif bir test sonucu alana kadar tüm kalabalık aktivitelerden kendini izole etmeye çağırdı.

    “Soğuk algınlığı benzeri semptomları olan kişilerin en az birkaç gün kendini izole etmesi” gerektiğini söyleyen Profesör Spector, Omicron varyantının yayılmasını engellemek için, kişilerin herhangi bir soğuk algınlığı belirtisi geliştirirlerse, güvenli tarafta olmak için birkaç gün evde kalmaları gerektiğini söyledi.

    Spector, “Herkesin bir dizi semptomun çok daha fazla farkında olması ve asla gelmeyecek koku veya tat kaybını beklememesi, ateşi beklememesi, o inatçı öksürüğü beklememesi gerekiyor” diye konuştu.

    Bilim insanları son dönemde yaptıkları açıklamalar ile, Omicron varyantının daha şiddetli semptomlara neden olmayacağından ve aşıların sağladığı T hücre bağışıklığının ciddi hastalıkları önleyeceğinden umutlu olduklarını söylüyor.

    Oxford Üniversitesi’nde Aşı Bilimi alanında doçent olan Matthew Snape, Omicron’un aşılardan ne kadar iyi kurtulduğunu görmek için Birleşik Krallık’ta denemelerin sürdüğünü söyledi.

    Snape, “Önümüzdeki birkaç hafta çok açıklayıcı ve önemli olacak. Hem laboratuvar verilerini geri aldığımızda, hem de enfeksiyonların hastaneye yatışlar ve ölümler üzerinde etkisi olan zincirleme etkilerini görmeye başlayacağız” dedi.

  • ‘Omicron’ varyantı ile ilgili ilk veriler geldi

    ‘Omicron’ varyantı ile ilgili ilk veriler geldi

    Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Ateş Kaya, koronavirüsün yeni ortaya çıkan ‘Omicron’ varyantında gelen ilk verilere göre, klinik tablonun çok ağır seyretmediğini söyledi. Kara, “Benim gözlemim, bu varyant Türkiye’de ilave bir kapanmayı gerektirecek gibi görünmüyor” dedi.

    Prof. Dr. Ateş Kara, yaptığı açıklamada, ‘Omicron’ varyantı ile ilgili Güney Afrika’dan ilk verilerin geldiğini söyleyerek, “Bu varyantın orada tespit edilmesi ve açıklanması kasım ayının 24-25’inde oldu. Özellikle Güney Afrika’da kasım ayının başından itibaren vaka sayılarında bir artış var ve bu artıştan da ‘Omicron’ varyantı sorumlu gibi görünüyor. Eğer durum böyleyse bu şu anlam taşıyabilir; ‘Omicron varyantı biraz daha kolay bulaşıyor, biraz daha kolay yayılıyor’ ifadesinin altını doldurabilir. Diğer taraftan da özellikle gençlerde ve aşılı kişilerde ‘Omicron’ varyantının tespit edilebildiğini görüyoruz fakat ‘ne kadar süre önce aşı olanlar ‘Omicron varyantı oluyorlar’ ya da ‘Aşının özellikle koruma döneminde olanlar mı omicron varyantını alıyor’ bunlar yeni yeni ortaya çıkıyor” diye konuştu.

    ‘İLK VERİLERE GÖRE ŞİDDETLİ DEĞİL’

    Prof. Dr. Kara, aşının etkinliğinin zaman içinde azaldığını ve kişilerin tekrar hastalık için hassas hale geldiğini bildiklerini dile getirerek, “Eğer bu süreç içerisinde alınıyorsa o zaman ‘Omicron’ varyantı bizi biraz daha az korkutur ama aşının koruma dönemi içerisinde gelişiyorsa ve hızlı yayılma ihtimali olursa o zaman bunun gündelik yaşamı ve sağlık hizmetlerini ne kadar etkileyeceğine bakmak lazım. Güney Afrika’dan gelen ilk veriler hastalığın çok şiddetli olmadığını, ‘Omicron’ varyantında kliniğin çok ağır seyretmediğini gösteriyor. Eğer durum böyleyse ilave önlemler olabilir; ama hastane yükü, hastanede yatan kişi sayısı çok yükselmeyecekse böyle bir ilave önleme de gerek olmayacaktır. Benim gözlemim bu varyant Türkiye’de ilave bir kapanmayı gerektirecek gibi görünmüyor ama bu hem Avrupa’daki hem dünya genelindeki gidişata ve bu varyantın ülkemize girip girmemesine bağlı olarak değişecek. Girmeyeceğini söylemek çok iyimserlik olur çünkü dünyada hareketliliğin çok fazla olduğunu biliyoruz. Bizim ülkemizde de tespit edilme olasılığı var. O yönden de şu anda Sağlık Bakanlığı tarafından gerekli taramalar düzenli olarak yapılıyor” dedi.

    ‘AŞILARIN ETKİNLİĞİNİN AZALDIĞINI SÖYLEYEBİLİRİZ’

    Prof. Dr. Kara, mevcut aşıların mutasyonlara karşı etkisine de değinerek, “Laboratuvar çalışmaları devam ediyor. Laboratuvar ortamında var olan antikorların virüsü ne kadar durdurduğu ya da öldürdüğünü henüz şu anda araştırıyoruz. Yurt dışında da araştırılıyor bizim ülkemizde de. O bakımdan çok veri gelmedi ama ön verilere baktığımızda aşıların etkinliğinin bir miktar azaldığını söyleyebiliriz. mRNA sadece tek bir kısmı hedef alıyor ve çok güçlü bir antikor oluşturuyor ama tek bir noktayı hedef alıyor yani sadece bir noktaya bakarak gidiyor. İnaktif aşılarda ise birden fazla nokta var ama en güçlü olduğu kısım yine mRNA’daki kısım. Etkilenen bölge direkt olarak mRNA aşısının hedef aldığı noktalardan birisi. O bakımdan oradaki etkilenme biraz daha fazla; inaktif aşılardaki etkilenme biraz daha az olabilir ama bunu görmemiz, gerçek yaşamdaki ve laboratuvar ortamındaki verilerle ortaya koymamız lazım. Daha o yönde henüz bilgimiz tam değil” diye konuştu.

  • Şahin ve Türeci’den yeni aşı açıklaması

    Şahin ve Türeci’den yeni aşı açıklaması

    BioNTech’in kurucuları Prof. Dr. Uğur Şahin ve Doktor Özlem Türeci, dünyayı endişelendiren Omicron varyantına ilişkin açıklamalarda bulundu. Şahin, Omicron varyantının başak proteininde sahip olduğu mutasyonlar nedeniyle aşılı kişileri enfekte edebileceğini, ancak güçlendirici aşıları olan kişilerde ciddi hastalığa neden olabileceğinin olası görünmediğini söyledi. Şahin ayrıca, yeni bir Covid-19 aşısına ihtiyaç duyulacağını vurguladı. Var olan Pfizer/BioNtech aşısını hızlı bir şekilde uyarlayabileceklerini bildirdi.

    ABD’li Pfizer firmasıyla birlikte koronavirüse kaşı bir mRNA aşısı geliştiren Alman BioNTech şirketinin kurucuları olan Prof. Dr. Uğur Şahin ve Dr. Özlem Türeci, Reuters tarafından düzenlenen çevrimiçi konferansta konuştu.

    Uğur Şahin’nin açıklamalarından satır başları;

    • Çok sayıda mutasyona uğramış bir varyanta sahibiz. Omicron’un antikorlardan kaçabileceğini düşünüyoruz. Aşılanmış insanları ve daha önce Covid geçiren insanları enfekte edebilir. Bu durum açık. Ama yeni varyantın, aşılı insanlarda ciddi hastalığa neden olabileceği açık değil.
    • Aşılı insanların ciddi hastalığa karşı korunabileceği de açık değil. Ancak, aşılı insanların ciddi hastalıktan korunacağını umuyoruz
    • Ancak, aşılanmamış insanlar daha ciddi bir hastalıkla karşılaşabilir.”
    • Yeni varyant beklediğimden erken ortaya çıktı, gelecek yıldan önce bulun olmasını beklemiyordum.
    • Şu anda, yeni varyantın gerçek dünyadaki sonuçlarının birkaç haftaya çıkmasını bekkliyoruz.
    • Şundan eminiz ki, güçlendirici doz aşan kişiler ciddi hastalığa karşı korunacaklar. Bunu birkaç hafta içinde öğreneceğiz.
    • En önemli gerçek şu ki, aşımız tüm varyantların neden olduğu ciddi hastalığa karşı koruma sağlayacak düzeyde.

    “YENİ BİR AŞIYA İHTİYACIMIZ OLACAĞINI DÜŞÜNÜYORUM”

    • Covid-19’a karşı bir yeni aşıya ihtiyacımız olacağını düşünüyorum. Öne çıkan soru buna ne zaman ihtiyacımız olacağı..
    • Var olan aşımızı Omicron varyantına hızlı bir şekilde uyarlamak için yeterli vakte sahibiz. Şu anda gelmesi beklenen bir sürü veri var. Durumun ne kadar acil olup olmadığını anlamaya çalışıyoruz. Uyarlanmış aşı gelecek yıla hazır olabilir.

    “YOKSUL ÜLKELERE AŞI DAĞITIMINI HIZLANDIRMAYA ÇALIŞIYORUZ”

    • Birkaç hafta önce Senegal’deydik. Ortak olduğumuz şirketlerle aşının yoksul ülkelere dağıtımı hakkında konuştuk. Yoksul ülkelerde dağıtımı kolaylaştıracak teknolojiler üzerinde çalışıyoruz. 2022’ye buralardaki üretim tesislerimizin inşasını bitirmeyi hedefliyoruz.
    • Yeni teknolojiler ile bu ülkelerdeki aşı dağıtımını hızlandıracağımızdan eminiz.
    • Koronavirüs aşısının patentini paylaşmakla ilgili bir sıkıntım yok. Kişisel olarak, çözümler arıyorum. İnsanlarını eğtiyoruz. mRNA aşısını geliştirmek için 10 yıldır çalışıyoruz. Üretimizin en yüksek kalitede olması için 50 bin tane adımdan geçiyor. ABD ve Avrupa’daki deneyimli ortaklarımız bunun için çalışıyor.
    • Bu yılın sonuna kadar bir milyar doz aşıyı , gelecek yıl ise bir milyar dozu daha gelişmekte olan ülkelere göndermeyi planlıyoruz.

    Özlem Türeci’nin açıklamalarından satır başları;

    • Yoksul ülkelere ve kırsal alanlara aşı göndermek bizim en büyük hedeflerimizden biri. Yoksul ve gelişmekte olan ülkere özel çözümler üretmeye çalışıyoruz.
    • Çözüm çabalarımız, uçakları ve droneları içeriyor.
    • Çabalarımıza herkes katılabilir.

    ÖZLEM TÜRECİ’DEN KANSER AŞISI AÇIKLAMASI

    • Covid-19’un yanı sıra kanser de dünyayı etkisine alan bir pandemi. Potansiyel kanser aşımız üzerinde çalışmayı sürdürüyoruz.
  • “Türkiye’ye de gelecek ve daha hızlı yayılacak”

    “Türkiye’ye de gelecek ve daha hızlı yayılacak”

    Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yeşim Taşova, Güney Afrika’da ortaya çıkan ‘Omicron’ adı verilen yeni varyantın daha hızlı yayılacağını ve özellikle aşı yaptırmayanları olumsuz etkileyeceğini söyledi. Taşova, “32 tane mutasyonu barındıran ‘Omicron’ varyantı, ‘Delta’ gibi bütün dünyada yayılacak, ülkemize de gelecek. Tek çare, tüm dünyanın hızla aşılanmasıdır” dedi.

    Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yeşim Taşova, ‘Omicron’ varyantı ile ilgili konuştu. Varyantın 32 mutasyon barındırdığını belirten Prof. Dr. Taşova, bu nedenle hem dünyada hem de Türkiye’de hızlı yayılacağını belirtti. Bu varyanta karşı zengin ülkelerin yeni strateji geliştirmesi gerektiğini kaydeden Taşova, “Tekrar yatak sayılarımızı gözden geçirerek, yoğun bakım sayılarımızı artırma yoluna gidiyoruz. Bu bir salgın, bu da afet demektir. Afette de elimizdeki tek silah; aşıdır. Bu sadece Türkiye ile İngiltere’nin aşılanması ile olmaz. Bir varyant daha çıktı ve çıkmaya devam edecek. Varyantlar her zaman var zaten ancak 32 tane mutasyonu barındıran bu son varyant ‘Omicron’, Afrika’dan çıktı. Aşının en az olduğu yer. Özellikle zengin ülkelerin aşılama yönünde bir strateji geliştirmesi gerekiyor çünkü bir sonraki varyant çok daha tehlikeli olabilir” diye konuştu.

    ‘AŞI ETKİ EDİYOR, 3’ÜNCÜ DOZ ÖNERİLİYOR’

    ‘Omicron’ varyantının içinde barındırdığı mutasyonlar nedeniyle çok hızlı yayıldığına dikkat çeken Prof. Dr. Taşova, “Muhtemelen ülkemize de gelecek ve ‘Delta’ gibi bu varyant da bütün dünyada yaygın olacaktır. Verilerin birikmesi gerekiyor ama şu an elimizdeki bilgilere göre çok ağır seyretmiyor. Belirtiler aynı, değişen bir şey yok. Önemlisi olan noktası; daha hızlı yayılıyor. Bu nedenle aşısızlar ya da antikor seviyesi düşenler, bundan daha fazla etkilenecektir. ‘Omicron’ varyantına aşılar etki ediyor. Pfizer aşısında 3’üncü doz olunursa daha koruyucu olacağına yönelik açıklama yaptı. Bunlar sevindirici, artı taraflar ama bir dahaki varyantın içine girecek mutasyonla daha ağır olup olmayacağı yönünde bir garantimiz yok. O yüzden sadece şehrimiz, ülkemiz değil bütün dünyanın hızlıca immün hale gelmesi, aşılanması gerekiyor” dedi.

    ‘DOZ KUVVETLENDİRMESİ YAPMAK ZORUNDAYIZ’

    Bu varyanta karşı korunmak için yapılması gerekenleri sıralayan Prof. Dr. Taşova, “Türkiye genelindeki aşılama oranı biraz daha artmalı ve daha hızlı aşılanmak gerek çünkü artık aşı olanların da rapel aşıları gelecek. Bir doz kuvvetlendirmesi de yapmak zorundayız. Aşısız kişiler ne kadar fazla olursa virüs o kadar fazla miktarda ortada dolaşacak ve farklı varyantların gelme olasılığı da artacaktır. Tabi bu olasılığın içinde daha ağır seyreden hastalık olma ihtimali de olacaktır. Hiç kimseyi tehlikeye atmamak için herkesin aşılanması gerek. Ayrıca maske, mesafe ve hijyen kurallarına yönelik önemli oranda bir gevşeme var. İnsanlar bıkmış olabilir ancak pandemi devam ediyor. Bu hayatın bir gerçeği. Daha çok kolonya kullanıp, daha çok ellerimizi yıkayalım. Sık dokunulan alanları temizleyelim. Bulunduğumuz ortamı havalandıralım. Başından beri söylediğimiz bu uyarılara tekrar sıkı sıkıya bağlanmalıyız” diye konuştu.

    ‘ÇOCUKLAR DAHA UYUMLU’

    Yeni varyantın çocukları etkileyip etkilemeyeceği ile ilgili Taşova, “‘Omicron’da yüzde 10 kadar, olgunun çocuklarda olduğu söyleniyor. Çocuklar belirtisiz geçirebiliyor ama virüsü yayabilirler. Eğer toplum bağışıklığı istiyorsak, yüzde 70-80 bağışıklık kazansın, diyoruz. Buna çocuklar da dahil. Çocuklara gerekli hijyen ortamı sağlandığında çok da güzel maskelerini de takıyorlar, ellerini de yıkıyorlar. Gördüğüm kadarıyla çocuklar erişkinlerden daha uyumlular. Çok kalabalık sınıfların olmaması, el dezenfektanlarının sınıf ve okul koridorları gibi gerekli her yerde olması, sınıfların yeterince temizlenmesi ve havalandırılması gibi birtakım imkanlar sağlandığında yüz yüze eğitimin önünde de bir engel yok” dedi.

    Pandeminin devam edeceğini vurgulayan Prof. Dr. Taşova, “Pandemide 2022’yi de göreceğiz. Belki 2022’nin sonuna doğru ama bütün bunları belirleyecek unsur toplumun hatta tüm dünyanın bağışıklanmış olmasıdır. Aşılanma oranı düşük olursa yeni çıkacak olan varyant bizim aşıları da boşa çıkarabilir. En büyük korkumuz o. Daha ağır seyreden bir hale dönebilir ya da virüs bu mutasyonlarla kendini tamamen yok edebilir. Daha hafif bir forma dönüşebilir. Önümüzdeki yıl da önlemleri almaya devam etmemiz gerekiyor. Ölüm oranlarının azaltılması için de aşı olunması gerektiğini tekrar vurguluyorum” diye konuştu.

  • Bilim Kurulu üyesinden ‘Omicron Varyantı’ açıklaması

    Bilim Kurulu üyesinden ‘Omicron Varyantı’ açıklaması

    Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, yeni koronavirüs varyantı ‘Omicron’un daha kolay vücuda girdiğini söyleyerek, “Virüs, şeklinde gördüğümüz gibi dışındaki vantuz yapılarında değişiklik meydana getiriyor. Değişiklik de virüsün yapışmasını artırıyor, böylece de daha kolay vücuda girebiliyor, bu da riski artırıyor, hızlı bulaşmayı sağlıyor. Hızlı bulaşmadan dolayı da endişe ediyoruz” dedi.

    Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı, Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Başkanı, Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, salgın devam ettikçe varyantların ortaya çıkabileceğini söyledi.

    İlhan, “İngiltere varyantı ile konuşmaya başladığımız varyantlar hayatımıza girdi hatta konuşmadığımız daha çok varyant oldu ama bunlar kayda değer bir değişiklik yapmıyordu. Yeni varyantın farkı şu; virüsün şeklinde gördüğümüz gibi dışındaki vantuz yapılarında değişiklik meydana getiriyor ve çok fazla bir değişiklik. Değişiklik de virüsün yapışmasını artırıyor, böylece de daha kolay şekilde vücuda girebiliyor, bu da riski arttırıyor. Bu da hızlı bulaşmayı sağlıyor. Hızlı bulaşmadan dolayı da endişe ediyoruz” diye konuştu.

    ‘SOSYALLEŞMENİN ÇOK OLDUĞU YERDE PATLADI’

    Prof. Dr. İlhan, yeni varyantın tespitinden sonra hızla yayıldığını vurgulayarak, “Geçtiğimiz hafta Afrika’da saptandıktan sonra rakamlar patlayıcı şekilde arttı, hızlı şekilde yayıldı. Varyant aslında ilk başta Güney Afrika’da çıkmadı, Botsvana’dan çıktı, yayılım ile birlikte Güney Afrika yeni varyantın kaynağı gibi görüldü. Dünyada 5 kıtada artık varyant görülüyor. Üniversite öğrencilerinin çok fazla olduğu yerde, Güney Afrika’nın Johannesburg şehrinin yakınında aşırı kalabalık bir mekanda yani sosyalleşmenin çok olduğu yerde birden bire patlayıcı şekilde artıyor. Belki kaynak gençler değil; ama bu şekilde ortaya çıkıyor. Kaynağı ile ilgili de şöyle bir yaklaşım var; muhtemelen bağışıklık sistemi çok düşük bir kişinin virüsü yenememesinden kaynaklı bir görüş var. Tabi ki bunların da kanıtlanması gerekiyor. Muhtemelen Güney Afrika’da HIV hastası birisinin enfekte olup, virüsü yenememesi ve bu varyantın o kişide üremesinden sonra bulaşmasından kaynaklandığına ilişkin görüşler var” dedi.

    ‘ÖLDÜRÜCÜLÜĞÜ KONUSUNU İZLEMEK GEREKİYOR’

    Prof. Dr. İlhan, şu anki bilgilerle yeni varyantın öldürücülüğünün yüksek olup olmadığına dair yorum yapmanın güç olduğunu kaydederek, “Şu anki elimizdeki bilgiler açıkçası bulaştırıcılığın hızlı olması yönünde endişe etmemizi gerektiriyor. Varyant çok yeni, öldürücülüğünün yüksek olup olmadığı ile ilgili bir yorum yapmamız çok güç. Bütün dünya hemen önlemlerini aldı, Türkiye Cumhuriyeti de geçtiğimiz haftadan itibaren Güney Afrika’daki 5 ülkeden uçuşun kısıtlanması yoluna gitti. Bunlar oldukça koruyucu önlemler. Baktığımızda yeni varyant için bulaştırıcılığı çok yüksek; ama öldürücülüğünün yüksek olup olmadığını saptamak için bir parça izlemek, değerlendirmek gerekiyor” diye konuştu.

    AŞILAR ETKİLİ OLACAK MI?

    Prof. Dr. İlhan, bugüne kadar bütün varyantlarda tam doz aşılanmış olmanın etkili olduğuna şahit olduklarını vurgulayıp, “Şu ana kadar tüm varyantlarda aşıları tam olanlar hastalığı daha hafif geçiriyorlar, bu çok önemli. Pfizer-BioNTech mevcut varyant ile ilgili bir değerlendirme yapacağını ifade etmişti. Nitekim varyant eğer çok farklı ise aşıda modifikasyon yapılabileceğini söylediler. Hali hazırda baktığımızda daha çok varyant ile enfekte olanlar gençler olduğu için gençlerin daha hafif geçirdiklerine şahit oluyoruz. Bu, ‘gençlerde daha ağır olmaz’ ya da ‘ileri yaşta olanlarda bu varyant olmaz’ anlamına gelmiyor. Yapılması gereken şey varyantın çok olduğu bir zaman diliminde bütün ülkelerin kurallara daha çok uyması. Aşı olmamışların aşı olması, eksik olanların tamamlaması, bulaşı engelleyen mesafe, maske ve temizlik koşullarına dikkat etmemiz gerekiyor” dedi.

  • Covid-19’un geleceği hakkında DSÖ’den uyarı

    Covid-19’un geleceği hakkında DSÖ’den uyarı

    Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Covid-19 Özel Temsilcisi Dr. David Nabarro, koronavirüsün geleceğine dair açıklama yaptı. Nabarro, “Covid-19 pandemisi oldukça uzun bir süre, aylar, belki de yıllar sürecek gibi görünüyor, çünkü yüksek oranda bulaşıcı bir virüs, insanlara kolayca ve hızla bulaşabilir” dedi.

    Dünya Sağlık Örgütü, koronavirüsün özellikle Avrupa’da artan vaka ve can kaybı sayıları ile ilgili açıklamada bulundu.

    DSÖ Genel Direktörünün Covid-19 Özel Temsilcisi Dr. David Nabarro, “Covid-19 pandemisi oldukça uzun bir süre, aylar, belki de yıllar sürecek gibi görünüyor, çünkü yüksek oranda bulaşıcı bir virüs, insanlara kolayca ve hızla bulaşabilir” dedi.

    Nabarro, Covid-19 virüsünün “zaman içinde değişme alışkanlığına sahip olduğunu” söyledi ve bu virüsü bir dereceye kadar kontrol altında tutmak isteyen hükümetlere çeşitli önleyici tedbirlere saygı göstermelerini tavsiye etti.

    ‘TEYAKKUZDA AZALMA VAR’

    Covid-19 Özel Temsilcisi, “Birincisi, insanların ellerinden geldiğince saygı göstermeleri gerekiyor ve bu, yüzünüzü düzgün bir şekilde kapatan yüz maskeleri anlamına geliyor” derken “Bu başkalarının soluduğu havayı solumamaya çalışmak anlamına gelir. Ve bu, 2020’de iyi olduğumuz, ancak son zamanlarda bazı yerlerde biraz kaydığımız çok iyi hijyen kurallarını uygulamak anlamına geliyor” diye konuştu.

    “Son haftalarda ve aylarda, belki de bazı ülkelerde teyakkuzda bir azalma, maske takmada bir azalma, fiziksel mesafelerde bir azalma olduğunu düşünüyorum ve bu, virüsün çok kolay bir şekilde ortaya çıktığı bir durum yaratabilir” diyen Nabarro, “Virüs, her zaman takip ediyor ve sorunların büyümesine ve daha güçlü bir şekilde geri gelmesine neden olmak için bekliyor. Ve şu anda Avrupa’nın farklı yerlerinde olan da bu” diye ekledi.

    ‘KÜRESEL BİR PANDEMİ ANLAŞMASININ OLUŞTURULMALI’

    Ancak Covid-19’a küresel tepkiyi değerlendirmekle görevli bilim insanları için hükümetler pandemiyi sona erdirmek için yeterince hızlı hareket etmiyor. DSÖ tarafından oluşturulan Bağımsız Pandemi Hazırlık ve Müdahale Paneli, kısa süre önce küresel bir pandemi anlaşmasının oluşturulması çağrısında bulunan bir rapor yayımladı.

    DSÖ Genel Direktörü’nün Covid-19 Özel Temsilcisi, özellikle ülkeler arasında sınırlar açıldığında, ulusların kaynaklarını paylaşmalarını önerdi.

    Raporda, “Bunu ayrı ayrı çalışan ve özellikle birbiriyle rekabet ediyormuş gibi görünen ülkelerle yapamazsınız” denildi.

    Nabarro ise, “Bir halk sağlığı çalışanı olarak, bir sağlık sorunuyla başa çıkma yolunda, Covid-19 ile nasıl başa çıkacağımız konusunda sahip olduğumuz kadar fazla bölünme ve huysuzluk görmedim” şeklinde konuştu.