Etiket: koronavirüs

  • Kılıçdaroğlu ilk doz aşısını oldu

    Kılıçdaroğlu ilk doz aşısını oldu

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, koronavirüs aşısının ilk dozunu yaptırdığı duyurdu.

    Sosyal medya hesabı üzerinden paylaşımda bulunan Kılıçdaroğlu, ”Sıramız geldi ve eşim Selvi Hanım ile birlikte, Aile Hekimimizde Covid-19 aşımızı yaptırdık. Tüm vatandaşlarımıza bir an önce güvenli bir şekilde aşılarının yapılmasını ve bu salgının son bulmasını diliyorum” ifadelerine yer verdi.

  • İl Sağlık Müdürü, aşı olduktan 25 gün sonra Covid-19’a yakalandı

    İl Sağlık Müdürü, aşı olduktan 25 gün sonra Covid-19’a yakalandı

    Samsun’da, 14 Ocak’ta ilk Covid-19 aşısını olan İl Sağlık Müdürü Dr. Muhammet Ali Oruç, 25 gün sonra koronavirüse yakalandı. Uzmanlar, ilk ve ikinci aşıdan sonra da virüs varlığının tespit edilebileceğini, ancak immün sisteme göre hastalığın hafif seyrederek atlatılabileceğini açıkladı.

    Samsun’da ilk Covid-19 aşıları, 14 Ocak tarihinde sağlık çalışanlarına yapıldı. Kentte ilk aşıyı da İl Sağlık Müdürü Dr. Muhammet Ali Oruç oldu. Bazı belirtiler gösteren Oruç’un, 3 gün önce yapılan Covid-19 testi pozitif çıktı. Oruç, Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tedaviye alındı.

    “AŞIDAN SONRA VİRÜS VARLIĞI TESPİT EDİLEBİLİR AMA HASTALIK HAFİF GEÇER”

    Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Faruk Aydın, yapılan araştırmalarda tek doz aşının yeterli antikor oluşturmadığı için ikinci doz aşı yapılması gerektiğinin belirlendiğini söyledi. Prof. Dr. Aydın, “Aşı uygulamaları arası 4 haftaya çıkarıldı. Aşının koruma yüzdesinin de yüzde 71 olduğu açıklanmıştı. O nedenle ilk aşıdan sonra da ikinci aşıdan sonra da bazı kişilerde virüs varlığı tespit edilebiliyor. Ancak bu kişiler hastalığı hafif geçirebiliyorlar. Ciddi sorunlar yaşamayacaklardır. Bazıları hiç semptom dahi olmadan geçirebilirler. İmmün sisteme bağlı olarak farklı semptomlar olabilir” dedi.

    Mutant virüse de dikkat çeken Prof. Dr. Aydın, “Mümkünse varyantların arttığı bu koşullarda toplantıların, insanların, toplulukların bir araya gelmesinin önlenmesi gerekiyor. Mesafeyi 1,5 metreden 2 metreye çıkarmak gerekiyor. Aynı ortamda bulunma süresini önceden 15 dakika diyorduk, mutant virüsler nedeniyle artık 10 dakikaya düşürmek gerekiyor. Tek maske kullanımını çift maskeye çıkarmak gerek. Ortalama 1,5 kat bulaşma hızını artırdığını söyleyebiliriz. Bulaşma hızı 1,5 kat arttı diye mesafeyi de 1,5 kat açma kriterine ihtiyaç yok. Sadece süreyi azaltın ve daha uzak durun. Havaya çıkan partiküllerin size ulaşması daha kolay, az miktarda bulaşmasıyla hastalık oluşturması için yeterli oluyor” dedi.

  • Covid-19 5 bin mutasyon geçirdi

    Covid-19 5 bin mutasyon geçirdi

    Kocaeli Üniversitesi Covid-19 Laboratuvarları Sorumlusu Prof. Dr. Aynur Karadenizli, SARS CoV2 olarak bilinen koronavirüsün şu ana kadar yaklaşık 5 bin mutasyon geçirdiğine dikkat çekerek, büyük pandemilerde ilerleyen zamanlarda iyi yönde mutasyonlar ortaya çıktığını, ancak Covid-19 virüsünün henüz bu aşamaya ulaşmadığını belirtti.

    Tüm dünyayı 1 yılı aşkın süredir etkisi altına alan koronavirüs, son dönemlerde mutasyona uğrayarak bulaşıcılığını artırdı. Özellikle İngiltere, Güney Afrika ve Brezilya’da ortaya çıkan mutasyona uğramış koronavirüs vakalarında bulaşıcılık yüzde 70 oranında yükseldi. Türkiye’ye de görülen mutant virüsler hakkında değerlendirme yapan Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Kocaeli Üniversitesi Covid-19 Laboratuvarları Sorumlusu Prof. Dr. Aynur Karadenizli, mutasyon yaşanmasının tüm virüslerin doğasında olan normal bir durum olduğunu söyledi. SARS CoV2 olarak bilinen koronavirüsün şu ana kadar yaklaşık 5 bin mutasyon geçirdiğine dikkat çeken Prof. Dr. Karadenizli, büyük pandemilerde ilerleyen zamanlarda iyi yönde mutasyonlar ortaya çıktığını, ancak Covid-19 virüsünün henüz bu aşamaya ulaşmadığını belirtti.

    ‘COVİD-19 ETKENİ, ŞİMDİYE KADAR YAKLAŞIK 5 BİN MUTASYON GEÇİRMİŞTİR’

    Virüste yaşanan mutasyonların hastaneye başvuran kişi sayısını yükselterek sağlık sisteminin yükünü artıracağını belirten Prof. Dr. Karadenizli, “Geçen mart ayından itibaren pandemi ülkemizin de sorunu haline geldi. Tüm dünyada büyük bir sorun ve halen yaşıyoruz bunu. Son 3-4 aydır mutasyonlar ön plana çıktı. Çünkü virüsler devamlı mutasyon geçirirler. SARS CoV2, yani Covid-19 etkeni, şimdiye kadar yaklaşık 5 bin mutasyon geçirmiştir. Ama bunlar hastalar üzerindeki etkisi çok fazla olmayan mutasyonlardı. Son eylül ayında saptanan mutasyonun etkisini özellikle İngiltere’de gördük. İngiltere’deki mutant virüs, normal virüse göre yüzde 70 oranında daha fazla bulaşıcı. Daha bulaşıcı olmasına rağmen, virülans, yani hastalık yapıcı etkisi çok yüksek değil. Bulaşıcı olmasının sonucunda, enfekte olan hasta sayısının çok artması, sağlık kurumlarının hastalarla dolması ve çok sayıda hasta olursa, tabii ki bunların içerisinde belli bir yüzdede ağır hasta olması ve yoğun bakımların dolması bizim en çok çekindiğimiz nokta. Bu mutant virüsler sağlık sisteminin aşırı yüklenmesine ve aşırı yorgunluğa neden oluyor. Zaten sağlık çalışanları yaklaşık 1 yıldır büyük bir yorgunluk içerisinde çalışıyor. Bu büyük bir sorun” dedi.

    ‘BÜYÜK PANDEMİLERDE, İLERLEYEN ZAMANLARDA İYİ YÖNDE DEĞİŞİMLER OLUR’

    Mutasyonların virüslerin yapısında doğal olaylar olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Karadenizli, şöyle devam etti:

    “Mutasyonlar aslında virüslerin genel yapısında olan bir eylemdir. Devamlı mutasyon gerçekleşir. Şöyle düşünelim, bir fabrikada bir iş yapılıyor ve bu sırada küçük küçük değişiklikler gerçekleşiyor. Aynı şekilde, virüsler de hücre içerisinde çoğalırken birçok noktada hatalar oluşuyor. Bunlar bazen iyi yönde oluyor. Aslında büyük pandemilerde, ilerleyen zamanlarda iyi yönde değişimler olur ve sonrasında virüs hastalık yapıcı etkisi çok düşük bir hale gelir. İnsanlık da bu etkenden kurtulur. Ama biz henüz bu evrelere gelemedik. İyi anlamda mutasyonlar az da olsa var. Fakat şu an baskın olan mutasyon çok iyi bir mutasyon değil. Mutant suş diyoruz biz bunlara. İngiltere, Güney Afrika ve Brezilya olmak üzere şu an 3 mutasyon var. Yarın başka bir mutasyon da çıkabilir. Umarız, iyi yönde mutasyonlarla karşılaşırız ve hastalığın yayılım hızı da düşer. Bu mutasyonlarla maalesef, bu virüse ait hücreye giriş mekanizmasında daha da kolaylaşma gerçekleşti. Bu da bulaşıcılığı çok artıran bir özellik. Bazı mutasyonlar, özellikle Güney Afrika’daki mutasyon, İngiltere’dekinden biraz daha farklı özellikler taşıyor. Bunda da bulaşıcılık yüksek. Bazı aşılama çalışmalarında, ‘Oluşan antikorlara karşı direnç olabilir mi?’ sorusu gündeme geldi. Bu, büyük bir korku yarattı. Bu noktada RNA aşılarıyla ilgili yapılan çalışmalarda, etkinlikte büyük bir azalma olmadığını biliyoruz. Bu aşıların kullanımıyla ilgili şimdilik bir sorunumuz yok. Biz ülkemizde yaygın olarak Çin aşısı kullanıyoruz. Çin aşısıyla ilgili ise henüz yapılmış geniş bir çalışma yok.”

    ‘ÖNCE PCR TESTİ YAPIYORUZ, SONRA MUTANT ANALİZİNE GEÇİYORUZ’

    Bir kişide mutasyona uğramış virüs saptandığında yakın çevresi ve temaslılarının karantinaya alınmasının önemine vurgu yapan Prof. Dr. Aynur Karadenizli, “Mutant bir virüs saptadığımızda, o mutant virüse sahip olan kişinin yakın çevresi ve temaslılarının mutlaka izole edilmesi lazım. Onun için mutasyonun saptanmasına çok önem veriyoruz. Bu mutant virüslerde pozitif bulduğumuz olgularla ilgili filyasyon çalışması yapılması gerekiyor. Bunun için biz laboratuvarımızda pozitif bulduğumuzda il sağlık müdürlüğüne haber veriyoruz ve bu şekilde filyasyon çalışmaları başlatılmış oluyor. Sokaktaki vatandaş, ‘Bende mutant virüs var mı, yok mu?’ diye hastaneye başvuramaz. Öncelikle bir şikayeti olması gerekiyor. Covid-19 ile ilgili halsizlik, öksürük, ateş gibi klasik bulgulardan varsa öncelikle PCR testi ile bu kişide virüs olup olmadığına bakıyoruz. Ondan sonra mutasyon analizine geçiyoruz” diye konuştu.

  • Koronavirüse çok benzeyen yeni virüs keşfedildi!

    Koronavirüse çok benzeyen yeni virüs keşfedildi!

    Dünyayı etkisi altına alan koronavirüsün kökenini araştıran bilim insanları, Tayland’ın doğusunda yaşayan yarasaların da Kovid-19’a neden olan Sars-CoV-2 virüsüne yüzde 90’dan daha fazla benzeyen farklı bir virüs türü keşfetti.

    Dünyayı etkisi altına alan koronavirüsün kökenini araştıran bilim insanları Tayland’ın doğusunda Kovid-19’a neden olan Sars-CoV-2 virüsüne yüzde 90’dan daha fazla benzeyen farklı bir virüs türü keşfetti. Singapur Üniversitesi’nden Profesör Lin-Fa Wang liderliğindeki uluslararası bir ekip, koronavirüse neden olan Sars-CoV-2 ile akraba olan birçok virüs türünün Asya’nın çeşitli bölgelerinde dolaştığını açıkladı. Bilim insanları, Tayland’ın doğusundaki bir vahşi yaşam sığınağındaki at nalı yarasalarında Kovid-19’a neden olan ile çok büyük genetik benzerliğe sahip bir virüs keşfetti. Bilim adamlarının keşfi, virüslerin bulunduğu alanı 4 bin 800 kilometrelik bir mesafeye kadar genişlettiği ifade edildi.

    “TAYLAND İLE SINIRLI DEĞİL”

    Biliminsanlarının yaptığı araştırmanın Nature Communications’da yayınlandığı ifade edildi. Araştırmacılar, örnekleme alanının yalnızca Tayland ile sınırlı olduğunu, ancak Sars-CoV-2 ile yüksek derecede genetik bağa sahip olan koronavirüslerin birçok ülkedeki yarasalarda yaygın olarak bulunduğundan emin olduklarını ifade etti.

  • Bursa Karacabey’in kırmızı soğanı koronadan koruyor

    Bursa Karacabey’in kırmızı soğanı koronadan koruyor

    Karacabey Belediye Başkanı Ali Özkan, ilçenin meşhur ürünleri arasında yer alan soğanın ihtiva ettiği ‘Quercetin’ adı verilen madde sayesinde korona virüse karşı bağışıklığı güçlendirdiğini söyledi.

    Uzmanlar, kırmızı soğandaki gıdaların virüsle mücadelede korunmak veya hastalığı hafif atlamakta etkili olabileceğine vurgu yaparak, tüketilmesi gereken besinler arasında soğanı da sıraladı. Karacabey Belediye Başkanı Ali Özkan da pandemiyle mücadelede uzmanların bu vurgusuna dikkat çekmek için önceki gün Karacabey Belediyesi Soğan Hâlinde açıklama yaparak, yerli üretim olan Karacabey soğanının önemine vurgu yaptı.

    Başkan Özkan, “Üreticilerimiz, buraya yetiştirdikleri soğanları ve soğan tohumu olan arpacıkları getiriyor ve pazara arz ediyorlar. Bunlar, Karacabey’imizin yerli kırmızı klasik soğanı. Ve bilim insanlarının,uzmanların önerdiği, gerçekten insan sağlığına katkı sağlayan, tüketilmesini tavsiye ettikleri soğan çeşidi de budur. Geçtiğimiz günlerde bir profesör grubumuz korona ile mücadele konusunda yaptıkları araştırmada, ‘Quercetin’ adı verilen maddenin korona virüse yakalanmayı engellediği, bunun yanında da bu maddenin tüketilmesi halinde virüse yakalanan insanların da bu illetten kısa sürede kurtulduğu ve hafif atlattığı şeklinde açıklama yaptılar. Bilim insanlarının yaptığı bu çalışmalar basında da yer aldı ve aynı zamanda uluslararası tıp dergilerinde de yayınlandı. Prof. Dr. Hasan Ünal’ın ifadesine göre bu madde, kırmızı elma kabuğunda ve kırmızı soğanda bolca bulunmaktadır. Dolayısıyla kırmızı soğanın tüketilmesi tıp insanları tarafından, insan sağlığı açısında şiddetle tavsiye edilmektedir. Bu, aynı zamanda hem insan sağlına katkı sağlayacak hem de yerel üreticilerimize destek olacaktır. Zaten kırmızı yerli soğan, yıllardır beri ithal tohumlar gelmeden önce ülkemizde tüketilen soğan cinsiydi. Ancak daha sonra tüketim alışkanlıkları değiştiği için buna rağbet azaldı. Ben, bütün ülkemiz vatandaşlarına Karacabey soğanını tüketmelerini şiddetle tavsiye ediyorum” diye konuştu.

  • DSÖ canlı yayında açıkladı: Virüsün çıkış noktası

    DSÖ canlı yayında açıkladı: Virüsün çıkış noktası

    Çin Sağlık Komisyonu’ndan Liang Wannian, koronavirüs salgınına yol açan virüsün 2019 yılında Çin’in Wuhan kentinde keşfedilmeden önce başka yerlerde de görülmüş olabileceğini söyledi.

    Covid-19’un kaynağını tespit etmek için salgının çıkış noktası olarak bilinen Çin’in Wuhan şehrine giden Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) uzman heyeti, incelemelerini tamamlayarak açıklamalarda bulundu.

    Covid-19’un kökenlerini araştıran Dünya Sağlık Örgütü liderliğindeki ekip tarafından yapılan açıklamada, yapılan araştırmanın yeni bilgiler ortaya çıkardığını ancak salgının resmini önemli ölçüde değiştirmediğini söyledi.

    Dünya Sağlık Örgütü virüs uzmanı Peter Ben Embarek, koronavirüsün kökenini belirlemeye yönelik çalışmaların herhangi bir hayvana işaret etmediğini ve bulguların salgının Çin’in Wuhan kentinde Aralık 2019’dan önce tespit edilmediğini söyledi.

    Virüsün başlangıçta yarasa ve pangolinlerde olabileceğini belirten DSÖ yetkilileri, kedigiller ve köpekgillerden de yayılmış olabileceğini belirtti.

    İLK KEZ WUHAN’DA GÖRÜLDÜĞÜ AÇIKLANMIŞTI

    Dünya, Covid-19 salgınından ilk kez Çin’in 31 Aralık 2019’da Hubey eyaletine bağlı Wuhan kentinde “kaynağı bilinmeyen gizemli solunum yolu hastalığının” ortaya çıktığını DSÖ’ye bildirmesiyle haberdar olmuştu.

    Hastalık, ilk kez Wuhan’da deniz ürünleri gıda pazarını ziyaret eden kişilerde görülmüş, sebebi anlaşılamayan “solunum rahatsızlığı” şikayetiyle 17 Kasım’da ilk hasta hastaneye başvurmuştu.

    Akciğer iltihaplanmasına yol açan hastalığa yarasalarda bulunan bir beta koronavirüsün mutasyona uğramış hali olduğu tahmin edilen, daha önce bilinmeyen türdeki bir koronavirüsün sebep olduğu anlaşılmıştı.

    14 OCAK’TA WUHAN’A GELMİŞLERDİ

    DSÖ heyeti, virüsün kökenini araştırmak için başlattığı saha çalışmalarında Hubey Çin ve Batı Tıbbı Bütünleşik Bölge Hastanesi ve Wuhan Jinyintan Hastanesinde incelemelerde bulunmuştu.

    DSÖ heyeti, ilk olarak ocak başında Çin’e gitmiş ancak Pekin yönetiminin geçerli vizeler alınmadığı uyarısını yapmasının ardından geri dönmek zorunda kalmıştı.

    Daha sonra, ABD, Avustralya, Almanya, Japonya, İngiltere, Rusya, Hollanda, Katar ve Vietnam’dan uzman ve araştırmacılardan oluşan heyet, 14 Ocak’ta özel uçakla kente gelmişti.

  • Mutasyonlu virüse karşı yeni aşı

    Mutasyonlu virüse karşı yeni aşı

    Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Serhat Ünal, hızlı aşılama ve kurallara uyarak yeni mutasyonlar gelişmeden koronavirüsü durdurma şansı olduğunu söyledi. Ünal, “Yeni mutasyonlu virüse karşı da Haziran ayında muhtemelen 1 değil 2 suşlu (bir virüsün farklı alttürleri) aşılar, 1 mRNA değil 2 mRNA’lı aşıların devreye girme ihtimali var” dedi.

    Bilim Kurulu üyesi, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Serhat Ünal, yaptığı açıklamada, koronavirüsün İngiltere’de görülen mutasyonunda daha çok kişiye bulaşır hale geldiğini hatırlattı. Ünal, son 1 haftada vaka sayılarında düşme hızında duraksama ve hafif bir artışın meydana geldiğini ifade ederek, “Bunun nedeni ‘biraz havalar düzeldi, aşılama da başladı’ diye bir rehavete mi kapıldık veya biraz tedbirleri gevşettik mi yoksa biz tedbirleri gevşetmedik; ama yeni suş bu tedbirlere rağmen daha iyi bulaştığı için artışa geçti. Son 1-2 haftadır bunu anlamaya çalışıyoruz. Türkiye’de PCR testi ile koronavirüs tanısı konuluyor; sonra yeni mutasyonlu virüsü tanıyacak PCR testleri geliştirildi. Hemen hastanelere dağıtıldı, o testlerle görülen illerde bu şekilde tespit edildi” dedi.

    ‘1 YETMİYORSA 2 MASKE TAKALIM’

    Mutasyonlu virüsün ülkeye girişine mani olamadıklarına dikkat çeken Ünal, “O zaman tedbirlerimize daha çok dikkat edelim. Bir maske yetmiyorsa iki maske takalım. Kapalı ve kalabalık yerlerde bulunmak zorundaysak, maskeyi çift olarak takalım. Aramızdaki mesafeyi 1,5 değil 2 metreye çıkaralım. Bunun gibi tedbirlere daha sıkı riayet etmemiz gereken bir dönemden geçiyoruz. Bir taraftan da aşılama programımız devam ediyor. Halkımızın sağduyusu, kurallara uyma kapasitesi ve aşılamanın getirdiği destekle hepimiz bunu durdurabileceğimizi umuyoruz. Çünkü durduramazsak yeniden vaka sayılarındaki artışla yeni bir atakla karşılaşma şanssızlığı olabilir. O yüzden yeniden dönüp her şeyi yeniden planlamak gibi bir dönemin içine gireriz. Bu biraz o yorgunluğun üzerine hayal kırıklığı olacaktır” diye konuştu.

    ‘HAZİRAN AYINDA DEVREYE GİRME İHTİMALİ VAR’

    Ünal, Türkiye’de de artışa başlayan yeni mutasyonlu virüsün aşının etkinliğinde olumsuz önemli bir etkisinin olmadığını kaydederek, şunları söyledi:

    “Aşı aynı şekilde korumaya devam ediyor. ‘Aşının etkinliği’ dediğimiz zaman Güney Afrika mutasyonu öne çıkıyor. Mevcut aşılarda bir miktar koruyuculukta azalma varmış gibi birkaç çalışma çıktı. Bu daha aşıları değiştirmeyi gerektirecek basamakta değil. Bilim yenilmez. Bu uzun süreli savaş. Virüs ülkemize geldi, biz koruma tedbirleriyle, kısıtlamalarla ve aşıyla bir cevap verdik. Virüs bizim koruma tedbirlerimize ve hastalığı geçirerek antikor oluşturmamıza, bulaştırıcılığını artırarak bir cevap verdi. ‘O aşıların etkisinden kurtulacak değişiklikler ortaya çıkabilir mi’ diye virüs yaşamını sürdürmek için aşıların antikorlarına karşı cevap vermeye çalışıyor. Bu süre içerisinde ne kadar hızlı aşılarsak, ne kadar kurallara dikkat edersek, yeni mutasyonlar gelişemeden virüsü durdurma şansımız var. Yeni mutasyonlu virüse karşı da Haziran ayında muhtemelen 1 değil 2 suşlu (bir virüsün farklı alttürleri) aşılar, 1 mRNA değil 2 mRNA’lı aşıların devreye girme ihtimali var. Tedbirlere çok daha sıkı riayet edilmesi gerekiyor. Maskeye, 2 metre mesafeye, el hijyenine, kapalı yerleri havalandırmaya ve kapalı yerlere mümkün olduğunca bulunmamaya dikkat etmemiz gerekiyor.”

  • 98 kişinin yaşadığı apartman karantinaya alındı

    98 kişinin yaşadığı apartman karantinaya alındı

    Eskişehir’de, 98 kişinin yaşadığı 10 katlı apartmandaki 14 kişinin koronavirüs testleri pozitif çıkınca diğer dairelerde yaşayanlar için 10 gün karantina uygulaması başlatıldı. Virüsün mutasyona uğrayan ‘mutant virüs’ olduğu iddia edilirken, binanın girişi de polis ekiplerince güvenlik şeridiyle kapatıldı.

    Tepebaşı ilçesine bağlı Batıkent Mahallesi Özenç Sokak’taki 98 kişinin yaşadığı ve 40 daireden oluşan 10 katlı apartmanda, Cuma günü yapılan koronavirüs testi sonucuna göre 14 kişide koronavirüs tespit edildi.

    Bunun üzerine Tepebaşı İlçe Hıfzıssıhha Kurulu, apartmanın 10 gün süreyle karantinaya alınmasına karar verdi. Polis ekipleri, apartmanın girişini güvenlik şeridi çekerek kontrol altına aldı. Apartman yöneticisi Avni Öndül, herkese test yapıldığını ancak pozitif sonuçların mutasyonlu olup olmadığı hakkında kendilerine bilgi verilmediğini belirtti.

    Öndül, “Kaç kişide virüs olduğunu filyasyon ekibi biliyor. Biz bilmiyoruz ama çok var. Binamız 4 gündür kapalı, 10 gün karantinada kalacakmışız. Binamızda 40 daire var ve 98 kişi yaşıyor. Durumu ağır olan yok. Herkesi kontrol ettikten sonra binayı kapatıp, gittiler. İhtiyaçlarımızı telefonla dışarıdan karşılıyoruz. Paketleri, kapının önüne bırakıyorlar. Oradan alıp hemen içeri giriyoruz. Karşıda fırınımız var, her sabah bize ekmek bırakıyor. Bir an evvel bitmesini istiyoruz “dedi.

  • Son tablo açıklandı! 7 bin 901 vaka 110 can kaybı

    Son tablo açıklandı! 7 bin 901 vaka 110 can kaybı

    Türkiye’nin 5 Şubat 2021 tarihli günlük koronavirüs tablosu açıklandı.

    Sağlık Bakanlığı’nın internet sitesinde açıklanan güncel tabloya göre; Türkiye’de son 24 saatte 142 bin 538 Kovid-19 testi yapıldı, 7 bin 901 kişinin testi pozitif çıktı, 110 kişi hayatını kaybetti. Ağır hasta sayısı 1423 oldu, 8 bin 217 kişinin Kovid-19 tedavisinin/karantinasının sona ermesiyle iyileşen sayısı 2 milyon 404 bin 416’ya yükseldi.

    Günlük Test Sayısı: 142.538
    Günlük Vaka Sayısı 7.901
    Günlük Hasta Sayısı: 620
    Günlük Vefat Sayısı: 110
    Günlük İyileşen Sayısı: 8.217
    Toplam Vefat Sayısı 26.577
    Ağır Hasta Sayısı: 1.423

  • Uludağ’da otellerde 20 personelin testi daha pozitif

    Uludağ’da otellerde 20 personelin testi daha pozitif

    Uludağ’da parti yapılan oteldeki 11 personelden sonra başka bir otelde 20 personelin testinin pozitif çıktığı öğrenildi.

    Konuyu Olay Gazetesi Yazarı Ahmet Emin Yılmaz bugünkü köşesinde duyurdu. İşte Yılmaz’ın yazısı…

    İlk şok… Düzenlenen eğlence görüntüleriyle Türkiye’nin gündemine gelen ve cezası dolacağı için cuma günü yeniden açılacak olan Uludağ’daki otelde 11 personelin pozitif çıkmasıyla yaşandı.

    Biz de gelişmeyi 02 Şubat Salı günü bu sütunlardan duyurduk.

    Ardından…

    Vali Yakup Canbolat başkanlığında dün sabah yapılan İl Pandemi Kurulu toplantısında Uludağ’a gelen tatilciler için otellerin düzenledikleri eğlenceler ve kayak pistleri ele alındı.

    Toplantıda…

    Canbolat koronavirüsle mücadele kapsamında daha sıkı sağlık önlemi ve denetim isteyince, İl Sağlık Müdürlüğü de harekete geçti.

    Özellikle…

    Otel ve yoğunluğu yüksek yerlerde çalışanlara test yapılmaya başlandı. Kulağımıza da, eğlence otelindeki 11 personelden sonra başka bir otelde 20 personelin testi pozitif çıktığı geldi.

    Denetimler yoğun şekilde sürüyor.

    Bursa’da vaka sayıları değişmedi

    Uludağ’daki vaka sayıları bir anda gündeme girince, Bursa’daki günlük vakaları da merak ettik. Kulağımıza gelenlere göre, Bursa’da günlük 200 civarı vakayla karşılaşılıyor. Bu rakamın bir süredir değişmemesi ve stabil seyir göstermesi ise uzmanları umutlandırıyor.

    Ancak…

    Sonuca ulaşmak için; aşı rehavetine kapılıp gevşemeden koronavirüs mücadelesini bir süre daha özenli şekilde sürdürmek gerekiyor.