Etiket: koronavirüs

  • Bursa’da yasak dinlemediler sokak düğünü yaptılar

    Bursa’da yasak dinlemediler sokak düğünü yaptılar

    Bursa’nın Yıldırım ilçesinde, yasağa rağmen sokak düğünü düzenlendi. Maske ve sosyal mesafe kurallarının hiçe sayıldığı düğünün ardından gelin ve damada koronavirüs tedbirlerini ihlalden 6 bin 300 TL ceza uygulandı.

    Merkez Yıldırım ilçesi Beyazıt Mahallesi’nde, dün akşam pandemi tedbirleri kapsamında yasak olmasına rağmen sokak düğünü yapıldı. Sosyal mesafe ve maske kurallarına uyulmayan düğünde gelin ve damat davetliler ile birlikte müzik eşliğinde eğlendi. Çevredekilerin ihbarı üzerine gelen polis ekiplerini gören davetliler, ara sokaklara kaçtı. Gelin ve damada ise koronavirüs tedbirlerini ihlalden toplam 6 bin 300 TL ceza yazıldı. Sosyal medyada paylaşılan görüntüler, tepki çekti.

  • Korona hastasını ziyarete gittiler, 30 kişi pozitif çıktı

    Korona hastasını ziyarete gittiler, 30 kişi pozitif çıktı

    Kocaeli’nin Gölcük ilçesinde koronavirüs testi pozitif çıkan bir hastaya geçmiş olsun ziyaretine giden vatandaşların da virüse yakalandığı olayla ilgili açıklama yapan Kocaeli İl Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Yüksel Pehlevan, bu tarz küçük bir ihmalin daha büyük sorunlara yol açabileceğini söyledi.

    Gölcük ilçesine bağlı Ulaşlı Yavuz Sultan Selim Mahallesi’nde 90 yaşındaki H.E. bir rahatsızlığı sonucu gittiği hastanede koronavirüs testi pozitif çıktı. Hastanedeki tedavisinin ardından evinde tedavisini sürdüren H.E.’nin aynı mahallede yakın evlerde yaşadığı 30’a yakın akrabasında da koronavirüs testi pozitif çıktı.

    “İyi niyetle yapılmış bir şey ama çok kötü sonuçlar doğurabilir”

    Bu durumla ilgili açıklamalarda bulunan Kocaeli İl Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Yüksel Pehlevan, ”Bir hastamızı ziyarete gidiyor akrabaları ve akrabalardan bir çoğunda şu anda koronavirüs tespit edildi. Tabii biz bu akrabaların temaslı olduğu kişileri de gözlem altında tutuyoruz. Evlerde izolasyonda tutuyoruz. Belirli periyotlarda zaten tetkikleri, tahlilleri yapılacak. Bu kötü bir örnek oldu tabii ki ama olayın farkındalığı açışından da çok bariz bir örnek. Çok iyi niyetle yapılmış bir şey ama çok kötü sonuçlar doğurabilir. İnşallah hiç kimsenin başına ağır bir olay gelmeden hepsi bu hastalığı atlatacaktır, buna inanıyorum. Biz gereken desteği vereceğiz. Ama bu çok önemli ve çok bariz bir örnek. Küçücük bir ihmal bir sürü ailenin sıkıntı yaşamasına neden olabiliyor. Kesin bir sayı belli değil ama bir gruplaşma var. Ziyaretten sonra o aile çevresinde ciddi anlamda bir pozitif hasta sayısı mevcut” dedi.

    “Önlemleri en üst düzeyde almamız lazım”

    Bu süre içerisinde yüz yüze ziyaretlerin kesinlikle yapılmaması gerektiğini vurgulayan Pehlevan, “Bu çok önemli bir konu. Özellikle taziye, hasta ziyareti büyün ailenin, akrabaların, dostları hasta olmasına yol açar. Bunun için kendimizi ve sevdiklerimizi korumak için taziyelerimizi değişik iletişim kanallarıyla yapabiliriz. Yüz yüze görüşmekten mutlaka uzak durmamız lazım. Çünkü taziyede mesela bir acımız var, daha büyük acılara, başka sevdiklerimizi kaybetmemize de yol açabilir. Onun için önlemleri en üst düzeyde almamız lazım. Maske, mesafe ve hijyene dikkat etmemiz lazım. kesinlikle toplu yerlerden ve kapalı ortamlardan uzak durmamız lazım. yüz yüze görüşmelerden bu süre zarfında uzak durmamız lazım. Bakanlığın belirlediği sıraya göre randevu alarak mutlaka aşılarımızı yaptırmamız lazım” diye konuştu.

  • Mutasyonlu virüs görülen il sayısı 23’e yükseldi

    Mutasyonlu virüs görülen il sayısı 23’e yükseldi

    Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Sema Turan, mutasyonlu virüsün görüldüğü il sayısının 23’e yükseldiğini söyledi. Prof. Dr. Turan, “Son günlerde özellikle İngiltere’deki görüntüler bu virüsün yarattığı hastalığın da şiddetinin oldukça yüksek olduğu şeklinde. Bu da şu anlama geliyor ki bireylerin hastaneye, yoğun bakıma ihtiyaç duyma oranları artabilir. Bu nedenle dikkatli olmak zorundayız. Mutasyonel virüsün yayılmaması için elimizden geleni yapmamız gerekiyor” dedi.

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, geçen hafta yaptığı açıklamada mutasyonlu virüsün 17 kentte görüldüğünü duyurmuştu. Bakan Koca, dün Bilim Kurulu toplantısı ardından yaptığı açıklamada ise Türkiye’de görülen mutasyonlu virüsü dikkatle takip ettiklerini belirterek, “Riskli mutasyonlar sınır tanımadan yayılıyor. Ülkemizdeki İngiltere mutasyonu 196 oldu, 2 Güney Afrika, 1 de Brezilya varyantı ile karşılaşıldı. Yeni mutasyonların görüldüğü ve vakaların yeniden artışa geçtiği bugünlerde tedbirlerden taviz vermeden mücadelemizi sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı.

    ’23 ŞEHİRDE MUTASYONLU VİRÜSE RASTLANDI’

    Bilim Kurulu Üyesi ve Ankara Şehir Hastanesi Yoğun Bakım Uzmanı Doç. Dr. Sema Turan, mutasyonlu virüs görülen kent sayısının 23’e yükseldiğini belirtti. Turan, virüslerin doğada var olabilmesi için daima kendilerinde bir değişim yaratmaları gerektiğini ifade ederek şunları söyledi:

    “Bütün viral enfeksiyonlarda her yıl virüs yapısını bir miktar değiştirir. O nedenle virüsler de kendini korumaya alıp, mücadele etmeye devam ederler ve yapılarını değiştirirler. Bunu bazen tek bir proteinini değiştirerek yapabilmekteler. O nedenle şu anki mutasyonlu virüslere baktığımızda kendi yapılarında bir miktar değişiklik yarattıklarını görüyoruz. 23 şehirde mutasyonlu virüse rastlandı. Özellikle yurtdışından gelen veriler yüksek bulaştırıcılık oranına sahip olduğunu gösteriyor. Ancak hastalık şiddetinin nasıl olduğu konusunda net bir bilgi yoktu. Fakat son günlerde özellikle İngiltere’deki görüntüler bu virüsün yarattığı hastalığın da şiddetinin oldukça yüksek olduğu şeklinde. Bu da aslında şu anlama geliyor ki bireylerin hastaneye, yoğun bakıma ihtiyaç duyma oranları artabilir. Bu nedenle dikkatli olmak zorundayız. Mutasyonel virüsün yayılmaması için elimizden geleni yapmamız gerekiyor.”

    “PCR TESTİ İLE BELİRLENİYOR”

    Turan, mutasyonlu virüsün belirlenme sürecine ilişkin ise 81 ilde laboratuvarlarda yapılan analiz ile mutasyonlu virüs olup olmadığının tespit edildiğini söyledi. Turan, “Aslında bu da benzer şekilde bir PCR testi. Bunun çok büyük bir farklılığı yok. Sadece mutasyonel virüsü tanımlamak için de özel bir takım çalışmalar yapılıyor. Laboratuvarda yapılan işlemlerle virüsün mutasyonlu olup olmadığı ortaya konabiliyor. Mutasyona uğramış virüs çok önemli bir konu. Aslında bu dünyanın yaşadığı bir sorun. Mutasyonlu virüsün hastalık şiddetinin de yüksek olduğunu öğrenmek bu noktada bizim tedbirlere daha sıkı bağlanmamız gerektiğini gösteriyor. Biz tam da aşılamanın başladığı bir dönemde tedbirleri de elden bırakmayarak aslında dünyaya örnek olabiliriz, bu noktada mutasyonlu virüsün yayılmasına engel olarak” ifadelerini kullandı.

    “ÖNÜMÜZDEKİ BAHAR AYLARI ÇOK TEHLİKELİ”

    Turan, son dönemde vaka saylarındaki artışa dikkat çekerek, “Tedbirin elden bırakılmaması gerektiği dönemi yaşıyoruz aslında. Aşılama sürecinin başlaması ile birlikte halkımız da belki bir miktar rahatlama yaşıyor olabilir. Fakat bu asla güvenilebilecek bir şey değil. Çünkü aşılamak hastalığın bulaştırıcılığının geçeceği anlamına gelmez. Sadece aşılanan kişiler hastalığı hafif atlatırlar. Aşıda da beklentimiz bu yönde zaten. Hele de son günlerde mutasyonun ortaya çıkışıyla birlikte İngiltere’de yaşanan hadiseler, Güney Afrika varyantı önemli gelişmeler olarak karşımıza çıkıyor. Önümüz bahar ve bahar ayları çok tehlikeli. Hepimiz de sıkıldık. Fakat bahar aylarında daha da bir dikkati elden bırakmamak gerektiğini söylemeliyim. Rehavete kapılma durumu bizim için çok sıkıntılı olacak. O nedenle mutasyon varken ve bu durum yaşanmaya halen devam ederken bizim de daha dikkatli olmamız gerekiyor” dedi.

  • Bu kasabada virüse yakalanmak yasaklandı

    Bu kasabada virüse yakalanmak yasaklandı

    İtalya’nın Sardinya bölgesindeki Nuoro şehrinde bulunan Oniferi kasabasında belediye başkanı koronavirüse (Covid-19) yakalanmayı yasakladı.

    Dünyayı etkisi altına alan koronavirüsten en çok etkilenen ülkeler arasında yer alan İtalya’da alınan karar şaşkınlığa neden oldu. Ülkenin Sardinya bölgesindeki Nuoro şehrinde bulunan Oniferi kasabasındaki belediye başkanı Stefania Piras, bölgede vatandaşların hastalanmasını, tedaviye ihtiyaç duymasını ve koronavirüse yakalanmasını yasakladı.

    ŞAŞIRTAN GEREKÇE

    Yasağın nedenine ilişkin açıklamalarda bulunan Oniferi Belediye Başkanı Piras, ” Oniferi’de sağlık çalışanı kalmadı. Bugün bir doktorumuz daha görevinden ayrıldı. Ayrılan doktorun yerine baklacak bir sağlık çalışanı kalmadı. Artık herkes dikkat edecek. Burada koronaya yakalanmak artık yasak” dedi.

  • Aşı olan milletvekili virüse yakalandı

    Aşı olan milletvekili virüse yakalandı

    14 Ocak’ta Covid-19 aşısı yaptırdığını açıklayan MHP Gaziantep Milletvekili Ali Muhittin Taşdoğan, Covid-19 testinin pozitif çıktığını duyurdu.

    MHP’nin doktor milletvekili Ali Muhittin Taşdoğan 14 Ocak’ta yeni tip koronavirüs (Covid-19) aşısı olmuştu.

    MHP’li Taşdoğan dün Covid-19 testinin pozitif çıktığını açıkladı.

    Taşdoğan Twitter’dan yaptığı açıklamada ”Düzenli olarak yaptırmakta olduğum Covid-19 testi bugün pozitif çıkmıştır. Hastanede izolasyon altında, tedavime devam edilmektedir. Sağlık durumum genel olarak iyidir” dedi.

    Taşdoğan 14 Ocak’ta Gaziantep’te Covid-19 aşısının ilk dozunu olmuştu, iki hafta sonra koronavirüse yakalandığını duyurdu.

  • Uzmanlardan üçüncü dalga uyarısı

    Uzmanlardan üçüncü dalga uyarısı

    Koronavirüs salgınında aşıların kullanıma girmesiyle bir umut ışığı belirse de İngiltere, Güney Afrika ve Brezilya’da ortaya çıkan yeni mutasyonlar bilim dünyasını endişelendiriyor.

    Aşı üreticileri, virüsün İngiltere varyantına karşı halen etkili olduğunu açıklasa da bilim dünyasında Brezilya ve Güney Afrika varyantlarında aşıların yüksek etkinlik göstermeyebileceği tartışılıyor.

    İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, Tıbbi Viroloji Bilim Dalı Başkanı ve Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Kenan Midilli, virüslerin mutasyon geçirmesinin beklenen bir durum olduğunu, ancak bu mutasyonların yakından takibinin, hem vaka tespiti ve izolasyonu için, hem de salgınla mücadele stratejileri açısından çok önemli olduğunu vurguladı.

    Bunun için de gerçek zamanlı olarak pozitiflik saptanan örneklerin yüzde 2’sinde virüsün genom diziliminin çıkarılarak değişikliklere yakından bakılması gerektiğini belirten Prof. Dr. Midilli, Türkiye’de de rutin Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü koordinatörlüğünde, virüs DNA dizi analizi takip sistemi organizasyonu yapıldığını söyledi.

    TÜRKİYE’DE DE VİRÜSÜN GEN DİZİLİMİ YAKIN TAKİBE ALINACAK

    Virüsün bulaşıcılık özellikleri ve hastalık üzerindeki seyri üzerindeki etkilerini erkenden fark edebilmek için yakın takip edilmesi gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Midilli, “Bunu da belli orandaki pozitif örneklerden seçip bunlara tam genom analizi dediğimiz 30 bin bazlık RNA’sının dizilimini çıkararak yapıyoruz (sekanslama). Bunun belli periyodlarda değil, neredeyse gerçek zamanlı olarak izlenmesi gerekiyor. Dünya Sağlık örgütü de o gün ya da o hafta pozitif tespit edilmiş örneklerin, yüzde 2 ila 10’unda sekanslama yapılmasını öneriyor. Türkiye’de bu salgının başından itibaren düzenli dizi analizleri ile virüs takibi yapılamadı. Ciddi bir altyapı gerektiren bir işlem bu. Ancak bu varyantlar ve DSÖ’nün önerileriyle, bunun için harekete geçildi. Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü koordinatörlüğünde düzenli bir DNA dizi analizi ile takip sistemi kurulacak” dedi.

    “İMMÜN PLAZMA GİBİ BAĞIŞIKLIK TEDAVİLERİ MUTASYONU TETİKLEMİŞ OLABİLİR”

    Kovid-19 virüsünün bu kadar fazla mutasyon biriktirmesinin endişe yarattığını söyleyen Prof. Dr. Midilli, “Virüslerin normalde ayda bir kere değişime (mutasyona) uğramasının bekleriz. Yılda toplam 24, bilemediniz 30 tane mutasyon biriktirmesi bekleniyordu. Ama şu son zamanda karşımıza çıkan bu üç varyantta, neredeyse bir yılda biriktirecek kadar mutasyon var ve bunların biz atalarını (aşama aşama geçmişini) görmüyoruz. Virüs evrimleşmesini epey ilerlettikten sonra karşımıza çıkmış durumda” dedi. Pandemi süresince hastalığın tedavisinde kullanılan immün plazma gibi bağışıklıkla ilgili tedavilerin, bu mutasyonları tetiklemiş olabileceğinin düşünüldüğünü belirten Prof. Dr. Midilli, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu tip tedaviler virüs üzerinde seçtirici baskı dediğimiz (tedaviden kaçmayı öğreten) bir etki yaratıyor. Bu mutantlar büyük ihtimalle bağışıklık sorunu olan yani virüsü kolaylıkla kontrol alına alamayan ya da (immün) plazma tedavisi görmüş kişilerde meydana gelmiş ve ondan sonra toplum içinde yayılmaya başlamış gibi görünüyor”

    “İNGİLTERE MUTASYONU DÜNYADA ÜÇÜNCÜ DALGA KORKUSUNA YOL AÇIYOR”

    İngiltere’de (varyant 1), Güney Afrika (varyant 2) ve Brezilya’daki (varyant 3) mutasyonların en büyük tehdit olarak algılandığını söyleyen Prof. Dr. Midilli, “Her üçünde de dikkat çeken noktalardan bir tanesi bulaşıcılıklarının daha yüksek olmasıydı. İngiltere varyantının bulaşıcılık ve ölüm hızının en az yüzde 30 daha yüksek olduğu ortaya çıktı. Bu, pek çok açıdan sorun oluşturacak bir tablo. Birçok ülkede Ocak başında ya da Aralık sonunda tek tük vakalar görülmeye başlandı. Ama o ülkelerde başta Portekiz olmak üzere, İsviçre, Danimarka’da (bu varyantı taşıyan) vaka sayıları çok kaygı verici oranlara ulaştı. Özellikle Portekiz’de şu anda vakaların neredeyse yüzde 60’ının kökeninde İngiltere varyantı olduğu tahmin ediliyor. Diğer ülkelerde de yapılan projeksiyonlara göre, eğer yeterince kontrol altına alınamazsa, bahar aylarında varyantı 1’in bütün Avrupa ve Kuzey Amerika’da baskın hale gelmesi bekleniyor” şeklinde konuştu.

    “HER ÜÇ ÜLKE DE SALGININ İLK DALGASINI ÇOK AĞIR GEÇİRDİ”

    Varyantların ortaya çıktıkları ülkelere bakıldığında, her üç ülkenin de salgında ilk dalgayı çok ağır geçirdiğinin dikkat çektiğini belirten Prof. Dr. Midilli, “İngiltere, Güney Afrika ve Brezilya, birinci dalgayı yoğun bir şekilde yaşamış ve çok etkilenmiş bölgeler. Bu toplumlarda hastalığı geçirip bağışık hale gelmiş kişilerin sayısının, diğer bölgelere göre daha yüksek olmasını bekleriz. Nitekim Brezilya’da mutasyonun ortaya çıktığı bölgede, ikinci pikin hemen öncesinde seroprevalens, yani antikor taraması yapıldı ve antikor pozitifliğinin yüzde 76’nın üzerinde olduğunu bildiren çalışmalar var. Bizi niye ürkütüyor bunlar? Yüzde 76’sı bağışık hale gelmiş bir toplumda (tekrar) böylesine yoğun bir salgın yapabiliyor olması nedeniyle. Yani doğal enfeksiyonu geçirseniz bile, yeniden orada ciddi düzeylerde vaka sayılarına ve yeni bir dalgaya yol açabilecek kapasitesi var demek bu. İkincisi de oluşmuş olan bağışıklıktan demek ki kaçabilme kabiliyeti geliştirmiş virüs” dedi.

    “GÜNEY AFRİKA VE BREZİLYA VARYANTLARI AŞILARDA SORUN YARATABİLİR”

    Bu üç varyantın içerisinde bağışıklık açısından en büyük sıkıntının Güney Afrika ve Brezilya varyantları olduğuna işaret eden Prof. Dr. Midilli, bunların özellikle aşılar açısından neden büyük endişe yarattığını ise şu şekilde açıkladı:

    “Güney Afrika ve Brezilya varyantlarında özel bir aminoasit değişikliği var. Bunların hem doğal bağışıklık, hem de aşıların oluşturacağı bağışıklıktan daha az etkilenme, yani kaçabilme ihtimali olduğu gösterildi. Aşı firmaları da açıkladı bunu. İngiltere’deki varyantın ilk halinin aşılardan etkilenmeyeceği açıklansa da birkaç gün önce yayınlanan bazı bilgiler, İngiltere’deki mutasyonda, Brezilya ve Güney Afrika varyantlarındaki kilit aminoasit değişikliğinin de eklendiği yönünde. Baştan beri en çok korkulan şeylerden bir tanesiydi bu. Yani bu üç varyantta da benzer mutasyonların olması, birbiriyle ilgisiz, farklı coğrafyalarda böyle değişikliklere uğraması, virüsün bu yönde evrimleşmeye gittiğini ve evrimleşme hızının da artmaya başladığını işaret ediyor. Bu da virüsün daha fazla mutasyon biriktirerek, belki tamamen dirençli hale gelme riskini ortaya çıkarıyor”

    ÜÇ MUTASYON DÜNYADAKİ TÜM PLANLARI DEĞİŞTİRDİ

    Bu üç yeni mutasyonun dünyada pandemiyle ilgili tüm planları değiştirdiğini belirten Prof. Dr. Kenan Midilli, kısıtlamaların gevşetilmesi için henüz çok erken odluğunu söyledi. Midilli, “Şu anda bütün programlar ve beklentiler değiştirildi. Aşamalardan beklentiler, kısıtlama önlemlerinden beklentileri değiştirdi bu mutasyonlar. Virüs, antikorlara daha fazla direnç kazanmadan toplumun bir an önce aşı ile bağışıklanması, yani salgının kontrol altına alınması için aşılama çalışmalarının hızla yaygınlaştırılması gerekiyor. Ancak burada da bütün dünyada yaşanan aşı tedariği problemi söz konusu. Aşı firmalarının, bu yeni varyantlara karşı güncelleme yapmaları gerekecek. Tüm bunlar aşılamaların gecikmesine sebep olacak. Bu da salgının uzaması, hastanelerin yeniden dolması açısından büyük bir tehdit oluşturuyor. İşte bu nedenlerle elimizdeki en güçlü silah yine kısıtlayıcı önlemler maalesef. Halk sağlığı tedbirlerine devam etmemiz gerekiyor. Özellikle böyle bulaşıcılık hızı yüksek, mortalitesi (ölüm hızı) yüksek bir varyantın baskın hale gelme tehlikesi, hali hazırda devam eden kısıtlama tedbirlerinin çok dikkatli bir şekilde ve çok tartılarak gevşetilmesi zorunluluğunu ortaya çıkarıyor” dedi.

    “GEVŞEME PLANLARI KISA SÜRELİ YA DA LOKAL OLARAK YAPILMALI”

    Toplumun kısıtlamalardan ruhsal ve ekonomik olarak çok yorulduğunu da belirten Prof. Dr. Midilli, bu nedenle gevşeme planlarının kısa süreli ya da lokal olarak uygulanabileceğini belirterek sözlerini şöyle noktaladı: “Sorun neredeyse, orada daha sıkı kısıtlama önlemleri uygulanabilir. Yerel olarak bazı yerlerde okullar, özellikle küçük sınıflar açılabilir. Nitekim köy ilkokulları açılabilecek. 9-10 yaş altı çocuklar hastalığı geçirse de bulaştırma oranları çok düşük. Ama 10-19 yaş grubu, hem hastalığı kolay kapıyor hem de çok mobilize bir yaş grubu olduğu için daha fazla yayıyorlar. Onun için okulların bütünüyle açılması, belki bu sene içinde çok mümkün olmayabilir. Tedbirlere uyumu gönüllü olarak bıraktığımızda, bu iş birkaç hafta içerisinde tekrar aşılamanın sonuçları elde edilmediği sürece karşımıza çıkıyor vaka sayısındaki artışlar. Kısıtlama ve gevşetme periyodundan sonra yoyo etkisi gösteriyor. Bir sonraki dalga daha büyük oluyor. Bunu çok iyi gördük yaz sonu ve sonbaharda yaşadığımız ikinci dalgada. Bu nedenle bütün gevşetme tedbirlerinin ve bulaşmalar açısından kritik yerlerin açılmasında çok acele etmemek gerekiyor”

  • Türkiye’de 7 bin 795 yeni vaka 120 can kaybı

    Türkiye’de 7 bin 795 yeni vaka 120 can kaybı

    Türkiye’nin 2 Şubat 2021 tarihli günlük koronavirüs tablosu açıklandı.

    Sağlık Bakanlığı’nın internet sitesinde açıklanan güncel tabloya göre; Türkiye’de son 24 saatte 140 bin 120 Kovid-19 testi yapıldı, 7 bin 795 kişinin testi pozitif çıktı, 120 kişi hayatını kaybetti. Ağır hasta sayısı 1592 oldu, 8 bin 639 kişinin Kovid-19 tedavisinin/karantinasının sona ermesiyle iyileşen sayısı 2 milyon 379 bin 70’e yükseldi.

    • Günlük Test Sayısı: 140.120
    • Günlük Vaka Sayısı 7.795
    • Günlük Hasta Sayısı: 630
    • Günlük Vefat Sayısı: 120
    • Günlük İyileşen Sayısı: 8.639
    • Toplam Vefat Sayısı 26.237
    • Ağır Hasta Sayısı: 1.592

  • Koronavirüs aşıları kayboldu! Aşı yetmeyince oraya çıktı

    Koronavirüs aşıları kayboldu! Aşı yetmeyince oraya çıktı

    Mersin Toros Devlet Hastanesi’nde sağlık çalışanları için getirilen koronavirüs aşıları yetmeyince sayım yapıldı. Sayım sonucunda 24 doz aşının kaybolduğu ortaya çıktı. Olay üzerine soruşturma başlatıldı.

    Mersin İl Sağlık Müdürlüğü, Toros Devlet Hastanesi’nde 24 doz aşının kaybolmasıyla ilgili soruşturma başlattı.

    SAYIM YAPILINCA ORTAYA ÇIKTI

    Toros Devlet Hastanesi’nde sağlık çalışanları için getirilen ilk parti Sinovac koronavirüs aşısının yetmemesi üzerine sayım yapıldı.

    Sayımda, 24 doz aşının kaybolduğu tespit edildi. Mersin İl Sağlık Müdürlüğü, kaybolan aşılarla ilgili soruşturma başlattı.

  • Uludağ’da o otelde 11 personel pozitif çıktı!

    Uludağ’da o otelde 11 personel pozitif çıktı!

    Türkiye’nin en önemli kayak merkezlerinden Uludağ’da Ocak ayının son günlerinde ortaya çıkan müzikli parti görüntüleri, büyük tepki toplamıştı. Yaklaşık 100 bin TL ceza kesilen otel, 10 gün süre ile kapatılmıştı. Eğlence görüntüleriyle gündeme gelen otelde 11 personelin Covid-19 testlerinin pozitif olduğu ortaya çıktı.

    Sosyal mesafe ve maske kuralının hiçe sayıldığı eğlence Türkiye’nin gündemine oturmuş, yüzlerce genç koronavirüse aldırış etmeden eğlenmişti. O görüntülerin ardından 11 personelde Covid-19 tespit edildi.

    Gelişmeyi Olay Gazetesi Başyazarı Ahmet Emin Yılmaz köşesine taşıdı. Yılmaz’ın konuyla ilgili yazısı şöyle;

    “Geçen hafta… Uludağ’dan yansıyan görüntüler Türkiye’de gündemin ilk sırasına çıktı ve günlerce konuşuldu.

    O görüntüler…

    Kentlerde günlük yaşam kısıtlanırken, yeme-içme ve eğlence mekanları kapanırken Uludağ’daki bir otelde düzenlenen eğlenceyi yansıtıyordu.

    Üstelik…

    Maske ve mesafe kurallarına hiç uyulmuyordu.

    Bir anda Türkiye’nin gündemine oturan, İçişleri Bakanlığı’nın açıklama yapma zorunluluğu duyduğu otel, sınırları nedeniyle Osmangazi Belediyesi tarafından incelendi ve bürokratik anlamda ciddi eksikler belirlendi.

    Yanı sıra…

    Valilik tarafından da kapatılma kararı alındı.

    İşte…

    Kulağımıza gelenlere göre, kapatma cezası cuma günü sona erecek olan otelin çalışanlarına yapılan testlerde 11 personelin testleri pozitif çıktı.

    Böylece…

    Uludağ’daki eğlenceyle başlayan gelişmeler yeni bir aşamaya geçti.”

  • Mutasyonlu virüse karşı çift maske uyarısı

    Mutasyonlu virüse karşı çift maske uyarısı

    Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ateş Kara, mutasyonlu virüse karşı çift maske uyarısı yaptı. Kara, “Eskiden aynı ortam içerisinde bulunan 10 kişiden 3’üne bulaşıyorsa şu an 6-7’sine bulaşabiliyor. Önceden mesafemiz 1 metre ise şimdi bunu en az 1,5 metre, karşılıklı durma süremiz 10 dakika ise şimdi bunu mutlaka 2-3 dakikalara indirmemiz lazım. Kapalı bir ortamda maske sayısını 2 yapabiliriz” dedi.

    ​Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları öğretim üyesi, Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Ateş Kara, DHA’ya yaptığı açıklamada, mutasyonlu virüsün Türkiye’de yayılma oranına ilişkin değerlendirmede bulundu. Koronavirüsün mutasyon geçirmesini beklediklerini belirten Kara, “Genellikle mutasyonun lehte olmasını bekliyoruz. Ama bu sefer birden fazla mutasyon geçirip İngiltere’deki suşu ortaya çıkartmış vaziyette. Özelliği, bizim vücudumuzdaki hücrelere daha kolay bağlanabilir hale geldi. Bunun da anlamı şu; daha az sayıdaki virüs daha kolay bağlanabiliyor, böyle olunca da daha kolay hastalık tablosunu veya bizde çoğalarak bir başkasına bulaşmaya neden oluyor. Bu yüzden bu dönemde bizim maskeye, mesafeye biraz daha fazla dikkat etmemiz gerekiyor” diye konuştu.

    ‘KAPALI ORTAMDA 2 MASKE’

    Prof. Dr. Kara, bu mutasyon serisiyle İngiltere’den gelen dünyaya yayılmış olan suşun çok daha kısa sürede, çok daha uzak mesafeden bulaşa neden olabildiğine dikkat çekti. Kara, “Eskiden aynı ortam içerisinde bulunan 10 kişi varken bunlardan 3’üne bulaşıyorsa şu an 6-7’sine bulaşabiliyor. Mutasyonlu virüsün daha kolay bulaştığını biliyoruz. Böyle olunca da korunmak için bizim biraz daha dikkatli olmamız lazım. Önceden mesafemiz 1 metre ise şimdi bunu en az 1,5 metre, önceden karşılıklı durma süremiz diyelim ki 10 dakika ise şimdi bunu mutlaka 2-3 dakikalara indirmemiz lazım. Ama özellikle kapalı bir ortamdayız, havalandırması az olan bir ortamdayız ve süre de biraz uzayacaksa o zaman maske sayısını 2 maske yapabiliriz ya da Almanya’nın önerdiği filtre özelliği daha sıkı olan havadaki partikülleri bile tutabilen maskeyi tercih etmek öyle bir ortamda gerekebilir” ifadelerini kullandı.

    Prof. Dr. Kara, Türkiye’de şu anda mutasyonlu virüs vakasında sayının az olduğunu ifade ederek, “Ama bu oran yükselirse sokakta karşılaşma ihtimalimiz olan virüs artık daha kolay bulaşan virüs türüne doğru dönerse, o zaman bizim de maskede, mesafede daha dikkatli olmamız, belki iki kat maskeyi dışarıda da takmamız gerekecek” diye konuştu.

    ‘MUTASYONDA ANİ YÜKSELİŞ YOK’

    Prof. Dr. Kara, Türkiye’deki mutasyonla ilgili değişikliklerin çok yakından takip edildiğini ifade ederek, “Mutasyonun görüldüğü illerde rakamlarımızda çok ani yükseliş yok. Bu da şunu gösteriyor; bizim vatandaşlarımızın maske ve mesafeye mümkün olduğu kadar uyduğunu, aynı zamanda filyasyon ekiplerinin çok iyi çalıştığını, kovid pozitif vakaları çok erken tespit edip temaslılarına hızlı ulaştığımızı gösteriyor” dedi.

    ‘RAHATLAMA İÇİNDE OLMAMAMIZ LAZIM’

    Prof. Dr. Kara, aşının ilk dozuyla korunmanın tam başlamayacağını da belirterek, “İkinci dozu olduktan sonra 7 ile 10 gün sonrasında bizim korunmamızın başlayacağını biliyoruz. O bakımdan bugün ‘aşı oldum rahatız’ diye bir hareket içerisinde veya ‘vaka sayılarımız azalıyor’ diyerek bir rahatlama içerisinde olmamamız lazım. İngiltere’de bunu çok net olarak gördük. Rakamların düştüğünü gördüklerinde maskeye, mesafeye daha az dikkat etmeleri çok ciddi bir 3’üncü dalga yaşamalarına neden oldu. Burada tek dikkat etmemiz gereken maskemizi düzgün şekilde takmak” değerlendirmesinde bulundu.