Etiket: koronavirüs

  • Koronavirüs kadınlarda saç dökülmesine yol açıyor

    Koronavirüs kadınlarda saç dökülmesine yol açıyor

    İstanbul  Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tufan Tükek, koronavirüs tedavisi görmüş hastaların 9 aylık takipleriyle ilgili yaptığı açıklamada, “Özellikle kadın hastalarımızda saç dökülmesi sorununa yüzde 10’lara varan bir oranda rastlamaya başladık” dedi. Tükek, “Türkiye’de tekrar hastaneye yatış oranları kesinlikle Avrupa ve ABD’deki kadar yüksek değil. En fazla yüzde 5-10 bandında. Bu da muhtemelen sağlık sistemimizin daha iyi olması ve tedavi algoritmalarımızın uyumlu bir şekilde yürütülmesiyle başarıldı” ifadelerini kullandı.

    “BİZDE YENİDEN HASTANEYE YATIŞ EN FAZLA YÜZDE 5-10”

    Geçtiğimiz hafta İngiltere’de yapılan bir çalışmanın ilk verileri dünya medyasında da gündem oldu. İngiltere Ulusal İstatistik Bürosu (ONS) ve Leichester Üniversitesi’nin birlikte yürüttüğü araştırmada, koronavirüs atlatan 47 bin 780 hastanın verileri incelendi. Çalışmada, hastaların yaklaşık yüzde 30’unun (14 bin 140 kişi), hastalığı atlattıktan sonraki 140 gün içinde tekrar hastaneye yatırıldığı gözlendi. Amerika’daki Michigan Üniversitesi araştırmacılarının yürüttüğü ve sonuçları geçtiğimiz ay saygın tıp dergisi JAMA’da da yayınlanan başka bir çalışmada ise Mart-Haziran ayları arasında Koronavirüs nedeniyle hastanede yatarak tedavi gören ve taburcu edilen bin 775 hasta izlendi. Hastaların yaklaşık yüzde 27’sinin 2 ay içerisinde tekrar hastaneye yatırıldığı belirlendi.

    9 AYDA 3 BİN 300 HASTA TAKİP EDİLDİ

    İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi’nde Mayıs ayından bu yana hizmet veren “Kovid İzlem Merkezi”nde yaklaşık 9 aydır izlenen 3 bin 300 hastanın verilerine dayanarak önemli bilgiler veren Dekan Prof. Dr. Tufan Tükek, “Dünyadaki çalışmalara baktığımızda yeniden hastaneye yatış oranlarının çok yüksek olduğunu görüyoruz. Türkiye’de ise Kovid’e bağlı yeniden hastaneye yatış oranları o kadar yüksek değil. Sağlık sistemi ve (tedavi) algoritmalara çok güzel uyulması, belli bir tedavi protokolünün uygulanması ile ilgili. Taburcu olduktan sonra belli süre içerisinde kötüleşip tekrar hastaneye yatış oranlarımız en fazla yüzde 5-10 düzeyinde” dedi.

    Prof. Dr. Tükek, yeniden hastaneye yatışların bizde bu kadar düşük oranda seyretmesinin Türkiye’deki tedavi başarısıyla da ilgili olduğunu vurgulayarak “Tedavi uyumu, yani hem hastaların da buna uymuş olması, hem de hastanelerin hastaları gerçekten etkin izlemi ve takip etmesiyle bu kadar uzun süreli ve kronik sorunlar görmüyoruz biz hastalarda. Yani bu konuda dünya ile orantılı değil bizdeki sonuçlar” diye konuştu.

    “KORTİZON VE KAN SULANDIRICILAR İKİNCİ DALGADAKİ BAŞARIYI ARTIRDI”

    Geçtiğimiz Mayıs ayında açılan Kovid İzlem Merkezi’nde takip edilen 3 bin 300 hastadan elde ettikleri verilere de değinen Prof. Dr. Tükek, “Bunlardan 1300-1400 kadarı, son 6 aylık kontrollerini tamamlamış durumda. İlk zamanlarda en çok görülen semptomlarla ikinci dönem görülen semptomlar arasında da değişiklikler olduğunu fark ettik. Değişen tedavi protokollerinin de katkısıyla bu farklılaşma oldu. En çarpıcı özellik, tedaviye kortizon eklenmesiyle oldu. İkinci dalgada, ilk dönemde gördüğümüz akciğerdeki o uzun süre devam eden problemlerin azaldığını fark ettik. Özellikle akciğer grafisinde gördüğümüz akciğer dokusundaki fibrotik değişimlerin (doku sertleşmesi) azaldığını gördük. Yani Favipiravir, kortizon ve kan sulandırıcı tedavisi alan hastalarda birinci döneme göre akciğer yönünden oldukça iyileşme olduğunu gördük” diye konuştu.

    “KOVİD, DAHA ÇOK KADINLARDA SAÇ DÖKÜLMESİNE YOL AÇIYOR”

    Kovid tedavisi görmüş hastalarda yakın zamanda gözlemlenen en ilginç bulgulardan birinin de saç dökülmesi olduğuna işaret eden Prof. Dr. Tükek, bunun nedeninin henüz tam olarak tespit edilemediğini belirtti. Tükek, “Özellikle kadın hastalarımızda saç dökülmesi sorununa yüzde 10’lara varan bir oranda rastlamaya başladık. Altında yatan farklı mekanizmalar olabilir diye düşünerek demir eksikliği anemisi ve hipotiroidi de araştırdık. Ama bunların da olmadığını gördük. Bunlar yokken bile saç dökülmesi oluyordu. Bir de nedenini tespit edemediğimiz sırt ağrıları en çok gördüğümüz ikinci semptom. Gerçekten 3 aydır devam eden ve yüzde 10 civarı hastamızda izlediğimiz bir sırt ağrısı yakınması dikkat çekiciydi. Bunun da tam olarak neden olduğunu açıklayamıyoruz. Yani o bölgenin görüntülemelerinde de herhangi bir sorun yok” dedi.

    “HASTALAR KAN SULANDIRICILARINI UYGUN SÜREDE KULLANMALI”

    En önemli sorunlardan birinin de Kovid geçiren hastalarda yükselen damar tıkanıklığı riski olduğunu anlatan Prof. Dr. Tükek, bunda, taburcu olan hastaların bazen 1 buçuk ay boyunca devam etmesi gereken kan sulandırıcı tedavisine yeterince uyum sağlamamasının da etkili olduğunu vurguladı. Tükek, “Kan sulandırıcı tedaviler uygun bir şekilde hastalara verildiğinde bunun azaldığını gördük. Ama zaman zaman maalesef bu unutuluyor ya da hastalar tedaviye yeterince uymuyor. Bu ilaçları uygun süre kullanmayanlarda beyin damar tıkanıklıkları, kalp damar tıkanıklıkları ve bacak damar tıkanıklıkları çok daha fazla görülüyor. 1-1,5 ay bu kan sulandırıcılara devam edilmesi gerekebiliyor. Hastalar bu anlamda iyi takip edilmediğinde gerçekten bu tip sonuçlar gözlemliyoruz. Bu da aslında hastanın hayatını daha sonraki dönemlerde tehdit eden bir durum. Felç geçirebilir, akciğer embolisi gelişebilir, akciğerde uzun süreli kalıcı sorunlara neden olabilir” diye konuştu.

    “1-2 YIL İÇİNDE KALP HASTALIKLARINDA PATLAMA OLACAK”

    Kovid salgınının; sadece virüsün etkisiyle değil, kısıtlamalar nedeniyle de sedanter (hareketsiz) bir hayata geçilmesi sonucu, önümüzdeki süreçte kalp damar hastalıklarında ciddi bir artışa yol açacağını düşündüğünü söyleyen Prof. Dr. Tükek uyardı. Tükek, “Maalesef bu süreçte çoğu insan hem hareketsiz bir hayata geçti hem de ev ortamında sağlıklı beslenmeyi göz ardı etti. Hareket azlığı ve bu sağlıksız beslenmenin yaratmış olduğu riskin yanı sıra kaygı ve stresin yaratmış olduğu anksiyete de var. Kovid hastalarında anksiyete de çok sık görülüyor uzun vadede. Tüm bunları birleştirdiğimizde, 1-2 sene sonra kalp hastalıklarında patlama olması kaçınılmaz. Kardiyologlara çok iş düşecek önümüzdeki süreçte” ifadelerini kullandı.

    “AŞIDA EMNİYET EN ÖNEMLİ KONU”

    Geçtiğimiz hafta dünyada da önemli bir tartışma gündemi olan “mRNA aşılarına bağlı ölüm tartışmaları” hakkında da önemli bilgiler veren Prof. Dr. Tükek, “Tüm aşıların Faz 3 sonuçları çok erken açıklandı. Küresel boyutta büyük bir salgın olduğu için erken açıklama ihtiyacı hissedildi. Hiçbirisinin Faz 3’ü tamamlanmadan açıklamalar yapıldı. Orada tabii mRNA aşılarının daha etkin olduğu görüldü. Zaten bekliyorduk öyle bir şey. Yüzde 95 üzerinde etkinlik açıklanmıştı. Tabii insanlar bunu görünce, haklı olarak ‘Yüzde 95 koruyorsa niçin bu aşıdan olmuyoruz?’ gibi bir fikre kapıldılar. Ama emniyet daha önemli aslında aşılarda. İki ayaklı bu, birincisi güvenli (emniyetli) olacak aşı, ikincisi de etkin olacak. Etkinlik anlamında tamam, kendilerini ispat ettiler ama güvenlik anlamında biraz daha zamana ihtiyaçları olduğunu gördük. Özellikle alerji yapıcı etkileri çok fazla” diye konuştu.

    “İNAKTİF AŞIDA BU RİSK DAHA DÜŞÜK”

    Alerjik reaksiyonların mRNA aşılarının Faz 3 çalışmaları sırasındaki aşılamalarda da tek tük görüldüğünü ve o günlerde alerjisi olanların bu aşıları yaptırmaması yönünde açıklama yapıldığına dikkat çeken Prof. Dr. Tükek, “Toplum aşılamalarında çok sayıda insanı aşılama sırasında, alerjisi az da olsa olanlar, maalesef bu aşı (mRNA) sırasında, belki de gerekli tedbirler alınmadığı için vefat ettiler. Tabii iyice araştırılması da lazım. Yani illa ki aşıdan mı oldu, değil mi henüz onu da tam söyleyemiyorlar. Ama alerjisi olanların bu aşıyı yaptırmamaları konusunda uyarı var, o zaten çok net. Anafilaksi yapma ihtimali çok yüksek. Çin aşısında da var alerji riski ama çok çok düşük. Biz zaten aşı yaparken çok dikkat ediyoruz. Her türlü tedbiri alıyoruz. Anafilaksi dediğiniz tablo zaten ilk 30 dakika içerisinde gerçekleşiyor. 2 saat içerisinde olanı da var ama o, çok çok daha nadir. Bu esnada gerekli tedbirleri alırsanız, hastayı sağlık merkezinde tutarsanız, 30 dakika geçtikten sonra pek bir sorun kalmıyor. Şu ana kadar (Çin aşısı ile) 1 milyondan fazla aşılama yapıldı bizde ve yani ölüm ya da herhangi ciddi bir sorun da bildirilmedi” şeklinde konuştu.

    “ÖĞRETMEN VE AKADEMİSYENLER UNUTKANLIKTAN ŞİKAYETÇİ”

    İstanbul Tıp Fakültesi Kovid İzlem Merkezi’nde görev yapan Dr. Huzeyfe Arıcı ise Kovid geçirmiş hastaların üç aylık periyodik kontrollerini gerçekleştirdiklerini söyleyerek hastaların kan, akciğer görüntüleme gibi tetkiklerle izlendiğini ve en sık rastladıkları şikayetin nedensiz sırt ağrısı olduğunu belirtti. Dr. Arıcı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hastaların bize gelişte en sık söyledikleri şikayetler halsizlik yorgunluk, çabuk yorulmak. Ancak son dönemde dikkatimizi çeken bir diğer şikayet de saç dökülmesi oldu. Özellikle genç hastalarda daha sık duyuyoruz bu şikayeti. Hastalar Kovid geçirdikten sonra, daha önce olmayan ve yeni başlayan saç dökülmesi şikayetinden muzdarip oluyorlar. Bir diğer şikayet de sebebi bilinmeyen sırt ağrısı. Uzun sürüyor, 3-4 ay kadar. İki kürek kemiği arasındaki ağrıdan bahsediyorlar tipik olarak. Tabii bunun mekanizması tam olarak bilinmiyor ama ağrı kesici tedavi verebiliyoruz. Son dönemde gördüğümüz bir diğer şikayet de unutkanlık. Özellikle öğretmen, akademisyen gibi meslek gruplarındakilerin farkındalığı daha yüksek olduğu için sanırım, meslekleri gereği bu şikayetleri bize daha çok söylüyorlar.”

    “İŞ ARKADAŞIM SAÇLARINI KAZITIP GELMİŞTİ”

    Geçen yıl Mayıs ayında Kovid geçiren tekstil işçisi Ramazan Tezer de (42) saç dökülmesi yaşadığını söyleyerek “14 gün evde tedavi gördüm. Saçlarımda dökülme oldu, eskiye nazaran çok fazla dökülüyordu. Bu ay iş yerimizde de 20-25 arkadaşımız Kovid geçirdi. Bir tedavisi bittikten sonra işe saçlarını kazıtıp gelmişti. 3 numara kestirmişti. ‘Niye yaptın?’ dedim, ‘ Koronadan sonra saçlarım çok dökülmeye başladı, o yüzden kısalttım dedi’ Çabuk yorulma bende de hala devam diyor” şeklinde konuştu.

  • Toplumsal bağışıklık için kaç kişinin aşılanması gerekiyor?

    Toplumsal bağışıklık için kaç kişinin aşılanması gerekiyor?

    Sağlık Bakanlığı Toplum Bilimleri Kurulu üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, koronavirüs ile mücadelede toplumsal bağışıklık için 60 milyon kişinin aşılanması gerektiğini söyledi. İlhan, “Buna ne zaman ulaşılır; ben Ramazan Bayramı sonrasında iyi bir düzeye geleceğimiz kanısındayım” dedi.

    Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı, Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı ve Sağlık Bakanlığı Toplum Bilimleri Kurulu üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, Türkiye’de koronavirüsle mücadele kapsamında devam eden aşı çalışmalarına ilişkin DHA’ya açıklama yaptı. Prof. Dr. İlhan, Türkiye’de 1 milyon 400 binden fazla kişinin koronavirüse karşı aşılandığını belirterek, “Biliyorsunuz aşılamada bir öncelik sıralamamız var. Önce sağlık çalışanları, ardından 65 yaş üstü bireylerimiz, şu anda 80 yaş civarındaki büyüklerimiz aşılanıyor. Bunun da nedeni açıkçası kalabalığa mahal vermemek. Önce büyüklerimiz evde aşılandılar, 90 üzeri ve 85 yaş üzeri olanlar. Özellikle 90 yaş üzeri ve 85 yaş üzeri bireylerimizin aşıları evlerde yapıldı. Hatta, bu gruptaki vatandaşlarımızın birlikte yaşadığı eşi, çocuğu, yeğeni gibi kişiler varsa ve 65 yaş üzeriyse onların da aşılaması evlerde gerçekleştirildi. Bu iyi bir uygulama, kişiler iki kez çıkmasınlar diye böyle yapıldı. Halihazırda 80 yaş üzeri aşılanıyor, hafta sonundan sonra da daha aşağı yaşa gidecektir” dedi.

    ‘YAŞ GRUPLARI GERİLEDİKÇE AŞILAMA UZUN SÜRECEK’

    Prof. Dr. İlhan, 90 yaş üzerinin kısa sürede aşılandığını belirterek, “Aşağıya doğru yaş grupları geriledikçe o nüfusta yer alan kişi daha çok olacağı için aşılama daha uzun zaman alacaktır. Sağlık çalışanlarının aşılanması rekor denilecek seviyede, neredeyse 4-5 gün içerisinde tamamlandı, bir hafta diye beklerken. Sağlık çalışanların aşılanmasının daha hızlı gidip, nüfusun biraz daha yavaş gitmesi tabii beklenen bir durum. Bundan sonra da sırayla 50-64 yaş arası bireylerimiz aşılanacak. Bununla beraber Milli Savunma Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, kritik görevlerde olan kişiler, hizmet önceliği olan kişilerin aşılanması ile sistem devam edecek” diye konuştu.

    ‘RAMAZAN BAYRAMI’NDAN SONRA İYİ BİR DÜZEYE GELECEĞİZ’

    Prof. Dr. İlhan, toplumsal bağışıklık için 60 milyon kişinin aşılanması gerektiğine işaret ederek, şöyle konuştu:

    “Aslında bu iki grup aşılandığı zaman; 50 yaş ve üzerinde olanlar, sağlık çalışanları, askerlerimiz, polislerimiz, belediye çalışanları, hizmet önceliği bulunanlar aşılandığı zaman bir hayli büyük bir nüfusa erişmiş olacağız. Ayrıca koronavirüsten daha çok hasta olanlar içerisinde de büyük bir grubu aşılayacağımız gibi, toplumla iç içe olan, hizmet sunan pek çok kişiyi de aşılamış olacağız. İlk iki grubu aşılayınca, bir hayli iyi bir noktaya geleceğimiz kanısındayım. Ondan sonra 19-49 yaş arası bireyler var. Aşı sırasını kaçıranlar için de son grup var. Amaç 18 yaş üstü olan tüm bireylerin aşılanması. Biliyorsunuz 18 yaş altı bireylerimiz, gebelerimiz ve emziren annelerimiz aşılanmıyor. Onun dışında tüm toplumun aşılanması arzusundayız. Genel olarak baktığımızda en az 60 milyon kişinin toplumsal bağışıklık için aşılanması gerektiğini söylemek mümkün. Buna ne zaman ulaşılır; aşılama hızı ile bunu değerlendirmek gerekiyor, ben Ramazan Bayramı sonrasında iyi bir düzeye geleceğimiz kanısındayım, özellikle ilk iki grubun büyük çoğunluğunun tamamlanması ile.”

     

  • Ülkelerin aşılanma oranları belli oldu

    Ülkelerin aşılanma oranları belli oldu

    Ülkelerin nüfusuna göre Koronavirüs aşılanma oranları belli olurken, en yüksek yüzdenin 25,3 İsrail’de olduğu görüldü. Türkiye’de ise bu oran yüzde 0,7 olarak kaydedildi.

    Ajans Press’in, The Spectator Index verilerinden elde ettiği bilgilere göre, ülkelerin nüfusuna göre Koronavirüs aşılanma oranları belli oldu. Böylelikle nüfusa göre en yüksek yüzdenin 25,3 İsrail’de olduğu görülürken, ikinci sıraya yüzde 16,8 ile Birleşik Arap Emirlikleri, üçüncü sıraya yüzde 6,4 ile Bahreyn, dördüncü sıraya yüzde 5,4 ile İngiltere, beşinci sıraya da yüzde 3,7 ABD’nin yerleştiği kaydedildi. Veriler, gün gün değişkenlik gösterirken Türkiye’de ise nüfusa oranla aşılanma yüzde 0,7 olarak kayıtlara geçti.

    51 MİLYONUN ÜZERİNDE HABER MEDYADA YER ALDI

    Medya takip kurumu Ajans Press, COVID-19 aşısıyla alakalı basına yansıyan haber adetlerini inceledi. Ajans Press dijital basın arşivinden derlediği bilgilere göre bu yıl aşıyla alakalı basına 16 bin 231 haber yansıdığı tespit edildi. Covid-19 aşısının ülkemize gelmesi büyük yankı uyandırırken, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın canlı yayında aşı olması ve aşı takviminde yaşanan gecikmeler medyanın en çok konuştuğu haber başlıkları arasında yer aldı. 10 Mart’tan bugüne kadar koronavirüs ile alakalı ise 51 milyonun üzerinde haber yansıması tespit edildi.

  • Bursa İl Sağlık Müdürü’nden önemli açıklamalar

    Bursa İl Sağlık Müdürü’nden önemli açıklamalar

    Bursa İl Sağlık Müdürü Dr. Fevzi Yavuzyılmaz, aşılama çalışmalarının başlamasıyla kamuoyunda oluşabilecek, rehavete karşı uyarılarda bulundu.

    Dr. Yavuzyılmaz, toplumun büyük bir kısmı aşılanana kadar maske, mesafe ve temizlik kurallarından taviz verilmemesi gerektiğini belirtti.

    Çin’den gelen aşıların ilk olarak sağlık çalışanlarına uygulanmaya başlanılması ile birlikte salgınla mücadelede önemli bir adım atıldığına dikkat çeken Dr. Yavuzyılmaz, aşılama çalışmalarının risk gruplarına göre adım adım sürdürüleceğini belirtti.

    “TAVİZ VERMEMELİYİZ”

    Toplum genelinin aşılanmasının biraz daha zaman alacağını dile getiren Dr. Yavuzyılmaz, “Aşı uygulanıp, belli bir süre geçtikten sonra antikor gelişmesinden bahsedebiliriz. Bunun yanı sıra aşı olan vatandaşlarda oluşabilecek sahte güven duygusu, kurallara karşı gevşemeye neden olabilir. Bu çok yanlış bir düşünce çünkü salgın henüz bitmiş değil. Toplumun büyük bölümü aşılanana kadar maske, mesafe ve temizlik kurallarından taviz vermemeliyiz. Sırası gelen vatandaşlarımız, Alo 182 ve MHRS üzerinden randevu alarak, tüm sağlık tesislerinden aşılarını yaptırabilirler” dedi.

    “VAKA SAYISI HER GEÇEN GÜN DÜŞÜYOR”

    Bursa’da vakaa sayılarında önemli oranda düşüş yaşandığını dile getiren Dr. Yavuzyılmaz, “Alınan tedbirler sayesinde vaka sayıları her geçen gün düşüyor. Şu an itibariyle hastanelerde yükümüz azalmış durumda. Bu da memnuniyet verici ancak vatandaşlarımız havaların soğuduğu şu kış günlerinde komşuluk ilişkilerine dikkat etmeli, misafirliğe gelip, gitmeden evinde oturmayı tercih etmeli. Kurallara uyduğumuz sürece salgının üstesinden geleceğiz. Şu an iyi gidiyoruz, lakin rehavete kapılmamamız lazım” şeklinde konuştu.

  • Uludağ’da tepki çeken parti cezasız kalmadı

    Uludağ’da tepki çeken parti cezasız kalmadı

    Kış turizminin gözde merkezi Uludağ’da koronavirüs salgınına davetiye çıkaran müzikli partinin ardından jandarma ekipleri, eğlencenin gerçekleştiği tesise ve 10 kişiye 76 bin 380 lira para cezası uyguladı. Dün gece ise çarpıcı görüntülerin ortaya çıktığı Uludağ’da sessizlik hakimdi.

    Türkiye’nin en önemli kayak merkezlerinden Uludağ’da geçtiğimiz günlerde ortaya çıkan müzikli parti görüntüleri, sosyal medyada kısa sürede yayılarak, büyük tepki toplamıştı.

    Sosyal mesafe ve maske kuralının hiçe sayıldığı eğlencede, yüzlerce genç koronavirüse aldırış etmeden gece boyu eğlenmişti. Bu görüntüler büyük tepki toplarken, dün Bursa Valiliği ve Jandarma koordinesinde, Uludağ’daki Otel ve Kafe işletmecilerinin katılımıyla bir toplantı gerçekleşti.
    Toplantıda, kurallar ve genelge gereği alınması gereken tedbirler konuşuldu.

    BURSA VALİLİĞİNDEN AÇIKLAMA

    Bursa Valiliği, Uludağ Oteller Bölgesi’nde bazı otellerde pandemi kurallarına uyulmadığına ilişkin yayınlanan görüntülere ilişkin açıklama yaptı.

    Bursa Valiliği’nden yapılan açıklama şöyle:

    Bazı basın yayın organlarında ve sosyal medyada (2) gündür Uludağ Oteller Bölgesinde bazı otellerde pandemi kurallarına uyulmadığına ilişkin yayınlanan görüntülere ilişkin aşağıdaki açıklamaya ihtiyaç duyulmuştur. Yapılan inceleme neticesinde bu görüntülerin K. isimli otele ait olduğu,

    1. İlgili otelin çalışma ruhsatının bulunmadığı, Osmangazi Belediye Başkanlığı tarafından çalışma ruhsatı bulunmaması nedeniyle kapatma işlemi kararı alındığı ancak ilgili şirketin idare mahkemesine başvurarak yürütmeyi durdurma kararı aldığı, kapatma işlemi ile ilgili yargı sürecinin beklenildiği,

    2. Mevcut otel inşaatının son (2) katının kaçak olarak inşa edildiği,

    3. Doğa Koruma ve Milli Parklar 2. Bölge Müdürlüğünün bilgisi ve izni haricinde bir alt taşeron şirkete usulsüz bir şekilde kiralama işlemini yapıldığı, bu nedenle Doğa Koruma ve Milli Parklar 2. Bölge Müdürlüğünce izninin iptal edildiği,

    4. 15.01.2021 tarihinde yine aynı otelde yüksek ses müzik yayını yapıldığı ve pandemi kurallarına uyulmadığı tespit edildiğinden işletmeye ve (10) kişiye 1593 sayılı Hıfzıssıhha Kanununun 282. md. gereğince (76.380 TL.) idari para cezası uygulandığı,

    5. 25.01.2021 tarihinde sosyal medya çıkan görüntüler ile ilgili yapılan çalışma sonucunda çıkan görüntülerin bu otele ait olduğu yüksek sesle müzik yayını yapıldığı ve pandemi kurallarına uyulmadığı, yapılan teknik incelemede tespit yapılmasın diye delil karartma (kamera görüntülerinin silinmesi) girişiminin bulunduğu tespit edilmiştir.

    Bunun üzerine 26.01.2021 tarih ve (03) sayılı Osmangazi Kaymakamlığı İlçe Hıfzıssıhha Kurulu Kararı ile adı geçen otelin (10) gün faaliyetinin durdurulmasına karar verilmiştir.

    Ayrıca ilgili şirket ve tespit edilen kişiler hakkında idari para cezası uygulanmaktadır.

    Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

    Çarpıcı görüntülerin ardından Uludağ sessiz kaldı

    Dün gündeme gelen çarpıcı görüntülerin ardından Jandarma ekipleri, Uludağ’daki tedbirlerini arttırdı. Dün gece saatlerinde Uludağ’da sessizliğin hakim olduğu, tatilcilerin otellerin içerisinde tedbirlere uyarak vakit geçirdiği görüldü. Ayrıca Uludağ’da yoğun sisin etkili olduğu ve görüş mesafesinin 5 metreye kadar düştüğü belirtildi.

    BU GÖRÜNTÜLERLE GÜNDEME GELMİŞTİ

  • Bursa zabıtasından taksi ve dolmuşlara denetim

    Bursa zabıtasından taksi ve dolmuşlara denetim

    Bursa’da zabıta ekipleri, dolmuş, taksi ve halk otobüslerinde denetimleri sıklaştırdı. Maske, hijyen denetimlerinin yanı sıra gerekli belgelerin de kontrolleri yapılıyor.

    Bursa Büyükşehir Belediyesi zabıta ekipleri, Atatürk Caddesi üzerinde taksi, dolmuş ve halk otobüslerinde denetimleri arttırdı. Ekipler tek tek durdurdukları araçlarda şoförlerin ve yolcuların maske takıp takmadığını kontrol etti.

    Şoförlerin araçlarındaki maske ve hijyenin sağlanması konusunda sorumlu oldukları uyarısını yapan zabıtalar, sürücülerin taşıması gereken belgeleri de denetledi.

    Kuralları ihlal eden sürücüler için cezai işlem uygulanırken, denetimlerin şehrin belirli noktalarında artarak devam edeceği öğrenildi.

  • Norveç, İsveç ile sınırını kapattı

    Norveç, İsveç ile sınırını kapattı

    Norveç hükümeti, Covid-19’un yeni türünün geçtiğimiz hafta hızlı bir şekilde yayılma eğilimi göstermesinin ardından İsveç ile sınırını kapatma kararı aldı.

    Korona virüs (Covid-19) ile mücadele kapsamında birçok ülke virüsün yeni mutasyonuna karşı önlem alıyor. Norveç hükümeti tarafından yapılan açıklamada, Covid-19’un İngiltere’de ortaya çıkan mutasyonunun Norveç’te geçtiğimiz hafta hızlı bir yayılma eylemi gösterdiği belirtildi. Norveç, Covid-19’un yeni mutasyonu ile mücadele kapsamında İsveç ile sınırını kapatma kararı aldı.

    “Norveç’in kendi içinde kapatma kararı geçici olarak gündeme geldi”

    İsveç Devlet Epidemiyoloğu Anders Tegnel, sınırın kapatılması kararına ilişkin, “Kapalı olan sınır daha kısa sürede etkili olabilir. Norveç’in kendi içinde kapatma kararı geçici olarak gündeme geldi. Biz bu gelişmeleri sürekli olarak yakından takip ediyoruz. Virüs yaygınlaştıkça daha fazla kısıtlama ekledik. Çalışmalarımız enfeksiyonun yayılmasını olabildiğince düşük tutmak. Fakat o zaman temel önlemlerin işe yaramasını sağlamak önemlidir. Bu da mesafe, maske ve temizliktir” ifadelerini kullandı.

    Öte yandan Norveç hükümetinin bu kararı İsveç’e ekonomik anlamda büyük bir darbe vurdu. Kapatılan sınır, Norveç’ten daha ucuz bir ülke olan İsveç’e büyük bir ekonomik gelir kaynağı sağlıyordu. Norveç’in başkenti Oslo’da yaşayan vatandaşların büyük çoğunluğu, haftalık alışverişini sınırdan İsveç’e geçerek yapıyorlardı.

  • Türkiye’de Covid-19’dan son 24 saatte 137 can kaybı

    Türkiye’de Covid-19’dan son 24 saatte 137 can kaybı

    Türkiye’nin 25 Ocak 2021 tarihli günlük koronavirüs tablosu açıklandı.

    Sağlık Bakanlığı’nın internet sitesinde yer alan Türkiye Günlük Koronavirüs Tablosuna göre;

    Türkiye’de son 24 saatte 151 bin 109 Kovid-19 testi yapıldı, 5 bin 642 kişinin testi pozitif çıktı, 137 kişi hayatını kaybetti. Ağır hasta sayısı 1808 oldu, 6 bin 682 kişinin Kovid-19 tedavisinin/karantinasının sona ermesiyle iyileşen sayısı 2 milyon 314 bin 403’e yükseldi.

  • Ülkede koronadan ölen dördüncü bakan oldu

    Ülkede koronadan ölen dördüncü bakan oldu

    Afrika ülkesi Zimbabve’de Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Joel Matiza, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) nedeniyle hayatını kaybetti.

    Yerel basındaki habere göre, Matiza, Kovid-19 nedeniyle bir süredir tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirdi.

    Bakan Matiza, kabineden Kovid-19 nedeniyle ölen dördüncü bakan oldu.

    Devlet Başkanı Emmerson Mnangagwa, ülkedeki salgının tehlikeli hale geldiğine dikkati çekerek, “Salgın ayrım gözetmiyor, hepimiz tehlikedeyiz.” uyarısında bulundu.

    Zimbabve Tarım Bakanı Perence Shiri, Manicaland Eyaleti İl İşleri Bakanı Ellen Gwaradzimba ve Dışişleri Bakanı Sibusiso Moyo Kovid-19 nedeniyle hayatını kaybetmişti.

    Bu güne kadar 31 bin 320 kişide Kovid-19 tespit edilen ülkede virüsten ölenlerin sayısı 1005’e yükseldi.

  • Türkiye’de üretim için imzalar atıldı

    Türkiye’de üretim için imzalar atıldı

    Rusya’nın geliştirdiği koronavirüs aşısı Sputnik-V’in Türkiye’de üretilmesine yönelik anlaşma imzalandı. Rus Gamaleya Ulusal Epidemiyoloji ve Mikrobiyoloji Enstitüsünün geliştirdiği “Sputnik V” adlı koronavirüs aşısının Türkiye’de üretimini birlikte yapacağı Türk ortağı VisCoran İlaç Sanayii’nin Yönetim Kurulu Başkanı Öztürk Oran, “Teknoloji transferi ve Sağlık Bakanlığındaki prosedürler bittikten sonra aşıya kullanım izni alınacak. Ardından Türkiye’de pilot üretim yapılacak ve seri üretime geçilecek” dedi.

    Rus Gamaleya Ulusal Epidemiyoloji ve Mikrobiyoloji Enstitüsünün geliştirdiği “Sputnik V” adlı Covid-19 aşısının Türkiye’de üretileceği açıklandı.

    Aşıyı Türkiye’de üretecek olan VisCoran İlaç Sanayii’nin Yönetim Kurulu Başkanı Öztürk Oran Rus aşısı Sputnik V’ye ilişkin, “Teknoloji transferi ve Sağlık Bakanlığındaki prosedürler bittikten sonra aşıya kullanım izni alınacak. Ardından Türkiye’de pilot üretim yapılacak ve seri üretime geçilecek” dedi.

    Oran, 20 yılı aşkın süredir sağlık sektöründe ilaç üretimi yaptıklarını, dünyada ve Türkiye’de yeni çıkan ilaç, aşı, test ve kitlerle de ilgilendiklerini söyledi.

    Dünyada salgın ortaya çıkınca neler yapılabileceği konusunda çalışmaya başladıklarını ifade eden Oran, o dönemde henüz Türkiye’de yerli ve milli aşı üretiminin gündemde olmadığını belirtti.

    Salgın döneminde ilk defa Rusya’da Covid-19 aşısına ilişkin açıklamaların yapıldığını hatırlatan Oran, “Rusya, bu aşıyı diğer ülkelerde de üretmek istediği açıkladı. Rus aşısını üreten Gamaleya Enstütüsünün, Rusya Doğrudan Yatırım Fonu (RDIF) bağlantısı var, bu fonun şemsiyesi altında. Biz RDIF üzerinden görüşmelere başladık. Görüşmeler belli bir seviyeye gelince 16 Ağustos’ta Türkiye’de anlaşma imzaladık. Anlaşmayı yaparken üretimin Türkiye’de yapılmasını önerdik ve bu talebimiz kabul edildi. Teknoloji transferi Rusya’dan gelecek, üretim Türkiye’de olacak. Bir nevi yerli bir ürün olacak” diye konuştu.

    Oran, aşıyla ilgili Rusya’dan kendilerine ulaşan bilgi ve belgeleri, gerekli incelemelerin ve prosedürlerin yerine getirilmesi amacıyla Sağlık Bakanlığına ulaştırdıklarını bildirdi.

    Rus tarafının “aşı konusunda Türk firmayla anlaştık” açıklamasının ardından kamuoyunda bir merak olduğunu belirten Oran, “Biz ruhsat alana kadar anlaşmayı açıklamayı düşünmüyorduk. Şu aşamada üretim yerleriyle ilgili teknoloji transferinin peşindeyiz. Eş anlı olarak Sağlık Bakanlığındaki prosedürler de yürüyor. Teknoloji transferi ve Sağlık Bakanlığındaki prosedürler bittikten sonra aşıya kullanım izni alınacak. Ardından Türkiye’de pilot üretim yapılacak ve seri üretime geçilecek.” ifadelerini kullandı.

    “PEK ÇOK ÜLKE RUS AŞISINI TESCİL ETTİRDİ”

    VisCoran İlaç Sanayii Yönetim Kurulu Başkanı Oran, dünyada halihazırda birkaç ülkenin aşısının kullanıldığını ve çeşitli ülkelerde de aşı çalışmalarının sürdüğünü anlattı.

    Aşılar arasında “şu daha iyi, bu aşı daha üstün” şeklindeki açıklamaların yersiz olduğunu, zaten bu aşıların Dünya Sağlık Örgütü ve ilgili kurumlardan onay alması gerektiğini belirten Oran, Türkiye’nin ilaç ve aşı üretiminin dünya standartlarında olduğunu vurguladı.

    Oran, Sputnik V aşının 3. faz çalışmasının 44 bin kişide yapıldığını, sonuçların olumlu olduğunu ve Rusya’da şu ana kadar 2 milyona yakın insanın aşılandığını bildirdi.

    Dünyada pek çok ülkenin Rus aşısını tescil ettirdiğini ve üretim görüşmeleri yaptığını aktaran Oran, şunları kaydetti:

    “Rusya’nın yanı sıra Belarus, Arjantin, Birleşik Arap Emirlikleri, Macaristan, Sırbistan, Bolivya, Cezayir, Filistin, Venezuela, Paraguay ve Türkmenistan’da da aşı tescil edildi. Sputnik V, Rusya dışında ilk olarak Hindistan’da üretilmeye başlandı. Rusya, Hindistan’ın ardından Güney Kore, Çin, Brezilya, Belarus ve Kazakistan ile de üretim anlaşmasına vardı”