Etiket: koronavirüs

  • “Çin’de 3-4 aydır ölüm yaşanmıyor”

    “Çin’de 3-4 aydır ölüm yaşanmıyor”

    Çin Halk Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosu Cui Wei, ilk olarak Çin’in Wuhan kentinde tespit edilen koronavirüsün Çin’deki son durumu ve koronavirüs önlemlerini değerlendirdi.

    Wei, “Salgının durumuna göre kademeli bir şekilde tedbirleri ya artırıyor ya da azaltıyorduk. 11 milyonluk bir şehri kapattık. Şehri kapatmak demek, giriş çıkış yasağı değildir. 11 milyon insan hepsi evinde durması gerekiyor. İşte bu şekilde bu salgını yenebiliriz. Sert tedbirler olmadan bu sonucu alamazsınız.” dedi.

    Başkonsolos Cui Wei, yaptığı açıklamada Türkiye’de son bir aydır artan vaka sayısının, taburcu olan vaka sayısından daha fazla olduğunu da belirterek, ” Bazen bu makas aralığı çok açılıyor. Bu biraz endişe verici.” diye konuştu. Wei, “Türkiye’de durum kontrol altında denilebilir. İki unsur var. Biri; Avrupa ve Amerika katısına baktığımızda büyük bir patlama oldu. İkinci dalga diyen de var. O durumlara göre Türkiye kontrol içinde gözüküyor. İkincisi, sonbahar, kış gelince bizim bilim adamlarımız ‘dalgalanma olacaktır’ dedi. Böyle bir durumda Türkiye ne kadar kontrol etse ve önlem alsa da vakalar yükselebilir” ifadelerini kullandı.

    “ÇİN’DE YAKLAŞIK 3-4 AYDIR ÖLÜM YAŞANMIYOR”

    Başkonsolos Cui Wei, “Çin’de yaklaşık 3-4 aydır ölüm yaşanmıyor. Şimdiye kadar toplam vefat sayısı 4 bin 634. Bu rakam çok uzun zamandır bu şekilde duruyor. Pekin’de en son bir pazardan çıktı. Pazarda tamamen bir tarama araştırması yapıldı. Balık ithal eden bir dükkan içerisinde balık kesilen o tahta üzerinde virüs çıktı” dedi.

    Uzun süredir sıfır vakanın olduğunu söyleyen Wei, “Biz başından beri önleme ve kontrol etmeyi aynı cümle içinde kullanılıyoruz. Sıfır vakaya düşürmenin yolu devamlı kontrol sisteminde olmak. Örneğin sağlık çalışanlarına, gümrük çalışanlarına isteseler de istemeseler de test yapıldı. Çünkü onlar risk altında. Devamlı bir şekilde kontrol ediliyor ve test yapılıyor” diye konuştu.

    “ŞEHRİ KAPATMAK DEMEK, GİRİŞ ÇIKIŞ YASAĞI DEĞİLDİR”

    Virüsle mücadelede aldıkları tedbirleri aktaran Wei, “ Virüsün olduğu dönemlerde çok sert tedbirler alıyorduk. Salgının durumuna göre kademeli bir şekilde tedbirleri ya artırıyor ya da azaltıyorduk. 11 milyonluk bir şehri kapattık. Şehri kapatmak demek, giriş çıkış yasağı değildir. 11 milyon insan hepsi evinde durması gerekiyor. İşte bu şekilde bu salgını yenebiliriz. Sert tedbirler olmadan bu sonucu alamazsınız. Ne istediğimizi bilmeliyiz. Normal, güzel bir yaşam mı istiyoruz. Bunu istiyorsak gerçekleştirmek için muhakkak kısa zaman içinde göz önünde tedbirler alınması lazım. Ancak bu şekilde kısa zaman içinde bu durumu halledebilir ve normale dönülebilir. Ya gevşek olacak ve çok uzun sürecek ya da sert olacak ve kısa sürecek” diye konuştu.

    “4 AŞI DÜNYA ÇAPINDA FAZ-3 DENEME SÜRECİNDE”

    Wei sözlerini şöyle sürdürdü;

    “Çin’in ürettiği sadece en önde gelen aşıları söylüyorum. 4 aşı dünya çapında Faz-3 deneme sürecinde. Bunlar insan vücudunda kullanılıyor ama bunlar test aşamasında. Çin’de yasaya göre acil durumda belirli insan grubuna kullanılmasına izin verildi ama çok az. En önde gelen bence Haziran ayında Ortadoğu’da kullanılan aşı. O zaman okuduğumda Faz-3 çalışmaları 6 ay sürecekti. Bu demektir ki önümüzdeki ay bu Faz-3 bitecek ve değerlendirme yapılıp sonuç çıkacak. Bence tamamen kullanımı 2021 yılının Ocak ayından sonra olabilir.

    MASKE KULLANIMI SOLUNUM YOLUYLA BULAŞAN HASTALIKLARDA DÜŞÜŞE NEDEN OLDU

    Maske kullanımının solunum yoluyla bulaşan diğer hastalıklarda düşüşe neden olduğunun altını çizen Wei, maske kullanımının önemine değinerek, “Çin’de vatandaşlar artık maske takmayı tercih ediyor. Bir alışkanlığı oldu. Bunun başka bir katkısı da şu oldu; şu an sonbahar Çin’de. Sonbahar döneminde geçen yıllara göre hastane istatistiklerinin kıyaslaması yapıldığında ağız ve burun yoluyla bulaşan hastalık sayısı da çok daha düşük oldu. Demek ki maske temiz, verimli ve basit bir tedbir. Sadece Kovid-19 için değil, insan sağlığı için de önemli” diye konuştu.

  • Ünlü oyuncu Muhittin Korkmaz koronaya yenik düştü

    Ünlü oyuncu Muhittin Korkmaz koronaya yenik düştü

    Ünlü oyuncu Muhitttin Korkmaz hayatını kaybetti! Muhittin Korkmaz 17 Ekim 1953 yılında Gaziantep’te dünyaya geldi. Türk tiyatro ve sinema oyuncusu. G.O.R.A.’da sık sık “Komutan Logar, bir cisim yaklaşıyor efendim!” repliğini hafızalara kazınmıştı. Ünlü tiyatro ve sinema oyuncusu Muhittin Korkmaz bugün hayatını kaybetti. Acı haberi Can Yılmaz sosyal medya hesabından duyurdu.

    Acı haberi Can Yılmaz sosyal medya hesabından duyurdu:

    G.O.R.A, A.R.O.G, Yahşi Batı, Pek Yakında, Arif ve 216 filmlerinde beraber çalışma şansı bulduğumuz, kıymetli abimiz Muhittin Korkmaz maalesef vefat etti. Ailesine, tiyatro camiasına ve sevenlerine sabır diliyorum. Çok güzel adamdı, Allah rahmet eylesin, mekanı Cennet olsun.

    Ünlü oyuncu üç yıl önce oğlu Cem Korkmaz’ın ölümüyle yıkılmıştı.

  • Yerli aşıda ikinci aşama yarın başlıyor

    Yerli aşıda ikinci aşama yarın başlıyor

    Kayseri’de Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Rektörü Prof. Dr. Mustafa Çalış, üniversite bünyesinde geliştirilen yerli Covid-19 aşısında Faz 1 çalışması kapsamında ikinci doz aşılamanın başlayacağını belirtti. Prof. Dr. Çalış, “Perşembe itibarı ile ikinci dozlamaya geçeceğiz. 15 Aralık itibarı ile de Faz 1 çalışmasını bitirmeyi düşünüyoruz” dedi.

    Koronavirüs aşı çalışmalarında Erciyes Üniversitesi’nde önemli aşamaya gelindi. Aşı Araştırma ve Geliştirme Uygulama ve Araştırma Merkezi’nce (ERAGEM) Covid-19’a karşı geliştirilen, Koçak Farma’da GMP şartlarında üretimi yapılan ve Sağlık Bakanlığı tarafından desteklenen ERUCOV-VAC inaktif aşı adayının AR-GE çalışmaları tamamlandı.

    Tamamen yerli ve milli olan ERUCOV-VAC inaktif aşı adayının etik kurul izni ve Sağlık Bakanlığı’ndan alınan onayların ardından Erciyes Üniversitesi İyi Klinik Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde (İKUM) ilk dozu 44 gönüllüye uygulanarak, Faz 1 çalışmasına başlandı. İlk dozun tamamlanmasının ardından Faz 1’in ikinci dozu için de geri sayım başladı. Bu kapsamda ikinci dozun aynı gönüllülere yarından itibaren uygulanacağı bildirildi.

    ’15 ARALIK’TA FAZ 1 ÇALIŞMASINI BİTİRMEYİ DÜŞÜNÜYORUZ’

    Çalışmalarla ilgili bilgi veren ERÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Çalış, “Bilindiği üzere 5 Kasım’da çalışmasını bitirdiğimiz Erciyes Üniversitemizde geliştirdiğimiz aşının klinik yani Faz 1 çalışmalarına başlamıştık. 5 Kasım itibarıyla da gönüllülerimize dozlamayı yapmıştık. Şu süreçte 44 gönüllümüzün, aşı adayımızın dozlaması yapılmış oldu. Çok şükür hiçbir yan etki göstermedi. Birkaç hastamızda normal grip hastalığında olabilecek, hafif kızarıklıklar oldu; ama bu her türlü aşıda olabilecek ağırlıklar. Hiçbir yan etkisi olmaması aşımızın güvenilir olduğunu gösteriyor. Bu da Faz 1 için çok önemli. Faz 1’in en önemli ayağı güvenilirlik ayağıydı. İlk dozlamamızda böyle bir şeyin çıkması bizleri çok sevindirdi. Perşembe günü itibarıyla ikinci dozlamaya geçeceğiz. 15 Aralık itibarıyla da Faz 1 çalışmasını bitirmeyi düşünüyoruz. Aynı gönüllülere ikinci dozlamayı yapacağız. İkinci dozlama 15 Aralık’ta bittikten sonra buradan da güzel sonuçlar çıkacağını ümit ediyor, en kısa sürede Faz 2 çalışmasına geçmeyi düşünüyoruz” dedi.

    ‘ALTYAPIMIZIN OLMASI BAŞARI GETİRDİ’

    Yerli aşıyı üreten üniversite olarak çok mutlu olduklarını kaydeden Prof. Dr. Çalış, “Çok güzel duygular içindeyiz. Stratejik alanda milli ve yerli ürünlerimiz olması çok önemli. Erciyes Üniversitesi’nin de bir alt yapısı vardı. Özelikle kaliteli öğretim üyeleri, araştırma görevlileri ile bunu çok iyi değerlendirdik. Daha önce kırım kongo kanamalı ateşinin de ilk faz çalışmasını Erciyes Üniversitesi’nde yapmıştık. Bu durum alt yapımızın olması nedeniyle başarıyı getirdi. Vatanımız ve milletimiz adına çok mutluyuz. Bu çalışmanın başındayız. Diğer aşamaları da başarılı bir şekilde geçersek yerli aşımızı üretmiş olacağız” diye konuştu.

    ‘ŞUBAT AYINDA FAZ 3 ÇALIŞMASINA GEÇMEYİ ÜMİT EDİYORUZ’

    Faz 2 ve Faz 3 çalışmalarıyla ilgili de konuşan Rektör Çalış, şunları kaydetti:

    “Tam tarih vermek çok zor oluyor. Şubat ayı itibarı ile de Faz 2 çalışmasını bitirerek Faz 3 çalışmasına geçmeyi ümit ediyoruz. Bunun için de gece gündüz çalışıyoruz. Bizim Aşı Araştırma ve Uygulama Merkezi’miz var. Aşımız burada geliştirildi, bununla birlikte aslında iki aşı geliştiriliyor Covid-19 için birincisi şuan geliştirmekte olduğumuz aşı diğeri ise Rekombinant aşının klinik çalışmaları devam ediyor. Erciyes Üniversitemiz şu yönden çok şanslı, hem aşı çalışma merkezimiz çok iyi durumda hem de Faz çalışmalarını yaptığımız İyi Klinik Uygulama Merkezi’miz çok kaliteli burada bin 300’ü geçkin çalışma yapıldı. Dünya çapında denetlenebilen bir merkeze sahibiz. Faz çalışmalarımızda İyi Klinik Uygulama Merkezi’mizin ve ekibimizin kaliteli olması bizi ön plana çıkardı.”

  • İnşaat molozları arasında korona tahlil tüpleri bulundu

    İnşaat molozları arasında korona tahlil tüpleri bulundu

    Ankara’da mahallede inşaat molozları arasına atılan, içinde Covid-19 testi numune alma çubukları bulunan tahlil tüpleri, koronavirüs paniğine neden oldu. Tüpler, incelenmek üzere laboratuvara götürüldü. Bölgedeki bir esnaf da, ”Bu kötü bir şey, milletin canını tehlikeye atıyorlar. Bunun içinde belki de virüs var. İsimler yazıyor, tüplerin üzerinde. Dokunmadık biz, yanına bile fazla yaklaşmadık; çünkü riskli” şeklinde yorum yaptı.

    Ankara’nın Yenimahalle ilçesindeki koronavirüs tahlil tüpleri panik yarattı.

    Çayyolu mahallesinde esnaf Ahmet Acar, iş yerinin karşısında inşaat molozları arasında yere saçılmış tahlil tüplerini gördü.

    Acar, üzerinde isimler bulunan tüplerin içinde Covid-19 testi için ağız ve burundan sürüntü örneği almada kullanılan çubuklar olduğunu fark etti.

    Tüpler, çevrede endişe yarattı. Durum İl Sağlık Müdürlüğü’ne bildirildi.

    DAHA ÖNCE DE BULMUŞ

    Ahmet Acar’ın, 10 gün önce de aynı bölgede tıbbi atık dolu torba bulduğu ve onu çöpe attığı öğrenildi.

    TÜPLER, LABORATUVARA GÖTÜRÜLDÜ

    Ankara İl Sağlık Müdürlüğü’ne bağlı filyasyon ekibi, tüplerin bulunduğu alana gelerek inceleme yaptı. Özel kıyafetli ekip, molozlar arasında üzerinde isimler yazan 15 adet tahlil tüpü tespit etti.

    Görevliler, tüplerin üzerinde bulunan isimlerden bazılarına ulaşarak, test yaptırıp yaptırmadıklarını sordu. Ulaşılan kişiler arasında koronavirüs testi yaptıranların olduğu öğrenildi.

    Tüpleri tıbbi atık torbasına alan filyasyon görevlisi, bulunan mavi kapaklı tüplerin Sağlık Bakanlığı’na ait tahlil tüplerinden farklı olduğunu belirterek, “Bizim test tüplerimize benzemiyor, mor bizimkiler. Bunlar laboratuvara gidecek, orada belli olacak. İl Sağlık Müdürlüğü Laboratuvarı’nda ne numunesi olduğu incelenecek. Normalde bizim tüplerimizin üzerinde barkod olur; ama bunlar el yazısı” diye konuştu. Tüpler, incelenmek üzere İl Sağlık Müdürlüğü Laboratuvarı’na götürüldü.

    “YANINA BİLE YAKLAŞAMADIK”

    Tüplerin bulunduğu sokakta oto yıkamacı dükkanı işleten Umut Velioğlu, “Bu kötü bir şey, milletin canını tehlikeye atıyorlar. Bunun içinde belki de virüs var. İsimler yazıyor, tüplerin üzerinde. Dokunmadık biz, yanına bile fazla yaklaşmadık; çünkü riskli. Bununla ilgili şikayette bulunulması gerekli, çünkü insanların canını tehlikeye atıyor burada” dedi. Atıkların yaklaşık 10 gündür burada olduğunu belirten Sefa Koç ise “Geçerken gördük, karşıda oturan çocuklar var, onlar gelip oynuyorlar burada. Burası mahalle arası. Kimin attığını görmedik” ifadelerini kullandı.

  • Bursa’da yoğun bakım doluluk oranı yüzde 80’i aştı

    Bursa’da yoğun bakım doluluk oranı yüzde 80’i aştı

    Bursa’da vaka sayılarındaki artış, Hayat Eve Sığar (HES) uygulamasına da yansıdı. Uygulamadaki verilere göre, kentteki vaka sayılarının özellikle son 3 ayda artmasıyla risk haritasının rengi, kırmızıya döndü. Bursalılar, bu durumdan tedirgin olduklarını dile getirirken, tedbirlerin sıkılaştırılmasına razı olduklarını belirtti.

    Bursa’da koronavirüs vakaları, son 3 ayda arttı. Vaka sayısındaki artış, HES uygulamasına da yansıdı. Uygulamadan 3 ay önce alınan risk haritası görüntüleri ile kasımın risk haritası görüntüleri arasında büyük fark olduğu görüldü. Kentin 3 ayda bütün ilçeleri kırmızıya boyanırken, özellikle denize kıyısı bulunan Mudanya ve Gemlik’teki artış dikkati çekti. Çekirge Devlet Hastanesi, Bursa Şehir Hastanesi ve Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nin yoğun bakım servislerinde doluluk oranları ise yüzde 80’i aştı. Bursalılar, kentte vaka artışının yansıdığı haritaları gördüğünde tepkilerini dile getirdi.

    BURSA’NIN KORONAVİRÜS RİSK HARİTASINI GÖRMEK İÇİN TIKLA

    ‘VAKA SAYISINDAKİ ARTIŞA ŞAŞIRMIYORUM’

    Kentte yaşayan Alper Bilici, “Bunun önüne geçmenin çok yolu var. Caydırıcı denetlemeler yapılması lazım. Ben Mudanya’da oturuyorum. Giderken, gelirken minibüsleri denetliyorlar; ayakta yolcu var mı, diye. Ama sadece ayakta yolcu taşınınca mı bulaşıyor? Trenler, belediye otobüsleri dolu, sadece minibüslerde bulaşmıyor bu illet. Vaka sayısındaki artışa şaşırmıyorum. Daha ağır yaptırımlar uygulanmalı” dedi.

    Mehmet Özgür ise “Bursa bir sanayi kenti. Her yer fabrika ve çok sayıda fabrika çalışanı var. Hal böyle olunca sürekli bir kalabalık da oluyor kentte. Hastalık ister istemez bulaşıyor. Ben de geçirdim bu hastalığı. Fabrikalar çalışmak zorunda. Tüketim varken üretimi durduramayız. Vaka artışlarını önlemenin tek yolunun, karantina uygulamak olduğunu düşünüyorum” diye konuştu.

    Vaka sayılarındaki artışa üzüldüğünü belirten Pınar Tabu da “Ben kurallara uyun, diyenlerin bile kurallara uymadığını görüyorum bazen. Güzel örnek olmuyoruz. Ben elimden geldiğince uymaya çalışıyorum. Şu anki artış gerçekten kötü” dedi.

  • Emekli öğretmen, öğretmenler gününde virüsten öldü

    Emekli öğretmen, öğretmenler gününde virüsten öldü

    Tokat’ın Niksar ilçesinde koronavirüse yakalanan emekli öğretmen Mehtap Bedenbaşı (64), 24 Kasım Öğretmenler Günü’nde hayatını kaybetti.

    İlçede 25 yıl sınıf öğretmeni olarak görev yapan ve 6 yıl önce emekli olan bir çocuk annesi Mehtap Bedenbaşı geçen hafta koronavirüse yakalandı.

    4 gün önce fenalaşarak hastaneye kaldırılan Bedenbaşı Niksar Devlet Hastanesi’nde doktorların tüm müdahalelerine rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti.

    24 Kasım Öğretmenler Günü’nde hayatını kaybeden emekli öğretmenin cenazesine İlçe Milli Eğitim Müdürü Hasan Şerifler ve yakınları katıldı.

    Bedenbaşı Melikgazi Kabristanlığı’nda kılınan cenaze namazının ardından koronavirüs önlemleri çerçevesinde toprağa verildi.

  • Rus aşısının fiyatı belli oldu

    Rus aşısının fiyatı belli oldu

    Rusya’da Gamelaya Ensititüsü tarafından geliştirilen ve yüzde 92 oranında etkinlik gösterdiği açıklanan Sputnik V adlı corona virüs aşının fiyatı belli oldu.

    Rusya’da Gamaleya Enstitüsü tarafından geliştirilen ve iki doz halinde uygulanan Sputnik V adlı aşının uluslararası pazarda fiyatının 20 dolardan (Yaklaşık 160 Türk lirası) az olacağı duyuruldu.

    Bununla birlikte aşının Rus vatandaşlarına ücretsiz olarak dağıtılacağı ifade edildi.

    YÜZDE 92 ORANINDA ETKİNLİK GÖSTERDİ

    Rusya’da Gamaleya Araştırma Merkezi’nin geliştirdiği Sputnik-V corona virüs aşısının birinci aşama klinik sonuçları iki hafta önce açıklandı. Aşının uygulandığı 10 bin kişi üzerinde yapılan analizlerde Sputnik-V aşısının etkinlik oranının yüzde 92 olduğu belirtildi.

    Enstitü, testlerin ve gönüllü gözlemlerine devam edildiği aşı seri üretimlerinin ise hedeflenen doğrultuda devam ettiği açıkladı.

  • “Aşı dışında başka seçeneğimiz yok”

    “Aşı dışında başka seçeneğimiz yok”

    Çin’de geliştirilen Covid-19 aşısı, sağlık çalışanlarının ardından gönüllü vatandaşlar üzerinde de uygulanıyor. Kendisi de gönüllü olarak aşı olan Göğüs Hastalıkları ve Eğitim Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Sedat Altın “Gerçekten aşı dışında şu anda bizim başka bir seçeneğimiz yok” dedi. Gönüllü olarak hastaneye aşı olmaya gelen Murat Çelik ise, “Herhangi bir tedirginliğim yok. Bizim bu virüsle tanışacağımızı düşünüyorum. Bence bu şekilde kontrollü olarak tanışmak daha doğru olacak” diye konuştu.

    Koronavirüs aşısı için Sağlık Bakanlığı’nın geçen hafta yaptığı duyurunun ardından, gönüllü vatandaşların da başvuruları alınmaya başlanmıştı. 20 bin vatandaşın başvuru yaptığı açıklandı. İnaktif Sars-Cov2 aşısı toplamda 12 bin 450 gönüllü üzerinde denenecek. Şimdiye kadar 820 gönüllü üzerinde denenen aşı için gönüllü olarak gelen 41 yaşındaki Murat Çelik ise, bir gün önce yaptırdığı antikor ve sürüntü testlerinin negatif çıkmasının ardından bugün aşı oldu. Ayrıca Göğüs Hastalıkları ve Eğitim Araştırma Hastanesi Göğüs Cerrahisi Uzmanı Kemal Karapınar da gönüllü aşı olmak için bugün antikor ve sürüntü testi örneği verdi. Aşı olabilmek için hastanede bekleyenler de kameralara yansıdı.

    “BU VİRÜSLE KONTROLLÜ ŞEKİLDE TANIŞMAK DAHA MANTIKLI GELDİ”

    Evli 2 çocuk babası, 41 yaşındaki Murat Çelik, koronavirüs aşısı için gönüllü olarak bugün aşı yaptırmaya geldi. Hiç tereddüt etmeden bu kararı verdiğini söyleyen Çelik, “Çok iyi hissediyorum. Sürecin başlangıcından beri, hocamın bu aşıyı olup olmamamı sorduğundan beri çok isteyerek dahil oldum. Herhangi bir tedirginliğim yok. Çok da mutluyum. Bu süreç bir süre daha devam edecek ve bir şekilde bizim bu virüsle tanışacağımızı düşünüyorum. Bence bu şekilde kontrollü olarak tanışmak daha doğru olacak. İlk başta aklıma gelen buydu o yüzden dahil olmaya karar verdim. Ben insanların da eğer akıllarında varsa bu projeye dahil olmalarını istiyorum. Herkes aşı olsun. Çünkü artık bir an önce bu işi atlatıp normale dönmemiz gerekiyor. Çok sıkıntı verici oldu hakikaten. Artık eski günlerimize dönmek istiyoruz” dedi.

    “AŞIDAN BAŞKA VİRÜSÜ ÖLDÜRECEK BİR SİLAHIMIZ BİR İLACIMIZ YOK”

    Kendisi de gönüllü olarak aşı olan Göğüs Hastalıkları ve Eğitim Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Sedat Altın, herkesi gönüllü olarak aşı olmaya davet etti. Prof. Dr. Altın, “ Ülkemizde özellikle faz3 çalışmaları şeklinde başlayan bir süreç içerisindeyiz. Şimdiye kadar 820 gönüllümüz aşı oldu ve bunlarda da ciddi bir yan etki gelişmediği için biz özellikle pandeminin çıkış yolu olarak aşılanmayı öneriyoruz. Gerçekten aralık ayından itibaren ülkemize 10 milyon doz aşının geleceği Sağlık Bakanı tarafından açıklandı. Ben de o yüzden özellikle risk grubundakilerden başlamak üzere tüm halkımızın bu illetten kurtulmak için aşılanmasını istiyorum. Çünkü gerçekten aşı dışında şu anda bizim başka bir seçeneğimiz yok” diye konuştu. Mevcut tedavi yöntemlerinin sadece virüs yükünü azaltmaya yönelik olduğunun altını çizen Başhekim Altın, “Virüsü öldürecek bir silahımız bir ilacımız yok. O yüzden tüm insanlığın kurtuluşu açısından aşıya çok önem veriyoruz. Biz de böyle bir imkana kavuştuğumuzdan dolayı mutlu olduğumuzu iletmek istiyorum. Halkımız korkmadan, güvenli olarak gelip aşısını yaptırabilir” ifadelerini kullandı.

    “HER YIL OLDUĞUMUZ GRİP AŞISI GİBİ DÜŞÜNMEK LAZIM”

    Göğüs Hastalıkları ve Eğitim Araştırma Hastanesi Göğüs Cerrahisi Uzmanı Kemal Karapınar da aşı olabilmek için bugün sürüntü ve antikor testi örneği verdi. Sonuçları negatif çıktığında aşı olacak Karapınar, herkesi aşı olmaya davet etti. Karapınar, “Hiç tereddüt etmedim. Sonuçta hep aklımızdaydı. Biz her yıl zaten grip aşısı oluyoruz. Ailemizde zatürre aşısı vurduruyoruz açıkçası. Böyle bir aşı çalışması olduğunu duyunca da hiç tereddüt etmedim açıkçası. Dün duydum, bugün geldim gönüllü oldum. Bu aşının yararlı olacağını düşünüyorum. En azından böyle bir çalışmada olmam gerekiyordu bir sağlık çalışanı olarak. Örnek bir vatandaş olmam gerekiyordu. Bu aşı inaktif aşı olduğu için, yani her yıl olduğumuz grip aşısı gibi düşünmek lazım. Onun benzeri bir virüs aşısı olacak. O yüzden tereddüt etmemek lazım” diye konuştu.

  • Bursa’da 1 ay içinde bütün ilçeler kırmızıya döndü

    Bursa’da 1 ay içinde bütün ilçeler kırmızıya döndü

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca‘nın Bursa ziyaretinin üzerinde tam 1 ay geçti. Bakan Koca’nın kritik Bursa ziyaretinde, korkutan tabloyu açıklarken şu ifadeleri kullanmıştı:

    “Bursa, Covid-19’a karşı verdiğimiz savaşın merkezlerinden biridir. Bursa şuan salgının başından bu yana en kritik günlerini yaşıyor. Bursa’daki vaka sayısı Eylül ayının ortalarına kıyasla günlük yaklaşık 3 kat artmıştır”

    Aradan geçen bir ay süre içerisinde Türkiye genelinde günlük vaka sayıları 6 bin, hayatını kaybedenlerin sayısı ise 150’lerin üzerine kadar çıktı.

    Artan vaka ve ölü sayıları sonrasında Cumhurbaşkanı Erdoğan sokağa çıkma kısıtlaması gibi bir çok yasağın geri getirildiğini açıkladı. Bakan Koca’nın açıklamaları ve geri gelen sokağa çıkma kısıtlamalarının ardından Bursa’daki koronavirüs yoğunluğu merak konusu oldu.

    İşte, Sağlık Bakanlığı’nın Hayat Eve Sığar (HES) uygulamasına göre Bursa’nın 17 ilçesini kapsayan koronavirüs haritasını sizler için derledik.

    Haritada 1 ay önceki yoğunluk ve bugünkü yoğunluk arasında büyük farklar var. Bursa’nın 17 ilçesinin tamamında haritanın tamamında birçok yer kırmızı ve çok yüksek riskli bölge olarak gözüküyor.

    İŞTE BURSA’NIN 17 İLÇESİNİN KORONAVİRÜS HARİTASI

    BÜYÜKORHAN

    GEMLİK

    GÜRSU

    HARMANCIK

    İNEGÖL

    İZNİK

    KARACABEY

    KELES

    KESTEL

    MUDANYA

    MUSTAFAKEMALPAŞA

    NİLÜFER

    ORHANGAZİ

    ORHANELİ

    OSMANGAZİ

    YENİŞEHİR

    YILDIRIM

     

     

     

     

     

     

     

     

     

     

     

     

  • Bursa’da koronavirüsü atlatan okul müdürü: Öğretmenler Günü’nü buruk geçiyoruz

    Bursa’da koronavirüsü atlatan okul müdürü: Öğretmenler Günü’nü buruk geçiyoruz

    Bursa’da yakalandığı koronavirüsü tedavi sürecinin ardından atlatan okul müdürü Semih Evren (50), bu yıl 24 Kasım Öğretmenler Günü’nün buruk kutlandığını ifade etti. Süreç boyunca en çok okulunu özlediğini söyleyen Evren, “Bu hastalığın din, dil, ırk ayrımı yok. Hastalık kimseyi tanımıyor. Çember daralıyor. Nefes almak çok önemli” dedi.

    24 Kasım Öğretmenler Günü, dünyayı etkisi altına alan koronavirüs pandemisi nedeniyle buruk kutlanıyor. Pandemi sürecinde pek çok eğitimci ise öğrencilerinden uzak kaldı. İnegöl’de yakalandığı koronavirüsü başarılı geçen tedavi süreci sonunda atlatan İstaş Kentaş Ortaokulu Müdürü Semih Evren ise yeniden görevine döndü. Okulunu ve öğrencilerini çok özlediğini belirten Evren, bu süreci en kısa sürede atlatmak için ise kurallara uyulmasını istedi.

    ’24 KASIM’I BURUK KUTLAYACAĞIZ’

    15 gün önce eşi ve çocuklarıyla birlikte koronavirüse yakalanmasının ardından tedavi sürecini evinde geçiren Evren, “Öğretmenin toplumdaki yerini, önemini belirtmek, saygınlığını artırmak, emekli olan büyüklerimizin saygıyla anıldığı, mesleğini icra ederken çeşitli nedenlerle şehit olan öğretmenlerimizin rahmetle saygıyla anıldığı büyük önder Atatürk’ün 24 Kasım 1928 Milli Mektepler Başöğretmenliği’ni kabul ettiği gün olan 24 Kasım Öğretmenler Günü olarak kabul edildi. Bu özel gün çeşitli etkinliklerle kutlanıyor. Ama maalesef bu sene dünyanın yaşamış olduğu salgın hastalıktan öğretmenler gününü buruk, biraz kırgın, biraz mahcup, biraz da hasta olarak kutlayacağız. Etkinliklerimizi maalesef öğrencilerimizden uzakta bilgisayarlarımızın, televizyonlarımızın, cep telefonlarımızın başında geçireceğiz. Bizler de öğretmen olarak, yaşama kaynağını, sevgisini öğrencilerden alan insanlarız. Öğrencinin olmadığı ortamda maalesef öğretmenliğimizin kıymeti, tadı olmuyor. Bugün maalesef bu burukluğu derinden içimizde hissedeceğiz. Keşke dünyada bu salgın olmasa, bu hastalık son bulsa, biz de öğrencilerimiz ve öğretmenlerimize kavuşsak” dedi.

    ‘NEFES ALMAK ÇOK ÖNEMLİ’

    Kendisinin de bu hastalığı yaşayanlardan birisi olduğunu belirten Evren, “Kısa bir süre önce ben de hastalığa yakalandım. Evimde geçirmiş olduğum tedavi süreci sonunda, mesleğimin başına geri döndüm. Evde kaldığımız 14 gün boyunca hastalığın getirmiş olduğu zorlukları yaşadım. Birtakım sıkıntıları maalesef yaşadık. Evinizin dışına çıkamıyorsunuz, hayattan kopmuş vaziyettesiniz. Etrafınızdaki insanlar, hastalığın vermiş olduğu korkudan dolayı kapınızı bile çalmıyorlar. Telefon ederken bile belki çekiniyorlar. İhtiyaçlarımızı giderme adına, dostlarımız, yakınlarımız gereken desteği verdiler. Zor bir dönemdi, devletimiz sağ olsun filyasyon ekipleriyle doktorlarımız, aile hekimlerimiz sürekli bizimle irtibat halindeydi. Telefon edip, kapımıza gelerek, hastalığın seyriyle ilgili bizden bilgi aldılar, her türlü ilgi ve alakayı gösterdiler. Bu anlamda devletimize çok teşekkür ediyorum” diye konuştu.

    ‘ZOR ZAMANLAR GEÇİRDİM’

    Hastalığın kimseyi tanımadığını belirten Evren, “Ben testimi yaptırdığım gün İnegöl Devlet Hastanesi Pandemi Polikliniği’nde gördüğüm doktor hanımın, ertesi gün kapıma filyasyon ekibiyle geldiğini gördüm. Onların da Allah yar ve yardımcısı olsun. Bu hastalığın üstesinden gelmek hepimizin elinde. Sağlık Bakanımızın sıklıkla tekrar ettiği, maske, mesafe ve hijyen konusuna eğilmemiz gerekiyor. Bu hastalığın din, dil, ırk ayrımı yok. Hastalık kimseyi tanımıyor. Çember daralıyor. Daha önceden sadece tanımadığımız insanların hastalığa yakalandığını duyarken, şimdi ise yakınlarımızın yakalandığını görüyoruz. Bu anlamda lütfen herkes söylenen kurallara uysun. Nefes almak çok önemli. Bu hastalığı atlatan biri olmama rağmen, zor zamanlar geçirdim” ifadelerini kullandı.

    ‘OKULUMU ÖZLEDİM’

    Karantina altında birçok şeye özlem duyulduğunun altını çizen Evren, “Sokağa çıkmak istiyorsunuz çıkamıyorsunuz. Market 50 metre karşınızda, çocuğunuz sizden bir şey istiyor gidip alamıyorsunuz. O an için alacak birini bulamıyorsunuz. Bizler eğitimciyiz, 14 gün evdeydik. Öğrencilerimizi, okulumuzu çok özledik. Öğrencinin sevgisiyle bu işi yapan insanlarız. Karantinada bilgisayarımın başında evde işlerimi hallettim. Devlette süreklilik esastır dedik, çalışmamızı sürdürdük ama okulumuza gelememek, masamızın başında oturamamak, öğrencilerimizi, öğretmenlerimizi görememek maalesef bizde bir şeylerin eksilmesine sebep oluyor. İnşallah tez zamanda dünya olarak bu hastalıktan kurtuluruz. Bu hastalığa yakalananlara tez zamanda şifa diliyorum, hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet diliyorum” açıklamalarında bulundu.