Etiket: Kovid-19

  • İmmün plazma bağışçısı yaşadıklarını anlattı

    İmmün plazma bağışçısı yaşadıklarını anlattı

    Sivas’ta, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) tedavisinin ardından iyileşen ve immün plazma bağışçısı olan hemşire, hastalığı yenenleri bağışta bulunmaya davet etti.

    Sivas’ta özel bir hastanede hemşire olarak görev yapan 31 yaşındaki Mustafa Aydoğdu, 23 Mart’ta koronavirüs hastalığına yakalandıktan sonra yaklaşık 1 hafta tedavi gördü.

    Tedavisi tamamlanan Aydoğdu, mesai arkadaşlarının alkışlarıyla tekrar görevinin başına döndü.

    Aydoğdu, hastalık süreci ve tedavisiyle ilgili yaptığı açıklamada, iyileştiği için çok mutlu olduğunu söyledi.

    Hastalık döneminde çok zorluk yaşamadığını belirten Aydoğdu, “Bir dönem koku ve tat alma duyularım kayboldu ama şu an her şey normal.” dedi.

    Eşi ve kızı için endişelendi, ayrı evde yaşadı

    Eşi ve kızına hastalık bulaştırma endişesiyle ayrı ev tuttuğunu anlatan Aydoğdu, “Hastalık pozitif çıkmadan 3-4 gün önce evimi ayırmıştım, ailemden ayrı yaşıyordum. Hastalığımın pozitif çıkması üzücüydü ama sevindirici tarafı ise ailemden ayrı yaşamam ve hastalığı onlara bulaştırmamamdı. İnsan ister istemez endişeleniyor.” diye konuştu.

    “Hastalıktan korkmuyorum”

    Tedavi sürecini de anlatan Aydoğdu, şunları kaydetti:

    “Tedavi sürecimde bir endişe yaşamadım. Doktorlarımız gayet iyiydi, hepsi ilgiliydi, hastane yönetimimiz çok ilgilendi. Psikolojik olarak iyiydim, bir an önce iyileşip işimin başına dönmeyi düşündüm. Çok şükür öyle de oldu, iyileşip işimin başına döndüm. Görevimi severek yapıyorum, bu hastalıktan da korkmuyorum. İnsanlara yardımcı olmayı seviyorum. Hastalığı atlattığım için biraz daha şanslı gruptayım, diye düşünüyorum, riskim biraz daha az.”

    Vatandaşlardan koronavirüsle mücadelede uzmanların önerilerini dikkate almalarını isteyen Aydoğdu, “Ne yazık ki toplumumuz bu konuda bilinçli değil, diye düşünüyorum. Çünkü sosyal mesafeye hiçbir şekilde dikkat edilmiyor. Sosyal mesafe ve maske kullanmaya dikkat edilse hastalıktan daha kısa sürede kurtuluruz.” diye konuştu.

    Sivas’ın ilk bağışçısından “plazma bağışçısı olun” çağrısı

    Hastalığı atlattıktan bir süre sonra İl Sağlık Müdürlüğü yetkililerinin immün plazma bağışı yapması konusunda kendisini aradıklarını söyleyen Aydoğdu, konuşmasını şöyle tamamladı:

    “Gerekli tahlil ve testlerim yapıldıktan sonra immün plazma bağışçısı olmam istendi. Seve seve kabul ettim. Sivas’ın ilk bağışçısı olduğumu bilmiyordum, bu ayrıca beni mutlu etti. Plazmalar entübe hastalarda kullanıyor, inşallah gittiği yerde şifa olmuştur. Bu, organ bağışı gibi bir şey, diye düşünüyorum. Entübe hastalarda çok iyi sonuçlar alındığı da söyleniyor ve görüyoruz da. Hastalığı atlatan kişiler hiç düşünmeden bağışçı olmalı.”

  • Türkiye’de ilk kez insan üzerinde aşı denenecek

    Türkiye’de ilk kez insan üzerinde aşı denenecek

    Türkiye’de ilk kez bir Kovid-19 aşı adayı, insanlarda denenmeye başlanacak. 10 yıl önce, başka bir proje için geliştirilen yapay akciğer modeli ile azot tankında dondurularak bekletilen akciğere özel bağışıklık hücrelerinin ‘uyandırılarak’, Kovid aşısı araştırmasında kullanılması, projede hızla yol kat edilmesini sağladı. Böylece, hem ilk sonuçları, hem de etkinliği açısından dünya devlerinin Kovid-19 aşısında elde ettiği başarıya Ankara’da da ulaşıldı. Her şey yolunda giderse yıl sonunda hazır olması hedeflenen yerli Kovid aşısı, burundan uygulanacak ve dünyada ilk kez bir aşının ek içeriğinin belirli bir süreliğine de olsa tedaviyi destekleyici özelliği de olacak.

    Sanayi Bakanlığı’nın, Kovid 19 salgınının Çin’de ortaya çıkmasının ardından Şubat ayı sonlarında Türkiye’de aşı geliştirmek için özel sektör ve üniversitelere çağrı yapması ve Sağlık Bakanlığı’nın da yönlendirmesiyle yerli koronavirüs aşısı geliştirmek üzere bir bilim ordusu kuran Nanografi A.Ş. ve aşı ekibi, 5 aydır büyük bir gizlilik içinde yürüttükleri aşı çalışmalarının detaylarını ilk kez Demirören Haber Ajansı (DHA) ile paylaştı. Kamu ve özel sektör desteği ile üç üniversiteden bilim insanlarının geliştirdiği aşının gönüllü insan denemeleri için gerekli başvuruları da yapıldı. ODTÜ, Ankara Üniversitesi ve Gazi Üniversitesi gibi Türkiye’nin en iyi üniversitelerinden kimya, genetik, biyokimya ve tıp alanlarında her biri önemli çalışmalara imza atmış akademisyenlerden oluşan 40 kişilik ekip, Kovid 19’a çare olacak aşıyı geliştirmek için gece gündüz çalıştı, hayvan ve bağışıklık hücresi deneylerini tamamladı. Çalışma sonuçlarını içeren dosyalar ve detaylı raporlarla etik kurul onayı için başvurusu yapılan aşı çalışmasında, maymun denemeleri ile eş zamanlı olarak insan denemeleri de yürütülecek.

    “10 YILDIR UYUYAN YAPAY AKCİĞER HÜCRELERİNİ UYANDIRDIK”

    Yerli Kovid aşısı ekibinde akciğere özgü insan bağışıklık hücreleri deneylerini yürüten Ankara Üniversitesi Tıp Fakütesi İç Hastalıkları Bölümü Fizyopatoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nuray Yazıhan, çalışmanın temellerinin ODTÜ Kimya Bölümü laboratuvarlarında atıldığını anlattı. Yazıhan, “Aşının ilk formülasyonu orada yapıldı ve onların dizaynı seçildi. Bağışıklık sistemi konusunda daha önce de çalışmalarım olduğu için belli malzemeler zaten elimizde vardı. Yaklaşık 10 yıl önce Almanya ile ortak yürüttüğümüz bir projemiz vardı. Bu proje kapsamında akciğer hücrelerinin hipoksik yani oksijensiz kalırsa, enfeksiyon geçirirse ya da astım gibi alerjik reaksiyonlarla karşılaşırsa nasıl tepki vereceğini çözebilmek için yapay bir akciğer modeli çalışmıştık. Alveol dediğimiz akciğerlerin nefes aldığı bölümleri, laboratuvar ortamında yapay olarak geliştirmiştik. Kovid aşısı için yola çıktığımızda, o modeller elimizde hazırdı” diye konuştu.

    Ayrıca akciğere özel makrofaj denilen vücuttaki yabancı maddelerin yok edilmesini sağlayan bağışıklık hücreleriyle de çalıştıktan sonra azot tankında dondurarak sakladıklarını anlatan Prof. Dr. Yazıhan, “Yaklaşık 10 yıldır uyuyan bu hücrelerimizi yeniden uyandırdık ve geliştirdiğimiz aşının akciğerdeki etkilerini hem yapay alveol modelimiz, hem de bu hücreler üzerinden anlamaya çalıştık. Bu da çalışmada çok hızlı yol almamızı sağladı. Hayvan çalışmaları ile beraber hücre çalışmalarını da gerçekleştirmiş olduk” dedi.

    “VİRÜSLE BULAŞTIĞI YERDE SAVAŞMAYA BAŞLAYACAĞIZ”

    Geliştirilen aşının dünyadaki örneklerden farklı olarak enjeksiyonla değil nazal yolla yani burundan verilecek şekilde dizayn edildiğini vurgulayan Prof. Dr. Yazıhan, “Nazal aşılar genellikle çok tercih edilmiyor. Ama bu virüsü düşündüğünüzde, enfeksiyonun ilk bulaşma yolu nazal sistem. Burada da mukoza dediğimiz bir yapı var. Aslında bağışıklığımız için de çok kritik mukoza yapısı. Hem bir bariyer görevi görüyor hem de hastalık için ortam oluşturuyor. Bizim yaptığımız çalışmayı dünyadaki benzerlerinden ayıran ve kritik olan kısmı, aşı formülasyonunu hangi maddeler içinde verdiğimiz ve nasıl uyguladığımızla ilgili. Çünkü aşıda en önemli nokta, doğru ve güçlü bir bağışıklık yanıt oluşturmanız ve aşı uyguladığınız kişiye bir zarar vermemeniz. Tüm bunların ince ayarlarını biz buradaki çalışmamızda yaptık. Akciğere özel makrofaj dediğimiz, insan bağışıklık hücreleriyle de çalıştık. Yani sadece hayvanda tek tip hücre ile değil, hem hayvan çalışmasını hem de insan bağışıklık hücreleri üzerindeki çalışmayı bir arada yürüttük ve bu nedenle de sonuca yaklaşmak açısından oldukça zaman kazandık” şeklinde konuştu.

    “DÜNYADAKİ AŞILARA GÖRE BİZİM AŞIMIZIN POTANSİYELİ DAHA YÜKSEK”

    Bağışıklığı uyaran aşı formülasyonlarının yanına ek maddeler olarak konulan adjuvanların da vücutta aşırı yanıt oluşturmadan bağışıklığı doğru yönlendirebilmesini sağladıklarının altını çizen Prof. Dr. Yazıhan, “Bu açıdan baktığımızda, insan denemelerinde de olumlu sonuçlar alabileceğimizi ve diğer aşılara nazaran bizim aşımızın potansiyelinin daha yüksek olabileceğini düşünüyorum. Sonuçların başarısı açısından şu anda gündemde de olan uluslararası aşı çalışmaları ile aynı noktadayız diyebilirim. Hatta nazal aşı olması itibariyle alternatifimiz yok. Nazal aşı zor bir aşı ama diğer yandan da hem uygulama alanı virüsle mücadele açısından çok uygun, hem de enjeksiyon gibi farklı uygulama yöntemlerine nazaran etkinliği daha yüksek. Deney hayvanlarımızdaki sonuçlarımız böyle. Sıçan çalışmalarını tamamlamış durumdayız. Herhangi bir yan etki de görmedik. Bu, çok önemli. Böyle olduğu için de artık maymun çalışmalarına başlayabiliyoruz. Klinik çalışmalara yani gönüllü insan denemelerine geçebilmemiz için etik kurulu başvurularımızı, dosyalarımızı, raporlarımızı ilgili yetkililere sunduk. Süreç olumlu devam ederse insan çalışmalarına hazırız” ifadelerini kullandı.

    HAYVAN DENEYLERİNDEKİ İLK SONUÇLAR

    Hayvan deneylerinde elde ettikleri sonuçlara göre, geliştirdikleri aşının yaklaşık bir yıl koruma sağladığı yönünde sonuçlar aldıklarını söyleyen Prof. Dr. Yazıhan, “Tabii ki sıçanların yaşam ömrü ile insanların yaşam ömrü çok farklı. Onların haftalık dönemine göre süreyi hesaplıyoruz. Mesela sıçanlarda gebelik süresi 3 hafta, insanda 9 ay. Yani onlarda yapacağınız 3 haftalık bir çalışma aslında bizim 9 ayımıza denk geliyor. Bu hayvanlara iki dozlu aşılama yaptığımızda, yaklaşık 2 ila 4 hafta etkisinin devam ettiğini gördük ki bu da bir yıllık bir süre demek kabaca. Bu da gayet iyi bir sonuç. Ama bu bir öngörü sonuçta. Asıl sonuçları insan çalışmaları yapıldığı zaman göreceğiz” dedi.

    “İLK KEZ BİR AŞININ TEDAVİYİ DESTEKLEYİCİ ÖZELLİĞİ DE OLACAK”

    Koronavirüste bağışıklık sisteminin virüsle savaşırken aşırı çalışması sonucu vücuda da zarar verebildiğine işaret eden Prof. Dr. Yazıhan, “Hücresel düzeyde lenfosit dediğimiz, daha uzun dönem kalıcı bağışıklık sağlayan hücrelerde azalmalar görüyoruz Kovid’de. Bunun önüne geçebilmek için immünmodülasyon denilen (bağışıklık sistemini düzenlemeye yönelik) bir sistemin doğru yönlendirilmesi önemli. Bizim şu an çalıştığımız aşının bu özelliği de olacak. Asıl amaç bağışıklık hücreleri içerisinde yer alan T hücrelerini aşı ile doğru yönlendirebilmek. Aksi taktirde bu T hücreleri, vücuda zarar veren bir sistem halini alabiliyor. Eğer siz bu T hücrelerini doğru yönlendirebilirseniz, hem hastalıkla savaşabiliyorsunuz hem de bu bağışıklık hücrelerinin bu savaşı daha sonra tekrar hatırlamasını sağlıyorsunuz ki aynı etkenle karşılaştığında ne yapacağını bilsin. Bu aşının etkinliğini biz hem doğal katil hücrelerinde, hem T hücrelerinde, hem de makrofajda denedik. Aslında aşılardan tedavi edici bir etki beklemeyiz normal şartlarda. Ama bu yönüyle bizim aşımızın çok uzun süreli olmasa da böyle bir etkisi de söz konusu olacak. O zaman aşının destekleyici içeriğini hastalığın erken dönemlerinde immünoterapi tedavilerine ek olarak kullanma imkanı da doğacak. Dünyadaki çalışmalara baktığımızda, denek hayvanları ve hücre kültürü sonuçlarımızın onlarla yarışabilecek düzeyde olduğunu ve en az onlar kadar etkili bir aşı geliştirdiğimizi görüyoruz” şeklinde konuştu.

    “AŞININ FORMÜLÜ BU LABORATUVARDAN ÇIKTI”

    ODTÜ Kimya Bölümü’nden Doç. Dr. Görkem Günbaş ise aslında başka bir araştırma için aldıkları fonla kurdukları laboratuvarda, Kovid aşısı çalışmalarına katkıda bulunmak için ekibiyle beraber yola çıktıklarını anlatarak “Biz burada daha çok aşının fikir bazında öncül çalışmalarını yaptık. Temel mantığımız, virüsün kendisi olmadan üzerinde olan bir yapıyı, enjeksiyonla değil nazal yolla vererek vücudu Kovid spesifik bir antikor üretmeye ikna edebilir miyiz şeklinde oldu. Bu ana fikirle geliştirdiğimiz ana formülasyonun çıkış noktası bu laboratuvar oldu” dedi.

    “HEM BAĞIŞIKLIĞI ARTIRIYOR HEM DE YAN ETKİSİ YOK”

    Doç. Dr. Günbaş’ın laboratuvarında biyokimya alt grubunun takım lideri olarak çalışan Moleküler Biyoloji Uzmanı Dr. Ahmet Çağlar Özketen ise Dünya Sağlık Örgütü’nün listesinde Kovid aşıları için 4 senaryonun önde olduğunu belirtti ve “Birincisi zayıflatılmış virüs aşıları, ikincisi mRNA bazlı aşılar, üçüncüsü ‘virus like particle’ dediğimiz virüs benzeri parçacıklar içeren aşılar ve dördüncüsü de ‘subunit vaxcine’ dediğimiz virüs elementlerinin yani virüsün belli protein veya DNA ya da RNA parçalarını içeren aşılar. Bizimkisi bu sonuncu gruba giriyor. Subunit aşılar genelde daha az yan etkili olması yönünden tercih ediliyor. Aşı formülümüzde, virüsün insandaki ACE 2 reseptörüne bağlanma bölgesini modifiye ederek çıkardığımız bir protein var. Buradaki ana hikaye, adjuvan formülasyonunuz yani aşıya eklediğiniz katkı maddeleri oluyor. Bir de biz nazal uygulamayı seçtiğimiz için, hem bağışıklığı artırıcı hem de istenmeyen yan etkileri ortadan kaldıran bir formül denedik. Bununla alakalı hayvan deneylerinde olumlu sonuçlar aldık. Herkes belirli ülkelerle anlaşma yapıp onların tesislerini kullanıp büyük dozajlarda ürün üretmeye çalışıyor. DSÖ’nün tahminine göre 2021 ortalarında aşı çıkacak ama belirli bir süre de sırf aşının ülkemize gelmesi için beklemek söz konusu olabilir. O yüzden maliyetli de olsa yerli aşı çalışmalarına geçmek çok önemli” şeklinde bilgi verdi.

    “YIL SONUNA HAZIR ETMEYİ HEDEFLİYORUZ”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın salgınla mücadelede bilimsel araştırmaların desteklenmesi için özel sektöre de çağrı yapması sonucu harekete geçen Ahlatcı Holding bünyesindeki Nanografi A.Ş.’nin, Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Ahlatcı’nın sınırsız desteği ile bu aşı çalışmasındaki başarıya ulaştığını anlatan şirketin Genel Müdürü Dr. Osman Coşkun, biyoteknoloji grubu ile DNA konusunda yaklaşık 3-4 yıldır başarılı olan bir çalışma yürüttüklerini ve aynı ekiple Kovid 19 aşı geliştirme konusunda neler yapılabileceğini görüştüklerini anlatarak “ODTÜ, Ankara Üniversitesi ve Gazi Üniversitesi’nden bilim insanları ile akademik işbirliği yaptık. İhtiyacımız olan tüm ürünlerin, proteinlerin daha önceden elimizde hazır olması çok büyük avantaj oldu. Kovid aşısı olarak şu anda tüm küresel ilaç firmalarının geldiği noktaya ulaştık diyebiliriz. Bundan sonraki süreçte yapacağımız çalışmalarla inşallah yıl sonu itibariyle bu aşı çalışmasını tamamlamayı hedefliyoruz” dedi.

    PATENTLERLE KORUMA ALTINA ALINDI

    Dünya Sağlık Örgütü ve uluslararası otorite kuruluşların (FDA, EMA vb) tavsiye ettiği protokol ve uygulamalar ışığında gerçekleştirilen AR-GE çalışması sayesinde aşı kliniğe girerse referans kabul edilen protokolleri de sağladığı için üretim safhasından sonra ihracatının da kolayca gerçekleşmesi sağlanacak. Çalışma boyunca kullanılan özgün malzemelerin patent başvuruları ile koruma altına alındığını ve yakında uluslararası bilimsel dergilerde yayınlanmak üzere makalelerin de uzmanlar tarafından hazırlandığı çalışmaya dair bilgiler veren Dr. Coşkun, “Tamamen yerli ve milli olarak yürütülen bu çalışmada üretim aşamasında da hiçbir ithal bağımlılığımız olmayacak. Patentleri ile çalışmada kullanılan malzemeler ve proteinler ile tamamen bize ait olan bir aşı üreteceğiz” dedi.

    SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI İLE SAĞLIK BAKANLIĞI DESTEKLEDİ

    Firma olarak asıl ilgi alanlarının nanoteknoloji ve biyoteknoloji olduğuna dikkat çeken Dr. Coşkun, “Şubat ayında dünyada Kovid pandemi süreci başlayınca bizim bu konuda çalışma yapmamız için Sanayi ve Teknoloji Bakanımızın teşviki ve Sağlık Bakanımızın da desteğiyle girişimlerimize başladık. Bütün süreci, olabildiğince gizlilik içerisinde yürüttük. Bu yaptığımız çalışma, üniversite, özel sektör ve kamu işbirliğinin çok güzel bir örneği oldu. ODTÜ Teknokent’te bizim merkezimiz bulunuyor. ODTÜ akademisyenleri ile çalışma yaptık, genetik konusunda özellikle. Sonra da Ankara Üniversitesi’nden yine kıymetli hocalarımıza çalıştık ve Gazi Üniversitesi bunlar arasında yer aldı. Özel sektör olarak ise Yönetim Kurulu Başkanımız Sayın Ahmet Ahlatcı’nın bize sınırsız desteği oldu. ekibimizin ihtiyacı olan tüm ürünleri, dünyanın neresinde oluşa olsun en hızlı şekilde temin etme imkanı sağladı. Kamu olarak da özellikle TÜSEB (Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı) ve TİTCK (Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu) Başkanlıkları bize çok güzel yol gösterdiler. Kısa zamanda bu noktaya gelmemizde vesile oldular” ifadelerini kullandı.

  • Dünyada virüslü kişi sayısı 16 milyonu geçti

    Dünyada virüslü kişi sayısı 16 milyonu geçti

    Dünya genelinde yeni tip koronavirüs (Kovid-19) vaka sayısı 16 milyonu geçti.

    Kovid-19 verilerinin derlendiği “Worldometer” internet sitesine göre, virüse yakalananların sayısı 16 milyon 20 bin 149’a ulaştı.

    Vakaların en fazla görüldüğü ABD’de 4 milyon 264 bin 689 kişi Kovid-19’a yakalandı. Koronavirüs (Kovid19) salgını nedeniyle ölenlerin sayısı son 24 saatte 1166 artarak 148 bin 530 yükseldi.

    ABD’nin ardından en fazla vaka görülen ülkeler sırasıyla Brezilya (2 milyon 348 bin 200), Hindistan (1 milyon 364 bin 475), Rusya (806 bin 720), Güney Afrika (421 bin 996), Meksika (378 bin 285), Peru (375 bin 961), Şili (341 bin 304), İspanya (319 bin 501), İngiltere (297 bin 914), İran (288 bin 839), Pakistan (271 bin 887), Suudi Arabistan (264 bin 973), İtalya (245 bin 590) ve Kolombiya (233 bin 541) oldu.

    Türkiye’deki vaka sayısı 224 bin 252’ye ulaştı.

    Vaka sayısı 100 bini aşan diğer ülkeler şöyle sıralandı:

    “Bangladeş (221 bin 178), Almanya (206 bin 59), Fransa (180 bin 528), Arjantin (153 bin 520), Kanada (113 bin 206), Katar (109 bin 36) ve Irak (107 bin 573).”

    Çin’in Vuhan kentinde ortaya çıkan Kovid-19, 200’den fazla ülke ve bölgeye yayıldı. Dünya genelinde Kovid-19 salgını nedeniyle 644 bin 30 kişi hayatını kaybetti.

    Kovid-19’a yakalanan 9 milyon 793 bin 882 kişi iyileşti, halen tedavisi süren 5 milyon 582 bin 237 aktif vaka bulunuyor.

    Batı Afrika ülkesi Gana’da, yeni tip koronavirüs (Kovid19) tespit edilen vaka sayısı 31 binin üzerine çıktı.

    Irak’ta yeni tip koronavirüs (Kovid19) nedeniyle son 24 saatte 72 kişi yaşamını yitirdi, 2 bin 862 yeni vaka tespit edildi.

    Yeni tip koronavirüs (Kovid19) nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı Kuveyt’te 429’a, Umman’da 371’e, Bahreyn’de 136’ya yükselirken Katar’da vaka sayıları arttı.

  • 14 yaşındaki kız Kovid-19 merkezinde tecavüze uğradı

    14 yaşındaki kız Kovid-19 merkezinde tecavüze uğradı

    Hindistan’ın başkenti Yeni Delhi’de yakın zamanda açılan ülkenin en büyük yeni tip koronavirüs (Kovid-19) tedavi merkezinde 14 yaşındaki kız çocuğu tecavüze uğradı.

    CNN’de yer alan habere göre, Delhi Emniyet Müdür Yardımcısı Parvinder Singh, yaptığı açıklamada, “Sardar Patel Kovid Tedavi Merkezi”nde 19 ve 20 yaşındaki 2 erkek hastanın 14 yaşındaki kız çocuğuna tecavüz ettiğini bildirdi.

    Singh, olayın 15 Temmuz’da yaşandığını belirterek, ailenin şikayeti üzerine şüpheli 2 erkeğin gözaltına alındığını söyledi.

    Tecavüze uğrayan kız çocuğu Kovid-19 tedavisi için bir başka devlet hastanesine nakledildi.

    Olayla ilgili soruşturma sürüyor.

  • Maske takmadığı için ceza yedi ertesi gün Covid-19’a yakalandı

    Maske takmadığı için ceza yedi ertesi gün Covid-19’a yakalandı

    Aydın’da, maske takmadığı için yeni tip koronavirüs (Kovid-19) tedbirleri kapsamında para cezası uygulanan 23 yaşındaki gence, bir gün sonra Kovid-19 tanısı konuldu.

    Alınan bilgiye göre, dün, Atatürk Kent Meydanı’nda devriye görevinde bulunan polis ekibi, arkadaşıyla birlikte yürüyen O.A’yı maske takması konusunda uyardı.

    Uyarı sonrası kısa süreli tartışma yaşanmasının ardından polis, O.A’ya Kovid-19 tedbirlerini ihlalden para cezası uyguladı.

    O.A. ise kendisine kaba davrandığını ve cezanın usule uygun olmadığını ileri sürdüğü polisten şikayetçi oldu.

    Bir gün sonra evde ateşlenen O.A, Aydın Devlet Hastanesine başvurdu. Kovid-19 testi pozitif çıkan O.A, hastanede tedavi altına alındı.

    Bu arada O.A. ile temasta bulunan polislerin Kovid-19 testinin negatif çıktığı öğrenildi.

  • İngiltere, Rusya’yı aşı çalmakla suçladı

    İngiltere, Rusya’yı aşı çalmakla suçladı

    İngiltere, Rus istihbaratını yeni tip koronavirüs (Kovid-19) aşısını geliştirme çalışmaları yürüten kuruluşların bilgilerini çalmakla suçladı.

    İngiltere Siber Güvenlik Merkezinin (NCSC) yayımladığı, küresel kuruluşlara karşı yürütülen siber saldırılara ilişkin tavsiye belgesinde, Kovid-19 aşısını geliştirme çalışmaları yürüten kuruluşlara karşı Rus istihbarat servisiyle ilişkilendirilen tehdit gruplarınca siber saldırılar düzenlendiği bildirildi.

    Belgede, “The Dukes” ve “Cozy Bear” isimleriyle de bilinen APT29 adlı gruptan yapılan saldırıların Rus istihbarat servisiyle ilişkilendirildiği belirtildi.

    Saldırıların araştırmaları engellemeye yönelik olmadığı ifade edilen belgede, saldırılarla aşı çalışmalarına ilişkin bilgilerin çalınmak istendiği kaydedildi.

    Belgede, aşı çalışması yürüten kuruluşlara yönelik saldırıların Rus istihbaratınca düzenlendiğinin Kanada İletişim Güvenliği Kurumu (CSE), ABD İç Güvenlik Bakanlığı (DHS), ABD Ulusal Güvenlik Ajansı (NSA) tarafından da teyit edildiği aktarıldı.

    NCSC Operasyon Müdürü Paul Chichester, yaptığı açıklamada, hayati öneme sahip aşı çalışmalarına karşı yürütülen siber saldırıları kınadı.

    Chichester, kritik varlıkların korunmasında kararlı olduklarını ve sağlık sektörünü korumayı öncelediklerini kaydetti.

  • Koronavirüsü yenen Maçoğlu göreve döndü

    Koronavirüsü yenen Maçoğlu göreve döndü

    Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) tedavisi ve karantina süreci tamamlanan Tunceli Belediye Başkanı Mehmet Maçoğlu, görevine başladı.

    Belediye binası önünde personel ve çok sayıda vatandaş tarafından çiçekle karşılanan Maçoğlu, gazetecilere yaptığı açıklamada, koronavirüs kaynaklı rahatsızlığı sebebiyle uzun süredir karantinada bulunduğunu söyledi.

    Sağlık durumunun nedeniyle çok sayıda vatandaşın kendisini arayarak yalnız bırakmadığını ifade eden Maçoğlu, şöyle konuştu:

    “Bu süreç hepimiz için bir risk. Elimizden geldiğince dikkat etmeye çalıştık ancak bir yerde kaçırdık. Bundan sonra daha da dikkat etmeye çalışacağız. Bizim gibi halkın içinde olanlar muhakkak bir yerde eksiklik yapabiliyor. Bu bizim eksikliğimiz ama yine halkımızla birlikte bu çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Tabii fiziki mesafelere dikkat etmemiz lazım. Bütün insanlara çağrımız, maske, mesafe ve hijyen kurallarına çok dikkat edilsin.”

    Maçoğlu, son günlerde özellikle Tunceli’ye gelen vatandaşlara uyarılarda bulunarak, “Kendi topraklarını, köylerini gidip görmek isteyenleri ya da buralara gelip görmek isteyen insanları engelleyemeyiz. Onlardan isteğimiz şudur, hepimiz bir yere gittiğimizde Sağlık Bakanlığının belirttiği kuralları mutlaka dikkate almamız ve kurallara uymamız gerekiyor.” ifadelerini kullandı.

  • Koronavirüs Senegal Ordusu’na sıçradı!

    Koronavirüs Senegal Ordusu’na sıçradı!

    Senegal ordusunda, üst düzey askerlerin yeni tip koronavirüs (Kovid-19) testleri pozitif çıktı.

    Kritik gazetesinin haberine göre, yeni Genelkurmay Başkanı ve Hava Kuvvetleri Komutanı Birame Diop, Genelkurmay Başkanı Özel Kalem Müdürü El Hadj Daouda Niang, bir yüzbaşı, bir teğmen ve askeri personel şefinde Kovid-19 tespit edildi.

    Senegal Sağlık Bakanlığının paylaştığı verilere göre, son 24 saatte yapılan 970 testten 127’si pozitif çıktı.

    Ülkede şu ana kadar Kovid-19 bulaşan kişi sayısı 7 bin 784’e yükseldi. Virüs bulaşan 5 bin 169 kişi iyileşti, 143 kişi ise yaşamını yitirdi.

    Afrika genelinde, şu ana kadar 527 binden fazla vaka tespit edildi. Virüs nedeniyle 12 bin 285 kişi hayatını kaybetti.

  • Pakistan'da Kovid-19 vaka sayısı 185 bini aştı

    ANKARA (AA) – Pakistan'da yeni tip koronavirüs (Kovid-19) vaka sayısı son 24 saatte 3 bin 946 kişi artarak 185 bin 34'e yükseldi.

    Sağlık Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, virüs nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı son 24 saatte 105 artarak 6 bin 695'e ulaştı.

    Son 24 saatte 24 bin 599 testin yapıldığı ülkede 3 bin 946 yeni vaka tespit edilirken, toplam vaka sayısı 185 bin 34, toplam test sayısı ise 1 milyon 126 bin 761 olarak açıklandı.

    Bu sayılarla Pakistan, "Worldometer" sitesinin verilerine göre, günlük vaka ve ölüm artışında dünyada ikinci sırada yer aldı.

    Ülkede en çok vaka toplamda 71 bin 92 kişiyle Sindh eyaletinde görülürken, en az vaka 869 kişiyle Pakistan kontrolündeki Azad Cammu ve Keşmir'de kayda geçti.

    Pakistan'da virüsün ilk kez görüldüğü 26 Şubat'tan bu yana 73 bin 471 kişi ise Kovid-19'a yakalandıktan sonra iyileşti.

  • Pakistan'da Kovid-19 vaka sayısı 185 bini aştı

    ANKARA (AA) – Pakistan'da yeni tip koronavirüs (Kovid-19) vaka sayısı son 24 saatte 3 bin 946 kişi artarak 185 bin 34'e yükseldi.

    Sağlık Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, virüs nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı son 24 saatte 105 artarak 6 bin 695'e ulaştı.

    Son 24 saatte 24 bin 599 testin yapıldığı ülkede 3 bin 946 yeni vaka tespit edilirken, toplam vaka sayısı 185 bin 34, toplam test sayısı ise 1 milyon 126 bin 761 olarak açıklandı.

    Bu sayılarla Pakistan, "Worldometer" sitesinin verilerine göre, günlük vaka ve ölüm artışında dünyada ikinci sırada yer aldı.

    Ülkede en çok vaka toplamda 71 bin 92 kişiyle Sindh eyaletinde görülürken, en az vaka 869 kişiyle Pakistan kontrolündeki Azad Cammu ve Keşmir'de kayda geçti.

    Pakistan'da virüsün ilk kez görüldüğü 26 Şubat'tan bu yana 73 bin 471 kişi ise Kovid-19'a yakalandıktan sonra iyileşti.