Etiket: kpss

  • Bursa Valiliği’nden KPSS adaylarına duyuru

    Bursa Valiliği’nden KPSS adaylarına duyuru

    Bursa Valiliği’nden yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi;

    “2022 Kamu Personeli Seçme Sınavına (2022-KPSS Ön Lisans) katılacak adayların T.C. kimlik kartı başvuru işlemleri için ilimiz Nilüfer, Osmangazi ve Yıldırım İlçe Nüfus Müdürlükleri 9 Ekim 2022 Pazar günü 07.00-10.00 saatleri arasında açık bulundurulacaktır. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.”

  • YÖK Başkanı Özvar’dan KPSS açıklaması

    YÖK Başkanı Özvar’dan KPSS açıklaması

    YÖK Başkanı Erol Özvar, Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Kürek Takımı ile Eymir Gölü’ndeki kayıkhanede bir araya geldi.

    Takım antrenörü Baha Er ile Eymir Gölü’nde kürek çeken Özvar, daha sonra basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. KPSS ile alakalı ön incelemenin neticelendiğini belirten Özvar, “KPPS ile alakalı Yüksek Öğretim Kuruluna hukuki mevzuattan neşet eden bir ön inceleme yetkisi verilmiş vaziyette. Ön incelemeyi başlattık ve neticelendirdik. Bugün genel kurulda bu KPSS inceleme raporu değerlendirilecek ve neticesi hakkında gerekli işlemler tesis edilecek. Sonuçlandığını ifade etmem mümkün şu anda. Genel kuruldan ön inceleme raporunu geçirmiş olacağız bugün. Ön incelemeyi genel kurulda değerlendireceğiz. İncelemeyi yapan hukukçuların görüşleri dahilinde genel kurulda gerekli tedbirleri alacak ve işlemler yürüyecek. ÖSYM, gerçekten Türkiye’de uzun yıllardan beri gerek üniversite sınavlarını, gerek devlet sınavlarını en iyi şekilde yapmaya çalışıyor.

    Elbette sınavlarla alakalı tartışmalar olabilir ama bu tartışmalar kurumların müesses haline zarar vermemesi lazım. Bu fevkalade çok önemli. Üniversiteler hakkında eleştiri yapmak, değerlendirmeler yapmak mümkün ama bu gibi eleştirilerde üniversitelerin itibarına zarar getirecek, onun ulusal ve uluslararası düzeyde kredibiletisine zarar verecek yaklaşımlardan da kaçmak gerekiyor. İnsanların hataları, kusurları olabilir ama kurumları korumak hepimizin üstüne düşen bir görevdir. Kurumlar içerisinde hatalar yapılırsa gerekli işlemler yapılır” diye konuştu.

  • Bakan Soylu’dan KPSS açıklaması

    Bakan Soylu’dan KPSS açıklaması

    Bakan Soylu, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda,

    “KPSS’ye katılacak adayların mağduriyet yaşamamaları için Nüfus Müdürlüklerimiz, emniyet birimlerimiz tüm hazırlıklarını tamamladı. Adaylarımızın sınav yerlerine erken gitmeleri önemli. Bir aksilikte 6 bin 725 ekip aracı, bin 949 motosikletli polis ekipleri yardım için hazır. Nüfus Müdürlüklerimiz, 18 Eylül Pazar günü 07.00-15.00 saatleri arasında açık bulunacak. Sınava girecek tüm adaylara başarılar dileklerimizle” ifadelerini kullandı.

  • KPSS adayları dikkat! Bursa Valiliği duyurdu

    KPSS adayları dikkat! Bursa Valiliği duyurdu

    Valilik’ten yapılan açıklama şu şekilde;

    2022 Kamu Personeli Seçme Sınavina (2022-KPSS) katılacak adayların, T.C. kimlik kartı başvuru işlemleri için 18 Eylül 2022 Pazar günü 07.00-14.30 saatleri arasında ilimiz Nilüfer, Osmangazi ve Yıldırım İlçe Nüfus Müdürlükleri,

    24 Eylül 2022 Cumartesi günü 07.00-14.30 saatleri ve 25 Eylül 2022 Pazar günü 07.00-10.00 saatleri arasında da ilimiz Nilüfer İlçe Nüfus Müdürlüğü açık bulundurulacaktır.

    Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

  • Yıldırım’da memur adaylarına KPSS provası

    Yıldırım’da memur adaylarına KPSS provası

    Yıldırım Belediyesi, Kamu Personel Seçme Sınavı’na girecek olan memur adayları için ücretsiz deneme sınavı düzenledi. Bursa Teknik Üniversitesi Mimar Sinan Yerleşkesi’nde gerçekleştirilen sınava yüzlerce kamu personeli adayı katıldı. Sınav maratonu öncesi kendilerini deneme imkanı bulan katılımcılar bu imkanı sunan Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz’a teşekkür ettiler.

    Öğrencilerin sınavlara hazırlanırken kat ettikleri mesafeyi görebilmeleri amacıyla deneme sınavları düzenlediklerini belirten Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, “Ülkemizin aydınlık yarınları olan gençlerimizden çok umutluyuz. İnşallah verilen emekler boşa çıkmaz ve her bir öğrencimiz hedefine en başarılı şekilde ulaşır. Yıldırım Belediyesi olarak gençlerimizi hayatın yeni bir safhasına taşıyacak sınav öncesi gerçeğini aratmayan bir KPSS deneme sınavı düzenledik. Sınava hazırlanan tüm memur adaylarına başarılar diliyorum” dedi.

  • 2022-KPSS Ön Lisans başvuruları uzatıldı

    2022-KPSS Ön Lisans başvuruları uzatıldı

    ÖSYM tarafından, 2022-KPSS Ön Lisans başvurularının uzatıldığıyla ilgili yapılan açıklamada,

    “03-15 Ağustos 2022 tarihleri olarak duyurulan 2022-KPSS Ön Lisans başvuru günleri, 16 Ağustos 2022 tarihi saat 23.59’a kadar uzatılmıştır. Adaylar, başvurularını elektronik ortamda ÖSYM Başvuru Merkezleri aracılığıyla veya bireysel olarak ÖSYM’nin https://ais.osym.gov.tr internet adresinden ya da ÖSYM Aday İşlemleri Mobil uygulamasından saat 23.59’a kadar yapabileceklerdir” denildi.

  • KPSS’de yeni takvim belli oldu

    KPSS’de yeni takvim belli oldu

    ÖSYM tarafından, iptal edilen 2022-KPSS sınavları sonrası yeni sınav takvimi açıklandı. Buna göre ÖSYM Yönetim Kurulunca, 2022-KPSS Lisans Sınavının Genel Yetenek-Genel Kültür ve Eğitim Bilimleri oturumlarının 18 Eylül 2022 tarihinde, 2022-KPSS Alan Bilgisi oturumlarının 24-25 Eylül 2022 tarihlerinde, 2022-ÖABT’nin 2 Ekim 2022 tarihinde, 2 Ekim 2022 tarihinde yapılması planlanan 2022-KPSS Ön Lisans Sınavının 9 Ekim 2022 tarihinde gerçekleştirilmesine karar verildi.

    Öte yandan, açıklamada, 18 Eylül 2022 tarihinde yapılması planlanan İçişleri Bakanlığı Kaymakam Adaylığı Giriş Sınavının (2022-Kaymakamlık) 16 Ekim 2022 tarihinde, 13 Kasım 2022 tarihinde yapılması planlanan Hazine ve Maliye Bakanlığı Mali Hizmetler Uzman Yardımcılığı Özel Yarışma Sınavının (2022-MHUY) 18 Aralık 2022 tarihinde yapılmasına karar verildiği not düşüldü.

    ÖSYM tarafından yapılan açıklamada, 2022 ÖSYM Sınav Takviminde yer alan diğer sınavların tarihlerinde herhangi bir değişiklik yapılmayacağı belirtildi.

  • Adalet Bakanı Bozdağ’dan KPSS açıklaması

    Adalet Bakanı Bozdağ’dan KPSS açıklaması

    Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Akit TV’de Ankara Kulisi programına katılarak gazeteci Sami Dadağlıoğlu’nun sorularını yanıtladı. Bakan Bozdağ yaptığı açıklamada Türkiye’nin geçmişte sağ-sol ve Alevi-Sünni ayrıştırmaları ile pek çok bedel ödediğini hatırlatarak, “Pek çok kıymetli evladımızı toprağa vermek zorunda kaldık ve geçmişi iyi bilenler, bunu yakından yaşayanlar bunun acısını derinden hissederler. Türkiye’nin birliği, beraberliği 82 milyon aziz vatandaşımızın her birinin birliği, huzur, kardeşlik ve barış içinde yaşamasından geçer. Ama maalesef Türkiye’nin birlik ve dirliğini bozmak isteyenler zaman zaman milletimizin farklılıklarını, zaman zaman milletimizin bazı konulardaki hassasiyetlerini kaşıdıklarını görüyoruz. Kaşımaya gayret ettiklerini görüyoruz, çabaları görüyoruz ve bunların somut örneklerini görüyoruz. Tabii Ankara’daki cemevlerini saldırılar fevkalade üzücü ve çok net bir şekilde provokasyon kokuyor. Bu nedenle ben öncelikle bu saldırıyı ve saldırıyı yapanı, ona destek olanların hepsini şiddetle kınıyor ve lanetliyorum” dedi.

    “Birlik ve dirliğimize atılmış birer dinamit gibi görüyorum”

    Bakan Bozdağ, 30 Temmuz’da muharrem orucunun ilk gününde birçok cemevi ve köy derneğine saldırılmasına ilişkin şunları kaydetti:
    “Cemevlerine yapılan saldırı bu milletin her bir ferdinin kendisine yapılmış, evine yapılmış saldırı gibidir. Hepimizin manevi değerlerine yapılmış saldırı gibidir. Çünkü cemevi de bizim, cami de bizim, Alevi de bizim, Sünni de bizim. Bu memlekette yaşayan rengi dili ırkı cinsiyeti, inancı, felsefi görüşü ne olursa olsun ayrımsız her bir vatandaşımızın her birisi bizim kendi öz evladımız, hepimiz biriz, beraberiz. Onun için bu tür saldırıları birlik ve dirliğimize atılmış birer dinamit gibi görüyorum. Böylesi bir fitne fesadı bu milletin evlatları arasına kimse sokmayı başaramayacaktır. Tabii bu olay çok ilginç de bir olay. İzmir’de oturan biri, orada da cemevi var, ondan sonra eğer böyle bir şey düşünüyorsa bakıyorsun Ankara’ya geliyor. Ankara’da bir yerden bir yere adresi bilsem bile 45 dakika içerisinde gidip gelebilme imkanı kolay kolay mümkün mü? Mümkün değil. Bir bakıyorsun 45 dakika içerisinde üç ayrı yere gidiyor, üç ayrı yerde eylem yapıyor. Ondan sonra ayrılıp gidiyor. Ankara’yı bilmeyen, buralara ilişkin ön bilgisi olmayan veya birinin yardımını almayan, keşif yapmayan birisi bu kadar kısa süre içerisinde bu yerleri gezip üç ayrı yerde üç ayrı eylem koyup, ondan sonra Ankara’dan ayrılması hayatın olağan akışına uymaz.”

    “Bize düşen işin fail veya failleri, azmettiricileri, önünde arkasında kimler varsa onlara hak ettiğinin verilmesini sağlamak”

    Cemevi saldırılarına ilişkin bütün soruların cevaplarını adli sürecin aydınlatacağını dile getiren Bozdağ, “Tahkikat bütün boyutlarıyla devam ediyor. Eminim ki bu tahkikatın sonucunda gerçekler ortaya çıkacaktır. Halkın bir kesimini diğer kesimine karşı kışkırtmak. Tahrik etmek milletin bir kısmını diğer kesimine karşı düşmanlık, nefret duygularıyla beslemek ve onları birbirine düşürmek için bu ülkede çalışmalar hiç bitmedi. Dün de vardı bu, şimdi de var, muhtemel yarınlarda olacaktır. Ama bize düşen bu tür hadiseler karşısında aziz milletimiz de olduğu gibi sağduyulu, aklı selim içinde olmak, işin hakikatini kısa sürede aydınlatmak. Karanlık noktaları aydınlığa kavuşturarak milletimize bu konuda doğruları vermek ve bu işin fail veya failleri azmettiricileri önünde arkasında kimler varsa onların hukuk terazisinde tartıp, hak ettiği neyse onlara hukuku vermesini sağlamaktır” diye konuştu.

    “Cumhurbaşkanımız derhal duruma müdahale etti”

    Kamu Personeli Seçme Sınavı (KPSS) sorularının sızdırıldığının iddia edilmesi ve ardından sınavın iptal edilmesini değerlendiren Bozdağ, şunları söyledi:

    “Öncelikle burada olan hadisenin önemli ve büyük bir hadise olduğunun altını çizmekte fayda var. Çünkü sınava giren on binlerce, yüz binlerce gencimizin geleceğiyle ilgili son derece önemli bir sınav. Bunun doğruluk, dürüstlük ilkelerine uygun bir biçimde yapılması devletin vazifelerinden bir tanesi. Devlet bunu temin edecek ve burada herhangi bir gölge, şaibe, endişe olmayacak, olmaması da icap eder. Onun için son sınavdan sonra ortaya çıkan tartışmalar nedeniyle burada bir, vatandaşlarımızı rahatsız eden insanımızın gönlüne şüphe düşüren, tereddütleri çoğaltan durumlar ortaya çıkınca Cumhurbaşkanımız derhal duruma müdahale etti. Yapılması gereken nedir işte öncelikle ÖSYM Başkanını görevden aldı. Evet, çünkü soruşturmanın sağlıklı yürümesi bakımından önemli. Devlet Denetleme Kurulunu derhal devreye soktu. Arkasından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, konuyu bütün boyutlarıyla soruşturmak ve aydınlatmak için bir soruşturma başlattı ve soruşturma kapsamında delillerin karartılmasını önlemek için bir takım adli kararlar alındı ve bunlar uygulandı. ÖSYM Başkanı değişti. Yeni ÖSYM Başkanı atandı ve sınavda iptal edilerek yeni bir sınavın yapılması kararlaştırıldı.”

    “Kamuoyundan birinin ‘hükümet şunu da yapmalıydı’ diye söyleyebileceği bir şey yok”

    Bakan Bozdağ, KPSS sorularının çalındığı iddialarını hiçbir tereddüde, şüpheye ve gölgeye mahal bırakmayacak bir şekilde soruşturmanın hem idari açıdan Devlet Denetleme Kurulu vasıtasıyla hem de adli açıdan savcılık vasıtasıyla yürümesinin son derece önemli olduğunu vurgulayarak, “Bir diğer durum da gençlerimizin onca emeklerinin boşa çıkmaması. Bazılarının haksız bir başarı elde etmemesi, herkesin hakkı olan sonucu elde etmesi için atılması gereken adımlar da atıldı. Sınav iptal edildi. Burada hükümetin yapması gereken ne varsa hükümet hepsini tek tek yaptı. Ben buradan herhangi bir muhalefet partisi genel başkanı veya siyasetçi veya kamuoyundan birinin ‘hükümet şunu da yapmalıydı’ diye söyleyebileceği bir şey yok. Hemen hepsi yapıldı” diye konuştu.

    “Delillerin toplanması için ciddi adımlar atıldı”

    KPSS sorularının çalındığı iddiası üzerine yürütülen çifte soruşturmada Devlet Denetleme Kurulunun devrede olduğunu anımsatan Bozdağ, “Adli tahkikat başlatıldı ve delillerin toplanması için ciddi adımlar atıldı ve bundan sonraki süreçte de bu kararlılıkla bu olayın esasında ne varsa maddi hakikati bütün boyutlarıyla ortaya çıkacaktır. Elbette burada kastı, kusuru olan var ve burada birtakım terör örgütlerinin parmağı var veya başka başka şeyler var ise bunlar da delilleriyle ortaya konduğu takdirde bunlarla ilgili de gereğini yapacağını, adalet terazisinin bu meselede dosdoğru tartıp herkese hak ettiğini vereceğinden hiç kimsenin şüphesi olmaması lazım” ifadelerini kullandı.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan KPSS açıklaması

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan KPSS açıklaması

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Soçi ziyareti gazetecilerin sorularını cevapladı.

    Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in davetine icabetle Soçi’ye yaptığı çalışma ziyaretinin olumlu, başarılı bir şekilde tamamlandığını ifade eden Erdoğan, “Putin’le 19 Temmuz’da Tahran’da bir araya gelmelerinin ardından Soçi’de ikili ilişkileri ve uluslararası meseleleri etraflıca değerlendirdik. Yüksek Düzeyli İş Birliği Konseyimizin müteakip toplantısını Türkiye’de yapmak üzere Sayın Putin’e davetimi gerçekleştirdim” dedi.

    Türk-Rus ilişkilerinin karşı karşıya kaldığı meydan okumaların üstesinden diyalog ve iş birliği ile gelmeyi hep başardığını ifade eden Erdoğan, ”Putin’le tesis ettiğimiz karşılıklı güven ve saygıya dayalı ortak anlayış, ilişkilerimizin teminatıdır. Mevcut şartlar altında önemli olan; ilişkilerimizi ortak çıkarlarımız temelinde ve uluslararası sistem içinde sürdürmek, ileri götürmektir” açıklamasında bulundu.

    Putin ile ikili görüşmelerinde ticari ve ekonomik iş birliğinin daha da geliştirilmesi üzerinde etraflıca fikir alışverişinde bulunduklarını ifade eden Erdoğan, “Ticarette hedefin daha önce 100 milyar dolar olarak ifade etmiştik. Bu doğrultuda enerji başta olmak üzere, ticaret, turizm ve tarım gibi alanlarda iş birliğimizi geliştirmek istiyoruz. İkili ticaret hacmimizin daha dengeli bir zemine kavuşmasını temin etmek noktasında kararlıyız. Ekonomik ve ticari ilişiklerimize dair yol haritası mahiyetinde bir mutabakat zaptı da Soçi’de Ticaret Bakanımız ile Rusya Başbakan Yardımcısı Aleksandr Novak tarafından imzalandı” değerlendirmesinde bulundu.

    Suriye’de yuvalanan terör örgütlerine karşı atılabilecek adımların mütalaa edildiğini kaydeden Erdoğan, “Suriye’nin toprak bütünlüğünü tehdit eden, Suriyeli kardeşlerimizle birlikte askerimize, polisimize, güvenlik güçlerimize, sivil vatandaşlarımıza saldıran bu katil sürüleriyle mücadelemize birlikte gereken cevabı verme kararında da mutabık kaldık. Rusya’yla sürdürdüğümüz diyaloğun müspet yansımalarına Kafkaslarda, Suriye’de ve Ukrayna’da şahit oluyoruz” dedi.

    Rusya -Ukrayna sorununun müzakere masasında çözümüne olan inancının devam ettiğini söyleyen Erdoğan, ”Ukrayna tahılının Karadeniz üzerinden ihraç edilmesine yönelik girişim, bunun en son küresel örneğidir. Şimdi önemli olan, planın sağlıklı şekilde uygulanması ve oluşan müspet havanın İstanbul’daki müzakerelere dönüşe yönelik somut adımlara tahvil edilmesidir. Ukrayna’daki savaşın kazananı olmayacağını başından beri vurguluyorum. Sahadaki sıkıntılara rağmen, krizin müzakere masasında çözüleceğine olan güçlü inancımı da koruyorum. Putin’e, Zelenski’yle görüşmesine ev sahipliği yapabileceğimizi bir kez daha hatırlattım. Karadeniz’den komşumuz Rusya’yla diyaloğumuzu, bölgesel ve küresel barışa katkı sunmak maksadıyla her alanda ilerletmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

    Türkiye’nin Rusya- Ukrayna geriliminin çözümünde tutumunun her zaman aynı olduğunu bir kez daha vurgu yapan Erdoğan, ”Türk diplomasisi aslında üzerine düşen bu görevi başarılı bir şekilde sürdürüyor. Burada herhangi bir sıkıntı söz konusu değil. Ancak tabii tarafların buradaki yaklaşımı büyük önem arz ediyor. Eğer taraflar verilen sözlerin üzerinde gerçekten hassasiyet gösterip dururlarsa bu işi ciddi manada çözebilecek bir imkana sahip olduğumuzu veyahut da yaklaştığımızı görüyorum. Bunun olmaması için bu noktada bir sebep söz konusu değil” değerlendirmesinde bulundu.

    Türkiye’nin terör unsurlarına karşı tavrını Putin ile görüşmesinde ifade ettiğini belirten Erdoğan şunları kaydetti:

    “Putin konuyla ilgili Türkiye’ye yönelik adil bir yaklaşım sürdürüyor. Terörle mücadele noktasında her zaman yanımızda olacağını özellikle de ifade ediyor. Burada şunu bize ima ediyor; ‘Mümkün olduğunca bunları, rejimle birlikte çözme yolunu tercih ederseniz çok daha isabetli olur’ gibi bir yaklaşımı var. Biz de diyoruz ki, şu anda bizim istihbarat örgütümüz Suriye istihbaratıyla zaten bu konuları yürütüyor ama bütün mesele netice almak. Eğer istihbaratımız, Suriye istihbaratıyla bu çalışmayı yürütürken, buna rağmen hala orada terör örgütleri fellik fellik at oynatıyorsa bu konuda bize destek vermeniz gerekiyor diyoruz. Bu konuda da mutabakatımız var”.

    “Akkuyu’daki çalışmaları yerinde, bizzat heyetimle beraber izleyeceğim”

    ‘Akkuyu Nükleer Santrali, Cumhuriyet tarihimizin en büyük projelerinden bir tanesi. Bunun önemli olmasının sebebi, sadece elektrik üretim kapasitesi değil, aynı zamanda enerji arzı konusunda Türkiye’nin beklentilerinin bir bölümünü karşılamasının öngörülmesi. Diğer taraftan sizin enerji konusunda da en başından beri çok sık vurgu yaptığımız konulardan bir tanesi yerlileşme ve millileşme. Bu çerçevede Rus tarafı ile bir Türk ortağın girişimi olarak yola çıkan IC İçtaş zaman içinde önemli bir bilgi birikimi ve know-how üretmişti. Fakat kısa süre önce ilginç bir gelişme oldu ve Rus tarafı Rosatom yarı yarıya ortak olduğu bu şirkette çalışmalarını durdurdu ve feshetti. Acaba bu konu gündeme geldi mi? Siz nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu adım bu projenin gecikmesi veya Türk tarafının bir miktar daha böyle taşeronlaştırılmasına neden olabilir mi? Böyle bir risk görülüyor mu?’ sorusuna Erdoğan, “Tabii böyle bir konuyu görüşmemek olamaz. Görüştük. Akkuyu Nükleer Güç Santrali, ülkemizin enerji stratejisi içinde ayrı bir öneme sahip. Akkuyu’nun ilk reaktörünü 2023 yılında hizmete alma hedefimiz sürüyor. Bu hususları, Rus tarafıyla görüşmelerimizde bir kez daha ele aldık. ‘25 bin kişi şu anda çalışmıyor. Burası kapatıldı’ gibi ifadeler söyleniyor. Böyle bir şeyi ben de kabul etmedim, Rus tarafı da kabul etmiyor. Çalışıyorlar. Şimdi önümüzdeki hafta Mersin Taşucu’nda Abdülhamit Han sondaj gemimizi uğurlamaya gittiğimde aynı gün oradan Akkuyu’ya geçeceğim. Akkuyu’daki çalışmaları yerinde, bizzat heyetimle beraber izleyeceğim. Ondan sonra da Sayın Putin’e oradaki gelinen durumu aktaracağım, söyleyeceğim. Ona göre de yol haritamızı belirleyelim diyeceğim. Yani onlar da bir defa kesinlikle süreci durdurmak gibi bir şeyi kabul etmiyorlar” cevabını verdi.

    Türkiye’nin ülkeye yatırım yapmak isteyen herkese kapılarının açık olduğunu söyleyen Erdoğan, ”Bizim şu anda Türkiye olarak kapımız herkese açık. Ülkemizde kimler yatırım yapmak isterse biz onlara her türlü desteği veririz. Çünkü Türkiye dünyada sadece bu son gelişmelerde değil, bunun dışında da serbest pazar ekonomisinin en önemli bir açık kapısıdır” dedi.

    “Putin’le ruble üzerinde mutabık kaldık”

    Ruble ile alışveriş konusunun da görüşmelerde masada olduğunu bildiren Erdoğan, ”Tabii bu Soçi ziyaretinin bir güzel tarafı da şu oldu, Putin’le ruble üzerinde mutabık kaldık. Ruble noktasında bu alışverişlerimizi yapacağımız için o da tabii Türkiye-Rusya arasında mali noktada ayrı bir güç kaynağı olarak Rusya’ya ve Türkiye’ye inşallah kazandıracak. Bir de Rusya’nın Mir kartı var. Şu anda bizim beş bankamız bunun üzerinden çalışmalarını sürdürüyor. Burada da çok ciddi gelişmeler var. Bu da tabi Rusya’dan gelen turistleri çok çok rahatlatan bir süreç. Onlarla alışverişini, otel ödemelerini yapabiliyorlar. Bu da tabi hem onlar için hem bizim için çok çok rahatlatıcı bir sistem. Bu ziyaretimizde Rusya Merkez Bankası Başkanı ile bizim Merkez Bankası Başkanımız da görüşmelerini yaptılar” açıklamasında bulundu.

    Azerbaycan-Ermenistan gerilimi ile ilgili açıklamalarda bulunan Erdoğan, “İlham kardeşimle iki gün önce bunları etraflıca konuştuk. Öncelikle bir Azerbaycanlı kardeşimizin şehit olmasına neden olan saldırıyı kınıyoruz. Karabağ, Azerbaycan’ın uluslararası tanınmış sınırları içerisinde yer alan Azerbaycan toprağıdır. Azerbaycan, tabiatıyla topraklarında yasadışı hiçbir silahlı unsurun bulunmasını istemiyor. Üçlü Bildiri’den bu yana yaklaşık iki yıl geçti. Ermenistan’ın buradaki taahhütlerini de bir an önce yerine getirmesi önem taşıyor. Azerbaycan’ın Londra Büyükelçiliğine saldırıyı da kabul edilemez buluyoruz. Bu olayın ciddiyetle ve detaylı bir şekilde soruşturularak faillerine gerekli cezaların verileceğini ümit ediyoruz” şeklinde konuştu.

    Erdoğan, “ABD Temsilciler Meclisi Başkanının Tayvan’dan ayrılmasının ardından Çin, işgal senaryosunu andıran bir tatbikat başlattı. Bu gerilimin nereye evrileceğini düşünüyorsunuz? Pasifik’te olabilecek bir çatışma, Türkiye’nin pozisyonunu nasıl etkiler? Ekonomik anlamda özellikle bir kriz çıkarsa hazırlık mıyız?” sorusuna ise şöyle cevap verdi:

    “Biz hepsine hazırız, bir sıkıntı yok. Bölgedeki gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Ukrayna’daki savaş ve koronavirüs salgınının küresel ekonomi ve istikrara olumsuz etkilerinin sürdüğü bir dönemde yeni bir krizin ortaya çıkmasına izin vermemeliyiz. Tayvan’la ilgili ortaya çıkan gerginliğin azaltılması için tüm tarafların sağduyulu ve itidalli hareket etmesi çok çok önemli. Eylül ayında Şanghay Beşlisi, Özbekistan’da toplanacak. Görüşmemizde Sayın Putin de rica etti; nasip olursa biz de inşallah oradaki toplantıya katılacağız. Şanghay Beşlisi’nin gerek üyeleri gerek gözlemci ya da diyalog ortağı olarak oraya katılacak olanlarla biz de beraber olalım diyoruz. Örneğin Çin geliyor, öbür tarafta Suud gelecek, Katar gelecek. Orada onlarla bir arada olmayı hedefliyoruz. Şu anda fevkalade bir durum olmazsa inşallah ben de oraya katılacağım. Orada bunları çok daha iyi değerlendiririz.”

    Almanya ve Fransa’nın Türkiye’yi hedef alan açıklamalarıyla ilgili değerlendirmede bulunan Erdoğan, ”Bu taraflı açıklamalara Dışişleri Bakanımız gerekli yanıtları verdi. Ne yazık ki Almanya da Fransa da Rum-Yunan propagandasına alet oluyor. Yunanistan’ın uluslararası hukuku hiçe sayan adımlarına göz yumulurken, doğru olmayan değerlendirmelerle ülkemizin eleştirilmesi kabul edilemez. Avrupa’nın istikrar ve güvenliği için Türkiye’nin yeri aşikâr. Bu rolümüzü küresel tahıl krizinin çözümünde öncü olarak bir kez daha gösterdik. İstanbul’dan geçen Razoni kuru yük gemisi aslında bir ilkti. Bunun arkasında bu şekilde sırada olan 20 civarında gemi var. Hepsinden öte, şu anda Rusya diyor ki ‘Bizim ciddi manada çıkabilecek hazırlığımız var, gücümüz var. Bizdekilere ne zaman aracılık edeceksiniz?’ İlgili bakanlıklarımız, birinci derecede de Ticaret Bakanlığımız bu işlerin şu anda sorumlusu olduğu için bu konuda hızla çalışıyorlar. Hele hele burada imzayı attıktan sonra sorumluluğu daha da artmış vaziyette” dedi.

    Erdoğan Rusya’nın da tahıl ihracatı için destek talebinde bulunduğunu belirterek, Rusya diyor ki ‘Benim malım çok fazla. Örneğin asgari 40 milyon ton ben şu anda mal çıkarabilirim.’ Tabii arada kara kediler var, güya Türkiye gemileri durdurmuş gibi dedikodu dolaştırıyorlar. Böyle bir şey yok. Aksine, ilk gemi nasıl Lübnan’a gittiyse, bu tür gemilerin hepsi bizim üzerimizden gitmeleri gereken ülkelere ulaşmaları için yola revan olacaklar. Bunun aracılığını da Türkiye en güzel şekilde ortaya koyacak. İstanbul’daki sözleşmeyle sağladığımız o başarıyı bundan sonra da devam ettireceğiz” diye konuştu.

    Yunanistan’da casus yazılım skandalı

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstihbarat Teşkilatı Başkanı istifasına yönelik soruya ise “Ben Yunanistan’ın iç işlerine karışmam. Bu onların iç işleridir” açıklamasında bulundu.

    Kuzey Irak’taki Zaho olayını sormak istiyorum. Hem dış politika açısından hem iç politika açısından soracağım. 9 sivil öldürüldü iki hafta önce. Bu 9 sivil defnedilmeden işi Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yaptığına dair tezvirat yaptılar. Zaho’daki son durum nedir? Bunu Türkiye’ye karşı küresel bir kumpas olarak değerlendirenler oldu. Böyle bir kumpas var mı? Birileri acaba Suriye’ye operasyon yapılacakken böyle işler mi yapıyorlar? Daha önce gerek Dışişleri gerekse Savunma Bakanlığımız açıklamaları yaptı. Bu, terör örgütü PKK’nın bilindik saldırılarının bir değişik versiyonu. Nasıl bugüne kadar bu tür şeyleri yapıp ondan sonra kaçtıysalar, ortada görünmeme gibi yolları seçtiyseler şimdi burada da yine aynı şekilde bu tür suikastları yaptıktan sonra topu hemen Türk Silahlı Kuvvetleri’nin, Türkiye’nin üzerine atmışlardır. Olayın aslı budur. Buna yönelik de bugüne kadar yapılmış olan açıklamalarımızın arkasındayız. Tabii başta Amerika olmak üzere, Avrupa’nın değişik ülkelerine bunları İletişim Başkanlığımız da anlattı ve bu şekilde süreç devam ediyor. Biz ilk andan itibaren orada yerel muhataplarımızla konuşmak, görüşmek, temas sağlamak suretiyle her konuda yardımcı olabileceğimizi, bu olayın açığa çıkması için elimizden geleni göstereceğimizi kendilerine söyledik. Bu teklifimiz halen baki. Onlar da teşekkür ettiler. Hatta oradaki yaralılarla alakalı eğer arzu ederlerse onlara sağlık desteği sağlayabileceğimizi kendilerine ifade ettik. Sadece Kuzey Irak’ta veya Irak’ta değil, biz oradan ülkemize alıp en yakın vilayetlerdeki şehir hastanelerimizde, eğitim araştırma hastanelerimizde, ameliyatsa ameliyat, bakımsa bakım bunların hepsini yapabileceğimizi söyledik. Bütün muhataplarımıza taziyelerimizi ilettik. Bizim başlangıçtan itibaren yaptığımız bütün operasyonlarda sivillerin, tarihi, dini, kültürel yapıların ve çevrenin dokunulmaz olduğunu, planlamada ve icrada kesinlikle bu konulara hiçbir ordunun yapmadığı kadar dikkatli ve hassasiyetle yaklaştığımızı ilave ettik. Zaho’daki olaydan sonra Musul Konsolosluğumuza bir saldırı oldu. Oranın bir sivil hedef olduğu biline biline oraya aleni saldırı yapıldı. Kimin sivil hedeflere saldırabileceğini, bu alçaklığı kimlerin yapabileceğini herkesin görmesi lazım.

    Zaho’daki son durumu değerlendiren Erdoğan, ”Biliyorsunuz ben Uludere’deki o olayda ebediyete irtihal eden bütün kardeşlerimizin aileleriyle bir araya geldim. Şırnak’ta Şerafettin Elçi Havalimanı’nın açılışında o ailelerle görüşmelerimi yaptım. Bizzat eşimi de Uludere’ye gönderdim. Eşim Uludere’ye gitti, oradaki ailelerle yerinde görüşmeler yaptı. Dolayısıyla bizim Bay Kemal gibi kalkıp da nerede bir fırsatçılık var, o fırsatçılık anı geldiğinde onlarla bir araya gelmek gibi bir yaklaşımımız yok. Bay Kemal helalleşmeden bahsediyor. Sen bu ifadeyle bir defa kendini açığa çıkarıyorsun. Nedir o? Bir yerde bir borç varsa gidersin helalleşirsin. Demek ki sen bu işlerde tarafsın. Böyle bir durum zaten söz konusu. Onun için de helalleşme zarureti doğuyor. Bizim öyle bir helalleşme sıkıntımız yok. Çünkü biz bütün vatandaşlarımıza karşı her türlü yapmamız gerekenleri yaptık, yapıyoruz ve bundan sonra da aynı şekilde yapmaya devam edeceğiz. Bizim vatandaşlarımıza karşı hak noktasında bir sıkıntımız yok, buna inanıyoruz. Hele hele orada belediyeyi de biz kazandığımız için, nasıl oluyor bu iş, hem öyle hem öyle” değerlendirmesini yaptı.

    KPSS iptal sürecinin detaylarını paylaşan Erdoğan, ”FETÖ’cü grup mu desek; 6’lı masa mı desek; bir de masanın altı var, yedi Şimdi dikkat ederseniz, aynı anda hepsi adeta aynı cümlelerle, aynı kelimelerle bunu tanımlamaya çalıştılar. Yani biz orada boşta bulunsak veya boşluğa düşsek bunu seçime kadar satacaklardı. Çünkü gençleri nasıl aldatırız gayreti içerisindeler. Tabii bu tutmadı. Çünkü biz durumu gördük. Durumu gördükten sonra, ben ÖSYM başkanı olan arkadaşımızı da bir zan altında bırakmak istemem ama soruşturmaların hayırlı bir netice vermesi noktasından hareketle kendisini görevden almak suretiyle oraya hemen, 24 saati bulmadan bir arkadaşımızın atamasını yaptık. Bu atamayla beraber de hemen ekibini en güzel şekilde kurması için talimat verdik. Üst düzey de bir ekip oluşturduk ve bu ekiple çalışmalarına anında başladılar. Atamayı yaptığımız gibi çalışmayla da hemen ertesi sabah çıktı basın toplantısını yaptı ve önümüzdeki ayın 17’sinde de süreci başlatma kararını aldık. Sınavı iptal edilenlerden herhangi bir ücret talebi de kesinlikle olmayacak. ÖSYM, bundan sonraki süreci, kademeleri de inşallah en güzel surette devam ettirerek, şaibeleri de ortadan kaldırarak yoluna devam edecek” dedi.

  • İletişim Başkanı Altun’dan KPSS açıklaması

    İletişim Başkanı Altun’dan KPSS açıklaması

    Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, sosyal medya hesabından yapılan paylaşımda,

    “2022-KPSS kapsamında 31 Temmuz’da yapılan oturumların iptal edilmesi, 6-7 ve 14 Ağustos’ta yapılacak oturumların da ertelenmesi nedeniyle, kamu kurumlarımızın KPSS ile personel alım süreçleri yeni KPSS takvimine göre güncellenecektir. KPSS ile alım yapmayı planlayan kamu kurumlarımız, kontenjan ve şartlarını 17 Eylül’de başlayacak KPSS takvimindeki sınavların gerçekleşmesi ve sonuçların açıklanmasının ardından ayrıca duyuracaktır” ifadelerini kullandı.

    Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, “Bu yıl kamu görevlerine atanacaklar için ‘KPSS sonucu geçerlilik süresi’ bir sonraki KPSS ile birlikte son iki yılın KPSS sonuçlarını da kapsayacak şekilde uygulanacak, herhangi bir hak kaybına neden olunmayacaktır” dedi.  Süreci en başından beri titizlikle takip eden Sayın Cumhurbaşkanımızın belirttiği üzere, bu konuda tek bir vatandaşımızın dahi mağdur olmasına asla müsaade edilmeyecektir” ifadelerini kullandı.