Etiket: kronik

  • Mevsim geçişlerinden kimler etkilenir?

    Mevsim geçişlerinden kimler etkilenir?

    İç hastalıkları uzmanı Asena Serap Yalçınkaya, mevsim geçişlerinde meydana gelen rahatsızlıklar hakkında açıklamalarda bulundu.

    Hava sıcaklıklarının bir artıp bir azaldığını kaydeden Uzm. Dr. Yalçınkaya, ”Gündüz gece farkları aralıkları oldukça artmakta tabi buda bizim üst solunum yolu enfeksiyonlarını tetikleyen olarak karşımıza çıkmakta. Mevsim geçişlerinden en çok etkilenen grup, çocuk hastalar, 65 yaş üstü olan hastalar ve kronik rahatsızlığı olanlardır. Diyabet, kalp yetmezliği ve organ yetmezliği olan hastalarımız, daha çok etkilenmektedir. Bunun yanı sıra kronik obstrüktif akciğer hastalığı olan hastalarımızda ataklar ve solunum yolu hastalıklarında artış görmekteyiz. Mevsim şartlarının sürekli değişkenlik göstermesi üst solunum yolu enfeksiyonlarında bir artışa sebep olmaktadır. Bunlar, özellikle mevsimsel alerjik rinit, viral üst solunum yolu enfeksiyonları, bakteriyel üst solunum yolu enfeksiyonları, tonsilit, farenjit ve alt solunum yolları enfeksiyonları olarak karşımıza çıkmaktadır. Bunun yanı sıra dediğimiz gibi kronik obstürktif akciğer hastalığı olan hastalarda zatürre ve KOAH atak sıklığında artış görmekteyiz. Bunlara karşı ne gibi önlemler alabiliriz. Özellikle kronik ve yaşlı hasta grubuna biz aşılama öneriyoruz. Bunun yanı sıra kendi ilaçlarını düzenli kullanmalarını ve mevcut hastalıklarının kontrol altında tutulmasını öneriyoruz. Tabi viral hastalıklarda genellikle vitamin takviyesi, sıvı takviyesi ve yatak istirahati yeterli olmaktadır. Bakteriyel enfeksiyonlarda ise hekimin muayene ve yaptığı tetkikler sonucunda etkene yönelik uygun antibiyoterapi başlanması gerekmektedir. Bunun yanı sıra, A,E ve C vitamini gibi diğer bağışıklık güçlendiricilerinde verilmesi gerekmektedir. Hastalara önerim, bu dönemde özellikle bağışıklık sistemini güçlendiren takviyeleri hekim kontrolünde almaları kronik hastalığı olan hastaların ilaçlarını düzenli kullanmaları ve ateşi halsizliği ve kusması olan hastalarında bir hekim kontrolünde tedavi altında olmalarını öneriyorum” diye konuştu.

  • Sonbahar, kalp hastaları için tehdit

    Sonbahar, kalp hastaları için tehdit

    Aşı gripten koruyor

    “Gripten korunmak için yapılması gereken ilk şeylerden biri de aşı olmaktır. Grip aşısı her yıl, bir önceki sene gribe neden olan virüsler göz önünde bulundurularak, bir sonraki yıl gribe neden olacak virüslere yönelik tahmin ile yeniden hazırlanıyor” diyen Prof. Dr. Katırcıbaşı, ülkemizde kalp yetmezliği olan hasta grubunda grip aşısı olma oranının Avrupa ortalamasının çok altında kaldığını anlatıyor.

    Sonbaharda zatürre riski artıyor

    Kronik kalp hastalıkları, astım ve KOAH gibi sağlık sorunu olanların zatürreye yakalanma olasılıkları özellikle sonbaharda artıyor. Prof. Dr. Katırcıbaşı, ayrıca 60 yaş ve üzeri yetişkin bireylerde zatürreye yakalanma açısından en büyük handikapı kalp hastalıklarının oluşturduğunu ifade ederek, kalp hastaları arasındaki en fazla risk altındaki grubun ise kronik kalp yetmezliği hastaları olduğunu belirtiyor.

    Aşı takvimi kaçırılmamalı

    Grip aşısının kronik kalp hastalığı olan erişkin bireylere sonbahar aylarında yapılması (tercihen Ekim ayı) ve her yıl tekrarlanması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Katırcıbaşı, “Ancak geç başvurmuş bireylerde aşılama Şubat ayına kadar yapılabilir. Zatürre aşısı ise grip aşısının aksine yılın herhangi bir zamanında yapılabilir. Erişkin yaş grubunda her iki zatürre (KPA-13 ve PPA-23) aşısının da yapılması önerilmektedir. Daha önce hiç zatürre aşısı olmamış kişilere tercihen önce tek bir doz KPA-13 yapılması, en az bir yıl sonra PPA-23 ve 5 yıl sonrasında da PPA-23 hatırlatma dozu uygulanması tavsiye edilir” diyor.

    Taburculuktan sonra aşı yapılabilir

    Kronik kalp hastalarının, Sağlık Bakanlığı’nın 2016 yılında erişkinler için risk grubu aşılamalarına ilişkin önerilerinde yer aldığını hatırlatan Prof. Dr. Katırcıbaşı, “Ayrıca aktif enfeksiyonu olan ve/veya akut kardiyak bir olaydan (akut koroner sendrom, akut kalp yetersizliği, akciğer atardamarına pıhtı atması vb.) dolayı hastaneye yatan hastalar ise mevcut hastalıkları iyileştikten ve yaşamsal verileri stabil hale geldikten sonra taburcu olurken veya taburculuğun ardından ilk kontrollerinde aşılarını yaptırabilirler” diyor. Prof. Katırcıbaşı, aşılanması önerilen hasta gruplarını ise şöyle sıralıyor:
    “Kalp yetersizliği ve kalp kasının birincil hastalığı olanlar. Kalp-damar hastaları. Kapak hastaları. Morarma ile seyreden doğuştan kalp hastaları. Pulmoner arteriyel hipertansiyon hastaları.”

  • Kronik hastalara sıcak hava uyarısı

    Kronik hastalara sıcak hava uyarısı

    Aşırı terleme ve nem sonrasında vücuttan sıvı ve tuz kaybı ortaya çıktığına dikkat çeken Hayat Hastanesi İç hastalıları Uzmanı Dr. Muhittin Pekuz, “Bunun neticesinde kişide halsizlik, yorgunluk, bitkinlik, baş dönmesi, baş ağrısı özellikle bulantı, ellerde ve kollarda uyuşma, kas ağrısı, şuur bozukluğu ve huzursuzluk meydana getirebilir. Sıcak hava ve güneşten korunmak için özellikle güneş ışınlarının dik geldiği saat 11.00 ve 16.00 aralığında dışarı çıkılmamasını şapka, gözlük ve şemsiye gibi koruyucu aletler kullanılmasını önermekteyiz. Kıyafet açısından özellikle terlemeye izin vermeyecek ya da teri emebilecek açık renkte ve pamuksu kıyafetlerin tercih edilmesini, koyu renkte kalın kıyafetlerden, naylonumsu ya da sentetik kıyafetlerden kaçınılmasını önermekteyiz. Sıvı kaybının telafisi için şekersiz ve asidik içeriği olmayan soda, ayran, su, açık çay veya limonlu çay gibi sıvı tüketimini arttırabiliriz” şeklinde konuştu.

    Aşırı sıcaklarda kronik hastaların da dikkatli olması gerektiği konusunda uyarılarda bulunan UzmanıDr. Muhittin Pekuz şu cümleleri kurdu;

    “Güneş çarpması etkileri sonucu gerekli özen gösterilmez, müdahalede bulunulmaz ve tedavinin geç kalındığı hastalarda ciddi komplikasyonlar görülebilir. Özellikle sıcak çarpmasının ve güneş çarpmasının yaşlı kişiler, çocuklar, gebeler ve kronik hastalığa sahip kişiler üzerinde ciddi yan etkileri vardır. Dahili gurubunda kronik hastalık dediğimiz kalp damar hastalıkları, hipertansiyon, şeker yani diyabet hastaları, böbrek yetmezliği, diyaliz hastaları, kronik akciğer ve solunum hastaları özellikle bu havada kendilerine mutlaka dikkat etmeleri gerekmektedir. İstenmeyen sonuçlar ile karşılaşmamak adına alınması gereken önlemlerin önemini arttırarak kendilerine daha güvenilir bir ortam oluşturabilirler. Güneş çarpmasını, sıcak çarpmasını hafife almayanız.”

  • Hepatitten korunmak için aşı yaptırın

    Hepatitten korunmak için aşı yaptırın

    Sivas Numune Hastanesinde Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı olarak görev yapan Dr. Zeynep Banu Ramazanoğlu, her yıl dünyada 1 milyon 400 bin kişinin ölümüne neden olan hepatit hakkında bilgiler verdi. Karaciğer yetmezliğinin önüne geçilmesi için hepatit aşılarının önemine dikkat çeken Ramazanoğu, “Karaciğeri tutabilen birçok virüs olmakla birlikte hepatit virüsü diye bahsettiklerimiz başlıca hepatit A,B,C,D ve E olmak üzere 5 çeşittir. Bu virüslerden, B, C ve B varlığında D virüsleri kronik hepatit, karaciğer yetmezliği, karaciğer kanserine yol açabilmekteyken, A ve E virüslerinde kronikleşme beklenmese de akut karaciğer yetmezliği gibi ciddi klinik tablolara yol açabilmektedir” dedi.

    Her gün çoğu tespit edilemeyen 8 bin yeni hepatit enfeksiyonu gözlemlendiğini belirten Ramazanoğlu, “Karaciğer, vücutta olmazsa olmaz işlevler gören, son döneme kadar bu işlevlerini yerine getirmeye çalışan bir organdır. Bu nedenlerle, viral hepatitler çoğunlukla sessiz seyreder. Her gün çoğu tespit edilemeyen yaklaşık 8 bin yeni hepatit enfeksiyonu gözlenmektedir. Her yıl bir milyondan fazla hepatite bağlı ölüm ve her 10 saniyede bir yeni kronik enfeksiyon gelişmektedir. Dünyada yılda 1 milyon 400 bin insanın bu virüs tiplerine bağlı hastalıklardan öldüğü rapor edilmiştir. Önlenebilir virüsler için bu oranlar ciddi anlamda yüksektir” diye konuştu.

    Hepatit virüslerinin bulaş yollarını bilmenin hepatitten korunmak için ilk adım olduğunu ifade eden Uzm. Dr. Ramazanoğlu, “A ve E virüsü kontamine su ve gıdalardan feko-oral yolla bulaşırken, B ve C virüsleri cinsel yolla, kan nakliyle, vücut sıvılarıyla ve anneden bebeğe bulaşır. Temiz su, temiz gıda, temiz eller hepatit bulaşını önlemek için önemlidir. Bunlara ek olarak, hijyenik olmayan kanamalı işlemlerden kaçınılması, korunmasız cinsel ilişkiden kaçınılması ve gebelerin ilk dönemde mutlaka hepatit testlerinin taranması gerekmektedir” dedi.

    Hepatit virüs aşısının çocukluk çağında aşı takviminde olduğunu belirten Uzm. Dr. Ramazanoğlu “Hepatit virüslerinden A ve B için aşı bulunmaktadır ve çocukluk çağı aşı takvimimizde yer almaktadır. Hepatit B aşısı, hepatit D virüsüne karşı da korur. Hepatit C için etkin aşı mevcut değilse de, yüksek etkin tedavisi bulunmaktadır. Hepatit virüslerine maruz kalmadan önce aşıların yapılması hepatitten korunmak için, kronik hepatit geliştiğinde ise tedaviye uyum göstermek karaciğer yetmezliği gelişmesini önlemek için elzemdir. Hepatit aşılarını yaptırmak isteyen vatandaşlarımız, aile hekimlerine ya da enfeksiyon hastalıkları polikliniklerine başvurarak planlama yaptırabilir. Unutmayalım bir karaciğerimiz, bir hayatımız var. Hepatit virüsleri önce karaciğerimizi sonra hayatımızı bitirmesin” ifadelerine yer verdi.

     

  • Kronik hastalığı olanlar dikkat

    Kronik hastalığı olanlar dikkat

    Acıbadem Kayseri Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Seçil Demir, yaz ayları için kronik hastalığı bulunan vatandaşlara yaptığı uyarılarda, “Kronik hastalığı olan hastalarımız yaz aylarını sağlıklı geçirmek için kontrollerini önceden yaptırmalı” dedi.

    Acıbadem Kayseri Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Seçil Demir, vatandaşları hava sıcaklığının arttığı 12.00-15.00 saatleri arasında dışarı çıkmamaları yönünde uyardı. Diyabet, hipertansiyon ve kronik böbrek yetersizliği gibi hastalıkları bulunan hastaların yaz döneminin gelişiyle birlikte sıvı açığının daha fazla hale geldiğine dikkat çeken Dr. Demir, “Bu hastalarımızın sıvı tüketimlerine dikkat etmelerini, ilaçlarını düzenli kullanmaları ve hava sıcaklığının arttığı 12.00-15.00 saatleri arasından çıkmaları gerekiyorsa önleyici kıyafetler giyerek çıkmalarını öneriyorum” dedi.

    Bunun dışında yazın gelmesiyle birlikte metabolizmada hızlanma olabileceğine değinen Dr. Demir, “Bahar yorgunluğu, baharın vermiş olduğu bitkinliği atabilmek için kullandığımız, çeşitli takviyelerimiz var. Eğer hastalarımızda yorgunluk, bitkinlik, sabahları kalkarken uyanamama ya da kendilerini kötü hissetmeleri ile ilgili bir semptom varsa ve kan tahlillerine de bakılıp, herhangi bir olumsuz durum çıkmadıysa gerekli takviyeler yapılmalıdır” şeklinde konuştu.

    “Güneş çarpmasına da dikkat etmek gerekir”
    Dr. Demir, yaz aylarında meydana gelecek olumsuz durumlar için bir uzmana başvurulması gerektiğini söyleyerek, “Kronik hastalığı olan hastalarımız yaz aylarını sağlıklı geçirmek için kontrollerini önceden yaptırmalarını, kontrollerinde bir sıkıntı çıkmadığı halde kendilerini yorgun ve bitkin hisseden hastalarımızın da önermiş olduğum tedavilerin uygulanması için bize başvurmalarını öneririz” diye konuştu.
    Bununla birlikte güneş çarpması olarak da bilinen hipertermi durumundan bahseden Demir, “Uzun süre yüksek sıcaklığa maruz kalan, yoğun fiziksel aktivitede bulunan veya ilaç kullanımının bir sonucu olarak ortaya çıkan hipertermi, vücuttaki ısı düzenleme mekanizmalarının yetersiz kalması ve böylece aşırı ısınması durumudur” dedi.
    Vücut ısısının 40 derece üstüne çıktığı durumlarda güneş çarpması görüldüğünü belirten Dr. Demir, bu durumun kalp, beyin, böbrekler ve kas dokusunda ciddi hasara yol açacağını, bu nedenle ölüm ve komplikasyon riskini azaltmak için tedavinin çok hızlı sürdürülmesi gerektiğini dile getirdi.